dini inancın zayıflama nedenleri
cevabı kesinlikle "sorgulamak" olamayacak soru.
sorgulamak, dinden çıkmak için ya da inancın zayıflaması için bir gerekçe değil. insan sorgulayarak daha sağlam temellerle inanma yolunu da seçebilir. mesele neyi, nasıl sorguladığınız; mesele yatkınlığınızın hangi tarafa doğru olduğu. inanmamak için bahane arayan insan sorgulamasa bile dinden çıkar. inanmak isteyen insan sorguladıkça inancına bağlanabilir.
***
bu konuyu siyaset üzerinden düşünebilirsiniz; hangi partinin tüzüğünde olumsuz, vatan aleyhinde, yapılmaması gereken şeyler yazar? peki siyasetçilerin hepsi dürüst müdür size göre? eğer cevabınız "hayır, değildir" ise burada suç tüzüğün mü yoksa ona uymayan siyasetçinin midir? işte kuran ile müslümanları birbirinden ayrı değerlendirmediğiniz sürece, tüm suçu dine yüklemeniz kolay ama yanlış olan seçenektir.
***
bir insan "ben yalancı değilim" diyebilir ama aynı zamanda onlarca yalanı bir çırpıda sıralayabilir karşınızda. burada beyanı değil, yaptığı esastır. bir insan da "ben müslümanım" diyebilir ama hiçbir şekilde müslümanlıkla bağdaşmayan işler yapabilir. müslümanım ben demek cennete girmenin yeter ve gerek şartı değil. bazen görüyorum yorumlarda "her şeyi yapıyor ama müslüman olduğu için cennete mi girecek şimdi bu adam?" diye isyan edenleri. yukarıda da söylediğim gibi, insanın ağzından çıkan şey ile eylemleri örtüşmelidir.
bazıları müslüman olmayı sadece allah'a olan inancı anlatan bir kelime, yapılan eylemleri de ayrı bir iş olarak görüyor ama müslüman olmak, allah'ın koyduğu yasaklara uymak, yapmayın dediklerinden kaçınmak, yapın dediklerini yapmaktır. adam öldürüp, hırsızlık yapıp, yalan söyleyerek müslüman olduğunu söyleyenin hesabı allah'a kalmıştır artık. istediği kadar müslümanım dese de, her yaptığının hesabını verecektir.
***
bu arada, inançlı insanların hepsini aptal, kandırılmaya müsait, bilimden uzak kimseler olarak görmek en büyük yanılgılardan biridir.
bir örnek üzerinden anlatayım meseleyi. kansas üniversitesi'nde matematik profesörü olan jeffrey lang isimli bir insan var. bu adam eskinin ateistlerinden, şimdiyse bir müslüman çünkü bu adam kuran'ı sorgulayarak okumuş ama öyle bizim "kuran'ı sorguladım, bir sürü çelişki buldum ve dinden çıktım yeaa" diyenlerimiz gibi değil. çelişki bulmaya çalışarak değil, aksine, karşılaştığı her açık kapıda "acaba bu neden böyle?" diye düşünerek ve cevabını bulana kadar diğer ayete geçmeyerek sorgulamış. merak edenler için, bu süreci anlattığı videoları var youtube'da.
***
2 konuya daha kısaca değinip yazıyı toparlayayım.
1- kuran'da anlatılan birçok şey, olağanüstü ve gerçek dışı masallar gibi gelebilir bazılarına. örneğin cezalandırılan insanların üzerine pişmiş balçıkların, taşların yağmasına abartılmış bir hikaye gözüyle bakanlarınız vardır belki ya da benzer anlatımlarda "öyle şey olur mu yaa!" tepkisi verdiğiniz olaylar olabilir ayetlerde. tabii ki bize göre allah isterse her şey olur ama bu olup bitenleri mesela doğal afetler gibi bilimsel gerçekler üzerinden değerlendirmeniz gerekiyor da olabilir. insanların başına yağan o "pişmiş balçıklar" belki de sadece bir volkanın püskürttüğü taşlardı, yani bilimsel temeli olan bir olaydı. önemli olan o volkanın neden o gün, orada, o saatte, o insanların üzerine patladığıdır ki, işte işin mucize dediğimiz kısmı da odur aslında.
2- dini araştırırken hadis kitaplarından araştırmayın. o kitapların içerisinde sadece hadisler değil, rivayetler de var ve içlerinde birbiriyle çelişen rivayetler de var. işin doğrusunu kuran'dan öğrenin. hadislere de sadece namaz nasıl kılınır gibi şekilsel detaylar için başvurun.
bir de lütfen hangi ayetin hangi koşullarda geldiğini bilmeden ayet cımbızlayanlardan olmayın. önüne arkasına bakmadan ortadan tek bir cümleyi, ne gibi toplumsal koşullar altında geldiğine bakmadan alıp bir şeyleri bunun üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışmayın. kuran'ın evrenselliği, o dönemin toplumsal sorunlarını çözmek amacıyla da gönderilen ayetlerden çok, temel olarak yapılması ve kaçınılması gereken hareketlerden gelir. üstelik mesela firavun denen adamın özelliklerini bir düşünün. sizce de günümüzde hâlâ firavun karakterli kimseler yönetmiyor mu bazı ülkeleri? işte evrensellik budur ki üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, kuran'da anlatılan tipte insanları mutlaka bir şekilde karşınızda bulursunuz.
***
her neyse, epey uzadı entry. işin özeti, imanı zaten zayıf olan kişinin dinden uzaklaşması oldukça kolay. allah dilediğini doğru yola yöneltir ayetiyle birlikte düşününce, beyninin bir kenarıyla eğreti şekilde inandığını söyleyen ama inanmamak için de her fırsatı kollayan birini allah'ın doğru yola iletmemesi ihtimali -en doğrusunu o bilir ama- yüksektir bence.
sorgulamak, dinden çıkmak için ya da inancın zayıflaması için bir gerekçe değil. insan sorgulayarak daha sağlam temellerle inanma yolunu da seçebilir. mesele neyi, nasıl sorguladığınız; mesele yatkınlığınızın hangi tarafa doğru olduğu. inanmamak için bahane arayan insan sorgulamasa bile dinden çıkar. inanmak isteyen insan sorguladıkça inancına bağlanabilir.
***
bu konuyu siyaset üzerinden düşünebilirsiniz; hangi partinin tüzüğünde olumsuz, vatan aleyhinde, yapılmaması gereken şeyler yazar? peki siyasetçilerin hepsi dürüst müdür size göre? eğer cevabınız "hayır, değildir" ise burada suç tüzüğün mü yoksa ona uymayan siyasetçinin midir? işte kuran ile müslümanları birbirinden ayrı değerlendirmediğiniz sürece, tüm suçu dine yüklemeniz kolay ama yanlış olan seçenektir.
***
bir insan "ben yalancı değilim" diyebilir ama aynı zamanda onlarca yalanı bir çırpıda sıralayabilir karşınızda. burada beyanı değil, yaptığı esastır. bir insan da "ben müslümanım" diyebilir ama hiçbir şekilde müslümanlıkla bağdaşmayan işler yapabilir. müslümanım ben demek cennete girmenin yeter ve gerek şartı değil. bazen görüyorum yorumlarda "her şeyi yapıyor ama müslüman olduğu için cennete mi girecek şimdi bu adam?" diye isyan edenleri. yukarıda da söylediğim gibi, insanın ağzından çıkan şey ile eylemleri örtüşmelidir.
bazıları müslüman olmayı sadece allah'a olan inancı anlatan bir kelime, yapılan eylemleri de ayrı bir iş olarak görüyor ama müslüman olmak, allah'ın koyduğu yasaklara uymak, yapmayın dediklerinden kaçınmak, yapın dediklerini yapmaktır. adam öldürüp, hırsızlık yapıp, yalan söyleyerek müslüman olduğunu söyleyenin hesabı allah'a kalmıştır artık. istediği kadar müslümanım dese de, her yaptığının hesabını verecektir.
***
bu arada, inançlı insanların hepsini aptal, kandırılmaya müsait, bilimden uzak kimseler olarak görmek en büyük yanılgılardan biridir.
bir örnek üzerinden anlatayım meseleyi. kansas üniversitesi'nde matematik profesörü olan jeffrey lang isimli bir insan var. bu adam eskinin ateistlerinden, şimdiyse bir müslüman çünkü bu adam kuran'ı sorgulayarak okumuş ama öyle bizim "kuran'ı sorguladım, bir sürü çelişki buldum ve dinden çıktım yeaa" diyenlerimiz gibi değil. çelişki bulmaya çalışarak değil, aksine, karşılaştığı her açık kapıda "acaba bu neden böyle?" diye düşünerek ve cevabını bulana kadar diğer ayete geçmeyerek sorgulamış. merak edenler için, bu süreci anlattığı videoları var youtube'da.
***
2 konuya daha kısaca değinip yazıyı toparlayayım.
1- kuran'da anlatılan birçok şey, olağanüstü ve gerçek dışı masallar gibi gelebilir bazılarına. örneğin cezalandırılan insanların üzerine pişmiş balçıkların, taşların yağmasına abartılmış bir hikaye gözüyle bakanlarınız vardır belki ya da benzer anlatımlarda "öyle şey olur mu yaa!" tepkisi verdiğiniz olaylar olabilir ayetlerde. tabii ki bize göre allah isterse her şey olur ama bu olup bitenleri mesela doğal afetler gibi bilimsel gerçekler üzerinden değerlendirmeniz gerekiyor da olabilir. insanların başına yağan o "pişmiş balçıklar" belki de sadece bir volkanın püskürttüğü taşlardı, yani bilimsel temeli olan bir olaydı. önemli olan o volkanın neden o gün, orada, o saatte, o insanların üzerine patladığıdır ki, işte işin mucize dediğimiz kısmı da odur aslında.
2- dini araştırırken hadis kitaplarından araştırmayın. o kitapların içerisinde sadece hadisler değil, rivayetler de var ve içlerinde birbiriyle çelişen rivayetler de var. işin doğrusunu kuran'dan öğrenin. hadislere de sadece namaz nasıl kılınır gibi şekilsel detaylar için başvurun.
bir de lütfen hangi ayetin hangi koşullarda geldiğini bilmeden ayet cımbızlayanlardan olmayın. önüne arkasına bakmadan ortadan tek bir cümleyi, ne gibi toplumsal koşullar altında geldiğine bakmadan alıp bir şeyleri bunun üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışmayın. kuran'ın evrenselliği, o dönemin toplumsal sorunlarını çözmek amacıyla da gönderilen ayetlerden çok, temel olarak yapılması ve kaçınılması gereken hareketlerden gelir. üstelik mesela firavun denen adamın özelliklerini bir düşünün. sizce de günümüzde hâlâ firavun karakterli kimseler yönetmiyor mu bazı ülkeleri? işte evrensellik budur ki üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, kuran'da anlatılan tipte insanları mutlaka bir şekilde karşınızda bulursunuz.
***
her neyse, epey uzadı entry. işin özeti, imanı zaten zayıf olan kişinin dinden uzaklaşması oldukça kolay. allah dilediğini doğru yola yöneltir ayetiyle birlikte düşününce, beyninin bir kenarıyla eğreti şekilde inandığını söyleyen ama inanmamak için de her fırsatı kollayan birini allah'ın doğru yola iletmemesi ihtimali -en doğrusunu o bilir ama- yüksektir bence.
devamını gör...
yazarlardan queen bee ile moderatör pavlov'un göbeği aynı kişi mi sorunsalı
queen bee adlı yazarın pavloğun göbeğinden yaklaşık 10 saat önce kayıt olduğunu farkettim. büyük ihitmalle moderatör hesabını ayrı açmak istemiştir uzatmaya gerek yok
devamını gör...
yörükler
yazın toroslar'ın zirvesindeki yaylalara yerleşerek kıl çadırda barınıp ve küçükbaş hayvanlardan süt çıkarıp peynir üreterek geleneksel yaşantılarını devam ettirirler.
devamını gör...
da vinci of debt
amerika'da üniversite eğitiminin ne kadar pahalı olduğuna dikkat çekmek amacıyla yapılmış, grand central istasyonu'nda sergilenen ve gerçek 2 bin 600 tane diplomanın kullanıldığı sanat eseri. 470 milyon dolarlık değeriyle dünyanın en pahalı sanat eseri oldu.

450 milyon dolarla dünyanın en pahalı sanat eseri olarak bilinen leonardo da vinci'nin salvador mundi (c.1500) tablosunu da geride bırakmış böylece.
ironiye bayıldım.
eserin uzaktan bir resmi
kaynak

450 milyon dolarla dünyanın en pahalı sanat eseri olarak bilinen leonardo da vinci'nin salvador mundi (c.1500) tablosunu da geride bırakmış böylece.
ironiye bayıldım.
eserin uzaktan bir resmi
kaynak
devamını gör...
sınanmadığınız bir acı üstüne konuşmak
herkese kolay gelendir, ‘üzülme geçer’ derler genelde ama eskilerin şöyle bir lafı vardır ; ‘babası ölen adamın halinden, ancak babası ölen anlar’ o yüzden boş keseden sallamayın bence.
devamını gör...
erkekler kadınları neden zor anlıyor sorunsalı
türkiye özelinde konuşacak olursak, aynısı kadınlar için de geçerli olup cinsiyetler arası kutuplaşmadan kaynaklanmaktadır.
bu noktada, ailelerin yetiştirme tarzı önemlidir.
bu noktada, ailelerin yetiştirme tarzı önemlidir.
devamını gör...
tıbbi sekreterlik
uykum kaçtı, sol frame'de yazacak bir şey yok bari size mesleğimi anlatayım.
tibbi sekreterlik, hastane vb. sağlık kuruluşlarında veri girme, veri işleme, arşivleme, sekreterya gibi görevleri yerine getiren sağlık personelleridir.
tıbbi sekreter unvanına sahip olunabilmesi için, üniversitelerin sağlık meslek yüksekokullarının tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik programlarından mezun olunması gerekmektedir.
fark edilmese bile hastane işleyişinde, evrakların takibi ve hazırlanmasında oldukça önemli bir rol üstlenen tıbbi sekreterler; hasta kayıttan arşiv birimine, raportörlükten idari birimlere kadar birçok birimde görev yapmaktadırlar. örneğin ben maaş biriminde (bkz: mutemetlik) görev yapmaktayım.
sağlık sektöründe dijitalleşmenin artmasıyla birlikte veri girişi yapabilen, veri işleyebilen ve bu verileri dosyalanmasını sağlayabilen kalifiye personele olan ihtiyaç gün geçtikçe artış göstermektedir. bu bakımdan tıbbi sekreterlik sektörde önemli bir meslek haline gelmiştir.
özel sağlık kurumlarında iş imkanı bulunmakla birlikte v.h.k.i (veri hazırlama ve kontrol işletmeni) veya sağlık teknikeri (tibbi sekreter) olarak kpss sınavı ile atanarak kamuda görev yapabilmektedirler.
tibbi sekreterlik, hastane vb. sağlık kuruluşlarında veri girme, veri işleme, arşivleme, sekreterya gibi görevleri yerine getiren sağlık personelleridir.
tıbbi sekreter unvanına sahip olunabilmesi için, üniversitelerin sağlık meslek yüksekokullarının tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik programlarından mezun olunması gerekmektedir.
fark edilmese bile hastane işleyişinde, evrakların takibi ve hazırlanmasında oldukça önemli bir rol üstlenen tıbbi sekreterler; hasta kayıttan arşiv birimine, raportörlükten idari birimlere kadar birçok birimde görev yapmaktadırlar. örneğin ben maaş biriminde (bkz: mutemetlik) görev yapmaktayım.
sağlık sektöründe dijitalleşmenin artmasıyla birlikte veri girişi yapabilen, veri işleyebilen ve bu verileri dosyalanmasını sağlayabilen kalifiye personele olan ihtiyaç gün geçtikçe artış göstermektedir. bu bakımdan tıbbi sekreterlik sektörde önemli bir meslek haline gelmiştir.
özel sağlık kurumlarında iş imkanı bulunmakla birlikte v.h.k.i (veri hazırlama ve kontrol işletmeni) veya sağlık teknikeri (tibbi sekreter) olarak kpss sınavı ile atanarak kamuda görev yapabilmektedirler.
devamını gör...
direkt samimileşen insan
samimi bir yapınız varsa kaçınılmazdır. insanlarla iletişim kurabilmek gayet hoş ve güzel fakat zaman zaman direkt samimileşince karşınızdaki insan, bu duruma alışkın olmadığından sanırım hadsizleşebiliyor.beni bulma yiğidim seni tanımak istemiyorum! sizinle fikir veya anı paylaşan insanlara ahkam kesmek gibi gaflete düşmeyiniz.
en nihayetinde hepimiz insanız ve konuşarak/yazışarak güzel fikirler ve insanlar kazanırız. hinliklerinizi samimi insanlara karşı kullanmayınız, lütfen.
en nihayetinde hepimiz insanız ve konuşarak/yazışarak güzel fikirler ve insanlar kazanırız. hinliklerinizi samimi insanlara karşı kullanmayınız, lütfen.
devamını gör...
kendini ispatlayan genç iş bulur
kendini ispatlamak değil o, akp'li bir milletvekilinin tanıdığı olduğunu ispatlamak.
devamını gör...
ferman akgül
ayrıca "aym fermın" repliği de akıllara kazınmıştır. niyeyse hep "förmın" diye hatırlarlar bunu kulağa daha hoş geldiği için. hatta kendisi de öyle hatırlar. fermın mı förmın mı bilinmez ama kendisi mütişmel bir adamdır.
devamını gör...
küçük iskender
çünkü aşk, yaralıyken asla bulamayacağınız garip bir kan grubudur. *
devamını gör...
sözlüğün sahibi gibi hissetmek
devamını gör...
erotik türküler
psikanalitik açıdan ele alındığında erotik olmayan türkü yoktur sanırım. dalların kırılması, kaleye/bağa/bahçeye girme, otların yeşermesi, derelerin taşması ve şu an aklıma gelmeyen birçok ifadenin erotik olduğunu hatta ninnilerin bile bu tarz erotik unsurlar içerdiği söylenmektedir. ülkemizde bunu inceleyen araştırmacıların başında prof. dr. seyfi karabaş gelmektedir.
devamını gör...
boş ders
sadece öğrencileri değil öğretmenleri de ilgilendiren başlıktır. çok güzel ve verimli bir şekilde değerlendirilebilir.
benim boş ders için tercih ettiğim çeşitli etkinlikler vardır ve emin olun öğretmenler de öğrenciler kadar mutlu olur bu ders saatlerinde.
boş derste tercih ettiğim ilk aktivite öğrencilerle spor salonunda ilk tercih olarak futbol ama duruma göre voleybol ya da basketbol oynamak bunlardan biridir. ama maalesef okul idarecileri genelde öğretmenlerin boş derslerde böyle etkinliklerden uzak durmasını istiyorlar. zira kan ter içinde kalmış bir öğretmenin derse girmesi hoş bir şey olarak görülmüyor.
diğer bir etkinlik ise kitap okumak. okulun arkasındaki yeşillik alanda kahvemi yanıma alarak yapmaya çalıştığım bu etkinlik boş dersi olan bir başka öğretmen ya da “ hocam sorum vardı” diyerek fellik fellik beni arayıp bulan bir öğrenci gelene kadar sürebilir.
üçüncüsü en keyifsiz etkinlik. hazırlanması gereken evraklar, atılması gereken imzalar ve benzeri işler. ben bunları katip bartleby’den özenerek “ yapmamayı tercih ederim” şeklinde geçiştirip bir şekilde idarecilere unutturmaya çalışıp her seferinde de başarılı oluyorum.
dördüncü etkinlik ise öğrenciler için en keyifsiz etkinlik olmalı çünkü boş dersi olan bir sınıfın dersine giren boş dersi olan öğretmen sevilmez ve sevinmez. bundan kaçınmak için her türlü hile ve desiseye başvururum.
eğer bir okulda iseniz ve söz konusu boş ders ise gerisi teferruattır.
benim boş ders için tercih ettiğim çeşitli etkinlikler vardır ve emin olun öğretmenler de öğrenciler kadar mutlu olur bu ders saatlerinde.
boş derste tercih ettiğim ilk aktivite öğrencilerle spor salonunda ilk tercih olarak futbol ama duruma göre voleybol ya da basketbol oynamak bunlardan biridir. ama maalesef okul idarecileri genelde öğretmenlerin boş derslerde böyle etkinliklerden uzak durmasını istiyorlar. zira kan ter içinde kalmış bir öğretmenin derse girmesi hoş bir şey olarak görülmüyor.
diğer bir etkinlik ise kitap okumak. okulun arkasındaki yeşillik alanda kahvemi yanıma alarak yapmaya çalıştığım bu etkinlik boş dersi olan bir başka öğretmen ya da “ hocam sorum vardı” diyerek fellik fellik beni arayıp bulan bir öğrenci gelene kadar sürebilir.
üçüncüsü en keyifsiz etkinlik. hazırlanması gereken evraklar, atılması gereken imzalar ve benzeri işler. ben bunları katip bartleby’den özenerek “ yapmamayı tercih ederim” şeklinde geçiştirip bir şekilde idarecilere unutturmaya çalışıp her seferinde de başarılı oluyorum.
dördüncü etkinlik ise öğrenciler için en keyifsiz etkinlik olmalı çünkü boş dersi olan bir sınıfın dersine giren boş dersi olan öğretmen sevilmez ve sevinmez. bundan kaçınmak için her türlü hile ve desiseye başvururum.
eğer bir okulda iseniz ve söz konusu boş ders ise gerisi teferruattır.
devamını gör...
metallica'nın şişirilmiş bir balon olması
tutundugun zaman seni uçuran bi balondur.
devamını gör...
sözlüğün pavyona dönmesi
sonunda hayallerim gerçekleşti. hava fişekler patır patır patlıyor.
devamını gör...
aşı vurduranlar
devamını gör...
tam kapanmada kafa sözlük'ün hali
sözlüğün çökmesi için tam kapanmaya gerek yok.
devamını gör...
sevilen kitabın en vurucu cümlesi
bir gün beni fark ettiğinde, beni fark etmenin artık benim için fark etmeyeceğini fark edeceksin.
tehlikeli oyunlar
oğuz atay
tehlikeli oyunlar
oğuz atay
devamını gör...