normal sözlük yazarlarının ingilizce seviyeleri
eskiden derdimi anlatacak kadar konuşabiliyordum.
derdim artınca ingilizcem çaresiz kaldı
derdim artınca ingilizcem çaresiz kaldı
devamını gör...
pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi
türk alfabesindeki 29 harfin tamamını içeren güzîde bir cümledir.
devamını gör...
denizden babam çıksa yerim
tanım : deniz ve deniz altında yaşayan canlı bilgisi çok az olan ama denizi çok sevdiğini, deniz canlıları konusunda bilgisi olduğu hissini uyandırmaya çalışan mal beyanı
bu konu çok derin fakat çok kısa olarak balık özelinden sıkılmayacak kafacılar için özetliyeyim
balık zehirlenmeleri - yemekten dolayı oluşan zehirlenmeden bahsediyorum.yoksa ısırma, sokma vb aktivileri de sayarsak zehirli balık anlamında 1200 den fazla tür var, iş çok uzar - 3 ana başlık altında toplanır bunlar tetradoksik, ciguatera ve scomborid zehirlenmeleridir .
tetrodoksik zehirlenmeler ttx içeren diodontidae ve tetradontidae familyaları altında yer alan balon balıklarının yenmesinden oluşan zehirlenmelerdir. bu nörotoksinin vücuda alınmasından sonra ölümle dahi sonuçlanan bir sürü vaka mevcuttur. hatta yapılan son güncel araştırmalardan birinde bu balıklardan elde edilen toksinin cinayette bile kullanıldığını göstermektedir.
cigueratoksik zehirlenmeler genellikle epiptik deniz bentik filgellatı olan gambierdiscus toxicus un besin zinciri içerisinde tüketilerek balıklara ulaşması sonucunda, bu balıkların yenmesi sonucu oluşur. genellikle resif balıklarında bu zehir bulunabilmektedir. ciguatera balık zehirlenmesi (cfp) genelde orta ila şiddetli gastrointestinal semptomlar (kusma, ishal ve karın krampları) yanında nörolojik belirtiler (miyalji, parestezi, soğuk allodini ve ataksi), kaşıntı ve daha az yaygın olarak kardiyovasküler etkiler ile karakterize edilmektedir.
scomborid zehirlenmesi ise scomboridae familyası içerisinde yer alan uskumru, uskumru benzeri balıklar ve orkinos türevi balıkların avcılık sonrasında yanlış depolanması sonucunda etteki olan değişimlerden dolayı oluşan zehirlenmelerdir. balıkların 20 sanigrat derecenin üstündeki sıcaklıklarda tutulması veya güneş altında bırakılması durumunda balıklarda proteus morganii, p. vulgaris, clostridium, escherichia, salmonella ve shigella üreyebilmektedir. bu üreyen bakteriler de balık etindeki histamin seviyesinin artmasına sebep olmakta ve histamin zehirlenmesi ile aynı belirtileri gösteren bir zehirlenme çıkabilmektedir.
bu konuda uzun uzun şeyler yazmaktan ziyade konuyu sözlük formatına da uyması açısından bu şekilde toparladım.
bu konu çok derin fakat çok kısa olarak balık özelinden sıkılmayacak kafacılar için özetliyeyim
balık zehirlenmeleri - yemekten dolayı oluşan zehirlenmeden bahsediyorum.yoksa ısırma, sokma vb aktivileri de sayarsak zehirli balık anlamında 1200 den fazla tür var, iş çok uzar - 3 ana başlık altında toplanır bunlar tetradoksik, ciguatera ve scomborid zehirlenmeleridir .
tetrodoksik zehirlenmeler ttx içeren diodontidae ve tetradontidae familyaları altında yer alan balon balıklarının yenmesinden oluşan zehirlenmelerdir. bu nörotoksinin vücuda alınmasından sonra ölümle dahi sonuçlanan bir sürü vaka mevcuttur. hatta yapılan son güncel araştırmalardan birinde bu balıklardan elde edilen toksinin cinayette bile kullanıldığını göstermektedir.
cigueratoksik zehirlenmeler genellikle epiptik deniz bentik filgellatı olan gambierdiscus toxicus un besin zinciri içerisinde tüketilerek balıklara ulaşması sonucunda, bu balıkların yenmesi sonucu oluşur. genellikle resif balıklarında bu zehir bulunabilmektedir. ciguatera balık zehirlenmesi (cfp) genelde orta ila şiddetli gastrointestinal semptomlar (kusma, ishal ve karın krampları) yanında nörolojik belirtiler (miyalji, parestezi, soğuk allodini ve ataksi), kaşıntı ve daha az yaygın olarak kardiyovasküler etkiler ile karakterize edilmektedir.
scomborid zehirlenmesi ise scomboridae familyası içerisinde yer alan uskumru, uskumru benzeri balıklar ve orkinos türevi balıkların avcılık sonrasında yanlış depolanması sonucunda etteki olan değişimlerden dolayı oluşan zehirlenmelerdir. balıkların 20 sanigrat derecenin üstündeki sıcaklıklarda tutulması veya güneş altında bırakılması durumunda balıklarda proteus morganii, p. vulgaris, clostridium, escherichia, salmonella ve shigella üreyebilmektedir. bu üreyen bakteriler de balık etindeki histamin seviyesinin artmasına sebep olmakta ve histamin zehirlenmesi ile aynı belirtileri gösteren bir zehirlenme çıkabilmektedir.
bu konuda uzun uzun şeyler yazmaktan ziyade konuyu sözlük formatına da uyması açısından bu şekilde toparladım.
devamını gör...
saman sarısı
çocukluğumuzun yaz mevsimleri böyle tarif edilebilir. o zamanlar yaz mevsimi saman sarısı yaz gibiydi, öğle uykumuz ayrı bir tatlıydı. şimdi o tür uykular çok nadir, uykuyu bulduğum anda da o saman sarısı yaz havası canlanır zihnimde.
devamını gör...
apotemnophilia
genel tanımıyla kişinin vücudundaki herhangi bir uzvu kendine aitmiş gibi hissedememesi, o uzuvdan rahatsız olması anlamına gelen ve temelde neyin sebep olduğunun bilinmediği psikolojik rahatsızlık.
bu sendroma sahip hastalar vücutlarına ait hissetmedikleri uzvun onları fiziksel olarak çirkin veya fiziksel engelliymiş gibi gösterdiğini düşünürler. psikologların/psikiyatrların görüşlerine göre çocukluk travmaları, takıntılı ruh halleri ya da direkt olarak beyindeki vücudun bütünlüğüne dair olan algıların, gerçek vücut bütünlüğüyle uyuşmamasından kaynaklanıyor.
hasta bedenindeki hangi bölgenin ona ait olmadığına net bir şekilde ifade edebiliyor, hatta "bakın, işte burası" diye gösterebiliyor fakat bunu diğer insanlarla konuşmak, sorunu onlarla paylaşmak konusunda oldukça zorlanıyor.
apotemnophilia uzmanlarından richard bruno'ya göre; fiziksel engelli çocuklara gösterilen ilgi, sendromlu hastaların hoşuna gidiyor. bu da onlarda sendroma yol açıyor.
••
kadın hastalardan biri "bu bacaklar bana ait değil, onları kesin, yanlış bedende hapsolmuş gibiyim!" minvalindeki sözlerle bacaklarından yana olan rahatsızlığı ifade ediyor. bacağına o kadar çok zarar veriyor ki; eninde sonunda doktorlar onu kesmeyi kabul ediyorlar ve kadın ameliyattan sonra kendini eskiye oranla daha iyi, özgüvenli hissettiğini söylüyor.
••
verdiğim örnekten de anlaşılacağı üzere, hasta rahatsızlığını duyduğu uzvun yok edilmesi için elinden geleni yapıyor. aksi gibi neden istemediğini kendisi de tam anlamıyla bilmiyor.
bu sendroma sahip hastalar vücutlarına ait hissetmedikleri uzvun onları fiziksel olarak çirkin veya fiziksel engelliymiş gibi gösterdiğini düşünürler. psikologların/psikiyatrların görüşlerine göre çocukluk travmaları, takıntılı ruh halleri ya da direkt olarak beyindeki vücudun bütünlüğüne dair olan algıların, gerçek vücut bütünlüğüyle uyuşmamasından kaynaklanıyor.
hasta bedenindeki hangi bölgenin ona ait olmadığına net bir şekilde ifade edebiliyor, hatta "bakın, işte burası" diye gösterebiliyor fakat bunu diğer insanlarla konuşmak, sorunu onlarla paylaşmak konusunda oldukça zorlanıyor.
apotemnophilia uzmanlarından richard bruno'ya göre; fiziksel engelli çocuklara gösterilen ilgi, sendromlu hastaların hoşuna gidiyor. bu da onlarda sendroma yol açıyor.
••
kadın hastalardan biri "bu bacaklar bana ait değil, onları kesin, yanlış bedende hapsolmuş gibiyim!" minvalindeki sözlerle bacaklarından yana olan rahatsızlığı ifade ediyor. bacağına o kadar çok zarar veriyor ki; eninde sonunda doktorlar onu kesmeyi kabul ediyorlar ve kadın ameliyattan sonra kendini eskiye oranla daha iyi, özgüvenli hissettiğini söylüyor.
••
verdiğim örnekten de anlaşılacağı üzere, hasta rahatsızlığını duyduğu uzvun yok edilmesi için elinden geleni yapıyor. aksi gibi neden istemediğini kendisi de tam anlamıyla bilmiyor.
devamını gör...
en azından denedik be abi
garibin teselli cümlesi. teskin etkisi hafif bir çekişle kendini gösterir.
devamını gör...
sözlükçülerin genelde ezik büzük tipler olması
ezik büzük bir köşe yastığıyım*
devamını gör...
cam tavan sendromu
amerikada bir grup insan pirelerin 30 cm üzerine sıçrayabidiklerini gördüklerinde bir deney yapmaya karar verirler. zemini metalden geri kalanı camdan bir fanusun içinde pireleri koyarlar ve tabandaki metali ısıtmaya başlarlar. canı yanan pireler ise canları yanarak sıçrayabildikleri kadar sıçrar. tavanı camdan yapılmış fanustan çıkmak na-mümkündür.cama sertçe çarparak geri dönerler.. böylece pireler şunu öğrenir ne kadar sıçrarlarsa sıçrasınlar belirli bir yüksekliğe geldiklerinde bir şeye çarpacaklar ve gerisin gerisiye düşeceklerdir.
daha sonra fanusun tavanındaki cam çıkarılır. ama pireler görünmez şeyin orda olduğunu düşünerek kesinlikle kutunun boyutlarından yükseğe sıçramayacaklardır. artık kanıksamışlarıdır.
işte bu görünmez şey kadınların iş hayatında sadece belirli bir noktaya kadar yükselmelerine izin veren ,belirli bir noktadan sonra yükselme sağlamayacaklarını düşündüren kast sistemide ve cam tavan olarak adlandırılır. bu engelin muhatabı kadınlardır. ve onlara kadın oldukları için uygulanır. ne kadar başarılı, liyakat sahibi olursa olsun görünmeyen ve ifade edilmeyen engeller uygulanır. bu engellerden bazıları;
1-erkek yöneticiler tarafından konulan kurallar: kadınların üst yönetimde başarılı olamayacağını düşünen engeller. (kadından olmaz abicim)
2-kadın yöneticiler tarafından engeller: kraliçe arı sendromu.. iş yerindeki kadın yönetici adayı rakipleri bertaraf etmek için kullandıkları yöntem..(kadın müdürlerin kadın çalışanlarından hazmetmemesi.)
3-kişinin kendi kendine koyduğu bariyer: hem anne, hem eş ,hem iş gibi bir çok role bürünen kadın için bu bir tercih olabiliyor.(amaan yükselip napıcam çol var çocuk var. )
4-örgüt kültürleri: çalıştıkları kurumlarda , erkek egemen örgütlerin oluşturulması( halı saha maçları)
5-toplumsal cinsiyetçi rol kalıpları: toplumun bazı dayatmalarıdır.nasıl olsa ilerde ailene daha fazla vakit harcayacaksın gibi…
daha sonra fanusun tavanındaki cam çıkarılır. ama pireler görünmez şeyin orda olduğunu düşünerek kesinlikle kutunun boyutlarından yükseğe sıçramayacaklardır. artık kanıksamışlarıdır.
işte bu görünmez şey kadınların iş hayatında sadece belirli bir noktaya kadar yükselmelerine izin veren ,belirli bir noktadan sonra yükselme sağlamayacaklarını düşündüren kast sistemide ve cam tavan olarak adlandırılır. bu engelin muhatabı kadınlardır. ve onlara kadın oldukları için uygulanır. ne kadar başarılı, liyakat sahibi olursa olsun görünmeyen ve ifade edilmeyen engeller uygulanır. bu engellerden bazıları;
1-erkek yöneticiler tarafından konulan kurallar: kadınların üst yönetimde başarılı olamayacağını düşünen engeller. (kadından olmaz abicim)
2-kadın yöneticiler tarafından engeller: kraliçe arı sendromu.. iş yerindeki kadın yönetici adayı rakipleri bertaraf etmek için kullandıkları yöntem..(kadın müdürlerin kadın çalışanlarından hazmetmemesi.)
3-kişinin kendi kendine koyduğu bariyer: hem anne, hem eş ,hem iş gibi bir çok role bürünen kadın için bu bir tercih olabiliyor.(amaan yükselip napıcam çol var çocuk var. )
4-örgüt kültürleri: çalıştıkları kurumlarda , erkek egemen örgütlerin oluşturulması( halı saha maçları)
5-toplumsal cinsiyetçi rol kalıpları: toplumun bazı dayatmalarıdır.nasıl olsa ilerde ailene daha fazla vakit harcayacaksın gibi…
devamını gör...
motive edici sözler
"elde etmek istiyorsan hak etmen lazım."
"gözünüzü kapatarak hiçbir başarıya ulaşamazsınız."
-tunç kurt-
"gözünüzü kapatarak hiçbir başarıya ulaşamazsınız."
-tunç kurt-
devamını gör...
yolda yürürken durduk yere gülen insan
dört gün önce duyduğu espriyi süzgecinden yeni geçirmiş insandır. köşeli jetondur, sonradan düşmüştür.
devamını gör...
katma değer şaban
yönetmenliğini kartal tibet'in üstlendiği, başrollerinde kemal sunal, filiz ersürer, reha yurdakul, dinçer çekmez, eray özbal 'ın yer aldığı bir 1985 yapımı bir komedi filmi. kemal sunal'ın punkçı kılığında rol aldığı bol kahkahalı film, bir yandan da kültür yozlaşması eleştirisi yapıyor.
film, üzerine atılan bir iftiradan kurtulmak için almanya'da yaşayan oğlunu yanına çağıran bir adamın hikayesini ele almaktadır. kemal sunal, bu filminde de her zamanki rolünde olduğu gibi saf bir delikanlı rolünü sergiliyor. almanya'da farklı bir kültür edinen delikanlı türkiye'de garip giyimleri, saç şekli, gitarı ve aksesuarlarıyla herkesin ilgisini çeker ama kendisini havaalanında karşılayan ve hiç böyle beklemeyen babasının da epey bir tepkisini çeker. tam bu zamanda üzerinde bulunan alıcı bir cihaz sayesinde gayrımeşru işler çeviren bir çetenin konuşmalarına tanık olur. çeteyi dinlemeye devam eden saf kahraman, bu sırada ünlü bir şarkıcı olacak. her geçen gün çetenin karanlık işlerini daha çok öğrenen delikanlı, diskotekte tanıştığı ve yakınlaştığı kız arkadaşının da yardımıyla onları oyuna getirip adalete teslim edecektir.
film, üzerine atılan bir iftiradan kurtulmak için almanya'da yaşayan oğlunu yanına çağıran bir adamın hikayesini ele almaktadır. kemal sunal, bu filminde de her zamanki rolünde olduğu gibi saf bir delikanlı rolünü sergiliyor. almanya'da farklı bir kültür edinen delikanlı türkiye'de garip giyimleri, saç şekli, gitarı ve aksesuarlarıyla herkesin ilgisini çeker ama kendisini havaalanında karşılayan ve hiç böyle beklemeyen babasının da epey bir tepkisini çeker. tam bu zamanda üzerinde bulunan alıcı bir cihaz sayesinde gayrımeşru işler çeviren bir çetenin konuşmalarına tanık olur. çeteyi dinlemeye devam eden saf kahraman, bu sırada ünlü bir şarkıcı olacak. her geçen gün çetenin karanlık işlerini daha çok öğrenen delikanlı, diskotekte tanıştığı ve yakınlaştığı kız arkadaşının da yardımıyla onları oyuna getirip adalete teslim edecektir.
devamını gör...
ötekileşmek
kelime anlamı dışlanmak.
araştırmalara göre ötekileştirmeye neden olan unsurların başında etnik köken ve din geliyor. ben'e tam güzel anlamı yüklenirken öteki 'ye çirkin kötü kavramları yükleniyor. benzerlikler birey'i ve grupları birbirine yakınlaştırırken farklılıklar uzaklaştırıyor. empati yeteneği ile birlikte kişi tanımadığı öteki'yi tanıdıkça aslında ona yaklaşabilir. çünkü insan bilmediği şey'in düşmanıdır. tanısan bilsen aslında durum senin görmek istediğinden daha farklıdır. peki sana göre öteki olanın varlığını ısrarla kabul etmemek niye?
insan bilmediği şeyler hakkında daima abartılı düşüncelere kapılır. halbuki tersine, her şeyin çok basit olduğunu görmekteydim.
albert camus,yabancı
araştırmalara göre ötekileştirmeye neden olan unsurların başında etnik köken ve din geliyor. ben'e tam güzel anlamı yüklenirken öteki 'ye çirkin kötü kavramları yükleniyor. benzerlikler birey'i ve grupları birbirine yakınlaştırırken farklılıklar uzaklaştırıyor. empati yeteneği ile birlikte kişi tanımadığı öteki'yi tanıdıkça aslında ona yaklaşabilir. çünkü insan bilmediği şey'in düşmanıdır. tanısan bilsen aslında durum senin görmek istediğinden daha farklıdır. peki sana göre öteki olanın varlığını ısrarla kabul etmemek niye?
insan bilmediği şeyler hakkında daima abartılı düşüncelere kapılır. halbuki tersine, her şeyin çok basit olduğunu görmekteydim.
albert camus,yabancı
devamını gör...
yazarların okuduğu dergiler
masa,kafkaokur,bavul ,ot ve geo dergileri.
devamını gör...
türkiye'nin genel sorunları
en başta adalet sorunu, işsizlik, alım gücünün düşük olması, karşıt görüşlere tahammülsüzlük, liyakatsizlik, devletin malı deniz mantığı.
devamını gör...
havasında değilse telefonuna bakmayan şahsiyet
nihilist, adamsendeci, dünyaya geldiğine bin pişman birey. aramayın ulan beni allahsızlar havasında takılır.
devamını gör...
kafa filmler radyo yayını
sözlüğün sinema fenomeni haluk bilginer sesli karizmatik yazarı ile cool cool takılalım o vakit.
sinema sever olduğum için radyo başında olacağım tabikine.
edit: alice kardeşi unutmuşum utandım.
tatliş alice seni de merakla bekliyorum.
sinema sever olduğum için radyo başında olacağım tabikine.
edit: alice kardeşi unutmuşum utandım.
tatliş alice seni de merakla bekliyorum.
devamını gör...
ilker canikligil
nuri bilge ceylan kompleksi rahatsızlığına yakalanmış, azımsanamayacak bir kitle tarafından yönetmen olduğu iddia edilen bir zat.
fırsat buldukça, nuri bilge ceylan'a sallamayı kendine şiar edinmiştir. söyledikleriyle eleştiriden çok, itibarsızlaştırma maksadı gütmektedir.
sinema ona göre; insanların eğlence için kullandığı bir araçtır. söylediği her şey genel geçermiş gibi bir otör edasıyla konuşur. karşıt görüşe falan da saygısı yoktur. her şeyin en iyisini bilir o.
peki, nuri bilge ceylan cannes'da ödül koleksiyonu yaparken kendisi ne yapmıştır?
kendisinin uzun metrajı yoktur. rezil kısa metraj filmleri vardır. birkaçını izledim, eğer bahsettiği eğlence buysa; eğlenceden ırak, hikaye örgüsünden kopuk bir yapısı vardı. koca nuri bilge ceylan külliyatı saatlerce izlenir ama onun 10 dakikalık kısa filmi izlenmez, izlenilmeye tahammül edilmez. masaya konulup eleştirilecek bir yanı da yok.
velhasıl kelam; nuri bilge ceylan da herkes gibi eleştirilebilir, beğenilmeyebilir bunda hem fikiriz. ama bunu yönetmen olduğunu iddia eden sözde meslektaşı yaparsa orada dur deriz. çek daha iyisini de izleyelim deriz. cannes kapısından içeri gir de, şöyle bir smokinli seni de görelim deriz.
fırsat buldukça, nuri bilge ceylan'a sallamayı kendine şiar edinmiştir. söyledikleriyle eleştiriden çok, itibarsızlaştırma maksadı gütmektedir.
sinema ona göre; insanların eğlence için kullandığı bir araçtır. söylediği her şey genel geçermiş gibi bir otör edasıyla konuşur. karşıt görüşe falan da saygısı yoktur. her şeyin en iyisini bilir o.
peki, nuri bilge ceylan cannes'da ödül koleksiyonu yaparken kendisi ne yapmıştır?
kendisinin uzun metrajı yoktur. rezil kısa metraj filmleri vardır. birkaçını izledim, eğer bahsettiği eğlence buysa; eğlenceden ırak, hikaye örgüsünden kopuk bir yapısı vardı. koca nuri bilge ceylan külliyatı saatlerce izlenir ama onun 10 dakikalık kısa filmi izlenmez, izlenilmeye tahammül edilmez. masaya konulup eleştirilecek bir yanı da yok.
velhasıl kelam; nuri bilge ceylan da herkes gibi eleştirilebilir, beğenilmeyebilir bunda hem fikiriz. ama bunu yönetmen olduğunu iddia eden sözde meslektaşı yaparsa orada dur deriz. çek daha iyisini de izleyelim deriz. cannes kapısından içeri gir de, şöyle bir smokinli seni de görelim deriz.
devamını gör...
sinirli kadınları sakinleştirme yolları
yalnız bırakılarak.
saysın dursun kendi kendine.
nadiren sinirlenen kadınlar çok kırıcı çok dağıtıcı olabilir.
saysın dursun kendi kendine.
nadiren sinirlenen kadınlar çok kırıcı çok dağıtıcı olabilir.
devamını gör...
taşa yazılmış yaşım 12 tecavüz ediliyorum yazısının gerçek çıkması
hiç okumak istemediğim, çaresizliğime canımın sıkıldığı bir başlık.
kim ne kadar suçlu bu haberde?
isimden hemen sonra mevzuyu cinselliğe getiren modern olan/olmayan yaşlı olan/olmayan erkekler mi?
12 yaşında çocuğundan bihaber ailesi mi?
mahremiyet ile samimiyeti ayarlayamayan toplum mu?
legal yoldan para ile zevk arayışına izin vermeyen devlet mi?
kim ne kadar suçlu bu haberde?
isimden hemen sonra mevzuyu cinselliğe getiren modern olan/olmayan yaşlı olan/olmayan erkekler mi?
12 yaşında çocuğundan bihaber ailesi mi?
mahremiyet ile samimiyeti ayarlayamayan toplum mu?
legal yoldan para ile zevk arayışına izin vermeyen devlet mi?
devamını gör...
