felsefeden anlayan kadın vs mantı yapabilen kadın
felsefeden anlamak genel kültürden , okumaktan geçiyor. mantı yapabilmek ise mantı kesen oklavalardan. hayır diğer türlü belin kırılır yani.
yani arasında tercih yapmak zorunda değilsiniz beyler ben oklava linkini atayım mantıyı siz yapıverin.
yani arasında tercih yapmak zorunda değilsiniz beyler ben oklava linkini atayım mantıyı siz yapıverin.
devamını gör...
uzak doğu restorant romantizmi
kulağa biraz saçma geliyor evet ama son aylarda yaşadığımdır.
özellikle noodle ve wonton başta olmak üzere uzak doğu yemeklerini çok seviyorum. dışarıdan yemek sipariş edeceğim zaman da sıklıkla tercih ediyorum. ancak sürekli sipariş verdiğim restoran kalitesini düşürünce yemek sepetinde yeni arayışlara girdim.
ilk denediğim restoranın poşetini açtığımda bir de ne göreyim; paketin üzerinde çeşitli kalpli yapışkanlar, el yazısı ile bir not ve hediye karides cipsi... aa çok minnoş falan ama yemeklerini beğenmediğim için sonraki sefere başka bir restorandan sipariş verdim.
yine paketin içinde tatlış notlar, kalpler, böcekler uçuşuyor. hatta yanlışlıkla aynı restorandan sipariş verdiğimi düşünerek kontrol ettim ama cık.
neyse son olarak sipariş verdiğim restoran en flörtöz olanı çıktı. pembe kalpli kağıda "sevgili kocakarı, hafta sonu öncesi gününe mutluluk katmaya geldim" diyecek kadar iddialı; bir poşetin içine mini bonibonlar, haribolar, cingöz ve olips koyarak sürpriz hazırlayacak kadar da romantik. hepsi de en sevdiğim! ay sevgilim yapmadı bana böyle tatlış jestler.
artık haftada bir düzenli olarak yemek sepeti üzerinden flörtleşiyoruz. onu bu hayattan kurtarıp evinin erkeği yapıcam! sadece kayseri mantısı açacak artık!
shapsik yhaa.
özellikle noodle ve wonton başta olmak üzere uzak doğu yemeklerini çok seviyorum. dışarıdan yemek sipariş edeceğim zaman da sıklıkla tercih ediyorum. ancak sürekli sipariş verdiğim restoran kalitesini düşürünce yemek sepetinde yeni arayışlara girdim.
ilk denediğim restoranın poşetini açtığımda bir de ne göreyim; paketin üzerinde çeşitli kalpli yapışkanlar, el yazısı ile bir not ve hediye karides cipsi... aa çok minnoş falan ama yemeklerini beğenmediğim için sonraki sefere başka bir restorandan sipariş verdim.
yine paketin içinde tatlış notlar, kalpler, böcekler uçuşuyor. hatta yanlışlıkla aynı restorandan sipariş verdiğimi düşünerek kontrol ettim ama cık.
neyse son olarak sipariş verdiğim restoran en flörtöz olanı çıktı. pembe kalpli kağıda "sevgili kocakarı, hafta sonu öncesi gününe mutluluk katmaya geldim" diyecek kadar iddialı; bir poşetin içine mini bonibonlar, haribolar, cingöz ve olips koyarak sürpriz hazırlayacak kadar da romantik. hepsi de en sevdiğim! ay sevgilim yapmadı bana böyle tatlış jestler.
artık haftada bir düzenli olarak yemek sepeti üzerinden flörtleşiyoruz. onu bu hayattan kurtarıp evinin erkeği yapıcam! sadece kayseri mantısı açacak artık!
shapsik yhaa.
devamını gör...
kafasozluk.com
... sözlük'ün eski alan adı, yeni gelenler bilmez. gereksiz bir yayın grubu yüzünden sözlüğün ismi değiştirilmişti.
devamını gör...
gitmem gerek
tüm şarkıları sana söyledim biliyor musun? sustum herkese, bir tek sana konuştum. anlattım. gündelik hayatın rutinlerini, beni heyecanlandıran veya hüzünlendiren her şeyi, tüm şiirleri sana okudum, içtiğim her kadehi sana kaldırdım, aynaya baktığımda senin gözünden gördüm kendimi
- benim seyredecek güzel bir şeyim var derdin- sonra susmak istedim. artık seni düşünüp düşünüp kendime işkence etmeyi bırakmalı, devam etmeliydim. deniyorum anlıyor musun? içimdeki kocaman boşluğu bir şekilde doldurmaya çalışıyorum.
- benim seyredecek güzel bir şeyim var derdin- sonra susmak istedim. artık seni düşünüp düşünüp kendime işkence etmeyi bırakmalı, devam etmeliydim. deniyorum anlıyor musun? içimdeki kocaman boşluğu bir şekilde doldurmaya çalışıyorum.
devamını gör...
yaşamak
ilk olarak 1993 yılında yayımlanan (bazı kaynaklarda 1992 olduğu belirtilmiş) çinli yazar yu hua romanıdır.
kitabın iki anlatıcısı var. biri, çin'de köyleri gezip köylülerden öğrendiği hikâyelerle halk şarkıları oluşturan gezgin ve diğeri ise o gezginin köylerden birinde tanıştığı fugui adlı kişi. kitap yaşanmış tarihi döneme ışık tuttuğu için gerçekten değerli bir eser.
başta gayet keyifli başlayan anlatım fugui'nin yaşadıklarıyla buluşunca pek de öyle devam etmiyor. kitabın ismi ''yaşamak'' fakat insana ''yaşamak böyle olur mu?'' sorusunu sorduruyor.
edit: normal sözlük kitap edebiyat kulübü ile birlikte toplantımızı gerçekleştirdiğimiz üçüncü kitap. bu sayede kitabı tekrar okuma fırsatı buldum. yazar yu hua, sade, net, betimleme ve ruh tahlillerinden uzak bir anlatım seçmiş. fakat kitabı okumadan önce veya okuduktan sonra kitabı daha iyi özümseyebilmek için şu bilgilere sahip olmakta fayda var:
tarih derslerinden ve dizi- filmlerden bildiğimiz üzere çin çok büyük bir geçmişe ve tarihe sahip. ülke 1912'li yıllara kadar hanedanlıkla yürütülüyor, 1912'li yıllarda iç çatışmaların ve afyon savaşları'nın etkisi ile hanedanlıklar yıkılıyor. yerine cumhuriyet gelse de ne yazık ki ülkeye refah ve mutluluk getirmiyor. ülke; milliyetçiler ve komünistler olarak iki zıt kutba ayrılıyor ve çatışmalar devam ediyor. bu çatışmalara bir de japonya ile olan savaş eklenince ''biz ne yapıyoruz, aramızdaki anlaşmazlıklara geçici de olsa bir son verelim'' diyorlar ve japonları ülkelerinden çıkarıyorlar. japonya ile olan savaştan sonra dengeler değişiyor; komünistler güçlenirken milliyetçiler güç kaybediyor ve tom ve jerry gibi kaldıkları yerden savaşmaya devam ediyorlar. sonrasında ise mao dönemi başlıyor ve kitapta mao'yu, devrimi ve yaptığı uygulamaları görüyoruz.
buradan kulübe ve değerli üyelerine de teşekkürlerimi sunmak istiyorum, sesim geliyor mu? kitabın yazarı yu hua ve karakteri fugui'ye zaman zaman sinirlendiğimiz, jiazhen'in sadakatini ve anneliği ile eşliği arasındaki dengeyi eleştirdiğimiz, youqing ve fenxia'ya üzülmekten kendimizi alamadığımız, çin tarihi hakkında kısa da olsa konuştuğumuz ve en önemlisi yine birbirimize bir şeyler kattığımız ve keyifli vakit geçirdiğimiz bir toplantıya olanak sağladıkları için teşekkürü borç bilirim.
kitabın iki anlatıcısı var. biri, çin'de köyleri gezip köylülerden öğrendiği hikâyelerle halk şarkıları oluşturan gezgin ve diğeri ise o gezginin köylerden birinde tanıştığı fugui adlı kişi. kitap yaşanmış tarihi döneme ışık tuttuğu için gerçekten değerli bir eser.
başta gayet keyifli başlayan anlatım fugui'nin yaşadıklarıyla buluşunca pek de öyle devam etmiyor. kitabın ismi ''yaşamak'' fakat insana ''yaşamak böyle olur mu?'' sorusunu sorduruyor.
