"baktım rüzgarsın sen, baktım çamaşır ipini zorluyorsun."

julio cortázar'ın adını duyduğum an bir sarı çiçek öyküsünden söz edileceğini fark etmiş olmanın garip burukluğunu içimde bir yerde hissettiren şiir gibi bir film. ah be leyla, ıslık çalamayışın bile ben, sanki bir harf ve biraz metanet ile kaçırmış gibiyim sen olmayı ve tabii benim yazdığım şiirler barış bıçakçı'nın elinden çıkmadı. bu filmi nasıl anlatsam bilmiyorum. hani kalabalık, gürültülü bir masanın ortasında aniden bütün sesler kesilir ya; sanki masada biri ölmüş gibi derin bir sessizlik çöker sanki cenaze eviymiş gibi. bu filmi buna benzetiyorum. burası oldukça dengesiz bir dünya ama inanıyorum ki yaşamaya değer bir şeyler bulacağız elbet. bir sarı çiçek öyküsünde şöyle bir cümle var altını çizdiğim: "bizler için bir daha hiç çiçek olmayacaktı, bir daha hiçbir şey olmayacaktı, hiç ama hiçbir şey, hiçlik de buydu işte, bir daha hiç çiçek olmaması."

yavuz için de böyleydi sanırım. filmin sonu ne kadar belirsiz gibi görünse de onun için bir daha hiç çiçek olmadı gibi geliyor bana. belki ben fazla karamsarım ama şiirde dediği gibi barış bıçakçı'nın ve leyla'nın; işte yitirdik bütün taşlarımızı darmadağınık oyun tahtası. biz mi umut için çok geç kaldık yoksa hayat zaten umutsuz bir şey midir bilemiyorum.

edit: imla
devamını gör...

ingilizce ismi olan large hadron collider nedeniyle kısaca lhc olarak da bilinen, halka şeklindeki tüneller içerisinde bulunan süperiletken mıknatıslar aracılığıyla atom altı parçacıkların hızlandırılarak çarpıştırılması prensibine bağlı olarak çalışan deney merkezi. avrupa nükleer araştırma merkezi, ya da kısa adıyla cern'de yer alır. atom altı parçacıkların bir grubu olan hadronlar üzerindeki çalışmalarıyla ünlüdür.

elektrik alanı yardımıyla hızlandırılan parçacıklar, süperiletken mıknatıslar sayesinde tünellerin içinde tutulur. tüneller içerisinde, zıt yönlerden birbirine doğru gelen parçacıklar, ışık hızına yakın hızlarda hareket etmektedir. çarpışmalar neticesinde ortaya çıkan yeni ve farklı parçacıklar dedektörlerle saptanır.

bu deneyler, evrenin nasıl oluştuğu ve büyük patlama'nın nasıl gerçekleştiği gibi sorulara yanıt alınabilmesi bakımından önemlidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendine iyi davranmak.
devamını gör...

bence galatasaray'ın.
devamını gör...

yeni doğum yapmış bir annenin doğumdan sonraki ilk 5 gün salgıladığı süttür. diğer adı ağız sütüdür.antikor, hormon ve besin değeri açısından yenidoğanlar için bir hazine değerindedir. yeni doğmuş bir bebeğin alması gereken ilk besin bu süttür. daha sarımsı ve yoğun bir yapısı olaması sebebiyle bazı yörelerde bozulmuş süt olarak düşünülüp atılmaktadır fakat bu çok yanlıştır çünkü bunu içen bebekler birçok hastalıktan korunur ve bağışıklığını oluşturmaya başlar.
devamını gör...

oğlum siz şaka mısınız acaba? ulan islamcılığı savunan tipitipler gelmiş burada kemalizme laf ediyorlar. atatürk'ün "sözlerim bilimle çelişirse bilimi seçin" gibi bir sözü yok da bilmem ne. tabii ki yok bir akıllı siz değilsiniz, gidip o sözü mal gibi kitaplarda gazetelerde aramayın. o sözün doğrusu şudur;

"ben, manevî miras olarak hiçbir âyet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. benim manevî mirasım ilim ve akıldır. benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. benim türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar."
-cumhuriyet bayramı açılış konuşmasından, 1933, mustafa kemal atatürk.
büyük ihtimalle bu sözün kısaltılmış hali.
devamını gör...

okunası yazıların sahibi, edebi yönü gelişmiş cana yakın kafa sözlük yazarı.
devamını gör...

damatın döndüğüne dair haberler vardı. ondan olduysa demek.*
devamını gör...

hayatınızdan çıkarmanız gereken insanlardır.
sizi siz yapan özelliklerinize saygı duymayan insanlar, değiştiğiniz ve onların istediği gibi bir insan olduğunuz sürece sizi severler.
kendiniz olabildiğiniz nadir anlarda bunu gözünüze sokarak sanki hata yapıyormuş gibi hissetmenize neden olurlar.
devamını gör...

internetten, sanal dünyadan, sosyal medyadan, ekranlardan kopamamak. her an telefonlara bakmak, işyerinde bilgisayardan kopamayış, eğitimde usul usul bu yöne gidiş, nesnelerin interneti meselesine giderken tümden dijital prangalarla bağlanış.
devamını gör...

"türkiye yönetilmez, idare edilir."

-süleyman demirel
devamını gör...

benim tatliş bir arkadaş grubum var. bunlar ekşi' de tanışıp arkadaş olmuşlar. sonra oradan ayrılıp facebook 'ta grup kurmuşlar. buluşurlar, tatile giderler, birbirlerinin aileleri ile yakın dostlar. cok tatlı bir ortamları var.
diş hekiminden insaat işçisine, arkeologdan pazarcıya, üniversite hocasından ev hanımına; muhabbetleri ve dostlukları harika bir topluluk oluşturmuşlar.
güne beraber uyanır ( farklı ülkelerde olsalar da) beraber uyurlar.
teveccüh edip beni de aralarına almışlardı. canlarım benim çok seviyorum onları. umarım burada da bunu başaran arkadaşlar olur.
devamını gör...

- sayın türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah-ı şerifleriniz hayrolsun.
devamını gör...

ulan herkes mi mutsuz herkes mi derbeder . bir ben mi mutluyum koca sözlükte. *
devamını gör...

rockabye.


tanım: kulaklıkla son ses dinlediğimiz şarkıları paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

adama laf etmeyi bıraksanız keşke. yaptığı şey insanların araştırmaya, okumaya ilgilerini çekmek; kendilerini geliştirmeye sevk etmek. bi amacı var, bomboş onun bunun gıybetini yaparak, aptal saptal içerikler üreterek para kazanma derdinde değil.
içeriklerini beğenmiyorsanız kalkıp kendiniz araştırma yapıp makale vs okuyabilirsiniz. bu adamı izleyerek kendine çalışma düzeni oturtan, bir şeylere merak salan bir sürü insan var. bu kanal kadar faydalı kaç tane türk youtube kanalı var sizce?
yok fetöcü yok bilmem ne demişsiniz, görüşü bu adamın kaliteli içerik ürettiği gerçeğini değiştirir mi?
devamını gör...

kişisel iletimde olduğu gibi favori cem karaca parçam, işte geldik gidiyoruz.
buradan dinleyebilirsiniz.
devamını gör...

2012 de piyasaya çıkan mükemmel bir atmosfere sahip 2d tabanlı aksiyon oyunu. oyunu mükemmel kılan ise mükemmel müzikleri ve anladığımızı sanıp anlamadığımız hikayesi.

olaylar 1989 miamisinde gerçekleşiyor. kısaca bahsedecek olursak ana karakterimiz jacket evindeki telefona gelen şifreli voicemaillere göre infazlar gerçekleştiriyor. fakat oyun boyunca ne siz ne de jacket bu infazları neden gerçekleştirdiğine dair bir fikre sahip değil. ayrıca karakterimiz her infazdan önce bir maske giyiyor. giydiği maskeyi biz seçiyoruz. her maskenin ayrı bir özelliği var(ekstra cephane, uzak görüş gibi).

oyunun genelinde karanlık sahneler mevcut. mesela karakterimiz bazen evine döndüğünde blurlanmış, pislik içerisinde bir mekana girmiş oluyor. bu mekanda 3 ayrı koltukta oturan maskeli kişiler ona ilginç sorular soruyor. horoz maskeli kişi ona genel olarak şiddet içerikli sorular sorarken,(örneğin öldürmeyi sever misin vs?) baykuş maskeli kişi ise karakterimize ruhunun kirli ve lanetli olduğunu, odada olmamızdan rahatsızlık duyduğunu belirtiyor. ayrıca arkada çalan silver lights adlı şarkıyla ufaktan da bir tırsıyorsunuz.

jacket her verilen görevi tamamladığında eve dönerken market, restoran veya dvd satan mekanlara uğruyor. işin ilginç tarafı ne zaman bu mekanlara gitse çalışan kişi hiç değişmiyor. çalışan bizim kendisinin dostu olduğumuzu ve ne alırsak müessesenin ikramı olduğunu söylüyor. jacket her verilen görevde daha çok kişi öldürüyor. bu onun ruh halini bozmuş olacak ki ilerki görevlerde arkadaşımızın mekanına gittiğimizde yerde kafası patlamış, kanlar içinde insanlar görüyoruz fakat arkadaşımız gayet sakin şekilde bize servise devam ediyor.

oyunda secret endingler, yan karakterler, farklı hikaye gidişatları mevcut olması oyunun monoton bir hal almasını ve bitirdikten sonra tekrar oynanabilmesini mümkün kılmış. kısacası tavsiye edilir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlüklerden edindiğim bilgilere göre erkeklerin gerçekten de çok düşkün olduğu seks türünün üstü kapalı adıdır. erkeği kendine bağlama yöntemleri arasında sıkça adı geçtiğinden de dolayı, ilişkime yatırım amaçlı olarak konu üzerine eğilmiş bu ablanızı dinleyin sevgili kardeşlerim. özellikle evli bacılarım, kocalarınızı eve bağlama büyüsü yerine bunu öğreniniz.

tabi küçük bir şerh düşeyim, ciddi şeyler düşündükleri bir kızı sırf “oral seksi iyi yapıyor, demek ki çok kişiye* yaptı, öğrendi” diye silen zihniyetin de farkında olun. ülke gerçekleri…

şimdi konumuza gelelim. erkeğin penis çevresindeki temizliğine azami dikkat etmesi default zaten, buna göre anlatacağım.

iyi sakso çekmenin birincil şartı penisi sevmektir. niye sevmeyeceksiniz ki zaten? bence vajinadan bile daha estetik duran bir organ. sevdiğiniz erkeğin* en önemli parçalarından biri. sevin ve benimseyin.

ikincil şart, oral seksin sadece penisle alakalı olmadığını bilmektir. iyi bir oral seks için penis, testisler ve kasıklar uyarılmalı ve öpülmelidir.

üçüncü şart, dili kullanmanın önemidir. oral seks yapmak sadece penisi emmek değildir. penisi emerken aynı zamanda dilinizi kullanarak penis başına vurmanız hazzı çok daha arttıracaktır.

dördüncü gereklilik, elleri de işin içine katmanızdır. penisi emerken testisleri ve penisin ağzınıza almadığınız kısmını elinizle okşamanız gerekir.

beşinci olarak penisi yapabildiğiniz kadar sık ve derine alarak deep throat yapmaktır. olmazsa olmaz bir gereklilik. öğürecek kadar sık değil tabi.

bonuslar da göz teması ve sperm yutmaktır. orası tercih konusu.

hadi yine iyisiniz gençler…
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim