geceye bir şiir bırak
daha az seviyorum seni..
giderek daha az..
unutur gibi seviyorum..
azala azala..
aramızdaki uzaklığın karanlığında.
geceler kısalıp..
gündüzler uzuyor öyle olunca..
daha az seviyorum seni..
kendini iyileştiren bir yara gibi..
daha az..
ve zamanla
sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
uzak dağ kışlalarında..
görmüyoruz birbirimizi..
usul usul sis iniyor..
kopmuş yollara..
ışığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
sevgilim sevgilim
yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..
artık daha az seviyorum seni..
unutur gibi..ölür gibi daha az..
yeniden ödetiyorum kendime
onca aşkın öğretemediğini..
kolay değildi..
yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
kaç acı birden imtihan etti beni..
bir tek gece vardır insanın hayatında..
ömür boyu sürer nöbeti..
bu da öyleydi..
iyi ol..
sağ ol..
uzak ol..
ama bir daha görme beni..
gece nöbeti - murathan mungan*
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
iyi geceler yazarlar belki diyeniniz yoktur
devamını gör...
annenin en iyi olduğu konu
beni hayata bağlayan en sağlam halattır kendisi. en iyi olduğu alan akşama bi tencere yemek pişirmek değil , hayata vicdanlı , mülayim, iyi insanlar yetiştirmektir. iyiki varlar!
devamını gör...
cinsiyet rolü
ingilizce ''gender stereotype''dan dilimize çevrilmiştir. bu roller, toplum tarafından cinsiyetlere yüklenen, uygun görülen roller ve genellemelerdir. toplumumuza o kadar yerleşmiştir ki, çocuklar bu rolleri çok küçük yaşta içselleştirirler ve bu içselleştirme, ileride çocukların gelişiminde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
kadınların anaç, kırılgan, zarif, duygusal, utangaç olduğunu söylemek, erkeklerin ise güçlü, cesur, sinirli olduğunu belirtmek , böyle olmalarını beklemek toplumun cinsiyetlere verdiği rollerdendir.
bu roller ileride, kadınla sekreter mesleğini eşleştirirken, erkekle patronluğu eşleştirmiştir. hatta bu rol öyle ileri gider ki, kadın patron olursa bir başkasının yardımıyla gelmiştir ya da yetkili birinin sevgilisi olduğundandır. evlilikte erkeğin maaşı kadınınkinden azsa, bu utanç kaynağıdır.
hâlbuki kadınlar ne kırılgan, anaç olmak zorundadır ne de erkekler güçlü ve cesur. kadına anaç demek, onun çocuk doğurması zorunluluğunu vurgulamaktır, fakat kimse buna zorunlu değildir. yine aynı şekilde ''erkekler ağlamaz'' sözü erkeğin duygusuz olduğunu vurgular, fakat erkekler de duygulara sahiptir ve gönüllerince ağlayabilir. bu genellemeler yapılarak birçok nesil olmadıkları biri gibi gözükmüş, birbirlerini kalıplara sokmuş hatta aşağılamıştır (kendilerini de).
kadınların anaç, kırılgan, zarif, duygusal, utangaç olduğunu söylemek, erkeklerin ise güçlü, cesur, sinirli olduğunu belirtmek , böyle olmalarını beklemek toplumun cinsiyetlere verdiği rollerdendir.
bu roller ileride, kadınla sekreter mesleğini eşleştirirken, erkekle patronluğu eşleştirmiştir. hatta bu rol öyle ileri gider ki, kadın patron olursa bir başkasının yardımıyla gelmiştir ya da yetkili birinin sevgilisi olduğundandır. evlilikte erkeğin maaşı kadınınkinden azsa, bu utanç kaynağıdır.
hâlbuki kadınlar ne kırılgan, anaç olmak zorundadır ne de erkekler güçlü ve cesur. kadına anaç demek, onun çocuk doğurması zorunluluğunu vurgulamaktır, fakat kimse buna zorunlu değildir. yine aynı şekilde ''erkekler ağlamaz'' sözü erkeğin duygusuz olduğunu vurgular, fakat erkekler de duygulara sahiptir ve gönüllerince ağlayabilir. bu genellemeler yapılarak birçok nesil olmadıkları biri gibi gözükmüş, birbirlerini kalıplara sokmuş hatta aşağılamıştır (kendilerini de).
devamını gör...
wobegon gölü etkisi
"wobegon gölü" harika erkeklerin, müthiş ötesi kadınların ve onların ultra zeki çocuklarının yaşadığı kurgu bir hikâyede geçen yerin adıdır.
ilk olarak yazar garrison keillor'ın radyo programında ortaya çıkmıştır, kendisi radyo programında her gün buradaki müthiş ötesi insanların hikayelerini anlatıyor.
oradaki herkes harikadır, kusursuzdur.
bu terim psikolojide, kişinin kendisini diğer insanlardan üstün görmesi, kendini deyim yerindeyse bir b*k sanması, eksilerini görmezken, artılarını dağ gibi büyütmesi olarak tanımlanıyor.
yine günümüzde instagram annelerinin "en zeki benim çocuğum " mealine gelen paylaşımları da bu kategoriye giriyor.
ilk olarak yazar garrison keillor'ın radyo programında ortaya çıkmıştır, kendisi radyo programında her gün buradaki müthiş ötesi insanların hikayelerini anlatıyor.
oradaki herkes harikadır, kusursuzdur.
bu terim psikolojide, kişinin kendisini diğer insanlardan üstün görmesi, kendini deyim yerindeyse bir b*k sanması, eksilerini görmezken, artılarını dağ gibi büyütmesi olarak tanımlanıyor.
yine günümüzde instagram annelerinin "en zeki benim çocuğum " mealine gelen paylaşımları da bu kategoriye giriyor.
devamını gör...
bu başlıkta ateist ateist konuşuyoruz
ibadet adı altında neden hayvanları kesiyorlar? allah zaten kendisine taptıklarını bilmiyor mu da hediye istiyor?
amacım insanların inandığı dinle alay etmek ya da o dini küçümsemek değil sadece bazı şeyler mantıksız geliyor.
--- alıntı ---
islam dininde hayvanlara iyi davranılması, onlara eziyet edilmemesi, aç ve susuz bırakılmaması, güçlerinin üzerinde yük taşıtılmaması, eğlence için dövüştürülmemesi, yavrularının alınmaması gibi hayvan haklarını korumaya yönelik bir dizi emir ve tâlimatın verildiği, bazı idarî tedbirlerin alındığı, aksine davrananların uyarıldığı veya cezalandırıldığı bilinmektedir.
--- alıntı ---
ama ibadet için kesmek serbest.
amacım insanların inandığı dinle alay etmek ya da o dini küçümsemek değil sadece bazı şeyler mantıksız geliyor.
--- alıntı ---
islam dininde hayvanlara iyi davranılması, onlara eziyet edilmemesi, aç ve susuz bırakılmaması, güçlerinin üzerinde yük taşıtılmaması, eğlence için dövüştürülmemesi, yavrularının alınmaması gibi hayvan haklarını korumaya yönelik bir dizi emir ve tâlimatın verildiği, bazı idarî tedbirlerin alındığı, aksine davrananların uyarıldığı veya cezalandırıldığı bilinmektedir.
--- alıntı ---
ama ibadet için kesmek serbest.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının yaş aralığı
22 yaşındayım, ruhum 5 ve 79 arasında gidip gelmektedir.
devamını gör...
temiz aile çocuğu
sevişilinebilizite ukdesi
hal ve hareketleri düzgün, taşkınlık yapmayan, nerede ne konuşup nasıl davranacağını bilen çocuktur.
her pisliği bil ama her yerde yapma.*
hal ve hareketleri düzgün, taşkınlık yapmayan, nerede ne konuşup nasıl davranacağını bilen çocuktur.
her pisliği bil ama her yerde yapma.*
devamını gör...
bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz
o kadar uykum var ki uyuyamıyorum.
devamını gör...
en hüzünlü kelime
öldü..
devamını gör...
zihinde yer etmiş anonslar
hanımların dikkatine!
overlok makinesi ayağınıza geldi!
halı, kilim, paspas, yolluk kenarına, halıfleks kenarına overlok yapılır. beş dakikada teslim edilir.''
overlok makinesi ayağınıza geldi!
halı, kilim, paspas, yolluk kenarına, halıfleks kenarına overlok yapılır. beş dakikada teslim edilir.''
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
güneş'in anonsuyla tam gece yarısı güneş gibi doğduğu, bizi de oynattığı yayın.
devamını gör...
ağlanılan en ilginç yer
öğretmenliğimin ilk yılı. bir öğrenci beni baya çileden çıkarmıştı, karşımda zincir sallayıp üstüme yürüyecek kadar. çocuğu tutup dışarı attım ama sinirden titriyorum. o sırada bir arkadaşa denk gelip sınıfa bakmasını rica ettim. yangın merdivenine çıkıp sigara yaktım, ağlaya ağlaya içtim.
devamını gör...
parfüm olup şişelense satın alınacak kokular
omo color parfüm olursa fransa’ ciddi bir krize girer. hristiyan birliğine bir darbe indirmeye ne dersiniz?
tühhh ya omo, amerikalılarınmış...... yine ve yeniden büyük oyunu bozamadık....
neyse efendim, ben deterjan haliyle bile parfüm etkisi yaratılacak bir sırrı paylaşayım.
omo color sıvı deterjanla yıkanmış kıyafetlerinizi, hafif nemliyken ütülerseniz eğer koku kıyafetlere tamamen hapsolur.
euro’nun arşa çıktığı bugünlerde temiz kokmak isteyenlere yatırım tavsiyesidir.
tühhh ya omo, amerikalılarınmış...... yine ve yeniden büyük oyunu bozamadık....
neyse efendim, ben deterjan haliyle bile parfüm etkisi yaratılacak bir sırrı paylaşayım.
omo color sıvı deterjanla yıkanmış kıyafetlerinizi, hafif nemliyken ütülerseniz eğer koku kıyafetlere tamamen hapsolur.
euro’nun arşa çıktığı bugünlerde temiz kokmak isteyenlere yatırım tavsiyesidir.
devamını gör...
telefonuna 100 kontör yüklemiş insan
100 kontöre 10 dakika konuşurdun. bir mesaj 2 kontördü, çok karanlık dönemlerdi o zamanlar.
o yüzden çağrı atardık 1 kontör kalınca hesapta.
1 çağrı geliyor musun.
2 çağrı birazdan geliyorum.
3 çağrı bensiz devam edin.
o yüzden çağrı atardık 1 kontör kalınca hesapta.
1 çağrı geliyor musun.
2 çağrı birazdan geliyorum.
3 çağrı bensiz devam edin.
devamını gör...
sevgiliye ithaf edilebilecek en güzel dize
şiir yazma yeteneği olmayan bizler için canım şairlerimizin yazdığı, sevgiliye ya da hoşlanılan kişiye ithaf edebileceğimiz dizelerdir.
"bir kadına söylenebilecek en güzel sözler" ya da "sevgiliye söylenecek güzel sözler" tarzındaki başlıklardan bilerek farklı olmasını istedim çünkü dizeler herhangi bir söz topluluğu değildir, azdırlar ancak çok fazla şey anlatırlar ve çok şey hissettirirler.
"seni, senin hudutlarının dışında seviyorum"
nazım hikmet
"cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün."
ilhan berk
"sen benim kara ömrüme vuran
suyumu harelendiren sevincimdin."
birhan keskin
"bir bakışın ölmem için yeter; anla rosa ben bir deliyim."
sezai karakoç
"gelişin hayata bağlıyor beni
anlıyor musun
zaman yarat ve uğra"
şükrü erbaş
"bir kadına söylenebilecek en güzel sözler" ya da "sevgiliye söylenecek güzel sözler" tarzındaki başlıklardan bilerek farklı olmasını istedim çünkü dizeler herhangi bir söz topluluğu değildir, azdırlar ancak çok fazla şey anlatırlar ve çok şey hissettirirler.
"seni, senin hudutlarının dışında seviyorum"
nazım hikmet
"cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün."
ilhan berk
"sen benim kara ömrüme vuran
suyumu harelendiren sevincimdin."
birhan keskin
"bir bakışın ölmem için yeter; anla rosa ben bir deliyim."
sezai karakoç
"gelişin hayata bağlıyor beni
anlıyor musun
zaman yarat ve uğra"
şükrü erbaş
devamını gör...
romeo ve juliet
william shakespeare'in gençlik yıllarında kaleme aldığı bir oyundur.
bu oyun için çoğunluktan farklı bir düşünceyi benimsemeye başladım sanırım. herkes romeo ve juliet'in hikayesinin ilk görüşte aşk olduğunu düşünür. öyle ki birbirleri için ölen, diğerinin nefesinin içinde bulunmadığı bir havayı içine çekmeye değer görmeyen iki aşık... peki, ya hikaye aslında bu kadar trajik değilse ya shakespeare sadece aşkla dalga geçiyorsa? kitabın başında ana karakterlerimizden biri olan romeo, rosaline adlı bir kadına kafayı taktığını dile getiriyor. ancak yakın bir zamanda, capuletlerin evinde olan bir maskeli baloda juliet'le tanışıp ona sırılsıklam aşık oluyor. aşk dediğimiz kavram bu kadar basit mi? dün aşkından kederlendiğin bir kadını unutmak ve bir anda tarihe adını yazdıracak bir hikayeye dönüşmek bu kadar kolay mı? hiç sanmıyorum. gerçi "yarayla alay edermiş yaralanmamış olan." belki bu yüzdendir yazarı ve milyarlarca insanı anlamıyor olmam.
bu oyun için çoğunluktan farklı bir düşünceyi benimsemeye başladım sanırım. herkes romeo ve juliet'in hikayesinin ilk görüşte aşk olduğunu düşünür. öyle ki birbirleri için ölen, diğerinin nefesinin içinde bulunmadığı bir havayı içine çekmeye değer görmeyen iki aşık... peki, ya hikaye aslında bu kadar trajik değilse ya shakespeare sadece aşkla dalga geçiyorsa? kitabın başında ana karakterlerimizden biri olan romeo, rosaline adlı bir kadına kafayı taktığını dile getiriyor. ancak yakın bir zamanda, capuletlerin evinde olan bir maskeli baloda juliet'le tanışıp ona sırılsıklam aşık oluyor. aşk dediğimiz kavram bu kadar basit mi? dün aşkından kederlendiğin bir kadını unutmak ve bir anda tarihe adını yazdıracak bir hikayeye dönüşmek bu kadar kolay mı? hiç sanmıyorum. gerçi "yarayla alay edermiş yaralanmamış olan." belki bu yüzdendir yazarı ve milyarlarca insanı anlamıyor olmam.
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
ne kadar seversen sev bir kişi için salak yerine konulacak kadar fedakarlıklar yapma.
devamını gör...
yürüyen şato
ilk olarak diana wynne jones'un kitap olarak yazdığı ve hayao miyazaki'nin bundan ilham alarak ve kendi yorumunu da katarak animasyon haline getirdiği bir yapımdır. 2004 yılında yayımlanmıştır. ülkemizde howl's moving castle olarak da bilinir.
ne zamandır aklımdaydı, hakkında başlık açıldığını görünce mutlu oldum. gerçek sevgi tasvirinin çok saf, nahif ve akıllıca yapılmış olması, çizimlerin bu kadar kaliteli olması animasyonu mükemmel kılan unsurlardandı.
sophie'nin şapkacı dükkanında çalışırken kulağına gelen, diğer arkadaşlarının howl adındaki büyücü için kadınların kalbini çaldığı ve hatta çaldığı kalpleri yediği hakkında yaptığı bir dedikodu sahnesiyle başlıyor animasyon. elbette buradaki çalmak fiilinden kasıt kadınları etkileyip sonrasında onlara karşılık vermediği için kalplerini kırmasından ileri geliyor. yoksul sophie ile bu kalp hırsızı howl'ın karşılaşması ise sophie'yi rahatsız eden askerlerden kurtaran kişinin howl olması ile gerçekleşiyor. elbette sophie bu büyüleyici kişiden hoşlanıyor. daha sonrasında kötülükler cadısı, howl'ı kıskandığı için sophie'nin çalıştığı dükkana gelip onu yaşlı ve çirkin bir kadına dönüştürüyor. sophie büyüyü bozmak için yollara düşüyor ve tekrar howl ile yolları kesişiyor, hem de yürüyen şato'da! gerisi keyif kaçıracağı için anlatmayacağım, şimdiden iyi seyirler dilerim.
- korkunç hissediyorum. bir kayanın altına sıkışmışım gibi.
+ evet, kalp ağır bir yüktür.
ne zamandır aklımdaydı, hakkında başlık açıldığını görünce mutlu oldum. gerçek sevgi tasvirinin çok saf, nahif ve akıllıca yapılmış olması, çizimlerin bu kadar kaliteli olması animasyonu mükemmel kılan unsurlardandı.
sophie'nin şapkacı dükkanında çalışırken kulağına gelen, diğer arkadaşlarının howl adındaki büyücü için kadınların kalbini çaldığı ve hatta çaldığı kalpleri yediği hakkında yaptığı bir dedikodu sahnesiyle başlıyor animasyon. elbette buradaki çalmak fiilinden kasıt kadınları etkileyip sonrasında onlara karşılık vermediği için kalplerini kırmasından ileri geliyor. yoksul sophie ile bu kalp hırsızı howl'ın karşılaşması ise sophie'yi rahatsız eden askerlerden kurtaran kişinin howl olması ile gerçekleşiyor. elbette sophie bu büyüleyici kişiden hoşlanıyor. daha sonrasında kötülükler cadısı, howl'ı kıskandığı için sophie'nin çalıştığı dükkana gelip onu yaşlı ve çirkin bir kadına dönüştürüyor. sophie büyüyü bozmak için yollara düşüyor ve tekrar howl ile yolları kesişiyor, hem de yürüyen şato'da! gerisi keyif kaçıracağı için anlatmayacağım, şimdiden iyi seyirler dilerim.
- korkunç hissediyorum. bir kayanın altına sıkışmışım gibi.
+ evet, kalp ağır bir yüktür.
devamını gör...