geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren yazar erol toy'un ilk basımı 1974 yılında yapılan, vehbi koç ' un yaşam öyküsünün anlatıldığı iddia edilen ve yazarın bu kitap sayesinde ismini geniş kitlelere duyurduğu romanı.
devamını gör...

mart ayından beri yazar kadrosunda bulunduğum sözlüğün isim değiştirme duyurusudur.
bu kararı almanın yoldaş için hiç kolay olmadığını, aksine bu kararı almamak için cok direnip elinden gelen her şeyi yaptığını az çok biliyorum.
az bilmeme rağmen bu sürecin onun için ne kadar zor olduğunun, kendisini sözlüğe ve bizlere karşı ne kadar sorumlu hissettiğini de biliyorum çünkü bunu gördüm.
bu adam burayı çok seviyor, burayı iş değil arkadaşlarıyla paylaştığı evi olarak görüyor. madem ev arkadaşıyız, üzerimize düşeni yapıp her şeyi önümüze sunan bu güzel ev sahibine destek olmasak mı?
devamını gör...

sözlüğün işlevini yanlış anlamış yazardır.
neler dönüyor haberimiz yok yahu, anca karikatür paylaşalım biz de.*
devamını gör...

insanlığın tepesine çöken en kara lanetlerden biridir. zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan abd menşeili sömürü bilimidir.
devamını gör...

merhabalar sevgili portakallar!
yayın duyurusunu yapmadan önce herkesin 30 ağustos zafer bayramını kutlamak istiyorum. atatürk'ün izinde özgürce ve gururla, sonsuza kadar kutlayacağımız nice bayramlarımız olsun!
bayramı kutladıktan sonra gelelim bu akşamki yayın duyurusuna;
efendim bu gece saat 22.00'da sözlük radyosunda zafer ve özgürlük temalı şarkıları hep beraber dinleyelim diyorum ne dersiniz?
evet diyenler için ben ve gecenin yıldızları 22.00'da burada olacağız, buyrun gelin efendim.*
tam şuraya sevgili gomercan yetiştirirse eğer gecenin yıldızları afişi gelecek efendim, beklemedeyiz merkez!*
devamını gör...

balık ürünleri dışında her yemeğin yanında güzel.
devamını gör...

"yeni yaşam kapısı" diyeceğim başlık.
devamını gör...

"mutlu aileler birbirlerine benzerler. her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır".

lev nikolayeviç tolstoy, anna karenina.
devamını gör...

1 saat kadar önce ayrıldım.

taraflar birbirine mutluluk ve bilimum iyi dileklerde bulundu. olması gereken budur arkadaşlar.

ayrılığımızdan bir enstantane:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

allah yolunu bahtını açık etsin, hep güzellikler bulsun...
devamını gör...

arkeoloji ve gastronomiyle ilgilinen yazar. unkapanı'nda küçük ibo'yu keşfetmiş plakçı gibi kendisini keşfetmekten mesudum. tanımlarını kaçıranlar ve tekrar okumak isteyenler pimpiriklenmesin, kendisi burada zaten.
devamını gör...

+35 ile çıtayı yükseltiyorum, hadi bakalım :)

sözlük akımı 90'lar sonunda çıktığı için çok normal, yani sizin gibi elimizde akıllı telefon +net yokken, internet cafeden boş masalara oturup çevirmeli bağlanırdık:

yani sizden önce zaten var olan, "sonradan" dahil(!) olduğunuz akımların sahibiymiş gibi davranmak yerine sakince katılabilirsiniz... ee malum kiracı olan sizsiniz, çünkü mekanın sahibi belli gençler *
devamını gör...

36 saat bakışmak. ansızın gözlerine zoom yapılması.
devamını gör...

mutaf & gülay-hüküm
devamını gör...

iki aptalın aptal olmadığını iddia ettikleri durumlarda kullanılan ve cuk oturan cümledir.
devamını gör...

mısın'ı bitişik yazmak. arkadaşlar en basit kurallardan biri ya. hayatınızda hiç mi kitap açmadınız, hiç mi dikkat etmediniz. soru ekleri ayrı yazılır lütfen ama ya.
devamını gör...

kan, bedenin gereksinimini karşılayarak yaşamayı sağlayan bir sıvıdır.
vücudumuzdaki hücrelere yiyecekleri ve oksijeni ulaştırır , karbon dioksitle suyu uzaklaştırır . ayrıca hastalık taşıyan mikroplara da savaşır .kırmızı ve beyaz hücrelerden oluşan kan, plazma adı verilen bir sıvının içerisindedir. kalp tüm bedende damarlar aracılığıyla kan pompalar. kan vücudumuzu besleyen ve artık maddeleri arıtan bir sıvıdır. sindirim sisteminden yiyecek, ciğerlerinden oksijen alarak onları hücrelere taşır. her hücre ihtiyacı olan besini aldıktan sonra kana hücre attıklarını (su ve karbon dioksit gibi)
verir . kan ayrıca hormon adı verilen özel vücudun kimyasal maddelerini de taşır.
mikropları öldürür , vücut ısısını bir düzeyde tutar. kan, kemik iliğinde yapılır.
normal bir erişkin de 5 litre kan bulunur. kan , plazma adı verilen açık renk bir sıvı içinde yüz milyonlarca kan hücresinede oluşmuştur. bu hücreler kana kırmızı rengini verir. kanda ayrıca beyaz kan hücreleri de vardır. her milimetreküp kanda 5 milyon kırmızı 5 bin-10 bin arasında da beyaz kan hücresi vardır . beyaz kan hücreleri vücuda giren mikroplarla savaşır. bu savaş sırasında birçok beyaz kan hücre ölür. trombosit adı verilen diğer kan parçacıkları ise kanın pıhtılaşmasını sağlar. böylece yaralarımız daha çabuk kapanır.
devamını gör...

39 yaşında bir insan olarak söyleyebilirim ki;
90'lar ve 2000 lerde de ve muhtemelen daha önceki yıllarda da insanlar
"nerde o eski bayramlar?"
"zamane gençleri çok saygısız mirim",
"bu hükümet gitmedikce hiç bir şey düzelmez"
"bunlar hep amerikan'nin oyunları"
"ekmek aslanın ağzında"
"köprüde dayın yoksa sana her yer kapalı"
"dişi köpek kuyruk sallamasa erkek köpek peşinden gitmez."
"açık saçık giyindiginiz için depremler oluyor"
"bu kadar dindarsan yallah arabistan'a" gibi söylemler
ve şimdi aklıma gelmeyen daha pek çogunu en az şimdiki kadar söyleniyordu. o zamanlar da kadın cinayetleri, çocuk gelinler, homofobi, taciz tecavüz olayları vardı. tek fark bunu duyabileceğiniz medya kanalları ve internet olmadigindan kısıtlı bir çevrede duyuluyor ve toplumun tepkisi farkedilmiyordu. şimdi ülkemizde bulunan buyukelciliklerde gazeteciler klozetler den atiliyorsa o zamanlar kardeş kardeşe kirdiriliyor, aydınlar şairler diri diri yakılıyordu. alevi sünni kavgası müslüman olmayanlar tarafından kopurtuluyordu. değişmeyen enn onemli şey ise anneler ya şehit olan ya terörist olan evlatlarina ağlıyordu.
şu dönemle aynı olarak o zaman da siyasetçiler banka hortumluyor, insanlari ayristiriyor, torpille adam kayırma ile jet hızı ile kararnameler yayinliyordu ama farklı olarak insanların hükümete olan eleştirilerini dile getirebileceği, gazını alan bilinclendirmeye çalışan pek çok karikatur dergisi, mizah programları olduğu için küfür etmeden de insanlar siyasetçileri eleştiriyor ya da en azından eleştirilerini tek bir parti baskanina yansitmadan daha uzun ve açıklayıcı cümleler kurabiliyordu. siyasetçiler de bir masanın başında oturup açık oturum programları ile birbirine hakaret etmeden tartisabiliyordu. hiç bir şey değişmese de en azından insanlar onları aynı masada görebiliyordu. o zamanın mafya babaları erasmus'dan girip bakanlardan çıkmıyor, kapalı kapılar ardında (bir kamyon kazası ile ortaya çıkacak şekilde) ciddi ve bürokratik işlerle ilgileniyordu. insanlar o zamanlar hem mafyadan hem devletten hem siyasetçilerden korkuyor ama aynen şimdiki gibi eline fırsat çıkınca da ya da işi düşünce de birisinin tarafına geçmek de bir beis görmüyordu. cumhuriyet yuruyusleri ile hükümete tepki gösteriliyor ama sandıktan yüzde 50 üzeri oy çıkınca şener şen'in züğürt ağa filmi gibi kim verdi lan bu oyları diye sonuçsuz tartışmalara giriyordu.
yalnız yaşama, bilgiye ulaşma, kişisel özgürlük, kurumsallaşma, hizmet kalite kriterleri, vatandaşlık hakları,devlet memurunun itiraz hakki, vizyon,misyon, inovasyon,ar-ge gibi kavramlar bazilari icin cok uzak bazıları için yavaş yavaş öğrenilen kavramlardı. üniversitelerin sayısı az, kalitesi dünyaya göre düşük, şimdiki haline göre çok daha yüksekti.
günümüz gençliğinin aksine sorgulama, hak arama, gelecek için hayal kurma, farklı bir yol seçme gibi seçenekler daha kısıtlı bir alanda gerçekleşiyordu. gençlerin en büyük derdi okulu bitirip sigortalı işe girmek ve evlenmekti.
aile kavramı simdikine göre çok çok daha gelenekçiydi. bu nedenle kişiler kendilerini daha güven alanında hisseden ama daha az "özdenetim ve özgüvenli" olabilen durumdaydı.
90'lar da ebeveynler çocuklarının halen anne ve babasıydi ama 2000'ler de anne babalar çocuklarının arkadaşıydı ve bunun yanlış olduğunu kısa süre sonra acı tecrübeler ile ogreneceklerdi.
2000'ler aynı zamanda sıradan hayatların tv ekranlarında görülmeye başlandığı bbg evi, popstar gibi survivor öncüsü yarışmaların ve müge anlı tarzı programların başladığı yıllardı. yani tv artık size dünyayı göstermiyor, dünyanızı içine kabul ediyordu.
akp iktidarı ile eş zamanlı olarak her ne sebeple olursa olsun duzelen ekonomi ve gelişen teknoloji insanların sekulerlesmesine, her şeyi kendine hak görmesine, bilgi ve materyale ulaşım ve erişimin kolaylasmasina neden oldu. muhafazakar ve eğitim olanakları kısıtlı olan kesim önce paraya sonra imkanlara kavustu ama statü atlamaya oranla olgunlaşma seviyesi olması gereken düzeye hiç ulasamadı. 90 ve 2000 lerin en önemli sorunu (hiç kimsenin farkında olmayıp uğur mumcu ve bir kaç aydının bağıra çağıra haykirdigi ve bunun için canından olduğu) cemaat ve tarikatların ülkeye nifak tohumları ektiği idi.
sonuç; parasız, çalışkan ama kandirilmaya ve yoldan çıkmaya da müsait insanlarin yerini parali, tembel, eleştiren ve kandıran insanlar aldı.
tanım: geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edecek din,ırk, para sorunlarının içeriği degil dozu ve rengi değişti.
devamını gör...

genelde insanların 50 yaşından sonra bu vasfa erişebildikleri söylenir.
devamını gör...

yayanın yol hakkını engellemesi
kalabalık yerde maske takmaması
saygısız tavırlar sergilemesi
karşısında kendisinden daha az statüde birisini bulunca ona üstünlük taslaması
gibi gibi şeyler işte yav.
devamını gör...

buradaki bir yazar arkadaşın yolladığı fotoğraf.
çok sevdiğim ve epeydir gidemediğim bir yerin fotoğrafı. dağlarına, yeşiline kurban!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim