artık akıl kaybı yaşamamak elde değil. anlatılamayacak kadar öfkem var. bu ülkede adaletin esamesi okunmadığı için ben de cezaevi adaletinin tecellisini sabırsızlıkla bekliyorum.
devamını gör...

sezen aksu'nun 7 temmuz 1989 çıkışlı sezen aksu söylüyor adlı albümünde bulunan bir şarkı. söz-müzik sezen aksu'ya ait tabii ki. şarkıyı koray avcı da seslendirmiştir. bir sezen aksu olamasa da onunki de idare eder. normalde pop müzik sevmem ama sezen aksu söyleyince insanın dinleyesi geliyor nedense.
buradan
devamını gör...

the freaks.tahammül edebilirseniz izleyin.
devamını gör...

-"okul biteli ne kadar oldu, ne zaman evleneceksin? taliplerini de beğenmiyorsun, gökten isa mi gelecek? yoksa mehdi mi?"
+sabır!
....
bırakın kardeşim. belki ben evlenmeyip kedili teyze olacağım. yatırımımı yapmışım, iki tane kedim var. evime de geçersem misss. sana ne benim dest-i izdivacimdan? sana ne?
sanki ben istemiyorum. lakin zemin ve şartlar uygun değil, laf olsun diye bir şey yapmaktansa; bunu tercih ediyorum.

ben diyor muyum? benimle yaşıt olup 16 yaşında kocaya kaçtıktan sonra 3 çocuk yaptığı halde; şimdi kocasını çatır çatır aldatan kızına "niye bunu yapıyorsun" diye?
alla allaa...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
edit: hanımlar bu kişi robert de niro. sevgiler muuucks. *
devamını gör...

ev sahipleri için de, nakliyeci için de zorlukları büyük. ev sahibi "aman eşyalar zarar görmesin" diye kılı kırk yararken, nakliyeci de onlarca hatta yüzlerce kilo ağırlıktaki eşyaları "kolayca nasıl indiririm" diye düşünüyor.
devamını gör...

başrollerini jodie foster(clarice m. starling) ve anthony hopkins'in(dr. hannibal lecter) paylaştığı filmdir. 2 adet devam filmi vardır. hannibal ve red dragon.

starling'in bir seri katili yakalamak için bir başka seri katil olan ve yüksek güvenlikli bir tımarhanede bulunan hannibal'ın yardımına ihtiyaç duyar. ancak zamanla aralarında faustiyen bir ilişki oluşmaya başlar.
devamını gör...

ayfer tunç’un “yeşil peri gecesi”nden sonra en sevdiğim eseridir.

“ne olurdu herkes gibi bir adam olsaydı? hiç... ama belki daha uzun yaşardı...”

muazzam bir hikaye...

sadece 88 sayfa...
sadece 88 sayfa ve muazzam bir hikaye...

öncelikle belirtmek isterim:
güvendiğim kaynaklarımdan şiddetle tavsiye edilmesi üzerine bir kaç kitabını edindiğim ayfer tunç’un kalemi ile tanışmam bu kitapla oldu. ve bundan kesinlikle pişman değilim... iyi ki de bu öykü ile başlamışım...

neden?

birincisi, dil çok güzel. akış muazzam. zaten 88 sayfa, çerez gibi. kısacık. hemen bitiveriyor. lakin, metin öyle güçlü, öyle dolu ki; anlatmaya kalkmak 88 sayfadan fazlasını fazlasıyla hak ediyor...

ikincisi, karakterler oldukça gerçekçi. mesela alkol tüketiyorsanız; bu öyküyü okuduktan sonra gittiğiniz her meyhanede gözleriniz aziz bey’i arayacaktır muhakkak, sizi temin ederim...

toplumumuzun neresine baksak sıklıkla görebileceğimiz kaybeden umutsuz adamların kadınlarla ilişkilerini temel alarak, aslında insanların duygularıyla hareketlerinin hayatlarına etkisini bir kaç pencereden anlatıyor diyebiliriz. hatta bunu bir erkeğin ağzından okuyor, fakat okuduğunuzun aslında bir kadın gözlemi olduğunu da asla dikkatinizden kaçıramıyorsunuz...

psikolojik tespitler çok yerinde ve doğru.

gözlem, muazzam derecede iyi...

ben, gerçekten çok beğendim. aslında o kadar şiddetli tavsiye edildi ki; abartılmış olabileceğine dair bir ön yargı oluşmadı desem yalan olur. lakin metni okuduktan sonra, öncesinde böyle bir ön yargıya kapılmak beni çok utandırdı, söylemeliyim.

kitaba 1000k’da 10 puan verdim. gerçekten hak ettiğini düşünüyorum. kitap okumayı seven herkese şiddetle tavsiyemdir. özellikle erkek çocuğu annelerine sesleniyorum. bu öyküyü 15 yaş üstü bütün erkek çocuklarına okutmanız gerektiğini düşünüyorum...
devamını gör...

9 rakamı için parmaklarla kolay çarpma işlemi;
kapanan parmağın solundaki parmak sayısı onlar basamağı, sağındakiler birler basamağını oluşturuyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

origini yunanca olan kelime dia ( karşıya, çevreye) ve speirein (dağılmak) kelimelerinin birleşiminden diaspeirein kelimesi oluşmuş ve zaman için diasporaya dönüşmüştür. tarihsel anlamda bugünkü israil ve filistin topraklarının dışında yaşayan yahudi halkını ifade etmek için kullanılmıştır.
diyaspora her zaman yurtdışına göç anlamında değildir. ülke içinde memleketinden zorla sürgün edilen kişilerde tarihsel anlamda diyaspora olarak kabul edilmiştir.
1990'lara kadar diyaspora memleketinden sürülen, ana vatanından uzakta yaşamak zorunda bırakılan kişileri ve yaşadıkları yeri temsil ederken 1990'lardan itibaren kelimenin anlamı değişmiştir. bugün diyaspora kelimesi daha çok yurtdışında yaşamasına rağmen ana vatanıyla ya da orijiniyle bağlantılarını koparmamış ve hale kendini ana vatanına ya da atalarının ana vatanına bağlı hisseden kişileri ifade eder. bu anlamda sadece memleketini terketmek zorunda kalan 1. jenerasyon mülteciler ve göçmenler değil yurtdışında doğmuş olan ancak hala soyunun geldiği memlekete bağlılığını sürdüren kişileride tanımlamaktadır.
diyaspora olarak tanımlanmak için göçün gerçekleşmiş olması, ortak tarih, ana vatana ya da memlekete bağlılık, gruplaşma ve grup bilinci, soy bağı gibi akrabalık anlayışı gerekir.
türkiye'de diaspora kelimesine çoğu zaman negatif anlam yüklenmesinin nedeni özellikle sürgün edilen, göçe zorlanan ermenilerin, rumların, süryanilerin, yahudilerin, kürtlerin, yezidilerin vb. , türkiye'ye ve tarihte yaşanan katliamlara, sürgünlere dair açıklamaları ve yurtdışında olan sosyal ve politik etkinlikleridir.
ancak öte yandan yurtdışında yaşayan ve hala ana vatana bağlılık gösteren, ortak tarihe, grup bilincine ve soy bağlılığına sahip türklerde güncel anlamıyla diyaspora tanımlamasına girer. almanya'da yaşayan belli bir sosyal kültürel gruba sahip türklerin buna örmek gösterilebilir.
diyaspora kelimesinin göç anlamında terminolojik değerlendirmesi için buradan
devamını gör...

peru köylülerinin yiyeceği olan bir tohum. onunla birlikte maş fasulyesi ve mercimek de bunları yemeyen insanlarca fark edildi.
devamını gör...

inanın hangi dönem daha zor bilmiyorum.. manik/depresif/stabil/karma.. ama en zoru karma dönem.. kızgın kumlar dan serin sulara.. sonra tam tersi.. hiçbir şeyden emin olamama.. karar verememe.. alışkanlıklarından kopamama.. duyguları en derin biçimde yaşamak.. ölmüyorsunuz (henüz) ama her daim surunuyorsunuz..
devamını gör...

#1080665

hayat size hep acı biber ikram etmiş olabilir. ama siz çocuklara şekerler gönderin.

hadi kafa’ları kaldırma vaktidir.
devamını gör...

arazi zengini ve ekabir takımı yaşlıların kullandığı yelek cebinde taşınan yuvarlak şekilli zincirli bir saat. en bilineni ve akla geleni rusya'dan ithal olan serkisof marka olanı. kapağında lokomotif kabartması olduğu için sahipleri tıkır tıkır çalışmasından dolayı şimendifer saati diye isim de koymuşlardı.
devamını gör...

tam bir şehir bebesiyim. anne tarafımın da baba tarafımın da köyü yoktu. hayatımda ilk defa köye de bir ilkokul gezisinde gidebildim zaten.

neyse efenim sanırsam ben 5-6 yaşlarındayken, bir şehirler arası yolculuğa çıktık. tarlaları, koruları falan ilk kez görüyorum. hepsinde farklı farklı boylarda değişik değişik bitkiler. arabanın camına yapışmışım hepsini tek tek soruyorum.

"baba bu ne? babaa bu ne? peki şunlar nee?"

o da bu kola ağacı, bunlar gazoz ağaçları, bunlarda bonibon yetişiyor diye ciddi ciddi bütün sorularımı yanıtlıyor.

trollemeleri sayesinde uzunca bir süre kola, jelibon ve çikolataların ağaçta yetiştirildiğini sandım. sonra bir gün ilkokulda bizi eti'nin fabrikasına götürdüler de meseleyi çakabildim.

vallahi allah devletimize zeval vermesin. düşünsene evde eğitimin yasal olduğunu. troll babası olanlar sıçtı.
devamını gör...

ateşi söndürmüyorlardı fakat içimize bir nebze su serpiyorlardı..
devamını gör...

“dünya bir deri ve bu deride hastalıklar var. hastalıklardan bir tanesi insan.”

nietzsche
devamını gör...

kişinin istese de istemese de yalan söylemesine neden olan psikolojik rahatsızlık. oluşma sebeplerinden biri çok fazla yalan söylemektir.
devamını gör...

gitsem de bir kalsam da bir...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her insana yapılmaması gerekendir. zira alınan o kitaplar kahve altlığı olmaya mahkumdur. gerçekten tanıdığınız, sevdiğiniz ve hak ettiğini düşündüğünüz insanlara almanız tavsiye edilir ayrıca kimin aldığı önemli olmamakla birlikte* bu hediyeye her türlü mutlu olan biriyim. insanlara istediklerini verin.*
devamını gör...

epifiz bezi olarak da bilinen pineal bez melatonin salgılayarak vucüdun biyolojik ritmini düzenleyen beynin derinliklerinde yer alan vucüdun en küçük organıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim