tavukları pişirmişem
hacıyı da çarşıya göndermişem.
devamını gör...

hukukçu, köşe yazarı, akademisyen ve yazar.

tam anlamı ile babasının oğlu. rahmetli uğur mumcu'nun izinden gitmiş ve babası gibi hukuk fakültesini bitirmiş, cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır. ve bir dönem de galatasaray üniversitesi'n de akademisyenlik yapan özgür mumcu, şu an da youtube kanalında "yeni haller" adında bir söyleşi programı yapmaktadır. kendisinin yazmış olduğu "barış makinası" kitabını bir gün de bitirmiştim. gerçekten babası uğur mumcu gibi çok kaliteli, çok karakterli, omurgalı, kurduğu cümlelerin her biri mantığıniza yatan, konuşma tarzına, cümle vurgusuna aşık olduğum kişi.
devamını gör...

dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
devamını gör...

birbirimizle iletişim kurmamayı tercih ediyoruz.*
devamını gör...

son zamanlarda fark ettiğim durumdur. ay o çok ponçik,bu çok sevimli,şunun sesini ölüye dinletseniz dirilir tarzı devamlı iltifatlar ayağına avını otlar arasında sinsice bekleyen avcı misali yazarların varlığını göstermiştir. olan serengeti düzlüklerinde hiçbir şeyden habersiz dolaşan biz gariban yazarlara olmaktadır.
devamını gör...

aziz nesin'in sözüdür. adam geleceği ta 1990 yılında görmüş. haklılık payı son dönemlerde artmıştır bana göre.
devamını gör...

yeşil portakal!
devamını gör...

ticari zeka ya da ileri derecede kurnazlık ile yüksek analitik zekanın farkını ortaya koymuş örneklerden biridir.
devamını gör...

haklı değilse ağzımdan çıkmayacak kelimedir.haklılık çok değerlidir gözümde konu da varsın kapanmasın.
devamını gör...

maaşlarda ciddi bir düzenlemeye gidilmesi gerekiyor. özellikle insan yazarlara iltimas geçildiğini duyuyoruz. bizim üç dört katımız maaş aldıklarını beyan ediyorlar.

oysa bu sözlükte porsuk, yılan, panda, tosbağa ve bilumum farklı evrenlerden bir sürü canlı var, onu bunu bırakın sütün kaymak tabakası bile var.

eşit muamele görmek istiyoruz.

insan yazarlar ne alıyorsa, aynısını bize de ödemek zorundasınız.

emeğimizi sömürmeyiniz rica ederim.
devamını gör...

döneminde bozulan devlet yönetimi, mantıksız kararları neticesinde 7 ağustos 1648 yılında tahttan ulema'nın fetvası ile indirilen sultan ibrahim, topkapı sarayında bir odaya hapsedilmişti ve kapı kilidine bizzat annesi kösem sultan elleriyle kurşun dökmüştü. sultan ibrahim, hislerini ve fikirlerini kesinlikle saklamıyor, sürekli bağırıp isyan ediyor, yeni rejimin ileri gelenlerine sövüp sayıyor ve dehşetli tehditlerde bulunuyordu. söyledikleri odasının önünden geçenler tarafından duyuluyor ve tüm istanbul'a yayılıyordu. istanbul halkı, yeniden kurulan zorba idaresine diş biliyor ve sultan ibrahim'i haklı buluyordu.

yeniçeri ocağı dışında kalan askeri sınıflar da padişahın tahttan indirilmesinden ve yerin henüz 6 yaşında bir çocuğun çıkmasından son derece rahatsızlardı. bilhassa sipahiler memnuniyetsizliklerini açıktan açığa söylüyor, sultan ibrahimin tahttan indirilmesi için bir sebep olmadığını, 7 yaşına dahi gelmemiş bir çocuğun padişah ve halife olamayacağını savunuyorlardı. sultan ibrahim'in tekrar tahta geçtiği haberleri bilinmeyen bir kaynaktan şehre yayılıyor ve halk tarafından sevinçle karşılanıyordu.

istanbul'un zenginlerini, armatörleri, tacirleri hatta esnafı haraca kesmeye başlayan yeniçeriler'in zorbalığından kurtulmak için halk, bütün ümitlerini hapisteki padişahın tekrar tahta geçmesine bağlamışlardı. öyle bir an geldi ki, kösem sultan, sultan ibrahim öldürülmediği takdirde halkın onu zorla hapisten çıkarıp tahta oturtacağını şeyhülislam ve sadrazam'a bildirdi. kösem sultan da, ihtilalciler de böyle bir durumda hayatta kalamayacaklarını biliyorlardı. şimdiye kadar osmanlı tarihinde hiçbir anne oğluna kösem'in yaptığı gibi ihanet etmemiştir.

ihtilalciler, kösem'den memnun değillerdi, onun ihtirasından ve entrikalarından çekiniyorlardı. ancak onu ortadan kaldırmanın bir çaresi de yoktu. o zaman saray partisini kaybeder, halkın nefretiyle başbaşa kalırlardı. sultan ibrahim'i tahtından eden ihtilal, ulemanın yeniçerilere katılması ile gerçekleşmişti. sultan ibrahim, saraydan ve bizzat annesi tarafından ihanete uğramış olsa da, ulemayı tutmayı bilseydi, diğer kapıkulu ocakları tarafından desteklenmeyen yeniçerilerin böyle bir ihtilali yapmaya güçleri yetmezdi. şimdi bile sultan ibrahim'in hayatta olduğu her dakika tehlikede oldukları anlaşılmıştı. işte bunun üzerine, sultan 2.osman'ın öldürülmesinin üzerinden tam olarak 26 yıl sonra, osmanlı tahtı, yeniden bir hükümdarın öldürülmesi ile kana boyanıyordu.

saray askeri ile sipahilerin, sultan ibrahim'in yeniden tahta çıkarılması konusunda anlaştıkları kösem sultan tarafından ihtilalcilere bildirildi. kösem sultan gönderdiği pusulada acele edilmesini söylüyordu. bunun üzerine yeniçeri ağaları, sadrazam mehmet paşa ile şeyhülislam abdürrahim efendi'yi harekete geçirdiler. devletin en kıdemli iki memuru yanlarına 4.murad'ın meşhur cellatbaşısı kara ali'yi alarak sultan ibrahim'in kaldığı odanın önüne geldiler. sultan ibrahim o sırada 32 yaşındaydı ve bu heyeti karşısında görünce küfürler savurmaya ve sadrazam'la şeyhülislam'ın aşağılık adamlar olduğunu haykırmaya başladı.

padişahın bu bağırmalarından ve heybetinden korkan cellat kara ali, gözyaşı dökerek yapmak istemediğini söyledi ve kaçmaya kalktı. fakat sadrazam elindeki asa ile kara ali'ye vurarak işini yapmasını söyledi. bu hengame içinde sultan ibrahim boğularak idam edildi ve akabinde ayasofya'da amcası sultan mustafa'nın yanına defnedildi.

o zaman 6 yaşlarında bir çocuk olan padişah 4.mehmet, babasının öldürülmesinde parmağı olan 70 kişinin isimleri bir deftere kaydettirdi ve yıllar içinde eceliyle ölmeyen kim varsa tek tek ortadan kaldırdı.
devamını gör...

en ucuzu bin tl olduğundan mütevellid evimize gelemediği için ayağımıza gelmesi gereken hizmetin anonsudur.ama olsun ben genede bime gelmesini bekleyip 6 taksitle alıp keyfime bakacağımdır.*
devamını gör...

yorulup eve gelip kapıda kalmış gibi hissediyorum. güzel insanlara neler oluyor böyle.. hemencecik geeel, bekliyoruz biz.
devamını gör...

tabii ki bu akşam yine önemli konular, çok daha önemli konularla yarışacak ve bu önemli konuların başlıkları bir bir açılıp pijedilecek. bizden ciddiyet bizden efendilik bekleyen yanılır. aslında tam ciddi olacak gibi oluyoruz sonra mehmet ali erbil'in yedirdiği salam gözümüzün önüne geliyor. bizi o salam çok bozdu dostlar. o günden beri her toplantı her cenaze bize zehir oluyor. o salam yüzünden akması gereken birçok gözyaşı içeri kaçtı. konuğumuz var: cansu. canımız ciğerimiz, o da bize uydu ne yapsın. biz nasıl mali'ye uyduysak o da bize uydu. "mehmet ali büyüsü" bunun adı. yazasım varmış bugün, amma çok yazdım. bunu buraya kadar anca hasan okur herhalde. hasan naber? abi mesela sözlük, twitter ya da başka yazı mecralarında benim az önce beklenmedik şekilde fazla yazınca 'yazasım varmış bugün' dediğim gibi durumlarda genelde herkes 'konuşasım varmış bugün' diyor. halbuki doğrusu 'yazasım varmış' olacak. yazmakla konuşmak arasında büyük bir fark var. yazarken bilinç bambaşka akıyor. hatta düşünmek bence üç türlü oluyor birincisi sessiz düşünmek yani sadece düşünmek, ikincisi yazarak düşünmek, üçüncüsü konuşarak düşünmek. sessiz düşünmekte ben çok zorlanıyorum çünkü içime döndüğümde orada kayboluyorum ve sesler çok karışıyor. fakat yazarak düşünmek, yani sadece 'yazmak' ve konuşarak düşünmek çok daha iyi ve hatta medite edici geliyor. konuşarak düşünmek dediğim de şu; ben bazen açıyorum telefondan ses kaydedicisini kendimle sohbet ediyorum. o kadar iyi geliyor ki ve o kadar yalın düşünceler akıyor ki. bazen ne düşündüğümü tam olarak anlamak ya da önemli bir şeye karar vermek için bu iki yöntemden birini kullanıyorum. şiddetle tavsiye ederim hasan ve supportgirl. öptüm.

edit: supportgirl'ü öptüm. sonuna kadar okuyanı öpüyorum. öyle bir durum var.
devamını gör...

çok özendiğim durum.
darısı başımıza inşallah.
devamını gör...

fesiy hesabım çalınmıştır dikkate almayınız.
devamını gör...

gözünde sorun varsa bir de terramycin göz merhemi, sihir gibi kedilerde, sayısız kedinin gözlerini kurtarmışımdır. önce temizleyin sonra gözüme merhemi sürün. *
devamını gör...

aşırı duygusal biri olsam da mantığım hep ağır basar, belki biraz da ağır basan şey gurur da. o yüzden bu arada kalmışlıklarda hep özsaygıyı tercih ederim.
devamını gör...

teknolojiyle birlikte tıpta yaşanan yüzlerce yeni gelişmeye rağmen, beyin hala gizemini koruyor. toplumda sara hastalığı olarak bilinen epilepsi de bu gizemlerden biri. kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğu olarak da ortaya çıkan epilepsi de beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik hücresi yayılması oluşuyor. her yaştan ve her cinsten kişide görülebiliyor.
devamını gör...

milliyetçilik kendi milli kimliğini özümsemek, savunmak ve benimsemektir. milliyetçilikte üstünlükten ziyade kendi milletine sahip çıkmak vardır. fakat ırkçılık kendi ırkını diğer ırklardan üstün tutmak, öne almaktır, milliyetçilikle pek bir alakası yoktur. mesela atatürk de milliyetçiydi ama ırkçı değildi. bütün insanlığa ve ırkların yaşama hakkına saygılıydı. zira yurtta sulh cihanda sulh sözünü de bu minvalde söylemiş olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim