kitap alıntıları
“şu kadınlar ne garip mahluklar. duygusal durumları ne kadar çabuk değilebiliyor. küçücük şeylerden nasıl da hemen etkileniveriyorlar. bir anda dünyanın en mutsuz en kederli, en suçlu insanı iken, nasıl da kolayca gökyüzünün en üst katına çıkabiliyorlar. sevgileri, tutkuları uğruna neleri göze alabiliyorlar. onlar için yaşamanın temel şartı sevilmek. aşk’la tutku’yla sonsuza kadar sevilmek ve asla vazgeçilmemek. her şeyi affedebilirler ama sevilmeme’yi asla.”
gülseren budayıcıoğlu- madalyonun içi
devamını gör...
kyk cini
devamını gör...
ördek vs kaz
sen onu kovalarsan ve o senden kaçarsa o ördektir.
o seni kovalarsa ve sen ondan kaçarsan o kazdır.
o seni kovalarsa ve sen ondan kaçarsan o kazdır.
devamını gör...
kitap okumak
herkesin ve her şeyin sahte geldiği bu gerçek dünyada daha samimi duygular hissettiren eylem.
devamını gör...
ayrılırken daha çok seven tarafın daha kırıcı olması
nerede okuduğumu hatırlamadığım ancak doğruluğuna inandığım "iki insan ayrılırken; şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır" * *şeklinde bir cümle var.
ilişkiyi aklında ve kalbinde bitirmiş, karşı tarafa artık bir şey hissetmeyen taraf ayrılık acısı yaşamadığı ya da daha az yaşadığı için daha metanetli ve şefkatli oluyor. hatta kendisi daha sakin ve daha az duygusal olduğu için karşı tarafı teselli edip duruma mantıksal yaklaşıyor.
oysa hala seven, ayrılığı istemeyen taraf mantıktan ziyade duygusal düşünerek hisleriyle hareket ediyor. kırıcı değil ancak isyankar davranıyor diyebilirim bir bakıma ya da o sırada canı acıdığı için acıtmaya çalışıyor.
buradan da mantık ve duygunun bizleri nasıl yönettiğini, tepkilerimizi nasıl değiştirdiğini görüyoruz aslında.
ilişkiyi aklında ve kalbinde bitirmiş, karşı tarafa artık bir şey hissetmeyen taraf ayrılık acısı yaşamadığı ya da daha az yaşadığı için daha metanetli ve şefkatli oluyor. hatta kendisi daha sakin ve daha az duygusal olduğu için karşı tarafı teselli edip duruma mantıksal yaklaşıyor.
oysa hala seven, ayrılığı istemeyen taraf mantıktan ziyade duygusal düşünerek hisleriyle hareket ediyor. kırıcı değil ancak isyankar davranıyor diyebilirim bir bakıma ya da o sırada canı acıdığı için acıtmaya çalışıyor.
buradan da mantık ve duygunun bizleri nasıl yönettiğini, tepkilerimizi nasıl değiştirdiğini görüyoruz aslında.
devamını gör...
leylak rengi
haçlı seferleri sırasında fransızlar, leylak çiçeğini görmüşler, kendi topraklarında olmadığından yazılışını da aynı şekilde alarak lilac yapmışlar. fransızca da harf israfı yapan bir lisan olduğundan sözcükler yazıldığı gibi okunmaz, sonundaki sessiz harfi çıkartarak lila diye okumuşlar. bizim kaç bin yıllık leylak çiçeğimizi tekrar bize pazarlamışlar, ismini de lila yapmışız.
devamını gör...
uyumak için yapılanlar
morfinle anca olacak gibi şu aralar.
devamını gör...
hiç büyük kadın yazar olmaması
virginia woolf'a göre kendine ait bir odaları, kendine ait bir dünyaları olmadığı için olan durum.
kadından, evinin kadını çocuklarının anası olmasını isteyen dünya düzeninden kaynaklanan durum.
