her gece şarkısının klibindeki koşmasıyla akıllara kazınmış, sesi de ayrı güzel sanatçı.
devamını gör...

eleştiri yapmayı bilen insanların eleştirisini elbette kabul ederiz. lakin eleştiri adı altında hakaret ettiğinizde bunu kabullenmek zorunda değiliz. önce eleştiri nedir onu anlamak lazım.
devamını gör...

sıdki baba'nın hz. muhammed için yazdığı, "insanı sessizleştiren" şiiri. erkan oğur'un yorumu ile harika bir müzik olmuştur. kafa radyoyu dinlerken karşınıza çıkabilir.


zülf-ü kaküllerin amber misali
buy-u erguvan dan güzelsin güzel
kızarmış gonca gül gibi yüzlerin
şah-ı gülistan dan güzelsin güzel

yüzünde yeşil ben aşikar olmuş
çekilmiş kaşların zülfikar olmuş
gözlerin aleme hükümdar olmuş
mihr-i süleyman dan güzelsin güzel

kurulmuş göğsünde bahçe-i vahdet
hatmolmuş kadrinle tubayı hikmet
cemalin seyreden istemez cennet
sen huri gılman dan güzelsin güzel

gözlerin velfecri benzer imran 'e
seni seven aşık olur divane
yanakların şule, vermiş cihana
yüz mahı taban dan güzelsin güzel

çiğ düşmüş çayıra benzer yüzlerin
âşıkın öldürür şirin sözlerin
mısrın hazinesi değer gözlerin
zühre-i rahşan dan güzelsin güzel

sıdkı der suretim hattın secdegah
cümle güzellere oldum pişegah
güzeller tacısın yüzün padişah
yusuf-u kenan'dan güzelsin güzel


youtube
devamını gör...

film zamansal paradoksu konu alıyor... türünün en iyisi. konusu ise;
bir gün bir yetimhaneye bir kız çocuğu bırakılır. yetimhanedekiler bu çocuğa jane adını verirler ve büyütürler. jane, bir gün okulda jim adlı bir adamla tanışır, aşık olurlar; fakat sonra tartışır ve ayrılırlar, ancak jane hamiledir. çocuğu doğurur ancak aynı akşam birisi hastaneye girip çocuğu çalar. jane ise çok hastalanır ve tek çare olarak doktor, jane'i kurtarmak için onu bütünüyle erkeğe çeviren bir operasyon yapar. jane, jim adını alır. bir gün barda birisiyle kavgaya girişir ve dayak yer, barmen yanına gelir ve der ki, "bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?". jim geçmişe gider ve orada jane adlı bir kızla tanışır, aşık olur ama sonra ayrılırlar. bir gün jane' in bebeği olduğunu öğrenir, gizlice gidip hastaneden çocuğu çalar ve zaman makinesiyle daha da geçmişe giderek onu bir yetimhaneye bırakır. daha sonra zaman geçer ve birkaç iş değiştirdikten sonra barmen olur. bir gün dayak yiyen jim ile karşılaşır ve yanında gidip der ki: 'bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?"

ethan hawke filme o kadar iyi bir hava katmış ki gözümü alamadım kendisinden. filme puanım 9/10.
devamını gör...

özlemek, sevmekten daha gerçekçi bir duygudur.
-çıkarsız
-riyasız
-hesapsız/kitapsız söylenir

“özledim”

-ozgur1ey.
devamını gör...

herkes yazsın yoksa darılırım.
benim 3 gün sürdü, dakikalar önce yazar olduğumu öğrendim.

herkes duysun istiyorum*
devamını gör...

"beyin neyi unutması gerektiğini asla unutmaz" saptamasının ne kadar doğru olduğunu gösteren tatsız durumlardan birisidir maalesef bu durum.
devamını gör...

bilgisayarla uğraşırken birinin gelip yanında dikilmesi.
devamını gör...

çizgili pijamalı çocuk. ah be herkese çocuk masumiyeti lazım. o zaman dünya bu kadar kötü olmazdı.
devamını gör...

“mazeretli saymak, bağışlamak vb.” anlamlara sahip olan sözcüktür.
devamını gör...

ateizm, tanrı veya tanrıların varlığına dair inanç yokluğudur, bir yaratıcıya inanmamaktır. müslümanlara ve islamiyete hakaret etmek değil, beyinden yoksun bırakılmış çocuklar.

şimdi muhabbetinize devam edebilirsiniz.
devamını gör...

kışın olan birşeyse amel defteri kapatır.
devamını gör...

