hayata boynu bükük başlayanlar, gülmeyi unutanlar, mutluluğu kovalamaya takati kalmayanlar, ümitlerini dağların kapattığı herkes baş tacıdır bizde. hayatların dışına kovulsak da, gülmeye utandırıldıysak da, kapkara kader defteri tutuşturulduysa da, biz de insanız.
bizim de değersiz sayılsa da bir kalbimiz var, gözlerimiz yaşlıdır her daim. kimse bilmese de, sormasa da...

damar bizim işimiz
damar bizim olayımız
damar bizim tarzımız
damar bizim güzelliğimiz

sana selam, damara devam güzel yürekli, güzel insan...
devamını gör...

kimin neci olduğu ilgilendirmemeli hiç kimseyi ,
doğru, dürüst, gerçeklere dayalı, seviyeli bir uslupla yazıp çizdikten sonra ...
devamını gör...

bu başlığın altına tanım girmek isteyen inanan kardeşlerime bir hadis;
"ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı alenî işleyenler hariç. kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli allah örtmüştür. ama, sabah olunca o: 'ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!' der. böylece o, geceleyin allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki allah'ın örtüsünü açar. işte bu, günahı alenî işlemenin bir çeşididir." [buharî, edeb 60; müslim, zühd 52, (2990).]
devamını gör...

minibüsteyim. ineceğim durak yaklaştı. tam o ara telefonum çaldı. tam da müsait bi yerde diyecektim. ama ne dedim. aloo... diye şeklindeki salaklıklarin paylaşıldığı başlıktır.
devamını gör...

bende de olan fobidir. hiç sevmiyorum hastaneleri. hatta öyle ki içinde hastane geçen dizileri bile sevmiyorum.
devamını gör...

bazen içinizden bir ses size bir şeyler söyler, bazen dünyanın haline baktığınızda vicdanınız sızlar. bazen kendi kendinizi ve etrafınızdaki insanları sağduyuya davet edersiniz. bazen bir sorunu çözüme kavuşturmak için açıksözlü olmanız gerekir. bazen en vahşi olayları aktarmak için dilinizi ağulamanız lazım gelir. bazen de acıyı söze dökmenin yolu susmaktır.

jerzy kosinki, içinizdeki sestir.
jerzy kosinki, sızlayan vicdanınızdır.
jerzy kosinki, sağduyunuzdur.
jerzy kosinki, açıksözlülüktür.
jerzy kosinski, dildeki ağudur.
jerzy kosinki, suskunluktur.

insanlar bazen bir kuş sürüsü içinden şansız bir kuşu yakalayıp farklı farklı renklere boyayıp sürünün içine geri yollarmış. sürüdeki diğer kuşlar boyalı kuşun kendilerinden biri olmadığını düşünüp gagalayarak öldürürmüş zavallı kuşu. insanlar öldürme konusuna ne kadar yaratıcı! insanoğlu ne kadar zavallı!

bu kitap ne zaman aklıma gelse erich fried’in şu muhteşem şiiri gelir aklıma:

“oğlanlar
şakadan
taşlıyor kurbağaları,
kurbağalar gerçekten
ölüyor."
devamını gör...

zorunlu olmaması gereken derstir. ayrıca ülkemizde sadece din kısmı ders veriliyor. ahlak kısmı süs olarak eklenmiş oraya.
devamını gör...

aslında yetişiyor ama 100 yıl sonra farkında olacağız dediğim başlıktır.

sokrates bugün olsaydı twitterdan linç falan yiyordu.
devamını gör...

roman columbarium'dan colmar, ilk kez 823'te charlemagne'nin oğlu emperorlouis le pieux tarafından yapılan bir bağış eyleminde adı geçti. 9. yüzyılda colmar'ın mimarisi devasa ahşap binalar, ahırlar, ahırlar, bir pres, bir iç avlu ve güvercinlik şeklindeydi.

şehir, orta çağ'da, 13. yüzyılda bir imparatorluk şehri olana kadar gelişmeye devam etti. o sırada colmar'da dini tarikatlar kuruldu. fransiskenler, dominikanlar ve augustinianlar ibadethanelerini ve meskenlerini inşa ettiler, çok sayıda kilise ve manastır binası bugün hala tarihi merkezde ayakta durmaktadır.

1354'te colmar, ayrıcalıklarını ve imparatorluk şehri durumunu savunmak için birleşen on alsas kentinin federasyonu olan decapole'un kuruluşunda yer aldı. 1480'de tamamlanan koïfhus binası, decapole siyasi üyelerinin toplantılarına, 1678'de colmar'ın devrim'den sonra "fransa'nın kraliyet şehri" haline gelmesine kadar ev sahipliği yaptı. otuz yıl savaşı (1618-1648) şehri harap eden büyük ayaklanmalara neden oldu ve 1635'te colmar, imparatorluk şehri statüsünü, ayrıcalıklarını, haklarını ve geleneklerini terk edecek kadar ileri gitmeden fransa kralı'nın koruması altına alındı.

15. ve 16. yüzyıllarda şehir, tüccarları, tarımı ve her şeyden önce şarapçılık sayesinde zenginlik bulduğu altın çağını yaşadı. muhteşem binalar ve diğer görkemli meskenler inşa edildi. 1698'de colmar, alsace egemen konseyi'nin kurulmasıyla alsas eyaletinin adli başkenti oldu. konsey sarayı 1771'de tamamlandı ve bugün ilk derece mahkemesi'ne ev sahipliği yapıyor. 1753-1754 yılları arasında colmar'da on üç ay kalan voltaire, kenti “yarı alman yarı fransız ve tamamen irokoyalı bir şehir” olarak tanımladı.

2 şubat 1945, şehrin tarihinde önemli bir tarihtir. bu tarih, colmar halkı için ikinci dünya savaşı'nın sonunu, son fransız toprağı olan ve son derece ağır kayıplar veren "colmar pocket" muharebesi işaret eder.
devamını gör...

valla benim öyle bi özelliğim yok kendi halinde biriyim. ama kahve denince insanların aklına ben geliyorum bu var sayılıyorsa..
devamını gör...

kaşınıyorlar çünkü. bunu yapan kişi karaktersiz, ahlaksızın önde gidenidir. saygı duymayı öğrenememiştir. paşam istiklal mahkemesinde dedelerini sallandırdı diye mi bu öfke? cumhuriyet düşmanlarına az bile. kökünüz kurusun ortadoğu fareleri. bedevi itleri sizi.

medeniyeti öğretemedik ama saygı duymayı öğreteceğiz. çok yakında lan. bekleyin...
devamını gör...

sınırları olmayan sevdalar yaşardık,
kayıp şehrin, soğuk sokaklarında.
hayaletler gibiydik gövdelerimizde.
ve her bir hayalet öldürürdü aslını.

bir vardık, bir yoktuk.
hayaletler gibi sevdik birbirimizi.
mürekkebi dağılmış bir şiirin dizeleri gibiydik.
ve her bir şiir yavaş yavaş öldürürdü şairini.

ansızın, yüreklerimizde buluşup, sevişirdik.
her an beraberken, her an ayrıydık birbirimizden.
hayaletler gibi sevdik birbirimizi.
ne gören oldu bizi, ne de duyan.

bir hayalet,
hayal ettim geçenlerde.
onu kendimi öldürürken buldum.
durduramadım da onu, olan olmuştu.
devamını gör...

vikipedi'nin insanı kendine getiren uyarısı. bir de görseli mevcut...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sakin ol, aynaları kullan, gözünü ve kulaklarını aç.
gerisi zaten basit.
devamını gör...

evet değerli okuryazarlar şüphelerinizde ne yazık ki haklısınız. benjamin nedenyahu'nun rus ayısının yolundan sapıp, isaac'ın altınları ile ilgilendiği gerçeğini ortaya çıkarmamızdan sonra üzerimizdeki baskılar gittikçe arttı. @lan bırak dosyamız sonrasında ise sözlükteki mafya vari yapının tehditleri ile karşı karşıya kaldık. elbette bu durumu ciddiye almadık ve söyleyeceklerimizi dilimiz döndüğünce söylemeye devam ettik. sonucunda da madeni paralı bir saldırıya uğradık. şu aralar dinlenmeye ve kendimi toparlamaya çalışıyorum. bu baskıların bizi yıldırmayacağını nedenyahu ve ekibi halen öğrenebilmiş değil. ama eninde sonunda öğrenecekler!

kapanmış yasa yolundan direnme yolu.
duran, suçlu yürüyen suçlu,
sussan bir türlü, konuşsan bir türlü.
yalanlar gerçek, yanlışlar doğru...
düşman tazı gibi izleyerek nefesimizi,
bize karşı kullandığı zoru
kendine karşı kullanmaya zorluyor bizi!


tosbağa söylerken mavalını bilmeniz gerekir ki; sizin okuduğunuz mavalın indimizde hiçbir etkisi yoktur.

durumumu merak eden duyarlı arkadaşlarımızın hepsine teşekkür ederim. saldırı sonrası ameliyathane de çekilmiş fotoğrafım
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ameliyat sonra mideme tıkıştırılan bozuk paraların başarıyla çıkarıldığını görüyorsunuz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ameliyat ekibi çok değerli ve başarılı sağlık emekçilerinden oluşuyordu. hepsine sizlerin huzurunda tek tek teşekkür ederim. işte o anı ölümsüzleştiren fotoğrafımız da burada.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ameliyat sonrası doktorumla nekahet evresinde nasıl davranmam gerektiği üzerinde konuşuyoruz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bunlarda adli birimlere teslim edilen bozuk paraların görüntüsü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

oysa isteklerimiz haklı ve çıplak!
tanımları yazanların olmalı sözlük!
ve herkese eşit olmalı yapılan uygulamalar!


sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum. yokluğumuzu aratmayan ajans muhabirlerimize ve duyarlı sözlük yazarlarına teşekkür ediyorum. durduramayacaksınız yazarların coşkun akın selini! daha istekli ve motive şekilde tekrar sahalara dönüş yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın!
devamını gör...

"ne doğan güne hükmüm geçer,
ne halden anlayan bulunur;
ah aklımdan ölümüm geçer;
sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
ve gönül tanrısına der ki:
- pervam yok verdiğin elemden;
her mihnet kabulüm, yeter ki
gün eksilmesin penceremden!"

tamamı bu versiyon olan, ölüm korkusundan ziyade yaşama sevinci temalı cahit sıtkı şiiridir.
devamını gör...

tanışalım, toplaşalım, kaynaşalım tabi tabi.

bizzat kendim küçük, minik bir ilçesinden selam etmekteyim sizlere.

yok mu arttıran? dediğim başlık.
devamını gör...

hayat, yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.

cesare pavese
devamını gör...

renkli mahlas olayının acilen yeniden düzenlenmesi gerektiğini gösteren saçma sapan durum.

o 5000 bin karma puanını almak için verdiğimiz emekler göz önüne alınarak renk seçeneği olan kalıcı bir renkli mahlas seçeneği sunulmalıdır.*

edit: *
devamını gör...


türkiye cumhuriyet merkez bankası başkanı şahap kavcıoğlu, 128 milyar dolar tutarındaki rezervin akıbetine ilişkin iddialara yanıt verdi. kavcıoğlu, "bilanço varlık yükümlülük denkliği açısından bakıldığında, ortada kaybolmuş bir varlıktan bahsetmek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

devamı için
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim