konunun içinde atsız olacak kaçık olduğu için ben kendi türk *olmaktan mutluluk günümü 30 ağustos'ta kutlarım.
kafatasçı bir andavalın, adının geçtiği şeye yaklaşmam bile...
bu toprağı vatan bilen, onun için alın teri döken, kanını ve canını veren tüm vatandaşlarına kucak dolusu sevgiler. ırk köken fark etmeksizin, iyi ki varsınız. *
devamını gör...

alpargu ismini kim düşünmüşse tebrik ettiğim başlıktır. benim farsi kökenli adımın türkçesidir.
devamını gör...

sokağa çıkarken veya toplu taşımaya binerken yakında çelik don giyip çıkacağız üstelik erkek olmamıza rağmen.
akıllı cihazların küçülmesiyle porno filmler artık çeplere kadar geldi.
akşama kadar porno film izleyen bu kitleler sürekli çiftleşmeye hazır pradatör gibi sokaklarda geziyor.
sürekli bir azgınlık hali, üstelik bu filmlerde gördüklerinin gerçek hayatta olabileceğine de inandırmışlar kendilerini.
espiri yapmıyorum durum çok vahim gerçekten, hayal dünyasının fantezilerine kaptırmış milyonlarca sapıkla aynı sokakları paylaşıyoruz.
devamını gör...

türkiye'de boy ortalaması göz önüne alındığında sağlıksız bir durum olduğu ön görülebilen, ancak kişinin boyu uzunsa ve hatta kas oranı fazlaysa son derece sağlıklı bir kiloda olduğunu da gösterebilen bir durumdur.
eğer durum ilk senaryodaki gibiyse ne yazık ki çok fazla zorbalığa maruz kalacak insanın durumudur aynı zamanda. evet, sağlığımıza dikkat etmek gerekir. ancak biriyle dalga geçmek o kişinin zayıflamaya karar vermesine değil psikolojik olarak daha da sağlıksız bir duruma düşmesine sebep olur.
devamını gör...

içerisinde binlerce yıllık tarihi barındırıyor olması nedeniyle tamamını yürüyerek keşfetmek gibi bir hayalimin olduğu, türkiye’nin en önemli turizm değerlerinden birisi olduğunu düşündüğüm doğa harikası bir yürüyüş yolu.

fethiye’den başlayarak antalya sınırlarında sona eren, yaklaşık 535 km. uzunluğunda, yolun tamamının yürünmesi ortalama 29-30 gün süren ve türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olarak kabul edilen yürüyüş rotası. likya yolu, aynı zamanda dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotalarından birisi olarak da kabul ediliyor.

yolu ülkemize kazandıran ve gönüllü ekibiyle birlikte parkurun tamamını ilk kez işaretleyen ingiliz asıllı türk vatandaşı kate clow* olmuştur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(likya yolu’nun fethiye tarafından başlangıç noktası)

likya yolu'nu bu kadar önemli ve özel kılan şey yalnızca eşsiz deniz ve doğa manzaralarıyla dolu olması değil elbette. yol, 3 bin yıldan daha eski geçmişiyle, antik likya uygarlığı'nın hepsi birbirinden özel 23 antik şehrini ve dolayısı ile tarihi, kültürü ve geçmiş medeniyetleri de içinde barındırıyor.

yol üzerindeki en önemli antik kentlerden birisi, geçtiğimiz 2020 yılına da adını veren patara antik kenti. burası ayrıca dünyanın bilinen ilk meclis binasına da ev sahipliği yapıyor. gitmişken aynı bölgede yer alan xanthos ve letoon antik kentlerini de ziyaret edebilirsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(likya yolu haritası)

umarım bir gün hayalimi gerçeğe dönüştürür ve bu başlıkta kendime ait deneyimleri de paylaşabilirim.

**

edit: sadece likya yolu’nu değil, st. paul yolu gibi birçok yürüyüş parkurunu ülkemize kazandıran kate clow ile antalya kadın müzesi tarafından yapılan kısa söyleşinin linkini de, okumak isteyenler için buraya bırakıyorum.
devamını gör...

--! spoiler !--

bütün vücudunu santimetrekarelere ayırıp birer birer öpmeliyim
ve sonra
sımsıkı sarılmalıyım sana
böylece ölmeliyiz
aradan yıllar geçip bizi buldukları zaman etlerimiz çürümüş olsa da
kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden
hadi gel nefes almak hüner değil
seninle ölmek istiyorum

--! spoiler !--
devamını gör...

söz nişan düğün yapmadım diye bütün akrabalarımdan linç yemişliğim vardır insanların amann insan bi kere evleniyor kisvesi altında gösteriş yapma uğruna para saçmalarına ,sonra yıllarca borç ödeyip "allah allah biz evlenince neden mutsuz olduk yahu"algısına ayar oluyorum
devamını gör...

adam fawer'ın kitabı. türkiye'de ingilizce adı improbable’dir. gelecekte olabilecek her şeyi tam doğrulukta hesaplayabilen bir varlıktan bahsedilir bu kitapta. geleceği görmekten biraz farklıdır, kitaba göre beyin ışık hızından daha hızlı bir biçimde çalışır. gördüğümüz upuzun bir rüyanın gerçek hayatta sadece 1-2 dk sürmesinin sebebi budur. bu hıza sahip bir beynin, doğru yönlendirmelerle geleceği hesaplayabilecek bir yapıya bürünebileceği söylenir. laplace'in şeytanı determinizmin tüm yönleriyle kendisini gerçek kılmasıdır.
devamını gör...

evsizleri barındırmak için bir alman şehrinin sokaklarına kurulan rüzgar ve su geçirmeyen uyku kapsülleri. iki kişinin sığabildiği ahşap ve çelik kabinler soğuğa, rüzgara ve neme karşı koruma sağlıyormuş. ayrıca temiz hava sirkülasyonu da mevcutmuş. bizim belediyelere örnek olması dileğiyle. özellikle de kendi görevi olmasına rağmen camileri evsizlere açmıyor diyerek yok yere diyanete yüklenen ibb'ye.

--- alıntı ---

kapsüller, 8 ocak'ta münih'in 120 km batısındaki ulm şehrinde, şehir sözcüsünün söylediğine göre parklara ve evsizlerin uyuduğu diğer yerlere yerleştirildi.

mahremiyet sağlamak için kapsüllerde kamera bulunmuyor ancak kapıların açılması, bölmenin temizlenebildiğinden emin olmak için kullanımdan sonra bölmeyi kontrol eden sosyal hizmet çalışanlarını uyaran ve de bu benzersiz barınma biçimini kullanan herkese yardım sağlayan bir hareket sensörünü tetikliyor.

kapsüller ayrıca güneş panelleriyle donatılmış ve bir radyo ağına bağlanarak sakinlerinin mobil ağlara bağımlı olmadan iletişim kurmasına olanak tanıyor.

--- alıntı ---

kaynak: www.indyturk.com/node/30488...
devamını gör...

herkesin ihtiyacı kadarını alabileceği rejimdir. yeryüzünde bu aşamaya geçebilmiş bir devlet yoktur. ayrıca;
(bkz: marksizm)
devamını gör...

ince uzun güzel parmaklar,büyük gözler ama herşeyden önemlisi anlayışlı olması ve sakin dingin huzurlu biri izlenimi vermesi.
devamını gör...

bekledikçe peçeteyle bütünleşen tosttur. peçeteli tost da diyebiliriz.
devamını gör...

kuşkusuz kötü çeviri diğerleri bir şekilde halloluyor.
devamını gör...

çoğu kişinin gerçekleştiremediği arzusunu gerçekleştirebilecek kadar parası var demek ki.
devamını gör...

işbu entry tıp fakültesini kazanan arkadaşlar için küçük bir rehber niteliğindedir:

- genç hekim adayı meslektaşlarım, ilk yapmanız gereken şey hekimliğin ne olduğunu kavramaktır. ilk derslerinizden birinde en azından bir hocanız hekimin ve hekimliğin arka planını oluşturan fikirlerin neler olduğundan bahsedecektir kendi inisiyatifi ile. tıbbın tarihi dersinden bağımsız olarak dinleyeceğiniz bu nutuğa iyice kulak kabartın.

- iyi bir hekimin aynı zamanda entellektüel bir insan olması gerekir, hekimliğin tarihi ve tıbbın felsefesi gereği bu durum böyle olmalıdır. fakülteye kavuştuğunuzda sizden daha entellektüel ya da daha alt entellektüelitede insanlarla karşılaşabilirsiniz, hatta öyle kişilerle karşılaşacaksınız/karşılaşmalısınız ki hayatınızın seyri değişecek/değişmeli.

- entellektüel bir zevke/okuma alışkanlığına sahip olun. sosyal bilimlerle ve sanatla ilgilenin, hem mesleğinizin sosyal yönü hem de bireysel olarak sosyal yönünüz gelişecektir.

- eğitim hayatınızın bir yerinde en azından bir hocanız ile ders dışında oturup konuşun, ders dışı etkinliklerde karşılaşın. o an konuştuğunuz 15 dakika bile hayatınızı bambaşka noktalara taşıyabilir (muhtemelen taşıyacaktır).

- okul derecesi yapmaya kalkmak çok çok ciddi bir efor gerektirir, bu eforu göze alamıyorsanız baştan bu işe girmeyin, girmişseniz de bırakmayın. ortalamanız sınıfı ucu ucuna geçecek derecede olmamalı. bu yöntemle sınıfı geçen arkadaşlarınız olacak, siz ondan daha yüksek ortalama ile geçerken o size bunun önemsiz olduğundan işin sonunda ikinizin de aynı işi yapacağınızdan vs. bahsedip aklınızı çelmeye çalışacaktır. sakın bunlara kulak asmayın. ortalamanızın iyi olup olmadığına diğer fakültelerdeki gibi harf notuyla karar vermek anlamsızdır, sisteminiz diğer fakültelerden farklıdır çünkü. siz bir şeyler öğrenmiş hissediyorsanız, arkadaşlarınız da size soru soruyorsa, hocalarınızın da sorularını yanıtlayabiliyorsanız ortalamanız da iyi düzeyde demektir.

- 2+1 3+1 diye tabir edilen tıp fakültesi sınav çalışma mantığına düşmeyin. düşecekseniz de şunu bilin ne 2+1 ne de 3+1 ile yeterli yetkinliğe erişemezsiniz. hekim, çalışkan olmak zorundadır. düzenli çalışın, bunu yaptığınızı söylediğinizde arkadaşlarınız sizinle dalga geçebilir önemsemeyin, sınava yaklaştıkça onlar sabahlara kadar ders çalışırken siz yatağınızda mışıl mışıl uyuyacaksınız üstüne bir de daha iyi notlar alacaksınız.

- diğer fakültelerdeki arkadaşlarınız partilere giderken ders çalışmak ağırınıza gidebilir, gitsin de. madem partiye gidemiyorsunuz o halde yaptığınız işin gereklerini tam yerine getirin. aksi halde 2 kat zararda olursunuz.

- tıp okuduğunuzu söylediğinizde insanların büyük çoğunluğundan saygı görürsünüz. tıp okuyan arkadaşların büyük kısmının düştüğü şu hataya sakın düşmeyin: tek başına tıp okumak bir üstünlük göstergesi değildir. insanlar size saygı duyuyorsa bunun esasen sizin bilginize olan saygı olduğunu aklınızdan çıkarmayın, bu saygıyı hak edecek bilgiye sahip olun. bu durumu suistimal etmeyin.

- hekim her bilginin güncelini takip etmek durumundadır, güncel bilgiye yalnızca ingilizce ulaşabilirsiniz bunu unutmayın. bir yaz tatilinizde elinize bir ingilizce kitabı alsanız iyi seviyelere gelirsiniz o tatil bitene kadar. ingilizceyi çat pat söktükten sonra mutlaka ingilizce makaleler, denemeler okumaya başlayın. ingilizce başka, tıp ingilizcesi bambaşkadır unutmayın. ayrıca ingilizcenin gereksiz olduğunu söyleyen ya da yabancı dil sınavını geçebilecek ingilizcenin yeterli olduğunu söyleyenler olacaktır onlara kulak asmayın.

- kırtasiye fotokopilerinden tıp eğitimi alamazsınız, belki sınav geçersiniz ama öğrenemezsiniz. boş zamanlarınızda textbook karıştırın mutlaka.

- öğrenci notlarıyla, slaytlarla tıp öğrenilmez, açık öğretim mantığıyla tıp öğrenilmez. bu işin doğasında usta-çırak ilişkisi vardır. hocanız sizin ustanızdır, eğitimi bizzat ondan alırsınız. derslere mutlaka gidin. derse gitmeyip yatan, sınıf geçen, iyi notlar alan arkadaşlarınız olacaktır, onlara aldanmayın. o notlarda hocalarınızın kendi tecrübeleri asla yazmaz, o tecrübeleri ancak onların ağzından dinleyebilirsiniz. duyacaklarınız da kitaplarda bulamayacağınız şeylerdir, çok kıymetlilerdir.

- mutlaka yapmaktan zevk aldığınız bir sosyal aktiviteniz olsun. oyun oynamanın, halı sahaya gitmenin ya da bira içmenin tek başına bir sosyal aktivite olmadığını bilin. herkesin her gün yaptığı şeylerin ötesinde aktiviteler gerçek sosyal aktivitelerdir: maket yapmak, çiçeklerle ilgilenmek, enstrüman çalmak, resim çizmek, tırmanış/trekking gibi...

- fakülte dışından mutlaka arkadaşlarınız olsun. aynı fakültedeki arkadaşlarınızla aynı ortamda bulunmak ve aynı şeyleri konuşup durmak dünyanın en monoton şeyi olacak bir süre sonra.

- size yaklaşmak isteyen kızlar/erkekler olacaktır, bunların hepsinin sizin kara kaş kara gözünüze gelmediğinin bilincinde olun. hayatınıza her insanı sokmayın.

- tıp fakültesi ağır olabilir fakat kitap okumak için her zaman boş vakit vardır. mutlaka düzenli kitap okuyun, dergi takip edin.

- sınav bittikten sonraki o bir hafta boyunca günde 10 saat uyumayın. sınav haftası boyunca günde 3 saat uyumuş da olsanız bu yorgunluk birkaç günde atılır. zamanınızdan tasarruf edin, kendinize vakit ayırın.

- uykusuz kalmak zorundasınız. düzeniniz kötüyse çok uykusuz kalırsınız düzeniniz iyiyse az uykusuz kalırsınız. her halükarda uykusuz kalırsınız. uykusuz kaldığınıza değecek şekilde çalışın.

- hocalarınızla tartışmayın dememe gerek yoktur herhalde. hocalarınızın büyük kısmı güç zehirlenmesi yaşıyor olacaktır, ona göre davranın.

- fakülte içindeki insanlarla tuhaf olaylara girişmeyin, herkesin ağzına meze olmayın. tıp fakültelerinde böyle olayların daha sık dillendirildiğini bilin.

- önlüğünüze kavuşur kavuşmaz onu her yerde giymeye, kendinizi göstermeye kalkmayın. komik duruma düşmeyin.

- üniversiteler şans kapılarıdır. hiç beklemediğiniz anlarda hiç beklemediğiniz insanlarla tanışabilirsiniz. kendinize denk insanlarla elbette karşılaşacaksınız fakat sizden üstün insanlarla tanışmaya/karşılaşmaya özen gösterin.

- tıp fakültesindeki öğrenci kulüpleri çoğunlukla türlü entrikaların döndüğü saray haremlerinden öteye gitmez. kendinizi onlara fazla kaptırmayın.

- bütün gün ders çalışmayın, spor yapın, sinemaya gidin, arkadaşlarınızla buluşun. sınav bittikten sonra bütün gün odada bilgisayar ya da telefon başında vakit geçirmeyin. saatlerce günlerce dizi film izlemek sizin eğitiminizin misyonuna ters. dizi izleyecekseniz de bu belli saatten öteye geçmesin. sınav bittikten sonra mümkün olduğunca gezmeye çalışın, sosyal aktivitelerinizle ilgilenin, kendinizi tıp dışı alanlarda geliştirin. unutmayın hastane dışına çıktığınızda tıp bilginizin işlevselliği de kaybolur, tıp dersleri dışında ne okumuşsanız siz o insan olursunuz. yani tek bildiğiniz şey hastanın nasıl muayene edileceği, hastaya hangi ilacın yazılacağı olmasın.

- hocalarınızla (en azından göze değen hocalarınızla) iletişim kurmak istiyorsanız en azından felsefe okuyun. kaliteli hocalarınız mutlaka felsefe okumuştur/okuyordur. çünkü mesleğin temelinin "düşünmek, fikir yürütmek" olduğunu bilirler.

- siyasi bir duruş sergilemeyin, siyasi eylemlerde/topluluklarda boy göstermeyin. sizin işiniz bu değil. sonrasında pişman olabileceğinizi asla unutmayın. fakülte içindeki çevrenizin size karşı aldığı tavır da değişecektir zaten böyle durumlarda. tıp fakülteleri içinde siyasi söylemler/duruşlar sevilmez, hoş görülmez. ayrıca siz hiçbir zaman en doğruyu düşünen değilsiniz, sizin gibi düşünmeyen kimse de aptal değil.

- fakülteye başladığınızın ilk zamanlarında çok fazla ve çeşitli insanla karşılaşacaksınız, kısa sürede kalabalık arkadaş grupları oluşacak. burada 20li erkek grubuna düşmeyin, eğitim hayatınız boyu yaptığınız tek şey 11-12 halı sahası olur. her türden insanla tanışmaya çalışın, size uysun ya da uymasın. birkaç ay içinde bu gruplarda küçük değişimler olacak ve hepsi özerk bir hâl alacak isteseniz de bi süre sonra bu gruplara dahil olamayacaksınız. bu süreçte yapmanız gereken tek bir gruba dahil olmak değil birkaç grupla etkileşim halinde olmaktır. farklı gruplar farklı ilgi alanları ve sosyal aktiviteler demektir. kafanıza çok uyan bir grup insanla birarada olmak başta çok keyifli gelebilir fakat bu gruplar ileride mutlaka dağılacak yeni gruplar kurulacaktır unutmayın. bir süre sonra "kadere bak kimler kimlerle beraber" diyeceğiniz arkadaş grupları olacaktır.

- fakülteye ilk gittiğinizde bir sürü güzel/yakışıklı hanım/bey'le karşılaşacaksınız, sakın birine takılıp gitmeyin. böyle ilişkilerin ömrü en fazla 2 ay oluyor bilginize. yok ya takılacağız işte ne ilişkisi diyorsanız da eğitim hayatınızın geri kalan yıllarında o kişiyi ve arkadaşlarını sürekli göreceğinizi unutmayın. hoş durumlar olmayacaktır. üstelik bu kişilerle birlikte nöbet tutmak durumunda kalmanız da ihtimal dahilinde.

- kimseye çok güvenmeyin, fazla özelinizi açmayın. çok yakın arkadaşım dostum dediğiniz kişiler bile size zarar verebilir. üniversitedeki insanların büyük kısmı sadece kendini düşünür, belki birkaçı hariç hiçbiri hayatınızda kalmayacak bunun farkında olun.

- okul/ev/kütüphane üçgeninde hayat sürmeyin. olabildiğince insanla tanışın, hocalarınızla bağlantı kurun. bunlar sizin hem eğitim hayatınızda hem de sonrasında işinize yarayabilir, üniversite network sağlama merkezidir.

- tavuk döner ve tantuniye yaslanmayın midenizde ozon deliği açmayın, sonraki hayatınızda bunun zararlarını mutlaka görürsünüz. marketlerden ve pazardan tane ile meyve sebze alabilirsiniz, bir ya da iki tane portakal/muz/domates almaktan çekinmeyin.

- kişisel tavsiye: arada paranızı biriktirip üst segment restoranlarda yemek yemeye çalışın.

- film, dizi, tiyatro, opera, sergi takip edin. hiç beklemediğiniz bi şeyden çok keyif aldığınızı farkedebilirsiniz.

- anadolu kırsalından gelen arkadaşlar için, istanbul türkçesine kendinizi alıştırın. gereksiz mikromilliyetçilik yapmayın. bilimin belli kuralları vardır, güzel ve düzgün konuşmak da bunlardan biridir. bir diğer konu ise güzel giyinmek bakımlı olmak. siz türkiye'nin seçkin öğrencilerindensiniz, sahip olduğunuz bilgiyi taşıyabilecek şekilde giyinmeye özen gösterin. kıyafetleriniz ve önlüğünüz her daim temiz ve ütülü olsun, bir gün bir hocanız aranızdan birini insanların içinde bu sebepten aşağılayınca anlayacaksınız neden bunun böyle olması gerektiğini. ayrıca elbiseleriniz aşırı niteliklerde olmasın. bunun ne demek olduğunu da hocalarınız size öğretecektir nasılsa.

- okul/hastane yaşamınızda giydiklerinize, saçınıza, sakalınıza, makyajınıza, takılarınıza özen gösterin, aşırılığa kaçmayın. zira icra ettiğiniz meslek buna müsaade etmeyecektir zaten. ondan da önce bizzat hocalarınız buna müsaade etmez;) bu konuyu bir çeşit baskı olarak algılamayın, bilimin gereğidir bu. dünyanın neresine giderseniz gidin bu durum böyledir.

- eğitiminizi tamamlamadan ve hastane dışında kimseye bir tanı-tedavi uygulamayın. zaman içinde size çok fazla şey konusunda danışan olacaktır. ayaküstü tanı da tedavi de mesleğinizin etiğine aykırıdır unutmayın.

- tıp okumak, hekim olmak sizi özgüvenli hissettirecektir nitekim bu sizin hakkınızdır da fakat bu demek değildir ki siz her şeyi biliyorsunuz. bilmediğiniz şey konusunda ahkâm kesmeyin, okuyun öğrenin ya da bilmiyorum demeye alışın.

- saçınız dökülebilir, saçı dökülen arkadaşlarınız olabilir, sakın buradan espri devşirmeye kalkmayın. bu sorunu yaşayan arkadaşlarınızın psikolojisinin sandığınızdan çok daha kötü durumda olması muhtemeldir. onun bu esprilere gülüyor olması bu durumu değiştirmez.

- derslere daha iyi odaklanmak için takviye ilaçlara kesinlikle başvurmayın. bunun ne demek olduğunu ileride anlayacaksınız. unutmayın ritalin eşeği at yapmaz sadece daha hızlı bir eşek yapar;)

- okulun ilk günleri önlüğünüzle güzel bir fotoğrafınız olsun, zaman sandığınızdan çok daha çabuk geçecek;)
devamını gör...

türkiye'de doğan herkesin aday olduğu bağımlılık çeşidi. sevmesen bile, çay illa içirilir.
devamını gör...

her türlü bilgiyi her koşulda öğreten insandır. kişinin illa eğitim fakültesi mezunu olup diplomalı öğretmen olmasına gerek yoktur. bir insan bildiği herhangi bir bilgiyi öğretirken de öğretmen olabilir; yemek yapmak, örgü örmek, bir enstrüman çalmak gibi. ya da anneler ilk öğretmenlerdir. mesela oturmayı, adım atmayı, yemek yemeyi, oyun oynamayı, sevmeyi ilk onlardan öğreniriz.
devamını gör...

cinsel açlık ve yobazlık.
devamını gör...

bence pandemi döneminin başından beri çabalayan bir profesör için böyle bir karikatürün yapılması büyük saygısızlık.
devamını gör...

taarı kakan
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim