delirmemek için yapılanlar
haber izlemiyorum.
devamını gör...
ölü canlar
nikolay vasilyeviç gogol'un en bilinen eseri . rus edebiyatından çıkma bir çok eser gibi , gerçekçi bir insan profili sunuyor ölü canlar . okuyucuyu bu kadar etkisi altına alma sebebi muhtemelen her gün gördüğümüz ve bizde tiksinti uyandıran karakterleri, olabildiğince gerçekçi bir şekilde bize sunması. kimi zaman karakter fazlalığından okuyucuyu yorsa bile , ince ince yaptığı eleştiriler çoğu zaman o kadar yerinde ki; işte bu durum , eseri ayrı bir yere taşıyor. bilindiği kadarıyla dante 'nin ilahi komedya'sından esinlenilerek ortaya çıkmış bir eser yani özünde şu an okuduğumuz roman , oldukça yarım denilebilir. bundan ötürü karakterler üzerine derin bir inceleme yapmak mümkün değil çünkü karakterlerin devamında nasıl bir karakter gelişimi göstereceğini asla bilemeyeceğiz.
--- alıntı ---
" hani bazen bir düş görür insan, ondan sonraki hayatı boyunca bu düş gözünün önünden gitmez, gerçeklik onun için sonsuzcasına yok olur, ne yapsanız boşunadır artık..."
--- alıntı ---
--- alıntı ---
" hani bazen bir düş görür insan, ondan sonraki hayatı boyunca bu düş gözünün önünden gitmez, gerçeklik onun için sonsuzcasına yok olur, ne yapsanız boşunadır artık..."
--- alıntı ---
devamını gör...
pamukpınar köy enstitüsü
türkiye'de 1937-1948 yılları arasında kurulmuş 21 köy enstitüsünden sivas ilinde olanı. akçadağ köy enstitüsü'nün yükünü azaltmak için 1942'de yıldızeli ilçesine 5 kilometre uzaklıkta kurulmuştur.
sivas'ın aşıkları meşhurdur, bu okul da sivaslı bir aşığın, aşık veysel'in usta öğretici olarak görev aldığı, bağlama öğrettiği okullar arasındadır (sabit bir enstitüde değil, her dönem farklı bir okulda ders veriyormuş). birçok deyişini de enstitülerde çalışırken yazılmıştır.
örneğin ben gidersem sazım sen kal dünyada deyişini, hasanoğlan yakınlarında bir araba kazasında (yaralanmamış gerçi ama sazı kırılmış) ölümü düşünürken yazar. sonra memleketine gitmek için izin istediği bir gün de, yeni mektup almış gül yüzlü yardan eserini hasan ali yücel'in de olduğu bir toplantıda okuyarak isteğini dolaylı yoldan iletir...
pamukpınar öğretmen okulu olduktan sonra bünyesinde güreş okulunun de açıldığı okulun sitesinde geçiyor. bir dönem yibo olarak da kullanılan okul bugün anadolu lisesi olarak faaliyet göstermekte...
kaynak: pakize türkoğlu'nun kitabı olan tonguç ve enstitüleri, ayrıca köy enstitülerinde usta öğreticilik (bahattin fırtına).
sivas'ın aşıkları meşhurdur, bu okul da sivaslı bir aşığın, aşık veysel'in usta öğretici olarak görev aldığı, bağlama öğrettiği okullar arasındadır (sabit bir enstitüde değil, her dönem farklı bir okulda ders veriyormuş). birçok deyişini de enstitülerde çalışırken yazılmıştır.
örneğin ben gidersem sazım sen kal dünyada deyişini, hasanoğlan yakınlarında bir araba kazasında (yaralanmamış gerçi ama sazı kırılmış) ölümü düşünürken yazar. sonra memleketine gitmek için izin istediği bir gün de, yeni mektup almış gül yüzlü yardan eserini hasan ali yücel'in de olduğu bir toplantıda okuyarak isteğini dolaylı yoldan iletir...
pamukpınar öğretmen okulu olduktan sonra bünyesinde güreş okulunun de açıldığı okulun sitesinde geçiyor. bir dönem yibo olarak da kullanılan okul bugün anadolu lisesi olarak faaliyet göstermekte...
kaynak: pakize türkoğlu'nun kitabı olan tonguç ve enstitüleri, ayrıca köy enstitülerinde usta öğreticilik (bahattin fırtına).
devamını gör...
