muğla’nın milas ilçesinde bir kadın, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen kişi tarafından tabancayla vurularak öldürüldü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

olay muğla'nın milas ilçesine bağlı aydınlıkevler mahallesi tanyeri sokak'ta saat 20.00 sıralarında meydana geldi.

edinilen bilgiye göre, evde tek yaşayan 23 yaşındaki bensu narlı, kapı zilinin çalması üzerine kapıyı açınca, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen s.k’nın silahlı saldırısına uğradı. narlı, kalbine isabet eden kurşun nedeniyle bir anda kanlar içinde yere yığıldı.

olay yerinde hayatını kaybetti

komşuların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yapılan ilk müdahalede narlı'nın yaşamını yitirdiğini saptadı.

olayın ardından kaçan s.k. ise kısa sürede polisler tarafından yakalanarak milas ilçe emniyet müdürlüğü'ne götürüldü.

narlı'nın cenazesi otopsi için muğla adli tıp kurumu'na gönderildi. s.k. ile narlı’nın bir süre önce kıskançlık nedeni ile kavga ettiği iddia edildi. olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtildi.


haber linki
devamını gör...

hepsi aynı sürüm. klonlanmış gibi olmaları beni en şaşırtan özellikleridir.
devamını gör...

mardin arapları yani mıhallemiler benimde mensubu olduğum mardinin en eski yerleşimcilerinden sami bir halktır.

arapça’nın kurana en yakın lehçesi olan qıltu lehçesini (kaf lehçesi) kullanmaktadırlar.

süryani kaynaklarında ilk olarak m.ö 700 yıllarında isimlerine mhalmoye olarak rastlanmıştır.

mardin’ in asıl sahibi olan iki halktan biridir. diğer halkta süryanilerdir.

kürt ya da süryanilerle herhangi bir bağları bulunmamaktadır. yurtdışında yaşayan mıhallemiler ile birlikte 2 milyona yakın nufüsa sahiptirler. tur abidin (ibadet eden kulların diyarı) bölgesinde ikamet etmektedirler.

araplar kendilerine (ımhallemi)
süryaniler (mhalmoye)
kürtler (mahalmi)
türkler ise (mıhallemiler) demektedir.

soyları dünyadaki ilk imparatorluk olan akadlardan gelmektedir. tarihçiler sami dillerini araştırırken akadça ya en yakın kelimeleri mıhallemi arapçasında bulmuştur. dolayısıyla akadların torunları olarak vikipedia da yer almaktadırlar.

arapların en büyük dört kabilesinden (beni rabia) olan beni bekr ve beni tağlip kabileleri musul’dan başlayıp güneydoğu yu da içine alıp rakka ya kadar olan bölgeye yerleşmişlerdir.

beni bekr diyarbakır’a yerleşmiştir bu yüzden ismi diyar-ı bekr bekirlerin diyarı olmuştur.

tarihi kaynaklarda mıhallemiler beni bekr kabilesine bağlı peygamberimizin kabenin anahtarını teslim ettiği beni şeybe kabilesindendir. bunun nedeni tarihi kayıtlarda mardini yöneten hükümdarların isimlerinin sonunda geçen şeybani kelimesidir.

mıhallemiler bölgede oldukça etkin bir rol oynamıştır. tarihte oldukça ünlü bir savaş olan arap kabileleri ve sasanilerin karşı karşıya geldiği zikar savaşında (610) sayı ve güç olarak sasanilerden az olan araplar sasanileri mağlup ederek büyük bir başarı elde etmiştir. dönemin şairleri bu savaştaki kabilelerden biri olan mıhallemiler ile ilgili övgü dolu şiirler yazmıştır.

meşhur arap şair ebu amr, mıhallemiler ile ilgili şöyle dedi:

“murra’nın çağrısının yükseldiğini işittiğimde
ve rebia’nın iki oğlunun karanlık toz içindeki çağrılarını
muhallem kabilesi de rebia’nın bayrağı altında yürüyordu
ölüm de muhallem kabilesinin bayrakları altındaydı.
savaştan asla yüz çevirmezler,
her hayırlı işte mavi rengi gibidirler”

mardin kalesini (nam-ı diğer kartal yuvası) de hamdaniler ile birlikte inşa etmişlerdir.

mıhallemiler’den çıkan ve isim yapmış en ünlü kişi nobel ödülünü ülkemize kazandıran (bkz: prof.dr aziz sancar) dır.

türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı ile gurur duyarlar. büyük kısmı türk milliyetçisidir. o nedenle de kürtler tarafından pek sevilmezler. aynı zamanda mıhallemiler süryaniler ile çok iyi anlaşırlar.

bilinenin aksine (bkz: asala) terör örgütünü bitirenlerin mardin arapları olduğunu, dönemin mit kontrterör daire başkanlığı görevini yürütmüş ve 33 yıl görev yapmış mehmet eymür tarafından açıklanmıştır.

detayları şu şekilde;
mehmet eymür ; “o dönem asala'nın merkezi beyrut'taydı. hiram abas, mardinli bir grupla birlikte onlarla o kadar çok şiddetli çatışmaya girişti ki, asala korktu, merkezini yunanistan'a taşımak zorunda kaldı. tek tek asala'nın militanlarını imha etmişler. asıl asala'ya darbeyi vuran bu operasyonlardır.”sözleri sabah gazetesine verdiği röportajda mevcuttur. okumak isteyenler için buradan

not : yeni bilgiler elde ettiğim zaman tekrardan bilgilendireceğim
devamını gör...

türk silahli kuvvetlerinin genelkurmay catisina bağlı olan ülkenin denizlerden gelen tehlikelerine karşı düşmanlarını caydırıcı sekilde tehdit edecek güçte olan deniz gücüdür.


askerliğimi önce iskenderun sonra ankara'da deniz kuvvetleri komutanlığında bahriyeli olarak yaptım. surekli maruz kaldığım soru ankara'da deniz mi vardı. bahriyeli olmak ayrıcalıktır.
devamını gör...

“aşk...
doğru duyguların en vazgeçilmezi!
ama aynı zamanda en çok acı vereni...
ve en gururlu olanıdır.”

canan tan “yüreğim seni çok sevdi” kitabından.
devamını gör...

annem aradı. köye gideceğiz, şefik’i gelip al sende kalsın dedi. şefik dediği bizim yedi yaşındaki muhabbet kuşu. gel dersin gelmez, git dersin gitmez. eşe dosta, bak nasıl konuşuyor dersin konuşmaz, sessiz sakin kafa dinleyeyim dersin susmaz.

o gün kız arkadaşım nilay bende . gittim aldım mavi şefik’i. koydum kafesiyle bir köşeye. nilay’la açtık bir film izliyoruz. şefik başladı filmi sabote etmeye. babacık cicikuş cicikuş cicikuş babacık. şefşefşefşef şefik. bakmayın nokta koyduğuma. kuş noktalama falan dinlemiyor. bu kadar net konuşan bir kuş show tv haberlerinde görülmemiştir.

nilay filmden koptu. ne tatlı kuş diye diye beni de kopardı. şefik konuşuyor, nilay mest oluyor. nilay mest oldukça ben seviniyorum. tam bir mutlu aile tablosu. sonra şefik acıktı herhalde, gitti yemliğe.

saatler ilerledi. biz bira içip muhabbet ediyoruz, eve mutluluk getiren şefik aynasına bakıyor. güzel akşamı daha da şenlendirmek istemiş olacak ki yeniden başladı şakımaya.

“babacık cicikuş”. neden tüm kuşlar bunları söyler? “şefşefşef şefik”. adını da söyleyebiliyor. “seçil seçil seçil güzel kızım benim”. bir kuş neden kelimeleri aşıp cümle kurar ki. keyifli bir akşamı berbat etmek için tek cümle yeterli olabilir. cümleyi kimin söylediği önemli değil. bir kuş bile söyleyebilir.

seçil eski kız arkadaşım. cümle ise annemin seçil’e yaptığı bir jest. öğretmiş kuşa. kuş öğrenmiş. nilay sinirlendi, çıktı gitti. şefik’in kafesinin kapısını açtım. geldi omzuma kondu. her zaman yaptığını yaptı. omzuma sıçtı, kulağıma yanaştı, “babacık cicikuş”.
devamını gör...

cinsellik bu kadar kötüyse kimin bu çocuklar?
devamını gör...

bir bitmediniz alüminyum. yahu adam 3 gün önce kayıt olsa zaten yazardı, hem de 1. nesil. neyin cakası neyin tebriği bu sanırsın sözlüğü bu kurdu.
devamını gör...

bence şişenin içine malzemeleri koyuyorlar, içeriye birkaç tane karınca sokuyorlar ve gemiyi karıncalar inşa ediyor.
devamını gör...

işte sanırım hayatımın en zor şeyi de bu. ilk anneannemi kaybettim küçüktüm o zaman ölüm ne bilmiyorum daha. evde ben ablam ve nenemin iki kardeşi bulunuyordu. haber geldi herkes sustu. ölüm sessizliği işte oydu. o an düşündüm şimdi ben bir daha nenemi göremeyecek miydim yani sonsuza kadar gitmiş miydi? köyde onun bana sobada patates yapışını özlerdim ama. gülen yüzünü bana kürtçe maniler okumasını -anlamasam da çok severdim- bunları özlerdim ama ben.
her şey o yıl başladı ben artık köye gittiğimde hep bir eksiktim.

daha sonra birkaç yıl sonra bu sefer dedemi kaybettik o kadar hızlı oldu ki kimse nasıl oldu hala pek anlayamıyor. kanser denen illet benim çakı gibi delikanlılara taş çıkartan dedemi bulmuştu. bir ay... bir ayda gözümüzün önünde o dağ gibi adam eriyip gitti. o gece çok fırtına vardı ve elektrikler sürekli gidip gelince solunum cihazı doğru düzgün çalışamamış ve dedemi kaybetmiştik. o gece halalarım ortalığı ayağa kaldırmış feryat etmişler. uykum ağırdı ben duymadım. sabah öğrendim. ve bir kez daha eksildim. artık bize tahtadan oyuncaklar yapan, şiirler yazan, hep yanımızda olan dedem gitmişti.

daha sonra en acısı belki de amcam. her şey bu sefer dakikalar hatta saniyeler içinde oldu. oysaki o gün çok güzel başlamıştı. köyde toplanmış bütün sülale gidiyoruz piknik yapmaya. doluştuk traktöre ama nasıl mutluyuz. gitti, eğlendik, buğday yıkadık. amcam aşağıdaki küçük havuza bakacaktı. gitti ve geldiğinde elinde bir arı kuşuyla döndü. ama ne güzel bir kuştu o. böyle rengarenk bir kuş. ama kuş ıslaktı sanki yaşamıyordu. amcam havuzda iki kuş görmüş ve onları kurtarıp sudan çıkarmış. biri zaten çoktan ölmüş. ama biri hala yaşıyordu. koydu güneş alan bir taşa kuşu açtı kanatlarını kurusun diye. hepimiz başındaydık merakla bekliyorduk. biraz yemek verdik kuşa. biraz sonra da kanatlandı ve uçtu. önce teşekkür eder gibi etrafımızda uçuştu biraz sonra da gitti. bir canlının hayatını kurtaran amcam nasıl olmuştu da kendi hayatından olmuştu. daha sonra amcam tarlalara bakacağını söyledi ve yokuştan aşağı inerken onu son kez gördüğümüzü kimse bilmiyordu. keşke diyorum keşke amcama dur deseydim ne bileyim en olmadı bir kere sarılsaydım. sonra amcam kalp krizi geçiriyor. tabii diğer amcam motoruyla ona ulaşıyor bir yandan da ambulansı çağırdık ama köydeyiz öyle hemen gelemez. işte amcam, küçük amcamın kollarında vefat ediyor bir nevi. ambulansta yaşatmaya çalışıyorlar ama çok geç. amcam da son günlerde sol tarafım ağrıyor derdi. o olay olmasaydı birkaç gün sonra hafta başında hastaneye gidecekti. hayat işte... o gün anladım dostlar kötü haber tez yayılır sözü gerçekmiş. babam eve bizi son sürat getirdi. traktörde öyle hızlı geliyorduk ki kimse römorkta ayağa kalkmaya bile yeltenemezdi. biz eve geldik annem, babam ve amcamın eşi hastaneye gittiler. babaannem geldi. garibim öyle hüzünlü öyle şaşkın kalmış ki, anlatamam o anki halini. daha on dakika olmadan bütün köy bizim kapıdaydı biz yeni öğrenmiştik herkes nereden duymuştu böyle. ama işte amcam kurtarılamadı ve ben ilk defa babamın ağladığına şahit olmuştum. amcamın cenazesinde ağlamıştı. babasının cenazesinde ağlamayan adam kendine hakim olan adam bir çocuk gibi ağlıyordu kardeşi için. o zaman ölümün acılığını daha iyi kavradım. herkesin babası kendine koskoca görünür ya benim koskoca babam ağlıyordu. hem de nasıl şiddetli. o gün ben bir kez daha eksildim. artık böyle rakı içip çakırkeyif olunca bize hikayeler anlatan bizi gülmekten kıran, benim en sevdiğim amcam artık yoktu.

ahh dostlar bitti mi dersiniz hayır biter mi hiç hepimiz ölümlüyüz sonuçta işte bu ölüm bu sefer de altı ay sonra babaannemi buldu.
canım nenem önce kocasını sonra oğlunu kaybetmenin acısına ancak o kadar dayanabildi. biz daha şehirdeydik. haberi aldık. bir kez daha yıkıldık. nenemi de uzun zamandır görmüyordum. arada arıyorduk. sesimizi duyunca bir sevinişi var anlatamam. benim gururlu, başı hep dik kendime örnek aldığım, gülüşüyle kanadı kırık kuşları bile uçarabilecek olan nenem de artık yoktu. ben bir kez daha eksilmiştim.

dedemlerin evi de amcamlara kaldı. artık o günden sonra oraya pek gitmez oldum. artık dedemle nenem yok ki oranın neşesi yok. ne zaman gitsem sanki her şeyin boynu bükük. bir hüzünlü her şey onları bekliyor belli.
yazım çok uzun oldu ama yazmasaydım da içimde kalırdı bunlar aslında benim kimseye anlatmadığım şeyler. anlatınca gözlerimin dolmasına engel olamadığım her hatırladığımda bir kere daha ağladığım şeyler.
birini kaybetmek çok zor şey. o yüzden hazır hayattayken sevdiklerinize sarılın onları sevdiğinizi hissettirin. çünkü bir gün çok geç olabilir. benim de hep keşke dediğim tek şey onlara son bir kez sarılabilmek olmuştur.
devamını gör...

peygamberimizin doğup, büyüdüğü ve hicrete kadar yaşadığı, içinde kabe'nin bulunduğu ve hac ibadetinin yapıldığı şehirdir.
devamını gör...

bazı kadın yazarların nick altlarından bu anlam çıkar, o yazılar boşa değil de büyük hata. enteller olaya ayıksın istiyorum, bu kadar saflığa benim bile gönlüm razı değil lan. sısısıs

internette umut veren erkeklere de aldanmamak lazım gerçi. çok kurt alem çook.

hangi taraf daha vahim bilemedim. incelenmeli.
devamını gör...

bu bir dayatmadır. isveçte bir okulu tanıtmışlardı hayran kalmıştım hiçbir şekilde en ufak bir dayatma yok. çocuklar özgürce büyüyorlar, kendi benliklerini buluyor. ve birgün erkek ve kız evladım olursa renk renk kıyafetler alacağım..renklerin insan ruhuna faydaları büyük.renklerin cinsiyeti olmamalı..
devamını gör...

yeni zelanda.
şili.
maldivler.
devamını gör...

şahsımın da kullandığı www.bandlab.com/.
şu türkçe anlatımlı videosu

eğer lise düzeyi ingilizceniz varsa yabancı kaynak*
devamını gör...

harry potter kitapları.
devamını gör...

bu kitapta cemal süreya'nın hastanede tedavi gören eşine 13 gün boyunca yazdığı mektupları yer almaktadır. kitaptan en sevdiğim yeri sizlerle de paylaşmak isterim.
"sevgilim ben şimdi

sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
''ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz''.
çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
o gülün yüzü gülmüyor sensiz
o köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
hepten hüzünlü bu günlerde
gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
masada tabaklar neşesiz
koridor ıssız
banyoda havlular yalnız
mutfak dersen - derbeder ve pis
çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
vantilatör soluksuz
halılar tozlu
giysilerim gardropda ve şurda burda
memo'nun oyuncak sepeti uykularda
mavi gece lambası hevessiz
kapı diyor ki açın beni kapayın beni
perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
radyo desen sessiz
tabure sandalyalardan çekiniyor
küçük oda karanlık ve ıssız
her şey seni bekliyor her şey gelmeni
içeri girmeni
senin elinin değmesini
gözünün dokunmasını
ve her şey tekrarlıyor
seni nice sevdiğimi"
devamını gör...

dandik bir valizle az kıyafetle gidin,zira orda marka valizler,marka giysi ve ayakkabılar baya ucuz,yanınıza mutfak esyasi olarak minik çaydanlık ve cezve alın(seviyorsanız),türk ürünleri satan marketlere uzak bir bölgedeyseniz amozondan çayı ,kahveyi siparis edersiniz.güneydeyseniz bol bol taco yiyin derim.uçak yolculuğunu da uzun diye gözünüz korkup ilaç falan almaya kalkmayın(fobiniz yoksa) onun yerine kitap alın nasıl gectiğini anlamayacaksınız.hava alanında rahat olun polisler neden ,ne için,kimin yanına geldiğinizi falan soruyor belgelerinizi bir dosyaa düzenli bir şekilde yerlestirin,önemli olanları renkli kagıtlarla ustten gozukecek sekilde not yazıp, işaretleyin bulması daha kolay olur sorduklarinda.pasaport ve parayı(belli bir limitinin üzerinde abd ye nakit para götüremessiniz bunu arastirin) ipli asker cüzdanı gibi cüzdanlarla boynunuzda ya da atlet ici cüzdanlarda uzerinizde tasiyin.
devamını gör...

anonim olsaydım belki yazardım da tanıyan eden var :/
devamını gör...

çocuğunun seçim yapmasını izin vermeden, onun hayatına dair her şeyi kendilerinin belirlemesi. gideceği okul, giyeceği ayakkabı, saçının stili dahil bir çok şey.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim