eleştiri kabul etmeyen insan
kendini mükemmel sanan, kusur arayan fakat kendi kusurunu asla görmek istemeyen, görse bile inkar mekanizması full performans çalışan insandır. koşarak uzaklaşın.
devamını gör...
manga
devamını gör...
en son mutlu hissedilen an
4080 sayısının sigarayı bıraktığım günden bu yana cebimden çıkmayan türk lirası miktarı olduğunu hesapladığım an.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
sen benim tarafımdan bir kez sevildin. tutup yüzüne sana aşığım dedim, küstah bir tavırla ... bu küstahlık sana değildi elbette: burnunu kaybetmiş bir kibir harikasının, nasıl olup da sana tutulduğunaydı..
özveriyle kabul ettim üstelik. özveriyle sevdim.
sen, benim tarafımdan bir kez sevildin.
sen de şaştın bu duruma. sen bile şaştın. sen benim tarafımdan bir kez sevildin. bir kez... ve bu bir, hayatının tüm sevilmelerine bedel olacaktı. çünkü bu his, bana bile yabancıydı. sabah çiğinde stadyumun önünden geçmek gibiydi. yolda karşına çıkan köpeklerin, soğuktan umursamaz büzüşüp, havlamaya dahi tembellik ettiği histi. pazartesi sabahı üşüyen ellerle okula koşmak gibiydi..
kıştı bu his. ne vakit düşünsem, kıştı.. ağır bi sis her yanı kaplamıştı.. yürüdükçe önünü görür, gördükçe yaklaşırdın.
sen benim tarafımdan bir kez sevildin. bir kez.. sana aşığım dedim yüzüne küstahça... kibrimden sıyrıldım, ben oldum. sonra kibrini fark ettim senin: onca zaman sonra...senin. sis perdelemeseydi göremez olur muydum hiç? bendeki kibir mıymış yaw? meğer alçak gönüllülük lafzını, ben kibir sanarmışım. sanarmışım da sanki ne yaparmışım?.. ancak ve ancak sendeki gururla tanışmışım, sendeki gurur ve kibirle... e kibir oymuş.. sadece o olsa iyi... e onca zaman safi orada dururmuş. meğer kibrin, hoyrat ve soğukmuş. sabah çiği de neymiş, sendeki kibrin yanında?.. .
sonra yürümüşüm. küstahça yürümüş ve ardıma bakmamışım.. sonra sonra sora sora sonunda yaz olmuş, sendeki kibir tat olmuş, lal olmuş, ama olmuş hatta hatta bir tımarhaneye düçar olmuş.. ...
gerisi öyle işte... sis yaza devrolmuş. sen tımara visal.
özveriyle kabul ettim üstelik. özveriyle sevdim.
sen, benim tarafımdan bir kez sevildin.
sen de şaştın bu duruma. sen bile şaştın. sen benim tarafımdan bir kez sevildin. bir kez... ve bu bir, hayatının tüm sevilmelerine bedel olacaktı. çünkü bu his, bana bile yabancıydı. sabah çiğinde stadyumun önünden geçmek gibiydi. yolda karşına çıkan köpeklerin, soğuktan umursamaz büzüşüp, havlamaya dahi tembellik ettiği histi. pazartesi sabahı üşüyen ellerle okula koşmak gibiydi..
kıştı bu his. ne vakit düşünsem, kıştı.. ağır bi sis her yanı kaplamıştı.. yürüdükçe önünü görür, gördükçe yaklaşırdın.
sen benim tarafımdan bir kez sevildin. bir kez.. sana aşığım dedim yüzüne küstahça... kibrimden sıyrıldım, ben oldum. sonra kibrini fark ettim senin: onca zaman sonra...senin. sis perdelemeseydi göremez olur muydum hiç? bendeki kibir mıymış yaw? meğer alçak gönüllülük lafzını, ben kibir sanarmışım. sanarmışım da sanki ne yaparmışım?.. ancak ve ancak sendeki gururla tanışmışım, sendeki gurur ve kibirle... e kibir oymuş.. sadece o olsa iyi... e onca zaman safi orada dururmuş. meğer kibrin, hoyrat ve soğukmuş. sabah çiği de neymiş, sendeki kibrin yanında?.. .
sonra yürümüşüm. küstahça yürümüş ve ardıma bakmamışım.. sonra sonra sora sora sonunda yaz olmuş, sendeki kibir tat olmuş, lal olmuş, ama olmuş hatta hatta bir tımarhaneye düçar olmuş.. ...
gerisi öyle işte... sis yaza devrolmuş. sen tımara visal.
devamını gör...
yağmura en çok yakışan şey
(bkz: gök gürültüsü)
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.
bu gün ankara gri, bence biraz da hüzünlü.
bir derdi olduğunu sanmam. biraz düşünmek istiyor olabilir. ya da yorulmuş olabilir. yormuştur onu belki insanlar.
hüzün; içsel duygulanım, gönül üzgünlüğü, iç kapanıklıklığı anlamına geliyor. yani çok da kötü bir şey değil. hatta iyi bir şey. ardından güzel şeyler gelir hüznün. hayır olsun inşallah.
ona ve sözlüğe bizim oralardan bir uşak olan ekin uzunlar'dan,
hüznün gemileri 'ni yolluyorum.
bu gün ankara gri, bence biraz da hüzünlü.
bir derdi olduğunu sanmam. biraz düşünmek istiyor olabilir. ya da yorulmuş olabilir. yormuştur onu belki insanlar.
hüzün; içsel duygulanım, gönül üzgünlüğü, iç kapanıklıklığı anlamına geliyor. yani çok da kötü bir şey değil. hatta iyi bir şey. ardından güzel şeyler gelir hüznün. hayır olsun inşallah.
ona ve sözlüğe bizim oralardan bir uşak olan ekin uzunlar'dan,
hüznün gemileri 'ni yolluyorum.
devamını gör...
anu
sümer mitolojisinde, tanrıların kralı olan anu, göksel katmanların en üstünde oturur. aynı zamanda, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı olarak da adlandırılır. sümerler, anu'nun kötülükleri yok etmek amacıyla yıldızları asker olarak yarattığına inanırlardı. anu, anunnakiler'in babasıdır. anunnakiler ise sümer mitolojisinde panteondaki en güçlü tanrıları ifade eder. hem anu'ya hem de anunnakiler'e asur ve babil mitolojilerinde de rastlanmaktadır.
devamını gör...
uyuyunca geçeceğini düşünmek
kökü iç dünyanda olan otları, dış dünyanda yolamazsın.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bu hayat bir tiyatro sahnesi ve bunu artık görüyorum. bazen olanları yukarıdan izliyorum. komik geliyor. anlamsız ve boş. her şey kuralına göre. senaryo dışına da çıkmak yok. istesen de çıkamazsın. lol. koca bir saç ma lık.
devamını gör...
mike
devamını gör...
bilgisayar almak için 2 yıl kumbarada para biriktirmek
üstteki yazara katılmakla birlikte, 2 sene sonunda istediğin bilgisayar türkiye şartlarında kur farkından dolayı 2 katına çıkacaktır. o yüzden bilgisayar almak için bi 2 sene daha kumbarada para biriktirmeyi gerektirecek olan eylemdir.
(bkz: acı gerçekler)
(bkz: kur farkı)
(bkz: welcome to turkey)
(bkz: acı gerçekler)
(bkz: kur farkı)
(bkz: welcome to turkey)
devamını gör...
arthur
başlığı görünce hüzünlenenlerdenim. çok severdim.
devamını gör...
kapitalizmde ne vardır ne yoktur sorunsalı
emek vardır yemek yoktur.
devamını gör...
uyku sadece ölümün utangaçlık yapmasıdır
bundan mı uykuyu bu kadar seviyor olmam acaba diye düşündüren söz.
devamını gör...
eyluling kalkışması
lucifer bende. geri almak istiyorsanız söyleyeceğim miktarda karma puanı istediğim yere getireceksiniz. tekrar ararım ve yeri bildiririm daha sonra.
edit: ben de öyle düşünmüştüm *
edit: ben de öyle düşünmüştüm *
devamını gör...
plastinasyon
plastinasyon, ilk olarak 1977'de alman anatomist "gunther von hagens" tarafından geliştirilmiş bir doku koruma yöntemidir. türkiye'de ise ilk modern uygulamayı "dr. selçuk tunalı" yapmıştır. yaşamsal fonksiyonlarını kaybetmiş bir insan, hayvan veya bitkinin belirli bir dokusu veya tüm vücudu alınır, su ve yağ çekilir ve ortamdan uzaklaştırılır. yerini ise kokmayan, çürümeyen, dokunulabilen plastikler alır. böylece kadavra* veya doku uzun süre saklanabilir.
*
plastinasyon işleminde dört adım uygulanır:
1) sabitleme
2) dehidrasyon*
3) vakumda zorla emprenye etme*
4) sertleştirme
ilk adım olan fiksasyon* sürecinde çoğunlukla formaldehit bazlı olmak üzere belirli koruyucu solüsyonlarla dokunun ayrılması önlenir. bu süreç boyunca dokuda aynı zamanda sertleşme de gözlemlenebilir. bu işlem numunenin şeklini ve yapısını korumasını sağlar.
gerekli diseksiyonlar* yapıldıktan sonra numune, hacmi plastinasyon işlemi uygulanan dokunun 10 katı kadar olan asetonla doldurulmuş küvete bırakılır. aseton altı hafta boyunca sadece 2 kere yenilenir. işlemin sonunda aseton, hücreleri doldurmuş olur.
bu aşamada numune; polyester, silikon kauçuk veya epoksi reçine gibi sıvı polimerlerin içine yerleştirilir. eş zamanlı olarak vakum oluşturarak asetonun düşük sıcaklıkta kaynaması sağlanır. hücreleri terk eden asetonun yerini hızlıca sıvı polimerler doldurur.
son olarak ise plastik; gaz, ısı veya ultraviyole ışık ile sertleştirilir. bu işleme tabii tutulan numunelere şekil verilmesi oldukça kolaylaşır.
*
plastinasyon işlemi uygulanmış doku ve vücutlar sergilerde gösterime açılabiliyor. 2012 yılında türkiye'de de gerçekleştirilmiş olan "body worlds" sergisi buna bir örnektir.
kaynakça
!! yazının bu bölümünden sonra karşınıza çıkacak olan görseller bazı kişiler için rahatsız edici olabilir. hassas bir bünyeniz varsa lütfen daha fazla aşağı inmeyin. işlem hakkında tüm bilgiler üstte verilmiştir!!
*

plastinasyon işleminde dört adım uygulanır:
1) sabitleme
2) dehidrasyon*
3) vakumda zorla emprenye etme*
4) sertleştirme
ilk adım olan fiksasyon* sürecinde çoğunlukla formaldehit bazlı olmak üzere belirli koruyucu solüsyonlarla dokunun ayrılması önlenir. bu süreç boyunca dokuda aynı zamanda sertleşme de gözlemlenebilir. bu işlem numunenin şeklini ve yapısını korumasını sağlar.
gerekli diseksiyonlar* yapıldıktan sonra numune, hacmi plastinasyon işlemi uygulanan dokunun 10 katı kadar olan asetonla doldurulmuş küvete bırakılır. aseton altı hafta boyunca sadece 2 kere yenilenir. işlemin sonunda aseton, hücreleri doldurmuş olur.
bu aşamada numune; polyester, silikon kauçuk veya epoksi reçine gibi sıvı polimerlerin içine yerleştirilir. eş zamanlı olarak vakum oluşturarak asetonun düşük sıcaklıkta kaynaması sağlanır. hücreleri terk eden asetonun yerini hızlıca sıvı polimerler doldurur.
son olarak ise plastik; gaz, ısı veya ultraviyole ışık ile sertleştirilir. bu işleme tabii tutulan numunelere şekil verilmesi oldukça kolaylaşır.

plastinasyon işlemi uygulanmış doku ve vücutlar sergilerde gösterime açılabiliyor. 2012 yılında türkiye'de de gerçekleştirilmiş olan "body worlds" sergisi buna bir örnektir.
kaynakça
!! yazının bu bölümünden sonra karşınıza çıkacak olan görseller bazı kişiler için rahatsız edici olabilir. hassas bir bünyeniz varsa lütfen daha fazla aşağı inmeyin. işlem hakkında tüm bilgiler üstte verilmiştir!!


devamını gör...
r harfini çıkaramayan insanlar
ciddi mesele konuşsa da ciddiye asla alamıyorum özür dilerim.bir gülmedir
alıp gidiyor,çok tatlı.
alıp gidiyor,çok tatlı.
devamını gör...
başlık açmayı hobi edinmiş yazar
tam da şu anda bir tanesinin, sözlüğün altını üstüne getirdiği durum.
sözlükte başlık açacağım diye, muhtemelen eline sözlük alıp, meseleyi seri bir eyleme dökme durumu...
sözlükte başlık açacağım diye, muhtemelen eline sözlük alıp, meseleyi seri bir eyleme dökme durumu...
devamını gör...
hevesle başlayıp devamı gelmeyen şeyler
ders çalışmak.
devamını gör...