borderline kişilik bozukluğu
genç erişkinlik döneminde başlayan, aşırı dürtüsellik, duygulanımda ve kişiler arası ilişkilerde dengesizlik, benlik algısında yetersizlik ve terkedilmeye karşı aşırı hassasiyet ile karakterize bir sendromdur.
pa’nın dsm 5 sınıflandırmasına göre bkb tanısı koyabilmek için erken ergenliğin başından itibaren birçok bağlamda kendini gösteren aşağıdaki 9 kriterden 5’inin ya da daha fazlasının varlığı gereklidir:
1)terk edilmekten kaçınmak için çılgınca çaba gösterme
2)gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında giden, tutarsız ve gergin kişiler arası ilişkiler
3)kimlik karmaşası
4)kendine kötülüğü dokunacak en az iki dürtüsellik (para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araç kullanma vb.)
5)yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmalar
6)duygulanımda tutarsızlık
7)süreğen bir boşluk duygusu
8)uygunsuz yoğun
öfke, öfke denetiminde güçlük
9)zorlanmayla ilişkili gelip geçici kuşkucu
düşünceler ya da ağır çözülme belirtileri.
bkb çok faktörlü etiyolojiye sahip bir kişilik bozukluğudur.
tedavisi, birçok psikolojik sorunla kıyaslandığında uzun ve zahmetlidir. toplum
üzerindeki yansımaları da bkb’u farklı bir yere oturtmaktadır. bkb’nun tedavisi ve önlenmesi sadece ruh sağlığı uzmanlarının sorumluluğunda olmayıp, ailelerin, resmi kuruluşların, eğitimcilerin ve ilgili birçok kesimin de ilgi alanında olmalıdır.
ülkemizde çocuk yetiştirmede, anlamaya ve eşlik etmeye değil, itaat etmeye ve cezalandırmaya yönelik geleneksel ebeveyn tutumları göz önünde bulundurulduğunda; her ne kadar çocukluk çağı cinsel istismarının yaygınlığı konusunda net rakam olmasa da, oranın yüksek olduğu düşünüldüğünde,
uluslararası bkb oranından daha yüksek bir orana sahip olduğumuz tahmin edilebilir.
çocukluk döneminde duygu düzenleme sorunları ve dehb olan çocukların erken dönemde teşhis edilip, takiplerinin, bireysel tedavilerinin, aile eğitimlerinin yapılması önemlidir. bu çocuklar için özel eğitim programları ve kurumlarının yaygınlaştırılması sağlanabilir.
anne-baba okulları ile çocuk sahibi olmayı planlayan ailelere ön eğitim verilmesi de önleyicilik açısından önemli bir adımdır. yeniden mağduriyet kapsamında, bkb olan veya özellikleri taşıyan bireylerin ortamlarını değiştirmek, becerilerini zenginleştirmek, kendilerini mağdur edecek kişilerden uzaklaşmasını sağlamak veya uygun partner seçmeleri konusunda yol göstermek gerekir.
pa’nın dsm 5 sınıflandırmasına göre bkb tanısı koyabilmek için erken ergenliğin başından itibaren birçok bağlamda kendini gösteren aşağıdaki 9 kriterden 5’inin ya da daha fazlasının varlığı gereklidir:
1)terk edilmekten kaçınmak için çılgınca çaba gösterme
2)gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında giden, tutarsız ve gergin kişiler arası ilişkiler
3)kimlik karmaşası
4)kendine kötülüğü dokunacak en az iki dürtüsellik (para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araç kullanma vb.)
5)yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmalar
6)duygulanımda tutarsızlık
7)süreğen bir boşluk duygusu
8)uygunsuz yoğun
öfke, öfke denetiminde güçlük
9)zorlanmayla ilişkili gelip geçici kuşkucu
düşünceler ya da ağır çözülme belirtileri.
bkb çok faktörlü etiyolojiye sahip bir kişilik bozukluğudur.
tedavisi, birçok psikolojik sorunla kıyaslandığında uzun ve zahmetlidir. toplum
üzerindeki yansımaları da bkb’u farklı bir yere oturtmaktadır. bkb’nun tedavisi ve önlenmesi sadece ruh sağlığı uzmanlarının sorumluluğunda olmayıp, ailelerin, resmi kuruluşların, eğitimcilerin ve ilgili birçok kesimin de ilgi alanında olmalıdır.
ülkemizde çocuk yetiştirmede, anlamaya ve eşlik etmeye değil, itaat etmeye ve cezalandırmaya yönelik geleneksel ebeveyn tutumları göz önünde bulundurulduğunda; her ne kadar çocukluk çağı cinsel istismarının yaygınlığı konusunda net rakam olmasa da, oranın yüksek olduğu düşünüldüğünde,
uluslararası bkb oranından daha yüksek bir orana sahip olduğumuz tahmin edilebilir.
çocukluk döneminde duygu düzenleme sorunları ve dehb olan çocukların erken dönemde teşhis edilip, takiplerinin, bireysel tedavilerinin, aile eğitimlerinin yapılması önemlidir. bu çocuklar için özel eğitim programları ve kurumlarının yaygınlaştırılması sağlanabilir.
anne-baba okulları ile çocuk sahibi olmayı planlayan ailelere ön eğitim verilmesi de önleyicilik açısından önemli bir adımdır. yeniden mağduriyet kapsamında, bkb olan veya özellikleri taşıyan bireylerin ortamlarını değiştirmek, becerilerini zenginleştirmek, kendilerini mağdur edecek kişilerden uzaklaşmasını sağlamak veya uygun partner seçmeleri konusunda yol göstermek gerekir.
devamını gör...
kıspet
pehlivanların yağlı güreş sırasında giydikleri belden baldıra kadar uzanan dar ve meşin pantolonun ismi.
en sağlam olanı da manda derisinden yapılıyor. malum, kıspet yırtılınca güreşçi mağlup sayılıyor. onun için onu sağlam deriden yapmak gerekir.
en sağlam olanı da manda derisinden yapılıyor. malum, kıspet yırtılınca güreşçi mağlup sayılıyor. onun için onu sağlam deriden yapmak gerekir.
devamını gör...
z kuşağı
kötü bir zamana denk gelen ama teknolojinin tüm nimetleri emirlerine amade olduğu için bir o kadar da şanslı olan kuşaktır. bundan sonrası bireyin kendisine kalmış: vezir de olmak rezil de olmak kendi ellerinde. ortası yok.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
ilk şiir okumaya başladığım zamanlar lisenin ilk yılıydı. metin altıok kimmiş dedim ve aratıverdim. madımak'ın yakamadığı şair diye nitelemişlerdi. ben de üstüne tıklamadan madımak yangınında kurtulan bir şair olduğunu sanmıştım. halbuki mecazlı bir söyleyiş var işte... sonra hoşlandığım kişi ile konuşurken ufacık da olsa bundan bahsettim sonra eve geldiğimde yahu ben ne yaptım diye kafama dank etti tabi. sonrasında utancımdan konuşamadım kendisiyle. umarım o da bilmiyordur diye kandırıyorum kendimi. ahmetcim özür dilerim senden. metin altıokun da kemiklerini sızlattım boşu boşuna...
devamını gör...
seo
türkçesi arama motoru optimizasyonudur. peki nedir bu seo? arama motorlarının kullanıcıya daha alakalı daha iyi bir içerik sunmak için tasarladığı bir algoritma vardır. bu algoritmayı uygun içerikler yapmak demek paylaşımlarınıza seo uygulamak yani paylaşımlarınızı arama motoruna göre optimize etmek demektir.
peki ne işe yarar diye sorarsanız, bir yazınıza seo uygulamak, kullanıcıların arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer almak demektir. google'ın bu konuda 200 adet seo kriteri vardır. bunların başında sayfa açılma hızı ( 3 saniyeden uzun olmamalı), mobil uyumu ( aramaların %50 si artık mobilden yapılıyor ve sayıları daha da artıyor), domain yaşı ( alan adınızın ne kadar köklü ve istikrarlı olmasıdır), başlıklarda yazıların ilk 100 kelimesinde meta açıklamasında anahtar kelimelere yer vermek... diye gidiyor. şimdilik bunlar aklıma geldi aklıma gelmeyenler de aşırı önemli değilmiş ki aklımda kalmamış.
genel olarak google'ın yaptığı sunumlarda paylaşımlarınız kullanıcı odaklı olsun diye belirtiyor. yani paylaştığınız yazıları laf olsun diye veya oradan buradan toplayarak alakasız konulardan yazarsanız google botları yazınızın kalitesinin düşük olduğuna karar verecek ve sıralamada ilk sıralara çıkarmayacaktır. google okuyucuların sitenizde ne kadar zaman geçirdiğini, başka yazılarınıza bakıp bakmadığını, aradığı şeyi bulup bulmadığını hepsini analiz edip öğrenebiliyor. eğer google'da ilk sıralara çıkmak istiyorsanız yazılarınızı gerçekten birilerine faydalı olacak şekilde kaliteli üretmelisiniz.*
peki ne işe yarar diye sorarsanız, bir yazınıza seo uygulamak, kullanıcıların arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer almak demektir. google'ın bu konuda 200 adet seo kriteri vardır. bunların başında sayfa açılma hızı ( 3 saniyeden uzun olmamalı), mobil uyumu ( aramaların %50 si artık mobilden yapılıyor ve sayıları daha da artıyor), domain yaşı ( alan adınızın ne kadar köklü ve istikrarlı olmasıdır), başlıklarda yazıların ilk 100 kelimesinde meta açıklamasında anahtar kelimelere yer vermek... diye gidiyor. şimdilik bunlar aklıma geldi aklıma gelmeyenler de aşırı önemli değilmiş ki aklımda kalmamış.
genel olarak google'ın yaptığı sunumlarda paylaşımlarınız kullanıcı odaklı olsun diye belirtiyor. yani paylaştığınız yazıları laf olsun diye veya oradan buradan toplayarak alakasız konulardan yazarsanız google botları yazınızın kalitesinin düşük olduğuna karar verecek ve sıralamada ilk sıralara çıkarmayacaktır. google okuyucuların sitenizde ne kadar zaman geçirdiğini, başka yazılarınıza bakıp bakmadığını, aradığı şeyi bulup bulmadığını hepsini analiz edip öğrenebiliyor. eğer google'da ilk sıralara çıkmak istiyorsanız yazılarınızı gerçekten birilerine faydalı olacak şekilde kaliteli üretmelisiniz.*
devamını gör...
ağzına kürekle vurulacak insanlar veri tabanı
sinir bozan, ortam geren tipler.
- gürültü yapanlar (en başta da üst komşular)
- otobüste, dolmuşta bağıra bağıra telefon görüşmesi yapanlar
- "inadına bilmem kim" diye oy verenler ve ülkesinin geleceğiyle inatlaşanlar
- dedikodudan başka muhabbeti, bir hobisi, bir ilgi alanı olmayan bomboş tipler
- okumaktan kaçanlar
...
sözlüklerde;
- bir şeyin övüldüğü her ama her başlığa "benim bu" yazanlar
- aratmadan başlık açanlar
- okumadan artı ya da eksi verenler
- yazı uzun diye eksi verenler
- kadın ve erkeklerin fiziksel özellikleri ya da huyları üzerinden başlık açıp trollük kasanlar
...
fark ettim ki bu tür listeleri sabaha kadar uzatabilirim. sinirimi bozan çok insan tipi var maalesef. insanları olduğu gibi kabul edip sevmeye çalışıyorum ama bu bazen o kadar zor oluyor ki... yani ne bileyim; gece 2'de tepemde mobilya çekip uyku hakkıma saygı duymayan birini nasıl sevebilirim ki?
- gürültü yapanlar (en başta da üst komşular)
- otobüste, dolmuşta bağıra bağıra telefon görüşmesi yapanlar
- "inadına bilmem kim" diye oy verenler ve ülkesinin geleceğiyle inatlaşanlar
- dedikodudan başka muhabbeti, bir hobisi, bir ilgi alanı olmayan bomboş tipler
- okumaktan kaçanlar
...
sözlüklerde;
- bir şeyin övüldüğü her ama her başlığa "benim bu" yazanlar
- aratmadan başlık açanlar
- okumadan artı ya da eksi verenler
- yazı uzun diye eksi verenler
- kadın ve erkeklerin fiziksel özellikleri ya da huyları üzerinden başlık açıp trollük kasanlar
...
fark ettim ki bu tür listeleri sabaha kadar uzatabilirim. sinirimi bozan çok insan tipi var maalesef. insanları olduğu gibi kabul edip sevmeye çalışıyorum ama bu bazen o kadar zor oluyor ki... yani ne bileyim; gece 2'de tepemde mobilya çekip uyku hakkıma saygı duymayan birini nasıl sevebilirim ki?
devamını gör...
kimsesizlerinkimiraikkonen
az ve öz tanım girer.
severiz, okuması pek bir zevklidir.
severiz, okuması pek bir zevklidir.
devamını gör...
ulusal saat
bir ülkenin her yerinde geçerli olan, hareket ve mesai birliği sağlayan saate ulusal (ortak) saat denir.
türkiye, uzun yıllar yaz döneminde 45 derece doğu meridyeninin yerel saatini (+3. saat dilimi), kış döneminde ise 30 derece doğu meridyeninin yerel saatini (+2. saat dilimi) ortak saat olarak kullanılmıştır. bu nedenle saatlerimiz yazın bir saat ileri, kışın ise geri alınmıştır. ancak 2016 yılından beri +3 saat dilimi sabit olarak kullanılmaktadır.
saat dilimlerinin sınırı her zaman meridyenler boyunca düzgün uzanmaz. ülkelerin siyasi sınırlarına uymak için meridyenlerden sapar.
doğu-batı yönünde geniş olan ülkelerde aynı anda birden çok ortak saat kullanılır.
- - - alıntı - - -
referans: coğrafya dersi notlarıdır. bilgiler bana ait değildir.
türkiye, uzun yıllar yaz döneminde 45 derece doğu meridyeninin yerel saatini (+3. saat dilimi), kış döneminde ise 30 derece doğu meridyeninin yerel saatini (+2. saat dilimi) ortak saat olarak kullanılmıştır. bu nedenle saatlerimiz yazın bir saat ileri, kışın ise geri alınmıştır. ancak 2016 yılından beri +3 saat dilimi sabit olarak kullanılmaktadır.
saat dilimlerinin sınırı her zaman meridyenler boyunca düzgün uzanmaz. ülkelerin siyasi sınırlarına uymak için meridyenlerden sapar.
doğu-batı yönünde geniş olan ülkelerde aynı anda birden çok ortak saat kullanılır.
- - - alıntı - - -
referans: coğrafya dersi notlarıdır. bilgiler bana ait değildir.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
eski insanların nüfus cüzdanına "kafa kağıdı" demesinin sebebi; nüfus cüzdanının ilk kullanıldığı zamanlarda (1863), insanların fesinin altında taşımayı tercih etmesindendir.
tanım: birtakım bilgiler paylaşılan başlık.
tanım: birtakım bilgiler paylaşılan başlık.
devamını gör...
inanan inanmayan kavgasının bitmesi gerekliliği
ınan veya inanma ,
ama inandığın da , inanmadığın da sende kalsın.
sen inanana , inanan da sana saygı göstermeli .
binlerce yıldır böyle yaşıyor insanoğlu,
ınanan, inanmayan, farklı dinlere, tanrılara inanan .
özellikle bu son dönem kadar ayrışmamıştı bu konuda toplum/ toplumlar .
gelinen noktada her iki tarafın da birbirini ikna etme gibi bir şansı da olmadığına göre,
bırakalım bunu tepedeki bir grup siyasetçi yeterince yapıyor zaten , onların açtığı bu yola , bu tuzağa düşmeyelim.
hoşgörü, iyiniyet herşeyin üstesinden gelecektir ...
edit: bu konuda konuşmayın yazmayın çizmeyin demek değil söylediğim,
seviyeyi muhafaza ederek yapılmalı bu , karşılıklı saygıyı, değerlere saygıyı yitirmeden konuşmaktan bahsediyorum.
ama inandığın da , inanmadığın da sende kalsın.
sen inanana , inanan da sana saygı göstermeli .
binlerce yıldır böyle yaşıyor insanoğlu,
ınanan, inanmayan, farklı dinlere, tanrılara inanan .
özellikle bu son dönem kadar ayrışmamıştı bu konuda toplum/ toplumlar .
gelinen noktada her iki tarafın da birbirini ikna etme gibi bir şansı da olmadığına göre,
bırakalım bunu tepedeki bir grup siyasetçi yeterince yapıyor zaten , onların açtığı bu yola , bu tuzağa düşmeyelim.
hoşgörü, iyiniyet herşeyin üstesinden gelecektir ...
edit: bu konuda konuşmayın yazmayın çizmeyin demek değil söylediğim,
seviyeyi muhafaza ederek yapılmalı bu , karşılıklı saygıyı, değerlere saygıyı yitirmeden konuşmaktan bahsediyorum.
devamını gör...
dibek kahvesi
son zamanların her şehrin kendine özgü kahve pazarlaması, bilmeyen kahvenin ana vatanı zan edecek, birde markanın ya önüne ya arkasına, .... bey , .......
efendi gibi eklemeler yapıp efsaneleşmiş gibi yapıyorlar ya, yok kardeşim ben normal , arabic, orta kavrulmuş,ince çekim kahve alayım bana yeter...
efendi gibi eklemeler yapıp efsaneleşmiş gibi yapıyorlar ya, yok kardeşim ben normal , arabic, orta kavrulmuş,ince çekim kahve alayım bana yeter...
devamını gör...
domestic hıyar
deli ama aynı zamanda dopdolu yazarimizdir kendileri. tanımlarını büyük bir zevkle ve gülümseme ile okuyorum. yazılarının büyük takipçisiyiz dostlar.
devamını gör...
1. haçlı seferi
1096-1099 tarihleri arasında gerçekleşen tarihteki ilk haçlı seferidir. katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli haçlı seferidir.
diğer haçlı seferleri gibi dalga dalga çoğunluğu dinsel heyecana kapılmış fakat önemli bir kısmı ise şahsı için macera ve avantaj arayan sürüler halindeki avrupalı hristiyanların o zaman hristiyan olan avrupa üzerinden ve balkanlardan yürüyerek, müslüman arazilere girmeleri anadolu'da anadolu selçuklu devleti ve hükümdarı kılıç arslan elinde bulunan arazilere geçerek savaşıp antakya'ya varmaları; bir büyük antioch (antakya) kuşatmasından sonra oradan suriye ve lübnan üzerinden sonra filistin'e ve kudüs'e varmaları ve 1099 yılında kudüs kuşatması, ele geçirilmesi ve katliamı şeklinde gerçekleşmiştir.
diğer haçlı seferleri gibi dalga dalga çoğunluğu dinsel heyecana kapılmış fakat önemli bir kısmı ise şahsı için macera ve avantaj arayan sürüler halindeki avrupalı hristiyanların o zaman hristiyan olan avrupa üzerinden ve balkanlardan yürüyerek, müslüman arazilere girmeleri anadolu'da anadolu selçuklu devleti ve hükümdarı kılıç arslan elinde bulunan arazilere geçerek savaşıp antakya'ya varmaları; bir büyük antioch (antakya) kuşatmasından sonra oradan suriye ve lübnan üzerinden sonra filistin'e ve kudüs'e varmaları ve 1099 yılında kudüs kuşatması, ele geçirilmesi ve katliamı şeklinde gerçekleşmiştir.
devamını gör...
31 mayıs 2021 sedat peker tweetleri
alevilik konusunda attığı tüvitte bahsettikleri eğer gerçekse; değindiği konuda çok dikkatli olunması gereken tüvitlerdir. gerçi şöyle de bir şey var; normal bir ülke olsak, zaten bu gibi inanç temelli ayrışmazdık. bu ayrışmanın oy için kaşınıp kanatılmasına izin vermezdik. bir mafya babasının, suç odağının bu konuya dikkat çekip uyarmasını da bu kadar önemsemezdik.
yukardaki cümlelerimde; -mazdık, -mezdik ekleri yerine -memeliyiz, -mamalıyız eklerini kullanamıyor olmam bile acı. inanç temelli ayrışmanın ve provokasyonun ne kadar tehlikeli ve acı sonuçlar yaşattığı konusunda ne yazık ki tecrübeli bir ülkeyiz. sedat peker'in son yazdığı şeyin, ortalığı karıştırmak için atılan bir yem olduğuna inanmak istiyorum, umarım o bahsettiği provokasyonlar gerçekleşmez.
yukardaki cümlelerimde; -mazdık, -mezdik ekleri yerine -memeliyiz, -mamalıyız eklerini kullanamıyor olmam bile acı. inanç temelli ayrışmanın ve provokasyonun ne kadar tehlikeli ve acı sonuçlar yaşattığı konusunda ne yazık ki tecrübeli bir ülkeyiz. sedat peker'in son yazdığı şeyin, ortalığı karıştırmak için atılan bir yem olduğuna inanmak istiyorum, umarım o bahsettiği provokasyonlar gerçekleşmez.
devamını gör...
imparatorlar kulübü
2002 yapımı amerikan filmi. orijinal ismi the emperor's club'dır. dilimize hiç de iyi çevrilmemiştir bu ad.
öğrenci - öğretmen ilişkisini etkileyici biçimde anlatan, asla sıkıcı olmayan bir drama filmi. bayık drama değil yani, diğer bir deyişle.
acaba sınıfa yeni gelen ergen nasıl bir tiptir; onu hizaya sokmaya çalışan idealist öğretmeni bunu başarabilecek ve sedgewick'i topluma faydalı bir bireye dönüştürebilecek midir?.. yoksa bu çocuk sınıfındaki herkesi kendine mi benzetecektir?.. sorular... sorular...
her şeyden önce, bu idealist öğretmenimiz acaba çok da ideal bir öğretmen midir?
film, aslında birçok bakımdan böyle çok popüler olması gereken, dinema dünyasına damga vurabilecek bir yapım gibi dursa da işler nedense hiç öyle seyretmemiştir ve bu eser oldukça az kişi tarafından bilinen bir şey olma kaderine mahkum olmuştur. mesela eski zamanlarda bunun güzel reklamı yapılsa ve tv'lerimizde reklamı yapılsa bana göre bu filmin ülkemizdeki bilinirliği çok daha yüksek olurdu kanısındayım.
sinematik bağlamda tüm pozitif kutucuklara tik atan, adeta yıldızlı pekiyi'yi hak eden the emperor's club, hakikaten de çok iyi bir film. böyle izleyiciyi içine alan, onlarda yer yer "pathos" uyandırırken tüm izleme deneyimi süresince ise etkileyebilen film benim açımdan çok klas bir iş. yani benim açımdan demeliyim zira herkesin zevkleri ve renkleri farklı. ama ben bu filmin büyük sükse yapamamasındaki asıl etmenin, izleyicilerin ekseriyetince beğenilmemesi veya seyircide ilgi uyandırmaması değil de yeterince bilinmemesi olduğu fikrindeyim.
ölü ozanlar derneği ve bu film belli bakımlardan kıyaslanabilir. yani elbette kimi temel farklılıkları var bu iki yapımın ama öğrenci-öğretmen ilişkisini kuvvetli bir dramatik etkiyle ekrandan izleyicisine yansıtabilen filmler, ikisi de.
imparatorlar kulübü'ndeki başkarakter öğretmen hakkındaki izlenimimiz... işte bunun tam oluşması için filmi sonuna kadar seyretmek gerekiyor. diğer başkarakter olan "zorlu" öğrenci... bunda da durum aynı. ve... bu öğretmen ve öğrencileri, veletler eşşek kadar adam olmuşken yeniden bir araya geliyorlar. hangi sırlar ortaya dökülecek? bizim "büyülenerek" izlediğimiz o okul yıllarında aslında şoke edici şeyler de mi olmuş?
izleyip görünüz efenim.
ben bu filme 7/10 vermiştim ama izlemesi kesinlikle keyifli. seyir zevki bakımından 9/10 alır benden.
biraz düşük vermemin sebebi ise filmin sonları... yani belki de bu yüzden film büyük sükse yapamamış da olabilir. kötü diyemesem de, filmin "final sınavı"ndan yüksek bir notla geçemediği kanısındayım.
öğrenci - öğretmen ilişkisini etkileyici biçimde anlatan, asla sıkıcı olmayan bir drama filmi. bayık drama değil yani, diğer bir deyişle.
acaba sınıfa yeni gelen ergen nasıl bir tiptir; onu hizaya sokmaya çalışan idealist öğretmeni bunu başarabilecek ve sedgewick'i topluma faydalı bir bireye dönüştürebilecek midir?.. yoksa bu çocuk sınıfındaki herkesi kendine mi benzetecektir?.. sorular... sorular...
her şeyden önce, bu idealist öğretmenimiz acaba çok da ideal bir öğretmen midir?
film, aslında birçok bakımdan böyle çok popüler olması gereken, dinema dünyasına damga vurabilecek bir yapım gibi dursa da işler nedense hiç öyle seyretmemiştir ve bu eser oldukça az kişi tarafından bilinen bir şey olma kaderine mahkum olmuştur. mesela eski zamanlarda bunun güzel reklamı yapılsa ve tv'lerimizde reklamı yapılsa bana göre bu filmin ülkemizdeki bilinirliği çok daha yüksek olurdu kanısındayım.
sinematik bağlamda tüm pozitif kutucuklara tik atan, adeta yıldızlı pekiyi'yi hak eden the emperor's club, hakikaten de çok iyi bir film. böyle izleyiciyi içine alan, onlarda yer yer "pathos" uyandırırken tüm izleme deneyimi süresince ise etkileyebilen film benim açımdan çok klas bir iş. yani benim açımdan demeliyim zira herkesin zevkleri ve renkleri farklı. ama ben bu filmin büyük sükse yapamamasındaki asıl etmenin, izleyicilerin ekseriyetince beğenilmemesi veya seyircide ilgi uyandırmaması değil de yeterince bilinmemesi olduğu fikrindeyim.
ölü ozanlar derneği ve bu film belli bakımlardan kıyaslanabilir. yani elbette kimi temel farklılıkları var bu iki yapımın ama öğrenci-öğretmen ilişkisini kuvvetli bir dramatik etkiyle ekrandan izleyicisine yansıtabilen filmler, ikisi de.
imparatorlar kulübü'ndeki başkarakter öğretmen hakkındaki izlenimimiz... işte bunun tam oluşması için filmi sonuna kadar seyretmek gerekiyor. diğer başkarakter olan "zorlu" öğrenci... bunda da durum aynı. ve... bu öğretmen ve öğrencileri, veletler eşşek kadar adam olmuşken yeniden bir araya geliyorlar. hangi sırlar ortaya dökülecek? bizim "büyülenerek" izlediğimiz o okul yıllarında aslında şoke edici şeyler de mi olmuş?
izleyip görünüz efenim.
ben bu filme 7/10 vermiştim ama izlemesi kesinlikle keyifli. seyir zevki bakımından 9/10 alır benden.
biraz düşük vermemin sebebi ise filmin sonları... yani belki de bu yüzden film büyük sükse yapamamış da olabilir. kötü diyemesem de, filmin "final sınavı"ndan yüksek bir notla geçemediği kanısındayım.

devamını gör...
haydarpaşa garı
restorasyon adı altında ipotek altına alınan tarihi gar
açın şunu be kardeşim. sembolleri yok ederek insanların değerlerini öldüremezsiniz, sadece nefretlerini kazanırsınız.
açın şunu be kardeşim. sembolleri yok ederek insanların değerlerini öldüremezsiniz, sadece nefretlerini kazanırsınız.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
yine trip yiyorum. hiç lezzetli değil. *
devamını gör...
insanın kendine kızması
insanın kendini değerli görüp sevmesi kadar faydası olmayan yaralayıcı bir tutumdur. insan değerli ve şerefli bir varlıktır. çünkü allah'ın vahyine muhâtab olmuştur. kendini değerli bilip, ona uygun hareket etmeye çalışan kimse, arada bir sendelese bile ahlâkın ve doğruluğun güzergâhını yitirmez. kendini devamlı değersizleştiren, yerden yere çalan biri ise ''zaten her şeyi kaybetmişim; artık benden adam olmaz, inceldiği yerden kopsun'' anlayışına ve şeytan iğvâsına daha mütemâyildir.
insanın kendini muhâsebe ve murâkabeye tâbi tutması ise kendine kızmasından farklı bir disiplin olup pek hoştur. bu şekilde insan hem bütün insanlar gibi kusur ve hatadan müstağnî olmadığını anlar hem de eksikliklerini görebilme yeteneğine kavuşur, bunları gidermek için gayret eder.
insanın kendini muhâsebe ve murâkabeye tâbi tutması ise kendine kızmasından farklı bir disiplin olup pek hoştur. bu şekilde insan hem bütün insanlar gibi kusur ve hatadan müstağnî olmadığını anlar hem de eksikliklerini görebilme yeteneğine kavuşur, bunları gidermek için gayret eder.
devamını gör...