dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
          biz burada bir aileyiz. (maaşın bir kısmını elden veren patron cümlesi)
      
  devamını gör...
ilk spekülatif büyük loca
          gri kentin beyefendi yazarı güngör öcalın ikinci kitabı “ilk spekülatif büyük loca” geçtiğimiz aylarda çıktı. ilk kitabı olan türk masonluğunu sanırım 3 yıl kadar önce kendisinden imzalı olarak almıştım ve arkasından kitap hakkında uzunca bir sohbetimiz olmuştu. son derece türkçeye hakim, entellektüel, araştırmacı ve burası önemli ki kolay kolay bunu söylemem; benden çok daha kibar bir beyefendidir. kibarlık hususunda kendisiyle yarışırım. kaybederim ama gururlu bir ikincilik alırım. 
ikinci kitabını yine adıma imzalı olarak aldım. tatil dönemine denk gelmesi nedeniyle kısa sürede okuyup bitirme fırsatı buldum. ilk kitabında “masonluk” tarihi hakkında detaylı bilgiler veren yazarın kitabı; adeta bir kaynak kitap, bilgi kaynağı olarak okuyuculara sunulmuştur. kapalı bir yapı olarak bilinen ve benim de hakkında çok bilgiye sahip olmadığım bu alanı okuyup, sohbetler edip bir nebze olsun konu hakkında aydınlanmama vesile olan yazar güngör öcal’a çok teşekkür ediyorum.
yazar emekli bir deniz subayıdır. uzun yıllar donanma ve nato’da görev yapmıştır. emekli olduktan sonra, araştırma ve yazma gibi önemli bir alanı, kitap ve yazılarında derinlemesine işlemiştir.
gelelim kitaba;
yok öyle çok spoiler. sonra okumuyonuz. ancak ilk kitabında türk masonluk tarihini okuyucularına aktaran yazar, bu kitabı ile dünyada masonluğun yapısı ve değişimini, belge ve kaynaklara dayanarak sunuyor diyebiliriz. m.ö 7 yy kurulan ve adına “kolejler” denilen masonluk yapısının ilk örgütlenmesinden, ingiltere büyük locasına, operatif masonluktan, spekülatif yapıya kadar geniş bir alana ışık tutuyor.
kitabın ilk sayfasına bir francis bacon sözüyle başlıyor ve tarihin sayfalarına doğru sizleri bir yolculuğa çıkarıyor. kitabın dili ise müthiş. okuyunca “kendi dilimize ihanet etmiş” gibi hissettim. oysa bilirim dillerin önemini. yazarın türkçeyi kullanma şeklini takdir ettim.
masonluk üzerine okumalar yapmış olsam da, hala bu yapının neden bu kadar kapalı olduğuna dair bir bilgim yok. saçma sapan amerikan filmleri, provakatif kitaplar ise zaten gerçeği yansıtmıyor. dan brown kitaplarına hiç girmeyelim zira “yok len öyle bir dünya.”
gelenekleri nelerdir? sembolleri gerçekten ne anlam taşır? amaçları nelerdir gibi sorular hala aklımda. bu anlamıyla yazar güngör öcal üçüncü kitabının çalışmalarına başlamış. tarihi ve değişim sürecini okuyuculara anlatan yazar, üzerinde çalıştığı üçüncü kitabı ile bu sorulara cevaplar arayacağını söyledi.
umarım serinin üçüncü kitabını da adıma imzalı alır ve bir kahve eşliğinde tekrar sohbet edebilme imkanı bulurum.
kitabın görseli;

ifşanın görseli;
 
 
böyle mahlas seçersem olacağı budur.
  ikinci kitabını yine adıma imzalı olarak aldım. tatil dönemine denk gelmesi nedeniyle kısa sürede okuyup bitirme fırsatı buldum. ilk kitabında “masonluk” tarihi hakkında detaylı bilgiler veren yazarın kitabı; adeta bir kaynak kitap, bilgi kaynağı olarak okuyuculara sunulmuştur. kapalı bir yapı olarak bilinen ve benim de hakkında çok bilgiye sahip olmadığım bu alanı okuyup, sohbetler edip bir nebze olsun konu hakkında aydınlanmama vesile olan yazar güngör öcal’a çok teşekkür ediyorum.
yazar emekli bir deniz subayıdır. uzun yıllar donanma ve nato’da görev yapmıştır. emekli olduktan sonra, araştırma ve yazma gibi önemli bir alanı, kitap ve yazılarında derinlemesine işlemiştir.
gelelim kitaba;
yok öyle çok spoiler. sonra okumuyonuz. ancak ilk kitabında türk masonluk tarihini okuyucularına aktaran yazar, bu kitabı ile dünyada masonluğun yapısı ve değişimini, belge ve kaynaklara dayanarak sunuyor diyebiliriz. m.ö 7 yy kurulan ve adına “kolejler” denilen masonluk yapısının ilk örgütlenmesinden, ingiltere büyük locasına, operatif masonluktan, spekülatif yapıya kadar geniş bir alana ışık tutuyor.
kitabın ilk sayfasına bir francis bacon sözüyle başlıyor ve tarihin sayfalarına doğru sizleri bir yolculuğa çıkarıyor. kitabın dili ise müthiş. okuyunca “kendi dilimize ihanet etmiş” gibi hissettim. oysa bilirim dillerin önemini. yazarın türkçeyi kullanma şeklini takdir ettim.
masonluk üzerine okumalar yapmış olsam da, hala bu yapının neden bu kadar kapalı olduğuna dair bir bilgim yok. saçma sapan amerikan filmleri, provakatif kitaplar ise zaten gerçeği yansıtmıyor. dan brown kitaplarına hiç girmeyelim zira “yok len öyle bir dünya.”
gelenekleri nelerdir? sembolleri gerçekten ne anlam taşır? amaçları nelerdir gibi sorular hala aklımda. bu anlamıyla yazar güngör öcal üçüncü kitabının çalışmalarına başlamış. tarihi ve değişim sürecini okuyuculara anlatan yazar, üzerinde çalıştığı üçüncü kitabı ile bu sorulara cevaplar arayacağını söyledi.
umarım serinin üçüncü kitabını da adıma imzalı alır ve bir kahve eşliğinde tekrar sohbet edebilme imkanı bulurum.
kitabın görseli;

ifşanın görseli;
 
 böyle mahlas seçersem olacağı budur.
devamını gör...
sözlük yazarlarının arkadaş ortamındaki konumu
          en arka masa cam kenarı.
      
  devamını gör...
normal sözlük yazarlarının kokpit fotoğrafları
          nikolay gogol'un bir delinin hatıra defteri isimli kitabını indigo yayınlarının basımıyla birlikte okuduktan sonra kapak tasarımını beğenmeyip tasarladığım dijital çizim çalışmam "palto"
      
  devamını gör...
hiç yapılmadığı için gurur duyulan şeyler
          tik tok , tinder, v.b hiç  bir uygulamayı kullanma eğiliminde dahi bulunmadım.
      
  devamını gör...
filistin
          binlerce yıldır filistin topraklarında yaşayan insanlara, aslında buranın yahudi toprağı olduğu, 2000 yıl önce roma imparatorluğunun yahudileri buradan sürdüğü söylendi. 
müslüman, hristiyan araplar evlerini, bahçelerini, tarlalarını, zeytin ağaçlarını bırakıp buraları yahudilere teslim etmelilerdi. teslim etmeyenlerin evleri yıkıldı, ağaçları kesildi, katliama uğradılar, çoğu başka ülkelere mülteci oldu. roma'lıların sürgününden beri avrupa'da her türlü zulmü görüp hiç bir şey yapamayan yahudiler, artık dünyanın en güçlü ülkeleri ingiltere ve a.b.d'den aldıkları destekle filistinlileri ezdiler.
birleşmiş milletler'in filistinlileri koruyan, israil'i suçluyan kararlarının hiçbir önemi olmadı. her zaman a.b.d'nin desteğini alan israil, trump başkanlığında dahada beter destek aldı.
filistin'liler ise destek konusunda kısmetsizdi, güçlü bir desteği yoktu, arap'ların çoğu gevşek, korkak insanlardı. bir ara milliyetçilik, bir ara sol, bir ara islami duygularla desteklensede bir faydası olmadı. ama hâla, evleri yıkıldıkça yenisini yapan, ağaçları kesildikçe yenisini diken, dünyanın en güçlü ordularından birine karşı taşlada olsa direnen filistinlilerin olması umut vericidir.
2000 yıl önceki yerleri güçsüzlerden geri almayı normal gören avrupa ve a.b.d'nin, bizden 1000 yıllık anadolu'yu yada 568 yıllık istanbul'u, önceki sahiplerine geri vermeyi düşünmediği söylenemez. eğer gücümüz olmasa türkiye'ye neler yapabilecekleri görülmelidir.
  müslüman, hristiyan araplar evlerini, bahçelerini, tarlalarını, zeytin ağaçlarını bırakıp buraları yahudilere teslim etmelilerdi. teslim etmeyenlerin evleri yıkıldı, ağaçları kesildi, katliama uğradılar, çoğu başka ülkelere mülteci oldu. roma'lıların sürgününden beri avrupa'da her türlü zulmü görüp hiç bir şey yapamayan yahudiler, artık dünyanın en güçlü ülkeleri ingiltere ve a.b.d'den aldıkları destekle filistinlileri ezdiler.
birleşmiş milletler'in filistinlileri koruyan, israil'i suçluyan kararlarının hiçbir önemi olmadı. her zaman a.b.d'nin desteğini alan israil, trump başkanlığında dahada beter destek aldı.
filistin'liler ise destek konusunda kısmetsizdi, güçlü bir desteği yoktu, arap'ların çoğu gevşek, korkak insanlardı. bir ara milliyetçilik, bir ara sol, bir ara islami duygularla desteklensede bir faydası olmadı. ama hâla, evleri yıkıldıkça yenisini yapan, ağaçları kesildikçe yenisini diken, dünyanın en güçlü ordularından birine karşı taşlada olsa direnen filistinlilerin olması umut vericidir.
2000 yıl önceki yerleri güçsüzlerden geri almayı normal gören avrupa ve a.b.d'nin, bizden 1000 yıllık anadolu'yu yada 568 yıllık istanbul'u, önceki sahiplerine geri vermeyi düşünmediği söylenemez. eğer gücümüz olmasa türkiye'ye neler yapabilecekleri görülmelidir.
devamını gör...
birinin yokluğunda oluşan his
          kocaman bir boşluk.
      
  devamını gör...
döneminin lise akımları
          postal giymek çok havalıydı, giyince de bir asi ruh gelirdi insana gerçekten..
gerçi benimki postaldan değilmiş, asilik forever.. kıyafetten bağımsız, her zaman.
  gerçi benimki postaldan değilmiş, asilik forever.. kıyafetten bağımsız, her zaman.
devamını gör...
sözlüğün en seksi kadınını seçiyoruz anketi
devamını gör...
şarkılarla geçtim aranızdan radyo yayını
          hayatımdaki en büyük değişime şarkı yazan adamların bu akşam mevzu bahis olduğu yayın. pinhani'nin müziğini, çok daha uzun zaman önce tanışmış olmama rağmen, 28 yılımın geçtiği evimden taşınmak üzere toparlanır, her şeyi kutularken beni sen inandır'la yeniden keşfetmiştim. küçükken çok inanmıştım, eğer çok istersen her şey mümkün, inanmak zor değil...inandığının çok uzağına düşünce yerimsemek zor.
      
  devamını gör...
homofobik
          sözlükte bir hayli bulunurlar. öyle ki kendileri ile gurur duyanlar varmış.
      
  devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
devamını gör...
recep tayyip erdoğan
          günah ve küfür defterimin ansiklopedi hali alımına sebep şahsiyet.
      
  devamını gör...
sonsuz maymun teoremi
          bir daktilo klavyesine uzun bir süre basan maymunun, mantık dolu bir metin yazabilme ihtimalini inceler.
      
  devamını gör...
şarkılarda geçen şiir tadında cümleler
          'çektin gittin dinlemeden
bana bir şey söylemeden
yıllar sonra dönsen de boş
son pişmanlık neye yarar...'
  bana bir şey söylemeden
yıllar sonra dönsen de boş
son pişmanlık neye yarar...'
devamını gör...
nymphea
          güzel tanımlarıyla, tatlı sohbetiyle kendini sevdirmiş yazarlarımızdandır. kendisiyle gilmore girls muhabbeti yapmaktan çok keyif aldığımı söylemeliyim. sözlüğümüzde hep bulunması ve daha çok yazması dileğiyle.
      
  devamını gör...
üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler
          bazı üniversitelerin bazı bölümleri iyidir. ancak mezuniyetten sonra yine de iş bulma konusu garanti değildir. bazı üniversitelerin ise tüm bölümleri kötüdür. mezuniyetten sonra işsiz kalma konusu neredeyse garantidir.
devlet üniversiteleri için bir şey demeyeceğim. ancak vakıf üniversiteleri için söylemek istediğim bir şey var: tercih zamanı televizyona reklam veren vakıf üniversitelerinden birini seçmeyin. eskici sokak sokak gezip, bağıra çağıra alışveriş yaparken; antikacı alışverişinde sessiz ve asil bir duruş sergiler. işbu benzetme aklınızın bir köşesinde bulunsun.
not: içeriden bildiriyorum. bir vakıf üniversitesinde doçentim.
  devlet üniversiteleri için bir şey demeyeceğim. ancak vakıf üniversiteleri için söylemek istediğim bir şey var: tercih zamanı televizyona reklam veren vakıf üniversitelerinden birini seçmeyin. eskici sokak sokak gezip, bağıra çağıra alışveriş yaparken; antikacı alışverişinde sessiz ve asil bir duruş sergiler. işbu benzetme aklınızın bir köşesinde bulunsun.
not: içeriden bildiriyorum. bir vakıf üniversitesinde doçentim.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
          canı, keyfi ve kahyası öyle istemiştir. insanların her tercihine burnunuzu sokmayın artık. bi rahat bırakın milleti.
      
  devamını gör...


