kurtuluş ayini
2020 yılı ispanya yapımı film. 16. yy avrupasına bakış tutan film, zor bir hikayeyi başarılı bir şekilde yansıtıyor. film hakkında spoiler vermeyeceğim, verenide sevmem zaten.
tarihin en karanlık dönemlerinden biri de engizisyon mahkemeleridir. kadınları cadı olarak suçlayarak, binlerce kişiyi infaz etmişlerdir. cadı derken şu saçma hollywood filmleri akla gelmesin, sadece müzik dinleyip dans ettiği gerekçesiyle cadı ilan edilip yakılarak öldürülen kadınlar var.
aslında kadın olmak, tarihin her devrinde zormuş dedirten bir film.
yönetmen pablo agüero zor bir işin hakkını vermiş. güzel filmdir öneririm.
tarihin en karanlık dönemlerinden biri de engizisyon mahkemeleridir. kadınları cadı olarak suçlayarak, binlerce kişiyi infaz etmişlerdir. cadı derken şu saçma hollywood filmleri akla gelmesin, sadece müzik dinleyip dans ettiği gerekçesiyle cadı ilan edilip yakılarak öldürülen kadınlar var.
aslında kadın olmak, tarihin her devrinde zormuş dedirten bir film.
yönetmen pablo agüero zor bir işin hakkını vermiş. güzel filmdir öneririm.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
boş beleş insanların yazar olması
boş beleş olmasam gelip burda yazar olmazdım...
devamını gör...
nickaltıma yazdığın için teşekkür ederim favorisi
hâlâ o zevki yaşayamamış olmamı düşündüren davranış.
devamını gör...
dünya yalan söylüyor
yardım et ruhum yardım et bana.
sesini ben duydum çok var hiç duymayan.
hiçbir şey söyleme, duymam, anlamam.
hayat bir mucize , düşer zaman zaman.
hayat bir bombadır, düşer zaman zaman.
muazzam cümlelerin kullanıldığı diğer adı yardım et olan mor ve ötesi şarkısı.
sesini ben duydum çok var hiç duymayan.
hiçbir şey söyleme, duymam, anlamam.
hayat bir mucize , düşer zaman zaman.
hayat bir bombadır, düşer zaman zaman.
muazzam cümlelerin kullanıldığı diğer adı yardım et olan mor ve ötesi şarkısı.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
+ sana bir şey getirdim
- ye getiydin ?
+ kendimi
- haniğ yeyde ??
- ye getiydin ?
+ kendimi
- haniğ yeyde ??
devamını gör...
domestic hıyar
sözlükte beni şahsen tanıyan insanlar haricinde gerçek yüzümü gören ilk ve tek yazar. şimdilik. yayına da başladık, yakında çıkar kokusu. ama bu bir başarı yani. her sene anmasını yapacağım. tarihe not düşülsün diye de nickaltı giriyorum. yoksa "çok güzel tanımları olan eğlenceli bir yazar, ben okurken çok eğleniyorum" falan yazmasını biz de biliyoruz yani, oohoo...
dm'lerin ss'lerini aldım hıyarcım. dikkat et. gözüm üzerinde. "istediğimi alırım." hadi bakalım.
yenge; selam!
dm'lerin ss'lerini aldım hıyarcım. dikkat et. gözüm üzerinde. "istediğimi alırım." hadi bakalım.
yenge; selam!
devamını gör...
19 yaşındakilere tavsiyeler
tavsiye versek bile herkes kendi kafasına göre yaşayacak bunu hepimiz bilmiyor muyuz? hangimiz anlatılan tavsiyeler karşısında uygulamaya geçebildik. "haa evet bu böyleyse bunu böyle yaparım." demekten öteye geçemedik hiçbir zaman. hayatı tavsiyelere göre yaşasaydık ilk insandan sonrasının yaşamı hep mükemmel olurdu. hayat yaşadığımız çıkmazlarda nasıl direndiğimizdir zannımca.
insan olun, hayvanları sevin, ağlayın, dibe batın ama kendiniz kalın.
insan olun, hayvanları sevin, ağlayın, dibe batın ama kendiniz kalın.
devamını gör...
kanal 7'ye bir not bırak
canım anneannem dizilerinizi severek takip ediyo her akşam, sakın durdurmayın dizileri yayınlamayı. çok üzülür valla sonra.
devamını gör...
5 nisan 2021 samsun'da bir kadının kocasını öldürmesi
insan hayatı bu kadar basit değil. olmamalı.. aynı yastığa baş koyduğun birini nasıl öldürebilir nasıl şiddet uygulayabilir bir insan. tartışma konusu bile o kadar saçma ki. sonrası şiddet ve ölüm.. toplum giderek daha kötü bir hal alıyor. dünya artık yaşanacak bir yer değil.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
merhabalar sevgili portakallar!
öncelikle herkese musmutlu, sağlıklı, huzur dolu bir bayram diliyorum. bu bayram olamasa da bundan sonraki her günümüzün bayram gibi geçmesini, olmak istediğimiz yerde ve insanlarla olmamızı temenni ediyorum!
madem bugün bayramın ilk günü, bayram tadında bir yayın yapmayalım mı? yapalım elbette!
konseptimiz bizi umutlandıran, kalbimize bahar telaşı yaşatan ve hatta hazır denk gelmişken bayram sevincini hissettiren şarkılar demiştik!
ses kayıtları ve istekler hazır, ben de hazırım, peki ya siz?
bu akşam saat 22.00'da radyonun başında olalım mı?
o zaman gelsin gecenin yıldızları!

afiş için sevgili gomercan, on yüz milyon kez teşekkür ederim!
öncelikle herkese musmutlu, sağlıklı, huzur dolu bir bayram diliyorum. bu bayram olamasa da bundan sonraki her günümüzün bayram gibi geçmesini, olmak istediğimiz yerde ve insanlarla olmamızı temenni ediyorum!
madem bugün bayramın ilk günü, bayram tadında bir yayın yapmayalım mı? yapalım elbette!
konseptimiz bizi umutlandıran, kalbimize bahar telaşı yaşatan ve hatta hazır denk gelmişken bayram sevincini hissettiren şarkılar demiştik!
ses kayıtları ve istekler hazır, ben de hazırım, peki ya siz?
bu akşam saat 22.00'da radyonun başında olalım mı?
o zaman gelsin gecenin yıldızları!

afiş için sevgili gomercan, on yüz milyon kez teşekkür ederim!
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
dünyanın en korkusuz hayvanı olarak bilinir.
ha yazar olan mı? baldır o bal, çok seviyorum kendisini. ne zaman sözlükte "aaa bunu kim yazmış ya, ne güzel yazmış" desem altından bal porsuğu çıkıyor:)
ha yazar olan mı? baldır o bal, çok seviyorum kendisini. ne zaman sözlükte "aaa bunu kim yazmış ya, ne güzel yazmış" desem altından bal porsuğu çıkıyor:)
devamını gör...
özdemir asaf
“ben sana hep üşüyordum,
çünkü kıştım.
nakıştım, bakıştım.
inkar etmiyorum da bunu,
seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
ve lütfen inkar etme;
sana en çok ben yakıştım.”
– özdemir asaf –
çünkü kıştım.
nakıştım, bakıştım.
inkar etmiyorum da bunu,
seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
ve lütfen inkar etme;
sana en çok ben yakıştım.”
– özdemir asaf –
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
tanım :formula 1 yarış araçlarının motor özellikleri
emniyet kemerlerimizi ve kaskımızı takmışsak formula 1 gezimiz başlıyor.
formula 1; tek kişilik, açık tekerlekli otomobil yarışlarının en yüksek düzeyini oluşturan yarışlar dizisidir.
isminin formula olmasının nedeni 2. dünya savaşından sonra motor üreticilerinin bir araya gelmesi ile aldıkları ortak kararlar ve uyulması zorunlu kuralları belirlemesi nedeniyledir.
formula 1 alınan ilk kararların adı olmasına karşın zaman içinde organizasyonun ismi olarak kalmıştır.
formula 1 in formülü yani takımların uymak zorunda oldukları kurallar her sene yeniden belirlenir. kuralların belirlenmesi oy çokluğu ile değil tüm takımların onaylaması ile olur.
yeni bir kural eklenecek ise tek bir muhalif oy olması bile o kuralın eklenmesine mani olur.
en son köklü değişiklikler 2014 yılında olmuştur. yapılan değişiklikler ile 6 silindirli ve 1600 cc motor kullanılması zorunlu hale gelmiştir
10 hatta 12 silindirli 3000 cc yi aşan hacimli araçlardan 1600 cc ye geçiş oldukça sıra dışı bir karardı. bu düşüş tek sene de olmamış olsa da formula 1 için alınmış ciddi riskli bir karardı. çünkü
1600 cc lik hibrid motorlu araçlar alıştığımız ve sevdiğimiz formula 1 araçlarından çok farklıydı. hem de bu fark o kadar belirgin ki, gözünüz kapalıyken bile anlayabilirsiniz. aşağı da 2013 yılı ve 2014 yılındaki formula 1 araçlarının çıkardıkları sesleri duyacaksınız.
2013 de azametle kükreyen o motor sesi gitmiş yerine yüksek sesle çalışan bir elektrik süpürgesi gelmiş gibi
biz büyüdük ve kirlendi dünya
nerede o eski f1 araçları
nostaljisi yerine şu soruyu sormak daha eğlenceli
iyi de nasıl oluyor?
geçtiğimiz yıllarda çoğu yarışta pist rekorları kırıldı.
1600 cc ile 340 km/h yaklaşan hızlara nasıl ulaşılıyor?
opel vectra 1.6 motorlu versiyonları mesela 100 hp güç üretiyor
f1 motoru nasıl 800 hatta 1000 hp gücü aynı hacimde üretiyor?
bu motorları bu kadar verimli yapan ne?
bu sorunun yanıtı birden çok birleşenli
ilk fark sıradan otomobillere göre formula 1 araçlarının verimlerindeki fark
sıradan otomobiller en iyi sürüş koşulların da yakıttan elde edilen gücün en fazla yüzde 30 unu tekrerleklere aktarabilirken formula 1 araçlarında bu oran yüzde 50 yi aşıyor.
arada yüzde 20 lik fark var diye düşünmeyin
50 30'dan yüzde 66 daha fazladır.
1600 cc ama verimlik açısından 2600 cc lik motordan alınabilecek güç elde ediliyor.
bu büyük bir fark.
tek fark bu değil tabi ki,
bu araçlar motor hacmi küçük olsa da çok fazla yakıt yakabiliyorlar.
standart bir 1.6 araba 100 km de 6-7 lt yakıt tüketirken
formula 1 aracları 100 km de 45-50 lt arası yakıt tüketir.
yani çok fazla yakıttan elde edilen güç çok verimli biçimde tekerlere iletildiği için f1 araçları bu kadar hızlı ve güçlüymüş.
burada iki sık bilinen yanlışı düzeltmek lazım.
formula 1 araçlarına yarış sırasında pit stoplarda yakıt takviyesi yapılmaz. bu motorun yüksek sıcaklığı ve olası riskler nedeniyle yasaktır. f1 araclarının deposu yarış öncesi doldurulur. ve mühürlenir. ek yakıt ya da katkı konulmaz.
formula 1 araçları jet yakıtı ya da ethanol gibi farklı yakıtlar kullanmaz. bizim normal araçlarda kullandığımız benzini kullanır.
f1 araclarının her yarış için 110 kg yakıt limiti vardır. birim lt değil kg. bunun nedeni hacmin ısıya göre değişmesi. her aracın yakıtı bir hacim ölçüsü olan litre yerine kg ile sınırlandırılmıştır. 110 kg benzin yaklaşık 157 lt eder. f1 yarışları genelde 305 km dir.
standart 1.6 araçlar 100 hp gucundeyken
f1 araçlarının nasıl onlardan 7- 10 kat kadar fazla güç üretiyor olduğu böylece
anlamış olduk.
çok yakıyor ve yaktığını tekere daha iyi iletebiliyor.
(son yıllarda hibrid motorlu f1 araclarının ortaya çıkması ile 160 hp de elektrik motorundan sürücünün istediğinde bir süre ilave edebileceği güç olduğunu da unutmayalım.)
peki bu nasıl olabiliyor?
formula 1 araçları nasıl aynı silindir hacmindeki motorlarla 7 kat fazla yakıtı yakabiliyor?
cevap yine çok katmanlı
1- ölü boşluklar neredeyse hiç yok.
formula bir araçları belirli ısı değerinde çalışmak üzere dizayn edilmiştir. motorları anahtarı çevirip çalıştıramazsınız. çünkü pistonlar hareket etmez. sadece pistonlar değil bir çok hareketli parça belirli bir ısı değerine ulaşıldığında metallerde oluşan genleşme sonrasında hareket edebilecek şekilde dizayn edilmiş. bunun için f1 araçlarının motoru yarış öncesi harici yöntemler ile ısıtılır. genleşme olduktan sonra motorun pistonlarının hareket edebileceği boşluk oluşur.
ölü hacim neredeyse yok diyordum ya! işte bu kadar yok :)
2-) f1 araclarının motor deviri çok yüksektir. dakika 18.000 devire kadar çıkan f1 araçları var. bizler araçlarımızı genelde 2500 3000 devirde kullanıyoruz
normal araçlardan 6 7 kat yakıtı aynı hacimde nasıl yakabildiğini bu sayede anladık.
1.6 lt hacmin neredeyse tamamını kullanıyor ve normal araçtan 5-6 kat daha fazla devir yapıyor.
bilale anlatır gibi anlatırsam hacim aynı ama f1 araçları pistonu 1.6 hacimle 5-6 defa inip kalkarak 8lt hacimde benzini yakarken
normal araçlar 1.6 lt nin 1480 lt ni kullanıp bir defa inip kalkıyor.
daha çok yakıt bu farklar sayesinde aynı hacimde yakılabilmiş oluyor.
peki bu nasıl sağlanıyor? nasıl bu kadar yüksek devire ulaşılabiliyor?
1- f1 araçlarının piston uzunluğu normal araçlara göre oldukça kısadır. inip çıkma mesafesi az olunca çok daha hızlı inip kalkabiliyorsun.
2- f1 araçlarının turbo besleme sistemleri normal araçlara göre oldukça gelişmiştir. hatta son yıllarda kullanılan turbo beslemede egoz gazlarının kinetik enerjisi dışında hibrit motorun güç ünitesinden alınan elektrik enerjisi de turbo fanın dönüşüne yardım etmektedir.
bu kadar fazla yakıtı bu kadar kısa süre de bu kadar yüksek verimde yakabilmek için ortama gelen oksijenin yeterli olması için çok sofistike turbo ünite ihtiyacı zaten tartışılmaz bir zorunluluk.
3- f1 araçları çok yüksek sıcaklık değerinde çalışır. çok yüksek derken hayal ettiğimizden çok daha yüksek. piston başlarında ısı 2700 dereceyi aşmaktadır. bu güneş yüzey sıcaklığının yarısına yakındır.
yani özetlersek f1 araçlarında yakıt özel dizayn edilmiş enjektörler ile genişliği fazla yüksekliği az neredeyse güneş kadar sıcak yanma odasına şahane biçimde havalandırılmış olarak püskürtürerek yakılır.
bu yüzden motor hem çok verimli, aynı zamanda çok hızlıdır.
madem f1 motorları bu kadar iyi neden normal araçlarımızda da bu motorları kullanmıyoruz?
çünkü çok pahalı
çünkü kullanılan malzeme 2700 derece sıcaklığa dayanabilmeli
her bir piston 4 fili havaya kaldıracak kadar güçlü olmalı
bu güç dakika da 18000 defa seni ittirdiği halde kırılmadan bükülmeden bu gücü diğer parçalara aktaracak kadar sağlam krank milin ve diğer aktarım organları olmalı.
tüm bunlar çok özel alaşımların ve çok birinci sınıf üretim tekniklerini gerekli kılıyor. bu yüzden oldukça maliyetli. bir f1 motoru 10 milyon dolardan fazla
tamam, fiat egea ya, polo'ya bu motordan koymayalım ama seri üretim olursa maliyetler düşer, bmv falan kullansın bu motoru
malesef o da pek mümkün değil. çünkü çok güçlü ve özel alaşımlar kullanılıyor olsa da bu motorların kullanım ömrü 5000 ile 10000 km arasında.
ve tüm bu sorunların yanında asıl büyük sorun bu araçlat çok ama çok fazla yakıyor.
tüp takarak falan bile kurtaramaz.
şöyle düşünelim
opel astranın deposu 56lt
f1 motoru 56 litre ile 100 km ancak gider.
her 100 km de bir depoyu fullemek, her 10000 km de bir motoru değiştirmek ve her motor değiştiğinde 10 milyon dolar vermek isteyen kimse olmayacağı için normal araçlara f1 motoru kullanmıyoruz
formula 1 aslında bir formül dedik. belirli kurallar çerçevesinde yapılan hız, dayanıklılık yarışı dedik ama neden bir formüle ihtiyaç duyulmuş?
"herkesin motoruna hiç kimse karışamaz."
"en hızlımız kim ise o kazanır?
neden denmiyor da; kanat açısı 30 derecenin üstüne çıkmayacak, yakıt deposu yerden şu kadar yüksekte olacak, pistonlarda sadece dökme demir ya da çelik kullanılacak, fren diski çapı şunu geçmeyecek vs gibi herşey belirli standartlar arasına sıkıştırılmış?
bu sorunun en güzel yanıtı
"kontrolsüz güç güç değildir."
ya da
"bu bir motor yarışı gladyatör dövüşü değil"
pilotların güvende olması
takımların ekonomik olarak bu işi sürdürülebilir biçimde devam ettirebilmesi için
yarış belirli çerçeve içinde yapılıyor.
en hızlı değil en iyi olan bulunmaya çalışılıyor.
araçlardan bahsettik birazda pilotlardan bahsedelim.
daracık bir kabinin içinde
yarı yatar vaziyette
kafasında 1 kg ayırdığın da bir kask ile
üzerinde 2 kat tulumla
yarış boyunca
yere doğru sürekli hissedilen 2-5 g arasında bir basınç altında ezilirken
her virajda sağa ya da sola 3-5 g hızında savrulma. her frende öne her gaza bastığında geriye doğru yapışma.
100 km den 0 a 2 sn de duruyor
0 dan 160 km'ye 4 sn de ulaşıyor.
korkunç bir basınç ile dayak söz konusu.
kafadaki kask bu dayak esnasında en çok zorlayan şeylerden biri. çünkü 1kg ağırlığında olsa da ağrılığı 5 kg dan fazla hissedildiği oluyor. bu yüzden f1 pilotları boyun kaslarını geliştirici egzersizleri yoğun olarak yaparlar. kafalarının kendisi ve kaskla birlikte 6, 5 kg olan ağırlığın virajlarda 30-40 kg olarak sağa ve sola doğru hareket etmeye çalışmasına engel olacak kas yapısı çok ama çok önemli
bunun için boyun etrafına ağırlık takımları takarak çalışıyorlar.
f1 pilotlarının çok iyi geliştirmeleri gereken bir diğer fiziksel özellik ise kardiyovasküler sistemleri
1.5 saatte yakın süreler boyunca hiç dinlenme imkanı olmadan 150-190 arası kalp atışı hızını tolerans göstermek oldukça zor.
bunun için bol bol koşu ve bisiklet antrenmanı yapıyorlar.
antrenman yaparken oldukça sistematik çalışmaları gerekiyor. çünkü f1 de her 1 kg fazlalık yarış için önemli
f1 pilotlarından bazıları bu duruma yakın zamanda isyan ettiler.
mark webber “beş yıldır yemek yemedim” diye tepki gösterdi.
ingiliz pilot jenson button ise “fitness antremanını seviyorum ama kilomu korumak için yapamayacağım şeyler var, karbonhidrat yiyemiyorum, kas yapamıyorum”
boyları 1.80 üzerinde olan f1 pilotlarının 72 kg ın üzerine çıkması hoş karşılanmıyor.
sauber-ferrari takımından nico hulkenberg kilo aldığı için sözleşmesi neredeyse fesh ediliyordu.
yani f1 pilotu olmak ozan tufan'ın yapabileceği bir iş değil. hem yarış anında hem yarış dışında yüksek adanmışlık istiyor
her takım 600 e yakın çalışanı ile her sene daha iyisi için mücadele ediyor.
hem birbirlerini ile hemde kendi çizdikleri çerçeve (formula) sınırları içinde kalıp sınırları aşmak için
centilmence ama rekabetci
emniyet kemerlerimizi ve kaskımızı takmışsak formula 1 gezimiz başlıyor.
formula 1; tek kişilik, açık tekerlekli otomobil yarışlarının en yüksek düzeyini oluşturan yarışlar dizisidir.
isminin formula olmasının nedeni 2. dünya savaşından sonra motor üreticilerinin bir araya gelmesi ile aldıkları ortak kararlar ve uyulması zorunlu kuralları belirlemesi nedeniyledir.
formula 1 alınan ilk kararların adı olmasına karşın zaman içinde organizasyonun ismi olarak kalmıştır.
formula 1 in formülü yani takımların uymak zorunda oldukları kurallar her sene yeniden belirlenir. kuralların belirlenmesi oy çokluğu ile değil tüm takımların onaylaması ile olur.
yeni bir kural eklenecek ise tek bir muhalif oy olması bile o kuralın eklenmesine mani olur.
en son köklü değişiklikler 2014 yılında olmuştur. yapılan değişiklikler ile 6 silindirli ve 1600 cc motor kullanılması zorunlu hale gelmiştir
10 hatta 12 silindirli 3000 cc yi aşan hacimli araçlardan 1600 cc ye geçiş oldukça sıra dışı bir karardı. bu düşüş tek sene de olmamış olsa da formula 1 için alınmış ciddi riskli bir karardı. çünkü
1600 cc lik hibrid motorlu araçlar alıştığımız ve sevdiğimiz formula 1 araçlarından çok farklıydı. hem de bu fark o kadar belirgin ki, gözünüz kapalıyken bile anlayabilirsiniz. aşağı da 2013 yılı ve 2014 yılındaki formula 1 araçlarının çıkardıkları sesleri duyacaksınız.
2013 de azametle kükreyen o motor sesi gitmiş yerine yüksek sesle çalışan bir elektrik süpürgesi gelmiş gibi
biz büyüdük ve kirlendi dünya
nerede o eski f1 araçları
nostaljisi yerine şu soruyu sormak daha eğlenceli
iyi de nasıl oluyor?
geçtiğimiz yıllarda çoğu yarışta pist rekorları kırıldı.
1600 cc ile 340 km/h yaklaşan hızlara nasıl ulaşılıyor?
opel vectra 1.6 motorlu versiyonları mesela 100 hp güç üretiyor
f1 motoru nasıl 800 hatta 1000 hp gücü aynı hacimde üretiyor?
bu motorları bu kadar verimli yapan ne?
bu sorunun yanıtı birden çok birleşenli
ilk fark sıradan otomobillere göre formula 1 araçlarının verimlerindeki fark
sıradan otomobiller en iyi sürüş koşulların da yakıttan elde edilen gücün en fazla yüzde 30 unu tekrerleklere aktarabilirken formula 1 araçlarında bu oran yüzde 50 yi aşıyor.
arada yüzde 20 lik fark var diye düşünmeyin
50 30'dan yüzde 66 daha fazladır.
1600 cc ama verimlik açısından 2600 cc lik motordan alınabilecek güç elde ediliyor.
bu büyük bir fark.
tek fark bu değil tabi ki,
bu araçlar motor hacmi küçük olsa da çok fazla yakıt yakabiliyorlar.
standart bir 1.6 araba 100 km de 6-7 lt yakıt tüketirken
formula 1 aracları 100 km de 45-50 lt arası yakıt tüketir.
yani çok fazla yakıttan elde edilen güç çok verimli biçimde tekerlere iletildiği için f1 araçları bu kadar hızlı ve güçlüymüş.
burada iki sık bilinen yanlışı düzeltmek lazım.
formula 1 araçlarına yarış sırasında pit stoplarda yakıt takviyesi yapılmaz. bu motorun yüksek sıcaklığı ve olası riskler nedeniyle yasaktır. f1 araclarının deposu yarış öncesi doldurulur. ve mühürlenir. ek yakıt ya da katkı konulmaz.
formula 1 araçları jet yakıtı ya da ethanol gibi farklı yakıtlar kullanmaz. bizim normal araçlarda kullandığımız benzini kullanır.
f1 araclarının her yarış için 110 kg yakıt limiti vardır. birim lt değil kg. bunun nedeni hacmin ısıya göre değişmesi. her aracın yakıtı bir hacim ölçüsü olan litre yerine kg ile sınırlandırılmıştır. 110 kg benzin yaklaşık 157 lt eder. f1 yarışları genelde 305 km dir.
standart 1.6 araçlar 100 hp gucundeyken
f1 araçlarının nasıl onlardan 7- 10 kat kadar fazla güç üretiyor olduğu böylece
anlamış olduk.
çok yakıyor ve yaktığını tekere daha iyi iletebiliyor.
(son yıllarda hibrid motorlu f1 araclarının ortaya çıkması ile 160 hp de elektrik motorundan sürücünün istediğinde bir süre ilave edebileceği güç olduğunu da unutmayalım.)
peki bu nasıl olabiliyor?
formula 1 araçları nasıl aynı silindir hacmindeki motorlarla 7 kat fazla yakıtı yakabiliyor?
cevap yine çok katmanlı
1- ölü boşluklar neredeyse hiç yok.
formula bir araçları belirli ısı değerinde çalışmak üzere dizayn edilmiştir. motorları anahtarı çevirip çalıştıramazsınız. çünkü pistonlar hareket etmez. sadece pistonlar değil bir çok hareketli parça belirli bir ısı değerine ulaşıldığında metallerde oluşan genleşme sonrasında hareket edebilecek şekilde dizayn edilmiş. bunun için f1 araçlarının motoru yarış öncesi harici yöntemler ile ısıtılır. genleşme olduktan sonra motorun pistonlarının hareket edebileceği boşluk oluşur.
ölü hacim neredeyse yok diyordum ya! işte bu kadar yok :)
2-) f1 araclarının motor deviri çok yüksektir. dakika 18.000 devire kadar çıkan f1 araçları var. bizler araçlarımızı genelde 2500 3000 devirde kullanıyoruz
normal araçlardan 6 7 kat yakıtı aynı hacimde nasıl yakabildiğini bu sayede anladık.
1.6 lt hacmin neredeyse tamamını kullanıyor ve normal araçtan 5-6 kat daha fazla devir yapıyor.
bilale anlatır gibi anlatırsam hacim aynı ama f1 araçları pistonu 1.6 hacimle 5-6 defa inip kalkarak 8lt hacimde benzini yakarken
normal araçlar 1.6 lt nin 1480 lt ni kullanıp bir defa inip kalkıyor.
daha çok yakıt bu farklar sayesinde aynı hacimde yakılabilmiş oluyor.
peki bu nasıl sağlanıyor? nasıl bu kadar yüksek devire ulaşılabiliyor?
1- f1 araçlarının piston uzunluğu normal araçlara göre oldukça kısadır. inip çıkma mesafesi az olunca çok daha hızlı inip kalkabiliyorsun.
2- f1 araçlarının turbo besleme sistemleri normal araçlara göre oldukça gelişmiştir. hatta son yıllarda kullanılan turbo beslemede egoz gazlarının kinetik enerjisi dışında hibrit motorun güç ünitesinden alınan elektrik enerjisi de turbo fanın dönüşüne yardım etmektedir.
bu kadar fazla yakıtı bu kadar kısa süre de bu kadar yüksek verimde yakabilmek için ortama gelen oksijenin yeterli olması için çok sofistike turbo ünite ihtiyacı zaten tartışılmaz bir zorunluluk.
3- f1 araçları çok yüksek sıcaklık değerinde çalışır. çok yüksek derken hayal ettiğimizden çok daha yüksek. piston başlarında ısı 2700 dereceyi aşmaktadır. bu güneş yüzey sıcaklığının yarısına yakındır.
yani özetlersek f1 araçlarında yakıt özel dizayn edilmiş enjektörler ile genişliği fazla yüksekliği az neredeyse güneş kadar sıcak yanma odasına şahane biçimde havalandırılmış olarak püskürtürerek yakılır.
bu yüzden motor hem çok verimli, aynı zamanda çok hızlıdır.
madem f1 motorları bu kadar iyi neden normal araçlarımızda da bu motorları kullanmıyoruz?
çünkü çok pahalı
çünkü kullanılan malzeme 2700 derece sıcaklığa dayanabilmeli
her bir piston 4 fili havaya kaldıracak kadar güçlü olmalı
bu güç dakika da 18000 defa seni ittirdiği halde kırılmadan bükülmeden bu gücü diğer parçalara aktaracak kadar sağlam krank milin ve diğer aktarım organları olmalı.
tüm bunlar çok özel alaşımların ve çok birinci sınıf üretim tekniklerini gerekli kılıyor. bu yüzden oldukça maliyetli. bir f1 motoru 10 milyon dolardan fazla
tamam, fiat egea ya, polo'ya bu motordan koymayalım ama seri üretim olursa maliyetler düşer, bmv falan kullansın bu motoru
malesef o da pek mümkün değil. çünkü çok güçlü ve özel alaşımlar kullanılıyor olsa da bu motorların kullanım ömrü 5000 ile 10000 km arasında.
ve tüm bu sorunların yanında asıl büyük sorun bu araçlat çok ama çok fazla yakıyor.
tüp takarak falan bile kurtaramaz.
şöyle düşünelim
opel astranın deposu 56lt
f1 motoru 56 litre ile 100 km ancak gider.
her 100 km de bir depoyu fullemek, her 10000 km de bir motoru değiştirmek ve her motor değiştiğinde 10 milyon dolar vermek isteyen kimse olmayacağı için normal araçlara f1 motoru kullanmıyoruz
formula 1 aslında bir formül dedik. belirli kurallar çerçevesinde yapılan hız, dayanıklılık yarışı dedik ama neden bir formüle ihtiyaç duyulmuş?
"herkesin motoruna hiç kimse karışamaz."
"en hızlımız kim ise o kazanır?
neden denmiyor da; kanat açısı 30 derecenin üstüne çıkmayacak, yakıt deposu yerden şu kadar yüksekte olacak, pistonlarda sadece dökme demir ya da çelik kullanılacak, fren diski çapı şunu geçmeyecek vs gibi herşey belirli standartlar arasına sıkıştırılmış?
bu sorunun en güzel yanıtı
"kontrolsüz güç güç değildir."
ya da
"bu bir motor yarışı gladyatör dövüşü değil"
pilotların güvende olması
takımların ekonomik olarak bu işi sürdürülebilir biçimde devam ettirebilmesi için
yarış belirli çerçeve içinde yapılıyor.
en hızlı değil en iyi olan bulunmaya çalışılıyor.
araçlardan bahsettik birazda pilotlardan bahsedelim.
daracık bir kabinin içinde
yarı yatar vaziyette
kafasında 1 kg ayırdığın da bir kask ile
üzerinde 2 kat tulumla
yarış boyunca
yere doğru sürekli hissedilen 2-5 g arasında bir basınç altında ezilirken
her virajda sağa ya da sola 3-5 g hızında savrulma. her frende öne her gaza bastığında geriye doğru yapışma.
100 km den 0 a 2 sn de duruyor
0 dan 160 km'ye 4 sn de ulaşıyor.
korkunç bir basınç ile dayak söz konusu.
kafadaki kask bu dayak esnasında en çok zorlayan şeylerden biri. çünkü 1kg ağırlığında olsa da ağrılığı 5 kg dan fazla hissedildiği oluyor. bu yüzden f1 pilotları boyun kaslarını geliştirici egzersizleri yoğun olarak yaparlar. kafalarının kendisi ve kaskla birlikte 6, 5 kg olan ağırlığın virajlarda 30-40 kg olarak sağa ve sola doğru hareket etmeye çalışmasına engel olacak kas yapısı çok ama çok önemli
bunun için boyun etrafına ağırlık takımları takarak çalışıyorlar.
f1 pilotlarının çok iyi geliştirmeleri gereken bir diğer fiziksel özellik ise kardiyovasküler sistemleri
1.5 saatte yakın süreler boyunca hiç dinlenme imkanı olmadan 150-190 arası kalp atışı hızını tolerans göstermek oldukça zor.
bunun için bol bol koşu ve bisiklet antrenmanı yapıyorlar.
antrenman yaparken oldukça sistematik çalışmaları gerekiyor. çünkü f1 de her 1 kg fazlalık yarış için önemli
f1 pilotlarından bazıları bu duruma yakın zamanda isyan ettiler.
mark webber “beş yıldır yemek yemedim” diye tepki gösterdi.
ingiliz pilot jenson button ise “fitness antremanını seviyorum ama kilomu korumak için yapamayacağım şeyler var, karbonhidrat yiyemiyorum, kas yapamıyorum”
boyları 1.80 üzerinde olan f1 pilotlarının 72 kg ın üzerine çıkması hoş karşılanmıyor.
sauber-ferrari takımından nico hulkenberg kilo aldığı için sözleşmesi neredeyse fesh ediliyordu.
yani f1 pilotu olmak ozan tufan'ın yapabileceği bir iş değil. hem yarış anında hem yarış dışında yüksek adanmışlık istiyor
her takım 600 e yakın çalışanı ile her sene daha iyisi için mücadele ediyor.
hem birbirlerini ile hemde kendi çizdikleri çerçeve (formula) sınırları içinde kalıp sınırları aşmak için
centilmence ama rekabetci
devamını gör...
hesabı erkek mi öder kadın mı öder sorunsalı
kişilerin bir araya geldiklerinde yeme içme sosyal aktivite gibi yaptılari harcamalarda hesabı ödeme durumu toplumda genelde erkek olarak bilinir. eğer kadın çalışmıyorsa haliyle erkek ödemelidir fakat kadında çalışiyor belli bir gelire de sahipse bence ortak ödenebilir. sinema yi kadın odese yeme içmeyi erkek odeyebilir yada örnekler değişebilir. bazı erkekler hesabı erkek adam öder diye söz ederken bazı kadınlar ise ben çalışan bir bireyim hesabı bende ödeyebilirim diye düşünebilir.
devamını gör...
sevmek
sevmek, var olmayan birine sahip olmadıklarını vermektir.
(bkz: jacques lacan)
lacan malum anlaşıl(a)mamasıyla meşhur (burada gülücük emojisi vardı). bu yüzden biraz açmak isterim. lacan demek istiyor ki seven kişi, sevdiği kişiye hayal kurma imkanı tanır. ve bu hayal kuruş, aşka sebebiyet verir. örnekle daha kolay anlaşılabilir. söz gelimi ahmet mehmete aşık. mehmet ise bunun farkında. mehmet her konuştuğunda ahmet hayran hayran onu dinliyor. mehmet ben şu filmi izledim diyor, ahmet ise içinden diyor ki "vayyy bu filmi izlediyse daha neler neler izlemiştir, ne cool çocuk " fakat işin aslı öyle değil. mehmet hasbelkader izlemiştir o filmi ve başka da o tarz film izlememiştir. ancak ahmetin kendisine aşık olduğunu bilir ve bunu engellemez, yani ahmetin hayal kurmasına izin verir. ona entelektüel bir imajı varmış gibi davranır. öyle biri değildir ama "öyle biri olmayı" verir ahmete. olmayanı verir. sevmek de budur zaten. olmayanı vermek.
edit: gülücük emojisi yasakmış da ehehe
(bkz: jacques lacan)
lacan malum anlaşıl(a)mamasıyla meşhur (burada gülücük emojisi vardı). bu yüzden biraz açmak isterim. lacan demek istiyor ki seven kişi, sevdiği kişiye hayal kurma imkanı tanır. ve bu hayal kuruş, aşka sebebiyet verir. örnekle daha kolay anlaşılabilir. söz gelimi ahmet mehmete aşık. mehmet ise bunun farkında. mehmet her konuştuğunda ahmet hayran hayran onu dinliyor. mehmet ben şu filmi izledim diyor, ahmet ise içinden diyor ki "vayyy bu filmi izlediyse daha neler neler izlemiştir, ne cool çocuk " fakat işin aslı öyle değil. mehmet hasbelkader izlemiştir o filmi ve başka da o tarz film izlememiştir. ancak ahmetin kendisine aşık olduğunu bilir ve bunu engellemez, yani ahmetin hayal kurmasına izin verir. ona entelektüel bir imajı varmış gibi davranır. öyle biri değildir ama "öyle biri olmayı" verir ahmete. olmayanı verir. sevmek de budur zaten. olmayanı vermek.
edit: gülücük emojisi yasakmış da ehehe
devamını gör...
sedat peker'in internet sitesine erişimin engellenmesi
hahahaha peki ya youtube?
komiksiniz be sahiden komik.*
komiksiniz be sahiden komik.*
devamını gör...
seyretmeye doyulamayan fotoğraflar
berrak masmavi bir göl ya da deniz, kıyısında da çam ağaçları ile donatılmış bir dağ ve dağın üzerinden yavaşça süzülüp yükselen dolunayın olduğu bir tabiat fotoğrafı.
devamını gör...
yazarlara göre iyiliğin tanımı
iyilik, hiçbir art niyet olmadan sadece karşısındaki canlıya yarar sağlamak amacı güden eylemdir..
devamını gör...