erkekleri itici yapan detaylar
          bacak arası namusçuluğu yapan tüm erkekler.
      
  devamını gör...
hayatta başarısız olup anne babasını suçlayan evlat
          belli bir yaşa kadar haklıdır. belli bir yaştan sonra hala başarısızsa kendisi suçludur.
      
  devamını gör...
ferhan şensoy
          cinayet dediğin illa kanlı bıçaklı olmak zorunda değildir, aşkta bir cinayettir (bkz: ferhan şensoy)
      
  devamını gör...
erotik başlıkların küfür kapsamına alınması gerekliliği
          cinselliğin bastırıldığı toplumlarda kadının ya da erkeğin her davranışı karşı cins tarafından şehvet olarak algılanır.
bırakın konuşulsun , yazılsın.
kendinize yasak koyun koyacaksanız. herkes otoritenin kılıcı.
  bırakın konuşulsun , yazılsın.
kendinize yasak koyun koyacaksanız. herkes otoritenin kılıcı.
devamını gör...
sınavda 3 kere üst üste aynı şıkkı işaretlemek
          dördüncü de aynı şık olursa dört sorudan birini tekrar okuyup başka şık işaretlenir ve sonradan işaretlenen şık kesinlikle yanlıştır.
      
  devamını gör...
otostopçunun galaksi rehberi
          şöyle başlar:
--- alıntı ---
galaksinin batı sarmal kolu'nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır.
bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırk sekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.
bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı – daha doğrusu eskiden vardı: üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi.
bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile.
her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu.
sonra, adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, rick mansworth'de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti.
ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç, aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti.
bu, o kızın öyküsü değil.
--- alıntı ---
  --- alıntı ---
galaksinin batı sarmal kolu'nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır.
bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırk sekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.
bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı – daha doğrusu eskiden vardı: üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi.
bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile.
her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu.
sonra, adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, rick mansworth'de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti.
ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç, aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti.
bu, o kızın öyküsü değil.
--- alıntı ---
devamını gör...
elbisenin kadınları daha zarafet sahibi göstermesi
          erkekler giyse de doğru bir karşılaştırma yapabilsek diye düşündürten başlıktır*.
      
  devamını gör...
çerkes soykırımı
          (bkz: karadeniz en çok bize karadır).
      
  devamını gör...
sorusu olanlar gelen kutuma portakal atabilir
          portakalı soydum yoldaş benjamine attım.
      
  devamını gör...
fenerbahçe
          bilen bilir. spor severim. uzun yıllar profesyonel olarak spor yaptım. yılmaz bir müsabaka sever olduğum için de televizyonda, youtube'da denk geldiğim bir videoda, instagram keşfette, kısacası herhangi bir yerde denk geldiğim tüm "yarışları, yarışmaları" içeriği ne olursa olsun bir şekilde takip ettim/ediyorum. özellikle babam küçük yaşta başladığım ve hayatımın görece kritik dönemlerine kadar devam ettirdiğim, o dönemler için de günümün, gündemimin en major konularından biri olan sporculuk serüvenime dişini, tırnağını, emeğini, zamanını, parasını yatırarak sonuna kadar destek verdi. en önemsiz maçıma bile geldi. en basit, çantada keklik seçmemde bile tezahüratını eksik etmedi. benim hayatını spor yaparak kazanan biri olmamı çok istedi. çok. buna rağmen, ben voleybolu bırakıyorum baba, kendime başka bir yol çizeceğim dediğimde, iyi düşündün mü kızım, benim ne istediğimin bir önemi yok ama sen bana benziyorsun, kazanmayı seviyorsun ve kazandın mı, kayıp mı ettin kişiye/duruma göre değişecek bir işin olmasındansa kesin sonuçları olacak böyle bir iş yapmanın ben senin karakterinle daha çok örtüşeceğini düşünüyorum diyecek kadar da kendinden izole düşünebilecek bir adamdı. beni bu kadar iyi tanıyor olmasıysa cabası. 
benim canım babam, o derin çukura koyduğum adam, hayatta ailesinden ve işinden sonra en çok fenerbahçe'yi seviyordu. ölüm döşeğinde, canıyla boğuşurken bile fenerbahçe'nin izleyebileceği tüm maçlarını izledi! o son derbide galatasaray'a deplasmanda gol atamayan fenerbahçe'nin 4. yıldızı göğsüne bir türlü takamamasını şahsen tanıdığım hiç kimse onun dert ettiğinden daha çok dert edinmedi kendine. ben dahil. ben ki 2006 yılında denizli maçından sonra üzüntüden kurdeşen dökmüş, hastanelik olmuş insanım. gerçek bu. galatasaraylı olan acil doktoru üzerimdeki forma sebebiyle stres kaynağımı tespit etmiş, gerekli tedaviyi uyguladıktan sonra dalga geçmişti benimle de, şikayet etmiştim kendisini hatta. hadsiz. bugün olsa bugün yine yaparım.
neyse, ben işin cılkını çıkartabilen bir insanım böyle konularda. anlamışsınızdır. e tff de hepimizin malumu. ben bu lig takip etme işini bıraktım bir süre. hala denk geldiğinde cirit atma müsabakalarını falan izleyen bir insan olmaya devam ettim bu süreçte ama tüm spor paketi üyeliklerimi iptal ettirdim. kendime kurallar falan koydum. hem detoks hem kendimi kendimden koruma çabası hem de inanç yitimi. bildiğimiz hikayeler. ta ki bu sezona kadar.
fikirlerinizi kendinize saklayınız. yas süreci çok ilginç bir olgu. bu sene fenerbahçe'nin şampiyon olmasına yüklediğim anlamın babamın ölümüyle olan ilişkisini, bunun benim hayatımdaki karşılığını sorgulama* hakkını terapistime bile vermiyorum. bazı şeyler öyledir. öyle olmaya da devam etmelidir. her şeyi anlamamız gerekmiyor. çözmek? sildirip gidebilirler!
çok uzun zamandır hayatımda sevgili olarak anamayacağım fenerbahçe! türkiye gibisin benim için. kopamıyorum senden! hem nefret hem bağlılık. lanet olsun sana! ama iyi ki de varsın aynı zamanda! bu sene babamın gerçekleşmeyecek bir diğer hayali olmana izin vermiyorum! o lüks bana ait! kızıydım ben onun. benimle ilgili hayal kırıklığını, iç burulmasını tolere edebilirdi. sen kimsin?!
alın size tanım; bu sene şampiyon olmak zorunda olan takımdır fenerbahçe!
  benim canım babam, o derin çukura koyduğum adam, hayatta ailesinden ve işinden sonra en çok fenerbahçe'yi seviyordu. ölüm döşeğinde, canıyla boğuşurken bile fenerbahçe'nin izleyebileceği tüm maçlarını izledi! o son derbide galatasaray'a deplasmanda gol atamayan fenerbahçe'nin 4. yıldızı göğsüne bir türlü takamamasını şahsen tanıdığım hiç kimse onun dert ettiğinden daha çok dert edinmedi kendine. ben dahil. ben ki 2006 yılında denizli maçından sonra üzüntüden kurdeşen dökmüş, hastanelik olmuş insanım. gerçek bu. galatasaraylı olan acil doktoru üzerimdeki forma sebebiyle stres kaynağımı tespit etmiş, gerekli tedaviyi uyguladıktan sonra dalga geçmişti benimle de, şikayet etmiştim kendisini hatta. hadsiz. bugün olsa bugün yine yaparım.
neyse, ben işin cılkını çıkartabilen bir insanım böyle konularda. anlamışsınızdır. e tff de hepimizin malumu. ben bu lig takip etme işini bıraktım bir süre. hala denk geldiğinde cirit atma müsabakalarını falan izleyen bir insan olmaya devam ettim bu süreçte ama tüm spor paketi üyeliklerimi iptal ettirdim. kendime kurallar falan koydum. hem detoks hem kendimi kendimden koruma çabası hem de inanç yitimi. bildiğimiz hikayeler. ta ki bu sezona kadar.
fikirlerinizi kendinize saklayınız. yas süreci çok ilginç bir olgu. bu sene fenerbahçe'nin şampiyon olmasına yüklediğim anlamın babamın ölümüyle olan ilişkisini, bunun benim hayatımdaki karşılığını sorgulama* hakkını terapistime bile vermiyorum. bazı şeyler öyledir. öyle olmaya da devam etmelidir. her şeyi anlamamız gerekmiyor. çözmek? sildirip gidebilirler!
çok uzun zamandır hayatımda sevgili olarak anamayacağım fenerbahçe! türkiye gibisin benim için. kopamıyorum senden! hem nefret hem bağlılık. lanet olsun sana! ama iyi ki de varsın aynı zamanda! bu sene babamın gerçekleşmeyecek bir diğer hayali olmana izin vermiyorum! o lüks bana ait! kızıydım ben onun. benimle ilgili hayal kırıklığını, iç burulmasını tolere edebilirdi. sen kimsin?!
alın size tanım; bu sene şampiyon olmak zorunda olan takımdır fenerbahçe!
devamını gör...
40 yaşında adamsın sözlükte ne işin var sözü
          40+ bir insana, yaşını belirtmeden, niye kimse bir şey söyleyemez bilmiyorum..
yani nedir 40 yaşına gelmiş bir insandan beklenti, bunu gerçekten anlamak isterdim, tam olarak neleri yapmaya hakkımız var, ne için yaşımız tutmuyor,
yazılı olarak bildirseler keşke...
artık;
-yemekte ne var
*40 yaşına geldin bunumu soruyorsun..
-şu tuzluğu uzatırmısın,
*40 yaşına geldin tuzluk mu (!)
*suyu çıkmıştır...
buraları bilmeyenlere söyleyim,
40 yaşından sonra da solunum devam ediyor biliyormusunuz.. inanılmaz değilmi, nabız da atıyor, bildiğin ölmemiş canlı insan,
allahın işi işte..
bilinç, şuur, hepsi açık, tıkır tıkır çalışıyor, hemde daha yüksek performansla,
sen daha ağzını açarken, biz adamın
ciğerini okuyoruz bebeğim...
neyi niye söyledin, önünü niye iliklemedin, beş dakikada röntgenini görüyor, o teyze amca dediğin kurt *
eğer önceki yaşlarınızı boş geçirmediyseniz, hayatınızın en fit, en sağlıklı, en bilinçli ve keyifli yaşları oluyor,
yani öyle sabah yataktan, "kahretsin, bugün de, yine 40 küsür yaşında bir insan olarak uyandım" diyerek kalkıp, ağlayarak kalan günlerimize çentik atmıyoruz *
  yani nedir 40 yaşına gelmiş bir insandan beklenti, bunu gerçekten anlamak isterdim, tam olarak neleri yapmaya hakkımız var, ne için yaşımız tutmuyor,
yazılı olarak bildirseler keşke...
artık;
-yemekte ne var
*40 yaşına geldin bunumu soruyorsun..
-şu tuzluğu uzatırmısın,
*40 yaşına geldin tuzluk mu (!)
*suyu çıkmıştır...
buraları bilmeyenlere söyleyim,
40 yaşından sonra da solunum devam ediyor biliyormusunuz.. inanılmaz değilmi, nabız da atıyor, bildiğin ölmemiş canlı insan,
allahın işi işte..
bilinç, şuur, hepsi açık, tıkır tıkır çalışıyor, hemde daha yüksek performansla,
sen daha ağzını açarken, biz adamın
ciğerini okuyoruz bebeğim...
neyi niye söyledin, önünü niye iliklemedin, beş dakikada röntgenini görüyor, o teyze amca dediğin kurt *
eğer önceki yaşlarınızı boş geçirmediyseniz, hayatınızın en fit, en sağlıklı, en bilinçli ve keyifli yaşları oluyor,
yani öyle sabah yataktan, "kahretsin, bugün de, yine 40 küsür yaşında bir insan olarak uyandım" diyerek kalkıp, ağlayarak kalan günlerimize çentik atmıyoruz *
devamını gör...
ilginç yemek isimleri
          zıngata.
bazına.
çalkama.
samsun ( samsun iliyle uzaktan yakından alakası yok, neden bu ismin verildiği tam bir muamma).
  bazına.
çalkama.
samsun ( samsun iliyle uzaktan yakından alakası yok, neden bu ismin verildiği tam bir muamma).
devamını gör...
normal sözlük rozet sistemi
          an itibarı ile güncellenmiş sistemdir.
artık profilinizde eski rozetlerinizi de sergileyebileceksiniz.
aynı zamanda yeni rozetlerimiz de kafa store'da yerini aldı.
rozet önerileriniz için aşağıdaki başlığı kullanabilirsiniz
(bkz: kafa store rozet önerileri)
  artık profilinizde eski rozetlerinizi de sergileyebileceksiniz.
aynı zamanda yeni rozetlerimiz de kafa store'da yerini aldı.
rozet önerileriniz için aşağıdaki başlığı kullanabilirsiniz
(bkz: kafa store rozet önerileri)
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
          her cümlesine başlık açılan yayın. herkes dinliyor demek ki.
      
  devamını gör...
yazarların tam kapanmada yapacakları
          bi kedi alırım, dileyen de anasını çağırsın artık napam.
      
  devamını gör...
marilyn monroe
          intihar ettiği yıl abd'de intihar oranını %12 arttırmış ünlü şahıs.
      
  devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
          aslı yiiiiruummmm
      
  devamını gör...
bayramı buruk geçen yazarlar
          sıradan bir günden farkı yok o kıvamda.
      
  devamını gör...
zeus
          kusadasi güzelçamlı dilek yarımadası milli parkı girişinde aynı adla anılan mağarası olan ( zeus mağarası) mitolojik yunan tanrısı.
buradan
  buradan
devamını gör...