rimbaud
çok uzun uzadıya yazıp da fazla yer işgal etmeme gerek yok dostum. yazdıklarının içinde gerçekten huzur buluyorum, takip etmekten ve okumaktan çok keyif alıyorum. çok güzel yazanlardansın sen de dostum. çok teşekkürler.
devamını gör...
attila ilhan
türk edebiyatının, aşkı en iyi anlatan ve aşkın çelişkilerle bezeli yönünü en iyi aktaran şairlerinden bir tanesidir. bana göre atilla ilhan bu konuda en iyisidir. aşka çoğu duygu içkindir, özlem, kıskançlık, öfke ve zaman zaman nefret. onun için gerçekten aşık olan biri, stabil bir ruh halinde olamaz ve bütünlüklü bir benliği karşısındaki insana yansıtamaz. bir gün onunla tekrar bir araya gelebilmek için her şeyini vermeye razıyken, bir diğer gün ise kendisini “kötü, karanlık, çirkin” biri olarak tanıtabilir. genellikle aşk ve delilik arasında kurulan ilişki de böyle bir durumdan neşet etmektedir ve aşık insanın ruh dalgalanmalarına işaret etmektedir. takdir edersiniz ki, kuvvetli bir duygu stabil bir şekilde yaşanamaz, ölçüsüz, ayarsız ve tekinsizdir. tıpkı atilla ilhan şiirlerinde olduğu üzere.
“aysel git başımdan ben sana göre değilim” diye başlayan şiiri, “aysel git başımdan seni seviyorum” diye biter, “vurdun kanıma girdin itirazım var” mısrasıyla başlayan şiiri “vurdun kanıma girdin kabulümsün” itirafıyla sonlanır. atilla ilhanın şiirlerinde hep kendisiyle savaşan bir adam vardır ve kendisini hiçbir zaman ötekinin benliğinde eritmeyen bir insanın portresini sunar bize. ötekiyle arasındaki mesafenin farkında olan ve kendisini o mesafeye konumlandırarak, farklı duygular arasında gidip gelen bir insanın haykırışlarını dinleriz. mesafe sadece fiziksel uzaklık demek değildir, mesafe bazen de aşk duygusunun neşet ettiği kaosun alanıdır. kişi kendisini ötekinin benliğinde eritmeye çalışınca, güvenli sular aşk olarak telakki ediliyor. bize güven veren insanla yaşadığımız, riskten ve belirsizlikten uzak ilişkiyi aşk sanıyoruz.
“mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin, onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum.” diyor ya hüznün şairi. yani âşık olmak bazen o kalbi kazanmayı değil, yıkmayı da içerir. insan çelişik duyguların altında ezilirken kendine bir çıkış ararken o kalbi de parçalayabilir. ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu bilen biri, o kişinin salt varlığını sever, o kişinin şahsında kendisini değil. bir insanın tinsel derinliği de çelişik duygularından anlaşılmaz mı zaten? tinsel derinlik farklı uçlarda salınmayı içerimlemez mi? hem öfkeyi hem pişmanlığı hem özlemi hem aşkı aynı anda hissetmek demek değil midir ruhsal derinlik. tinsel bir derinlik olmadan, gerçek bir aşk yaşanabilir mi?
modern insanın en büyük yanılgısı, aşkı tekinsizlikten, belirsizlikten, çelişkilerden azade kılmaya ve salt hoşnutluğa indirgemeye çalışmasıdır. belki de modern insanın güvenli suları aşk sanmasına tepki olarak tekrar ve tekrar atilla ilhanı okumak lazım. aşkın sadece iyilik ve sevgi pıtırcıklığı olmadığını, karanlık yönleri de içerimlediğini anlamak için onun şiirlerini okumak lazım. ve belki de ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu idrak edebilmek ve aşkın yanımızda olanın varlığını değil, bizatihi onun varlığını sevmek olduğunu anlamak için hüznün şairini okumak lazım.
“aysel git başımdan ben sana göre değilim” diye başlayan şiiri, “aysel git başımdan seni seviyorum” diye biter, “vurdun kanıma girdin itirazım var” mısrasıyla başlayan şiiri “vurdun kanıma girdin kabulümsün” itirafıyla sonlanır. atilla ilhanın şiirlerinde hep kendisiyle savaşan bir adam vardır ve kendisini hiçbir zaman ötekinin benliğinde eritmeyen bir insanın portresini sunar bize. ötekiyle arasındaki mesafenin farkında olan ve kendisini o mesafeye konumlandırarak, farklı duygular arasında gidip gelen bir insanın haykırışlarını dinleriz. mesafe sadece fiziksel uzaklık demek değildir, mesafe bazen de aşk duygusunun neşet ettiği kaosun alanıdır. kişi kendisini ötekinin benliğinde eritmeye çalışınca, güvenli sular aşk olarak telakki ediliyor. bize güven veren insanla yaşadığımız, riskten ve belirsizlikten uzak ilişkiyi aşk sanıyoruz.
“mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin, onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum.” diyor ya hüznün şairi. yani âşık olmak bazen o kalbi kazanmayı değil, yıkmayı da içerir. insan çelişik duyguların altında ezilirken kendine bir çıkış ararken o kalbi de parçalayabilir. ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu bilen biri, o kişinin salt varlığını sever, o kişinin şahsında kendisini değil. bir insanın tinsel derinliği de çelişik duygularından anlaşılmaz mı zaten? tinsel derinlik farklı uçlarda salınmayı içerimlemez mi? hem öfkeyi hem pişmanlığı hem özlemi hem aşkı aynı anda hissetmek demek değil midir ruhsal derinlik. tinsel bir derinlik olmadan, gerçek bir aşk yaşanabilir mi?
modern insanın en büyük yanılgısı, aşkı tekinsizlikten, belirsizlikten, çelişkilerden azade kılmaya ve salt hoşnutluğa indirgemeye çalışmasıdır. belki de modern insanın güvenli suları aşk sanmasına tepki olarak tekrar ve tekrar atilla ilhanı okumak lazım. aşkın sadece iyilik ve sevgi pıtırcıklığı olmadığını, karanlık yönleri de içerimlediğini anlamak için onun şiirlerini okumak lazım. ve belki de ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu idrak edebilmek ve aşkın yanımızda olanın varlığını değil, bizatihi onun varlığını sevmek olduğunu anlamak için hüznün şairini okumak lazım.
devamını gör...
at bordagalları
''the lord of the portakals'' filminin alameti farikası olan replik.
o sahne yok mu o sahne. neyse filmi izleyin. ipucu vermeyeyim.
***yedinci dem uktesidir.
o sahne yok mu o sahne. neyse filmi izleyin. ipucu vermeyeyim.
***yedinci dem uktesidir.
devamını gör...
benim burada ne işim var hissi
gitmek için hevesli olunmayan, mecburen gitmek zorunda kalınan ortamlarda yaşanan his.
devamını gör...
hayatınızdaki insanlar için yaptığınız en büyük fedakarlık
hayatta kaybedecek bir şeyi kalmamış biri olarak, yetişebildiğim her insana iyilik yapmaya çalışıyorum. bundan dolayı da çok mutluyum. kim ne derse desin. herkes birbirini dışından görüyor sonuçta, içini allah bilir.
devamını gör...
yazarların matematikle arası
harika... 6 yı çevirince 9 olduğunu bile biliyorum
devamını gör...
21 mart 2021 ömer faruk gergerlioğlu'nun gözaltına alınması
ona bu zulmü reva görenler bir gün bedelini öder muhakkak. başka da söyleyecek bir şey bulamıyorum.
link
edit 1 : bu başlığa gelip paketlenmiştir yazan arkadaşlar bir haksızlığa uğrasa ömer faruk gergerlioğlu gelir onların da hakkını savunur. o karakterde bir insandır.
edit 2: ömer faruk gergerlioğlu ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış. umarım bir daha böyle bir mumaleye maruz kalmaz.
link
link
edit 1 : bu başlığa gelip paketlenmiştir yazan arkadaşlar bir haksızlığa uğrasa ömer faruk gergerlioğlu gelir onların da hakkını savunur. o karakterde bir insandır.
edit 2: ömer faruk gergerlioğlu ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış. umarım bir daha böyle bir mumaleye maruz kalmaz.
link
devamını gör...
güçlü kadın
güçlü bir kariyere sahip ve toplumda sözü dinlenen gibi tanımlardan ziyade kendi imkanları-imkansızlıkları içinde benliğini koruyarak yaşamayı bilen kadındır. cinsiyetle sınırlandırmaya da gerek yok her insanın olması gerektiği gibi.
devamını gör...
17 şubat 2021 uludağ'da intihar eden doktor
kendi canından vazgeçmiş adamın arkasından bu yaptığı bencillik diyen var. tam da bu olabilir intiharların sebepleri. bitmek tükenmek bilmez bencillikler, yüklenen sorumluluklar, omuzlardaki baskı. kimse kimseye derdini sormuyor, anlamıyor, kendini onun yerine koymuyor. tek düşünülen ben ben ben. adam nasıl bir bunalıma düşmüş, umudu kalmamış, kendini bile düşünemez olmuş; hasta tedavi etmem lazım diyip seni mi düşünecek? şaka mısınız siz!
ülkedeki sorunlar, stres, mutsuzluk, umutsuzluk o kadar çok ki; fırından ekmek almak kadar normal bir şeye dönüştü intihar haberleri. gencecik bir insan daha ayrılmış aramızdan, çok üzücü. tini şad olsun.
ülkedeki sorunlar, stres, mutsuzluk, umutsuzluk o kadar çok ki; fırından ekmek almak kadar normal bir şeye dönüştü intihar haberleri. gencecik bir insan daha ayrılmış aramızdan, çok üzücü. tini şad olsun.
devamını gör...
pablo neruda
en büyük ödülüm bir gerillanın sırt çantasında bulunması olacaktır şiirimin. demiştir.
devamını gör...
bazı kadınların yemek yapmayı hizmetçilik olarak görmesi
"mesela bir kız çocuğu evcilik oynarken çay koymaktan hoşlanır, çünkü feminizmden haberi yoktur." küçük bir kız çocuğu iken evcilik oyununu tabii ki her çocuk gibi oynadım ama yemek yapmak, çay koymak gibi bir eğlencem olmadı. oyunun içinde dahi yoktu. o halde ben "sağlıklı" bir kız çocuğu değil miydim acaba?
arkadaşlar kendi yemeğini yapmak, kaldığı yeri temizlemek, kendini veya üzerindeki giysileri yıkamak temel ödevlerdir. bunları yapmamak/ yapamamak muhtaç olduğunuz anlamına gelir.
ama görüyoruz ki ne fiziki ne de zihinsel bir engeliniz var. o halde muhtaç olmak için de ortada görünen bir neden yok.
toparlarsak şayet sen muhtaç değilsin, aklın ve bedenin kendi işini görmek için yeterli düzeyde ama yaşamak için kendi görevlerini yerine getirmeyip hayatı birlikte omuzlamak için beraber olduğun kişinin üzerine yıkıyorsan evet o kişiyi hizmetçin haline getirdiğin anlamına gelir.
21.yyda yaşıyoruz. istediğim zaman herhangi bir ülkenin herhangi bir sokağını dikdörtgen bir ekrandan izleyebiliyorum. bu teknolojiyle ve bu şartlarda yaşıyoruz. kendinize gelin artık. hala bunları konuşmak, tartışmak zihniyet olarak ne kadar geri kaldığımızın göstergesi.
kaldırın kıçınızı da iki soğan doğramayı öğrenin. ölmezsiniz korkmayın. en fazla yanağınıza bir öpücük alırsınız "çok güzel olmuş eline sağlık hayatım." diye.
arkadaşlar kendi yemeğini yapmak, kaldığı yeri temizlemek, kendini veya üzerindeki giysileri yıkamak temel ödevlerdir. bunları yapmamak/ yapamamak muhtaç olduğunuz anlamına gelir.
ama görüyoruz ki ne fiziki ne de zihinsel bir engeliniz var. o halde muhtaç olmak için de ortada görünen bir neden yok.
toparlarsak şayet sen muhtaç değilsin, aklın ve bedenin kendi işini görmek için yeterli düzeyde ama yaşamak için kendi görevlerini yerine getirmeyip hayatı birlikte omuzlamak için beraber olduğun kişinin üzerine yıkıyorsan evet o kişiyi hizmetçin haline getirdiğin anlamına gelir.
21.yyda yaşıyoruz. istediğim zaman herhangi bir ülkenin herhangi bir sokağını dikdörtgen bir ekrandan izleyebiliyorum. bu teknolojiyle ve bu şartlarda yaşıyoruz. kendinize gelin artık. hala bunları konuşmak, tartışmak zihniyet olarak ne kadar geri kaldığımızın göstergesi.
kaldırın kıçınızı da iki soğan doğramayı öğrenin. ölmezsiniz korkmayın. en fazla yanağınıza bir öpücük alırsınız "çok güzel olmuş eline sağlık hayatım." diye.
devamını gör...
ekmeğin tüylü tarafı
bunca senedir yediğim her ekmeğin tüyü varmış da bir anda hepsi birden boğazıma hücum edip oraya yapışmış gibi bir his yarattı başlık bende. yutkunamıyorum şu an.
devamını gör...
ben aptal mıyım
sözleri nil karaibrahimgil'e müziği ozan çolakoğlu'na ait bir şarkı. şarkının klibindeki çizimlerin nil karaibrahimgil'e ait olduğu söyleniyor. şarkının ben aptal mıyım kısmına gelince insan bir kendini sorgulamıyor değil. (bkz: ben manyak mıyım) *
dinlerken insana kendini suçlu hissettiriyor. sözlerinin bir kısmını şöyle bırakayım.
yemem ben artık bunları
ters yüz ettim hayatımı
yemem ben artık bunları
ters yüz ettim hayatımı
dedim yak lambalarını
oyna sen de zarlarını
bırak başkalarını
ben aptal mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
aşkın şudur sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
aşkın şu sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
ben miyim hapse tıktığım?
neden suçlu kılıklıyım?
söyle gardiyanım
çok yatar mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
niye sordum soruları?
biliyordum cevapları
niye sordum soruları?
biliyordum cevapları
gel her gün aynı şeyi yap
git her gün aynı yola sap
sonra gelince hesap
ben manyak mıyım?
unuttum mu ben kendimi?
kuruttum mu günlerimi?
biriktirdim dünleri
ben aptal mıyım?
aşkın şudur sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
aşkın şu sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
ben miyim hapse tıktığım?
neden suçlu kılıklıyım?
söyle gardiyanım
çok yatar mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
ben miyim hapse tıktığım?
neden suçlu kılıklıyım?
söyle gardiyanım
çok yatar mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
nil karaibrahimgil-ben aptal mıyım?
dinlerken insana kendini suçlu hissettiriyor. sözlerinin bir kısmını şöyle bırakayım.
yemem ben artık bunları
ters yüz ettim hayatımı
yemem ben artık bunları
ters yüz ettim hayatımı
dedim yak lambalarını
oyna sen de zarlarını
bırak başkalarını
ben aptal mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
aşkın şudur sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
aşkın şu sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
ben miyim hapse tıktığım?
neden suçlu kılıklıyım?
söyle gardiyanım
çok yatar mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
niye sordum soruları?
biliyordum cevapları
niye sordum soruları?
biliyordum cevapları
gel her gün aynı şeyi yap
git her gün aynı yola sap
sonra gelince hesap
ben manyak mıyım?
unuttum mu ben kendimi?
kuruttum mu günlerimi?
biriktirdim dünleri
ben aptal mıyım?
aşkın şudur sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
aşkın şu sözlük anlamı
arıyo'sun sen belanı
ben miyim hapse tıktığım?
neden suçlu kılıklıyım?
söyle gardiyanım
çok yatar mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
ben miyim hapse tıktığım?
neden suçlu kılıklıyım?
söyle gardiyanım
çok yatar mıyım?
işime gelmeyince hep
hayatın kendisi sebep
sen onca fırsatı tep
ben aptal mıyım?
nil karaibrahimgil-ben aptal mıyım?
devamını gör...
psikiyatrik problemlerin insanlara karizmatik gelmesi
erkek: - bir dakikan bir dakikanı tutmuyor, başlarım senin dengesizliklerine. problemin ne senin?
kız- kusura bakma, anlık narsist öfkeyle gelişen şizofrenik travmalar içindeyim.
kız- kusura bakma, anlık narsist öfkeyle gelişen şizofrenik travmalar içindeyim.
devamını gör...
bağlaç olan de
bazı insanlarımızın sanki tırnağını etinden ayırıyormuşcasına ayırmadıkları, ayırmamakta direttikleri bağlaçtır.
lütfen ayırınız.
lütfen ayırınız.
devamını gör...
uyunan en ilginç yer
yazarların uykuya daldığı en ilginç yerlerdir.
üniversitede okuduğum dönem, akşama doğru başlayan bir ders için girdiğim sınıfta uyuya kalmamdı.
oldukça yorgun olduğum bir gündü ve bu yüzden yanlış sınıfa girmiştim ve saat 21 civarı okulun güvenlikleri uyandırmıştı.
üniversitede okuduğum dönem, akşama doğru başlayan bir ders için girdiğim sınıfta uyuya kalmamdı.
oldukça yorgun olduğum bir gündü ve bu yüzden yanlış sınıfa girmiştim ve saat 21 civarı okulun güvenlikleri uyandırmıştı.
devamını gör...