ğ'nin yerini y harfi alır bu da istemediyimiz bir şey olur.

gördünüz mü kelimedeki çirkinliği?
devamını gör...

+1 yaz beni de yaz yaz.
neden aldatıldım bilmiyorum. insan ilk anda sorunu kendinde arıyor. ben eksik olan ne vardı bende diye düşündüm. eksik kısmı tamamlamak istediği için yapıyor sanmıştım.
oysa eksik olan kendi karakteriymiş. benimle alakası yokmuş.
devamını gör...

hayat felsefemi nick olarak almış olan yazar.* yazmaları daim olsun.
devamını gör...

filmde çok eski istanbul sahneleri karşımıza çıkıyor. tarihi atmosfer, ahşap evler, eski sokaklar. pastel renkler çok iyi seçilip kullanılmış. bu da görüntü yönetmeninin başarısı.
devamını gör...

eşine yazdığı veda mektubu ile tanıdığım yazar. 28 mart 1941

sevgilim,

yeniden delirmekte olduğumdan şüphem yok: böyle korkunç bir dönemi bir kez daha kaldıramayacağımızı hissediyorum. aynı zamanda, bu kez toparlanmayı başaramayacağımı da seziyorum. yeniden sesler işitmeye başladım ve dikkatimi toplayamıyorum.

bu durumda bana en doğru görünen şeyi yapıyorum. bana olabilecek en büyük mutluluğu yaşattın. benim için başka kimsenin olamayacağı insan oldun. iki varlığın bu korkunç hastalık gelene kadar olduğumuzdan daha mutlu olabileceğini sanmıyorum. daha fazla mücadele edemeyeceğim. senin hayatını da ziyan ettiğimi biliyorum. ben olmasam çalışabilirdin. çalışacaksın da, biliyorum.

görüyorsun, doğru dürüst yazmayı bile başaramıyorum. okuyamıyorum. söylemek istediğim, hayattaki tüm mutluluğumu sana borçlu olduğum. bana karşı her zaman tam bir sabır timsali oldun ve inanılmaz iyiydin. sana bunları söylememe gerek yok — herkes biliyor zaten.

beni kurtarabilecek biri olsaydı, o sen olurdun. hiçbir şeyden senin iyiliğinden olduğu kadar emin olmadım. hayatını ziyan etmeye daha fazla devam edemem. kimselerin bizden daha mutlu olabileceğini sanmıyorum.

v.
devamını gör...

konuyla bi ilgim olmamasına rağmen kısa bi yorum yapmak istiyorum. nickaltı kısmı en azından benim bildiğim kadarıyla yazar hakkında iyi ve kötü düşünceleri, eleştirileri belirtmek için yazılır. birinin sizi eleştirmesi, hakkınızda her zaman alıştığınız ya da beklediğiniz gibi iyi şeyler söylememesi de normaldir ve bunun adı çirkeflik değildir. hem kendim de fark ettiğim üzere sözlüğe takip bildirimi geldikten sonra bazı yazarlar geri takip düşüncesine geçtiler ve bu olmaması gereken bi şey bana göre. bi yazarın tanımlarını ve düşüncelerini beğeniyorsanız takip edebilirsiniz ki bu özelliğin amacı budur. ayrıca yanlış anlaşılma olduysa bile sizin eleştirdiğiniz şeyi daha farklı bi şekilde yapmanız gerçekten şaşırttı beni. sonuçta bir yazarın sizi nickaltınızda eleştirmesinden rahatsız olduğunuzu söylemenize rağmen aynı olay için “yeni bir başlık” açmanız gerçekten tuhaf geldi bana.
devamını gör...

en ünlü üç stoacı seneca, epictetus ve marcus'dur.
stoacılar felsefeyi üç alana ayırır:
-mantık: doğru düşünebilmek.
-fizik: evrenin yapısı ve metafizik.
-etik: ''iyi yaşam nasıl olmalı?''

stoacılar mutluluğu toplumsal düzeyde değil de kişinin iç dünyasında aramaya çabalamışlardır. insanın kendine yetebilmesi ve erdemli bir hayat sürmesi önemli bir yer alır.

stoacılar ''yaşanan ana odaklan'' der. o an, beklenmedik ve kötü bir şey de getirse sinirlenmek doğru bir tepki değildir. çünkü nasıl yağmur yağıyor diye sinirlenemezsek hayatın bize getirdiği şeylere de, 'hayatın gerçeklerini öğrenen kişiler' olarak öfke duymayız.
devamını gör...

(bkz: yavru antilop için artık çok geç)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim