jesse pinkman
breaking bad dizisinin ikinci başrolüdür. aaron paul tarafından canlandırılır. diğer aktörlerin aksine, aaron paul'un oyunculuk yaptığı ilk dizidir. yere bakan, yürek yakandır.
"yeah mr. white, science, bitch"
"yeah mr. white, science, bitch"
devamını gör...
ahmet altan'ın tahliye olması
düşünceyi ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü anlamında olumlu bir gelişme. ahmet altan'ın yazılarını seversiniz ya da nefret ederseniz o ayrı ancak kişilerin düşünceyi ifade hakkını, haber alma ve verme hakkını kullandıkları için yargılanmaları ve hapsedilmeleri insan haklarına aykıdır. avrupa insan hakları mahkemesinin türkiye kararının ardından altan'ın serbest bırakılması olumlu bir gelişmedir. türkiye hala en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülkeler arasındadır.
ahmet altan'ın serbest bırakılması dünya basınında geniş yer buldu. guardian gazetesinde verilen haber için buradan
ahmet altan'ın serbest bırakılması dünya basınında geniş yer buldu. guardian gazetesinde verilen haber için buradan
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının dizi önerileri
fringe diyorum. hiçbir sınırın olmadığı dizi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ölümden döndüğü anlar
4,5 yaşlarındayken millette nasıl uc yeme, peçete yeme huyu varsa gariptir ki bende de toz deterjan yeme isteği vardi. deterjanin kokusu iştahımı açıyordu derken bir gün deterjan kokusu yine iştahımı açmış elimde kepçe, deterjan kutusuna gözlerim hipnozlu bir şekilde yaklaşırken şans eseri babaannem görmüş ve toz deterjanı ulaşamayacağım bir yere kaldırmıştı. eğer babaannem yetismese ben sizlere ömür olacaktım sözlük ailesi kaldı 8 can.
mahallede yokuştan aşağı 3 tekerlekli bisikletimle "ulaa yirmağa gideyrum yırmaağa" diye bağırırken alt yoldan son sürat araba ile burun buruna gelmemiz sonucu yerde sekip duvarin arkasında bulunan evin çatısına uçmuştum. kaşım yarılmış, kolum incinmişti. kaldı 7 can.
yaklaşık 5 sene önce staj yaparken büyük yolcu servisi evime yakın yerde tam ineceğim zaman şoför gaza basmış,hareket etmişti. servisten kafa üstü yere çakılmıştım. servis yüksek olduğu için ve düştüğüm yer cadde üstü oldugu için düştüğüm yerde herkes arabasını park etmisti. arabaların üstüne düşmemem tamamen mucize. yine aynı kaşım yarılmış, 3 gun yerimden kalkamamıstım.staj bitene kadar herkes yere kafa atan kız diye benimle dalga geçmişti. kaldi 6 can.
kendi kusmuğumda boğulmuş nefes alamamıştım. şaka değil arkadaşlar. evet millet kendi b*kunda boğulur,ben kendi saframda boğulacaktım. nefes alamadığım için yere yığılmış, gecenin bir vakti tüm aile halkini korkutmustum. annem eger yetismese sırtıma vurmasa ve kafamı soğuk suyun altına sokmasa ben harbi harbi sizler ömürdüm. kaldi 5 can.
*liste güncellemeye açıktır. canlar tükendikçe yenisi gelecektir.
mahallede yokuştan aşağı 3 tekerlekli bisikletimle "ulaa yirmağa gideyrum yırmaağa" diye bağırırken alt yoldan son sürat araba ile burun buruna gelmemiz sonucu yerde sekip duvarin arkasında bulunan evin çatısına uçmuştum. kaşım yarılmış, kolum incinmişti. kaldı 7 can.
yaklaşık 5 sene önce staj yaparken büyük yolcu servisi evime yakın yerde tam ineceğim zaman şoför gaza basmış,hareket etmişti. servisten kafa üstü yere çakılmıştım. servis yüksek olduğu için ve düştüğüm yer cadde üstü oldugu için düştüğüm yerde herkes arabasını park etmisti. arabaların üstüne düşmemem tamamen mucize. yine aynı kaşım yarılmış, 3 gun yerimden kalkamamıstım.staj bitene kadar herkes yere kafa atan kız diye benimle dalga geçmişti. kaldi 6 can.
kendi kusmuğumda boğulmuş nefes alamamıştım. şaka değil arkadaşlar. evet millet kendi b*kunda boğulur,ben kendi saframda boğulacaktım. nefes alamadığım için yere yığılmış, gecenin bir vakti tüm aile halkini korkutmustum. annem eger yetismese sırtıma vurmasa ve kafamı soğuk suyun altına sokmasa ben harbi harbi sizler ömürdüm. kaldi 5 can.
*liste güncellemeye açıktır. canlar tükendikçe yenisi gelecektir.
devamını gör...
delirmekten korkmak
başlık aklıma şu klişe sözü getirdi: "müziğin sesini duymayanlar, dans edenleri deli sanırlar."
(bkz: friedrich nietzsche)
(bkz: friedrich nietzsche)
devamını gör...
aytaç doğan
kanunu çalarken kendinden geçen, dinleyeni de kendinden geçiren bir kanun sanatçısı.
beğendiğim bir videosunu buraya bırakayım.
beğendiğim bir videosunu buraya bırakayım.
devamını gör...
brezilya
aslında sadece futbolcular ve festivallerden gördüğüm bir ülkeydi. o yüzden eskiden sadece melezler, siyahlar yaşıyor sanıyordum. ama cape town'a üniversite yada dil okuluna gelen zengin beyaz gençleri görünce anladım ki, güney afrika cumhuriyeti'nin aynısı. hatta gelenlerin içinde siyahı bırak esmer bile görmedim.
devamını gör...
seks otobüsü
başlığı okuduğumda acaba yeni bir film mi dediğim olaydır.
devamını gör...
erik
hayatım boyunca tek bir meyve yeme şansım olsaydı seçeceğim meyvedir. o ekşimsi tada bir de tuz eklenince muhteşem bir tat çıkar ortaya. bu meyveyi yemeyi nerede bırakacağınızı çok iyi ayarlamanız gerekir. fazla yeyince insanın dişleri uyuşuyor. bir de bağımlılık yapıyor bırakamıyorsun da, yedikçe yiyesi geliyor insanın. *
(bkz: başlık nick uyumu)
(bkz: başlık nick uyumu)
devamını gör...
(tematik)
menopoz
[[alıntı]]
menopoz tıpkı bebeklik, ergenlik, cinsel olgunluk gibi hayatın bir dönemidir. menopoz döneminde yumurtalıklardaki (overler) folikül miktarı azalır ve buna bağlı olarak östrojen üretimi azalır. zamanla östrojen üretimi kesilir ve yumurtalıklar küçülür. buna bağlı olarak adet döngüsü kesilir ve üreme yeteneği kaybolur. menopoz sözcüğü yunanca mens (ay) ve pause (durmak) sözcüklerinden türemiştir. dünya sağlık örgütü, menopozu yumurtalıkların aktivitelerini kaybetmeleri sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesi olarak tanımlamaktadır. menopoz yaşı dünya genelinde 45-55 yaştır.
menopoz tıpkı bebeklik, ergenlik, cinsel olgunluk gibi hayatın bir dönemidir. menopoz döneminde yumurtalıklardaki (overler) folikül miktarı azalır ve buna bağlı olarak östrojen üretimi azalır. zamanla östrojen üretimi kesilir ve yumurtalıklar küçülür. buna bağlı olarak adet döngüsü kesilir ve üreme yeteneği kaybolur. menopoz sözcüğü yunanca mens (ay) ve pause (durmak) sözcüklerinden türemiştir. dünya sağlık örgütü, menopozu yumurtalıkların aktivitelerini kaybetmeleri sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesi olarak tanımlamaktadır. menopoz yaşı dünya genelinde 45-55 yaştır.
devamını gör...
herkesin melankolik olması
bu biraz insanın yapısıyla ilgili bir durum. aynı olay karşısında verilen tepkiler farklıdır.bunu çok boyutlu düşünmek gerekir.olayı algılayış biçimimiz doğup büyünülen çevre, aile ilişkileri,arkadaşlık ilişkileri, geçmiş deneyimler,bilişsel kapasite ve daha birçok faktör etki edebiliyor.farklılıklarımız bu noktada ortaya çıkıyor.hüzün belirtisi gösteren kişi'ye, ne üzülüyorsun canım git toparlan bir an önce dememiz pek tesirli olmayacaktır çünkü senin içinde hissettiğin güç onda mevcut değildir.melankoliği sevmeyen vaktini melankolik insanlardan uzak durarak ve çevresinde kendisi gibi olan bireyleri arayıp bulmaya çalışarak geçirebilir.melankolikler zaten çok olduğu için kendi gibi biriyle gün içerisinde muhakkak karşılaşacaktır.yaşadığımız zaman dilimi ve bulunduğumuz coğrafya bu durumun oluşumuna çok müsaittir. savaşamayanlar ve içinde savaşma gücünü yitirenler de cümlemin sonunda sarılıp ağlayabilirler..
devamını gör...
arayıp sormayan kızın senden hoşlanma ihtimali
hoşlanıyor ama aramaya çekiniyor olma ihtimali de vardır.
devamını gör...
yazarların en türk özelliği
yok. güya türk özellikleri sayılan saçma sapan ve gülünç, varoşluk kokan hareketleri milliyetime mal ederek övünme gibi bir huyum da yok iyi ki. zerre komik değil.
ha eğer ille de osurmak, ekmek banmak gibi şeyler yazarak özürlü olduğumu belli etmeden bir türk özelliğimi belirtecek olursam bu şüphesiz mustafa kemal atatürk'ün çocuklarından biri olmaktır.
ha eğer ille de osurmak, ekmek banmak gibi şeyler yazarak özürlü olduğumu belli etmeden bir türk özelliğimi belirtecek olursam bu şüphesiz mustafa kemal atatürk'ün çocuklarından biri olmaktır.
devamını gör...
kırmızı kurşun kalemin silinme zorluğu
var böyle bir zorluk.
silgin ne kadar kaliteli de olsa, o kırmızı kalemi hangi allah'ın kulu yaptıysa artık, silmek için bir taraflarını da yırtsan, çok az da olsa kalır o kırmızı kurşun kalem izi.
o yüzden ilkokulda hiç kullanmak istemezdim.
silgin ne kadar kaliteli de olsa, o kırmızı kalemi hangi allah'ın kulu yaptıysa artık, silmek için bir taraflarını da yırtsan, çok az da olsa kalır o kırmızı kurşun kalem izi.
o yüzden ilkokulda hiç kullanmak istemezdim.
devamını gör...
uzun boylu olmanın zararları
hani nerde?
160 geldim 160 gidecem.
uzun süre topuklu da giyemiyorum.*
160 geldim 160 gidecem.
uzun süre topuklu da giyemiyorum.*
devamını gör...
kanal istanbul
siyasal islam'ın türk milletine sokacağı son kazık gibi görünen projedir. artık bu borçların da altından 50 yılda anca çıkarız.
devamını gör...
ilk kez oy kullanacak 7 milyon genç seçmen
olası 2023 seçimlerinde ilk kez oy kullanacak z kuşağı temsilcileridir. akp'nin en büyük ve en korkulu rüyası oldukları tüm kesimler tarafından bilinmektedir. aydınlık ve adil bir türkiye'nin son umudu bu gençlerdir.
devamını gör...
tunalı hilmi
civarındaki sokaklarda yeniden saatlerce gezmek istediğim, kaç yıldır ankara'ya uğrayamamaktan dolayı büyük özlem duyduğum, adeta burnumda tüten cadde.
belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.
pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.
pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
devamını gör...
ahmed arif
ölümüyle hasretinden prangalar eskiten en ve tek aşık olduğum şairdir. sen bir kitapla bunca gönülde yer buldun kendine ahmed'im arif'im. ışıklar içinde uyu..
devamını gör...
