devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

fazla söze gerek yok.
bilen biliyor, anlayan anlıyor şerefsizi.
devamını gör...

karl marx - proletaryanın hala devrim yapamaması sorunsalı
devamını gör...

00000000000.
devamını gör...

neslihan demir bıraktıktan sonra izlemeyi bıraktığım milli takım.

en çok ona yakışıyordu milli forma, ah neslihan ah.
devamını gör...

mağara adamının duvara resim yapması. dillerin gelişimini inceliyoruz. orada doğayı veya hayvanları taklit gibi tezler var.

insan boğa çizerek ne yapmak nereye varmak istemektedir.
devamını gör...

kim bilebilirdi hap niyetine yuttuğumuzun aslında bir şeker parçası olduğunu? adamlar koskoca montajda plasebo etkisi yaptılar. *

ellerinize sağlık, klavyenize zeval gelmesin efendim. gülerken yanlışlıkla telefonu düşürüşümü unutmayacağım. *
devamını gör...

o'nun günaydın mesajı
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

alimlerin, üzerinde fikir birliğine varamadığı konu.

ay'ın yarılmasına kanıt olarak kamer suresi'nin 1. ayeti gösterilir: "vakit yaklaştı ve ay yarıldı."

bir kısım alimler bu ifadenin, hz. muhammed tarafından gösterilmiş bir mucize olduğunu ( (gbkz: isrâ suresi)'nde "bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir." buyurulmasına rağmen) iddia ederler. bazılarına göre ise tüm insanlığa değil sadece o bölgede yaşayan ve "ille de mucize görmek isteriz" diye tutturan kişilere gösterilmiştir bu olay.

bazı alimler ise olayın geçmişte yaşandığı iddiasına karşı çıkarlar ve bu ayetin kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak bir olayı bildirdiğini söylerler. kuran'da, geleceğe ait olaylarda, geçmiş zaman kipleri kullanıldığı durumlara başka ayetlerde de rastlanır. ayrıca bu olaya şahit olduğunu anlatan kişilerin, yani rivayet sahiplerinin ifadelerinin doğruluğunun şüpheli oluşu da bir soru işaretidir.

yukarıda da belirttiğim gibi isrâ suresi'nde insanlara mucize gösterme devrinin bittiği ima edilir kuran'da. bu nedenle bu olay hakkında konuşurken dikkatli olmayı ve hakikaten gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğimiz bir mucize hakkında atıp tutmaktan kaçınmayı tavsiye ederim. inanan arkadaşların "allah isterse olur/istemişse olmuştur" demesi, inanmayan arkadaşların da bu konuları kendilerine dert etmemeleri makul bir hareket olacaktır diye düşünüyorum.

daha fazla bilgi için
devamını gör...

metrenin 10 milyarda birine eşit olan uzunluk ölçüsü birimi.

1 å = 0,0000000001 m

ışığın dalga boyu ya da bazı atomik özellikler gibi küçük ölçekli hesaplamalarda kullanılır.
devamını gör...

seni bir saat ileri almışlar,
beni bir saat geri.
bu zamanlar yoksa bize düşman mı ?
devamını gör...

aklımı şu karikatürü getiren başlık.
devamını gör...

ezik olduğumu öğrenmeme vesile olmuş başlık.
devamını gör...

istanbul üsküdar:
buradan.
devamını gör...

not: bir başka sitedeki kendi yazımdan alıntıdır.


termodinamik yasaları ile ilgili bir düşünce deneyi.

yazı, içerikten kaynaklı olarak mecburen biraz uzun olacak. baştan uyarmış olayım.

***

termodinamik, 4 yasa üzerine şekillenmiştir. cinin olayını anlamak için kısaca bakalım bunlara.

0. yasa:
elimizde bir a ve bir de b olmak üzere 2 sistem olsun. bu sistemler birbirleriyle etkileşim içerisinde olsunlar. eğer etkileşime rağmen ikisinin de sıcaklığında zamanla bir değişim meydana gelmiyorsa, bu sistemler ısıl dengededir.

bir c sistemimiz daha olsun. bunun sıcaklığına dair bir bilgimiz olmasın. bu sistemi mesela a sistemi ile etkileşecek şekilde konumlandıralım. tıpkı yukarıdaki gibi, a ve c arasında bir ısı alışverişi ve sıcaklık değişimi olmazsa, a ile c ısıl dengededir. o halde c sistemini b ile bir araya getirmeye gerek kalmadan, b ve c'nin de ısıl dengede olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

1. yasa:
çoğumuzun bildiği "enerji yoktan var, vardan yok edilemez" sözünün temeli olan yasadır. ancak enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir.

2. yasa:
en meşhur yasadır da diyebiliriz. entropi ilkesi olarak da bilinir. en kaba şekliyle, evrendeki her şeyin minimum enerji ve maksimum düzensizliğe gitme eğilimi içerisinde olduğunu söyler. bir yerde var olan enerji, %100 verimli şekilde işe dönüştürülemez. bir kısmı işe dönüşürken, bir kısmı da sistem içerisinde kullanılır.

3. yasa:
basitçe, hiçbir maddenin sonlu sayıda işlemden geçirilerek mutlak sıfır noktasına kadar soğutulamayacağını söyler.

***

cin konusuna geçmeden önce 2 detayı daha hatırlamak gerek.

1- bir ortamda bulunan parçacık ya da moleküllerin tamamı aynı hıza sahip değildir. ortalama bir hız değeri ve bunun altında ya da üstünde kalan hızlarda hareket eden parçacıklar bulmak mümkündür. yani hız değerleri bir dağılım gösterir.

2- odaya bıraktığınız sıcak bir çayın zamanla soğumasını beklersiniz, daha fazla ısınmasını değil. normal şartlarda ısı transferi sıcak olan ortamdan, daha soğuk olana doğru gerçekleşir. sıcak çay, ısısını daha soğuk olan oda ortamına vererek onunla eşit sıcaklığa gelir bu yüzden.

***

düşünce deneyimiz şöyle:

ortasında açılıp kapanan küçük bir kapı olan, eşit sıcaklıkta 2 bölmemiz var ve cinimiz de bu kapının yanında nöbet tutuyor.

cinin görevi, ortamdaki moleküller içerisinde, ortalama hızdan daha hızlı ve daha yavaş olan molekülleri ayrı ayrı bölmelerde bir araya toplamak için, uygun zamanda kapıyı açıp kapatmak. ortalamadan daha hızlı moleküller kapıya yaklaştığında cin kapıyı kapatıyor ve geçişe izin vermiyor. ortalamadan daha yavaş moleküller içinse kapıyı açıyor ve bunların diğer bölmeye geçmesine izin veriyor. yani 1. bölmeye hızlı, 2. bölmeye de yavaş olan molekülleri topluyor.

şöyle bir sorun geliyor karşımıza: başlangıçta bölmelerin sıcaklıkları eşitti, ancak cin termodinamiğin 2. yasasına aykırı görünen bir iş yapıyor gibi... eşit sıcaklıktaki bölmeler arasında ısı transferi yaptığı için bölmelerden biri zamanla daha sıcak, diğeri daha soğuk oluyor. hatta sıkıntı tam olarak şu: yavaş olan molekülleri diğer tarafa geçirerek, soğuk ortamdan sıcak ortama ısı aktarıyor. oysa böyle bir şey gerçekte pek de karşılaşacağımız bir durum değil.

görünüşe göre termodinamiğin 2. yasası ihlal edildi ama gerçekten edilebilir mi?

edilemeyeceği, birçok uğraş ve çalışmadan sonra, landauer - penrose - bennett çözümü ile anlaşıldı. buna göre cini de sistem içerisindeki bir faktör olarak hesaba katmak gerektiği açıkça ortaya çıkmıştı. cin, gazın entropisini düşürmesine düşürüyordu, ama aynı işlemi sürekli tekrarlıyordu (moleküllerin hızını ölçme ve kapıyı açıp kapatma.) cin canlı bir varlık da olsa, bir bilgisayar da olsa hafızasını sonsuza kadar verimli kullanamayacak ve eski bilgileri "kafasından" silmek zorunda kalacaktı. silme işlemini yaparken enerji harcamak, çevreye ısı vermek zorunda kalacağından, sürekli olarak entropi doğuracak ve böylece toplam entropi sürekli olarak artmaya devam edecekti. bu da 2. yasanın geçerliliğini koruması demekti.

maxwell'in cini adlı bu düşünce deneyi 2. yasayı geçersiz hale getirmek şöyle dursun, yasanın mikroskobik sistemler için de geçerli olduğunu ortaya koymuş oldu.
devamını gör...

meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.
-süleyman demirel
devamını gör...

sherlock dizisindeki bir sahneyle açıklamak istiyorum:
“cinayet! pardon, cinayet mi dedim?
evlilik diyecektim. ama bilirsiniz, düşününce ikisi de benzer süreçlerdir.katılımcılar birbirlerini tanır ve bittiğinde, biri ölmüştür.”
devamını gör...

haydarpaşa garı’nda gezindim bugün
kitap günüydü
seni daha iyi şiirlerde anlatabileceğim
kitaplar okumak istedim
hepsi toprağa gömülüydü

öldün
ölümünle sana ait olması muhtemel
nesneler de öldü
sana ait olmayan ne varsa
satılığa çıkarıldı bugün

ne sen geri gelebilirsin
gömülü kaldığın yerden
ne de sahip oldukların
seni bana getirebilir
paranın hiçbir ederi yok bugün
hasılat anca zararı karşılayabilir
devamını gör...

orjinalinde, kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan bir nefesli çalgıdır. tiz seslidir. trakya, bulgar, makedon ve iskoç halklarının millî çalgısıdır. doğu karadeniz yöremize özgü tulumdan farkı, pes sesleri kontrol edebilen boruya sahip olmasıdır.
devamını gör...

kaktüslerimin saksı ve toprak değişimini yaptığım zamanlar da sıkça yaşadığım durumdur. öncelikle bu dikenler sayesinde kaktüs gerekli su ihtiyacını karşılıyor. özellikle çok sıcak havalarda bu dikenler sayesinde su kaybetmiyor. dikenler elinize battığında hafif sızlama oluyor. bir cımbızla dikenleri çıkarabilirsiniz. bazi kaktüs türlerinin dikenleri daha yumuşak ve kolay bir şekilde ele batıyor. hatta alerjik reaksiyon da gosterebiliyorlar. bunun için de kalın eldivenler, kaktüs tutucuları, maşa kullanabilirsiniz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim