hayko cepkin'in en iyi şarkısı
sanırım son gittiğim konserlerden biriyidi. tunalı’nın kasvet kokan bir mekanında “6:45”
konserine paraşütle inen bir delidir. zaten normal insan bize göre değildir. kendisini bir başka severiz ki, bunu söylemenin tam yeridir.
fazla bilgi vermeye gerek yok. ancak en sevdiğim şarkısını, aslında türküyü ve dahi yani cover’ı ekleyeyim buraya.
aşık mahzuni şerif’in 1986 yılında bestelediği “sarhoşum dünyada”
sen bizim hayko, al türküyü öyle bir hale getir ki, türkü başkalaşım yaşasın.
cover; mahzuni’ye saygılar albümünde yer alır. benim sevdiğim iki güzel insanı bir araya getirmiştir.
“sarhoşum dünyada sevdiğim,
meyhoş geziyorum yâr.
kadehimi doldur da bari,
eller bizi duymasın yâr.”
sarhoşluğagider
konserine paraşütle inen bir delidir. zaten normal insan bize göre değildir. kendisini bir başka severiz ki, bunu söylemenin tam yeridir.
fazla bilgi vermeye gerek yok. ancak en sevdiğim şarkısını, aslında türküyü ve dahi yani cover’ı ekleyeyim buraya.
aşık mahzuni şerif’in 1986 yılında bestelediği “sarhoşum dünyada”
sen bizim hayko, al türküyü öyle bir hale getir ki, türkü başkalaşım yaşasın.
cover; mahzuni’ye saygılar albümünde yer alır. benim sevdiğim iki güzel insanı bir araya getirmiştir.
“sarhoşum dünyada sevdiğim,
meyhoş geziyorum yâr.
kadehimi doldur da bari,
eller bizi duymasın yâr.”
sarhoşluğagider
devamını gör...
erkeklerin tahammül edilemeyen hareketleri
bir kadına bağırıp küfür etmeleri, şiddette meyilli olmaları.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
insanlar vardır;
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi hiçbir iz bırakmaz ardından,
kimi hafifçe okşar ruhumuzu,
kimi de hüzün bırakır ardından...
insanlar vardır;
usulca sokulurlar içimize,
sonsuzcasına orada kalsın isteriz.
bazıları serap gibidir,
yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz...
insanlar vardır;
su gibi aziz, su gibi duru.
konuştukça su olur akarlar kalbimize,
kan gibi, can gibi, canan gibi...
insanlar vardır;
soğuk duvarlar misali,
gülümsemenin sıcaklığını bilmezler,
bilseler de sevmezler…
insanlar vardır;
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi depremlerle gider,
kimi fırtınalarla…
ben kalanlardan yanayım.
gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim,
sarılıp bırakmayanların sıcaklığını... *
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi hiçbir iz bırakmaz ardından,
kimi hafifçe okşar ruhumuzu,
kimi de hüzün bırakır ardından...
insanlar vardır;
usulca sokulurlar içimize,
sonsuzcasına orada kalsın isteriz.
bazıları serap gibidir,
yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz...
insanlar vardır;
su gibi aziz, su gibi duru.
konuştukça su olur akarlar kalbimize,
kan gibi, can gibi, canan gibi...
insanlar vardır;
soğuk duvarlar misali,
gülümsemenin sıcaklığını bilmezler,
bilseler de sevmezler…
insanlar vardır;
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi depremlerle gider,
kimi fırtınalarla…
ben kalanlardan yanayım.
gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim,
sarılıp bırakmayanların sıcaklığını... *
devamını gör...
fransız ihtilali
sloganı liberté, égalité, fraternité; "özgürlük, eşitlik, kardeşlik" olan ve çağ kapatıp açan ihtilaldir. fransız bayrağının renkleri de buradan gelir.. mavi renk özgürlük, beyaz renk eşitlik ve kırmızı renk kardeşlik demektir.
fransız ihtilalinin bir sonucuda politikada bugün kullanılan" sağ " ve " sol " tabirlerinin ortaya çıkmasıdır. devirm olduktan sonra kurulan yasama meclisi' nde meşrutiyetçiler ve ihtilalciler diye iki grup vardı.
meşrutiyetçiler : kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlardı ve bunlar sağ tarafta oturuyorlardı.
cumhuriyet taraftarı ihtilalciler ise krakllığın kalkmasını ve cumhuriyetin ilanını istiyorlardı, tahmin edeceğiniz üzere solda oturuyorlardı.
bundan ne anlıyoruz muhafazakar ve radikalseniz sağ, cumhuriyetçi ve yenilikçi iseniz sol görüşlüsünüz.
fransız ihtilalinin bir sonucuda politikada bugün kullanılan" sağ " ve " sol " tabirlerinin ortaya çıkmasıdır. devirm olduktan sonra kurulan yasama meclisi' nde meşrutiyetçiler ve ihtilalciler diye iki grup vardı.
meşrutiyetçiler : kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlardı ve bunlar sağ tarafta oturuyorlardı.
cumhuriyet taraftarı ihtilalciler ise krakllığın kalkmasını ve cumhuriyetin ilanını istiyorlardı, tahmin edeceğiniz üzere solda oturuyorlardı.
bundan ne anlıyoruz muhafazakar ve radikalseniz sağ, cumhuriyetçi ve yenilikçi iseniz sol görüşlüsünüz.
devamını gör...
bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz
şöyle yapsaydım şöyle olurdu.
olmazdı gülüm. bazı şeylerde senlik bir şey yok, kabullen istersen.
olmazdı gülüm. bazı şeylerde senlik bir şey yok, kabullen istersen.
devamını gör...
okuduğun bölümü söylediğinde sorulan garip sorular
bu sorulardan en piç olanı ünlü "bitirince ne olacaksın?" cümleciğidir.
geleceğe umutla bakan her hayat dolu genç gibi ben de işsiz olacağım amünyüm başka ne olabilirim ki?
geleceğe umutla bakan her hayat dolu genç gibi ben de işsiz olacağım amünyüm başka ne olabilirim ki?
devamını gör...
gelecekteki sevgiliye not
neredesin lan. yolunu kaybettiysen konum atayım, ne şaşkın bir şeysin sen bee.
devamını gör...
şeriat nizamının zuhur edecek olması
allah'ım onları da görüyorsun bizi de ..
aklediniz demişsin kutsal kitabın da..
bunların şerrinden sana sığınırım..
aklediniz demişsin kutsal kitabın da..
bunların şerrinden sana sığınırım..
devamını gör...
ozgur1ey
sözlük'te en sevdiğim yazarlardan biridir.
tanımları ayrı, nicki ayrı, kendi ayrı özeldir.
üç günlük kafa iznine ayrıldığım dönemde beni dönmem için teşvik etmiş, kelimelik turnuvasına katılmam için elinden geleni yapmış, yüce gönüllü, çoook yüce gönüllü yazar. nam-ı diğeeeeeeeeeeer vendetta.
ayrıca bu kadar iyi bir yazarın nickaltı niye bu kadar ıssız?
ayıptır yahu..
tanımları ayrı, nicki ayrı, kendi ayrı özeldir.
üç günlük kafa iznine ayrıldığım dönemde beni dönmem için teşvik etmiş, kelimelik turnuvasına katılmam için elinden geleni yapmış, yüce gönüllü, çoook yüce gönüllü yazar. nam-ı diğeeeeeeeeeeer vendetta.
ayrıca bu kadar iyi bir yazarın nickaltı niye bu kadar ıssız?
ayıptır yahu..
devamını gör...
enver aysever'in günlük 13 bin 250 tl'ye yazarlık dersi verdiği iddiası
simge farklı, yandaş farklı, usul aynı. çok moralimi bozuyor bu tarz haberler herkes mi ahlaksız arkadaş... kimseden en azından yolsuzluk yapmayacak kadar ahlâklı olmasını bekleyemiyecek miyiz? harbiden toprakta mı bir bozukluk var. hani filozof "komşumuzu öldürmediğimiz için iyi komşu sayılmayız" diyor ya; yolsuzluk yapmasalar adam kayırmasalar aziz ilan edeceğiz ama yok. rezil insanlar.
devamını gör...
çağımızın hastalığı
gösteriş hastalığı, her kes bir havalarda , nasıl gösteriş yaparım derdinde.
devamını gör...
arkadaşların yanlış karar almasına engel olmak
bütün yakın arkadaşların boynunun borcu, var oluş amacıdır. işin kötüsü kalkıp kendi hayatında yanlış kararlar almaktır.
devamını gör...
zeki olmanın dezavantajları
zeki olmayıp kendine zekiyim diyen insanlara maruz kalmak en büyük dezavantajı.
tanımları okuyunca ''maşallah bu ülkede ne kadar da çok zeki insan varmış'' dediğim başlık.
tanımları okuyunca ''maşallah bu ülkede ne kadar da çok zeki insan varmış'' dediğim başlık.
devamını gör...
tartıştığı yeniçeri askerine benim öşür vergimle ulufe alıyorsun diyen osmanlı vatandaşı
devlet görevlisine atar gider yapan osmanlı tebaasıdır. çok fazla ileri gitmemesi gerekmektedir.
devamını gör...
sobotta
bizim zamanımızda 3 cildi en az 500 lira olan anatomi atlası idi sobotta.şimdi daha da fazladır diye tahmin ediyorum.kendi fikrim, netter'in çizimlerinin çok daha iyi olduğu yönünde.yani gerçeğini görmüş ve dokunmuş kadar oluyordum şahsen.hem de sobotta'nın yaklaşık 4'te biri fiyatta idi.netter sahibi olmaktan hiç pişman olmadım ama sobotta'yı açıp her okuduğumda aklıma gelen ilk şey iyi ki bunu almamışım oluyordu.
devamını gör...
niels lyhne
natüralizmin temsilcilerinden olan danimarkalı yazar, şair ve bilim insanı jens peter jacobsen'ın 1880 yılında yayımlanan novellası. hermann hesse ve gerçekçiliğin babası adledilen henrik ibsen'i dahi etkisi altında bırakmış olan jacobsen; niels lyhne ile rainer maria rilke'nın da edebi yönünü epey beslemiştir. briefe an einen jungen dichter*'da rilke bundan açıkça söz eder. tanımın sonuna çevirisi ile beraber not düşeceğim.
iskandinav edebiyatında natüralizmin en önemli temsilcilerinden biri olan eser; sonu belirsizce biten, kendi benliğini bulamamış ve yolculuğunda başarısız olmuş bir karakterin kasvetli ve huzursuz edici öyküsüdür esasında. bu 'çöküş' romanında esere ismini vermiş olan ana karakter niels; yaşamı, gelişimi, yasak ilişkisi -yakın dostu erik'in eşi ile olan- ve iç karmaşaları ile açıkça bir anti-kahraman olarak okuyucuya sunuluyor. belirtmek gerekir ki niels, açıkça jacobsen'ın darwinci görüşünden beslenmiş bir karakter bu yüzden jacobsen eserin pek çok yerinde bu idealist genç şairi sürekli darwin'in teorileri ile karşı karşıya bırakıyor ve bu çatışmanın altında aynı zamanda teolojik sorular yer alıyor.
ayrıca not düşmek gerekir ki; niels lyhne, danimarkalı yazar henrik pontoppidan'ın 8 ciltlik lucky per'i ile tam olarak benzerlik göstermese de aynı düşüncenin ürünü olarak ortaya çıkar esasında fakat jacobsen'in bu kadar kısa bir novellada 8 ciltlik bir eserin şiddetini hissettirmesi tartışmasız büyük bir başarıdır bence ki; pesten i bergamo'da yalnızca 'çarmıha ger' gibi tekrarlanan basit bir cümleyle bile dehşetvari bir etki bıraktığını düşünürsek bu şaşılacak bir durum sayılmaz.
haven't you noticed that we women daydream infinitely less than you men? we can't anticipate pleasure in our imagination or keep suffering out our lives with some imaginary consolation.whatever is, is.ımagintion! ıt's so paltry! yes, when you've grown older, as ı have, you occasionally make do with the poor comedy of the imagination. p.17
briefe an einen jungen dichter, rainer maria rilke:
"size anlatmak istediğim ikinci şey ise: tüm kitaplarım arasında yalnızca birkaç tanesi benim için vazgeçilmezdir ve gittiğim her yere içlerinden iki tanesini mutlaka götürürüm. burada da yanımdalar: incil ve büyük danimarkalı şair jens peter jacobsen'in kitapları. eserlerini biliyor musunuz? bazıları reclam'in evrensel kitap serisinden çıktığı için temin etmesi kolay. çevirileri de gayet iyi. j. p. jacobsen'in alu öykü'sünün küçük cildini ve romanı niels lyhne'yi alın. bütün bir dünya, bir dünyanın mutluluğu, bolluğu, tasavvur edilemez enginliği saracak sizi. bir süre bu kitapların içinde yaşayın, öğrenmeye değer bulduklarınızı öğrenin onlardan ama en önemlisi onları sevin."
"bu sevgi size binlerce ve binlerce kez geri dönecek, yaşamınızda ne olursa olsun -geri dönecek, bundan eminim. varlığınızın tüm dokularına, tıpkı tüm deneyimlerinizin, hayal kırıklıklarınızın ve sevinçlerinizin en önemli parçaları gibi işleyecek. yaratıcılığın özüne ait en büyük deneyimi, derinlikleri ve sonsuzluğu bana kimin verdiğini söylemem gerekirse, sözünü edecegim salt iki isim olurdu: o harika, yüce ozan jacobsen ve günümüzde hayatta olan tüm sanatçılar arasında eşi olmayan, heykeltıraş auguste rodin. yolunuzda başarılar!"
saygılarımla, rainer maria rilke
"paskalya mektubunuzla beni çok memnun ettiniz sevgili bayım, zira iyi haberlerinizle doluydu. jacobsen'in görkemli ve kıymetli sanatından konuşma şekliniz, sanatınızı ve sorularınızı bu bereketli alana yönlendirmekle hata etmediğimi gösterdi bana. niels lyhne, ihtişamın ve derinliklerin kitabı. size açılacak; ne kadar sık okunursa o ölçüde her şeyi barındırdığını görürsünüz, yaşamın en algılanamaz kokularından en ağır meyvelerinin muazzam tatlarına varan dek. belleğin titreyen yankısında anlaşılmayan, kavranmayan, deneyimlenmeyen ve bilinmeyen hiçbir şey yoktur; hiçbir deneyim çok az değildir ve en küçük olay bir kader gibi açılır ve kaderin kendisi harika, geniş bir ağ gibidir; sonsuz hassas bir el tarafından yönlendirilir ve diğerinin yanına yerleştirilir ve yüzlerce kişi tarafından tutulur ve taşınır."
edit: imla.
iskandinav edebiyatında natüralizmin en önemli temsilcilerinden biri olan eser; sonu belirsizce biten, kendi benliğini bulamamış ve yolculuğunda başarısız olmuş bir karakterin kasvetli ve huzursuz edici öyküsüdür esasında. bu 'çöküş' romanında esere ismini vermiş olan ana karakter niels; yaşamı, gelişimi, yasak ilişkisi -yakın dostu erik'in eşi ile olan- ve iç karmaşaları ile açıkça bir anti-kahraman olarak okuyucuya sunuluyor. belirtmek gerekir ki niels, açıkça jacobsen'ın darwinci görüşünden beslenmiş bir karakter bu yüzden jacobsen eserin pek çok yerinde bu idealist genç şairi sürekli darwin'in teorileri ile karşı karşıya bırakıyor ve bu çatışmanın altında aynı zamanda teolojik sorular yer alıyor.
ayrıca not düşmek gerekir ki; niels lyhne, danimarkalı yazar henrik pontoppidan'ın 8 ciltlik lucky per'i ile tam olarak benzerlik göstermese de aynı düşüncenin ürünü olarak ortaya çıkar esasında fakat jacobsen'in bu kadar kısa bir novellada 8 ciltlik bir eserin şiddetini hissettirmesi tartışmasız büyük bir başarıdır bence ki; pesten i bergamo'da yalnızca 'çarmıha ger' gibi tekrarlanan basit bir cümleyle bile dehşetvari bir etki bıraktığını düşünürsek bu şaşılacak bir durum sayılmaz.
haven't you noticed that we women daydream infinitely less than you men? we can't anticipate pleasure in our imagination or keep suffering out our lives with some imaginary consolation.whatever is, is.ımagintion! ıt's so paltry! yes, when you've grown older, as ı have, you occasionally make do with the poor comedy of the imagination. p.17
briefe an einen jungen dichter, rainer maria rilke:


saygılarımla, rainer maria rilke

edit: imla.
devamını gör...
gece sözlükte oluşan elit ortam
aslinda o ortamin elitliginden degil, ortamin sessizliginden olusan algi...meydan gececilere kalinca, sozluk ayri bir guzellesmiyor degil.
devamını gör...
ah'lar ağacı
ezberinden okuyan, okuduğunu yaşayan ve yeryüzündeki cennet sesine sarıp yollayanlar var.
yok demeyin, var.
bugün gördüm ben, arkada araba sesleri, kısık bir arka plan müziği, "burası en sevdiğim kısmıydı" diyen bir ara nağme, rüzgar ve fırtına, hepsi sen hepsi sana diyen battal boy sevda, tüm bunları nasıl taşıyacağımı düşünen ben, bitmeyen tanım, tamamen gitti aklım..
yok demeyin, var.
bugün gördüm ben, arkada araba sesleri, kısık bir arka plan müziği, "burası en sevdiğim kısmıydı" diyen bir ara nağme, rüzgar ve fırtına, hepsi sen hepsi sana diyen battal boy sevda, tüm bunları nasıl taşıyacağımı düşünen ben, bitmeyen tanım, tamamen gitti aklım..
devamını gör...