türkiye'yi gezmenin ucuz yolları
          astral seyahat
      
  devamını gör...
6 kelimelik hikayeler
          zaman geçiyor ve masadan eksiliyor dostlar.
      
  devamını gör...
monaco'da ev fiyatları
          genel olarak monako prensliği'nin vatandaşlarını, multi milyoner insanlar oluşturuyor.
yani bizim gibi insanların oradan bırak ev almayı, otelde 2 gün kalma imkanı bile %0.00005 falan.
  yani bizim gibi insanların oradan bırak ev almayı, otelde 2 gün kalma imkanı bile %0.00005 falan.
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
          burdan neneme selamlarımı iletiyorum. bayramda gelicez kısmetse.*
      
  devamını gör...
ulvi mısırlıoğlu
          (bkz: geniş aile) isimli dizide, cevahir kirişçi'nin yancısı olan, bülent çolak tarafından başarıyla canlandırılmış kurgusal karakter.

                                                                     
      
  
devamını gör...
bana bir paket cigara verin
          #222696
hakkımdaki görüşünü bir yaklaşık olarak kabul ediyorum. ankaralı değilim ama ankara'yı ve ankaralıları çok severim. 2 sene ankaralı bir ev arkadaşım olduğundan çeyrek ankaralı sayılabilirim. *
kullanıcı adını da çok beğeniyorum ayrıca. daim olur umarım.
  hakkımdaki görüşünü bir yaklaşık olarak kabul ediyorum. ankaralı değilim ama ankara'yı ve ankaralıları çok severim. 2 sene ankaralı bir ev arkadaşım olduğundan çeyrek ankaralı sayılabilirim. *
kullanıcı adını da çok beğeniyorum ayrıca. daim olur umarım.
devamını gör...
ülkece toplanıp çözmemiz gereken basit sorunlar
          balkondan, camdan sürekli bir şeyler silkeleme olayına artık bir son vermemiz gerekiyor. toplanıp bu konuda anlaşalım. (giriş katta oturanlar gelmeyebilir)
      
  devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
          yalnızlığım hiç dinmedi. ya anlatamamaktan ya da anlaşılmamaktan. ömür bitiyor ama hiçbir şey değişmiyor.
      
  devamını gör...
boketto
          japonca bir kelime olup anlamı; hiçbir şey düşünmeden uzaklara dalıp gitmektir.
daha çok ruhumuzun yorulduğu, üzgün veya kırgın olduğumuz anlarda yaptığımız eylemdir.
  daha çok ruhumuzun yorulduğu, üzgün veya kırgın olduğumuz anlarda yaptığımız eylemdir.
devamını gör...
ruh hastası yazarlar
          (bkz: nereyi imzalıyoruz)
      
  devamını gör...
id ego süperego
          id: tabiri yerindeyse evin yaramaz çocuğudur. canlılara ait en ilkel dürtülerin (açlık, saldırganlık, cinsellik) temsilcidir. en çok onun dediği olsun, hemen olsun, hep olsun ister. arzuların baş isyancısıdır. bebeklik ve çocukluk döneminde başroldedir.
supergo: evin ahlak bekçisidir. kuralların, gelenek ve göreneklerin, yaptırımların kraliçesidir. sosyal hayata adım attığımız çocukluk dönemlerinde sahneye çıkmaya başlar. ee bizim id durur mu? kıskanç olduğu kadar ele avuca sığmaz olan sevgili id, superegoya karşı sürekli bir isyan halindedir.
ego: mantığın ta kendisidir. görevi en zor olandır. çatışma ve problem çözme konusunda master yapmış, doktorasını en kanlı savaşlarda vermiş bir yapı olan ego ise gece gündüz demeden id ve superego arasındaki gerginliği azaltmaya çalışmaktadır.
***
olayı biraz daha dramatize etmek için şu sahneye bakabiliriz:
ali isimli bir öğrenciye arkadaşının küfrettiğini düşünelim. id gelip sol kulaktan fısıldıyor:
-"git bir yumruk at, o kim ki sana küfredebiliyor? göster ona gününü."
ali'nin kanı kaynamaya başlıyor. tam yerinden kalkacakken superego'nun evindeki alarmlar çalıyor. belli ki id yine iş başında diyerek güzellik uykusundan uyanarak söylene söylene yetişiyor ve sağ kulaktan fısıldıyor:
-"alicim nereye gidiyorsun? eğer bu yumruğu atarsan öğretmen sana çok kızacak ve ceza verecek biliyorsun. okuldan bile atılabilirsin bunun için."
ali ne yapacağını bilemez halde düşünmeye başlarken ter basmaya başlıyor. bir yandan öfkeyle dolup taşıyor bir yandan da alacağı cezadan çekiniyor. ortalık oldu mu size yangın yeri? dumanları gören ego bulaşıkları bırakıp koşa koşa olay yerine geliyor. halledilmesi gereken bu çatışmanın acaba kazananı kim olacak? ego kimin elinden tutacak?
***
bu gece gördüğümüz rüyanın, meslek seçimimizin, dil sürçmelerimizin yada kurduğumuz arkadaşlıklarımızın aslında bu ufak çatışmalarla şekillendiğini biliyor muydunuz?
ego, id ve superegonun arasındaki çatışmayı her ikisinin de kalbini kırmadan gerçekleştirmeyi başarmıştır. birine sus, diğerine dur demiş ve ikisinin de isteğini yerine getireceğini söylemiş ve senaryolar yazmıştır.
ali'ye ne mi oldu?
+ ali arkadaşını dövmedi, ama rüyasında çok büyük bir kavga ederek sabah soluk soluğa uyandı.
+ ali arkadaşına vurmadı, ama arkadaşlarını sözünü geçirip hayatlarına müdahale ettiğinde sesini çıkarmayacak insanlardan seçti (bkz: mobbing).
+ ali bugün arkadaşını dövmedi, ama büyüdü ve polis oldu. dövme işini meşrulaştırdı.
yani anlayacağınız bu kavgayı ikisi de kazanıyor. istekler ertelenebilir ama bastırılamaz. ali bugün patolojik bir vaka oldu mu bilinmez*. ama bastırılmaya çalışılan, ifade edilemeyen her duygu zamanla evrim değiştirerek patolojiye dönüşür. çözüm "her arzumuzu yerine getirmek" yada "toplumsal kurallara saplanmak" değil. bu kriz anını yaşamamak için egonuzu bilginizle ve farkındalığınız ile beslemelisiniz. çocuklarınızın bilinçli bir şekilde büyümesi için yol gösterici olmalısınız. egosu sağlam bir insan olun ki akıllıca planlar ile bu çatışmaların üstesinden gelebilesiniz.
  supergo: evin ahlak bekçisidir. kuralların, gelenek ve göreneklerin, yaptırımların kraliçesidir. sosyal hayata adım attığımız çocukluk dönemlerinde sahneye çıkmaya başlar. ee bizim id durur mu? kıskanç olduğu kadar ele avuca sığmaz olan sevgili id, superegoya karşı sürekli bir isyan halindedir.
ego: mantığın ta kendisidir. görevi en zor olandır. çatışma ve problem çözme konusunda master yapmış, doktorasını en kanlı savaşlarda vermiş bir yapı olan ego ise gece gündüz demeden id ve superego arasındaki gerginliği azaltmaya çalışmaktadır.
***
olayı biraz daha dramatize etmek için şu sahneye bakabiliriz:
ali isimli bir öğrenciye arkadaşının küfrettiğini düşünelim. id gelip sol kulaktan fısıldıyor:
-"git bir yumruk at, o kim ki sana küfredebiliyor? göster ona gününü."
ali'nin kanı kaynamaya başlıyor. tam yerinden kalkacakken superego'nun evindeki alarmlar çalıyor. belli ki id yine iş başında diyerek güzellik uykusundan uyanarak söylene söylene yetişiyor ve sağ kulaktan fısıldıyor:
-"alicim nereye gidiyorsun? eğer bu yumruğu atarsan öğretmen sana çok kızacak ve ceza verecek biliyorsun. okuldan bile atılabilirsin bunun için."
ali ne yapacağını bilemez halde düşünmeye başlarken ter basmaya başlıyor. bir yandan öfkeyle dolup taşıyor bir yandan da alacağı cezadan çekiniyor. ortalık oldu mu size yangın yeri? dumanları gören ego bulaşıkları bırakıp koşa koşa olay yerine geliyor. halledilmesi gereken bu çatışmanın acaba kazananı kim olacak? ego kimin elinden tutacak?
***
bu gece gördüğümüz rüyanın, meslek seçimimizin, dil sürçmelerimizin yada kurduğumuz arkadaşlıklarımızın aslında bu ufak çatışmalarla şekillendiğini biliyor muydunuz?
ego, id ve superegonun arasındaki çatışmayı her ikisinin de kalbini kırmadan gerçekleştirmeyi başarmıştır. birine sus, diğerine dur demiş ve ikisinin de isteğini yerine getireceğini söylemiş ve senaryolar yazmıştır.
ali'ye ne mi oldu?
+ ali arkadaşını dövmedi, ama rüyasında çok büyük bir kavga ederek sabah soluk soluğa uyandı.
+ ali arkadaşına vurmadı, ama arkadaşlarını sözünü geçirip hayatlarına müdahale ettiğinde sesini çıkarmayacak insanlardan seçti (bkz: mobbing).
+ ali bugün arkadaşını dövmedi, ama büyüdü ve polis oldu. dövme işini meşrulaştırdı.
yani anlayacağınız bu kavgayı ikisi de kazanıyor. istekler ertelenebilir ama bastırılamaz. ali bugün patolojik bir vaka oldu mu bilinmez*. ama bastırılmaya çalışılan, ifade edilemeyen her duygu zamanla evrim değiştirerek patolojiye dönüşür. çözüm "her arzumuzu yerine getirmek" yada "toplumsal kurallara saplanmak" değil. bu kriz anını yaşamamak için egonuzu bilginizle ve farkındalığınız ile beslemelisiniz. çocuklarınızın bilinçli bir şekilde büyümesi için yol gösterici olmalısınız. egosu sağlam bir insan olun ki akıllıca planlar ile bu çatışmaların üstesinden gelebilesiniz.
devamını gör...
her sınıfta mutlaka bulunan tipler
          hocam ödev vardı diyen tip. kendisi için tüm sınıfı yakan kişi.
      