edit: normal sözlük kitap edebiyat kulübü ile birlikte toplantımızı gerçekleştirdiğimiz üçüncü kitap. bu sayede kitabı tekrar okuma fırsatı buldum. yazar yu hua, sade, net, betimleme ve ruh tahlillerinden uzak bir anlatım seçmiş. fakat kitabı okumadan önce veya okuduktan sonra kitabı daha iyi özümseyebilmek için şu bilgilere sahip olmakta fayda var:
tarih derslerinden ve dizi- filmlerden bildiğimiz üzere çin çok büyük bir geçmişe ve tarihe sahip. ülke 1912'li yıllara kadar hanedanlıkla yürütülüyor, 1912'li yıllarda iç çatışmaların ve afyon savaşları'nın etkisi ile hanedanlıklar yıkılıyor. yerine cumhuriyet gelse de ne yazık ki ülkeye refah ve mutluluk getirmiyor. ülke; milliyetçiler ve komünistler olarak iki zıt kutba ayrılıyor ve çatışmalar devam ediyor. bu çatışmalara bir de japonya ile olan savaş eklenince ''biz ne yapıyoruz, aramızdaki anlaşmazlıklara geçici de olsa bir son verelim'' diyorlar ve japonları ülkelerinden çıkarıyorlar. japonya ile olan savaştan sonra dengeler değişiyor; komünistler güçlenirken milliyetçiler güç kaybediyor ve tom ve jerry gibi kaldıkları yerden savaşmaya devam ediyorlar. sonrasında ise mao dönemi başlıyor ve kitapta mao'yu, devrimi ve yaptığı uygulamaları görüyoruz.
buradan kulübe ve değerli üyelerine de teşekkürlerimi sunmak istiyorum, sesim geliyor mu? kitabın yazarı yu hua ve karakteri fugui'ye zaman zaman sinirlendiğimiz, jiazhen'in sadakatini ve anneliği ile eşliği arasındaki dengeyi eleştirdiğimiz, youqing ve fenxia'ya üzülmekten kendimizi alamadığımız, çin tarihi hakkında kısa da olsa konuştuğumuz ve en önemlisi yine birbirimize bir şeyler kattığımız ve keyifli vakit geçirdiğimiz bir toplantıya olanak sağladıkları için teşekkürü borç bilirim.
devamını gör...
normal sözlük t-shirtleri
karma puanına kim karar verdi allah aşkına ? 20.000 ne lan ? onu biriktirene kadar kendim dikmeye başlasam daha çabuk biter.
devamını gör...
porno izlediğini itiraf eden kız
sanki suç işlemiş de itiraf ediyor. çoğu kadın izler. hatta 2 kadın bazen birlikte de izler. bilmiyorsanız öğrenin.
devamını gör...
nesin vakfı
vakıf, elli bin kitaplık kütüphanesi tiyatro salonu, yüzme havuzu, spor ve oyun salonu, seramik atölyesi, müzesi, bilgisayar odası ve hayvanları ile hizmet vermekte. ayrıca sebze ve meyve bahçeleride varmış bu alanda. koca bir dünya yaratılmış orada. çocuklar için. bu çocuklar ilkokul çağına girmeden vakfa girer, meslek sahibi oluncaya kadar vakıf çatısı altındadır.
nesin, vasiyetinin üzerine çatalca daki bu alana belirsiz bir şekilde gömülmüştür. tıpkı dediği gibi çocuklar koşturmuştur üzerinde. aslında o vakıfta o çocuklarla birlikte sonsuza denk orada olmak istegi bu.
uktesi rastrel den, açılış evernevergreen den vakfı güzelce hatırlatmış ve açıklamışlar. bir sürü aziz nesin kitabı almalıyım dememize vesile olmuş, bir hatırlatma gibi olmuş. çok yerinde ve güzel. bu dünyadan giderken ne bırakacağız geriye. kim ne götürecek? var olmak sonsuza denk eğitimli, aydın çocukların umut vadettiği gelecekte...
nesin, vasiyetinin üzerine çatalca daki bu alana belirsiz bir şekilde gömülmüştür. tıpkı dediği gibi çocuklar koşturmuştur üzerinde. aslında o vakıfta o çocuklarla birlikte sonsuza denk orada olmak istegi bu.
uktesi rastrel den, açılış evernevergreen den vakfı güzelce hatırlatmış ve açıklamışlar. bir sürü aziz nesin kitabı almalıyım dememize vesile olmuş, bir hatırlatma gibi olmuş. çok yerinde ve güzel. bu dünyadan giderken ne bırakacağız geriye. kim ne götürecek? var olmak sonsuza denk eğitimli, aydın çocukların umut vadettiği gelecekte...
devamını gör...
jelibon vs haribo
haribo ayısının jelibon denen naylonumsu şeyi evire çevire döverek kazanacağı versus.
(bkz: ayı gücü)
(bkz: ayı gücü)
devamını gör...
ellerimde çiçekler
güzel bir şarkı olmasına rağmen asap bozar. yap yap sonra özür dile. bunu şarkı formuna sokup romantizm bombardımanıyla yaptıklarını affetmeyi karşı tarafa pasla. güzel taktik valla.
son zamanlar yaptıklarıma bakma ne olursun
benim aklım başımda değil
sana söylediklerimi kafana takma ne olursun
onlar ipe sapa gelir şeyler değil
neden bakmayacakmışız, neden ciddiye almayacakmışız. yediğin haltın gayet de farkındasın "onlar ipe sapa gelir şeyler değil" derken.
seni sevmiyorum dedim yalandı
istemiyorum artık palavra
neye inanacağız peki. ağzından çıkanı kulağın duysun.
ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam
görürsen bir gün şaşırma
beni böyle çaresiz
beni böyle derbeder
beni böyle ortalarda bırakma
hah, her şeyi yaptın, eşekler gibi pişman oldun, köpekler gibi sürünüp, geri dönmek istedin. bir demet çiçekle kapıya gelince her şey halloluyor mu? eş zamanda yağmurun yağması şanssızlıksa da ıslanman senin salaklığın. sonunda da "beni ortalarda bırakma" diye şefkat merhamet duygularımızı mıncıkla. halbuki çaresizliğin de derbederliğin de senin seçimin. yok öyle.
son zamanlar yaptıklarıma bakma ne olursun
benim aklım başımda değil
sana söylediklerimi kafana takma ne olursun
onlar ipe sapa gelir şeyler değil
neden bakmayacakmışız, neden ciddiye almayacakmışız. yediğin haltın gayet de farkındasın "onlar ipe sapa gelir şeyler değil" derken.
seni sevmiyorum dedim yalandı
istemiyorum artık palavra
neye inanacağız peki. ağzından çıkanı kulağın duysun.
ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam
görürsen bir gün şaşırma
beni böyle çaresiz
beni böyle derbeder
beni böyle ortalarda bırakma
hah, her şeyi yaptın, eşekler gibi pişman oldun, köpekler gibi sürünüp, geri dönmek istedin. bir demet çiçekle kapıya gelince her şey halloluyor mu? eş zamanda yağmurun yağması şanssızlıksa da ıslanman senin salaklığın. sonunda da "beni ortalarda bırakma" diye şefkat merhamet duygularımızı mıncıkla. halbuki çaresizliğin de derbederliğin de senin seçimin. yok öyle.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
apparat - goodbye
dark dizisinden önce breaking bad izlerken duyduğum, dark ile birlikte hayatımın bir bölümüne kazınan bir şarkı.
let the bed sheet
soak up my tears
and watch the only way out disappear
don't tell me why
kiss me goodbye
for neither ever, nor never
goodbye
dark dizisinden önce breaking bad izlerken duyduğum, dark ile birlikte hayatımın bir bölümüne kazınan bir şarkı.
let the bed sheet
soak up my tears
and watch the only way out disappear
don't tell me why
kiss me goodbye
for neither ever, nor never
goodbye
devamını gör...
yarın diye bir şey yoktur
kendi paramla aldığım ilk kitap olduğu için ayrı bir kıymetli benim için.oğlumuz,havuçlu pilav meselesi ve martı öykülerini çok severim. yeniden okuyunca gelip yazacağım bana en çok dokunan öyküyü.
“...fakat insanlar, bana yabancı, bana aldırış etmeyen insanlar. halbuki ben, mesela şu kadını sevebilir, şu adamla pekala dost olabilirdim, ama onlar geçip gidiyorlar, asla durdurulamaz bir tarzda geçip gidiyorlardı.”
“...fakat insanlar, bana yabancı, bana aldırış etmeyen insanlar. halbuki ben, mesela şu kadını sevebilir, şu adamla pekala dost olabilirdim, ama onlar geçip gidiyorlar, asla durdurulamaz bir tarzda geçip gidiyorlardı.”
devamını gör...
bir erkeğin tehlikeli olduğunu gösteren detaylar
bağrı açık gömlek giymek
kocaman saat
osmanli tuğralı yüzük
küfür
kıskançlık
at hirsizina benzeyen arkadaşları
kocaman saat
osmanli tuğralı yüzük
küfür
kıskançlık
at hirsizina benzeyen arkadaşları
devamını gör...
yazarların en son okuduğu kitap
attila ilhan elde var hüzün.
hep yanlış anlaşılmıştır.
hayalleri yasaklanmış
hep yanlış anlaşılmıştır.
hayalleri yasaklanmış
devamını gör...
bir gün öleceğini bile bile yaşamak
doya doya yaşayabilmek için gerekli olan bilinçtir. bir sonun var olduğunu bilen kişinin hayatı daha anlamlıdır, daha tutkuludur; sevdiklerine sarılmadan önce bunun son olabileceğini bilir ve daha sıkı sarılır, evden çıkmadan önce annesini mutlaka öper, yeni aldığı elbiseyi giymek için özel bir günün gelmesini beklemez. ölmekten korksak da yaşamak ağır basmalı biraz da sevgili yazarlar*
devamını gör...
dobralık ile patavatsızlık arasındaki ince çizgi
dobralıkta bir süre sonra patavatsızlığa evrildiğinden benim için ikisi arasında olmayan farktır.
yeni boyattığı saçları hakkında fikir soran arkadaşına;” çok kötü olmuş. sana hiç yakışmamış. zerre beğenmedim.” diyen insan dobradır. soruyu soran kişinin ne hissedeceğinden bağımsız olarak o an düşündüğünü söyler.
patavatsız insan ise daha görür görmez;” ay ne kadar çirkin olmuş, bir de buna para mı verdin? ben olsam anında gider eski rengine dönerdim.” der ve yine karşısındakinin ne düşüneceğinden bağımsız fikrini beyan eder.
ikiside kırıcıdır ikiside düşüncesizdir yine de dobralık, patavatsızlığın daha ehlileştirilmiş halidir gibi.
yeni boyattığı saçları hakkında fikir soran arkadaşına;” çok kötü olmuş. sana hiç yakışmamış. zerre beğenmedim.” diyen insan dobradır. soruyu soran kişinin ne hissedeceğinden bağımsız olarak o an düşündüğünü söyler.
patavatsız insan ise daha görür görmez;” ay ne kadar çirkin olmuş, bir de buna para mı verdin? ben olsam anında gider eski rengine dönerdim.” der ve yine karşısındakinin ne düşüneceğinden bağımsız fikrini beyan eder.
ikiside kırıcıdır ikiside düşüncesizdir yine de dobralık, patavatsızlığın daha ehlileştirilmiş halidir gibi.
devamını gör...
düzenli çiğ sarımsak yemek
4 yıl önce youtube da eric bugenhagen adlı bir arkadaşı keşfettim. saygıdeğer ağırlıklar kaldırıyor arka planda çalan hardcore metal parçası eşliğinde ağzından salyalar saçarak headbang yapıyor, damardan 100 gr kafein almış gibi kendinden geçiyordu. neyse bu deli simdi wwe güreşçisi oldu ayrı mesele. diyeceğim şu ki eric düzenli olarak her gün 1 baş sarımsak yiyen ve sarımsağın faydalarını saymakla bitiremeyen her iki lafından biri ''garlic!'' olan biriydi. kendisiyle birlikte ben de günlük sarımsak yemeye başladım ve 2 yıldır yiyor 1 yıldır düzenli olarak yiyorum. sarımsağı oldum olası aşırı seven bir insan olarak çiğ yerken bile keyif alıyorum ama faydaları (özel olarak yaptırdığım arıvital polen arı sütü propolis vs karışımı dışında) bugüne kadar yediğim hiç bir besinde olmadığı kadar sansasyoneldir.
kanlı canlı bir denek olarak tecrübelerim şunlar ki, düzenli yemek şartıyla her gün 1-3 büyük diş sarımsak, vücuttaki yenilenmeyi doruğa çıkartıyor. nedir bu yenilenme fiziksel olarak ağır bir işle uğraşıyorsanız ertesi gün yine aynı yoğunlukta yapabilecek bir yenilenme sağlıyor. nasıl sağlıyor yorulmuş bitap düşmüş merkezi sinir sisteminizin her yerine işleyip güçlendiriyor. yumuşak doku ve kaslardaki tahribin rejenarasyonunu hızlandırıyor.
2. si; stres seviyesini düsürüyor. ve vucudu sakinleştiriyor. ne melisa ne papatya ne kedi otu ben de bu etkiyi yapmıyor.
3.sü; bekar bir adam olarak benim bir işime yaramasa da evlilerin yarar, libidoya nitro oksit bağlamış seviyeye getiriyor. insan her gün azgın olur mu düzenli sarımsak yersen oluyorsun.
4.sü; bağışıklık sistemi üzerinde bariz bir şekilde etkisini gördüğüm yukarıdaki saydığım karışım dışında doğrudan etki yapan tek besin kaynağıdır. özellikle anne sütü emmemiş tiplere ısrarla tavsiye ediyorum, bakın ikide bir hasta oluyorsanız sarımsak sizin devanız ilacınızdır.
bunlar, iki yıldır yiyen ve son 1 yılda etkilerini ciddi şekilde gören benim şahsi tecrübelerimdir.bu zorlu dönemde benim gibi doğal eslenme sevdalı arkadaşlara bir tavsiyemdir.
yeme şekli olarak ise, çiğneyerek yemenizi ve direkt su içmenizi tavsiye ederim. yutmaya kalkmayın midenizi duman eder, garanti ederim ki ağrısından kusarsınız, o yüzden ısırarak ağzınızda parçalayıp sonra suyla direkt yutun.
kanlı canlı bir denek olarak tecrübelerim şunlar ki, düzenli yemek şartıyla her gün 1-3 büyük diş sarımsak, vücuttaki yenilenmeyi doruğa çıkartıyor. nedir bu yenilenme fiziksel olarak ağır bir işle uğraşıyorsanız ertesi gün yine aynı yoğunlukta yapabilecek bir yenilenme sağlıyor. nasıl sağlıyor yorulmuş bitap düşmüş merkezi sinir sisteminizin her yerine işleyip güçlendiriyor. yumuşak doku ve kaslardaki tahribin rejenarasyonunu hızlandırıyor.
2. si; stres seviyesini düsürüyor. ve vucudu sakinleştiriyor. ne melisa ne papatya ne kedi otu ben de bu etkiyi yapmıyor.
3.sü; bekar bir adam olarak benim bir işime yaramasa da evlilerin yarar, libidoya nitro oksit bağlamış seviyeye getiriyor. insan her gün azgın olur mu düzenli sarımsak yersen oluyorsun.
4.sü; bağışıklık sistemi üzerinde bariz bir şekilde etkisini gördüğüm yukarıdaki saydığım karışım dışında doğrudan etki yapan tek besin kaynağıdır. özellikle anne sütü emmemiş tiplere ısrarla tavsiye ediyorum, bakın ikide bir hasta oluyorsanız sarımsak sizin devanız ilacınızdır.
bunlar, iki yıldır yiyen ve son 1 yılda etkilerini ciddi şekilde gören benim şahsi tecrübelerimdir.bu zorlu dönemde benim gibi doğal eslenme sevdalı arkadaşlara bir tavsiyemdir.
yeme şekli olarak ise, çiğneyerek yemenizi ve direkt su içmenizi tavsiye ederim. yutmaya kalkmayın midenizi duman eder, garanti ederim ki ağrısından kusarsınız, o yüzden ısırarak ağzınızda parçalayıp sonra suyla direkt yutun.
devamını gör...
paulo coelho
yazdıklarıyla onulmaz yaralara pansuman olmuş, 1947 doğumlu brezilyalı roman yazarıdır. kitapları, gabriel garcia marquez'den sonra en çok okunmuş latin amerikalı büyük üstattır.
simyacı, veronika ölmek istiyor ve hippi gibi muazzam eserlerle tüm dünyanın saygısını kazanmıştır.
simyacı, veronika ölmek istiyor ve hippi gibi muazzam eserlerle tüm dünyanın saygısını kazanmıştır.
devamını gör...