kaldı ki halide edip adıvar
virginia woolf
ipek çalışlar
gibi daha bir çok kadın, hem kadın olup hem yazmayı başarmış kadınlardır.
kadından, evinin kadını çocuklarının anası olmasını isteyen dünya düzeninden kaynaklanan durum.
kaldı ki halide edip adıvar
virginia woolf
ipek çalışlar
gibi daha bir çok kadın, hem kadın olup hem yazmayı başarmış kadınlardır.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
var git ülkene
değme vişne cennetine
buralar hep dutluktu
sence biz o lafları yuttuk mu?
değme vişne cennetine
buralar hep dutluktu
sence biz o lafları yuttuk mu?
devamını gör...
yazarların asla yapmam dediği bir şey
twitch yayıncılarını kesinlikle izlemem..
devamını gör...
matrakçı nasuh
silahtar, tarihçi, matematikçi, matrak ustası olan matrakçı nasuh kendi devrinin büyük nakkaşlarındandır.
minyatür-harita karışımı kendine has bir üslubu vardır, eserlerinde yeryüzünün kuşbakışı görünümünü tasvir eder. buna mukabil şekilleri tepeden değil, sanki karşıdan görüyormuş gibi tasvirlemeyi tercih etmiştir. bu minyatürlerde kuş ve tavşan gibi hayvanlar olsa da insanlar asla belirmez. şehirlerdeki binalar tek tek seçilebilir.
tarih alanında da çalışan matrakçı nasuh, taberî tarihi’ni mecmaü’t-tevârih adıyla türkçeye çevirmiştir. 3 nüsha olarak yayınlanan süleymannâme kitabında 1520-1537, 1543-1551 ve 1542-1543 yıllarını anlatmıştır. 1537-1538 yıllarında yazdığı fetihname-i karabuğdan ve beyan-ı menazil-i seferu’l-ırakeyn (istanbul üniversitesi nadir eserler kütüphanesinde tek nüsha olarak yer almaktadır.) kanuni sultan süleyman’ın iran seferini anlatır. bu kitaplarda, yol boyunca ordunun geçtiği şehirlerin minyatür şeklinde haritalarını tasvirlemiştir. minyatürleri bugün hem estetik hem de geçmişe ait çok ayrıntılı bilgiler içermesi hasebiyle şaheser olarak tanımlanmaktadır.
minyatür-harita karışımı kendine has bir üslubu vardır, eserlerinde yeryüzünün kuşbakışı görünümünü tasvir eder. buna mukabil şekilleri tepeden değil, sanki karşıdan görüyormuş gibi tasvirlemeyi tercih etmiştir. bu minyatürlerde kuş ve tavşan gibi hayvanlar olsa da insanlar asla belirmez. şehirlerdeki binalar tek tek seçilebilir.
tarih alanında da çalışan matrakçı nasuh, taberî tarihi’ni mecmaü’t-tevârih adıyla türkçeye çevirmiştir. 3 nüsha olarak yayınlanan süleymannâme kitabında 1520-1537, 1543-1551 ve 1542-1543 yıllarını anlatmıştır. 1537-1538 yıllarında yazdığı fetihname-i karabuğdan ve beyan-ı menazil-i seferu’l-ırakeyn (istanbul üniversitesi nadir eserler kütüphanesinde tek nüsha olarak yer almaktadır.) kanuni sultan süleyman’ın iran seferini anlatır. bu kitaplarda, yol boyunca ordunun geçtiği şehirlerin minyatür şeklinde haritalarını tasvirlemiştir. minyatürleri bugün hem estetik hem de geçmişe ait çok ayrıntılı bilgiler içermesi hasebiyle şaheser olarak tanımlanmaktadır.
devamını gör...
metrobüste kitap okuyan insan
heryerde, her zaman, her koşulda kitap okumayı başarabilen nadir insanlardanım. illa sessizlik olacak diye bir gayem yok zira buna ulaşmam öyle zor ki!
devamını gör...
kongo demokratik cumhuriyeti
afrika'nın orta batı kesiminde yer alan, eskiden adı zaire olan bir ülkedir. başkenti kinşasa, yüzölçümü 2.344.858 km²'dir.
pigme denilen, en uzunu 1.5 metre olan kısa boylu halk burada yaşar.
patrice lumumba'nın memleketidir ve halkıda onun yaşadıklarını yaşıyor. iç savaşlarda milyonlarca kişi ölüyor ama ne birleşmiş milletler ne dünyanın başka bir gücü bunu önlemek için bir şey yapmıyor. güney afrika'ya iltica etmiş kongo'lu arkadaşlarım var ve hâla öldürülen kafası, kolu, bacağı kesilen akrabalarının, arkadaşlarının fotoğraflarını gösteriyorlar ama haberlere konu bile olmuyorlar.
pigme denilen, en uzunu 1.5 metre olan kısa boylu halk burada yaşar.
patrice lumumba'nın memleketidir ve halkıda onun yaşadıklarını yaşıyor. iç savaşlarda milyonlarca kişi ölüyor ama ne birleşmiş milletler ne dünyanın başka bir gücü bunu önlemek için bir şey yapmıyor. güney afrika'ya iltica etmiş kongo'lu arkadaşlarım var ve hâla öldürülen kafası, kolu, bacağı kesilen akrabalarının, arkadaşlarının fotoğraflarını gösteriyorlar ama haberlere konu bile olmuyorlar.
devamını gör...
legend
sevgili sözlük bugün size 2015'te yayınlanmış olan tom hardy'nin başrolünde olduğu bu filmden bahsetmek istiyorum. 6.9'luk imdb'sini oldukça düşük bulduğumu belirterek başlayayım. ronald ve reginald kray kardeşlerin hayatının bir kesitini anlatmakta bu film. bu ikiz kardeşlerin her ikisini de tom hardy canlandırıyor. kendisinin ne kadar müthiş bir aktör olduğu malum. bu iki kardeşin 1960larda londrada estirdiği teröre tanıklık ediyoruz. sonra kardeşlerden reggie şahsen çok güzel bulduğum emily browning'in karakteri frances'a aşık oluyor. hikayede bir gangsterin aşkına ve bu aşkın ikiz kardeşiyle ilişkisine etkisini izliyoruz. değerlendirmeye geçecek olursam:
ilgili entry: #603776
beni öyle çok etkiledi ki bu film, bitirken hüngür hüngür ağlarken buldum kendimi. frances'in reggie'ye olan aşkı yüzünden katlanmak zorunda kaldığı şeyler ve sonunda dayanamaması beni aşka verilen değeri düşünmeye itti. bir bad boy vibe'ı mevcut evet ancak bu etkilenmek değil bu aşk. bambaşka bir şey. bir kadın sevmek ve sevilmek uğruna ne kadar fedakarlık göstermeli? nerede dur demeli? dur demeyi değerlendirmesi gereken yerin farkında oluyor mu ya da? paylaşılan bir entryde kadının ve erkeğin aşkı hormonel olarak kıyaslanmıştı. aşkı tanımlayan tek şey hormonlar değil ama. kadının aşkı arzunun çok ötesinde. girift bir his. bu his kapladığında kadını kaybetmemek için katlandığının farkında bile olmadığı şeylere katlanıyor belki de. ee peki durması gereken yeri nasıl anlayacak bu hülyalardaki kadın? frances neden onu ağlatmaktan geri durmayan, ona bile bile zarar veren ve kendini kontrol edemeyen bu adamdan ayrılmak yerine öldürüyor kendini? bildiği için mi bir daha aynı şeyleri hissetmeyeceğini? ve bir kere tüm benliğini sarmalayan bu his olmadan yaşamanın bir anlamı olmadığını düşündüğü için mi? bazı şeylerin bir süreç olduğunu ve kısıtlı bir an için yaşanacağını bilmek gerekiyor, hatırlatmak gerekiyor sanırım kendine. ömür boyu da o ağır aşkla yaşanmaz sanki zaten. yaşamdan tat almaksa amaç hafif olmalı hisler. gerektiğinde arkanı dönüp gitmeyi bilmelisin. yaşanan güzel anları koymalısın cebine, kötülerin de yaşanmasına izin vermemelisin.
ilgili entry: #603776
beni öyle çok etkiledi ki bu film, bitirken hüngür hüngür ağlarken buldum kendimi. frances'in reggie'ye olan aşkı yüzünden katlanmak zorunda kaldığı şeyler ve sonunda dayanamaması beni aşka verilen değeri düşünmeye itti. bir bad boy vibe'ı mevcut evet ancak bu etkilenmek değil bu aşk. bambaşka bir şey. bir kadın sevmek ve sevilmek uğruna ne kadar fedakarlık göstermeli? nerede dur demeli? dur demeyi değerlendirmesi gereken yerin farkında oluyor mu ya da? paylaşılan bir entryde kadının ve erkeğin aşkı hormonel olarak kıyaslanmıştı. aşkı tanımlayan tek şey hormonlar değil ama. kadının aşkı arzunun çok ötesinde. girift bir his. bu his kapladığında kadını kaybetmemek için katlandığının farkında bile olmadığı şeylere katlanıyor belki de. ee peki durması gereken yeri nasıl anlayacak bu hülyalardaki kadın? frances neden onu ağlatmaktan geri durmayan, ona bile bile zarar veren ve kendini kontrol edemeyen bu adamdan ayrılmak yerine öldürüyor kendini? bildiği için mi bir daha aynı şeyleri hissetmeyeceğini? ve bir kere tüm benliğini sarmalayan bu his olmadan yaşamanın bir anlamı olmadığını düşündüğü için mi? bazı şeylerin bir süreç olduğunu ve kısıtlı bir an için yaşanacağını bilmek gerekiyor, hatırlatmak gerekiyor sanırım kendine. ömür boyu da o ağır aşkla yaşanmaz sanki zaten. yaşamdan tat almaksa amaç hafif olmalı hisler. gerektiğinde arkanı dönüp gitmeyi bilmelisin. yaşanan güzel anları koymalısın cebine, kötülerin de yaşanmasına izin vermemelisin.
devamını gör...
çocukken yanlış bilinen şeyler
yılbaşında televizyonda eğlence programları olurdu ya. dansöz çıkardı hani. baya küçüğüm ama. o darbuka seslerinin kızın göbeğinden geldiğini sanırdım.
devamını gör...
ölmesi gereken türk gelenekleri
gerdek gecesi ve ritüelleri
kız almak vermek
kız almak vermek
devamını gör...
konuşma diliyle yazmak
özel mesajlaşmalarda isteyen istediği şekilde yazabilir ama sözlüklerde olmaması gerektiğini düşünüyorum.
örneğin 'almayacağım' kelimesini 'almicam' şeklinde yazıyorlar. tanımın içinde böyle bir kelime gördüğüm zaman okumadan geçiyorum.
örneğin 'almayacağım' kelimesini 'almicam' şeklinde yazıyorlar. tanımın içinde böyle bir kelime gördüğüm zaman okumadan geçiyorum.
devamını gör...
kadın yazarların daha fazla oylanması ve takipçilerinin daha fazla olması
t: beğenilen her yazarı kadın sanan yazar beyanı.
allah belamızı mı versin, ne yapsın ya. anlamadım ki, üç başlığın ikisi "kadın yazarların ... olması" türünden.
allah belamızı mı versin, ne yapsın ya. anlamadım ki, üç başlığın ikisi "kadın yazarların ... olması" türünden.
devamını gör...

