kişiden kişiye değişen çekiciliktir. eklemek istediğiniz başka bir şey yoksa siparişi tamamla seçeneğinden siparişinizi verip kargonuzu bekleyebilirsiniz. güle güle kullanın*
devamını gör...

iki özelliğe de sahibim, lanet olsun.
bende sökmeyen versus.
(bkz: mütevazi)
devamını gör...

90'lı yıllarda peçete yerine pembe renkli saman kağıtları bulunurdu esnaf lokantalarının masalarında. kare kare kesilmiş, pembe renkli saman kağıtlarını su bardaklarının içine şekilli olarak koyarlardı. hayır elimizi ağzımızı temizlemezdi bile, zımparalayıp bırakırdı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok yalnızım sözlük..
devamını gör...

bu hafta felsefenin ne olduğunu anlatırken çocuklarla üzerine konuştuğumuz sözü iliştireyim.
''kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır. '' - aristoteles
devamını gör...

osmanlı bir hanedan'dı.bir aileydi. osmanlı torunuyuz diye ortada gezen tiplerin anlamak istemedikleri şey sadece osmanlı'nın vergi topladığı fakir halkın torunları olduğu gerçeği.
devamını gör...

kanlı canlı biri vardı bugün karşımda.
öteki.
ben kimim?
ah ben işte ben buyum diyerek kendimi konumlandırdım mı?
tam karşısına mı?
karşıtı?
yanında?
berisinde?
uzağında…
kendimizi konumlandırdığımız noktalardan baktığımızda öteki neremizde duruyor biri bana söyleyebilir mi? baktığımızda ne görüyoruz? gördüğümüzde ne diyoruz? tekmeler tokatlar sözler küfürler…
havada mı uçuyor?
temel değerler nerede?

hangi temel değerlere sığındı?

kendime dair. ona dair. insanlığa dair. devletlere dair. sistem gibi görünen kaosa dair. insanın içindeki çirkinliklere… gözlerinin ışıltısına. gözlerinin ışıltısı arkasında ki kararlılığa. cildinin yer yer kırışıklığındaki öykünün izlerini sürmeye cesaret edemeyişime dair yazmak istiyorum sayfalarca. pençelerden kurtularak. ama yazamayacağım, yazmayacağım.

çünkü o kadar bilgili değilim.

bugün bir insan tanıdım,

öteki

gerçekten tanıdım mı?

kanlı canlı karşımda oturdu. anlattı hayat hikayesini. çokça dinledim. çokça izledim. gözlerindeki kararlı bakışları. öfkesinin tırmıklarında ışıltı vardı diyorum size ve o sırada yaşamın sevdiğim ahengi esti de esti tepemizden.
devamını gör...

öyle bir şey yok. her şey pahalı çünkü.
devamını gör...

baharatla harmanlanmış patatesli börek mi? en az 2 çeşitle hazırlanmış uzadıkça uzayan peynirli börek mi? soğanla tadı bir başka olan kıymalı börek mi yoksa çocukluktan kalma bilgiyle tam bir güç deposu olan ıspanaklı böreğin mi alacağı versus olmuştur. tabi gözlerim yaşlı biçimde kıymalı patlıcanlı böreği yazamadım ama neyse. bugünlük ıspanaklı börek alacaktır. ben hamur tutmaya gidiyorum.
(bkz: hamur tutmak)
devamını gör...

(bkz: göz seğirmesi)
devamını gör...

oradan buradan aşırmaların arttığını düşünüyorum. bazen düşünmüyorum, gözlemliyorum. bizzat okuduğum bildiğim kitaplardan çok ama çok "benzer" cümleler hasbelkader karşıma çıkıyor. altta tabii ki alıntı filan yazmıyor, kitap ismi geçmiyor. arkadaşlar ben bilgiye inanırım, insanın öğrenme kapasitesine de büyük saygı duyarım. ama binlerce yıldır bildiğimiz bir şey var ki o da insanın belli bazı sınırları olduğudur. her şeyden önce zaman ve mekânla sınırlanmış bir varlıktır insan. bir insan ömrü bilgi söz konusu olduğunda oldukça azdır. yani öğrenilecek şeylerin, bilginin sınırsızlığı göz önüne alındığında çok azdır. dolayısıyla intihal yapmayın, madalyaya tamah etmeyin. simit satarak onurlu yaşayın. bir insan sanat, felsefe, edebiyat, müzik, tarih, mitoloji gibi müthiş geniş bir yelpazede onlarca özgün yazı kaleme alamaz. alır almasına da bunlar çok istisnai insanlardır ve ben aramızda olduklarını düşünmüyorum. lütfen, faydalandığınız kaynağı belirtin. şu an yapmıyorum bunu ama eğer işsizliğim had safhaya ulaşırsa oturur yaparım, sözlükte intihal avına çıkarım. tespit etttiğim bazı şeyler var ama şimdilik müdahale etmeyeceğim. bu mesele öyle basit bir mesele değildir, hırsızlık mide bulandırıcı bir suçtur.
devamını gör...

hazine gelirleri nereye gidiyor sorunsalı.
devamını gör...

ulu önderi kesinlikle tenzih ederim. (o yıllarda gerçekten türk milletinin öyle olduğuna ben de inanıyorum). gelelim bugüne,türk milleti zeki değil,şark kurnazı ve çakaldır.sana 5 liraya sattıgi malı,turiste 50 liraya satmaya kalkar.taksiye binersin,yolu bilmediğini anlarsa,en uzun yoldan götürür.kiralık ev bulursun,o pek te hazzetmediği suriyeli 200 lira fazla ödesin,evi vatandaşına değil,o yabancıya kiralar. -yanlış anlaşılmasın,bu ırkçılik değil.menfaat meselesini vurgulamak icin- işletmesinde sigorta pirimi ödememek için,yerli değil,kaçak işçi calıştirır.anne yada babası ölür.gidip bildirimde bulunmaz ,emekli maaşını bir süre daha çekmek için.kaçak elektrik,daha fazla kar etmek için gıdalara katilan materyallerden bahsetmeye gerek bile yok sanırım. ve daha böyle yüzlerce örnek...
devamını gör...

bayılıyorum o özgüvene..
o an ne kadar mutlu oluyorlar..
kim dinlemis.. kim duymuş..
umurlarin da olmaz..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

irlandalı'mın barbie evi yarasından sonra bir yaramı da ben paylaşmak istedim şimdi.
hani şu mama yiyip kaka yapan akıllı bebekler vardı, ağlayınca mamasını yediriyor daha sonra kakasını yapınca bezini değiştiriyordunuz. heh işte o bebeklere ilk gördüğüm günden beri vurgundum. nerede görsem "ben bundan istiyorum" derdim bizimkilere ama ağlamazdım hiç. zaten şimdiye kadar "ben bundan istiyorum" diye ağladığım bir şey olmadı hayatımda. alınmıyorsa ya diretiyor ya da kabulleniyordum sanırım emin değilim. ama o bebek benim hassas noktamdı. hiç unutmam bir gün bir hastane işi için izmir'e gittik sonrasında büyük bir markete girdik. markette gezerken olmazsa olmazım olan oyuncak reyonunun önünde durduk.
yere oturdum "ben bu bebeği istiyorum lütfen anne alın" dedim. babam "ama bu çok pahalı" dedi. "ama istiyorum, çok istiyorum" dedim. babam elini cebine attı, yokladı. "tamam ama onu alırsan kardeşine oyuncak alamayız, şu diğer bebeklere bakalım mı?" dedi. bu cümle değil de bu cümleyi kurmadan önce cebini yoklaması içimde bir yerleri acıttı. sonra annem "bak şu emzikli bebekler var ya, onlardan alalım. eczaneden de biberon alırız ben sana mama hazırlarım yediririz bebeğe" dedi. "üstünü de örter uyutur muyuz anne?" dedim. "ninni bile söyleriz" dedi. sonra yerden kalktım, babamın elini tuttum, ucuz olan bebeği, sonra da erkek oyuncaklarının reyonuna gidip oradan da kardeşime oyuncak kamyonunu aldık.
o gün el ele çıktık marketten ama bende minik bir değişiklik vardı. küçük minik bir değişiklik ama beni büyüten bir şeydi. babamın arkasını dönüp cebini kontrol etmesi, sonra o cümleyi kurması büyüttü sanki beni.
her neyse sonra annem söz verdiği her şeyi yaptı. o emzik emen bebek alındı bana, biberonu da. annem bir sürü kıyafet bile dikti. kardeşimin oyuncak kamyonunda gezdirdim bebeğimi. o gün iyi ki o mama yiyip kaka yapan bebeği değil de sadece emzik emen bebeği aldım. o gün iyi ki babamın yeterli parası yoktu ve ben bazı şeyleri erken anladım.
şimdi istediğim her bebeği alacak param olsa bile o gün o marketten ailemle birlikte el ele bir şeylerin farkına vararak çıkmam en büyük zenginlikti sanırım bana.
yeri gelmişken sizi seviyorum anne ve baba, ha bir de seni de başımın belası kardeşim!
devamını gör...

be de istisnayim kardeşim. sözlüğün tüm erkeklerini bu başlık altında istisna olduklarını deklare etmeye davet ediyorum. valla hepimiz öyleyiz.
devamını gör...

saygı duyduğum insan.
devamını gör...

çırağan caddesi

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

toplanan salkımlar bağ bıçağı ve bağ makası ile kesilerek küfe ve sepetlere doldurulur. toplanan bu üzümler isteğe göre ya kurutulur ya da kullanılır. eskilerin deyişiyle üzümlerin gelin olduğu zamandır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim