küçük ala hasan *

her gördüğümde pamuk gibi oluyorum. size saçma gelebilir ama sanki bob ross resim yaparken "işte şuraya da küçük ala bir hasan resmedelim" diyormuş gibi zihnimde canlandırıyorum.
devamını gör...

en bi' sevdiğim şiirle geceyi sonlandırıyorum..
ahmed arif'ten : ay karanlık
maviye, maviye çalar gözlerin
yangın mavisine
rüzgarda asi, körsem
senden gayrısına yoksam
bozuksam
can benim, düş benim
ellere nesi?
hadi gel
ay karanlık
itten aç
yılandan çıplak
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille
sevmelerim, sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel
ay karanlık
dört yanım puşt zulası
dost yüzlü, dost gülücüklü
cıgaramdan yanar
alnım öperler
suskun, hayın, çıyansı
dört yanım puşt zulası
dönerim dönerim çıkmaz
en leylim gecede ölesim tutmuş
etme gel
ay karanlık..
devamını gör...

king kong gibi dış cepheden tırmanmayarak sözlük kadınlarını şoka uğratan erkektir. *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdi size inanamayacağınız bir komşuluk deneyimimi anlatacağım.
üniversiteyi kazandığım ilk yıl, üç gün içinde izmir'e gelip ev tutmuştuk. ve bu acele kararımız bize komşuluğun önemini yaşayarak öğretmişti.

şöyle ki yerleştiğim apartmanda metrekare başına bin tane deli düşüyordu. bakın abartıyorsam siz buyrun mesaj atın.

üst kat komşum okb hastasıydı yaz kış her gün halı yıkıyordu balkonda şaka değil, o halılar hiç bitmedi.
ayrıca günde minimum üç kere en az 1 saat boyunca elektrik süpürgesi tutuyor her hafta cam kapı siliyordu.
bir de evi sildiği suları lavaboya ya da klozete dökmek yerinde camdan döküyordu. kaç kere ıslandım ben bilirim. gidip konuştuğumda o su pis evin lavabosuna, klozetine dökülmez diyordu. teyze olmasa kavga eder insan ama yok ne yaparsın öyle yaşadım bir buçuk yıl.

bitti mi bitmedi, karşı komşum da evden çıkmıyordu.
baya baya bakkalın çırağı geliyordu her gün. bir kere bilmeden kapısını çaldım zincirin arkasından açtı yoohhkk diyip suratıma çarptı kapıyı. ben de ona dokunmadım bir daha. ama kendisi apartmanın en aklıselim delisi sayılabilirdi. kimseye bir zararı yoktu allahtan.

gel gelelim apatmanın premium delisine; yan dairedeki abla.
ablamız dışarıdan çok normal görünüyordu ilk günler, sonra evime gelmeye başladı. ardından ilişkilendik bana kocasının işitme engelli ve dilsiz olduğunu, çocuğunun da hasta olduğunu söyledi nasıl üzüldüm el kadar çocuk.
neyse sonra kocasına engelli olduğu için başkasının suçunu yıktıklarını yakalanmamak için eve gelmediğini çocuğunun ilacı için paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. valla verdim para.
ama nasıl üzülüyorum, içime içime batıyor. bir kaç kere para verdim.
sonra bu sefer de incinecek diye alışveriş yapıp gece ikide üçte kapısına asmaya başladım.
neyse sonra kocasını gördüm bir gün. sevindim sorun çözüldü herhalde dedim. neyse bir iki hafta sonra adamla karşılaştım. adam benimle konuşmasın mı yemin ediyorum ödüm koptu. adam engelli falan değil. dedim hadi bakalım lilithinkizi, nasıl bir iş bu, çıkar kokusu. velhasıl sonra ben kadın gelince kapıyı açmamaya başladım. en son bir gün çamaşır asıyorum bir ses duydum.
benim abla ellerini ağzına dayamış bağırıyor.
"dikkat dikkat sayın evka 4 sakinleri bugün beldemizde deprem olacaktır! lütfen sığınaklara ininiz! dikkat dikkat (...)!"
o gün anladık işte ablamızın baya baya deli olduğunu.

hülasa ben evden taşındım en nihayetinde. ve bir daha da komşuları bilmediğim evi tutmamaya yemin ettim. (bkz: ev alma komşu al)
şimdi entryi okuyunca güleceksiniz ama inanın yazarken komik de yaşarken hiç komik değildi.

edit: makine çalıştırıyor falan diye yakınan yazarları hususi olarak bu entryi okumaya davet ediyorum. gidin sarılın komşularınıza.
devamını gör...

günümüzün orduları kullandıkları zırhın, antik dünyada denediği ve kullanıldığının farkında değiller. mesela ağır süvariler, roma ordusundaki savaşçılar tamamen zırh kuşanmış ve atları da zırhlı. kılıç ve kalkanın kullanıldığı savaşlarda çok etkili olurlarmış.
devamını gör...

eski nesil yazarların kullandığı msn messerger uygulamasında, dinlediğiniz müziği listenizdeki insanlara gösterebilme özelliği.
devamını gör...

ne yapacağını sezdirmeden karşısındaki insanı yerinden etme çabasına girişecek olanları anlatan bir atasözüdür.
devamını gör...

jean-pierre jeunet yönetmenliğinde 2001 yapımı fransız filmi. orjinal ismi le fabuleux destin d'amélie poulain, yani amelie poulain’ın masalsı kaderi. gerçekten masal gibi bir filmdi. kaç kere izledim bilmiyorum, ama gülümsemek ve içimi ısıtmak için ara ara açar izlerim. fransa’nın romantik atmosferi ve harika müzikler aşkı arayan nazik amelie ile birleşince masal gibi bir film çıkmış ortaya.

paris’te garsonluk yapan amelie, utangaç, nazik şirin mi şirin bir kızdır. annesi küçükken ani bir şekilde ölmüştür. babası ise ona karşı hep mesafelidir. hatta küçükken, doktor olan babası kalbini dinlediği zaman, kalbi hızla attığı için,babası onu hasta zanneder. halbuki mesafeli olan babası ona yaklaştığındaki o heyecandır kalbinin hızla atmasına yol açan. amelie bu nedenlerle içine kapanmış, utangaç bir kız olmuştur. ta ki bir gün bir kutu bulana kadar. o eski kutuyu sahibine ulaştırmak için harcadığı çaba sonucu, kutunun sahibinin sevincini paylaşan amelie, o mutluluğu tatmıştır bir kere. sonrasında etrafındaki insanlara anonim olarak yardım etmeye,hayatlarına dokunmaya başlar. monoton hayatına renk gelen amelie, o arada aşık da olmuştur. çocukluğunu tatmamıştır, o yüzden hayatı oyuna çevirmiştir.

müziklerini yann tiersen yapmış. müzikler de filmin masalsı atmosferiyle buluşunca harika bir görsel şölen çıkmış. şu an yazarken bile içimi ısıtan amelie, en sevdiğim filmler arasında hep birinci sırada kalacak.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

belleville- ontario . kanada’dan sevgiler…
devamını gör...

hollandaca sosyal ve rahat bir durumu tanımlamak için kullanılan bu kelime zaman içinde sosyal medyada farklı anlamlarda kullanılmaya başlanmıştır.
gezelligheid sevdiğin şeylerle beraber geçirilen keyifli zamanı ifade eder.
sevdiğin yerde olmanın yaşattığı mutluluk ve huzura da denir.
dışarda kar yağmıştır, buz gibi soğuk bir hava vardır ama evinizde şömine başında sevdiğiniz ile sıcak bir sohbete başlamışsınızdır… gezelligheid bozulmasın diye telefonu sessize alırsınız.*

yurdum medyası ise önce gezellig diye kelimeyi kısaltmış, sonra "ha gezellig ha güzellik, uzatmaya ne gerek var, bırakın bu gavur kelimelerini" demiştir. *
gezelligheid yaşamışsanız şu şarkıda olduğu gibi sevdiğinizi bırakmak istemezsiniz.



seninle tattım ben her mutluluğu
bırakıp gidersen bil ki yaşamam

ömrümden canımdan ne istersen al
gülü susuz seni aşksız bırakmam

üşüdüm diyorsan güneş olurum
yanarım sevginle, ateş olurum

dolarım havaya, nefes olurum
gülü susuz seni aşksız bırakmam

gönlündeki derdi siler atarım
ümit pınarıyla coşar akarım
kış göstermem sana ben hep baharım
gülü susuz seni aşksız bırakmam
.

sözlüklerde birbirine atar yapıp huzur bozan ergenler gezelligheid nedir bilmez. yerler birbirini, ete para vermezler.
arizona kertenkeleleri bile gezelligheid nedir bilir. * kendileri belgesel çekip internete koyarlar ki seyredenler neşelensin.



sevinci öğrenirsek başkalarına acı vermeyi unuturuz” – nietzsche.
devamını gör...

osmanlı bir imparatorluktu. içerisinde onlarca milletten insan barındırıyordu. ataları bu imparatorluk sınırları içerisinde yaşamıştır. kasıt o ise doğrudur. soyunun padişahtan geldiğini sanıyorsa hayal kırıklığına uğrayacaktır.
devamını gör...

o kadar mutlu oldum ki! * her taraftan fosforlu bir şey çıkıyordu, beynim döndü.
eski hali iyidir benim açımdan.
teşekkürler iko belediyesi.
devamını gör...

mutsuzluğun da mutluluk gibi tadının çıkarılması gereken bir duygu olduğunu düşünüyorum. her şey yaşanmaya, hissedilmeye değer. yeter ki size sizden başka kimsenin iyi gelmeyeceğini anlamış olun.
devamını gör...

iyilik et komşuna iyilik gelsin başına.
besle kargayı oysun gözünü.
devamını gör...

ryuk çıktığı zaman arka fonda çalan şarkı için bile izlenebilecek animedir. konu mükemmel.
devamını gör...

bir konunun, sonuçlanması için çözülmesi, açıklığa kavuşturulması gereken zor yanı.
devamını gör...

‘kafamda kentsel döüşümler
içimde bi yerde bi gülüşünden
sana deliyim ama gizledim her
gidişinden, gidişinden. ‘ sözleriyle en sevdiğim şarkılar arasında yer alan şarkı.
devamını gör...

çarşı, tilki ve ailemizin son üyesi lapacı.
devamını gör...

odama geliyor
-"ne yapıyorsun?" diye soruyor
+"hiç oturuyorum" öyle diyorum
odayı 10 saniye süzüp gidiyor. hala sebebini anlamış değilim.
devamını gör...

tanım: hangi mezhebe mensupsun? diye sorsan, şafii veya hanefi diyecek olan, hoca görünümlü cahil birinin, küçücük çocukları fişlemesi.

bilmez ki, imam şafii'nin*;" ehlibeyt'i sevmek rafızilik ise eğer, tüm dünya duysun rafiziyim ben!" dediğini.


imam şafii ye ehlibeyt sevgisi sorulduğunda; "ehlibeyti namazda anmadan, namaz kabul olmaz!" dediğini.

bilmez ki;

imam hanefi* nin alevilerin altıncı imamı caferi sadık (as) a öğrencilik yaptığı dönemi kastederek; "son iki yılım olmasaydı, numan helak olurdu!" dediğini.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim