içki sigara zina bağımlısı kadın
cinsiyetçi başlıklarla bi an ekşide hissi yarattır. bildiğim kadarıyla ''zina'' evli olma durumunda eşi aldatma halidir. başlık sahibi arkadaş, kastın zina değildir diye düşünüyorum. kaç yaşındasın sen sorusu ile ozan güven gibi cevap vermek isterdim sana.
devamını gör...
kıskanılan insanlar
bir keresinde "keşke sen olsaydım." diyen bir arkadaşım vardı, gerçekten bir sabah yatağında ben olarak uyansa dilediği şeye bin türlü lanet edeceğine imzamı atabilirim.
genelde yerinde olmak istediğimiz insanlar pek dışarıya sattıkları imajın kendisi olmuyorlar arkadaşlar.
genelde yerinde olmak istediğimiz insanlar pek dışarıya sattıkları imajın kendisi olmuyorlar arkadaşlar.
devamını gör...
içtiği alkol fotoğrafını marifetmiş gibi paylaşan insan tipi
bunu eleştirmek daha büyük marifet çünkü haklısınız, pardon.
insanları bi salın yaa. kim ne istiyorsa yapsın.
öyle mutlu oluyorsa öyle yapsın. marifet olduğunu düşündüğü için değil, belki de paylaşacağı birileri yoktur. nedir yani?
ayrıca sosyal medya nedir, neye denir, bi açın okuyun derim.
insanları bi salın yaa. kim ne istiyorsa yapsın.
öyle mutlu oluyorsa öyle yapsın. marifet olduğunu düşündüğü için değil, belki de paylaşacağı birileri yoktur. nedir yani?
ayrıca sosyal medya nedir, neye denir, bi açın okuyun derim.
devamını gör...
gece vakti çöken yalnızlık hissi
ölümün soğuk yüzüyle birleşti mi hele yutar insanı. ne garip değil mi? dakikaların saniyelerin kıymetini biliyorsun da bir insan ömrünün kıymetini bilemiyorsun.
devamını gör...
beyaz rengin yakıştığı şeyler
biraz önce fark ettim beyaz kalp emojisi sanırım en güzel emoji. böyle bi şey olamaz yaa. o kadar masum ve güzel duruyor kii*. sonra da bu başlığa denk geldim ve tesadüf olamaz diyip en sevdiğim emojilerden birinin artık o olduğuna karar verdim*. çok güzel yaa baksanıza şuna*.
devamını gör...
robins (yazar)
sözlük için çok kıymetli, benim içinde çok kıymetli sözlük yazarı. güzel sohbeti ile saati unutursunuz. umarım kendisini de sarayburnunda denize girmeye ikna edebilirim.
devamını gör...
en büyük hayali devlet memurluğu olan üniversiteli
haftanın 7 günü, günde en az 10 saat mesai yapmanın sıradanlaştığı ve asgari ücretin fix ücret olduğu bir ülkede yadırganmasını yadırgadığım üniversitelidir…
devamını gör...
kitaplardaki cümlelerin altını çizmek
kitapları ödünç vermekten çekinmeme neden olan genelde de ödünç vermemele sonuçlanan cümlelerdir. arada açıp o bölümleri okumak bayağı iyi hissettirir.
devamını gör...
günümüzde kemalizmin atatürk'le alakasız olması
evvela başlık değişmiş iyi olmuş. başlığı açan arkadaşımızın anlatmak istediğine daha yakın gibi.
öyle iletiler yazılıyor ki, rahmetli uğur mumcu'yu anmadan edemiyor insan. ''bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.'' sözü ağızlara pelesenk olsa da, aforizmadan öteye gitmiyor. böyle güzel bir sözü dahi içselleştirme sorunumuz var.
yukarıda bir arkadaş diyor ki; kemalizm mustafa kemali diktatör olarak lanse etmek için uydurulmuş. hayreti mucip. vallahi pes. güzel kardeşim bu bilginin kaynağı ne? zira tarihi gerçeklikle uzaktan yakından ilişkisi yok.
kemalizm kavramı "türk kurtuluş savaşı" sırasında ortaya çıktı. yani sene 1919. henüz türkiye cumhuriyeti devleti ortada yok. mustafa kemal bir bağımsızlık mücadelesinin lideri konumunda, ülke yönetmiyor. teknik olarak zaten diktatör olamaz!
peki bu tabir o dönemde hangi anlama geliyor; mustafa kemal'den taraf olanlar, kemalciler, milli kurtuluşcular vs. vs.
bunu gerek dış basında, gerekse devletler arası yazışmalarda görüyoruz. hatta saray dahi celaliler nitelemesi ile birlikte bu tabiri kullanmaya başlıyor.
misal lumbord, curzona yazdığı mektupta kemalistlerin sevri yırtıp atacaklarını söylüyor.
böyle binlerce yazışma var.
neyse sonra savaş kazanılıyor. ve mazlum doğu halklarında yarattığı intiba "kemalist zafer". bu tarz başlıklar ve söylemler ortaya çıkıyor.
hal böyle olunca, "türk kurtuluş savaşı" kemalist zafer olarak adlandırılınca, kavram iyice oturmaya başlıyor. cumhuriyet kurulduktan sonra türk devrimleri kemalist devrimler olarak literatüre giriyor.
türk tarih kurumunun yayınladığı tarih serisinde 6 ok "kemalizm ilkeleri" olarak yer alıyor. sene 1931 mustafa kemal hayatta!
1932 ise kadro hareketinin orta çıktığı yıl. yakup kadriler, şevket süreyyalar, nedim töreler, kemalizmin fikri alt yapısını anlatmak amacıyla bu dergiyi çıkarıyorlar. mustafa kemal yine hayatta!
chf/chp kurultay metinleri, mustafa kemalin konuşmaları, halk evleri yayınları... kavram daha da güçlenerek kullanılıyor.
neyse çok uzatmak istemiyorum zira sayfalarca yazılır lakin bütün somut kanıtlar ortada duruyor. öğrenmek isteyen açar okur.
ben şuraya geleceğim; türkiye de 80 sonrası kitleler atatürkçülük kavramına sarıldı. bu kavram kemalizmin iğdiş edilmiş halidir. natocu ve amerikancı kenan evrenin bizlere hediyesidir. yani aslında "evrenizm"i "kemalizm"in yerine koymaktasınız.
işte başlığı açan arkadaş da, mustafa kemali sevdiğini söyleyen ama ona dair hiçbir gerçekliği öğrenmek için kılını kıpırdatmayan kitleyi eleştiriyor.
sonuna kadar da, haklı...
haddim olmayarak naçizane tavsiye;
sevin ama kendinize yontmayın. size uymayan taraflarını yontup, sevginizi meşrulaştırmaya çalışmayın...
okuyun yahu. çok mu zor? konuşma metinlerini, ttk tarih dergilerini, kadro sayılarını, arşivleri, medeni bilgileri vs vs...
tekrar altını çiziyorum mustafa kemal bu coğrafya da saygıyı hak eden en önemli tarihi figür... ama sevenleri dahi onu araştırmaktan imtina edip, fikirsel anlamda yan gelip yatıyorsa kimseye söz söyleme hakları kalmaz.
öyle iletiler yazılıyor ki, rahmetli uğur mumcu'yu anmadan edemiyor insan. ''bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.'' sözü ağızlara pelesenk olsa da, aforizmadan öteye gitmiyor. böyle güzel bir sözü dahi içselleştirme sorunumuz var.
yukarıda bir arkadaş diyor ki; kemalizm mustafa kemali diktatör olarak lanse etmek için uydurulmuş. hayreti mucip. vallahi pes. güzel kardeşim bu bilginin kaynağı ne? zira tarihi gerçeklikle uzaktan yakından ilişkisi yok.
kemalizm kavramı "türk kurtuluş savaşı" sırasında ortaya çıktı. yani sene 1919. henüz türkiye cumhuriyeti devleti ortada yok. mustafa kemal bir bağımsızlık mücadelesinin lideri konumunda, ülke yönetmiyor. teknik olarak zaten diktatör olamaz!
peki bu tabir o dönemde hangi anlama geliyor; mustafa kemal'den taraf olanlar, kemalciler, milli kurtuluşcular vs. vs.
bunu gerek dış basında, gerekse devletler arası yazışmalarda görüyoruz. hatta saray dahi celaliler nitelemesi ile birlikte bu tabiri kullanmaya başlıyor.
misal lumbord, curzona yazdığı mektupta kemalistlerin sevri yırtıp atacaklarını söylüyor.
böyle binlerce yazışma var.
neyse sonra savaş kazanılıyor. ve mazlum doğu halklarında yarattığı intiba "kemalist zafer". bu tarz başlıklar ve söylemler ortaya çıkıyor.
hal böyle olunca, "türk kurtuluş savaşı" kemalist zafer olarak adlandırılınca, kavram iyice oturmaya başlıyor. cumhuriyet kurulduktan sonra türk devrimleri kemalist devrimler olarak literatüre giriyor.
türk tarih kurumunun yayınladığı tarih serisinde 6 ok "kemalizm ilkeleri" olarak yer alıyor. sene 1931 mustafa kemal hayatta!
1932 ise kadro hareketinin orta çıktığı yıl. yakup kadriler, şevket süreyyalar, nedim töreler, kemalizmin fikri alt yapısını anlatmak amacıyla bu dergiyi çıkarıyorlar. mustafa kemal yine hayatta!
chf/chp kurultay metinleri, mustafa kemalin konuşmaları, halk evleri yayınları... kavram daha da güçlenerek kullanılıyor.
neyse çok uzatmak istemiyorum zira sayfalarca yazılır lakin bütün somut kanıtlar ortada duruyor. öğrenmek isteyen açar okur.
ben şuraya geleceğim; türkiye de 80 sonrası kitleler atatürkçülük kavramına sarıldı. bu kavram kemalizmin iğdiş edilmiş halidir. natocu ve amerikancı kenan evrenin bizlere hediyesidir. yani aslında "evrenizm"i "kemalizm"in yerine koymaktasınız.
işte başlığı açan arkadaş da, mustafa kemali sevdiğini söyleyen ama ona dair hiçbir gerçekliği öğrenmek için kılını kıpırdatmayan kitleyi eleştiriyor.
sonuna kadar da, haklı...
haddim olmayarak naçizane tavsiye;
sevin ama kendinize yontmayın. size uymayan taraflarını yontup, sevginizi meşrulaştırmaya çalışmayın...
okuyun yahu. çok mu zor? konuşma metinlerini, ttk tarih dergilerini, kadro sayılarını, arşivleri, medeni bilgileri vs vs...
tekrar altını çiziyorum mustafa kemal bu coğrafya da saygıyı hak eden en önemli tarihi figür... ama sevenleri dahi onu araştırmaktan imtina edip, fikirsel anlamda yan gelip yatıyorsa kimseye söz söyleme hakları kalmaz.
devamını gör...
hayatınızın rengi
kırmızı ve siyah.
devamını gör...
normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler
her ay zamlı gelen kol gibi doğalgaz faturası
devamını gör...
zahter
kekik ile karıştırılan ve kekik bitkisine de benzeyen, baharat ve çay olarak ismini duyuran, hatay amanos dağları'na özgü bir yeşillik.
devamını gör...
z kuşağının normal sözlük'e girişinin yasaklanması gerekliliği
z kuşağı nefretinizi algılayabilmiş değilim. ben z kuşağından biriyim, bizimle sürekli bağdaştırılan tik tok'u kullanmıyorum, instagram'ı kullanmıyorum. felsefe ve fotoğrafçılık ile ilgileniyorum ve fazlasıyla kitap okuyorum. kendimi geliştirmek için her geçen gün makaleler okuyup notlar alıyorum, çizimler yapıyorum, hayatımı dolu dolu yaşamak için elimden gelen her şeyi yapıyorum. yok z kuşağı böyle yok bunlar ahlaksız... bizim hakkımızda bir sürü yorum yapılıyor. ahlaksız olarak bahsettiğiniz kişiler yalnızca z kuşağında yok hatırlatırım. hepimizin düşünceleri var ve bunları yazma özgürlüğümüz de var.
devamını gör...
güldüğün zaman çok tatlı oluyorsun
şüphesiz sırtlan sözüdür. bunun yanı sıra belediye çukuru niteliğinde gamzelere sahip insanlara da mutlu olsun diye söylenebilir.
devamını gör...
yazarların hatırladığı en eski anıları
bisikletten düşmüştüm. daha doğrusu komşumuzun benden birkaç yaş büyük oğlu yüzünden düşmüştüm. o zamanlar 5 yaşında falanım. küçük bir bisikletim vardı, onu sürmek icin annemle beraber kapıya çıktık. sonra o çocuk geldi " yıldız'a ben sürdürürüm abla sen otur dinlen" dedi anneme. sonra aldı beni yokuş aşağı bir sokaktan bıraktı. ben de nasıl duracağımı falan bilemediğim için taa sokağın sonuna kadar* indim en sonunda kaldırıma çarpıp durabildim. başım bayağı kanamıştı.* kendisi de gülüyordu o sırada.*
devamını gör...
türk mü türkiyeli mi sorunsalı
etnikçiliği bir kenara bırakarak;
atatürk'ün "türkiye cumhuriyetini kuran türkiye halkına türk milleti denir." sözünden yola çıkarak, "türk" kelimesinin daha uygun olduğunu söyleyebiliriz.
(bkz: ne mutlu türküm diyene)
atatürk'ün "türkiye cumhuriyetini kuran türkiye halkına türk milleti denir." sözünden yola çıkarak, "türk" kelimesinin daha uygun olduğunu söyleyebiliriz.
(bkz: ne mutlu türküm diyene)
devamını gör...
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
irsaliye kızım gel buraya. hoşuma gitti gayet güzel bir isim oldu bu.
devamını gör...


