yazarları ağlatan şarkılar
devamını gör...
jean paul sartre
henüz okumayı sökmeden, evlerindeki resimli kitapları bıkmadan ve usanmadan saatlerce karıştıran, yazarak üretmeye çok ufak yaşta başlayan, tüm dinleri ve metafizik gelenekleri yok sayan varoluşcu ateizmin savunucusu fransız düşünür ve yazar. yazım hayatıyla daha fazla bilgi edinmek isteyenler otobiyografi niteliği taşıyan "sözcükler" adlı eserini okuyabilirler.
devamını gör...
okunan entrynin yazarına bakmamak
bu başlık açılmadan önce bakmadığımın farkında bile değildim..
devamını gör...
paylaşım
insan ilişkilerinin, birlikteliğin, formu ne olursa olsun bir aradalığın anahtarı.
ben bir paylaşım bağımlısıyım. evet çoğu zaman gereğinden fazla. anahtar dedim doğru. ama muhteviyatın bütünü değil sonuçta. baktığında benimki sorunlu bir noktada kabul ediyorum. etmek zorunda kaldım çünkü fazlaca çıktım oluştu zaman içinde konuyu enine boyuna değerlendirmemi sağlayacak. ben bunu hayatımın merkezinde konumlandırdığım bir ihtiyaç olarak neden ve ne zamandan beri yaşıyorum bu soruların cevabı bende kalsın lakin insanları benimle yeteri kadar paylaşım yapmadıklarını düşündüğümde/hissettiğimde ne kadar zor olursa olsun hayatımdan uzaklaştırdığımdan ya da onları, onların ihtiyaç duyduklarından/alıştıklarından daha çok ve derinlikli şeyler verdiğim için sıktığımdan falan bahsedebiliriz dilerseniz. ne işinize yarar bilmem belki bir yerlere yuvarlanmaktaysanız kendinize engel olacak motivasyon ve gerekliliği görürsünüz buralarda bir yerlerde kim bilir?
efendim bazı şeyler yaşarız. nasıl yaşadığımızı bunun bizim başımıza nasıl olup da geldiğini falan çok idrak edemeden. bazen mükemmelliğinden bazen berbatlığından. sürmenaj oldunuz mu hiç hayatınızda? olmayın. benim düşmanım yok hiç. bir gün olursa onun da başına gelsin istemem. insanın alışkın olduğu düşünsel yapısının varlığını unutacak hale gelecek kadar düşünememesi, mutluluktan bile olsa iyi bir şey değil. hadi iyiyi geçtim sağlıklı değil sağlıklı. yoruyor. böyle böyle hastalanıyor beynimiz. dikkat isterim. neyse çok dağıtmamakta fayda var konuyu. dolandığın etraf bir çıkış göstermeyebiliyor insana böyle konuları düşünürken. diyeceğim şu; benim her düşünemeyecek hale gelişimin kökeni bir şekilde insanlarla olan ilişkilerimin paylaşım eksenin şekli şemali ile ilişkili oldu bugüne dek. o şekil şemallerde paylaşımlarım olan insanlarla yaşadığım deneyimlerin ardından yani. kimisiyle yoğunluklu paylaşım yapmak isteyip yapamamanın etkileri, kimisiyle benzeri kendi kişisel tarihimde görülmemiş versiyonuyla deneyimlemenin ardından herkes gibi olmaya evrilen sürecin ağırlığı, kimisini, biricikliği su götürmez bir gerçek olan paylaşımı bir ömre yaydıktan sonra toprağa gömmenin acısı, kimisiyle çok isteyip çok yaşayıp sonra birdenbire pat diye sebepsiz yere yitirmenin anlamsızlığı… kronolojik bir sırası yok, zaten bu yazıyı düzgün çalışan bir beyin de üretmiyor dolayısıyla bir gayesi de yok. dedim ya ben bir paylaşım bağımlısıyım. bu tespit bugüne ait değil. bir şey anlar da paylaşım bağımlısı olmamalıyım der misiniz bilemem. olursanız ve iyi yönetirseniz bana da formülünü verirsiniz belki.
önce dişfır sonra sigara. uyku? pekih.
ben bir paylaşım bağımlısıyım. evet çoğu zaman gereğinden fazla. anahtar dedim doğru. ama muhteviyatın bütünü değil sonuçta. baktığında benimki sorunlu bir noktada kabul ediyorum. etmek zorunda kaldım çünkü fazlaca çıktım oluştu zaman içinde konuyu enine boyuna değerlendirmemi sağlayacak. ben bunu hayatımın merkezinde konumlandırdığım bir ihtiyaç olarak neden ve ne zamandan beri yaşıyorum bu soruların cevabı bende kalsın lakin insanları benimle yeteri kadar paylaşım yapmadıklarını düşündüğümde/hissettiğimde ne kadar zor olursa olsun hayatımdan uzaklaştırdığımdan ya da onları, onların ihtiyaç duyduklarından/alıştıklarından daha çok ve derinlikli şeyler verdiğim için sıktığımdan falan bahsedebiliriz dilerseniz. ne işinize yarar bilmem belki bir yerlere yuvarlanmaktaysanız kendinize engel olacak motivasyon ve gerekliliği görürsünüz buralarda bir yerlerde kim bilir?
efendim bazı şeyler yaşarız. nasıl yaşadığımızı bunun bizim başımıza nasıl olup da geldiğini falan çok idrak edemeden. bazen mükemmelliğinden bazen berbatlığından. sürmenaj oldunuz mu hiç hayatınızda? olmayın. benim düşmanım yok hiç. bir gün olursa onun da başına gelsin istemem. insanın alışkın olduğu düşünsel yapısının varlığını unutacak hale gelecek kadar düşünememesi, mutluluktan bile olsa iyi bir şey değil. hadi iyiyi geçtim sağlıklı değil sağlıklı. yoruyor. böyle böyle hastalanıyor beynimiz. dikkat isterim. neyse çok dağıtmamakta fayda var konuyu. dolandığın etraf bir çıkış göstermeyebiliyor insana böyle konuları düşünürken. diyeceğim şu; benim her düşünemeyecek hale gelişimin kökeni bir şekilde insanlarla olan ilişkilerimin paylaşım eksenin şekli şemali ile ilişkili oldu bugüne dek. o şekil şemallerde paylaşımlarım olan insanlarla yaşadığım deneyimlerin ardından yani. kimisiyle yoğunluklu paylaşım yapmak isteyip yapamamanın etkileri, kimisiyle benzeri kendi kişisel tarihimde görülmemiş versiyonuyla deneyimlemenin ardından herkes gibi olmaya evrilen sürecin ağırlığı, kimisini, biricikliği su götürmez bir gerçek olan paylaşımı bir ömre yaydıktan sonra toprağa gömmenin acısı, kimisiyle çok isteyip çok yaşayıp sonra birdenbire pat diye sebepsiz yere yitirmenin anlamsızlığı… kronolojik bir sırası yok, zaten bu yazıyı düzgün çalışan bir beyin de üretmiyor dolayısıyla bir gayesi de yok. dedim ya ben bir paylaşım bağımlısıyım. bu tespit bugüne ait değil. bir şey anlar da paylaşım bağımlısı olmamalıyım der misiniz bilemem. olursanız ve iyi yönetirseniz bana da formülünü verirsiniz belki.
önce dişfır sonra sigara. uyku? pekih.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
yılda 2000'den fazla biyometrik ve vesikalık çekiyorum. 150 düğünde çift başı 1000 kare çeksem artı 150000 daha yapar. okul, etkinlik, kişisel portre, ürün gibi ekstra işlerden de 100000 kare çeksem etti sana 252000 kare. tanıma gelecek olursak ekmek teknesinden başka birşey değildir.
devamını gör...
kalprotektin
gaitada(dışkı) bakılan bir markerdır.
ülseratif kolit ve crohn hastalığında hastalığın aktivitesinin belirlenmesinde yardımcıdır.
ülseratif kolit ve crohn hastalığında hastalığın aktivitesinin belirlenmesinde yardımcıdır.
devamını gör...
kadınların eskisi kadar zor olmaması
kadınların bundan haberi var mı peki?
devamını gör...
146'dan internete girmiş efsane nesil
1999 senesinde 250 milyon tl fatura ödemişliğim var.
ey gidi...
o zamanlar daha güzeldi ama internete girmek.
internette karşılaştığın kişi kimse, enteresan bir bağ kuruyordun hemen.
sanki okyanusta gemin batmış da, yüzerek ıssız bir adaya ulaşmışsın ve biriyle karşılaşmışsın gibi oluyordu.
yaş grubu hemen hemen aynı... 17-25
30 yaşında birinin internette takılması, ayıp karşılanıyordu yani, düşünün.
girmeyi de beceremiyorlardı zaten, hep senden yardım istiyorlardı.
o nesil gerçekten efsaneydi.
80'li yılların başlarında doğanlar...
ey gidi...
o zamanlar daha güzeldi ama internete girmek.
internette karşılaştığın kişi kimse, enteresan bir bağ kuruyordun hemen.
sanki okyanusta gemin batmış da, yüzerek ıssız bir adaya ulaşmışsın ve biriyle karşılaşmışsın gibi oluyordu.
yaş grubu hemen hemen aynı... 17-25
30 yaşında birinin internette takılması, ayıp karşılanıyordu yani, düşünün.
girmeyi de beceremiyorlardı zaten, hep senden yardım istiyorlardı.
o nesil gerçekten efsaneydi.
80'li yılların başlarında doğanlar...
devamını gör...
saba rüzgarı
seher vakitlerinde doğudan esen hafif rüzgar.
edebiyatta sevgiliden haber getirdiğine de inanılan manidar rüzgar.
edebiyatta sevgiliden haber getirdiğine de inanılan manidar rüzgar.
devamını gör...
19 yaşındakilere tavsiyeler
ileride üzülmeyeceğiniz şeylere şu an üzülüyorsunuz. üzülmenin bile keyfini çıkarın hayatınızın değerini bilin . empati kurmayı öğrenin okuyun geliştirin kendinizi belgesel seyredin içki için eğlenin sevişin insanlar tanıyın demek istediğim başlıktır.
devamını gör...
yaşar kemal
“demir olsam çürürdüm toprak oldum da dayandım.”
gerçek adı kemal sadık göçeli olan yazar hakkında entry’ler girilmiş ancak hayatı hakkında detaylı bilgi göremedim. ben yazayım dedim ama kelime sınırına takılırdı.
hayatı hakkında evrensel gazatesinde çok iyi bir derleme var okumanızı öneririm. linki aşağıya bırakıyorum. edebiyat tarihimizin önemli isimlerinden olan yaşar kemal’i okumak yetmez, tanımak lazım.
“çıkarsın bir dağ başına,
bir ağaç bulursun
tellersin pullarsın
gelin eylersin.
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün
bir de bulutları görürsün
köpürmüş gelen bulutları
başka ne gelir elden?”
edebiyatagider
gerçek adı kemal sadık göçeli olan yazar hakkında entry’ler girilmiş ancak hayatı hakkında detaylı bilgi göremedim. ben yazayım dedim ama kelime sınırına takılırdı.
hayatı hakkında evrensel gazatesinde çok iyi bir derleme var okumanızı öneririm. linki aşağıya bırakıyorum. edebiyat tarihimizin önemli isimlerinden olan yaşar kemal’i okumak yetmez, tanımak lazım.
“çıkarsın bir dağ başına,
bir ağaç bulursun
tellersin pullarsın
gelin eylersin.
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün
bir de bulutları görürsün
köpürmüş gelen bulutları
başka ne gelir elden?”
edebiyatagider
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
devamını gör...
geceye bir kedi bırak
devamını gör...
kitaplarda en sinir bozan durum
-ters baskı.
-bitmek bilmeyen ucu açık final.
-büyüteç gerektiren puntolar.
-aşırı detaycı betimlemeler.
-abartılı fiyat.
-bitmek bilmeyen ucu açık final.
-büyüteç gerektiren puntolar.
-aşırı detaycı betimlemeler.
-abartılı fiyat.
devamını gör...
cv'sine yabancı dil olarak lazca yazan insan
şirket adama bildiği dilleri sormuş, adamda bildiği dili yazmış.
isveççe olsa beğenirdin.
isveççe olsa beğenirdin.
devamını gör...
yabancıların türkleri alaya alma şekilleri
yabancılarda, özellikle anglo sakson taraflarından insanlarda türklerde komik buldukları şey türklerin aşırı kasıntı, kendine sürekli bir kimlik çizmeye çalışan imajıdır. özellikle yurtdışına gittiğinizde türklerin çoğunluklu olduğu yerlere ; elit bir zümre veya bir varoş dönerci mahallesi olsun fark etmez ; baktığınızda daima ortak nokta olarak "biz böyleyiz" "biz buyuz", "bizim şöyle büyük bir benlik duvarımız var" tarzı kasıntı, yapmacık, iğreti hareketleri ve ilkel komünalleşme eğilimleri olduğunu göreceksiniz. ingilizce konuşup yabancılarla temel düzeyde dahi anlaşmaya çalışırken bile ; kendisine ilkokuldan itibaren aşılanan mükemmel olma, dik durma, hata yapmama gibi insanlıktan çıkma katı süperego zehrinin etkileri davranışlarında kolayca görülebilir türklerin. hani şu meşhur cem yılmaz esprilerinde olduğu gibi, tabi o biraz abartır ama aslında bu şakalarının trajik bir gerçekliği de var: maalesef türkiye özellikle ingilizce konuşulan memleketler ve insanlarına karşı ciddi bir aşağılık psikolojisiyle yetiştirilmektedir.
kural tanımazlık, kabalık gibi özellikler zaten araplarla karıştığımızdan beri genlerimize işlenen şeyler olduğu için onlar fix, onlara girmiyorum bile.
kural tanımazlık, kabalık gibi özellikler zaten araplarla karıştığımızdan beri genlerimize işlenen şeyler olduğu için onlar fix, onlara girmiyorum bile.
devamını gör...



