atatürk dirilse yapacağı ilk şey
türkiye simülasyonu sunucusunun fişini çekerdi.
devamını gör...
ostre sledovane vlaky
türkçeye (bkz: sıkı kontrol edilen trenler (kitap)) adıyla çevirisi yapılmış kitabın yazarı bohumil hrabal'dır. eseri beyaz perdeye jiri menzel uyarlamış olup, film çek sinemasının ürünüdür. filmin yakından izlenen trenler, sıkı denetlenen trenler ismiyle de türkçe çevirileri yapılmıştır.
spoiler!
bir sahne var ki, bir karakterin repliği tüylerimi diken diken etti:
--- alıntı ---
kanatlı olan her şey uçar.
kuzgun uçar.
çocuk uçar.
zaman uçar.
tren uçar.
asker uçar.
saniyeler uçar.
ölüm uçar.
her şey uçar.
--- alıntı ---
filmin baş kahramanı milos, cinsellikle henüz tanışmamış ve bunun sıkıntısıyla boğuşan çekingen bir genç. bu problemi çözmek için farklı insanlara başvuruyor, gözlemler yapıyor. filmde milos'un bakışlarını o kadar çok gördüm ki bir süre sonra onunla empati yaparak, onun gözlerinden, tutuk ve dahil olmakta çektiği güçlüklerden bakarak izlemeye başladım filmi. milos'un yaşadığı ya da yaşayamadığı cinsellikle birlikte diğer karakterlerin cinselliği yaşama biçimleri dikkat çekici.
trajik sahneler dikkat çekici bir sadelikte, filmin bütünü bir tren istasyonunda seyrediyor. rütbeler, savaş etkileri, milos'un çekingen ama istekli dünyası, filmin şaşırtıcı sonuyla birleşince hayli etkileyiciydi.
spoiler!
bir sahne var ki, bir karakterin repliği tüylerimi diken diken etti:
--- alıntı ---
kanatlı olan her şey uçar.
kuzgun uçar.
çocuk uçar.
zaman uçar.
tren uçar.
asker uçar.
saniyeler uçar.
ölüm uçar.
her şey uçar.
--- alıntı ---
filmin baş kahramanı milos, cinsellikle henüz tanışmamış ve bunun sıkıntısıyla boğuşan çekingen bir genç. bu problemi çözmek için farklı insanlara başvuruyor, gözlemler yapıyor. filmde milos'un bakışlarını o kadar çok gördüm ki bir süre sonra onunla empati yaparak, onun gözlerinden, tutuk ve dahil olmakta çektiği güçlüklerden bakarak izlemeye başladım filmi. milos'un yaşadığı ya da yaşayamadığı cinsellikle birlikte diğer karakterlerin cinselliği yaşama biçimleri dikkat çekici.
trajik sahneler dikkat çekici bir sadelikte, filmin bütünü bir tren istasyonunda seyrediyor. rütbeler, savaş etkileri, milos'un çekingen ama istekli dünyası, filmin şaşırtıcı sonuyla birleşince hayli etkileyiciydi.
devamını gör...
ahmed arif'in dizeleri
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine
rüzgarda asi,
körsem,
senden gayrısına yoksam,
bozuksam,
can benim, düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel,
ay karanlık...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cıgaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hayın, çıyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
ahmed arif
devamını gör...
annesinin yakışıklı oğlum dediği çocuğun tipsiz olması
çok kez karşılaştığım durumdur.gariban anacığım beni yakışıklı oğlum diye seviyor,seviyor.ben bi özgüvenle doluyorum,anlatamam.sonra ayna karşısına geçiyorum. bi bakıyorum ki kendimden tiksiniyorum.ilerde evlenir de baba olursam,çocuğumda benim gibi olursa ona bunu düzgün bi şekilde anlatacağım ve tipin,yakışıklılığın bu kadar önemli olmadığını anlamasını sağlayacağım.
devamını gör...
mezuniyetine katılmayan kişi
ben mezun olmam gereken yılın tam 4 artı yılının ardından mezun olmuş bir insan olarak her sene yürüdüm. cübbemi satın aldım, her sene pankartımı açtım her sene yürüdüm. törenlerde asla kep atmadım çünki eğitim ömür boyu sürer*. görkemli bir mezuniyet töreniniz oluyorsa kaçırmayınız derim.
devamını gör...
komünizm
ajitasyon temelli propagandalarla sistemin nasıl çalıştığını anlamayan insanları etkileyerek ayakta kalmayı ancak başarabilen ideoloji. insanın doğasını ve ekonomik sistemin nasıl çalıştığını tam olarak anlayan birinin bunu desteklemesi mümkün değildir. ancak hayalini kurabilir.
neyse ben burada nispeten az bilinen bir komünizm eleştirisini yazmak istiyorum. bu da komünizmin demokrasiyle olan doğal uyumsuzluğudur.
insanlık tarihi boyunca demokrasinin atina, ceneviz, novgorod gibi hep tüccar şehirlerinin yönetim şekli olduğu görülmektedir. bu eğilimin sebebinin insanların özel mülküne el koyabilecek güçte bir monarşinin çıkmasını engellemek olduğu sanılmaktadır. eğer daron acemoğlu'nun ulusların çöküşü kitabında sömürgecilik dönemi ispanya'sının sahip olduğu zenginliği kaybedişini anlattığı bölümü de okursak konu daha net anlaşılmış olur.
kısaca şöyle;
hollandalı zengin bir baba, iki oğlundan birini ispanya'ya diğerini abd'ye yatırım yapmaları maksadıyla gönderir. ancak ispanya'ya gönderdiği oğlunun mallarına kıytırık bir sebepten ötürü ispanya kralı el koyar ve çocuğu da hapse attırır. baba da abd'ye gönderdiği, zenginliğine zenginlik katmakta olan oğlundan aldığı parayla ispanya'da ki oğlunu kurtarır ve bütün ailesi ve servetiyle birlikte abd'ye taşınır.
bu hikaye özel mülk-demokrasi ilişkisini ne güzel anlatıyor değil mi?
buna ek olarak birde bir akıl yürütmesi yapalım. diyelim komünist bir ülkede yaşıyorsunuz. eğer devletin başındaki klik diktatörleşmeye başlarsa buna karşı nasıl direnirsiniz? düşünün; karşı propaganda yapmada kullanabileceğiniz bütün matbaalar, bütün televizyon ve radyo kanalları, bütün internet sunucuları, eylemlere insan taşımda kullanacağınız bütün otobüsler vs. her şey zaten devletin, dolayısıyla diktatörleşen kliğin kontrolünde. bu saydıklarımın hiçbirini direnmede kullanmanıza izin vermeyecekleri aşikar. işte bu da bize komünist ülkelerin niçin çok kısa bir sürede kanlı diktatörlüklere dönüştüğünü çok güzel bir şekilde gösteriyor. komünist bir ülkenin demokratik kalabilmesi neredeyse bir mucize gibi.
bütün bunlara bakarak özel mülkün olmadığı yerde demokrasinin de olmayacağını söyleyebiliriz; komünizmin demokrasiyle doğal bir uyumsuzluğunun olduğunu da.
edit: özel mülk bir "güç" türüdür. eğer özel mülkünüzü kaybettiyseniz gücünüzü de kaybetmişsinizdir. komünist ülkelerin insanları "eşit" değil zayıftır.
neyse ben burada nispeten az bilinen bir komünizm eleştirisini yazmak istiyorum. bu da komünizmin demokrasiyle olan doğal uyumsuzluğudur.
insanlık tarihi boyunca demokrasinin atina, ceneviz, novgorod gibi hep tüccar şehirlerinin yönetim şekli olduğu görülmektedir. bu eğilimin sebebinin insanların özel mülküne el koyabilecek güçte bir monarşinin çıkmasını engellemek olduğu sanılmaktadır. eğer daron acemoğlu'nun ulusların çöküşü kitabında sömürgecilik dönemi ispanya'sının sahip olduğu zenginliği kaybedişini anlattığı bölümü de okursak konu daha net anlaşılmış olur.
kısaca şöyle;
hollandalı zengin bir baba, iki oğlundan birini ispanya'ya diğerini abd'ye yatırım yapmaları maksadıyla gönderir. ancak ispanya'ya gönderdiği oğlunun mallarına kıytırık bir sebepten ötürü ispanya kralı el koyar ve çocuğu da hapse attırır. baba da abd'ye gönderdiği, zenginliğine zenginlik katmakta olan oğlundan aldığı parayla ispanya'da ki oğlunu kurtarır ve bütün ailesi ve servetiyle birlikte abd'ye taşınır.
bu hikaye özel mülk-demokrasi ilişkisini ne güzel anlatıyor değil mi?
buna ek olarak birde bir akıl yürütmesi yapalım. diyelim komünist bir ülkede yaşıyorsunuz. eğer devletin başındaki klik diktatörleşmeye başlarsa buna karşı nasıl direnirsiniz? düşünün; karşı propaganda yapmada kullanabileceğiniz bütün matbaalar, bütün televizyon ve radyo kanalları, bütün internet sunucuları, eylemlere insan taşımda kullanacağınız bütün otobüsler vs. her şey zaten devletin, dolayısıyla diktatörleşen kliğin kontrolünde. bu saydıklarımın hiçbirini direnmede kullanmanıza izin vermeyecekleri aşikar. işte bu da bize komünist ülkelerin niçin çok kısa bir sürede kanlı diktatörlüklere dönüştüğünü çok güzel bir şekilde gösteriyor. komünist bir ülkenin demokratik kalabilmesi neredeyse bir mucize gibi.
bütün bunlara bakarak özel mülkün olmadığı yerde demokrasinin de olmayacağını söyleyebiliriz; komünizmin demokrasiyle doğal bir uyumsuzluğunun olduğunu da.
edit: özel mülk bir "güç" türüdür. eğer özel mülkünüzü kaybettiyseniz gücünüzü de kaybetmişsinizdir. komünist ülkelerin insanları "eşit" değil zayıftır.
devamını gör...
facebook'un facebook olduğu zamanlar
2008 yılında giriş yapmıştım. hani eskiden buralar dutluktu dedem de buranın bekçisiydi diye nostalji yaparlar. işte ondan sonra biz de atımıza atlayıp kaçtık. yeni facebook'umuz da artık sözlükler oldu.
devamını gör...
agnostik
inanan kişi ve inanmayan kişi tartışırken uzaktan yiyin birbirinizi diyen kimsedir. bence harika bir level. bu levelde artık sebepleri değil sonuçları düşünüyorsunuz. bence inanan ve inanmayanın birbirinden bir farkı yoktur çünkü ikisininde kanıtı yoktur. ben hem agnostiğim hemde varsa bile banane inancına sahibim.
devamını gör...
sözlüğün ücra bir köy okulunda ölümsüzleşmesi
çok güzel olmuş. emeği geçen herkese teşekkür ederim. nicelerinde buluşmak dileğiyle.
devamını gör...
normal sözlük yazar kalitesi
iyidir tabiki. sözlüğün temel kuralı olan '' küfürsüz sözlük '' sayesinde bence gayet de iyidir. bundan daha iyi de olacaktır.
bakın hiç bir kuruluş hemen kalitesinde standardı yakalayamaz, bu süre alır.
bizler de hep beraber bu süreye kadar elimizden geldiğince seviyemizi koruyacağız.
insanlar telkinle, öneriyle bir yere, bir topluluğa katılmaz. katılanların da ömrü kısa olur zaten.
dolayısıyla biz özendireceğiz, burasının gerçekten farklı olduğunu hissettireceğiz.
işte o zaman gerçekten buraya katkı vermek isteyenler katılacaktır.
bir şey başarılacaksa hep beraber arkadaşlar, ne 1 eksik ne 1 fazla. *
bakın hiç bir kuruluş hemen kalitesinde standardı yakalayamaz, bu süre alır.
bizler de hep beraber bu süreye kadar elimizden geldiğince seviyemizi koruyacağız.
insanlar telkinle, öneriyle bir yere, bir topluluğa katılmaz. katılanların da ömrü kısa olur zaten.
dolayısıyla biz özendireceğiz, burasının gerçekten farklı olduğunu hissettireceğiz.
işte o zaman gerçekten buraya katkı vermek isteyenler katılacaktır.
bir şey başarılacaksa hep beraber arkadaşlar, ne 1 eksik ne 1 fazla. *
devamını gör...
başparmak
modern insanın en büyük hazinesi. bize kalan eşsiz bir miras.
ilkel yaşamdan bu yana, bizi diğer hayvanlardan ayıran en önemli şeyimiz olan aklımızın bize sunduğu buluşları baş parmak sayesinde yaptık. soruyorsunuz şimdi baş parmak sadece bizde yok ki diye. evet haklsınız, baş parmak sadece bizde yok. diğer primatlarda da var. örneğin; maymunlar da baş parmağa sahip fakat onların baş parmak dışındaki diğer parmakları daha uzun ve daha işlevsel*. ancak insanın sahip olduğu baş parmak hareket kabiliyeti ile eşsiz bir anatomik yapı. nesneleri daha etkili tutmamızı, daha iyi manipule etmemizi sağlarak hem ince hem de kaba motor becerilerimizi etkilemiştir.
ilkel yaşamdan bu yana, bizi diğer hayvanlardan ayıran en önemli şeyimiz olan aklımızın bize sunduğu buluşları baş parmak sayesinde yaptık. soruyorsunuz şimdi baş parmak sadece bizde yok ki diye. evet haklsınız, baş parmak sadece bizde yok. diğer primatlarda da var. örneğin; maymunlar da baş parmağa sahip fakat onların baş parmak dışındaki diğer parmakları daha uzun ve daha işlevsel*. ancak insanın sahip olduğu baş parmak hareket kabiliyeti ile eşsiz bir anatomik yapı. nesneleri daha etkili tutmamızı, daha iyi manipule etmemizi sağlarak hem ince hem de kaba motor becerilerimizi etkilemiştir.
devamını gör...
doğu türkistan milli marşı
doğu türkistan cumhuriyeti tarafından kabul edilen ve 1933 yılında mehmet ali tevfik tarafından yazılmış olan milli marştır.
not: son kıtaya dikkat.
doğu türkistan milli marşı (türkiye türkçesi)
kurtuluş yolunda su gibi aktı bizim kanımız,
sen için ey yurdumuz olsun feda bu canımız.
kan döküp hem can verip şimdi kurtardık seni,
kurtuluşa kalbimizde var idi imanımız
yar-ı hemdem oldu bizim himmetmiz sen için,
dünyayı sorgan idi himmet ile ecdadımız
yurdumuz biz yüz gözünü kan ile temizledik,
sonra hiç kirletmeyiz çünkü türktür namımız.
atilla, cengiz, timur dünyayı titreten idi,
can verip can alırız, biz onların evladıyız.
çıktı can hem aktı kan düşmandan oldu el aman
yaşasın, bin yaşasın parlasın istikbalimiz.
qurtulush marsi (uygurca)
qurtulush yolinda sudek aqti biznig qanimiz,
sen üçün ey yurtimiz bolsun pida janimiz.
qan kiçip hem jan birip akhir qurtuldurduq sini,
qelbimizde qutquzushqe bar idi imanimiz.
yar-i hem dem boldi biznig himmitimiz sen üçün,
dunyani sorghan idi ötken ulugh ejdadimiz.
yurtumuz biz yüz-közigni qan birle pakizliduq,
emdi hiç kirletmigeymiz çünki türktur namimiz.
attila, çinggiz, tömür dünyani titretken idi,
qan birip nam alimiz biz ularnig evladibiz.
çiqti jan hem aqti qan düshmendin boldi el aman
yashisun hiç öçmüsun parlansun istiqbalimiz
not: son kıtaya dikkat.
doğu türkistan milli marşı (türkiye türkçesi)
kurtuluş yolunda su gibi aktı bizim kanımız,
sen için ey yurdumuz olsun feda bu canımız.
kan döküp hem can verip şimdi kurtardık seni,
kurtuluşa kalbimizde var idi imanımız
yar-ı hemdem oldu bizim himmetmiz sen için,
dünyayı sorgan idi himmet ile ecdadımız
yurdumuz biz yüz gözünü kan ile temizledik,
sonra hiç kirletmeyiz çünkü türktür namımız.
atilla, cengiz, timur dünyayı titreten idi,
can verip can alırız, biz onların evladıyız.
çıktı can hem aktı kan düşmandan oldu el aman
yaşasın, bin yaşasın parlasın istikbalimiz.
qurtulush marsi (uygurca)
qurtulush yolinda sudek aqti biznig qanimiz,
sen üçün ey yurtimiz bolsun pida janimiz.
qan kiçip hem jan birip akhir qurtuldurduq sini,
qelbimizde qutquzushqe bar idi imanimiz.
yar-i hem dem boldi biznig himmitimiz sen üçün,
dunyani sorghan idi ötken ulugh ejdadimiz.
yurtumuz biz yüz-közigni qan birle pakizliduq,
emdi hiç kirletmigeymiz çünki türktur namimiz.
attila, çinggiz, tömür dünyani titretken idi,
qan birip nam alimiz biz ularnig evladibiz.
çiqti jan hem aqti qan düshmendin boldi el aman
yashisun hiç öçmüsun parlansun istiqbalimiz
devamını gör...
sinirsiz stressiz bir hayat
(bkz: nerede lutfen soyleyin)
devamını gör...
tuhaf dükkan isimleri
dünya döner:/
devamını gör...
yabancı filmlere türkçe ad uydurmak
adını zikretmek istemediğim bir tv kanalı, 1983 yapımı scarface filmini "sicilyalı" şeklinde yayınlamıştı. bu kadar enteresan bir çeviriyi bir kez daha görmek nasip olmadı.
devamını gör...
benito mussolini
italyan politikacı ve gazeteci. binyıllar geçse bile unutulmayacak adam. çünkü adını tarihe kazıdı. tıpkı augustus gibi. 1922'den 1943'e kadar italya başbakanlığı yaptı. mussolini, duce (lider) olarak tanındı ve faşizmin kurucusu sayıldı. işte mevkisi bu kadar ilerledikten sonra mussolini artık sadece italya başbakanı değildi, hem de italya'nın diktatörüydü. mussolini aslında sosyalist bir politikacı ve avanti! gazetesinde çalışan bir gazeteciydi.
ama 1912 yılında italyan sosyalist partisi'nin ulusal müdürlüğüne üye oldu. fakat partinin tarafsızlık tutumu vardı, buna rağmen mussolini birinci dünya savaşına karşı askeri müdahaleyi savundu. bunun üzerine italyan sosyalist partisinden ihraç edildi, yani üyelikten çıkarıldı. bunun üzerine 1914 yılında mussolini yeni bir gazete, ii popolo d'italia gazetesini kurdu.. ayrıca italyan kraliyet ordusu'nda görev yaptı. fakat 1917 yılında savaş sırasında yaralanınca terhis oldu. mussolini daha sonra herhalde öfkesini alamamış olacak ki italyan sosyalist partisini kınamaya başladı. artık sosyalizmi düşünmüyordu, sadece italyan milliyetçiliğine odaklanmıştı....
mussolini eşitlikçiliğe ama hem de sınıf çatışmasına karşı gelmek istedi ve bunun için faşist hareketi kurdu. 1922 yılında, roma yürüyüşünün ardından mussolini, başbakan olarak atandı. mussolini böylece o zamana kadar bu görevi elinde tutan en genç kişi olmuştu. mussolini, gizli polis aracılığıyla tüm siyasi muhalefeti ortadan kaldırdı ve işçi grevlerini yasakladı. ardından mussolini, yandaşlarıyla birlikte ulusu tek parti diktatörlüğüne dönüştüren bir dizi yasayla iktidarı pekiştirdi.
mussolini 5 yıl içinde hem yasal hem de yasadışı yollarla diktatörlük otoritesi kurmuştu. mussolini, totaliter bir devlet kurmayı arzulamıştı. o, italyan sömürge mülklerini ve faşist nüfuz alanını genişleterek roma imparatorluğunun kadim ihtişamını geri getirmeyi amaçlamıştı. 1920'li yıllarda yunanistan ile yaşanan bir olay üzerine, korfu'nun bombalanması talimatını verdi. arnavutluk üzerinde bir himaye kurdu ve yugoslavya ile yapılan anlaşmalarla fiume şehrini italya devletine dahil etti. 1936 yılında, ikinci italya-etiyopya savaşı ile birlikte etiyopya işgal edildi. ardından eritre ve somali ile birlikte italyan doğu afrikası kuruldu. yani bildiğiniz mussolini imparatorluk kurma yolunda adım-adım ilerliyordu.
1939 yılında italyan kuvvetleri, arnavutluk'u da egemenliği altına aldılar. mussolini ilk başta büyük savaşlara girmekten kaçınsa bile, 1940 yılında, mihver devletleri tarafında savaşa girmeye karar verdi. ilk başta her şey iyiydi, başarıyla ilerliyorlardı fakat ardından mihver birden fazla cephede çökmeye başladı. bunun üzerine mussolini faşist parti nüfusunun ve üyelerinin desteğini kaybetti. sonuç olarak 1943'ün başlarında, faşizm büyük konseyi, mussolini'ye güvensizlik önergesi verdi. aynı günün ilerleyen saatlerinde hükumet başkanı olarak kral iii. vittorio emanuele, mussolini'yi görevden aldı ve başbakan görevine başkasını atadı.
mussolini esir alındı. fakat ateşkes oldu ve böylelikle mussolini esaretten kurtarıldı. hitler, mussolini ile görüştükten sonra onu farklı bir görevin başına geçirdi. fakat 1945 yılında büyük bir yenilginin ardından mussolini, metresi clara petacci ile isviçre'ye kaçmaya çalıştı. fakat her ikisi de italyan komünist partizanlar tarafından yakalandı ve 28 nisan(doğum günümden 2 gün önce) 1945 yılında idam mangası tarafından idam edildi. daha sonra mussolini ve metresinin cesetleri milano'ya götürüldü ve burda bir servis istasyonunda baş aşağı asıldı. bu ölümlerinin kamuoyu önünde teyit edilmesi için yapıldı..
ne demişler, mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi.... ne alaka, ben de, bilmiyorum....

ama 1912 yılında italyan sosyalist partisi'nin ulusal müdürlüğüne üye oldu. fakat partinin tarafsızlık tutumu vardı, buna rağmen mussolini birinci dünya savaşına karşı askeri müdahaleyi savundu. bunun üzerine italyan sosyalist partisinden ihraç edildi, yani üyelikten çıkarıldı. bunun üzerine 1914 yılında mussolini yeni bir gazete, ii popolo d'italia gazetesini kurdu.. ayrıca italyan kraliyet ordusu'nda görev yaptı. fakat 1917 yılında savaş sırasında yaralanınca terhis oldu. mussolini daha sonra herhalde öfkesini alamamış olacak ki italyan sosyalist partisini kınamaya başladı. artık sosyalizmi düşünmüyordu, sadece italyan milliyetçiliğine odaklanmıştı....
mussolini eşitlikçiliğe ama hem de sınıf çatışmasına karşı gelmek istedi ve bunun için faşist hareketi kurdu. 1922 yılında, roma yürüyüşünün ardından mussolini, başbakan olarak atandı. mussolini böylece o zamana kadar bu görevi elinde tutan en genç kişi olmuştu. mussolini, gizli polis aracılığıyla tüm siyasi muhalefeti ortadan kaldırdı ve işçi grevlerini yasakladı. ardından mussolini, yandaşlarıyla birlikte ulusu tek parti diktatörlüğüne dönüştüren bir dizi yasayla iktidarı pekiştirdi.
mussolini 5 yıl içinde hem yasal hem de yasadışı yollarla diktatörlük otoritesi kurmuştu. mussolini, totaliter bir devlet kurmayı arzulamıştı. o, italyan sömürge mülklerini ve faşist nüfuz alanını genişleterek roma imparatorluğunun kadim ihtişamını geri getirmeyi amaçlamıştı. 1920'li yıllarda yunanistan ile yaşanan bir olay üzerine, korfu'nun bombalanması talimatını verdi. arnavutluk üzerinde bir himaye kurdu ve yugoslavya ile yapılan anlaşmalarla fiume şehrini italya devletine dahil etti. 1936 yılında, ikinci italya-etiyopya savaşı ile birlikte etiyopya işgal edildi. ardından eritre ve somali ile birlikte italyan doğu afrikası kuruldu. yani bildiğiniz mussolini imparatorluk kurma yolunda adım-adım ilerliyordu.
1939 yılında italyan kuvvetleri, arnavutluk'u da egemenliği altına aldılar. mussolini ilk başta büyük savaşlara girmekten kaçınsa bile, 1940 yılında, mihver devletleri tarafında savaşa girmeye karar verdi. ilk başta her şey iyiydi, başarıyla ilerliyorlardı fakat ardından mihver birden fazla cephede çökmeye başladı. bunun üzerine mussolini faşist parti nüfusunun ve üyelerinin desteğini kaybetti. sonuç olarak 1943'ün başlarında, faşizm büyük konseyi, mussolini'ye güvensizlik önergesi verdi. aynı günün ilerleyen saatlerinde hükumet başkanı olarak kral iii. vittorio emanuele, mussolini'yi görevden aldı ve başbakan görevine başkasını atadı.
mussolini esir alındı. fakat ateşkes oldu ve böylelikle mussolini esaretten kurtarıldı. hitler, mussolini ile görüştükten sonra onu farklı bir görevin başına geçirdi. fakat 1945 yılında büyük bir yenilginin ardından mussolini, metresi clara petacci ile isviçre'ye kaçmaya çalıştı. fakat her ikisi de italyan komünist partizanlar tarafından yakalandı ve 28 nisan(doğum günümden 2 gün önce) 1945 yılında idam mangası tarafından idam edildi. daha sonra mussolini ve metresinin cesetleri milano'ya götürüldü ve burda bir servis istasyonunda baş aşağı asıldı. bu ölümlerinin kamuoyu önünde teyit edilmesi için yapıldı..
ne demişler, mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi.... ne alaka, ben de, bilmiyorum....

devamını gör...
akran
yaş, meslek, toplumsal durum vb bakımından birbirine eşit olanlardan her biridir. genellikle kıyaslama için kullanılır. bak akranların şunu şunu yapıyor der çevredekiler.
devamını gör...
mesaj alımını kapatan yazar
sadece yazmak ve okumak istiyordur. yalnızlık hoşuna gidiyordur. bir şeyleri tartışmak istemiyor da olabilir. önceden dm'de tecrübe ettiği kalitesiz durumlar da buna sebep olmuş olabilir. hepsinden öte depresyon bile olabilir. ama güzel karardır. kaldı ki açıkken mesaj yağıyor muydu sanki derseniz, öyle değildi tabi ama ben yağdırıyordum. mesaj alımını kapatınca aynı zamanda atamıyorum bu sayede bazı yazılarda çok müdahale edesim, sataşasım gelse de hem kendime hem bana çatan yazar arkadaşlara çıkaracağım huzursuzluğun önüne de geçiyorum.
devamını gör...
koç noktası
gök ekvatoru ile ekliptik düzleminin kesiştiği noktalardan biri. ilkbahar noktası olarak da bilinir.
görselde vernal equinox ile gösterilen kırmızı nokta koç noktasıdır:

(görsel, aero.iitb.ac. in'den alıntıdır.)
görselde vernal equinox ile gösterilen kırmızı nokta koç noktasıdır:

(görsel, aero.iitb.ac. in'den alıntıdır.)
devamını gör...
yolda gördüğün hayvanlara öpücük atmak
özellikle kedi ve köpeklere sıklıkla yaptığım eylemdir. öpücüğün sonrasında kedilerin miyavlayarak yanına gelmesi de ayrı güzel bir an.
edit;biraz önce öpücük attıktan sonra sevmek için yaklaştım, elimi tırmaladı. ben sevmek için yaklaşmıştım be.
edit;biraz önce öpücük attıktan sonra sevmek için yaklaştım, elimi tırmaladı. ben sevmek için yaklaşmıştım be.
devamını gör...