günaydın sözlük
günaydın sözlük.

bu saatte ne kadar güzel oluyor buralar.
çok az insan çok çok kedi...
sakin bir deniz havası, çiçekler böcekler.
doğa uyanıyor hadi doğa uyanıyor uyanmış ben niye telaş etmişim de erkenden yollara düşmüşüm.
çok sıcak çok acayip sıcak.
bugün yine çok işim var şaşılmayacak bir durum bunların hiç birini yapasım yok.
ölü mölü toprağı mı serpilmiş acep üzerime?
bu ara gereksiz bir durgunluk var üzerimde.
'bu durgun halin mi?' dediğinizi duyar gibiyim.
evet, bayağı hem de.
neyse gidemde az daha yatam.
güzel günlere...

bu saatte ne kadar güzel oluyor buralar.
çok az insan çok çok kedi...
sakin bir deniz havası, çiçekler böcekler.
doğa uyanıyor hadi doğa uyanıyor uyanmış ben niye telaş etmişim de erkenden yollara düşmüşüm.
çok sıcak çok acayip sıcak.
bugün yine çok işim var şaşılmayacak bir durum bunların hiç birini yapasım yok.
ölü mölü toprağı mı serpilmiş acep üzerime?
bu ara gereksiz bir durgunluk var üzerimde.
'bu durgun halin mi?' dediğinizi duyar gibiyim.
evet, bayağı hem de.
neyse gidemde az daha yatam.
güzel günlere...
devamını gör...
biz çocukken
her şeyin kıymeti daha çok vardı. okulun, arkadaşın, tatilin, yemeğin, ailenin, çizgi filmin, sokakta oynamanın, denizin, şarkıların her şeyin. şimdi her şey saniyelik yaşanıp, bitiyor sanki. herkes çocukluktan itibaren, bencil artık. dünyanın başı dönüyor, insanlara yetişemiyor.
devamını gör...
annesinin yakışıklı oğlum dediği çocuğun tipsiz olması
tip denen kavram insanların pis zihnine göre şekillenen bir durum olduğu için bir annenin oğluna yakışıklı oğlum demesi oğlunun yakışıklı olduğundandır.
sizin tip standartlarınıza uymayan bir kimse çirkin değildir.
bir annenin evladı onun için en güzel evlattır.
sizin tip standartlarınıza uymayan bir kimse çirkin değildir.
bir annenin evladı onun için en güzel evlattır.
devamını gör...
zlatan ibrahimovic
nev'i şahsına münhasır futbolcu.
bana göre en iyisi.
şuan 39 yaşında ac milan takımında oynuyor. mütevazılık olgusuna zıt giden bir adamdır, delikanlıdır, eyvallahı yoktur.
bana göre en iyisi.
şuan 39 yaşında ac milan takımında oynuyor. mütevazılık olgusuna zıt giden bir adamdır, delikanlıdır, eyvallahı yoktur.
devamını gör...
ismet özel
en iyi türk şairlerden biridir nezdimde. inançları, görüşleri bir yana, kelimeleri bir araya koyuşu bile ayrı bir güç, incelik taşır. teknik açıdan büyüleyici gelmiştir hep bana.
taşıdığı fikir ve değerlere yutkunacak seviyede karşı olmama rağmen yazılış şekline hayran kaldığım amentu şiiri.
iki kesit:
budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
insanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmiş minbere
kafir yunan bayrak asmış
camilere, her yere öyle ise gel kardeşim
hep verelim elele
patlatalım bombaları
çanlar sussun her yerde çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: tanrı uludur tanrı uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
rutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı. orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı. hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
taşıdığı fikir ve değerlere yutkunacak seviyede karşı olmama rağmen yazılış şekline hayran kaldığım amentu şiiri.
iki kesit:
budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
insanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmiş minbere
kafir yunan bayrak asmış
camilere, her yere öyle ise gel kardeşim
hep verelim elele
patlatalım bombaları
çanlar sussun her yerde çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: tanrı uludur tanrı uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
rutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı. orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı. hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
devamını gör...
800 tanıma kitap kampanyasını sosyal yardım kampanyasına dönüştürelim
800 tanım girememiş ve kara listede adı olmayan bir yazar olarak bende ek olarak kampanya gerçekleşirse havale/ eft yoluyla belirlenen okula çam sakızı çoban armağanı niteliğinde bağış yapmak isterim. eminim benim gibi düşünen yazar arkadaşlar da vardır.
devamını gör...
kendini garsondan değerli zanneden müşteri
kendisine de karşısındaki insana da saygısı olmayan bomboş bir insandır. muhtemelen (bkz: baba parası yemek) eylemini gerçekleştiren bir (bkz: mirasyedi)dir.
devamını gör...
güzelliğin göreceli bir kavram olmaması
guzellik gorecelidir cunku bir algi yanilmasidir, peki algi nedir? algi duyularin fiziksel uyarimlarla, beyne gonderdigi sinyallerdir. yani kisiden kisiye degisebilmektedir. ayriyeten hislerle de baglantisi vardir. hatta diyebilirim ki, guzelligi algilamada goreceden cok bize nasil hissettirdikleriyle baglantilidir. soyle ki; oncesinde cok cekici gelen biriyle problem yasamaniz durumunda, sahip oldugu gorselligin gozunuzde eksildigini farkedebilirsiniz. bununla ilgili mecnun'un leyla icin soyledigi sozunu ornek verebilirim. "siz birde onu benim gözumle gorun" der leyla icin...kisi kimi severse guzel olan da, ozel olan da odur kisaca, bu goreceden cok onu nasil gordugu/hissettigiyle alakalidir aslinda...
devamını gör...
sözlük yazarlarının favori normal sözlük yazarları
isim söylersem alınırsınız hepiniz favorimsiniz canlarım benim. sizleri görünce yıldızlar geçidine dönüyor ortalık.
devamını gör...
düş kurma zamanı radyo yayını
laptopumun başında kişisel işlerimle cebelleşirken arka fonda çalan kafa dinlendirici müzikleriyle düşler kuramasam da düşler sokağına bi ceee dememe neden olmuş programdır. pink’in sakin ve samimi ses tonuyla anlattığı bilgiler bile dinlendiriciydi sanki.
sevdiceğe selam gönderme kısmı yine unutulmamış ne diyelimm kiii takipteyiz!
sevdiceğe selam gönderme kısmı yine unutulmamış ne diyelimm kiii takipteyiz!
devamını gör...
yunanistan'ın 42 göçmeni soyup döverek türkiye'ye göndermesi
keşke aynı vatan savunmasını bizim aşırı uber milli savunma bakanlığı da yapabilseydi de sınırlarımız dust 2 ye dönmemiş olsaydı. helal size aslan yürekli leonidasın torunları.
devamını gör...
etik dinleyici ile akvaryum radyo yayını
girift radyo yayını sonrasında takriben 22:30 dolaylarında hiphop'ın 4 elementinden biri olan graffiti temalı rap parçalardan oluşan bir çalma listesi ile sözlük radyosunda olıciiim. umarım. görüşmek. üzere.
devamını gör...
ales
türkiye'de ilkbahar ve sonbahar döneminde yapılan, lisans mezunlarının katıldığı ve ösym tarafından yapılan bir sınavdır. açılımı "akademik personel ve lisansüstü eğitimi giriş sınavı" olup öğretim görevlisi, araştırma görevlisi, uzman, çevirici, okutman ve eğitim öğretim planlamacısı benzeri kadrolara atama yapmak için her yıl uygulanmaktadır.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
şehir dışındaki oğlumu aldım.
tembellik yapıyorum.
tembellik yapıyorum.
devamını gör...
yazarların uyumama sebepleri
gün içerisinde tükettiklerim;
- 660 ml filtre kahve
- 2 fincan türk kahvesi
- 500 ml kola
- 2 şişe sade soda
- öğleden sonra 3 saat ekstra uyku
gel de uyu!
- 660 ml filtre kahve
- 2 fincan türk kahvesi
- 500 ml kola
- 2 şişe sade soda
- öğleden sonra 3 saat ekstra uyku
gel de uyu!
devamını gör...




