- yavuz abi.
“aşk olsun, ben öyle bi’ insan mıyım?”

not: kitaptan.
devamını gör...

ösym tarafından yapılan, önündeki e ile bir ilgisi olmayan, yalnızca istanbul, izmir ve ankara’da girilebilen ancak tüm başvurular 30 saniye içerisinde dolduğu için genelde girilemeyen, binlerce kişiyi mağdur eden sınavımsı.

bu sınava başvuru yapabilenlere plaket verilmeli ve sen bu başvuruyu yapabiliyorsan tüm zorlukları başarabilirsin denilerek sınavı geçti sayılmalı. güya elektronik ama yalnızca üç merkezde o da çok sınırlı sayıda kişi girebiliyor. saçmalıktan başka bir şey değil. dil sınavlarının ertelendiği, ama üniversitelerin dil şartını asla kaldırmadığı bu saçma pandemi döneminde insanları bu denli mağdur edenler utansın.

başvuru yapmanın geçmekten daha zor olduğu sınav.
devamını gör...

zihnin düşüncelerle meşgul olmasından kaynaklı olan durumdur. fiziksel olarak çok yorgun dahi olsan zihnin çok aktifse uykuya dalamıyorsun. bu yüzden çok uykum olsa bile çoğunlukla uyumak için min yarım saat dönüp dururum. birbirine karışmış düğüm olmuş kulaklık misali karmaşık olan zihnimde düşünceler bütük bir hızla cirit atar. ne zaman ki biraz yavaşlamaya başlar o aralarda bir yerlerde uykuya dalarım.
devamını gör...

nankör kedi.
devamını gör...

bir kelimenin bir dile girişi ve kullanılması bir ihtiyaçtan doğar. bu husus tartışmasızdır. işbu noktada her kelimenin o dile ne zaman girdiğini ve hangi anlamda kullanıldığını bilmekte yarar vardır. (bkz: etimoloji)

resim kelimesi;

~ ar rasm رسم [#rsm msd.] 1. iz, ayak izi, işaret, simge, damga, mühür, 2. suret, 3. resmi tören, ayin < ar rasama رسم 1. ayağını yere bastı, iz bıraktı, damga bastı, 2. resim yaptı, işaret etti" anlamına gelirken; bu kelime ile ilgili türkçede tarihte yazılı en eski kaynak: resm "suret" [ aşık paşa, garib-name (1330) ] link

fotoğraf kelimesi;

~ fr photographe görüntü kaydetme cihazı ve işlemi ~ ing photograph a.a. ☼ 1839 sir john herschel, ing. fizikçi. § eyun phôs, phōt- φῶς, φωτ- ışık + eyun graphē γραφη yazı, kayıt → foto+<sup, +graf kelimelerinin birleştirilmesinden oluşmuş ve bu kelime ile ilgili türkçede tarihte yazılı en eski kaynak: fotoğraf [ namık kemal, osmanlı modernleşmesinin meseleleri (1873) ] link

her kelime tarihsel süreç olarak ortaya çıkışı ve teknik içeriği bağlamında birbirinden farklıdır. ancak bazısının kullanıldığı yerde bazısı kullanılamazken bazı durumlarda iki ayrı kelime aynı yerlerde aynı şeyleri ifade etmek için de kullanılabilmektedir. örneğin "resim" kelimesi "fotoğraf" kelimesi için aynı yerde aynı şeyi ifade etmek için kullanılabilen bir kelimeyken; "fotoğraf" kelimesi resim kelimesi yerine kullanılamaz. bunun temelinde yatan neden "resim" kelimesinin zaman içerisinde "varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri" anlamını kazanmış, fotoğrafın icadıyla da fotoğrafı da kapsayacak genel bir kelime haline gelmesiyken, fotoğraf için böyle bir durumun varlığının söz konusu olmamasıdır.

tdk güncel türkçe sözlükte "resim" kelimesini içeren bir arama yaptığımızda "resim çekmek" birleşik fiilinin yer aldığı görülür. bu birleşik fiil sözlükte "fotoğraf makinesiyle bir şeyin biçimini kâğıda geçirmek" şeklinde tanımlanmış olması nedeniyle "fotoğraf çekmek" deyimiyle aynı anlama geldiği hususu tartışmasız olur.

nitekim ingilizcede de benzer bir durum söz konusudur. "picture" kelimesi "photograph" kelimesini de kapsayan bir kelimedir. link dolayısı ile fotoğraf kelimesi yerine kullanılabilir. hatta "picture" kelimesi "film, movie" anlamında bile kullanılmaktadır: "academy award for best picture: link

ezcümle, fotoğrafa resim diyen insan hata yapan biri değildir; velev ki her iki kelimenin arasındaki teknik farkları bilmiyor olsa da.
devamını gör...

''zaten türkçe bilmiyon mu neden türk dili okuyon, osmanlıca konuşabiliyor musun, arapça biliyor musun'' şeklinde sorular.
devamını gör...

psikolojik sorunlar var diyerek hafifletme çabasına girişilmiş. öyle zannedildiği gibi ciddi bir psikolojik sorunu olmadığını hepimiz biliyoruz. demek istediğim sorun ne o arkadaşta ne de bizde. bu kadar ciddiye almasaydı keşke. suçlu ve yetersiz olan o değildi. kendimizi kapana kısılmış hissetmemek lazım. bin eksi varsa bir tane de artı vardır. ayrıca dediğim gibi eksilerin sorumlusu da biz değil. pek çoğunun sorumlusu değiliz. böyle gitmemeli bir insan. alacaklıyız. haklıyız. ne kadar eksiltseler de kıyıda köşede hala bir şeyler var, hala kaybedecek şeylerimiz var. belki çok değersiz gözüküyordur ama yine de var. sırf bunun için bu değersizlik hissi için bile savaşılır. üstelik intihara dair hiç bir gerekçe hayattan üstün değil.

hayat her zaman kötüye gitmez. inişleri ve çıkışları vardır. inişler çok uzun sürdü diye hiç bitmeyecekmiş gibi gözüküyor olabilir. daimi değil işte. bunun farkında olmak lazım.
devamını gör...

kelli felli insanları ponçik teletabilere dönüştürmüş tatlış ekip. şarkıyı yayınlayıp spotify listelerini yıkmasak mı?
devamını gör...

kısa süreli bilinç kaybıdır.

beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur.

(bkz: senkop) olarak da geçer.
devamını gör...

''---
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim icin kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
---''
son dizesini okuyana kadar tüylerimi ürperten bu dizelerine baktığımdaysa büyük bir incelik gördüğüm attila ilhan şiirlerinden biri. insan hem kıskanıyor hem özeniyor hem de büyük bir gurur duyuyor böyle şiirler gördüğünde. sen nasıl güzel adamsın. büyük sevgilerimle ve sonsuz saygımla huzur içinde uyu.
devamını gör...

arap sevicilerin yerli ve millilikten bahsetmeleri tam bir hezeyan.
devamını gör...

1968 yapımı olan sidney lumet'in yönettiği başrollerinde george segal, jack warden, jessica walter ve joseph wiseman yer almaktadır.

filmin konusuna gelecek olursak:

yahudi entelektüel yazarlar dörtlüsü olarak bilinen yazarlarımızın kalp krizinden ölen bir arkadaşlarının cenazesine giderken yaşadıkları mecaraları konu almaktadır. ama ne maceralar sürekli bozulan külüstür bir araba, her mimiği ile güldürmekten geberten dünyadan bir haber siyahi yahudi bir taksi şöfürü ile aşk yaşayan entellektüel kadın. bu kadının herşeyi yanlış anlayıp diğer arkadaşlarını kaçırtan eski kocası, sürekli ölümü ile absürtlüğünde ötesinde hayal kuran bir yazar. sürekli dinler ile ilgili tartışmaları ve bir türlü sonuca ulaşamamaları. üstüne bir de yanlış cenazeye katılıp ağlamaları yok mu gözümden yaş geldi. düşük imdb * puanına bakmadan izleyebileceğiniz bir film efendim.

karmaşık yol filmlerini, dinler üzerine yapılan eleştiri ve komediyi seviyorsanız kaçırmadan izleyebileceğiniz bir filmdir. film çıktığında bir çok yahudi lobisi tarafından bir süre yasaklı listeye alınmıştır.

filmle ilgili eleştirilerim ise bazı şakalar çok havada ve basit kalıyor bu kısımlarda salak bir amerikan komedi filmi izliyormuşuz gibi geliyor sadece.
devamını gör...

60 yaşında olan anneden duyulunca garip hissettiren söylem.

anneme durduk yere hediye almam sonucunda "paranı neden böyle şeylere harciyorsun" vs diye saydirirken birden ağzımdan "boş yapma" çıktı. annemde anlamını ısrarla sordu bende "boş konuşmak, boş anlamsız hareketlerde bulunmak" olarak açıkladım. aradan yarım saat geçtikten sonra tlc izleyen anneme hala bu kanalı mi izliyorsun sorusuna "boş yapma" cevabını almamla dumura uğradım. bunu söylerken tonlamasini tam olarak doğru yaptı ve asla gözünü televizyondan ayırmadı. kusursuz bir andı. bir süre sessizce oturmak zorunda kaldım.

hala kendime gelebilmiş değilim.
devamını gör...

ax²+bx+c ikinci dereceden bir denklem olmak üzere bu denklemin köklerinin bulunması için gerekli olan cebirsel ifadeye diskriminant denir. diskriminant'ın formülü b²-4ac' dir. diskriminant'ın değeri negatif ise denklemin gerçek sayılarda bir kökü yoktur ancak sanal iki kökü vardır . diskriminant sıfıra eşit işe denklemin bir kökü vardır . diskriminant pozitif ise denklemin gerçek sayılarda iki kökü vardır.
devamını gör...

israil'de bulunan ve komünizm'e örnek olarak gösterilen kolektif çiftliklerdir. ilk olarak rusya'daki 1905 devriminden sonra ortadoğu'ya gelen göçmen yahudiler tarafından kurulmuştur. özel mülkiyetin olmadığı, topluluğun ortak malı olan tarım arazilerinde üretilen ürünlerin ortak pay edildiği, mutfak, çamaşırhane, çocuk bakımının ortaklaşa olduğu bu yapılanmalar için komünist deney benzetmesi yapılıyor.
hatta, bir dönem manavgat suyunun satışı ve güneydoğu anadolu projesi ( gap) kapsamında israil ile yapılan görüşmelerde gündem olmuş, israil, gap bölgesinde organik tarım yapmak için, manavgat'ta da israili çiftçilerin barınabilmesi gerekçesiyle kibbutz kurmak için arazi talep etmişti. bu haberler, kamuoyunda israil'in türkiye'ye yerleşmeye çalıştığı tartışmalarına yol açmıştı.
devamını gör...

benim tosunum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

arkadaşlarının yanında ailesini kötüleyen insanlar.
devamını gör...

ben mahlasıma uyarak görevimi gururla yerine getiriyorum ama size kolay gelsin tabii.
devamını gör...

orijinal adı dia de muertos olan ancak ingilizceden tekrar ispanyolca'ya çevrilmiş şekliyle dia de los muertos olarak da bilinen, unesco tarafından “dünya mirası” listesine alınmış, felsefesi ve kutlanma şekliyle dünyanın en derinlikli ve renkli festivallerinden biri olan gündür. kökeninin azteklere dayandığı bilinen ölüler günü, latin amerika özellikle de meksikalıların en önemli festivali olan rengarenk dini bir seremonidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
her yıl 1-2 kasım günlerinde meksika’da, orta amerika’da ve abd (özellikle arizona ve texas) ile kanada’da yaşayan latin amerika kökenlilerce kutlanır. isminin çağrıştığının aksine hüzünlü ya da korkutucu bir festival değildir. altarlar hazırlanır, insanlar o güne has makyajlar yapar ve kostümler giyerler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu günde ölülerin dünyaya indiğine inanılır.ölüler gününün en temel elementlerinde biri altarlardır, o coğrafyada ispanyollardan önce yaşamış medeniyetlerin ölüme olan bakış açılarını temsil ederler. altarlarda ölüler için adaklar, çiçekler, rengarenk süslenmiş kuru kafalar, mumlar bulunur. altarların dışında mezarlıklar da mumlarla ve adaklarla süslenir, şarkılar söylenir, içkiler içilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ölüler günü'nde merhumla ekmek, tuz, meyve, mutfak lezzetleri, su ve eğer yetişkinlerse şarap paylaşılır. adak, ölülere onların anılarıyla, hayatlarıyla diyalog kurmaya yakın olmaktır. adak, hafıza gerektiren bir ritüel ile yeniden buluşmadır.

ölüler için sunulan altarda birkaç temel nesne bulunmak zorundadır. .

bu unsurların her biri kendi tarihini, geleneğini, şiirini ve en önemlisi mistisizmi içerir. bazıları şunlardır:

su: hayatın kaynağı, ruhlara uzun yolculuklarının ardından susuzluklarını gidermek ve dönüşlerini güçlendirmek için sunulur. bazı kültürlerde ruhun saflığını sembolize eder.

tuz: arınma unsuru, ertesi yılki gidiş-dönüş yolculuğunda bedenin bozulmaması için hizmet eder.

mumlar: ürettikleri alev, "ışık", inanç, umut demektir. ruhların eski yerlerine ulaşıp evlerine dönüşlerini aydınlatmaları için titreyen alevi ile bir rehberdir. birkaç yerli toplulukta, her mum bir merhumu temsil eder, yani sunağın sahip olacağı mum sayısı, ailenin çağırmak istediği ruhlara bağlı olacaktır.

tütsü: dua ya da övgüyü yücelten unsurdur. saygının kokusudur. kötü ruhların yerini temizlemek için kullanılır, böylece ruh evinize herhangi bir tehlike olmadan girebilir.

çiçekler: renkleri ile festivalin sembolüdürler. ruhun kaldığı süre boyunca mekanı süsleyip aromatize ederler, mutlu ederler, renkleri saflığı ve hassasiyeti ifade ettiği için çiçeğin eksik kalmaması, çocukların ruhlarına eşlik eder.
altarların çok özel anlamları olan üç farklı çiçek türü vardır. ilk olarak cempasúchil (kadife çiçeği); turuncu renktedir, güneş ışığını temsil eder ve ölülerin eve dönüş yolunu bulmasına yardımcı olur. ikinci çiçek la mano de león -aslan elidir-; mor renktedir ve sevdiklerimizin kaybı için yas ve kederi sembolize eder. üçüncü çiçek flor de nube* -bahar yıldızı- çiçeğidir; bu beyaz çiçek, saflığı temsil eder.

ekmek: en önemli adaklardan ve olmazsa olmazlardan biri ekmektir. "pan de muerto" (isp: ölü ekmeği) özel bir çeşidi de bulunur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ölüler için hazırlanan bu altarlar*, hispanik öncesi dinlerin senkretizminin katolik diniyle kaynaştığı birkaç kattan oluşur.

bir ölü altarının/sunağının temel seviyeleri cennet ve yeryüzüdür. her adımın sonsuz dinlenme yeri olan mictlán'a ulaşmak için gerekli adımları sembolize ettiği yedi seviyeye kadar olabilir.

altar, evin içindeki bir odaya bir masanın üzerine yerleştirilir ve ölüler günü sunularının yapılacağı yer burasıdır. inanışa göre, altarın üzerine konulan hediyeler, ölülerin mictlán'dan akrabalarının evlerine yolculuğunu kolaylaştırırlar ve yolda iyi zaman geçirmelerini sağlarlar.


bu festival meksika'nın her yerine aynı şekilde kutlanmaz. her bölgenin kendine has kültürü ve kendine has elementleri bulunur.

kaynak 1, 2, 3
devamını gör...

ilkel atalarımız tarafından başta çiğ et olmak üzere sindirimi zor yemekleri öğütmek için kullanmıştır. ateş ve yemek pişirmenin icadı ile protein edinimimiz kat be kat artmış, çene kasalarımız incelmiş ve çene kasalarının oluşturduğu boşluğu kafatasımız ve beynimiz genişleyerek doldurmuştur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim