aynısını ben sana evde yaparım kadını
kafasiz erkeklerin kiymetini bilmedigi kadindir.
goklere cikarilmasi gerekirken alasagi fikirlerle canlarindan bezdirilirler.
goklere cikarilmasi gerekirken alasagi fikirlerle canlarindan bezdirilirler.
devamını gör...
dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
bende ciddi anlamda bacak sallama, eğer oturulan sandalye dönen ya da sallanan sandalye ise sürekli hareket etme, sabit yerlerde oturuluyorsa sık sık ayağa kalkıp bir yerlere yürüme isteği yapıyor. şehirler arası otobüs yolculuğu yapamıyorum, çünkü o kadar süre oturamıyorum. kitap okurken sık sık hareket etme istekliliği nedeniyle konsantrasyon sağlayamıyorum. uzun süren ders, sunum ve toplantı gibi etkinliklerde 10-15 dakikadan fazla dinleyemiyorum.
bunun çözümü için elimden gelen her şeyi yaptım diyebilirim. ancak ne yazık ki çözümü bulamadım. ben de başarabilen insanların deneyimlerini merak ediyorum açıkçası.
bunun çözümü için elimden gelen her şeyi yaptım diyebilirim. ancak ne yazık ki çözümü bulamadım. ben de başarabilen insanların deneyimlerini merak ediyorum açıkçası.
devamını gör...
sevilmediğini anlamak
anlaması çok zor değildir ama kabul etmesi zor durumdur.
devamını gör...
şimşekler
jean echenoz kitabıdır.
nikola tesla icatlar tarihinin en ilginç karakteri. elbette önünde saygı ile eğiliyorum alternatif akımın mucidinin. ama çok ciddi sorunları olduğunu da göz ardı etmemek lazım bu safdil dahiye hayranlık duyarken.
tesla öyle bir insan ki insan davranışlarını okuyunca bu kadar icadı yapıp yapamayacağı konusunda şüpheye düşüyor. deli desen değil, çocuk desen değil, saf desen değil. belki de dehayı tanımlamaya gücümüz yetmiyordur.
thomas edison’ın her türlü karaktersizliğini sineye çeken, çalıştığı diğer şirketten telif ücreti olarak alacağı milyonlarca doları bir kalemde silen, sonra da parasız pulsuz borç için de ölen bu dahi belki de haddinden fazla idealist davranmış olabilir.
tesla’nın hikayesini bu kez echenoz’un etkileyici anlatımıyla dinlemek iyi gelebilir size. üzülsem mi gülsem mi kızsam mı diyeceğinizin garantisini de bu kitaptan büyük keyif alacağınızın garantisini de ben veriyorum size.
nikola tesla icatlar tarihinin en ilginç karakteri. elbette önünde saygı ile eğiliyorum alternatif akımın mucidinin. ama çok ciddi sorunları olduğunu da göz ardı etmemek lazım bu safdil dahiye hayranlık duyarken.
tesla öyle bir insan ki insan davranışlarını okuyunca bu kadar icadı yapıp yapamayacağı konusunda şüpheye düşüyor. deli desen değil, çocuk desen değil, saf desen değil. belki de dehayı tanımlamaya gücümüz yetmiyordur.
thomas edison’ın her türlü karaktersizliğini sineye çeken, çalıştığı diğer şirketten telif ücreti olarak alacağı milyonlarca doları bir kalemde silen, sonra da parasız pulsuz borç için de ölen bu dahi belki de haddinden fazla idealist davranmış olabilir.
tesla’nın hikayesini bu kez echenoz’un etkileyici anlatımıyla dinlemek iyi gelebilir size. üzülsem mi gülsem mi kızsam mı diyeceğinizin garantisini de bu kitaptan büyük keyif alacağınızın garantisini de ben veriyorum size.
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
mutlaka görüşelim canım ya
devamını gör...
ırkçılık yapanların eğitim düzeyinin düşük olması
hüseyin nihal atsız'ı bilmeyen insanları gösteren başlıktır. adam döneminin en iyi okuluna gitmiş *, yetmezmiş gibi bir de fuat köprülü'nün öğrencisi olmuştur. ancak maalesef ki ırkçıdır. çünkü yaşadığı dönem bunu gerektiriyordur. bilgisine kimse laf söyleyemez ancak ırkçılığına sonuna kadar karşı olan biri olarak çevreden aşırı etkilenmesini normal karşılıyorum. ki atsız karakterinden asla ödün vermemiş ve ırkçılığını da sonuna kadar savunmuştur.
ırkçılık kötüdür, hastalıktır. milliyetçiliği abartmayın.
ırkçılık kötüdür, hastalıktır. milliyetçiliği abartmayın.
devamını gör...
buckethead
1969 yılında disneyland yakınlarında bir kasabada doğdu ve bir şeytan tarafından yönetilen tavuk kümesinde yetiştirildi. burada saman ipliklerini bir gitar teli gibi nasıl manipüle edeceğini öğrendi. insan topluluğuna yerleşmek için cesaretini topladıktan sonra, maskesiyle birlikte bir de kentucky fried chicken [kfc] kovası takmaya başladı. bu sayede manevi kardeşlerinin ruhani gücünü müziğine yansıtabilecekti. bu kovanın üzerinde "cenaze" yazıyordu.
hiç kimse buckethead'in tam olarak kaç eseri olduğunu bilmez. buckedhead hakkında sahip olduğumuz çoğu bilgi dolaylı yoldan elde edilmiştir. ancak şu bilgiyi yayınladığı eserlerin sıklığı ve kalitesi ile ifade edebiliriz: inanılmaz düzeyde üretken ve çalışkan bir müzisyendir.
kalp hastalığı olmasına rağmen yorucu turneler yapmıştır. birlikte müzik yaptığı ünlü sanatçılar tarafından övgü ile bahsedilir. konserlerinde hayranlarına koca bir torba dolusu oyuncak hediye eder. hayranları ile olan bağı beni her zaman etkilemiştir.
pek çok insan tarafından tüm zamanların en iyi gitaristi olarak görülür. teknik ve duyguyu, bir enstrüman üzerinde bu denli odaklı bir şekilde sentezlemiş çok az müzisyen vardır. buckethead'in müziğinde, içinde yaşadığımız dünyanın eleştirisini, ailesini kaybetmiş birinin karamsar düşlerini, varoluş krizlerini ve hayallerini dinleyebilirsiniz.
hiç kimse buckethead'in tam olarak kaç eseri olduğunu bilmez. buckedhead hakkında sahip olduğumuz çoğu bilgi dolaylı yoldan elde edilmiştir. ancak şu bilgiyi yayınladığı eserlerin sıklığı ve kalitesi ile ifade edebiliriz: inanılmaz düzeyde üretken ve çalışkan bir müzisyendir.
kalp hastalığı olmasına rağmen yorucu turneler yapmıştır. birlikte müzik yaptığı ünlü sanatçılar tarafından övgü ile bahsedilir. konserlerinde hayranlarına koca bir torba dolusu oyuncak hediye eder. hayranları ile olan bağı beni her zaman etkilemiştir.
pek çok insan tarafından tüm zamanların en iyi gitaristi olarak görülür. teknik ve duyguyu, bir enstrüman üzerinde bu denli odaklı bir şekilde sentezlemiş çok az müzisyen vardır. buckethead'in müziğinde, içinde yaşadığımız dünyanın eleştirisini, ailesini kaybetmiş birinin karamsar düşlerini, varoluş krizlerini ve hayallerini dinleyebilirsiniz.
devamını gör...
günün şiiri
hazır bugün de pazarken ve henüz paylaşılmadığını görmüşken hemen yazalım;
bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben...
bahtiyarım...
-nazım hikmet
bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben...
bahtiyarım...
-nazım hikmet
devamını gör...
sen kimsin radyo yayını
canım miko ve tabiki radyoda harika bir söyleme imza atan revolversiz ittihatçı! "kadın kadındır, çiçek babandır diyecekler olabilir, doğrudur, babamda çiçektir."
akşam sendeyiz miko. *
akşam sendeyiz miko. *
devamını gör...
bir başka tepeden
“sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul!
görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”
yahya kemal beyatlı şiiri.
görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”
yahya kemal beyatlı şiiri.
devamını gör...
yaşlandıkça artan şeyler
televizyon seyrederken küfretmek. gündemin berbatlığının yanısıra tv'de gördüğümüz bütün ponçiklerin, iyilik meleklerinin eski kaşarlıklarını, yedikleri haltları bilince insan tahammül edemeyip küfürü basıyor.
devamını gör...
normal sözlük sermaye düşmanı yazarlar listesi
dahil olduğum liste.
şimdi merakla ve heyecanla yoldaş'tan gelecek olan "mars'cığım, hangi kitapları istemiştin?" mesajını beklemekteyim. kalan yazarlar acele edebilir mi lütfen? *
şimdi merakla ve heyecanla yoldaş'tan gelecek olan "mars'cığım, hangi kitapları istemiştin?" mesajını beklemekteyim. kalan yazarlar acele edebilir mi lütfen? *
devamını gör...
aamir khan
filmlerindeki konuları, toplumsal meselere hem başkaldırmak hem de doğrusunu anlatmak için seçtiğini düşünürüm. başarısının arkasında gerçek bir azim var.
devamını gör...
atma ziya
bir film olan neşeli günlerden sonra klişeleşmiş ve palavra atan abartan kişilere karşı söylenen sözdür.
devamını gör...
elmalı bisküvili kek
annemin bi öğretisi vardır: “komşudan gelen tabak boş gönderilmez.” bu öğreti bazen yorucu oluyor. yorucu olsa da güzel ve ince bir öğreti. paylaşmayı öğütlüyor. paylaştıkça çoğalıyor.
yine böyle bir akşam. annem gün içinde yeterince yoruluyor. tabağı doldurma görevini yükleneyim dedim. tarifi nasıl, nereden edindik bilmiyorum. hem kek hem tart gibi. tarçın, elma, ceviz üçlüsünü seven herkes buna da bayılır.
ben kakaosuz bir şey yiyemem diyen için kakao, portakal, fındık uyumunu öneririm. hatta portakal dediğimde portakal kabuğu reçeli varsa bu ince dokunuş tarifi arşa çıkarabilir.
(bu akşam kare borcama yaptım, o yüzden bisküvi ve elma hariç tarifi aslına uygun yaptım. tarifin aslında dikdörtgen borcam vardır. tarifin aslını yazacağım. değiştirdiklerimi parantez içinde bildiririm.)
malzemeler:
* 3 adet yumurta
* 3 çay bardağı şeker
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 1 çay bardağı süt
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 3 çay bardağı un
* ceviz
* 2 paket petibör bisküvi ( 1 paket kullandım.)
* 2 adet elma ( 1 adet kullandım)
* bol tarçın
yapılışı :
bisküvileri kare borcama iki sıra olacak şekilde dizelim. araları biraz açık bırakalım, kek hamuru bu boşluklara dolacak.

elmaları ince ince dilimleyelim, cevizleri hafif iri olacak şekilde kıyalım. dilimlenmiş elmaları bisküvilerin üzerine dizelim. elmaların üzerine cevizler gelsin. cevizlerin üzerine de tarçın serpelim, bolca olsun. mis gibi koksun.

tüm hazırlıktan sonra sırada keki çırpmak var. standart kek çırpma sahnesi. özellikle yumurtaların oda sıcaklığında olması önemli. hacimli olsun ve daha iyi kabarsın diye şekeri ve yumurtayı çırparken bir çimdik tuz katalım. iyice beyazlaşan ikiliye sırayla süt, sıvı yağı, vanilya ekleyip çırpmaya devam edelim. karışınca birkaç kaşık un koyup kabartma tozunu ilave edelim ve kalan unu da çırpma kabına boca edip kek hamuru sönmeden karıştıralım.
kek hamurumuz da hazır. hamuru borcamda bekleyen malzemenin üzerine dökelim ve kek harcının iyice yayılmasını sağlayalım.

180 derecelik önceden ısıtılmış fırında üzeri, altı, yanı, yöresi kızarana kadar pişirelim.
ilk 25 dk. fırının kapağını açmamak önemli.

afiyet olsun. yarın dilimlenmiş halini de atarım. *
yine böyle bir akşam. annem gün içinde yeterince yoruluyor. tabağı doldurma görevini yükleneyim dedim. tarifi nasıl, nereden edindik bilmiyorum. hem kek hem tart gibi. tarçın, elma, ceviz üçlüsünü seven herkes buna da bayılır.
ben kakaosuz bir şey yiyemem diyen için kakao, portakal, fındık uyumunu öneririm. hatta portakal dediğimde portakal kabuğu reçeli varsa bu ince dokunuş tarifi arşa çıkarabilir.
(bu akşam kare borcama yaptım, o yüzden bisküvi ve elma hariç tarifi aslına uygun yaptım. tarifin aslında dikdörtgen borcam vardır. tarifin aslını yazacağım. değiştirdiklerimi parantez içinde bildiririm.)
malzemeler:
* 3 adet yumurta
* 3 çay bardağı şeker
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 1 çay bardağı süt
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 3 çay bardağı un
* ceviz
* 2 paket petibör bisküvi ( 1 paket kullandım.)
* 2 adet elma ( 1 adet kullandım)
* bol tarçın
yapılışı :
bisküvileri kare borcama iki sıra olacak şekilde dizelim. araları biraz açık bırakalım, kek hamuru bu boşluklara dolacak.

elmaları ince ince dilimleyelim, cevizleri hafif iri olacak şekilde kıyalım. dilimlenmiş elmaları bisküvilerin üzerine dizelim. elmaların üzerine cevizler gelsin. cevizlerin üzerine de tarçın serpelim, bolca olsun. mis gibi koksun.

tüm hazırlıktan sonra sırada keki çırpmak var. standart kek çırpma sahnesi. özellikle yumurtaların oda sıcaklığında olması önemli. hacimli olsun ve daha iyi kabarsın diye şekeri ve yumurtayı çırparken bir çimdik tuz katalım. iyice beyazlaşan ikiliye sırayla süt, sıvı yağı, vanilya ekleyip çırpmaya devam edelim. karışınca birkaç kaşık un koyup kabartma tozunu ilave edelim ve kalan unu da çırpma kabına boca edip kek hamuru sönmeden karıştıralım.
kek hamurumuz da hazır. hamuru borcamda bekleyen malzemenin üzerine dökelim ve kek harcının iyice yayılmasını sağlayalım.

180 derecelik önceden ısıtılmış fırında üzeri, altı, yanı, yöresi kızarana kadar pişirelim.
ilk 25 dk. fırının kapağını açmamak önemli.

afiyet olsun. yarın dilimlenmiş halini de atarım. *
devamını gör...
geyikler annem ve almanya
yazar nursel duruel, “geyikler, annem ve almanya” isimli öyküsünü küçük bir kız çocuğunun dilinden anlatıyor. öyküde konu olarak göç, geçim sıkıntısı ve kadınlar arası dayanışma işlenmiş. öykünün tek ismi olan karakteri mihriban hanım. varlıklı, ekonomik refaha sahip, yani varolmayı hakediyor. küçük kızın ailesi ise yoksul, geçim sıkıntısı çekiyor. öykünün başındaki mekan tasvirlerinden bunları kolaylıkla çözebiliyoruz. anne karakteri sabırlı, mücadeleci, aileyi çekip çeviriyor. baba sorumsuz, silik bir karakter. anne ve baba ayrılmanın eşiğinde ve çocuk eski güzel sevinçli günleri düşlüyor. küçük kızın iç dünyası rüyasındaki sembollerle aktarılmış. rüyada tüm aile bir arada, mutlu. duyulara oldukça fazla yer verilmiş. renklerle anlatım yapılıyor. geyikler sevinci simgeliyor, sevinci zamanda donup kalması aktarılıyor. leylek göçü ve yuvasının uzak olması yurtdışına göçü simgelemiş.
öykü ile eleştirilebilecek nokta çocuğun öykünün başlarında 9-10 yaşlarında olması tahmin edilirken sonlarda kullandığı cümlelerle bir anda 15-16 yaşlarında göstermesi olmuş. çocukça cümlelerle son yazılsa daha mantıklı olurmuş.
son kısımda verilmek istenen ana mesajın kız çocuklarının bizim coğrafyamızda erken büyüdükleri ve güçlü olmaları gerektiği olduğunu iyice pekiştirmiş nursel duruel.
yalın anlatımıyla okuması keyif veren bir öyküdür.
öykü ile eleştirilebilecek nokta çocuğun öykünün başlarında 9-10 yaşlarında olması tahmin edilirken sonlarda kullandığı cümlelerle bir anda 15-16 yaşlarında göstermesi olmuş. çocukça cümlelerle son yazılsa daha mantıklı olurmuş.
son kısımda verilmek istenen ana mesajın kız çocuklarının bizim coğrafyamızda erken büyüdükleri ve güçlü olmaları gerektiği olduğunu iyice pekiştirmiş nursel duruel.
yalın anlatımıyla okuması keyif veren bir öyküdür.
devamını gör...
normal sözlük hikayesi
iko hâlâ hiçbir şey anlamamıştı. anlamsız bakışlarla sırıtıyordu.
devamını gör...
iş başvurularında dış görünüşün önemi
torpilden sonra önemli olan bir kıstastır.
devamını gör...