bir süredir, uzaklardan seviyorum seni. şimdi gel yakınıma yakından sev beni desen nasıl severdim seni inan ki bilmiyorum.
mesela tenine dokununca ne olurdu parmaklarıma?
diyelim ki artık bir adım ötemdesin, sarılabiliyorum sana.
nasıl sarardım seni kim bilir?
gölün kenarında bir bankta, güneşin batışını izlerken,
sen o güzelim başını, omzuma koysaydın,
ne yapardı gariban omzum?
mesela oldu ya, eymirin güzelim yollarında, el ele yürürken seninle,
aklım, o gariban aklım, kaç karış havalanırdı inan ki bilmiyorum.
hani oldu ya evimizdeyiz, umut dolu, sevgi dolu yeni bir güne şiirlerle başlar, öğle yemeği yerine düz yazılar ile beslenirdik. günün akşamını hafif bir yemeğin yanında birer kadehlik kırmızı şarabımızı içerken, plakçalarımızda çalan beethoven sayesinde kulaklarımızın pası silinmiş şekilde edebiyattan konuşarak geçirip, gecesini, uykuya dalmadan önce masallar anlatarak yaşardık. bu güzel günü bu şekilde bitirmek beni nasıl mutlu ederdi bir bilsen.
hani o, kırmızı panjurlu, önünde mor menekşeler olan, küçüçük ama ahşaptan, içerisinde yüzlerce, binlerce kitabımızın olduğu evimizde, elinde kitabın uyuyakalmış ruhunu sarmalamaktan daha büyük mutluluk verici şey ne olabilirdi ki.
işte bu düşüncelerle çıksam yüreğimden senin yüreğine doğru harekete geçsem.
ve, ellerimde en güzel papatya demetleriyle, bir gün ansızın çıkıp gelsem yanına. yüreğim pırpır kanatlanmış uçacak bir durumdayken, bedenim seni görmenin heyecanıyla tirtir titrerken, ruhum ise doğuştan yarım kalan tarafını bulmanın keyfini yaşarken, dudaklarımdan hangi kelimeler dökülürdü acaba inanki bilmiyorum? kelimelerin gücü yeter miydi bu büyük karşılaşmanın manasını anlatmaya? tüm zamanlarımı anlamlı kılan bu anı, türk dil kurumunun biçare sözlüğünde bulunan kelimelerin tek tek ya da çeşitli kombinasyonlarda bir araya gelerek anlatmasını beklemek, nafile bir çaba değil de neydi?
işte o an, o sözlük yeniden yazılmalıydı. en temiz harflerden, en derin anlamlar içeren kelimeler üretilerek.
hadi oldu diyelim, hislerimi anlatır cümleler kurabildim. peki kelimeler ne denli önemliydi.
hayran hayran bakışlar, titrek konuşmalar, ateş basmaları olmayınca.
insan, konuşurdu, yazardı, çizerdi ama emek olmayınca, sevdiğin kişiye sonsuz özgürlük tanımayınca, o güzel hisleri pazarlık konusu yapmaya başlayınca, sevgi mi kalırdı ortada.
evet evet, seni hiçbir karşılık beklemeden, sonsuz bir sadakatle, içindeki çocuğu büyütmeden, değişmeni beklemeden aksine kendin olabilmeni destekler biçimde, severdim seni.
devamını gör...

selamun aleyküm.
devamını gör...

yav valla nazım hikmet süreya gibi şairim ben ya?

çıktık konya meram yoluna
gidek dedik en yakın oturağa
kuralım güzel bir oturak alemi
bakalım içmemize soframıza

zalım yengeniz beni yoldan aldı
eve götürüp giydirip köçek yaptı
sabah nasıl oldu bilemedim oy
o gün bugün tövbe ettim harama

şimdi o uyudu ben geziyorum
ama hafiften de bi tırsıyorum
sabah olup da bunu okuyanda
içinden cadı çıkacak biliyorum

bana bi şiyir yaz bu gece dedi
elimden geleni yazarım dedim
iyi de ben ne anlarım şiyirden
içimi döktüm anca gidiyorum

bitmedi gitti yav bu işkence de
kaç mısra olsun demişti bana
aha valla bitiyor bu son 2 satır
ona armağan edip kaçıyorum
devamını gör...

murdar kelimesinin galat-ı meşhur'u.
devamını gör...

sağlık çalışanlarımızın dünyada 1 numara olduğunu kanıtlayan haber. avrupa'da polonya gibi ülkelerin aşıların eşit dağıtılmadığınından yakınması veya fransada aşılama sisteminin çökmesi gibi olaylar oluyor. amerikayı saymıyorum bile.
eğri oturup doğru konuşalım hiç kimse ayda 3000-4000₺ maaş için -10 derecede 30kg çanta ile dağ başına çıkmaz. sadece bu bile yeter.

trt haber
--- alıntı ---

85 yaş üstündeki vatandaşları aşılamak için karlı yolları aşıyorlar

30 kiloluk çantalarla kilometrelerce yürüyorlar

oluşturulan ekiplerin sabahın erken saatlerinde sahaya çıktığını anlatan dalga, şöyle konuştu:

"ekiple çıktığımız güzergahtaki aşıların tümünü yapmaya çalışıyoruz. bu artık iş değil, gönüllülük esası oluyor. doktor, hemşire ve tıbbi sekreterle yollara çıkıyoruz. sadece kendi işimizi yapmıyoruz. yeri geliyor kara saplanan arabayı itiyoruz. 30 kiloluk acil durum çantasını sırtımıza alıp kilometrelerce yürüyoruz. çoğu zaman köy yollarında kalıyoruz. hepimiz biliyoruz ki salgını bitirecek olan aşılamadır. bilim insanlarımıza, sağlık çalışanlarımıza güvensinler. sırasına göre aşılarını yapsınlar. tez zamanda bu salgını bitirelim."

--- alıntı ---
devamını gör...

unutmayacağız
devamını gör...

süperbaba,mahallenin muhtarları,bizimkiler.
devamını gör...

günde 5 kahve içip 850 kere esneyen insanım, beni kanıt olarak kullanabilirsiniz dediğim tespit.
devamını gör...

keanu reeves abimizin alex sandra bullock ablamızın ise kate karakterlerine hayat verdiği romantik/dram tarzı filmdir. güney koreli sinema filmi ıl mare'nin yeniden çevrimi olan filmin senaristliğini david auburn yönetmenliğini ise alejandro agresti üstlenmiştir. kesinlikle romantik komedi diyenlere itibar etmeyiniz efendim.

film göl kıyısındaki evinden işi yüzünden taşınmak zorunda olan kate adlı karakterin eski evinin posta kutusuna bir mektup bırakmasıyla başlıyor. bu mektubu alan alex ise mektup tarihine baktığı zaman 2 yıl sonrası olduğunu fark ediyor. tabi klasik bir şekilde bu ikili gel zaman git zaman mektuplaşmalar vesilesiyle birbirlerine karşı bir şeyler hissetmeye başlıyorlar.

film genel olarak ağır ilerlese de ana fikrin sarsıcılığı ve final sahnesinde acaba ne olacak merakı filmi izlemeniz için sizi teşvik ediyor. çok tatlı ayrıntılar ve zaman mefhumunun karışıklığı bazen ay ne güzel bazen bu nasıl olabilir ya dedirtiyor. he şimdi derseniz ki öyle ahım şahım bir şeyi var mı sevgilimle baş başa izlemem için değer mi ne yalan söyleyeyim yok abi ben oyumu 10-15 farklı romantik dramdan yana kullanırım(notebook, the great gatsby, love&other drugs hatta aşk tesadüfleri sever bile daha izlenilesi...)

evet sadede gelirsek ben filme 5.5/10 veriyorum çerezlik boş vaktim olsa izlerim filmi benim için. iyi seyirler.
devamını gör...

rammstein - ohne dich
devamını gör...

karanlığın rengini bilmem.
aydınlık ne demek?
mutlu olmak sevmekse sevmek aydınlık demek.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

birden yalnızlığa gömülmüş kimseler de görülecek. yapayalnız, korkunç iğrençlikleri içinde yapayalnız insanlar sokaklarda koşuşacak; gözleri bir yere dikili, dertlerinden hem kaçıp hem onu içlerinde taşıyarak, ağızları açık, kanatlarını çırpan dil-böcekleriyle önümden yorgun argın geçecekler. o zaman katıla katıla güleceğim; gövdem, düğünçiçekleri ve kasımpatıları gibi açılan ne idüğü belirsiz pis kabuklarla kaplı olsa bile güleceğim.


syf. 234
bulantı, jean paul sartre
devamını gör...

hayalet sevgilim - irem. şimdilerde avukatlık yapıyor ve bir youtube kanalı açtı.
devamını gör...

arkadaşlar sevişme eksikliğiniz varsa gidin sevişin. edepsiz saatler ne la *
devamını gör...

'kınamayiniz, kinadiginiz sey başınıza gelmedikçe olmezsiniz. " hadisini hatirlatmaktadir. ben asla yapmam demedigim şeyleri bile yaptım. bir de demiş olsam allah muhafaza...
devamını gör...

orta amerika ve güney amerika'ya özgü, hoş kokusuyla mest eden bir orkide türü. britanya adası'na çeşitli keşifler sebebiyle giden hollanda asıllı ed vogel çiçeği keşfetmiş, yalnızca geceleri çiçek açtığını gözlemlemiştir. gece açmasının sebebi bilinmemektedir.

gündüz bu şekilde görünürken;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gece böyle görünür;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ılıman iklim şartlarına uygun olarak yapılanan sistemiyle, yaz aylarına doğru çiçek açar. geniş yapraklı ve tek bitki üzerinde 2 veyahut 3 tane açan çiçeğin en önemli özelliği geceleri çiçek açmak olan gece orkidesi, gündüzleri akşamsefası gibi ufaktan kapalı görünürken, gece vakti olunca yüzünü aya döner, yaylandıkça yaylanır. * keskin kokusunu geceye yayar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bir insanın ten rengi ne olabilir?
siyah, beyaz, bazen hafif kırmızı veya sarımtırak. peki daha önce hiç mor ya da mavi renkli bir insan gördünüz mü?
hayır dediğinizi duyar gibiyim.
işte karşınızda arjiri hastaları. bu hastalar vücutlarında yoğun gümüş birikmesi sonucu mor ten rengine sahip oluyorlar. ve bu hastalık doğuştan gelen biyolojik bir bozukluk sonucu değil de yoğun gümüş kullanım sonucu ortaya çıkıyor. lazer teknolojisi ile bir nebze olsun azaltılırsa da tamamen giderilmesi mümkün değil.
gümüş, insan vücudundan kolaylıkla atılabilen bir element değildir ve sürekli olarak vücutta depolanır. gümüşe, gümüş tozuna ve hatta gümüş içerikli diğer kimyasal bileşiklere uzun süreli maruz kalmak, vücudunuzdaki gümüş miktarını hızla arttıracaktır. öncelikle fark edilmeden vücudun farklı bölgelerinde; deri altında, organlarda biriken bu gümüş, ışığa maruz kaldığında karararak renk değiştirir. bunun sonucunda gümüşe fazla maruz kalmış kişi, mor veya mavi bir renk almaya başlar. neyse ki, vücudumuz için yüksek toksisite oranına sahip bir metal değildir gümüş; bu yüzden bu şekilde renk değişimine sebep olacak miktardaki gümüş birikimi bile, başka bir hastalık durumunu genellikle ortaya çıkarmamaktadır. bu da arjiri'yi sadece “kozmetik bir problem” haline getirmektedir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu hastalıktan nasıl korunabiliriz:
başta evde gereğinden fazla gümüş kullanmamak geliyor tabii ki.
kullandığımız ürünlerin dayanıklı ve bakımlı olmasına, böylece havaya gümüş tozu yaymamasına, dikkat etmeliyiz.
kullandığımız gümüş takıları gece yatmadan önce çıkarabilir veya gün içerisinde belli saatlerde bu takılardan uzak kalabiliriz.
ve en önemlisi de kolloidal gümüş gibi bilimsel olarak işlevsiz alternatif tıp yöntemlerinden uzak durmalıyız.

mavi bir şirin olmamanız dileğiyle, kendinize iyi bakın. hoşçakalın
devamını gör...

anaç, evcimen, iyi bir aşçı.

*kokulara karşı çok hassas.

*geleneksel, zaman zaman sabit fikirli.

*kilo almaya yatkin.

*sanatkârane... dans, müzik ve resim ile uğraşıyor olabilirler. (mutlaka sanatın bir dalı ile yakından ilgili olur. )

*zaman zaman önyargılı.

*kıskançlığı ile cümle aleme nam salmış.
( bunlarin kıskanmayanları da hiç kiskanmiyor, sööliiim. )

*oglaklarla ya hep ya hiç! ama olduğu zaman kavgalı, gürültülü, daha da önemlisi tutkulu!

*kimisinin hayatı gerçek aşkı aramakla geçer, kimisi ise öğrenme budalasidir.

* evliliğe ikna etmem zordur. bırakın evliliği, bu kadınlar sevgiliyken bile zordur.

* çok zor guvenirler. ama güvenirlerse göğü ayaklarınızın altına serip, yeri ayaklarınızın altından çekip alabilirler.

*dokunsaldirlar. sadece dokunsal değil isitseldir de aynı zamanda. çünkü onlar 5 duyu organını çok etkin bir şekilde kullanırlar.

( örneğin yürürken burnuna kötü bir koku geldiğinde yüzünü eksiten ya da trafikte beklerken bir yerden bir müzik sesi duyup dikkatle kulak kesilen biri varsa bunlardan biri olabilir. )

* içten içe alıngan ve naiftirler. küstüklerinde kolay kolay barismaz, tripleriyle saçınızı başınızı yoldurabilirler. ( size küsüyor, trip atıyorsa, size gerçekten değer veriyordur. )

*ilgi budalası değildirler. ama ilgiye actirlar. ne kadar ilgilenirseniz ilgilenin sıkılmaslar.

*finansal arası iyidir. bu yüzden kazanmayi da biriktirmeyi de bilir. kaliteye de önem verdiğinden, taktir edersiniz ki harcamayı da bilir.

*hayattan zevk almayı bilirler. sıkça söylenen tabiriyle "sefa pezevengidirler" demek yanlış olmaz.
( nerde bir müzik ziyafeti, dans, tiyatro vb. orda boğalar. )


*olumsuz anlamda: zaman zaman önyargılı oluşları söylenebilir. dik kafalı veya özgürlüğüne düşkün insanlar olduğunu da eklemek lazım. kolay kolay kendilerini ezdirmezler. ( erkekler için olumsuz. ikili ilişkilerde baş etmesi güç bir kadın haline gelebiliyorlar bu yüzden. )

*soğuk oluşları ukalalik, kendini beğenmişlik ya da kibir olarak nitelendirilebilir. mesafeli insanlar oldukları için, ilk bakışta sevmeyebilirsiniz.

*bu kadınların arkadaşlarına çok önem verdiğini ve kötü gün dostu olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. hele ki yıllardır yaşamında ona eşlik eden birisiyseniz.

*bu kadınların dertlerini paylaşmayan, içine atan bir tarafı vardir. bu yüzden de afrodit'in aforizma tanrıçası boğa kadınlarını anlamak hayli güç... "

canım burcumdur. pamuklara sararak seviniz.
devamını gör...

kirli siyaset..
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim