brooklyn nine-nine
gina ve peralta için oturup saatlerce izlenesi dizidir.
devamını gör...
konfor alanı
bireyin kendisini korunaklı, güvenli, rahat hissettiği, bu aralar adının sık sık kulağımıza çalındığı davranışsal ruh halidir.
göründüğü kadar masum olmayan bu alan; sınırlarından uzaklaşınca insanı huzursuzluk, stres ve rahatsızlık gibi duygulara sürükler. kendimizi hayata karşı pozitif hissettiğimiz her an konfor alanındayız demektir. lakin bu alan egomuzu okşadığı için, beynimiz alanı terk etmek istemez. bu durumda takılı kalmak, tabir-i caizse paslanmak ve zamanla mutsuz olmak kaçınılmazdır. kişinin hayatı monoton hale gelir. ilerleme, değişiklik olmaz.
eğer konfor alanındaymış gibi hissediyorsanız veya takılı kalmışsanız; sürekli yeni şeyler hayal edin, fikirler üretin, hayal dünyanızın sınırlarını genişletin. "güvenli alanımın dışına çıkarsam ne olur? ne kazanırım/kaybederim?" diye düşünün. mümkünse bunları yazın. yazmak bir nevi beyni şartlandıracağı için alanı terk etmek daha kolay olacaktır.
devamını gör...
lgbt
kimin kimi sevdiğinden size ne yahu kime ne? müslümanlık takım oyunu değil ki birileri hemcinsiyle sevişiyor diye size günah yazılmıyor korkmayın bu kadar ve rahat bırakın insanları
devamını gör...
zeze (yazar)
aslında yazar için açılan bir başlık. zeze bize ne çağrıştırıyor diye yazacakken şeker portakalı seven yazar diye tanım girecekken vazgeçtim. sonra bu daha makul geldi.
bir taşla iki kuş vurayım madem :
zeze : edebiyatı sevmesi beklenen yazarımız.
" her filmden kitaptan bir rol seçerdi, beğensin diye gelirse ölüm makyajsız gezmezdi."
bir taşla iki kuş vurayım madem :
zeze : edebiyatı sevmesi beklenen yazarımız.
" her filmden kitaptan bir rol seçerdi, beğensin diye gelirse ölüm makyajsız gezmezdi."
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
merhaba defter. bazen sadece bana ait bir düzeyde kötü, yetersiz, can sıkıcı bir ömre sahip olduğumu düşünürdüm. ama hep burada yazdığım gibi '' gönüllere dokunmak '' niyetimle bir çok kişiyle etkileşime sahip oldum. hepsiyle de tanıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. gönüllere dokunmak, insan biriktirmek belki önceleri bu kadar yoğun ilerlemiyordu ama sözlük sayesinde hızla artmaya başladı ki çok mutlu oldum ben de.
bir nebze de olsa yaraya merhem olabiliyorsam ne mutlu bana. yoksa ne hedefleyebilirim ki ? ben istiyorum ki insanlar umutlansın, tebessüm etsin, bir kaç dakikalığına da olsa olumsuzluklar ortadan kayboluyorsa vicdanım hafiflemiş, yüreğim ferahlamıştır.
belki bazılarına garip gelebilir, aksini düşünebilir ama güzel olan ne biliyor musunuz ? başkaları için yaşamak...
bir nebze de olsa yaraya merhem olabiliyorsam ne mutlu bana. yoksa ne hedefleyebilirim ki ? ben istiyorum ki insanlar umutlansın, tebessüm etsin, bir kaç dakikalığına da olsa olumsuzluklar ortadan kayboluyorsa vicdanım hafiflemiş, yüreğim ferahlamıştır.
belki bazılarına garip gelebilir, aksini düşünebilir ama güzel olan ne biliyor musunuz ? başkaları için yaşamak...
devamını gör...
sokrates gerçeklik filtresi
--- alıntı ---
ünlü ve aksi filozof sokrates bilginliği, farklı çalışan zihni ve otoriteyi sorgulayacak cesareti ile saygıdeğer bir ün yapmıştı. bir gün sokrates yol üzerinde bir tanıdığına rastladı ve adam ona; ey sokrates, senin o sevdiğin arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? dedi. bir dakika bekle” diye cevapladı sokrates. sonra şöyle devam etti; bana söyleyeceğin şeyi söylemeden önce izninle sana küçük bir test uygulamak isterim. bu teste “üçlü filtre testi” deniyor.
üçlü filtre mi? diye cevapladı adam şaşırdı ve kabul etti sokrates’in teklifini.
“şimdi’’ diye devam etti sokrates. benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtreleyeceksin. buna neden üçlü filtre testi dediğimi de birazdan anlayacaksın. ilk olarak birinci filtre, “gerçek filtresini” uygulayalım. bana birazdan arkadaşım hakkında söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?
hayır, dedi adam biraz şaşırarak ve devam etti;
aslında ben bunu sadece duydum ve… ‘’
tamam, dedi sokrates. öyleyse, sen bu söyleyeceğin şeyin gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. şimdi ikinci filtreyi deneyelim, bunun adı da “iyilik filtresi.” arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?
şey, hayır. aslında tam tersi…
öyleyse, diye devam etti sokrates, “arkadaşım hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin bile değilsin.” adamın şaşkınlığı giderek artıyor, biraz da utanıyordu.
“fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.” dedi sokrates. “işe yararlılık filtresi.”
peki, bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim bir işime yarar mı?
adam duraksadı bu kez gerçekten kızarmıştı. “hayır, aslında pek değil” diye cevap verdi.
“iyi” diye tamamladı sokrates.
“eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse, bana neden söyleyesin ki? yani demem o ki, sen neden bahsediyorsun be adam?!”
--- alıntı ---
ünlü ve aksi filozof sokrates bilginliği, farklı çalışan zihni ve otoriteyi sorgulayacak cesareti ile saygıdeğer bir ün yapmıştı. bir gün sokrates yol üzerinde bir tanıdığına rastladı ve adam ona; ey sokrates, senin o sevdiğin arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? dedi. bir dakika bekle” diye cevapladı sokrates. sonra şöyle devam etti; bana söyleyeceğin şeyi söylemeden önce izninle sana küçük bir test uygulamak isterim. bu teste “üçlü filtre testi” deniyor.
üçlü filtre mi? diye cevapladı adam şaşırdı ve kabul etti sokrates’in teklifini.
“şimdi’’ diye devam etti sokrates. benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtreleyeceksin. buna neden üçlü filtre testi dediğimi de birazdan anlayacaksın. ilk olarak birinci filtre, “gerçek filtresini” uygulayalım. bana birazdan arkadaşım hakkında söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?
hayır, dedi adam biraz şaşırarak ve devam etti;
aslında ben bunu sadece duydum ve… ‘’
tamam, dedi sokrates. öyleyse, sen bu söyleyeceğin şeyin gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. şimdi ikinci filtreyi deneyelim, bunun adı da “iyilik filtresi.” arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?
şey, hayır. aslında tam tersi…
öyleyse, diye devam etti sokrates, “arkadaşım hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin bile değilsin.” adamın şaşkınlığı giderek artıyor, biraz da utanıyordu.
“fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.” dedi sokrates. “işe yararlılık filtresi.”
peki, bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim bir işime yarar mı?
adam duraksadı bu kez gerçekten kızarmıştı. “hayır, aslında pek değil” diye cevap verdi.
“iyi” diye tamamladı sokrates.
“eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse, bana neden söyleyesin ki? yani demem o ki, sen neden bahsediyorsun be adam?!”
--- alıntı ---
devamını gör...
araştırma görevlisi tribi
hatırladınız değil mi gereksiz egoyu? kaçtı değil mi tadınız? bunun bir de şeyi var (bkz: öğrenci işleri)
devamını gör...
mücbir sebepler
'önüne geçilmesi elde olmayan, istencin dışında oluşan durum.' anlamına gelen hukuki terimdir.
devamını gör...
kitap alıntıları
dünya değişiyor dostlarım. günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. sizin için kötü olacak. benden hikayesi.
sait faik abasıyanık/son kuşlar(1952)
sait faik abasıyanık/son kuşlar(1952)
devamını gör...
gençliğe hitabenin sansürlenmesi
(bkz: yarası olan gocunur)
bu kadar da, aleni yaptıklarınıza dikkat çekmezsiniz ya. sağ olun hatırlattığınız için.
bu kadar da, aleni yaptıklarınıza dikkat çekmezsiniz ya. sağ olun hatırlattığınız için.
devamını gör...
varlığım alman varlığına armağan olsun
mesele varlığınızın neye armağan olduğu değil. mesele 7 yaşındaki bir sabiye varlığını armağan etmesi gerektiğinin her sabah dikte edilmesi. bu tür yeminler ancak askeri diktatörlüklerde görülebilecek, militarizm kokan yeminlerdir.
ekleme: #562580 no’lu tanımla ilgili arkadaşımız kısmen haklı. haklı olduğu kısım bahsettiği şeylerin hakikaten birer sembol olması. ancak ıskaladığı şey her sembolün zararsız olmadığı gerçeği. örnek vermek gerekirse almanya bugün nazi dönemine ait gelenekleri devam ettirmek istese ve gelen eleştirilere bunların yalnızca birer sembol olduğu savunmasını geliştirse ne ölçüde makul ve mantıklı olur. ramazan davulculuğu bir sembol, ancak bu sembol çocukların pedagojik eğitimini sarsıcak boyutta zararlı değil. ingiliz kraliyet ailesi topluma militarizm pompalamıyor.
ekleme: #562580 no’lu tanımla ilgili arkadaşımız kısmen haklı. haklı olduğu kısım bahsettiği şeylerin hakikaten birer sembol olması. ancak ıskaladığı şey her sembolün zararsız olmadığı gerçeği. örnek vermek gerekirse almanya bugün nazi dönemine ait gelenekleri devam ettirmek istese ve gelen eleştirilere bunların yalnızca birer sembol olduğu savunmasını geliştirse ne ölçüde makul ve mantıklı olur. ramazan davulculuğu bir sembol, ancak bu sembol çocukların pedagojik eğitimini sarsıcak boyutta zararlı değil. ingiliz kraliyet ailesi topluma militarizm pompalamıyor.
devamını gör...
ahmet kural
her filminde beni çok çok güldüren insan.
yeni dizisini izlemedim, beni affetsin.
yeni dizisini izlemedim, beni affetsin.
devamını gör...
100 entry girip moderatör olmak
editor ya da moderator olmanin tanım sayısıyla ya da karmayla bir alakası yoktur dostlar. önemli olan sözlüğe ayırabileceģin zaman ve verebileceğin emektir. yeni bir mod alınırken olabildiğince ince eleyip sık dokuyor diğer modlarimız. öyle torpille olan şeyler değil bunlar.
devamını gör...
genç olmanın çok güzel olması
genç olmak çok güzel evet ama pandemi, sınav stresi, gelecek kaygısı gibi sorunlar izin vermiyor ki doya doya yaşayalım.
devamını gör...
iğrenç espriler
her yerde yapılmaması gereken espri türüdür.
devamını gör...
zahid bizi tan eyleme
seneler önce muhteşem yüzyıl adlı dizide şehzade mustafa beyazlarını giyerken, ölüme hazırlanırken çalan eser.. derinden etkiler, defalarca dinlenir..
devamını gör...
kendimizle aramızdaki fark
montaigne kim? ama iyi demiş.
devamını gör...
alarmı küsürlü sayılara kurmak
çünkü neden olmasın
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının aşk hayatları
bir yazar arkadaşımla diyaloğumuzu buraya bırakıyorum.
-sonu belli neden kaybedeceğim kumara gireyim(aşk için düşüncem.)
-öleceğin de belli neden yaşıyorsun?
-ecelim gelmediği için yaşıyorum.
doğmayı ben istemedim ölmeyi de isteyemem, yaratıcı güç bunu tayin etti zaten.
aşk, dozunda ayarı yapılamayan tutkulu sevgi biçimidir. ayarı olmayınca da bu kişiye zarar verir.
mustafa ceceli'den "yine hüsran.", müslüm gürses'ten "mutlu ol yeter!" ve birçok içimizi acıtan şarkıyla paramparça olmak demektir. bunu göze alan olsun aşık bile bile. oysa ayıcığıma duyduğum aşk ben de böyle zelzele etkisi bırabilir mi? aşk bu, azı yoktur, çok seversin, çok seversen de acısı çok olur.
-sonu belli neden kaybedeceğim kumara gireyim(aşk için düşüncem.)
-öleceğin de belli neden yaşıyorsun?
-ecelim gelmediği için yaşıyorum.
doğmayı ben istemedim ölmeyi de isteyemem, yaratıcı güç bunu tayin etti zaten.
aşk, dozunda ayarı yapılamayan tutkulu sevgi biçimidir. ayarı olmayınca da bu kişiye zarar verir.
mustafa ceceli'den "yine hüsran.", müslüm gürses'ten "mutlu ol yeter!" ve birçok içimizi acıtan şarkıyla paramparça olmak demektir. bunu göze alan olsun aşık bile bile. oysa ayıcığıma duyduğum aşk ben de böyle zelzele etkisi bırabilir mi? aşk bu, azı yoktur, çok seversin, çok seversen de acısı çok olur.
devamını gör...
i'm not in danger skyler i'm the danger
bana, "yar ben belanın ta kendisiyim" sözünü hatırlatan başlıktır.
devamını gör...