  devamını gör...
kim phuc
          napalm bombası 800 ila 1200 derece arası korkunç bir sıcaklık üretiyormuş. hemen ölenler biraz şanslı sayılıyor, çünkü ölmeyenler ağır yanıklar ile uğraşıyor, bu kız gene onlara göre hafif kurtarmış. 
a.b.d ordusu vietkong gerillalarını bombalıyoruz diyerek köyleri, ormanları... napalm'la yakıp yıktılar. savaşta kaç vietnam'lı, laos'lu, yada kamboçya'lı öldürüldüğü bilinmiyor.
  a.b.d ordusu vietkong gerillalarını bombalıyoruz diyerek köyleri, ormanları... napalm'la yakıp yıktılar. savaşta kaç vietnam'lı, laos'lu, yada kamboçya'lı öldürüldüğü bilinmiyor.
devamını gör...
birden fazla kitabı beraber okumak
          birden fazla diziyi takip edebiliyorsak kolaylıkla yapabileceğimiz bir eylem.ayrıca zevklidir bir kaç farklı dünya arasında yer değiştirmek gibi.
      
  devamını gör...
epidemiyoloji
          epidemiyoloji, toplumdaki hastalık ve sağlıkla ilgili durumların dağılımlarını, görülme sıklıklarını ve bunların nedenlerini inceleyen bir  bilim dalıdır. sağlığı geliştirmek ve hastalıkları azaltmak için sağlık bilgilerini toplamayı, yorumlamayı ve kullanmayı amaçlar. epidemiyoloji kelimesi kökenini yunanca'dan almıştır.
      
  devamını gör...
sürekli film replikleri başlığı açan yazarlar
          ekmeğinde olan yazarladır. sinema ve dizi sektörünü yakından takip ederler. troll başlıklardan yine iyidir diye düşünmeden edemiyorum.
      
  devamını gör...
şekerpare
          1983 yapımı atıf  yılmaz filmi.  turgut özakman'ın "bir şehnaz oyun" adlı tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanmış.  senaryosu ise yavuz turgul' a ait. oyuncu kadrosu pek hoş.şener şen,ilyas salman, neriman köksal, 
şevket altuğ, serra yılmaz, ayşen gruda, yaprak özdemiroğlu, berrin koper ve daha niceleri.
filmde letafet' in * evi çemberimde gül oya ve yaprak dökümü' nden bildiğimiz ev.
filmin konusu ise şöyle: karısnın beybabası sayesinde serkumandan olan rüşvetçi ziver bey, beybabanın evlatlığını hamile bırakır. sorunu çözmek için karakolun saf, temiz, namuslu bekçisi cumali'yi kandıran ziver bey , evlatlıkla bekçiyi evlendirmek ister. daha önce kimseyle birlikte olmamış bekçiyi ziver bey' in yardakçısı hurşit letafet' in evine * götürür. evde şekerpare'yi gören cumali ilk görüşte ona aşık olur. verdiği sözle aşkının arasında kalan cumali' nin çırpınışları film boyunca devam eder.
şener şen o kadar mükemmel oynamıştır ki filmde bence diğer herkesi gölgede bırakmıştır. mükemmel bir sistem eleştirisi, nokta atışı birçok tespit var filmde. dönemin çarpık yapısı komediyle çok güzel harmanlanmış, ben özellikle berrin koper' in repliklerini çok seviyorum. ayrıca nezarethane sahnesinde bir iki dakikalığına macit koper de oynamıştır. velhasılı kelam on numara filmdir. benim favori türk filmlerin arasındadır.
  şevket altuğ, serra yılmaz, ayşen gruda, yaprak özdemiroğlu, berrin koper ve daha niceleri.
filmde letafet' in * evi çemberimde gül oya ve yaprak dökümü' nden bildiğimiz ev.
filmin konusu ise şöyle: karısnın beybabası sayesinde serkumandan olan rüşvetçi ziver bey, beybabanın evlatlığını hamile bırakır. sorunu çözmek için karakolun saf, temiz, namuslu bekçisi cumali'yi kandıran ziver bey , evlatlıkla bekçiyi evlendirmek ister. daha önce kimseyle birlikte olmamış bekçiyi ziver bey' in yardakçısı hurşit letafet' in evine * götürür. evde şekerpare'yi gören cumali ilk görüşte ona aşık olur. verdiği sözle aşkının arasında kalan cumali' nin çırpınışları film boyunca devam eder.
şener şen o kadar mükemmel oynamıştır ki filmde bence diğer herkesi gölgede bırakmıştır. mükemmel bir sistem eleştirisi, nokta atışı birçok tespit var filmde. dönemin çarpık yapısı komediyle çok güzel harmanlanmış, ben özellikle berrin koper' in repliklerini çok seviyorum. ayrıca nezarethane sahnesinde bir iki dakikalığına macit koper de oynamıştır. velhasılı kelam on numara filmdir. benim favori türk filmlerin arasındadır.
devamını gör...
gençlerin evliliği düşünmemesi
          garibanın yüzü ne zaman gülür ki  gençler aç aççç, iş yokkkgaribanın yüzü gülür mü? yazık olur adama da yazık olur evlenip, evde  kilim mi kemirelim?
      
  devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
          "seni anlatabilsem seni,
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini."
  yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini."
devamını gör...
cern
          - “avrupa nükleer araştırma merkezi” olarak bilinen cern, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır.
- isviçre ile fransa arasında, yerin 100 m altında ve 27 km uzunluğundadır.
- 1954 yılında kurulan cern’de yapılan deneylerle; atom altı parçacıkları sınıflandırmaya, tanınlamaya ve ayrıca evreni, evrenin oluşumunu, geleceğini anlamaya çalışmaktadır.
-plazma fiziği, elektronik, nanobilim, bilişim teknolojisi gibi alanlarda yeni çalışmaların yapılmasına olanak sağlamıştır.
- - - alıntı - - -
kaynak: fizik dersi notlarıdır. bana ait değildir.
  - isviçre ile fransa arasında, yerin 100 m altında ve 27 km uzunluğundadır.
- 1954 yılında kurulan cern’de yapılan deneylerle; atom altı parçacıkları sınıflandırmaya, tanınlamaya ve ayrıca evreni, evrenin oluşumunu, geleceğini anlamaya çalışmaktadır.
-plazma fiziği, elektronik, nanobilim, bilişim teknolojisi gibi alanlarda yeni çalışmaların yapılmasına olanak sağlamıştır.
- - - alıntı - - -
kaynak: fizik dersi notlarıdır. bana ait değildir.
devamını gör...