hayatı kaçırdığını anlamak
2006 new yorkta universiteye basladim, sinif arkadaslarimdan biri 64 yasinda bir amca. birgun merak edip sordum, dayi hayirdir yasin olmus 64 ne isin var burada diye, hep universite okumak istemis ama hem ailesine bakmak zorunda oldugundan hemde farkli sebeplerden oturu bir turlu bunu yapamamis, ama sonunda artik vaktim var ve bunu yapmadan olmek istemiyorum demisti. bunun gibi birden fazla insanla karsilastim okul hayatim boyunca, her biri beni cok etkilemistir ve hayata bakisimi degistirmislerdir diyebilirim.
devamını gör...
şamanizm
(bkz: paganizm) ile büyük benzerlikler gösteren inanış. ilk başlarda ata-ruhlar, totem hayvanları ekseninde ilerlerse de doğa-gök-yeraltı gibi tanrılar işin içine girdiğinde totemden tabuya bir geçiş söz konusu olmuştur. seyahatlerim sırasında bu inancı benimsemiş bir topluluk ile tanışma fırsatım olmuştu. kapalı bir toplum olduklarını düşünsem de ritüellerine katılma şansım oldu. ritüellerinin tam bir şölen havasında geçtiğini düşünüyorum. bu tarz kavramlara inanmıyor olsam bile , ortamda oluşan ruhani hava göz ardı edilecek gibi değildi açıkçası.
edit:imla
edit:imla
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
harika bir turku ve iki harika ses birlesmis
ortaya bu çıkmış.
httpss://youtu.be/jk9am_j1vpq
ortaya bu çıkmış.
httpss://youtu.be/jk9am_j1vpq
devamını gör...
türkiye dizi sektörü
yasak aşklardan, 3. sınıf entrikalardan, bol bol ağalardan ve törelerden beslenen vasat ötesi sektör
devamını gör...
merdumlar baskında radyo yayını
merakla bekliyoruz efenim. kendisi pek çok sevdiğim sözlük yazarlarından biridir. çok güzel olacağına eminim.
devamını gör...
faydalı mobil uygulamalar
e-reader prestigio okuyucu ve librera okuyucu e-kitap okuyucu olarak güzel programlar. libreranın daha fazla özelliği var ama diğeri de daha pratik gibi.
b612 fotoğraf için. çok çeşitli filtreleri var.
sketchbook-draw and paint resim çizimi üzerine güzel bir uygulama.
b612 fotoğraf için. çok çeşitli filtreleri var.
sketchbook-draw and paint resim çizimi üzerine güzel bir uygulama.
devamını gör...
keşke ben yazsaydım denilen kitap
kapıların dışında -wolfgang borchert
devamını gör...
sevim tanürek
11 mayıs 1998'de yayalar için yeşil ışık yandığı sırada yaya geçidinden karşıdan karşıya geçerken dönemin istanbul büyükşehir belediye başkanı recep tayyip erdoğan'ın oğlu ahmet burak erdoğan'ın kullandığı 34 abr 93 plakalı opel marka otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybeden klasik türk müziği sanatçısı.
kazadan (!) hemen sonra, istanbul büyükşehir belediyesi'ne ait arazözler, kazanın yapıldığı caddeyi baştan aşağı deterjanlı sularla yıkadılar. böylece delil niteliğindeki 35 metrelik fren izleri ortadan kaldırıldı.
kaza (!) sonucu hayatını kaybeden sevim tanürek 8'de 8 kusurlu bulundu. ahmet burak erdoğan ise kusursuz bulundu. ahmet burak erdoğan'ın, olay tarihi itibarı ile ehliyetsiz olduğu iddia edildi. ahmet burak erdoğan hakkında kusursuzluk raporu veren adli tıp kurumu ihtisas dairesi'nin başındaki eyüp çakmak, türkiye denizcilik işletmeleri a.ş.'ye genel müdür oldu.
sevim tanürek'in eşi yaşananları şu sözlerle anlatıyor:
"tayyip'in oğlu kırmızı ışıkta hızla geçiyor. peşine siren çalarak ekip takılıyor. kaçarken, yaya geçidine 5 metre kala eşime çarpıyor. 30 metre sürüklüyor. eşim 6 gün sonra vefat etti. yakalandığında polislere tayyip'in oğlu olduğunu söylüyor. zaten o andan itibaren her şey değişti. karakola gittik, çocuğun ehliyetini sormuyorlar. polislere bunu hatırlattığımızda "siz ukalalık etmeyin, biz ne yapacağımızı biliriz" dediler. kazadan hemen sonra caddemize belediye arazözleri geldi. tarihte ilk kez, caddemiz baştan aşağı yıkandı. 35 metre fren izi vardı ve her şeyi bir anda yok ettiler. çocuğun ehliyeti yoktu. kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenlediler. mahkeme başladı, çocuk bir kez olsun gelmedi. babası tarafından yurtdışına gönderilmişti! ama tayyip'in adamları hep oradaydı. karımın hakkını ararken bir şey söylediğimizde dirsek yedik, tehdit edildik, tacize uğradık.
hakime çocuğun ehliyeti olmadığını, kazadan sonra babasının forsuyla düzmece ehliyet verildiğini söylediğimizde "ne demek yani, siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz" diye azar işittik. sakin bir insanımdır ama o anda elimde bir şey olsaydı kafasına fırlatırdım.
olayın oluşunu gören tanıkların hepsi tehdit edildi ve korkutuldu. buna bir yakınımız dahildir. sadece bir tek genç kız tanıklık yapmakta direndi. fakat işin rengi değişmişti. başına iş gelmemesi için ona da tanıklık yaptırmadık. şişli karakolunda çocuğun ehliyetini sormayan polislerin ve sahte ehliyet veren trafikçilerin aileleri dava görülürken defalarca gelip yalvardılar, işin üzerine gidersek kocalarının görevine son verileceğini, aç kalacaklarını söylediler. onlardan da şikayetçi olmadık!
kapımızda her gün belediye araçları durur, tayyip'in adamları önümüze çıkardı. tanıklara olduğu gibi, bize de, uğraşmayalım diye en az 20 "ricacı" geldi. tayyip belediye başkanıydı. o zaman anladık ki, karşımızda bir "dev" vardır ve onunla baş etmek mümkün olmayacaktır. biz bu durumda aile meclisi olarak toplandık ve işin ucunu bırakmaya karar verdik... çünkü bir sonuç çıkmayacaktı. onlar çok güçlüydü. sonuçta efendim, mahkeme kararını verdi! 8'de 4 kusurlu olan çocuk 3 ay hapis cezası aldı. bu da paraya çevrildi…"
(bkz: ahmet burak erdoğan)
kazadan (!) hemen sonra, istanbul büyükşehir belediyesi'ne ait arazözler, kazanın yapıldığı caddeyi baştan aşağı deterjanlı sularla yıkadılar. böylece delil niteliğindeki 35 metrelik fren izleri ortadan kaldırıldı.
kaza (!) sonucu hayatını kaybeden sevim tanürek 8'de 8 kusurlu bulundu. ahmet burak erdoğan ise kusursuz bulundu. ahmet burak erdoğan'ın, olay tarihi itibarı ile ehliyetsiz olduğu iddia edildi. ahmet burak erdoğan hakkında kusursuzluk raporu veren adli tıp kurumu ihtisas dairesi'nin başındaki eyüp çakmak, türkiye denizcilik işletmeleri a.ş.'ye genel müdür oldu.
sevim tanürek'in eşi yaşananları şu sözlerle anlatıyor:
"tayyip'in oğlu kırmızı ışıkta hızla geçiyor. peşine siren çalarak ekip takılıyor. kaçarken, yaya geçidine 5 metre kala eşime çarpıyor. 30 metre sürüklüyor. eşim 6 gün sonra vefat etti. yakalandığında polislere tayyip'in oğlu olduğunu söylüyor. zaten o andan itibaren her şey değişti. karakola gittik, çocuğun ehliyetini sormuyorlar. polislere bunu hatırlattığımızda "siz ukalalık etmeyin, biz ne yapacağımızı biliriz" dediler. kazadan hemen sonra caddemize belediye arazözleri geldi. tarihte ilk kez, caddemiz baştan aşağı yıkandı. 35 metre fren izi vardı ve her şeyi bir anda yok ettiler. çocuğun ehliyeti yoktu. kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenlediler. mahkeme başladı, çocuk bir kez olsun gelmedi. babası tarafından yurtdışına gönderilmişti! ama tayyip'in adamları hep oradaydı. karımın hakkını ararken bir şey söylediğimizde dirsek yedik, tehdit edildik, tacize uğradık.
hakime çocuğun ehliyeti olmadığını, kazadan sonra babasının forsuyla düzmece ehliyet verildiğini söylediğimizde "ne demek yani, siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz" diye azar işittik. sakin bir insanımdır ama o anda elimde bir şey olsaydı kafasına fırlatırdım.
olayın oluşunu gören tanıkların hepsi tehdit edildi ve korkutuldu. buna bir yakınımız dahildir. sadece bir tek genç kız tanıklık yapmakta direndi. fakat işin rengi değişmişti. başına iş gelmemesi için ona da tanıklık yaptırmadık. şişli karakolunda çocuğun ehliyetini sormayan polislerin ve sahte ehliyet veren trafikçilerin aileleri dava görülürken defalarca gelip yalvardılar, işin üzerine gidersek kocalarının görevine son verileceğini, aç kalacaklarını söylediler. onlardan da şikayetçi olmadık!
kapımızda her gün belediye araçları durur, tayyip'in adamları önümüze çıkardı. tanıklara olduğu gibi, bize de, uğraşmayalım diye en az 20 "ricacı" geldi. tayyip belediye başkanıydı. o zaman anladık ki, karşımızda bir "dev" vardır ve onunla baş etmek mümkün olmayacaktır. biz bu durumda aile meclisi olarak toplandık ve işin ucunu bırakmaya karar verdik... çünkü bir sonuç çıkmayacaktı. onlar çok güçlüydü. sonuçta efendim, mahkeme kararını verdi! 8'de 4 kusurlu olan çocuk 3 ay hapis cezası aldı. bu da paraya çevrildi…"
(bkz: ahmet burak erdoğan)
devamını gör...
boğuntu hücresi
albert camus'nun türkçeye düşüş adıyla çevrilen la chute kitabında anlatılan bir çeşit ortaçağ işkencesi;
"sahi ortaçağda" boğuntu hücresi" adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. genellikle insan ömür boyu unutuluyordu orada. bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. engelli bir durum almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi. azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vardı. her allahın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkum, suçlu olduğunu ve masumluğun keyifle gezinmek olduğunu öğreniyordu. doruklara ve yüksek köprülere alışkın bir adamı bu hücrede düşünebiliyor musunuz? "
bu işkence biçimi bana hayatı anlatıyor nedense. var olmakla, var olamamak arasında kalan hayatı hatırlatıyor. insanın aralıkta bırakılması hali sizce de en büyük işkencelerden biri değil mi? oğuz atay'ın ifadesiyle hani oluyormuş gibi oluyor da olmuyor ya işte tam da dediği gibi en büyük işkence, bu aralık hali.
"sahi ortaçağda" boğuntu hücresi" adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. genellikle insan ömür boyu unutuluyordu orada. bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. engelli bir durum almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi. azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vardı. her allahın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkum, suçlu olduğunu ve masumluğun keyifle gezinmek olduğunu öğreniyordu. doruklara ve yüksek köprülere alışkın bir adamı bu hücrede düşünebiliyor musunuz? "
bu işkence biçimi bana hayatı anlatıyor nedense. var olmakla, var olamamak arasında kalan hayatı hatırlatıyor. insanın aralıkta bırakılması hali sizce de en büyük işkencelerden biri değil mi? oğuz atay'ın ifadesiyle hani oluyormuş gibi oluyor da olmuyor ya işte tam da dediği gibi en büyük işkence, bu aralık hali.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
bir an önce yeni yazar alımlarında çaylaklık döneminin başlatılması.*
ekleme 1: mobil uygulama geliştirilmesi.
ekleme 2: sözlüğe ait görsel yükleme domain'i.
ekleme 1: mobil uygulama geliştirilmesi.
ekleme 2: sözlüğe ait görsel yükleme domain'i.
devamını gör...
kavanoz kapağı açmak
kavanozdan kapağı ayırmak.
bıçakla havasını alıp açıyorum.
fazla hava insandada nesnedede sıkıntı. alınız.
bıçakla havasını alıp açıyorum.
fazla hava insandada nesnedede sıkıntı. alınız.
devamını gör...
oyunun oyunu
bir tiyatro oyununun iç yüzünü gösteren tiyatro oyunudur.
oyunda ”çırılçıplak” adlı oyunu sahnelemek üzere provaya başlayan bir tiyatro grubunun, bu süreçte yaşadıkları zorluklar, terslikler, sıkıntı ve sevinçler anlatılmaktadır.
daha detaylı bilgi ve inceleme için
oyunda ”çırılçıplak” adlı oyunu sahnelemek üzere provaya başlayan bir tiyatro grubunun, bu süreçte yaşadıkları zorluklar, terslikler, sıkıntı ve sevinçler anlatılmaktadır.
daha detaylı bilgi ve inceleme için
devamını gör...
biyokaçakçılık
bir ülkede bulunan genetik kaynakların illegal şekilde elde edilmesi. birleşmiş milletler, biyolojik çeşitlilik sözleşmesi ile bunu yasaklamıştır.
bir ülkeye özgü olan canlı varlıkların devlet izni olmadan yurt dışına kaçırılması olarak da tanımlanan bu işin bir başka adı ise biyokorsanlık.
bir ülkeye özgü olan canlı varlıkların devlet izni olmadan yurt dışına kaçırılması olarak da tanımlanan bu işin bir başka adı ise biyokorsanlık.
devamını gör...
elimize bir kalem geçtiğinde ilk yazdığımız kelime
kalem elden düşmüyor ki.
devamını gör...
sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller

...
kelimelere sığdıramıyorum halimi...
ruhu kırılır mı insanın hiç?
...
boşluk dolu içim...
yokluk dolu...
hissetmiyorum artık; ne özlemi ne hüznü, nede düşüncelerimdeki yaraları...
sahi ben öldüm mü?
ruhumu bedenimden önce toprağa gömdüm mü?
...
kalbinizin çirkinliği yüzünüze bulaşmış!
dilinize yapışmış vicdanınızın karası...
acımıyor mu hiç içiniz ?
...
ben olsam üşürdüm. buz keserdi yüreğim...
...
ahlarım var pek bir derinde ve malesef bu sefer merhametimin çok ötesinde. yinede...
size merhamet diliyorum, yüreğinize biraz sevgi, biraz akıl, biraz fikir, biraz insanlık, biraz vicdan... bolca uzaklık diliyorum benden, bedenimle ruhum birleşse bile değişmemesi için dua edeceğim bir uzaklık... ...
evet anlaşılmazım...
anlayanlar, anlamak isteyenler zaten bu cümlelere hiç ihtiyaç duymayacaklar...
...
ruhumu öldürenlerin, ruhları canlansın!...
devamını gör...
winx club
arkadaşlarımızla winx oynardık, genelde hep kavgalar çıkardı, yok bloom benim, yok flora, stella benim diye...
gerçi her zaman en sevdiğim peri muisa olmuştur benim*.
onun dışında bu çizgi filmle ilgili farkettiğim bir şey var;
- genelde, küçükken bloom olan kızlar şuan lider, başarılı ve sorumlu
- stella olan kızlar ise sorumsuz, ders çalışmıyor
- flora olanlar fazla duygusal, varoluşsal sancılar çekiyor
- muisa olanlar ise sessiz, kendi halinde
yani en azından çevremden gozledigim kadarıyla böyle.*
gerçi her zaman en sevdiğim peri muisa olmuştur benim*.
onun dışında bu çizgi filmle ilgili farkettiğim bir şey var;
- genelde, küçükken bloom olan kızlar şuan lider, başarılı ve sorumlu
- stella olan kızlar ise sorumsuz, ders çalışmıyor
- flora olanlar fazla duygusal, varoluşsal sancılar çekiyor
- muisa olanlar ise sessiz, kendi halinde
yani en azından çevremden gozledigim kadarıyla böyle.*
devamını gör...
yağmur yağdığında yapılabilecek en iyi şey
kitap okuyup, kahve içtiğini gösterir bir fotoğraf daha sonra o fotoğraf instagrama yüklenir ve görev tamamlanır.
devamını gör...
levh-i mahfuz
olmuş ve olacak her şeyin, tüm varlık ve kavramların bilgisinin yazılı olduğu allah katındaki kitabın adıdır. ilahi kozmik oda.
devamını gör...
sözlükte kafa dengi insan olmaması
biz neciyiz burda ayıp ayıpp! dediğim serzeniş.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
artık nasıl anlatayım bilmiyor
neyi düşüneceğimi bilmiyor
hangi yolda olduğumu şaşırmış
gideceğim yer bilinmezde belki
sensizliği gözüm kesmiyor belki
varsa yoksa seninle abı hayat
yokluğunsa yüreğimde cahim'dir
neyi düşüneceğimi bilmiyor
hangi yolda olduğumu şaşırmış
gideceğim yer bilinmezde belki
sensizliği gözüm kesmiyor belki
varsa yoksa seninle abı hayat
yokluğunsa yüreğimde cahim'dir
devamını gör...