babamın kızı olmam galiba bhhbjn
devamını gör...

büyük umutlarla acaba beni mi yazmış diye girilen başlıkta hiç bir kritere uygun olmadığını görme şoku.
devamını gör...

birtakım primatlar hala mevzuyu alkol olarak algılıyor. bu yüzden açıklama gereği duyuyorum.

şimdi canım mevzu benim içmem veya içmemem değil. ben içmeyebilirim. hatta inanır mısın 1 yıldır ağzıma sürmedim.
20 gün sürmeyince de kimse ölmez.

ancak mesele benim alkol almam değil, hukuksuzca, alkol alma özgürlüğümün kısıtlanması.

pekala eğer koronavirüs alkol alınmayıncs bitecek böyle desinler;bilimsel dayanağını göstersinler.

pekala tam kapanma gibi durumlarda alkol almak/satmak anayasa tarafından yasak edilmişse,buyrun, yasayı gösterin ki uyalım.

t:şuursuz irticacıların ve beyni örümcek ağı bağlamış mürtecileri anlayamadığı yasak.
devamını gör...

hayat felsefemi nick olarak almış olan yazar.* yazmaları daim olsun.
devamını gör...

kendini dünyaya lütuf sayanların isteği. olmasaydın ne eksilecekti acaba hayattan?
devamını gör...

diyelim tek başına kk batırdı bu ssk'yı.
z kuşağı şunu sorar;
üstünden bizim yaşımız kadar zaman geçmiş, sen bugüne gel ve anlat hele.
-işsizlik ne ayak
-enflasyon ve ekonomiye destek olacak real üretim (açıklanan ve reel)
(buna her kesimi katman lazım, çiftçi, sanayici, köylü ve hatta şu zor döenmde bir sürü esnafı vs.vs.vs)
-devlet ihaleleri (ayrıntıya girmiyorum burada, herkes biliyor az çok neler olduğunu)
-vekil maaşları (hepsinin özel/tüzel işleri de var)
-sadece el kaldırıp kafa sallayan vekiller
(memleket için iyi işler yapmaya çalışan istisnaları her daim azınlıkta oldu olmasa da iplenmedi)
-devlet kurumlarındaki fazla kadrolar
(her dönem olmuştur mutlaka ama hakkaniyetli ve işlevini yerine doğru getiren insanlar orada olsa
eminim gerçek memur sayısı en az %30 düşer ve düşmesi lazım)
-gss prim borcu diye bir garabet var
**araya tuik alalım bir adet!
-pandemi var, aşılar nerede? hala gelecek/cak, yolda siparişler deniliyor.
kimlerin ve nasıl vurulacağına dair net bir planlama bile yok. en öncelikli insanlar gerçekten öncelikli olarak aşıya ulaşacak mı?
önceliği olmayan birileri reklam yapar gibi aşı oluyor ve sosyal medyada yayınlıyor bunu.
(bir sürü örnek var)
-bu kadar üniversite var, mezun olan insanlar ne kadar kaliteli eğitim alıp yetişmişler?
(çok yüksek okul, kaliteli eğitim demek değil, sadece alınan bir kağıt parçası demek)
-mezun olduktan sonra kaç tanesi gerçek anlamda diplomasına ait bir işte istihdam ediliyor.
liste daha uzar gider, o sebeple bügünün siyasi erki doğru adımları atmak zorundadır, ki iş işten geçti artık.
o tren kaçtı ve giderler. sonucu daha kötü de olsa bu kural hiç değişmemiştir.

yaşını almış biri olarak şunu derim hep;
iyi bir koalisyon hükümeti eşit paylaşımla bakanlıkları alarak karşılıklı olacak şekilde birbirini ve bakanlıklarını/belediyelerini dürüst çalışma adına oto kontrol altına alıp bu kadar genç nüfusun olduğu bir memleketi uçurmasa da gerçekten adam eder.
yolsuzluk, kayrılma, adamcılık, düzgün ihale edilmeme vs.vs.vs. olduğu an verirsin ilgili bakanlığı, kişiyi mahkemeye memleketin paralarını çarçur etmekten mis gibi de yaparsın bunu, yeter ki iste. dokunulmazlıkları kaldır mesela hemen.
(çok şey istedim biliyorum)
o potansiyel biz de var, yeter ki amaç hizmet etmek olsun.
yoksa son 3 yılın ekonomik gidişatına bakın ve değerlendirin 20 yıllık iktidarı.
özal da tek başına iktidardı ve bu bize asla yaramayan bir durum.
her zaman kendi zenginlerini ortaya çıkarmış ve halk mutlaka zorda kalmıştır tek partiler döneminde.

not: hala kocaeli'nde üst geçitlerde "millet bahçesi" reklamı yapılıyor.
5,3 milyon metrekare??
oraya harcanan parayı geçtim, sadece reklamları için verilen ve panolara asılan kağıtlara verilen paralarla
yüzlerce ihtiyaç sahibinin işi görülür.
adam sormazlar mı bu pandemi dönemindeyken "aga bu nedir" diye?
kocaeli körfezinde zibilyon tane sayfiye yeri var ve insanlar çıkmak isteyince gayet de sahil kesiminde bir çok güzel yer bulur, oturur, eğlenir, dinlenir zaten. evimin balkonunda bile otururum, sen adamın cebinde parası var mı ondan bahset.
boşver bahçeyi falan, fuzuli masraf, bu kadar net.
devamını gör...

genel olarak hep tarafsız olup bertaraf olan ben, bu oluşumu canı gönülden destekliyorum.
eğer üstüne bir de her cümleden sonra (bkz: üç nokta) kullanma anlayışını yıkmak da yapılacaklar arasına alınırsa yeni müritler bile kazandırabilirim. *

edit:
sayın yazar aşağılama içeren tanım #508297 sizinki olduğuna göre sanırım ironi. değilse de keşke noktalama işaretlerine gösterdiğiniz çabayı anlama üzerine de geliştirseydiniz.
devamını gör...

(bkz: sisifos söyleni)
camus felsefi deneme türündeki bu kitabında yaşamın yaşamaya değip değmediğini ve intiharı kendi absurde felsefesi ile sorgular. kitaba ismini veren sisifos, yunan mitolojisinde zeus tarafından dimdik bir dağın eteğine bırakılan kaya parçasını dağın en tepesine çıkarmakla cezalandırılmıştır. kayayı her çıkardığında kaya geri düşer ve sisifos her defasında bu döngüyü devam ettirir. insanlığın hikayesi ile sisifosun hikayesi arasındaki benzerlik buradadır. insanların var olmaya mahkum edildiği bir dünyada sisifos gibi ev araba aile iş gibi anlamsız döngülerle kayayı her defasında yukarı çıkarıyoruz. mutlak bir amaç yada kazanım olmadan. zaten dünyanın kendisi ve var oluş başlı başına saçmanın kendisidir. camusa göre bunun farkında olarak yaşamak başkaldırının ta kendisidir. intihar ise kaçış demektir. tıpkı sisifosun tanrılara meydan okurcasına kaçmadan ve vazgeçmeden kayayı her seferinde yeniden dağın tepesine çıkarması gibi. kitabın genel konusu intihardır lakin camus bu kitabında intiharı savunmaz. aşağıya kitaptan ilgimi çeken bir kaç kısmı bırakıyorum.


- çelişkin bir biçimde, kendileri için bir yaşama nedeni olan ( yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de) düşünceler yada düşler uğrunda ölüme giden başka insanlarda görüyorum. sy 22

-gene bir gün gelir , insan otuz yaşında olduğunu görür ya da söyler. gençliğini belirtir böylece. ama, aynı anda , zamana göre yerini de belirtir. zamanın içinde yerini alır. geçmesi gerektiğini söylediği bir eğrinin belirli bir anındadır. zamanın malıdır, içinin ürpertiyle dolması üzerine , en kötü düşmanı olarak görür onu. yarını istiyordu hep, tüm benliğinin bundan kaçınması gerekirken, yarının gelmesini diliyordu. etin bu başkaldırışı, uyumsuz budur işte. sy 32

- böylece chestova dönüyorum. bir yorumcu onun ilgiye değer bir sözünü anlatır. " tek çıkar yol insan yargısı için bir çıkış yolu bulunmayan yerdedir." der. " böyle olmasa tanrıyı ne yapacaktık? kişi ancak olanaksızı elde etmek için tanrıya yönelir. olabilene gelince, insanlar yeter onu bulmaya." sy 50

-her şey tek bir şeyle değil, her şey her şeyle açıklanır. ben bir ayrım görmüyorum arada. hiç kuşkusuz, bilinci her betimleme sonunda "gerçekleştirdiği" bu düşünlerin ya da bu özlerin kusursuz örnekler olmaları istenmiyor daha. ama algılamanın her verisinde doğrudan doğruya var oldukları söyleniyor. her şeyi açıklayan tek bir düşünce yok artık, sonsuz sayıda nesneye anlam veren, sonsuz sayıda öz var. dünya kımıltısızlaşıyor, ama aydınlanıyor da. sy 59-60

-uyumsuz insan yolunun belli bir noktasında kışkırtılmıştır. tarih ne dinden yoksundur ne peygamberden, tanrısızları bile vardır. ondan sıçraması isteniyor. verebileceği tek yanıt iyi anlamadığı, bunun açık olmadığı. kişi de yalnızca iyi anlamadığını yapmak ister. ona bunun gurur günahı olduğu, belki de işin sonunda cehennemin bulunduğu söylenir, ama bu ona önemsiz görünür. suçluluğu benimsettirilmek istenir ona. o kendini suçsuz bulur. doğrusunu söylemek gerekirse, yalnız bunu duyar, çaresiz suçsuzluğunu. her şeyi bu sağlar ona. böylece kendi kendinden istediği yalnızca bildiğiyle yaşamak, elindekiyle yetinmek, araya kesin olmayan hiçbir şey sokmamaktır. hiçbir şeyin böyle olmadığı söylenir ona. ama hiç değilse bu bir kesinliktir. işi onunladır: hiçbir şeye sarılmadan yaşanıp yaşanamayacağını bilmek ister. sy 67

- kişi mutlu yaşamak için para kazanmak ister, sonra bir yaşamın tüm çabası ve en iyi yanı bu paranın kazanılmasında toplanır. mutluluk unutulmuş, araç da amaç sayılmıştır. sy 119

- bu söylen "trajik"se, kahraman bilinçli olduğu içindir. gerçekten de, her adımda başarma umuduyla desteklenseydi, neden kederli olacaktı? bu günün işçisi yaşamının tüm günlerinde aynı işlerde çalışır, bu yazgıda uyumsuzlukta bundan aşağı kalmaz. ama ancak bilinçli olduğu ender anlarda "trajik"tir. sy 139
devamını gör...

hep 50 tl’lik benzin alan tiptir. özellikle filmi çekilmiş olan bir kitabı okuyorsanız sizinle dalga geçmesi bile çok kuvvetli ihtimaldir.
devamını gör...

şiir değeri taşıdığını sanmam karaladığım ya da saçmaladığım bir şeyler demek daha doğru olur.

yol uzun,
yolculukta ise inişler çıkışlar
düze varış ya da yokuşlar
bitişe daha çok var
ama,
dinlenecek durağım da var
durağa varmaya kalmış
tek bir yokuş
adımlarım yorgun ve yavaş
ama tam tepeye doğru
nefes nefese kalmış,
son bir gayretle koyulmuş
yürüyorum yukarı doğru
varacağım durak,
ana kucağı misali
dinlendirir mi beni
kim bilir belki uzunca kalır
belki de görüp geçerim uzaktan..
devamını gör...

tolstoy-kafkas esiri.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çoğumuzun hayatının özeti olabilir
devamını gör...

devamını gör...

sürücü kursunda sürdüğüm arabanın fotoğrafını çekerken kargayı kaldırımdan düşerken yakalamışım. tabi sonradan fark ettim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kader oynadı bizimle
ne bir başlangıcı vardı bu hikayenin
ne de bir sonu
ne kazanani
ne de kaybedeni
biz kader ile kumar oynayan
iki aciz ruh iken
kader oynadı yine son kozunu
ve biz kaybettik...
devamını gör...

genç kız tripleri. bir ömür dua edersin, en kötü anında dua edersin, ailenden biri kötü durumdadır dua edersin, işin için dua edersin; ama cevap yok. agresif bir başlık belki ama başka türlü açıklayamıyorum dualarla bir yere varılamadığını.
devamını gör...

cok gercekci ve guclu bir duygudur. zamaninda cok sevilen insanlara karsi duyulan nefret ozellikle cok cok gucludur. yasadiniz mi bilmiyorum ama kisinin kalbine yer ettigi an adeta zihnini ele gecirir. saglikli dusunmeye, sogukkanli olmaya olabildigince engel olur. ve cok buyuk yuktur kalbe...insanin kendini kotu hissetmesine ve vicdanen rahatsiz olmasina da neden olabilir. ne affedebilirsin ki icin sogumaz, ne de unutabilirsin, oyle ates topu gibi bir histir kisaca...
devamını gör...

canlı piyano dinletisi hizmeti veren cağnım yazar. biletleri ben kesiyorum. kontenjanımız sınırlıdır.**
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: 404 not found)
devamını gör...

bir ay doğar ilk akşamdan geceden...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim