gençlerde işsizlik diye bir kaygının bulunmaması
hak etmeyen insanlar,hak edilmeyen yerlere geldiler.bu gençler okudular,düşündüler kafalarına bir türlü yerleştiremediler,gittikleri yerlerde değer görmediler.şimdi bu gençlere umursayın diyorsunuz da onlar umursamadıkları zaman sadece mutlu olabiliyorlar.
ben kaygı hissinden bıktım artık o da beni bıraksın gitsin..
ben kaygı hissinden bıktım artık o da beni bıraksın gitsin..
devamını gör...
anonim kalmanın önemi
saçmalama hakkınızı rezil olmadan kullanmanıza yarar.
devamını gör...
karadeliğin etrafında yaşanabilir mi
teorik bir durum üzerinden akıl yürütmeye çalışalım. şöyle ki; farz edelim güneş bir kara delik. güneş'in schwarzschild yarıçapının 3 kilometre olduğu tahmin edilmekte olduğundan, güneş'in yerine koyacağımız kara deliğin çapı 3 kilometre olurdu. peki bu durumda bu kara delik dünyayı ve diğer gezegenleri yutabilir miydi ?
bu sorunun cevabı aslında hayır desek yanılmış olmayız. çünkü bu çaptaki bir karadeliğin dünyayı yutması için, bizim ona 3 kilometre uzaklıkta olmamız gerekir ya da yörüngemizin ona doğru yol alıyor olması lazım. herkesin bildiği şu bilgiye göre; kara deliklerin olay ufkuna girilmediği sürece tamamı ile zararsız yapılardır. teoriyi sürdürmeye devam edecek olursak; dünya kara deliğe 3 kilometre yakın olursa ne olur ? bu durumda kara deliğin kütle çekim alanında olduğumuzdan, inanılmaz büyüklükte gel gitler oluşur. bu devasa gel gitlerin etkisine dayanamayan dünya bir anda patlayarak parçalara ayrılır ve patlamadan geriye kalıp savrulan parçalardan kalanlar da kara deliğe düşer. bu olaya gel git çarpılma olayı denir. bu olay o kadar kısa sürede gerçekleşir ki; siz dünya üzerinde olduğunuz için sadece çok güçlü bir parlaklık ve ışık görürsünüz. sonrasında her şey ve siz yok olursunuz. fakat 1 kilometre dahi uzaklaşınca kara deliğin olay ufkundan ayrılmış oluyoruz ve kütle çekiminin etkisine girmiyoruz. durum yalnızca kara deliğin olay ufkuna girip girmemekten ibaret.

son olarak, şunu da belirtmek isterim ki; güneş'e olan uzaklığımız 150 milyon kilometre kadardır. bu uzaklık sayesinde, galaksimizin merkezinde bulunan süper kütleli kara delik sagittarius a* dahi güneş'in yerinde olsaydı sadece merkür'ü yutabilirdi. güneş'in yerinde olması gereken kara deliğin çapının 51 milyon güneş kütlesinde olması gerekir. çünkü sagittarius a* bile sadece 4.4 milyon güneş kütlesi çapında. sonuç olarak güneş'in yerinde bir kara delik olduğunda bizi içine çekmez ancak güneş olmadığı için çok fazla ısı kaybı yaşanır. bu yüzden dünyada yaşam son bulacaktır. bunun da çözümünü bulabilirsek eğer bir kara deliğin etrafında yaşanması mümkün.
bu sorunun cevabı aslında hayır desek yanılmış olmayız. çünkü bu çaptaki bir karadeliğin dünyayı yutması için, bizim ona 3 kilometre uzaklıkta olmamız gerekir ya da yörüngemizin ona doğru yol alıyor olması lazım. herkesin bildiği şu bilgiye göre; kara deliklerin olay ufkuna girilmediği sürece tamamı ile zararsız yapılardır. teoriyi sürdürmeye devam edecek olursak; dünya kara deliğe 3 kilometre yakın olursa ne olur ? bu durumda kara deliğin kütle çekim alanında olduğumuzdan, inanılmaz büyüklükte gel gitler oluşur. bu devasa gel gitlerin etkisine dayanamayan dünya bir anda patlayarak parçalara ayrılır ve patlamadan geriye kalıp savrulan parçalardan kalanlar da kara deliğe düşer. bu olaya gel git çarpılma olayı denir. bu olay o kadar kısa sürede gerçekleşir ki; siz dünya üzerinde olduğunuz için sadece çok güçlü bir parlaklık ve ışık görürsünüz. sonrasında her şey ve siz yok olursunuz. fakat 1 kilometre dahi uzaklaşınca kara deliğin olay ufkundan ayrılmış oluyoruz ve kütle çekiminin etkisine girmiyoruz. durum yalnızca kara deliğin olay ufkuna girip girmemekten ibaret.

son olarak, şunu da belirtmek isterim ki; güneş'e olan uzaklığımız 150 milyon kilometre kadardır. bu uzaklık sayesinde, galaksimizin merkezinde bulunan süper kütleli kara delik sagittarius a* dahi güneş'in yerinde olsaydı sadece merkür'ü yutabilirdi. güneş'in yerinde olması gereken kara deliğin çapının 51 milyon güneş kütlesinde olması gerekir. çünkü sagittarius a* bile sadece 4.4 milyon güneş kütlesi çapında. sonuç olarak güneş'in yerinde bir kara delik olduğunda bizi içine çekmez ancak güneş olmadığı için çok fazla ısı kaybı yaşanır. bu yüzden dünyada yaşam son bulacaktır. bunun da çözümünü bulabilirsek eğer bir kara deliğin etrafında yaşanması mümkün.
devamını gör...
bir ömer hayyam rubaisi bırak
9 yaşındayken ilk 10 sayfasını sırasıyla ezberlediğim rubailer kitabı.
en sevdiklerim :
ey güzel senki bana derdi derman edensin
şimdi çekil önümden diye ferman edersin
senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez
ne yapsın kıblemi değiştirsin bu can dersin
sevgile seninle ben pergel gibiyiz
iki başımız var bir tek benenimiz
ne kadar dönersem döneyim çevrende
er geç başbabaşa verecek değilmiyiz ?
(lisede geometri kitabımın üstüne yazmıştım)
benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti
dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti
nişanlım dünyaya ne çeyiz istersindedim
benim çeyizim senin gamsız yüreğindir dedi.
bir yanarım tanrı özlemiyle musa gibi
bir ölürüm murada ermeden yahya gibi
yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden
hep bir başka derdin terzisiyim isa gibi
ey yanağı ağustos gülünü bastıran
ey yüzü çin güzellerini kıskandıran
bakışı babilşahını büyüde yenip
elinde at, fil, ruh, ferz, bayrak bırakmayan
camiye gittim ama allah bilir niye
ne namaz kılmaya ne dua etmeye
eskiden bir kilim aşirmıştım camiden
o eskidi gittim yenisi yürütmeye
sevgili bir başka güzelsin bugün
ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün
güzeller bayram günleri süslenir
seninse bayramları süsler yüzün
ferman sende ama güzel yaşamak bizde
senden ayığız bu sarhoş halimizde.
sen insan kanı içersin biz üzüm kanı
insaf be sultanım kötülük hangimizde ?
en sevdiklerim :
ey güzel senki bana derdi derman edensin
şimdi çekil önümden diye ferman edersin
senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez
ne yapsın kıblemi değiştirsin bu can dersin
sevgile seninle ben pergel gibiyiz
iki başımız var bir tek benenimiz
ne kadar dönersem döneyim çevrende
er geç başbabaşa verecek değilmiyiz ?
(lisede geometri kitabımın üstüne yazmıştım)
benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti
dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti
nişanlım dünyaya ne çeyiz istersindedim
benim çeyizim senin gamsız yüreğindir dedi.
bir yanarım tanrı özlemiyle musa gibi
bir ölürüm murada ermeden yahya gibi
yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden
hep bir başka derdin terzisiyim isa gibi
ey yanağı ağustos gülünü bastıran
ey yüzü çin güzellerini kıskandıran
bakışı babilşahını büyüde yenip
elinde at, fil, ruh, ferz, bayrak bırakmayan
camiye gittim ama allah bilir niye
ne namaz kılmaya ne dua etmeye
eskiden bir kilim aşirmıştım camiden
o eskidi gittim yenisi yürütmeye
sevgili bir başka güzelsin bugün
ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün
güzeller bayram günleri süslenir
seninse bayramları süsler yüzün
ferman sende ama güzel yaşamak bizde
senden ayığız bu sarhoş halimizde.
sen insan kanı içersin biz üzüm kanı
insaf be sultanım kötülük hangimizde ?
devamını gör...
end of all hope
nightwish'in century child albümündeki enerji yükseltmelik muazzam şarkısıdır.
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
this is the birth of all hope
to have what ı once had
this life unforgiven
ıt will end with birth
no will to wake for this morn
to see another black rose born
deathbed is slowly covered with snow
angels, they fell first but ı'm still here
alone as they are drawing near
ın heaven my masterpiece will finally be sung
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
wounded is the deer that leaps highest
and my wound it cuts so deep
turn off the light and let me pull the plug
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
this is the birth of all hope
to have what ı once had
this life unforgiven
ıt will end with birth
mandylion without a face
deathwish without a prayer
end of hope
end of love
end of time, the rest is silence
mandylion without a face
deathwish without a prayer
end of hope
end of love
end of time, the rest is silence
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
this is the birth of all hope
to have what ı once had
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
end of all hope
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
this is the birth of all hope
to have what ı once had
this life unforgiven
ıt will end with birth
no will to wake for this morn
to see another black rose born
deathbed is slowly covered with snow
angels, they fell first but ı'm still here
alone as they are drawing near
ın heaven my masterpiece will finally be sung
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
wounded is the deer that leaps highest
and my wound it cuts so deep
turn off the light and let me pull the plug
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
this is the birth of all hope
to have what ı once had
this life unforgiven
ıt will end with birth
mandylion without a face
deathwish without a prayer
end of hope
end of love
end of time, the rest is silence
mandylion without a face
deathwish without a prayer
end of hope
end of love
end of time, the rest is silence
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
this is the birth of all hope
to have what ı once had
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
to end all the innocence
to be someone like me
ıt is the end of all hope
to lose the child, the faith
end of all hope
devamını gör...
antalya'da bir kadının cinsel saldırıya uğraması
küfr edemediğim için farklı bir sözlüğe geçip gelicem.
devamını gör...
imamoğlu’nun ellerini bağlaması bana göre suçtur
(bkz: yazıp yazıp silmek).
devamını gör...
felsefe'nin yedi bilgesi
yunanistan'ın yedi bilgesi olarak da adlandırılan kişiler, 620–550 arasında yaşayan ilk düşünürlerdir. antik yunan uygarlığının altın çağı olan mö 7. ve 6. yüzyıllara damgasını vurmuş bu önemli filozoflar şunlardır: miletli thales, lindoslu cleobulos, atinalı solon, spartalı chilon, prieneli bias, korinthli periander, midillili pittacus. bu düşünürler hakkında ilk yazılı belge platon’un protagoras adlı diyaloğundaki sokrates’in sözleridir. şöyle der sokrates:“hepsi sparta eğitimine hayrandı ve hepsi bu eğitimle yetişti. kısa ve öz deyişler hafızlara kazındı. her birinin ağzından özellikle şu deyiş hiç düşmedi: kendini bil;
hiçbir şeyde aşırıya kaçma. işte bu tür deyişlerle felsefi düşünme tarzı eskiler arasında çok yaygındı.”
sokrates’in de belirttiği üzere, antik dünyada felsefi düşünme söz konusu yedi bilge’nin insanlara ahlaki
tavsiyeler niteliğindeki kısa ve öz deyişleriyle başladı. yedi bilge'den en sevdiğim kısmı da alıntılamak istiyorum:
dilini tut, özellikle de resmi bir ziyafette.
kimseyi tehdit etme.
kendini bil.
iyi gününden ziyade kötü gününde dostunun yanında ol.
düğününde abartıya kaçma.
yaşlılığa hürmet et.
kendi güvenliğin için akıl danış.
haksız bir kazançtansa, kaybı göze al.
başkasının felaketine sevinme.
güçlüyken merhametli ol.
altının saflığı mihenkle sınanır; insanın iyisi, kötüsü de altınla.
dilin düşünceni aşmasın.
öfkene hâkim ol.
imkânsızı hedefleme.
kanunlara uy.
ölmüşleri bahtlı kişiler olarak öv.
konuşurken el kol hareketi yapma ki seni deli sanmasınlar.
sükûnetini koru.
ölmüşlerinizi iyilikle yad edin.
kaynak
hiçbir şeyde aşırıya kaçma. işte bu tür deyişlerle felsefi düşünme tarzı eskiler arasında çok yaygındı.”
sokrates’in de belirttiği üzere, antik dünyada felsefi düşünme söz konusu yedi bilge’nin insanlara ahlaki
tavsiyeler niteliğindeki kısa ve öz deyişleriyle başladı. yedi bilge'den en sevdiğim kısmı da alıntılamak istiyorum:
dilini tut, özellikle de resmi bir ziyafette.
kimseyi tehdit etme.
kendini bil.
iyi gününden ziyade kötü gününde dostunun yanında ol.
düğününde abartıya kaçma.
yaşlılığa hürmet et.
kendi güvenliğin için akıl danış.
haksız bir kazançtansa, kaybı göze al.
başkasının felaketine sevinme.
güçlüyken merhametli ol.
altının saflığı mihenkle sınanır; insanın iyisi, kötüsü de altınla.
dilin düşünceni aşmasın.
öfkene hâkim ol.
imkânsızı hedefleme.
kanunlara uy.
ölmüşleri bahtlı kişiler olarak öv.
konuşurken el kol hareketi yapma ki seni deli sanmasınlar.
sükûnetini koru.
ölmüşlerinizi iyilikle yad edin.
kaynak
devamını gör...
tanrının insana verdiği en büyük ceza
hissetmek. mesela bir şeye seviniyoruz mutlu oluyoruz daha sonra yaşadığımız her şeyde o mutluluğu arıyoruz. birine kızıyoruz sinirleniyoruz ve hem kendimize hem ona zarar veriyoruz. acı çekmek zaten apayrı bi durum. üzülmek, yıpranmak, korkmak bize hep kötü gelen şeyler.
kısacası iyi hissettiğimizde hayatımızın geri kalanında o mutluluğu huzuru arıyoruz, kötü hissettiğimizde de hem o anı hem de gelecek zamanı kötü etkiliyoruz. duygulara önem veren biri olsam da belki de bu gerçekten bi cezadır*.
kısacası iyi hissettiğimizde hayatımızın geri kalanında o mutluluğu huzuru arıyoruz, kötü hissettiğimizde de hem o anı hem de gelecek zamanı kötü etkiliyoruz. duygulara önem veren biri olsam da belki de bu gerçekten bi cezadır*.
devamını gör...
yazarların olmak istediği şiir
en sevdiğim şiir olan atilla ilhan'dan 'ben sana mecburum' şiiri olurdu. ama eğer sevdiğimin benim için yazdığı bir şiir varsa en önce o.
devamını gör...
üzüntüyü belli etmemek
sıkça yaptığım durumdur. acıdan kıvranırsın, o an aklın bambaşka yerdedir ama aynı zamanda kimse anlamasın diye gülersin.
ve kimse gerçekten de anlamaz o an nerede olduğunu.
ve kimse gerçekten de anlamaz o an nerede olduğunu.
devamını gör...
yazarların dayak yeme anısı
5. sınıfta ilk kavgamı etmiştim burnuma vurunca oturup ağlamıştım ve hala birisi burnuma vursa oturup ağlarım heralde.
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
hayatın matematikten ibaret olduğunu öğrenmek. özellikle de insan ilişkilerinde.
insanlarla değer dengesini kurmak gerekir. bu bir üstünlük meselesi değil elbet. yıpranmamak için bir önlem yalnızca. daha az değer verirsem vicdanım rahatsız olur, daha çok değer verirsem eksik hissederim.
hâlbuki her şey kararında olmalı.
insanlarla değer dengesini kurmak gerekir. bu bir üstünlük meselesi değil elbet. yıpranmamak için bir önlem yalnızca. daha az değer verirsem vicdanım rahatsız olur, daha çok değer verirsem eksik hissederim.
hâlbuki her şey kararında olmalı.
devamını gör...
ateistler zor günlerinde kime sığınıyor sorunsalı
ateist değilim ama bir dine de mensup olduğum söylenemez linç falan etmeyin lütfen ben sadece kendime güvenip yaslanıyorum o kadar diğerlerini bilmem.
devamını gör...
hasbihâl
aapçada ''neden, gerekçe'' anlamına gelen haseb kelimesiyle hâl kelimesinin birleştirilmesinden türetilmiş osmanlıca bir kelime. sohbet anlamına gelir ama alelade insanlarla olan sohbet, muhabbet değil; kadirşinas insanlarla edilen sohbeti anlatır. fiil hâli de hasbihâl etmektir.
bilinen en eski yazılı kullanımı fransız dilbilimci ve oryantalist meninski'nin 1680 yılında hazırladığı türkçe-latince sözlük thesaurus linguarum orientalium'tedir: hasbi hāl idüp bu ebyātı okudı
bilinen en eski yazılı kullanımı fransız dilbilimci ve oryantalist meninski'nin 1680 yılında hazırladığı türkçe-latince sözlük thesaurus linguarum orientalium'tedir: hasbi hāl idüp bu ebyātı okudı
devamını gör...
yurt dışında okumak
benim bir arkadaşımın annesi ankaranın köklü üniversitelerinin birinde profesör babası da mit 'ı birincilikle bitirmiş çok bilgili bir profesör. yine ankarının en iyi üniversitelerinden birinde.
kızlarını özel bir kolejin ibdp sınıfına verdiler, her yaz maltaya dil okuluna ve california'ya yolladılar.ben yarım yamalak konuşurken kız anadili gibi ingilizce konuşuyordu. yks gibi aptal bir sınava hazırlanmak yerine sat sınavına hazırlanıyordu. 44/45 puan almış. şimdi stanford üniversitesinde bilgisayar bilimleri okuyor.amerikanın en pahalı eyaletinde yaşıyor ve babası her ay en az 10 bin dolar gönderiyor. kısacası imkan meselesi. ailen sana ne sunarsa osun.
kızlarını özel bir kolejin ibdp sınıfına verdiler, her yaz maltaya dil okuluna ve california'ya yolladılar.ben yarım yamalak konuşurken kız anadili gibi ingilizce konuşuyordu. yks gibi aptal bir sınava hazırlanmak yerine sat sınavına hazırlanıyordu. 44/45 puan almış. şimdi stanford üniversitesinde bilgisayar bilimleri okuyor.amerikanın en pahalı eyaletinde yaşıyor ve babası her ay en az 10 bin dolar gönderiyor. kısacası imkan meselesi. ailen sana ne sunarsa osun.
devamını gör...
diyalog katili
manidar beyanatıyla diyalogu katleden kişidir. diyalog katili, öyle bir neticesizlik doğurur ki üstüne ne söyleseniz / ne yazsanız anlamsızdır artık. boşluğa düşürür, uçsuz bucaksız evrenimizde çiğ tanesi kadar bile olmadığımızı hatırlatır.
örnek diyalog:
-burnumda tütüyorsun bir bilsen.
+durum bu. *
örnek diyalog:
-burnumda tütüyorsun bir bilsen.
+durum bu. *
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
.
devamını gör...
nuh tepesi
2019 yapımı filmin başrollerinde haluk bilginer ve ali atay vardır. tam anlamıyla bir baba oğul hikayesi anlatılır.
ibrahim (haluk bilginer) hastadır, ölmek üzeredir. doğduğu büyüdüğü köye dönüp orada kendi diktiği ağacın altına gömülmeyi ister, fakat o ağaç insanların köye akın akın gelmelerine neden olan nuh peygamber'in tufandan sonra diktiği ilk ağaç olarak hikayeleştirilmiştir. bu sayede köyün muhtarı da çokça para kazanmaktadır.
böyle bir hikayeden yola çıkılarak ilerleyen filmin ekseninde terk edilmiş ömer(ali atay) ve babasının birbirlerini anlamaya çalışmaları vardır.
babasının ömer'i ve annesini fransız bir kadın için bırakıp gitmesiyle başlayan, ömer'in babasız kalmanın zorluklarını yaşayarak, babasına olan nefretini annesinden çıkardığı yıllarda, tüm yaşadıkları sayesinde özünde iyi biri olsa bile topluma karşı kaba bir insana dönüşmüştür ömer. karısıyla da sorunları vardır. üstelik karısı hamiledir ve boşanmak üzeredirler, fakat ömer çocuğun velayetini istiyordur.
şahane diyalogların döndüğü, yine kendi kişiliklerinden arınıp oynadıkları rollerle devleşen oyuncular... hande doğandemir hariç. genel olarak iyi bir oyuncu olmadığını düşünüyorum, sadece bu film için geçerli değil. fiziksel ya da kişisel bir sorun da değil. sadece iyi bir oyuncu değil ve bu kadar iyi oyuncuların olduğu bir filmde de feci şekilde sırıtıyor. iyi ki rolü kısa dedirtti.
ibrahim (haluk bilginer) hastadır, ölmek üzeredir. doğduğu büyüdüğü köye dönüp orada kendi diktiği ağacın altına gömülmeyi ister, fakat o ağaç insanların köye akın akın gelmelerine neden olan nuh peygamber'in tufandan sonra diktiği ilk ağaç olarak hikayeleştirilmiştir. bu sayede köyün muhtarı da çokça para kazanmaktadır.
böyle bir hikayeden yola çıkılarak ilerleyen filmin ekseninde terk edilmiş ömer(ali atay) ve babasının birbirlerini anlamaya çalışmaları vardır.
babasının ömer'i ve annesini fransız bir kadın için bırakıp gitmesiyle başlayan, ömer'in babasız kalmanın zorluklarını yaşayarak, babasına olan nefretini annesinden çıkardığı yıllarda, tüm yaşadıkları sayesinde özünde iyi biri olsa bile topluma karşı kaba bir insana dönüşmüştür ömer. karısıyla da sorunları vardır. üstelik karısı hamiledir ve boşanmak üzeredirler, fakat ömer çocuğun velayetini istiyordur.
şahane diyalogların döndüğü, yine kendi kişiliklerinden arınıp oynadıkları rollerle devleşen oyuncular... hande doğandemir hariç. genel olarak iyi bir oyuncu olmadığını düşünüyorum, sadece bu film için geçerli değil. fiziksel ya da kişisel bir sorun da değil. sadece iyi bir oyuncu değil ve bu kadar iyi oyuncuların olduğu bir filmde de feci şekilde sırıtıyor. iyi ki rolü kısa dedirtti.
devamını gör...
