vay be akp'den önce buzdolabı yoktu, meğer kadın da yokmuş. sağ olsunlar sayelerinde olduk. ama nasıl olmak varya, giydiği şeyler yüzünden tecavüzü hak eden, evde çocuk bakmak yerine işe gittiği için yarım anne olan, es kaza dışarıda kahkaha atarsa ahlaksız olan, kocasından dayak yiyorsa suçu kendisinde araması gereken bir kadın olduk. sağ olsunlar.
devamını gör...

ayan beyan ortada olan durumdur.

(bkz: lucifer)

bizi en ufak entry nedeniyle 2 gün uzaklaştıran yönetim bu arkadaşa nedense sürekli torpil geçiyor. şu başlıkları biz açsak kışkırtma diye silik atarlar, şaka gibi lan.
devamını gör...

kazım koyuncu'nun 2004 yılında çıkardığı 2. ve ne yazık ki son kasedi olan hayde de yer alan trabzonspor sevgisi için trabzonspor marşı diye yaptığı şarkı.
maçların olmazsa olmaz şarkısı.
devamını gör...

hiç eskimeyen ve bana göre mirkelam'ın en güzel, en tatlı şarkılarından biridir.


ahu gözlüm
güzel yüzlüm
bana biraz güler misin?
aşk mı, laf mı yaşananlar?
gözlerime bakıp söyler misin?

fallara kalmış geleceğine
gözyaşı dökersin
gül gibi yâre döneceğine
daha çok beklersin
ellerini ver (yâr)
saçlarını aç (yâr)
al beni koynuna (sar)
kuşları kondur eteğine de
bir kapa bir aç yâr

yaptın, ettin
gittin, bittim
bir kaderi
sen mahvettin
atsan olmaz
satsan olmaz
bir sevda var bende
tutsan durmaz

fallara kalmış geleceğine
gözyaşı dökersin
gül gibi yâre…
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bitlis, 2019
fotoğraf : dilek uyar.
devamını gör...

dışarısı ile olan ilişkiyi kesmek, kimse ile görüşmemek anlamında kullanılan deyimdir.
devamını gör...

varlığını çocukken* yanlışıkla koltuk kenarına sürtünerek fark ettiğim nadide organ. "oha çok zevkli" tepkisini verip mastürbasyona* başladığım dönem bunun çok kötü bir şey olduğunu düşünüp kendimi suçlardım. nedenini bilmeden içten içe utanç duyuyordum, bu hissin bir tek bende olduğunu sanıp "bir daha dokunursam cehenneme gideyim" gibi şeyler söyleyerek kendimi caydırmayı bile denemiştim ama ona rağmen sözümü tutamamıştım, o kadar zevkliydi işte.*

penis mi daha çok zevk veriyor bu mu bilmiyorum, keşke 1 saatliğine erkek olup görsem. daha uzun süreli olduğu için klitoris bir tık önde olabilir, inmiyor sonuçta bayılana kadar kullan.*

nezih aile sözlük hesabımı buraya tanım yazarak ne hale çevirdim bak, al işte.*
devamını gör...

psikopat erkekle birlikte olan kadın yoktur, psikopat erkek yetiştirmiş kadın vardır dedirten başlık.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

33 yaşımda, hayatımda ilk defa bu sabah hissettiğim korku.

nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. alarmı ertelediğim 10 dakikalık aralıkta, çok, çok kısa bir zaman dilimine sıkışmış vaziyette, bir "tak" anı, hemen sonrasında gelen boşlukta süzülüyormuşum hissi, güç ünitesinden ayrılmış bir makine olduğumu çaresizce kabullenişim ve peşine gelen o tarifsiz duygular...

korku, durumu sebeplendirdiğinizde azalan, üzerinde ancak bu koşulu yerine getirirseniz kontrol sahibi olabildiğiniz bir duygudur. neden öldüm diye sordum ilk, "deprem oldu, bina yıkıldı, altında kaldım herhalde" diye cevapladım sorumu; ki bu en büyük korkumdur, başlangıçtan daha dehşetli bir duygu/durum yaşadığımı fark edince de demek ki doğru soru bu değilmiş diyerek yeniden denedim; öldüm, peki tam olarak nesinden korkuyorum ölümün? bu soru işe yaradı, çünkü "sevdiklerimi bir daha görememek, onlara dokunamamak" diye geçirdim kafamdan cevabı ama manasızdı, çünkü hayatta en sevdiğim insanların başında gelen adamın kollarındaydım o esnada. görüyordum ve de hissediyordum onu. demek ki ölmemiştim, demek ki bu sadece zihnimin oyunuydu. uyuyordu, uyandırdım, korkuyorum dedim, bir iki cümleyle açıklamam yetti, sakinleştirdi. geçti gitti. tüm bunlarsa birkaç saniye içinde olup bitti. asır gibi geldi...
devamını gör...

taraf tutmadan bakabilen hiç bir kimsenin şarkılarına ve sesine laf edeceğini düşünmüyorum. türkiye'nin yetiştirdiği büyük bir sanatçıydı kendisi.

ideolojik görüşünü bilemem, hiç bir zaman o kısımla ilgilenmedim, ama tavsiye ediyorum çatal bıçak fırlatılan ödül töreninin videosunu bir daha izleyin. (kürtçe bir şarkı yapacağım bunu da yayınlayacak yürekli insanlar var biliyorum demişti)

o günün türkiyesi için ağır laflar imiş, bugün bakınca aslında o denli linç edilecek bişey de dememiş ki.

türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanı ve eşi megri megri diyerek halay çekmediler mi?

siyaset ile işim olmaz inanıyorum ki türküleri yapanlar yasaları yapanlardan daha güçlüdür.


devamını gör...

bu tür insanlarda beyinlerinin bir köşesinde yüz bin milyon tane hikâyenin bulunduğu bir oda vardır. bu insanlar ortamdaki her muhabbete uygun ders niteliğindeki hikâyeleri odacıklarından çıkarıp anlatırlar.
devamını gör...

insanlık ayıbı...
devamını gör...

(bkz: trompet) ile sıklıkla karıştırılan müzik aletidir.
devamını gör...

hayır profil fotoğrafımin normal halinde bile yüzüm doğru düzgün görünmüyor ki. benim için hala problem yok.*
devamını gör...

sol üstteki info butonundan başlığı kimin ne zaman açtığı entry silinse de bulunabiliyor.

başlık açıp kaçmayın. özür dileyin. kafa sözlük adaletine teslim olun.
devamını gör...

zaman gazetesinde hayatını anlatırken, said nursi ile tanışacaktım ama kürt olduğunu duyunca vazgeçtim dediğinde, bu nasıl müslüman, bu adam ırkçı demiştik ama birileri bahaneler bulmuştu.
28 şubat döneminde başörtülü kızlar okuldan atılırken, başörtüsü teferruattır, başınızı açın, okula devam edin dediği için birilerinin sevdiği hocaydı.
demirel, tansu çiller, mesut yılmaz, ecevit, abdullah gül, tayyip erdoğan ... herkes onun için makul bir hoca, türkçeyi dünyaya yayıyor dedi.
kimsede bu adam bir cami imamı iken nasıl olduda dünyanın her yanına okul açıyor demedi.
mavi marmara baskını olduğunda israil otoritesini tanımaları gerekiyordu dediğinde, vay canına adam işini biliyor denildi.
zamanında sağcı solcu insanların çoğunun desteğini aldı.
devamını gör...

diğer adıyla ashab-ı kehf. hem müslümanlar hem de hristiyanlar bu olayın türkiye de yaşandığını varsaymaktadır. peki nedir bu efsane; bu olayı anlatan ilk kişi süryani bir piskopos ms 480 ve 500 yıllarda yaşamış piskopusun anlattığına göre efes şehrinde putperest bir toplum varmış. bu toplumda bir rivayete göre 7 genç hristiyanlığa geçer ve bunun sonucunda kıtlık başlar. bunun üzerine halk onların tanrıya kurban verilmesi gerektiğini ve kıtlığın onlar yüzünden çıktığını düşünür. bunu kabul etmeyen gençler kralın askerlerinden kaçarak yanında köpekleri ile beraber bir mağaraya sığınıyorlar. ama askerler onları takip ederek yerlerini bulup mağaraya giriyorlar orda daha ileri gitmeden mağaranın dışına bir duvar örüyorlar. eğer içeri de iseler onları ölüme terk etmiş olacaklardı.7 genç mağaranın içinde ne yapacaklarını düşünürken üstlerine bir ağırlık çöküyor ve uyuyorlar.onlar için bir günlük süren bu uykunun ardından uyanıp çok acıktıklarını fark ediyorlar.el birliğiyle duvarı kırıp birini şehre yemek bulmaya gönderiyorlar. efes'e inan genç şehrin büyüdüğünü ve insanların hemen hemen hepsinin hristiyanlığa inandığını görüyor.onlar için bir gün olan uyku meğerse 309 yıl sürmüştür. ayrıca kutsal kitabımız da ise bununla alakalı "kehf süresi" vardır.
devamını gör...

alman iş adamı ve arkeolog. troya antik şehri'ne takıntı derecesinde ilgili bir adam. homeros'un ilyada ve vergilius'un aeneas eserlerinde bahsedilen troia'yı bulmayı kafasına koymuş. ama troia tarih boyunca yerleşim görmüş bir kent ve üst üste tam dokuz kent dokusu var. bu abimiz ne yapıyor dersiniz? 1870 yılında mitik troia kentinin ikinci kent katmanı (en alttan ikinci) olabileceğini tahmin ediyor ve üzerindeki yedi antik yerleşimi dinamitle havaya uçuruyor. bu katmanda bulduğu ve bugün helen'in veya priamos'un hazinesi olarak adlandırılan hazineyi de eşine hediye ediyor romantik abimiz. sonra anlaşılıyor ki heinrich'in aradığı mitik troia kenti ikinci kent değilmiş, adam aradığını bulmak uğruna diğer tüm katmanları havaya uçururken kendi aradığı katmanı da uçurmuş. helen'in hazinesi dediği de troia savaşından yaklaşık bir milenyum öncesindenmiş. günümüzde hala bu abinin müthiş arkeolojik yöntemleri yüzünden troia'da arkeolojik kazı yapmak oldukça zor bir olaydır. kendisinin sürekli dinamit kullanmamış olduğu da tartışılır, hakkını verelim. ama en azından birkaç kez kullandığı kesin.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bonus:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bebeğin ilk gelişim evresi.

gebe kalma döneminden sekizinci haftanın sonuna kadar olan bir basamak işte. dokuzuncu haftadan itibaren ise ana rahmindeki canlı fetüs olarak adlandırılır. çoğunlukla anne vücudunun özel organ ya da yumurta zarlarında meydana gelir embriyonik gelişim sonra aktif hareket kabiliyeti ve kendi kendine beslenme ile son bulur.

insan embriyosundan bahsedelim, rahim içi yani doğum öncesi insan gelişimi yaklaşık 38 hafta sürer. rahim içi gelişimi iki döneme ayırırlar, biri embriyonik dönem diğeri ise fetal dönem'dir. embriyonik dönem, döllenmeden 56 günlük gelişime yani 8'ci haftaya kadar sürer. bu dönemde gelişen insan vücuduna embriyo deriz. gelişimin 9'cu haftasından doğuma kadar geçen süre ise tıbbi terminolojide fetal olarak adlandırılmıştır. ve ayrıca intrauterin gelişen organizma fetüs terimi ile ifade edilir.

gelişim sırasında, insan embriyosunun boyutu da artmaktadır. gelişimin ilk haftasında embriyo küresel bir şekle sahiptir. çapı 0,12 mm ya da daha azdır. gelişimin 9. haftasına geldiğimizde, ki bu dönem embriyonik dönemin sonudur, artık zarsız ve plasentasız embriyo yaklaşık 5 cm uzunluğa sahiptir.

ilk hafta bitene kadar embriyo, döllenmiş bir yumurta(zigot), çok hücreli olma(bölünme) ve ilk dokuların(blastokist) oluşumu aşamalarından geçer. ilk haftada embriyo, rahim sıvısında çözünmüş maddelerle beslenir, fakat daha sonraki gelişim sürecinde embriyo, annenin vücuduyla daha da yakın bir bağlantı kurarak besinleri doğrudan annenin kan dolaşımından alır.

anne vücuduyla embriyo arasındaki temas özel organ ve dokularda gerçekleşir. bu teması sağlamak için embriyo rahim duvarına yapıştırılır(ki biz buna embriyo implantasyonu deriz). implantasyon gelişimin 2'ci haftasında başlar. implantasyonu gerçekleştirmek için embriyo özel doku geliştirir(ki biz buna trofoblast deriz) uterusun mukoza zarını kısmen çözen(endometriyum), gelişmekte olan embriyoyu uterus duvarına sokar. trofoblast, gelişmekte olan embriyonun dış tabakasıdır, embriyoyu her taraftan çevreler, bu sayede embriyo ve uterusun etkileşimi gerçekleşir.

gelişimin 3'cü haftasında, insan embriyosu embriyonik zarları geliştirmeye başlar - koryon ve amniyon.... koryon, trofoblasttan oluşur, rahim dokularında annenin kan damarlarıyla etkileşime giren dış kabuktur. embriyonik dönemin sonunda, uterusun koryon ve amniyon içindedir. böylece gelişimin 3'cü haftasında insan embriyosu 1, 2 cm gibi çapta küresel bir oluşumdur, obstetrik uygulamada böyle bir oluşuma genelde ovum denir. ovumun içinde embriyonik disk ve ona bitişik yolk kesesi gelişir.

gelecekteki kişinin vücudu, embriyonun embriyonik disk olarak adlandırılan kısmından gelişir, embriyonun geri kalanı yardımcı bir işlev görmektedir. yani bunlar geçici oluşumlardır. mesela yolk kesesi embriyonik bağırsağa çekilir ve kaybolur falan gibi yani öyle şeyler. bunlar geçici organlardır. hem resmen hem esas olarak geçici organlar embriyonun bir parçası olsalar da, genelde ekstraembriyonik organlar olarak adlandırılırlar. embriyonun gelecekte fetüsü oluşturacak kısmına ve daha sonra bebeğin vücuduna genellikle gerçek embriyo denir.

kötü alışkanlıklara sahip olmak hamileliği olumsuz etkileyebilir. mesela annenin sigara içmesi zaman ve ağırlık açısından prematüre bebek doğurma riskini artırır. alkol tüketimi ise çocukların fiziksel ve zihinsel gelişiminde gecikme, yüz ve uzuv kusurlarının varlığı ve kalp kusurlarına neden olabilir....

ben biyolog değilim, bu konular hassas konulardır. bir doktor veya biyologdan bilgi alabilirsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim