büyülü dağ
          eserlerinde sıklıkla burjuvazinin yozlaşması hakkında gülünç bir acımasızlık ile eleştiri sunmuş olan thomas mann'in yine benzer bir çizgide hareket etmesinin ürünü olan ve bildungsroman ve/veya oluşum romanı geleneğinin uzantısı olan eser. dilimize büyülü dağ olarak çevrilmiştir. eserde ön plana çıkan zaman kavramı pek çok şekilde yorumlanabilir ama kitaptaki zaman akışı okuyucunun zaman algısı ile oynamaktan ziyade içeriğin bir uzantısı olarak karşımıza çıkıyor. kendini zamansızlığın içinde bulan castorp ve onun zaman algısını okuyucunun net bir şekilde kavrayabilmesi ve eserin içine girebilmesi için mann yazarken oldukça güzel bir nokta yakalamış durumda. mann eserin ilk bölümünde kısa bir zaman dilimini uzun bir süre detaylıca anlatırken hikaye ilerledikçe oldukça uzun zaman dilimleri bir kaç sayfa ve cümle ile ifade edilecek kadar hızlı bir biçimde akıp gidiyor ki bu aslında castorp'un zaman algısındaki değişimi ifade edebilmek için özellikle yapılmış durumda. ana karakter hans castorp'un bu yolculuğu sürecinde mann'in savunucu olduğu doğu-batı sentezi hakkında da zaman zaman ufak dokunuşlar mevcut. berghof sanatoryumu bir açıdan küçük avrupa olarak değerlendirilebilir esasında ki thomas mann bunu okuyucunun gözünün içine sokmaktan da pek çekinmemiştir. ve bu avrupa prototipinin içerisinde mann'in diğer eserlerinde de sıklıkla görüldüğü gibi yarattığı karakterlerin üzerinden yine kökten çürümüşlüğe ve sefa içinde kendini hepten bırakmış olan esas canavar 'burjuvaziye' eleştirel bir yaklaşım sergilenir. savaşın ayak sesleri duyulurken, korkunç bir kızıllıkta insanın burnunu yakan kan kokusunun, parçalanmış insan uzuvlarının ve korkunun havaya sis gibi çöktüğü katran karası akşamların içerisinde sevgi  gerçekten galip gelebilir mi ve kendini hissettirebilir mi bilinmez ama türünün öncüsü olan bu eser mann'in ustaca ortaya koyduğu tasvirleri ile gerçek bir şaheser niteliğindedir. romanın içerisine gizlenmiş olan düşüncelerin savunulmaya değer olup olmadığı kesinlikle sorgulamaya açık ve kişisel bir mesele ama bu eserin edebi açıdan başarısını gölgelememeli. ki eser hakkında tüm bunların yanı sıra ' tüyleri diken diken eden bir hoşgörü' tanımı vardır ki bunca yıldan sonra bile aklımda.
"die analyse ist gut als werkzeug der aufklärung und der zivilisation, gut, insofern sie dumme überzeugungen erschüttert, natürliche vorurteile auflöst und die autorität unterwühlt, gut, mit anderen worten, indem sie befreit, verfeinert, vermenschlicht und knechte reif macht für die freiheit. sie ist schlecht, sehr schlecht, insofern sie die tat verhindert, das leben an den wurzeln schädigt, unfähig, es zu gestalten." ( analiz aydınlanmanın ve uygarlığın bir aracıysa iyidir: aptal kanıları sarstığı, doğal önyargıları çözümlediği ve otoritenin kuyusunu kazdığı sürece. yani, kurtardığı, yonttuğu ve insanlaştırdığı sürece iyidir; köleleri özgürlük için olgunlaştırır. eyleme engel olduğu, yaşamı kökünden zedelediği ve onu biçimlendiremediği sürece de kötüdür, çok kötüdür.) p. 353
"reizend von dir", sagte hans castorp. "was für ein nettes zimmer!" hier läßt sich gut und gern ein paar wochen hausen." "vorgestern ist hier eine amerikanerin gestorben", sagte joachim. ( "ne kadar düşüncelisin," dedi hans castorp. " ne güzel bir oda. burada bir iki hafta kalmak hoşuma gidecek." "burada geçen gün amerikalı bir kadın öldü," dedi durağan bir sesle joachim.) p.23
      
  "die analyse ist gut als werkzeug der aufklärung und der zivilisation, gut, insofern sie dumme überzeugungen erschüttert, natürliche vorurteile auflöst und die autorität unterwühlt, gut, mit anderen worten, indem sie befreit, verfeinert, vermenschlicht und knechte reif macht für die freiheit. sie ist schlecht, sehr schlecht, insofern sie die tat verhindert, das leben an den wurzeln schädigt, unfähig, es zu gestalten." ( analiz aydınlanmanın ve uygarlığın bir aracıysa iyidir: aptal kanıları sarstığı, doğal önyargıları çözümlediği ve otoritenin kuyusunu kazdığı sürece. yani, kurtardığı, yonttuğu ve insanlaştırdığı sürece iyidir; köleleri özgürlük için olgunlaştırır. eyleme engel olduğu, yaşamı kökünden zedelediği ve onu biçimlendiremediği sürece de kötüdür, çok kötüdür.) p. 353
"reizend von dir", sagte hans castorp. "was für ein nettes zimmer!" hier läßt sich gut und gern ein paar wochen hausen." "vorgestern ist hier eine amerikanerin gestorben", sagte joachim. ( "ne kadar düşüncelisin," dedi hans castorp. " ne güzel bir oda. burada bir iki hafta kalmak hoşuma gidecek." "burada geçen gün amerikalı bir kadın öldü," dedi durağan bir sesle joachim.) p.23
devamını gör...
sevilen latince deyişler
          dum spiro spero.
(nefes aldığım sürece umuyorum.)
  (nefes aldığım sürece umuyorum.)
devamını gör...
8 haziran 2021 kamberliğe terfi etmem
          benim gözlüklü şirin olmuş olmam kadar güzel değildir, diss'siz olmaz. *
tebrikler.
  tebrikler.
devamını gör...
kedisi olan yazarlar birliği
          9 adet tuxedo ile bu birliğin içinde olmaktan gurur duyuyorum.*
      
  devamını gör...
filozofların en sevilen sözleri
          "bir tek önemli felsefe meselesi varsa, o da intihar konusudur."*
      
  devamını gör...
mutasyon
          uv ışınları, radyasyon, x ışınları, sigara dumanı, kimyasallar veya ilaçlar gibi çevresel faktörler sebebiyle yönetici moleküldeki değişikliklerdir.
çevresel etkiler dışında dna kendini eşlerken de mutasyon olur. bir hücre için milyonda birdir belki bu olasılık ama vücudumuzdaki hücre sayısı ve hücrelerin defalarca bölündüğü düşünülürse ömür boyunca bu mutasyonlar mutlaka gerçekleşiyor diyebiliriz.
peki mutasyonlar kalitsal midir?
vücut hücrelerinde olursa kalıtsal degildir. örneğin uv ışınları sebebiyle deri hücresinde oluşan mutasyonlar bireyde başka hücrelere sıçrayabilir, üreme hucrelerinde olmadığı sürece birey öldüğünde mutasyon da ölür.
eğer mutasyon yumurta veya sperm hücrelerinde ise bu hücreler döllenmeye katılıp zigotu oluştursa bu durumda mutasyon kalıtsal olur ve bir sonraki nesile geçer.
peki mutasyonlar zararlı mıdır?
çoğunlukla evet. ancak nötr ya da yararlı mutasyonlar da vardır.
nötr mutasyon örneği: ayrık kulak memesi geninin mutasyon gecirmesi sonucu bitişik kulak memesi geni ortaya çıkmıştır. bu durum biyolojik açıdan yararli veya zararli değildir. örneğin tom cruise yapışık kulak memeli.
yaralı mutasyon örneği: çok basitçe açıklamaya calisacagim. bildiğiniz uzere hiv aids sebebi. bu virüs çoğalmak için bizim savunma hücrelerini kullanıyor. bir mutasyon sonucu (ccr5 delta 32 mutasyonu) akyuvar hücre zarı protein yapisini kontrol eden gen değişince hiv hücreye giremiyor. bu durumda kişi hiv+ olsa bile aıds olmuyor.
peşin düzenleme:
geniş zamanda gen mutasyonu kromozom mutasyonu farkı, mutasyonlardan kaynaklı hastalıklar ilaçla tedavi edilebilir mi gibi ilaveler gelebilir de gelmeyebilir de.
konu bu ara popüler çünkü covid-19 sebebi sars -cov 2, kısaca korona virüs mutasyon geçiriyor. bu da aşılar ve pandemi hakkında bir sürü soruya sebep oluyor.
  çevresel etkiler dışında dna kendini eşlerken de mutasyon olur. bir hücre için milyonda birdir belki bu olasılık ama vücudumuzdaki hücre sayısı ve hücrelerin defalarca bölündüğü düşünülürse ömür boyunca bu mutasyonlar mutlaka gerçekleşiyor diyebiliriz.
peki mutasyonlar kalitsal midir?
vücut hücrelerinde olursa kalıtsal degildir. örneğin uv ışınları sebebiyle deri hücresinde oluşan mutasyonlar bireyde başka hücrelere sıçrayabilir, üreme hucrelerinde olmadığı sürece birey öldüğünde mutasyon da ölür.
eğer mutasyon yumurta veya sperm hücrelerinde ise bu hücreler döllenmeye katılıp zigotu oluştursa bu durumda mutasyon kalıtsal olur ve bir sonraki nesile geçer.
peki mutasyonlar zararlı mıdır?
çoğunlukla evet. ancak nötr ya da yararlı mutasyonlar da vardır.
nötr mutasyon örneği: ayrık kulak memesi geninin mutasyon gecirmesi sonucu bitişik kulak memesi geni ortaya çıkmıştır. bu durum biyolojik açıdan yararli veya zararli değildir. örneğin tom cruise yapışık kulak memeli.
yaralı mutasyon örneği: çok basitçe açıklamaya calisacagim. bildiğiniz uzere hiv aids sebebi. bu virüs çoğalmak için bizim savunma hücrelerini kullanıyor. bir mutasyon sonucu (ccr5 delta 32 mutasyonu) akyuvar hücre zarı protein yapisini kontrol eden gen değişince hiv hücreye giremiyor. bu durumda kişi hiv+ olsa bile aıds olmuyor.
peşin düzenleme:
geniş zamanda gen mutasyonu kromozom mutasyonu farkı, mutasyonlardan kaynaklı hastalıklar ilaçla tedavi edilebilir mi gibi ilaveler gelebilir de gelmeyebilir de.
konu bu ara popüler çünkü covid-19 sebebi sars -cov 2, kısaca korona virüs mutasyon geçiriyor. bu da aşılar ve pandemi hakkında bir sürü soruya sebep oluyor.
devamını gör...
sen kimin çocuğusun diye soran teyze
          hepsi aynı sürüm. klonlanmış gibi olmaları beni en şaşırtan özellikleridir.
      
  devamını gör...
normal sözlük ayetleri
          şüphesiz ki biz her şeyi formata göre yarattık.
      
  devamını gör...
sokağa çıkma yasağı
          56 dk sonra gerçekleşecek hadise.
polisler toplanmaya başladı otobüs ve dolmuşlar dolu dolu geçiyor. bazı yerlere otobüsler servisi durdurdu benim ev de dahil. bjr saate metro ve ankaraylar kapanacak. çalışma iznim olsa da bugün erken çıktım.. bakalım ne gibi söprizlerle karşılaşıcagiz. geçen hafta macera dolu amerika.
polis dolu boş caddeler cyberpunk havası katsa da insanı geriyor.
  polisler toplanmaya başladı otobüs ve dolmuşlar dolu dolu geçiyor. bazı yerlere otobüsler servisi durdurdu benim ev de dahil. bjr saate metro ve ankaraylar kapanacak. çalışma iznim olsa da bugün erken çıktım.. bakalım ne gibi söprizlerle karşılaşıcagiz. geçen hafta macera dolu amerika.
polis dolu boş caddeler cyberpunk havası katsa da insanı geriyor.
devamını gör...
selüloz
          birtkilerin hücre duvarını oluşturan polisakkarittir. suda çözünmez. glikozları birbirine bağlayan bağlar farklı olduğundan dolayı çoğu memeli selülozu sindiremez. otçul hayvanlar ise sindirim sisteminde yaşayan mutualist bakteriler sayesinde selülozdan faydalanırlar.
      
  devamını gör...
zülfü livaneli
          sesini, müziğini, zor devirlerdeki  duruşunu yeni yetmeler anlamaz. arabeske ve tenor yahut yanık seslere alışmış insanımız da  bilhassa müziğini  pek anlamaz. bilenler tanıyanlar zaten hayrandır tınısına, şarkısına, sanatına... 
elbette detone olduğu eserleri de vardır ama kalitesine-tılsımına pek gölge düşürmez.
  elbette detone olduğu eserleri de vardır ama kalitesine-tılsımına pek gölge düşürmez.
devamını gör...
ay'ın ikiye bölünmesi mucizesi
          alimlerin, üzerinde fikir birliğine varamadığı konu.
ay'ın yarılmasına kanıt olarak kamer suresi'nin 1. ayeti gösterilir: "vakit yaklaştı ve ay yarıldı."
bir kısım alimler bu ifadenin, hz. muhammed tarafından gösterilmiş bir mucize olduğunu ( (gbkz: isrâ suresi)'nde "bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir." buyurulmasına rağmen) iddia ederler. bazılarına göre ise tüm insanlığa değil sadece o bölgede yaşayan ve "ille de mucize görmek isteriz" diye tutturan kişilere gösterilmiştir bu olay.
bazı alimler ise olayın geçmişte yaşandığı iddiasına karşı çıkarlar ve bu ayetin kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak bir olayı bildirdiğini söylerler. kuran'da, geleceğe ait olaylarda, geçmiş zaman kipleri kullanıldığı durumlara başka ayetlerde de rastlanır. ayrıca bu olaya şahit olduğunu anlatan kişilerin, yani rivayet sahiplerinin ifadelerinin doğruluğunun şüpheli oluşu da bir soru işaretidir.
yukarıda da belirttiğim gibi isrâ suresi'nde insanlara mucize gösterme devrinin bittiği ima edilir kuran'da. bu nedenle bu olay hakkında konuşurken dikkatli olmayı ve hakikaten gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğimiz bir mucize hakkında atıp tutmaktan kaçınmayı tavsiye ederim. inanan arkadaşların "allah isterse olur/istemişse olmuştur" demesi, inanmayan arkadaşların da bu konuları kendilerine dert etmemeleri makul bir hareket olacaktır diye düşünüyorum.
daha fazla bilgi için
  ay'ın yarılmasına kanıt olarak kamer suresi'nin 1. ayeti gösterilir: "vakit yaklaştı ve ay yarıldı."
bir kısım alimler bu ifadenin, hz. muhammed tarafından gösterilmiş bir mucize olduğunu ( (gbkz: isrâ suresi)'nde "bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir." buyurulmasına rağmen) iddia ederler. bazılarına göre ise tüm insanlığa değil sadece o bölgede yaşayan ve "ille de mucize görmek isteriz" diye tutturan kişilere gösterilmiştir bu olay.
bazı alimler ise olayın geçmişte yaşandığı iddiasına karşı çıkarlar ve bu ayetin kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak bir olayı bildirdiğini söylerler. kuran'da, geleceğe ait olaylarda, geçmiş zaman kipleri kullanıldığı durumlara başka ayetlerde de rastlanır. ayrıca bu olaya şahit olduğunu anlatan kişilerin, yani rivayet sahiplerinin ifadelerinin doğruluğunun şüpheli oluşu da bir soru işaretidir.
yukarıda da belirttiğim gibi isrâ suresi'nde insanlara mucize gösterme devrinin bittiği ima edilir kuran'da. bu nedenle bu olay hakkında konuşurken dikkatli olmayı ve hakikaten gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğimiz bir mucize hakkında atıp tutmaktan kaçınmayı tavsiye ederim. inanan arkadaşların "allah isterse olur/istemişse olmuştur" demesi, inanmayan arkadaşların da bu konuları kendilerine dert etmemeleri makul bir hareket olacaktır diye düşünüyorum.
daha fazla bilgi için
devamını gör...
whatsapp durumu ne içindir sorunsalı
          halalarımın ve teyzelerimin özlü sözler paylaşması içindir.
      
  devamını gör...
osmanlı torunuyum diyen insan
          osmanlı döneminde yaşasaydı çok büyük olasılıkla bir anadolu köyünde soğan ve ekmek ağırlıklı beslenen, okuma yazma bilmeyen dünyadan bir haber yaşayan bir tarım işçisi olacak insan beyanıdır. 
not: ticaretle uğraşan, zengin ve aydın kişilerin çoğu gayrimüslimdi. onu geçtim anadolu'da okuma yazma bilme oranı %7 civarında. %7'lik kısmın da bir kısmı sadece anlamadan arapça kuranı kerim okuyabilenler.
  not: ticaretle uğraşan, zengin ve aydın kişilerin çoğu gayrimüslimdi. onu geçtim anadolu'da okuma yazma bilme oranı %7 civarında. %7'lik kısmın da bir kısmı sadece anlamadan arapça kuranı kerim okuyabilenler.
devamını gör...
entellerin küfür dağarcığının dar olması
          sözlükte bir entel muhabbeti var ki sormayın! bir kavram bu kadar mı zemininden koparılır! 
bunun bir de arkadaşları var; sol, solcu, solcu entel.
demişler ki sizin göreviniz işbu içeriğine vâkıf olmadığınız ne olduğu hakkında en ufak bilginizin ve nihayetinde fikrinizin olmadığı kavramları kullanmak!
bunlar da marifet bellemişler, entel aşağı entel yukarı! laf ola beri gele
diyorlar ki siz enteller ne anlarsınız küfretmekten!
vallahi ben anlamam entelden entelektüelden!
günlük hayatımda da yeri gelir küfrederim*. fakat yazı dilindeki küfürlü ifadeleri de hoş karşılamam.
işte enteller de küfürlü ifadeleri pek tabi biliyorlardır da kullanmak istemiyor olabilirler. olsun o kadar bi zahmet değil mi?
  bunun bir de arkadaşları var; sol, solcu, solcu entel.
demişler ki sizin göreviniz işbu içeriğine vâkıf olmadığınız ne olduğu hakkında en ufak bilginizin ve nihayetinde fikrinizin olmadığı kavramları kullanmak!
bunlar da marifet bellemişler, entel aşağı entel yukarı! laf ola beri gele
diyorlar ki siz enteller ne anlarsınız küfretmekten!
vallahi ben anlamam entelden entelektüelden!
günlük hayatımda da yeri gelir küfrederim*. fakat yazı dilindeki küfürlü ifadeleri de hoş karşılamam.
işte enteller de küfürlü ifadeleri pek tabi biliyorlardır da kullanmak istemiyor olabilirler. olsun o kadar bi zahmet değil mi?
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
          ateşin insana güven vermesi, bulunuşundan sonra o zamanın insanlarının yabani hayvanlardan korunmasıyla açıklanabilir. ateşin güven vermesi insanlık tarihinin ilk toplu genetik özelliğidir.
      
  devamını gör...
biriyle aynı kitabı okumak
          düşünce alışverişi yapmak için iyi bir yöntemdir. insanlar birbirlerini daha derinden tanırlar, entelektüel düzeyleri yakınsar.
      
  devamını gör...
neçayev dönüyor
          jorge semprun'un batılı sosyalistlerin geçirdiği dönüşümü, beş genç adamın * yaşamından kesitler sunarak aktardığı muazzam eserinin adıdır. kitap hesaplaşma adıyla da yayınlanmıştır. her ne kadar ''hesaplaşma'' adı kitap için uygun bir ad gibi gözükse de kitabın ana karakterlerinden birisi olan ''neçayev'' kod adlı roman karakterinin okurda bıraktığı iz, romana kattığı gizem ve sürükleyicilik sebebi ile ''neçayev dönüyor'' adı bana hem daha doğru hem daha çekici gelir.
romanın başlangıcında şöyle bir ifade yer alır; ''bir sabah, elie silberberg'in telefonu çalar. eski silah arkadaşı zapata'dır arayan, ''neçayev'le ilgili...'' der.
bu cümleyi okuduğunuz andan itibaren, kitap sizi içine alıyor. ondan sonra kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz.
bahsedilen 5 genç ''proleter öncü'' adıyla bir örgüt kurarlar. şiir, felsefe ve politik yakınlıklarıdır onları bir araya getiren. içerisinden geçtikleri karşı devrimci sürecin önünde durmak için militan bir tutum izlerler. ancak bu süreç çok sancılı ve güven kaybına yol açan bir şekilde son bulur. örgütü fesih etme kararı alırlar. neçayev kod adlı roman kahramanımız ise buna karşı çıkar.
aslında arkadaşlarının fesih kararının arkasında yatan temel gerçek korkudur. başlarına gelecek olanlardan çekinmektedirler. beyinlerinde idealize ettikleri mücadelelerini, kalplerinde oluşan korkuya kurban vermişlerdir. ve bu korkuyu kutsallaştırmak için de sisteme bir adak adamaları gerektiğinin farkındadırlar. ve kurban bulunur. örgüt'ün feshine karşı çıkan ''neçayev'' hain ilan edilir. vicdanlarını rahatlatmak için ona bir seçenek sunarlar. derler ki; ''ya ülkeyi ve mücadeleyi terk edeceksin. ya da ihanetin cezalandırılacak.''
bu olaydan sonra ise neçayev'in intihar haberi duyulur ve diğer karakterler kendi yaşamlarında bu habere göre vaziyet alırlar. zira neçayev'in ölümü ve örgütün feshi hepsini rahatlatmıştır. bir dostu ve yoldaşı feda etmenin ağırlığını yaşamadan yollarına devam ederler. tabii burada elie'ye haksızlık yapmamak lazım. o korkularının esiri olmuş olsa da, vicdanının sesini bir türlü susturamamıştır.
diğer üç kafadar ise karşı çıktıkları her şeyin kölesi olurlar. kapitalizme entegrasyon süreçleri gayet başarılıdır. öyle ki; piramidin en üst seviyelerine kadar tırmanmışlardır. güç, para ve şöhret...
hepsine sahiptirler. çünkü düşmanlarını ona karşı mücadele ettikleri dönemden çok iyi tanıyorlardır. eski düşmanlarının tüm inceliğini bildikleri içinde, doğru kartları oynayarak sistem içerisinde başarılı olurlar.
işte tüm bu yaşananların ışığında zapata'nın elie'ye açtığı telefonu değerlendirdiğinizde içinizi kaplayan merak romana öyle bir tutunmanıza sebep oluyor ki, kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. işlenen ilk cinayet de cabası...
neçayev'in intikamı mı ? yoksa kafadarların kendi içlerindeki ahlaki hesaplaşması mı ön plana çıkacak ?
ne olacağını ziyadesiyle merak ediyorsunuz. yazarın olayları anlatımı, karakterleri analizi ve kendi içerisinde gizemi tutarlı bir şekilde koruyabilmesi de romana keyif katıyor. asıl önemlisi kendinizi bu arkadaşların arasındaymış gibi hissetmeniz. söz hakkı sahibi olmak, bir şeyler söyleyebilmek, duruma müdahale etmeye çalışmak istiyorsunuz. hele ki, felsefi ve edebi tartışmaların/sorgulamaların içine katılabilme isteği duymak yok mu? işte o muazzam bir his. semprun'un bu hisleri okuyucuya aktarıyor olabilmesi ve kitabın derinliklerine dalıyor olabilmek, bir okur için dünyanın en keyifli şeyi.
elbette kitabı överken kendi penceremden gördüklerimi dile getiriyorum. siz pencereyi kapatıp, arkanızı dönüp çekip gidebilirsiniz. netice olarak herkesin farklı bir penceresi var.
benim içinse gerçekleşen; kitabı ne zaman okusam veya kitap ne zaman aklıma gelse, pencerenin önünde kalıp, uzun uzun düşünmek oluyor.
şu ayrıntıyı da vermek lazım; neçayev karakteri rastgele seçilmiş bir karakter değil. sergey neçayev'e bir gönderme var.
şöyle der ''devrimcinin anahtar kitabı''nda sergey neçayev;
devrimci adanmış bir insandır. kişisel çıkarları, işleri, duyguları, bağlılıkları, kişisel eşyaları, hatta kendi adı bile yoktur. ondaki herşey, biricik tek bir çıkar, tek bir düşünce, tek bir tutku devrim tarafından özümlenmiştir.”
karakterimiz de mi öyle ? bilemeyeceğim. * belki, yazar sadece adını ona olan saygısına binaen kullanmıştır. okur görürsünüz.
unutmadan şunu da söyleyeyim; kitapla ilgili elimde sağlam bir kamuoyu yoklaması var. yıllar önce kitabı önerdiğim 4 arkadaşımdan ikisi kitaba bayıldılar. diğer ikisi ise kitabı yarıda bıraktı. yani bu kitabı ya çok seveceksiniz, ya da hiç sevmeyeceksiniz. ortası yok...
  romanın başlangıcında şöyle bir ifade yer alır; ''bir sabah, elie silberberg'in telefonu çalar. eski silah arkadaşı zapata'dır arayan, ''neçayev'le ilgili...'' der.
bu cümleyi okuduğunuz andan itibaren, kitap sizi içine alıyor. ondan sonra kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz.
bahsedilen 5 genç ''proleter öncü'' adıyla bir örgüt kurarlar. şiir, felsefe ve politik yakınlıklarıdır onları bir araya getiren. içerisinden geçtikleri karşı devrimci sürecin önünde durmak için militan bir tutum izlerler. ancak bu süreç çok sancılı ve güven kaybına yol açan bir şekilde son bulur. örgütü fesih etme kararı alırlar. neçayev kod adlı roman kahramanımız ise buna karşı çıkar.
aslında arkadaşlarının fesih kararının arkasında yatan temel gerçek korkudur. başlarına gelecek olanlardan çekinmektedirler. beyinlerinde idealize ettikleri mücadelelerini, kalplerinde oluşan korkuya kurban vermişlerdir. ve bu korkuyu kutsallaştırmak için de sisteme bir adak adamaları gerektiğinin farkındadırlar. ve kurban bulunur. örgüt'ün feshine karşı çıkan ''neçayev'' hain ilan edilir. vicdanlarını rahatlatmak için ona bir seçenek sunarlar. derler ki; ''ya ülkeyi ve mücadeleyi terk edeceksin. ya da ihanetin cezalandırılacak.''
bu olaydan sonra ise neçayev'in intihar haberi duyulur ve diğer karakterler kendi yaşamlarında bu habere göre vaziyet alırlar. zira neçayev'in ölümü ve örgütün feshi hepsini rahatlatmıştır. bir dostu ve yoldaşı feda etmenin ağırlığını yaşamadan yollarına devam ederler. tabii burada elie'ye haksızlık yapmamak lazım. o korkularının esiri olmuş olsa da, vicdanının sesini bir türlü susturamamıştır.
diğer üç kafadar ise karşı çıktıkları her şeyin kölesi olurlar. kapitalizme entegrasyon süreçleri gayet başarılıdır. öyle ki; piramidin en üst seviyelerine kadar tırmanmışlardır. güç, para ve şöhret...
hepsine sahiptirler. çünkü düşmanlarını ona karşı mücadele ettikleri dönemden çok iyi tanıyorlardır. eski düşmanlarının tüm inceliğini bildikleri içinde, doğru kartları oynayarak sistem içerisinde başarılı olurlar.
işte tüm bu yaşananların ışığında zapata'nın elie'ye açtığı telefonu değerlendirdiğinizde içinizi kaplayan merak romana öyle bir tutunmanıza sebep oluyor ki, kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. işlenen ilk cinayet de cabası...
neçayev'in intikamı mı ? yoksa kafadarların kendi içlerindeki ahlaki hesaplaşması mı ön plana çıkacak ?
ne olacağını ziyadesiyle merak ediyorsunuz. yazarın olayları anlatımı, karakterleri analizi ve kendi içerisinde gizemi tutarlı bir şekilde koruyabilmesi de romana keyif katıyor. asıl önemlisi kendinizi bu arkadaşların arasındaymış gibi hissetmeniz. söz hakkı sahibi olmak, bir şeyler söyleyebilmek, duruma müdahale etmeye çalışmak istiyorsunuz. hele ki, felsefi ve edebi tartışmaların/sorgulamaların içine katılabilme isteği duymak yok mu? işte o muazzam bir his. semprun'un bu hisleri okuyucuya aktarıyor olabilmesi ve kitabın derinliklerine dalıyor olabilmek, bir okur için dünyanın en keyifli şeyi.
elbette kitabı överken kendi penceremden gördüklerimi dile getiriyorum. siz pencereyi kapatıp, arkanızı dönüp çekip gidebilirsiniz. netice olarak herkesin farklı bir penceresi var.
benim içinse gerçekleşen; kitabı ne zaman okusam veya kitap ne zaman aklıma gelse, pencerenin önünde kalıp, uzun uzun düşünmek oluyor.
şu ayrıntıyı da vermek lazım; neçayev karakteri rastgele seçilmiş bir karakter değil. sergey neçayev'e bir gönderme var.
şöyle der ''devrimcinin anahtar kitabı''nda sergey neçayev;
devrimci adanmış bir insandır. kişisel çıkarları, işleri, duyguları, bağlılıkları, kişisel eşyaları, hatta kendi adı bile yoktur. ondaki herşey, biricik tek bir çıkar, tek bir düşünce, tek bir tutku devrim tarafından özümlenmiştir.”
karakterimiz de mi öyle ? bilemeyeceğim. * belki, yazar sadece adını ona olan saygısına binaen kullanmıştır. okur görürsünüz.
unutmadan şunu da söyleyeyim; kitapla ilgili elimde sağlam bir kamuoyu yoklaması var. yıllar önce kitabı önerdiğim 4 arkadaşımdan ikisi kitaba bayıldılar. diğer ikisi ise kitabı yarıda bıraktı. yani bu kitabı ya çok seveceksiniz, ya da hiç sevmeyeceksiniz. ortası yok...
devamını gör...
insanların geceyi sevmesinin sebebi
          gece güzeldir, her şeyi saklar, görüneni görünmez kılar, duyguları yaşamak için karanlık kaplar her yanını.
      
  devamını gör...
