umarım gelecekte minyon olmanın faydasını bu şekilde göreceğim. kendimi hep böyle avutuyorum.
devamını gör...

(bkz: sivil itaatsizlik) henry david thoreau'nun ilk baskısı 1849 yılında yapılan deneme türündeki kitabıdır. sivil itaatsizlik veya başka bir deyişle pasif direniş, bireyin uğradığı haksızlıklar karşısında kamuoyunun ve ilgili mercilerin dikkatini çekmek suretiyle şiddetsizlik üzerine temellenen ve bir çeşit direniş hakkına işaret eden eylemler bütünü olarak tanımlanabilir. bu kitap sivil itaatsizliğin kurucusu olarak kabul edilen abdli şair, yazar ve düşünür henry david thoreau'nun fikirlerini yansıtan bir deneme niteliğindedir. sivil itaatsizlik yaklaşımını bizzat literatüre kazandıran kişi olarak ortaya attığı yaklaşımlarla aynı zamanda gandhi ve martin luther gibi isimlerin geliştirdiği fikir ve pratiklere esin kaynağı olmuştur.


-"en iyi devlet en az yöneten devlettir. " bu slogana katılmamak elde değil. gerçekten de böyle bir şeyi sistematik bir şekilde hemen görmeyi arzuluyorum. bu, deneyimlendiği takdirde şöyle bir sonucun ortaya çıkacağına inanıyorum. "en iyi devlet hiç yönetmeyen devlettir". ve ancak insanlar hazır olduklarında böyle bir devlet biçimi mümkün olacak. devlet en iyi ihtimalle belli bir amacı gerçekleştirmek için kullanılan bir araç olmaktan ibarettir; fakat genellikle devletlerin çoğu ve bazense tümü böyle işlemez. sy 57



- insanlar sadece insan olarak değil makineler gibi her şeyleriyle devlete hizmet ederler. insanlar ordudur, milistir, gardiyandır, polistir, kolluk kuvvetidir. birçok durumda, hukuki veya ahlaki sorumluluğun olmadığı bir eylem yoktur fakat insanlar kendilerini ağaç, toprak ve taş seviyesine indirgerler; belki de bu şekilde amaca hizmet edecek, bilinçten yoksun kişiler üretilir. böyle bir emir, önemsiz insanlardan veya bir pislik yığınından daha çok saygıdeğer değildir. onların yalnızca köpekler ve atlar kadar değeri vardır. ancak bu tarz insanlar bile genellikle iyi vatandaş sayılır. yasa koyucu, politikacı, avukat, bakan, müdür gibileri temelde devlete akıllarıyla hizmet ederler ve nadiren ahlaki farklılıklara giderken, bilmeden de olsa şeytana bir tanrıymış gibi hizmet ederler. kahramanlar, vatanseverler, şehitler, reformcular ve öteki bazı kişilerse devlete vicdanlarıyla hizmet ederler ve bu yüzden de çoğunlukla ona belirli bir direnç gösterirler, genelde onlara düşmanmış gibi davranılır. bilge bir kişi yalnızca bir insan olarak faydalı olacaktır; bir "toprak" parçası olmaya ve " rüzgarı uzakta tutmak için bir boşluğu kapamayı" kabul etmeyerek, en sonunda bu ofiste tozunu bırakcaktır.



fazla asil bir kökten geliyorum varlıklı olmak için.
ikinci planda olmak için yönetme konusunda,
bir görevlisi ya da aleti olmak için
dünya üzerinde bir egemen devletin.



herkesin devrim yapma hakkı var; yani, tiranlığı ve verimsizliği had safhadaysa ve dayanılacak gibi değilse devlete bağlılığı reddetme ve ona direnme hakkı diyelim buna. sy 61



- haksız bir şeyden dolayı insanları hapseden bir devletin çatısı altında, haklı bir insan için doğru yer de yine hapishanedir. massachusetts'in daha özgür ve herhangi birine daha az bağlı olan ruhlara sunduğu en uygun tek yer, halihazırda kendilerini kendi ilkeleri dışına iterken kendi eyleminden dolayı eyaletin dışında alıkonulduğu hapishanelerdir. kaçak kölenin ve şartlı tahliyesi olan kişinin, kendi ırkının hatalarından dolayı özür dilemeye gelen yerlinin onları bulması gereken yer orasıdır; eyaletin kendisiyle birlikte olmayanları ve ona karşı olanları koyduğu ayrı fakat daha özgür ve onurlu bir yer, özgür bir adamın köle bir devlette gururla bağlanacağı tek yer. sy 71


bu son alıntıyı girerken aklıma, thoreau'nun yakın dostu raplh waldo emersonla yaşadığı rivayet edilen, bir hikaye geldi.
amerikan hükümeti meksika ile yürüttüğü savaşı finanse etmek amacıyla kelle vergisi adı altında bir dolar para toplar.
thoreau, ödediği bir doların savaşın finanse edilmesinde ve başka insanların öldürülmesinde kullanılacağı gerekçesi ile ödemeyi reddeder ve bu yüzden bir gece hapse atılır.
kendisiyle bir çok ortak fikri paylaştığı ve yakın dostu olan ralph waldo emerson, arkadaşını görmek üzere onun hücresine gittiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer.

- henry, neden buradasın ?

- waldo, sen neden burada değilsin?
devamını gör...

türk gençliğinin sana o kadar ihtiyacı var ki... arıyoruz seni...
devamını gör...

bir duruma, amaca, konuma gelebilmek için daha çok çaba sarf etmek gerektiği, ilerlenecek uzun yolların olduğunu anlatan deyim.
devamını gör...

monty hall problemi, ünlü bir olasılık bulmacasıdır. bir yarışma programında olduğunuzu ve önünüzde üç tane kapı bulunduğunu varsayalım. bu üç kapının ikisinin ardında birer keçi, ve bir tanesinin ardında ise bir araba bulunmaktadır. sizden bu üç kapıdan birini seçmeniz isteniyor. sunucu, hangi kapıda ne olduğunu biliyor ve size arkasında keçi olan kapılardan birisini açıyor. bu aşamada seçiminizi değiştirebilirsiniz, ancak değiştirmek sizin yararınıza mıdır?

çoğu insan seçimini değiştirmenin fark etmediğini ve %50 şansının olduğunu düşünür, ancak bu yanlıştır. seçiminizi değiştirmek her zaman arabayı bulma olasılığınızı arttırır. peki nasıl?

varsayalım ki bu üç kapının ilkinde araba, ikinci ve üçüncüsünde ise keçi var.

ilk kapıyı seçtiğinizde arabayı seçmiş olursunuz. diğer kapılardan birisi açılır ve eğer siz kararınızı değiştirirseniz, karar değiştirmek size kaybettirir.

ikinci kapıyı seçtiğinizde keçilerden birini seçmiş olursunuz. sunucu arkasında keçi olan diğer kapıyı açmak zorundadır. bu durumda karar değiştirmek size kazandırır.

üçüncü kapıyı seçtiğinizde yine keçilerden birini seçmiş olursunuz. sunucu tekrar arkasında keçi olan ikinci kapıyı açmalıdır. bu durumda karar değiştirmek size yine kazandırır.

bu üç olasılığın sonucunda seçimin değiştirilmesi 2/3 oranda kazandırır. bir diğer bakışla, yarışmacının seçimini değiştirmesi durumunda her zaman ilk seçiminin tersini elde edeceği çıkarımını yapabiliriz. ilk seçimin keçi olması olasılığı, araba olması olasılığından daha fazla olduğu için; seçimin değiştirilmesi her zaman daha avantajlıdır.

buradan pek çok kez oynayarak bu olasılığı gözlemleyebilirsiniz
devamını gör...

hiç de bilem.
devamını gör...

var böyle bir zorluk.
silgin ne kadar kaliteli de olsa, o kırmızı kalemi hangi allah'ın kulu yaptıysa artık, silmek için bir taraflarını da yırtsan, çok az da olsa kalır o kırmızı kurşun kalem izi.
o yüzden ilkokulda hiç kullanmak istemezdim.
devamını gör...

maske takmaya devam ederim gibi geliyor... kolay kolay bırakamam.*
devamını gör...

aile bireylerimden birini mutfakta bir iş yaparken görünce taktir etmek bakımından bir yerlerini çimdirmek.
devamını gör...

fıstık benim olacak binicem üstüne vurucam kırbacı vurucam kırbacı(u: )
devamını gör...

felsefenin geliştiği toplumlar, aynı zamanda gelişmiş toplumlardır. gelişmiş toplumlarda da felsefe daha iyi yerlere ulaşmıştır. felsefeye değer vermeden gelişemeyiz ama ideolojilerin kıskacında ezberlenmiş bir takım sloganik cümlelerle değil, hakikati bulma hedefiyle, zihinsel bir mesai gerektiren gerçek anlamda felsefe yapmaktan bahsediyorum. bunun için neler yapılabilir? felsefeyle barışmak bu kadar mı zor?
devamını gör...

benim bu. bilim, sanat, felsefe, tarih, din görünce hepsini engelliyorum. yazıyı okumaya başlarım bir şey öğrenecek gibi olunca anında yarıda keser hemen yazarı da engellerim. zorla kültürlenmek zorunda miyim kardeşim ben hı? istersem yutubda da aynisindan vardir yani. burasi yutup mu? hem sözlük burası adı üstünde goy goy için yağni*.
devamını gör...

kan beyin bariyeri olmayan organlara verilen isimdir.
bunlar pineal bez,nörohipofiz,area postrema,subfornikal organ,organum vaskülozum lamina terminalis olmak üzere 5 adettir.
devamını gör...

mısır mitolojisini diğer mitolojilerden ayıran en belirgin özellik sembollerle anlatılmasıdır.
önemli tanrıları
osiris: yer altı dünyasının hakimi,ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, kural koyucu,koruyucu, ölülerin yargıcı olan tanrıdır. osiris hep sivri külah başlığıyla,ayakları bitişik olarak tasvir edilir.
seth: çöl ve fırtınalar tanrısıdır.bir eşeği anımsatan uzun saçlı ve büyük kulaklı bir hayali hayvan olarak temsil edilir.
isis: mısırın en büyük tanrıçasıdır.aynı zamanda osiris'in karısıdır. sevgisi tüm canlıları kapsayan annedir. bir çift boynuzun arasında güneş diski bulunan akbaba şeklinde bir şapka giymiş kadın olarak gösterilir.
horus: gök tanrısıdır. horus, şahin başlı tasvir edilir.
anubis: mumyalama tanrısıdır. görevi tüm ölüleri korumak ve yüceltmektir. anubis, çoğunlukla bir çakalın ya da kurdun siyah başı ile insan formunda tasvir edilirdi. bu yüzden mumyalamayla görevli kişiler anubis maskesi takardı.
ra: güneş tanrısıdır.genellikle başında bir disk bulunan şahin kafalı insan biçiminde canlandırılmıştır.
toth:ay tanrısıdır. yaşam anahtarının sahibidir. ibiş kuşu başıyla tasvir edilir.
bast:koruyucu tanrıça olarak firavunun savunucusu ve koruyucusu olarak görülürdü.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

osiris efsanesi:
osiris, mısır kültünde en önemli tanrılardan biridir.tanrıça isis'in kocası, hem kardeşi hem de horus'un ise babasıdır.osiris, bu dünyanın kural koyucusudur.aynı zamanda bereket ve tarımın simgesidir.

mitolojiye göre insanlar osiris'i severler. koyduğu kuralları severek yerine getirirler. kardeşi seth onun bu başarısını kıskanır. seth osiris'ten kurtulmak için bir plan yapar. kardeşinin ölçülerine uygun bir tabut yaptırır. bir şölen düzenler. osiris'i de şölene davet eder. şölenin sonunda önceden yaptırdığı tabutu çıkararak bu tabutun kime uyarsa ona verileceğini söyler. herkes dener ve tabut sadece osiris'e uyar.bunun üzerine seth hemen kabutun kapağini kapatır ve osiris'in içinde olduğu tabutu nehire atar.

osiris'in karısı isis,kocasını aramaya başlar. sonunda tabutunu bulur ve onu da alıp mısır'a döner. cenaze töreni yapmak için tabutu bir bataklığa saklar. seth avdan dönerken tabutu bulur ve çok sinirlenir. osiris'in vücudunu tabuttan çıkarıp parçalara böler ve mısır'ın çeşitli yerlerine dağıtır.

isis bu parçaları teker teker bulur.bir parçası eksiktir. buna rağmen sihir ve büyü gücünü kullanarak dağılmış parçalarından osiris'i canlandırır. isis ve osiris'in horus adında çocukları olur. horus büyüyünce seth'e savaş açar. bu savaşın sonuçları çeşitli şekillerde anlatılır. savaşın sonucunda osiris yer altı dünyasının kralı, horus yaşamın kralı, seth ise şeytanlık ve kötülüğün kralı olarak kabul edilmeye başlanır.
devamını gör...

galiba insanların "insan" olabilmesi konusu tam anlatılmamış. bazı "ateist" arkadaşlar eğer tanrı, allah varsa niye kötülükleri engellemiyor, niye açlıktan insanlar ölüyor... gibi şeyler söylüyorlar. galiba sanıyorlarki bu dünyada "imtihan"da olan insanlar değil de ""tanrı."
islama göre eğer biri aç ise doyurmak yada doyurmayı sağlayacak bir sistem kurmak müslümanların, insanların sorumluluğudur, imtihanıdır...
islama göre eğer biri herhangi bir insana, hayvana yada canlı, cansız birine zarar veriyorsa, onların zulmüne engel olmak ve adaletli şekilde cezalandırılmalarını sağlamak yada sağlayacak bir sistem bulmak müslümanların, insanların sorumluluğudur, imtihanıdır...
insanın yapması gerekenleri yapmayıp, sorumluluktan kaçıp, işi tanrıya havale etmesi, sonrada ya bu tanrı bu zalimlere niye ceza vermiyor demesi yanlıştır.
yaptıklarımız yada yapmadıklarımız ile biz imtihandayız, allah değil.
devamını gör...

fazla bilinmeyen ama çok aşina bir hayat öyküsü.

bir balıkçı.

izmir çeşme'de yaşamış bir garip, sağır dilsiz.

balıkçı, garip, sağır dilsiz olması aşık olmasına engel olur mu hiç? olmamış tabii ki, gitmiş sakız adasında yaşayan bir kıza aşık olmuş...

gerisini yeni asır gazetesindeki haberi ile devam edip aşk'a dua edelim..yazının bundan sonrası yeni asır gazetesinden alıntıdır.

--

çeşme dalyanlı nezir kaya'nın hayatı "sırlarla" dolu. sakız adası'nda yaşayan aşkı tinika'yı görmek için kendi yaptığı teknesine bağladığı dev uçurtmayı yelken gibi kullanarak defalarca gitti geldi. köyün ortasına ise 30 metre yüksekliğinde bir kule inşaa etti. kuleye çıkarak sevgilisinin yaşadığı sakız adası'nı seyreden nezir kaya, aşkı için gittiği sakız adası'nda "türk casusu" sanılarak işkenceye uğradı. dönüşte yanlışlıkla çıktığı karaburun yarımadası'nda ise "yunan casusu" sanıldı. bir gece geçirdiği bisiklet kazası sonucu yaşamını yitiren kaya'nın dev kulesi ise bugün "tek pişmanlığım" diye olayı anlatan dönemin belediye başkanı nuri ertan tarafından yıkıldı.

dalyanlı nezir'in yaşamı, filmlere konu olacak türden. aslında da oldu. ama hikayenin tamamını kapsamıyordu. türk-yunan-bulgar ortak yapımı mehmet ali alabora ile katerina moutsatsos'un başrolünü oynadığı "kayıkçı" filmi ile dalyanlı nezir kaya'nın hayatından esinlenildi ve bir bölümü beyaz perdeye aktarıldı.

filme esin kaynağı oldu
yeni asır, hikayenin aslını ve tamamını yerinde araştırdı. kaya'nın fotoğrafı da ilk kez gün ışığına çıktı. nezir kaya'nın bugün yeğeni olan ve dalyan'ın ünlü restoranı "cevat'ın yeri"nin sahibi cevat aksu, hikayeyi ilk kez 1997 yılında yapılan çeşme 1. sanat festivali'nde gündeme getirerek kayıkçı isimli filme esin kaynağı olmasını sağlayan çeşme belediye eski başkanı nuri ertan, nezir kaya ile ilgili ayrıntıları bugün gibi hatırlayan 84 yaşındaki hasan karayel, aşkı için denizleri aşan, kuleler yapan, casuslukla suçlanan kaya'nın hayatını anlattı.

işte nezir kaya'nın gerçek öyküsü:
nezir kaya'nın da hikayesi pek çok egeli gibi "göçle" başlıyor. selanik'ten çeşme'ye uzanan zorlu yolculuğun ardından kaya ailesi, o zamanlar köste olarak bilinen dalyan köyüne yerleşti. güçlü kuvvetli yapısıyla dikkat çeken nezir kaya, çocukken geçirdiği rahatsızlıktan dolayı sağır ve dilsiz bir yaşama mecbur kaldı. kendi yaptığı küçük kayıklarla balık avlarak geçimini sağlayan nezir kaya, yaptığı ilginç şeylerle dikkat çekmeye başladı. hazerfan çelebi gibi kendine büyük bir uçurtma yapan kaya'nın dalyan'ın üzerinde uçtuğu, evinin altına 10 metre uzunluğunda tekne yaptığı kulaktan kulağa yayıldı.
meraklı bakışlara aldırış etmeyen nezir kaya, bir gün köye ziyarete gelen rum güzeli tinika'ya (bazılarına göre bu isim maria) sırılsıklam aşık oldu. tinika'nın geldiği sakız adası'na bakıp bakıp duran nezir kaya, 25 tenekeyi bir araya getirerek yaptığı tekneyle adaya gitti. sakız'a çıkıp sevgilisini bulmak isteyen nezir kaya, pasaportsuz olarak yakalandı ve türk casusu sanıldı. konuşup kendisini ifade edemeyen kaya iddiaya göre işkencelere uğradı, dövüldü. annesinin kaymakamlığa "kayıp" başvurusu yaparken, adada "casus" yakalandığı haberi kısa sürede halk arasında yayıldı. dalyan'a gidip gelen bazı yunanlıların tanımasıyla gerçek ortaya çıkınca "bir daha gelmemesi" uyarısıyla serbest bırakıldı.
ancak tinika'yı hiçbir zaman unutmadı. onu yeniden görmek için bu kez yaptığı tekneye, 3-3.5 metre genişliğinde dev uçurtmasını bağlayarak yelken gibi kullanmaya başladı. poyraz estiği günlerde uçurtmasını gökyüzüne bırakıp yelken gibi kayığı çekmesiyle adaya adeta uçarak gidip gelmeye başlayan nezir kaya yine köylülerin merak konusu olmaya başladı. yüzlerce kez, sakız'a gittiği anlatılan nezir kaya, adadan bir dönüşünde rüzgarın oyunuyla kendisini karaburun'da buldu. zorlu bir mücadelinin ardından kıyıya çıkan kaya, bu kez yunan casusu şüphesiyle gözaltına alındı. yine anlatılanlara göre burada da sağlam bir "sopa" yiyen kaya, gerçeğin ortaya çıkmasıyla yeni özgürlüğüne kavuştu.

ilgi odağı oldu
dalyan'a dönen nezir kaya bu kez hiçbir inşaat ve mimari bilgisi olmamasına karşın, köyün ortasına bir kule yapmaya başladı. fuardaki paraşüt kulesi'ni gören kaya, köyün içinde 10 metre yüksekliğinde ilk kuleyi inşaa etti, kısa süre sonra da bunu beğenmeyerek yıktı. kısa süre sonra ikincisini yaptı ve yine yıktı. neden kule yaptığı neden yıktığı hiçbir zaman bilinmedi. ancak üçüncü kule hepsinden daha yüksek olmaya başladı. yalnızca geceleri çalışarak 30 metre yüksekliğinde 4 metre genişliğinde dev bir kule inşaa etti. şakül (yapının dikliğini ölçmek için kullanılan alet), terazi gibi hiçbir malzeme kullanmayan nezir kaya'nun kulesi o dönem turistlerin de ilgisini çekti. hatta kiralamak isteyenler bile oldu.

kuleye çıkıp uzun uzun sevdiği kadının olduğu sakız adası'nı seyreden nezir kaya, kendisine armağan edilen bisikletiyle evine gittiği sırada geçirdiği kaza sonrası yaşama gözlerini yumdu. inşaa ettiği kulenin sırrı hiç çözülemedi.
eski başkan ertan'ın en büyük pişmanlığı
kule, 1984 yılında çeşme belediye başkanı seçilen nuri ertan'ın talimatıyla birkaç yıl sonra yıkıldı. ertan, "o zamanlar kulenin yıkılma tehlikesi olduğu söyleniyordu. 1999 yılında mhp'den belediye başkanlığına aday olan bir kişinin şikayeti üzerine yıkım kararı almak zorunda kaldık" diyerek olayı "tek pişmanlığım" diye anlattı. bugün kulenin olduğu boş alanı gösteren yeğeni cevat aksu, dayısını tek fotoğrafının kendisinde olduğunu belirterek, "nezir kaya, dalyan'ın simgesi olabilecek bir isimdi. hayatı bilinmezlerle dolu. ama yaptıkları hala konuşuluyor" dedi. nezir kaya'nın sakız adası ve karaburun'da "casus" iddiasıyla yakalanışını anlatan hasan karayel ise, "kuleye içerden bir merdivenle çıkar, sonra o merdiveni iple yukarı çekerdi. böylece kendisinden başka kimse kuleye çıkamazdı. kuleden uzun uzun sakız adası'na bakardı. yaptıkları hepimizi heyecanlandırır onu izlerdik, eğer yaşasaydı hepimiz bugün hala onun yapacaklarını merakla bekliyor olurduk" diye konuştu.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

günümüz türkiyesi'nde özellikle fabrikalar için yapılan eylemdir.
devamını gör...

sıra dışı bir görünüme sahip olan, az bilinen ve az rastlanan güney amerika kıtasına has bir maymun türü. aslan yelesi ve bıyığı andıran kıvrımlara sahip. altın rengi görünümünde olduğu için altın aslan maymunu. diye de geçer.
devamını gör...

mahlasını ilk gördüğümde "sanırım ben de" şeklinde cevap vermiş olduğum yazar. gerçekçi ve dobra tanımlar yazar, doğru tespitlerde bulunur. mahlası ve profil fotosu ile hayata karşı mizahı bir çeşit silah olarak kullandığını düşünmekteyim. eğer değecekse, zafere giden yolda çekilen çile de kutsaldır demek istiyorum kendisine. uzun zamandır da takipteydim, takibe devam o halde.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim