papağan
kuşlar arasında beyinleri en çok gelişmiş türdür. baş kısımları büyük ve gagaları da alın kemiğine bağlı haldedir. tırnakları da besini tutup taşıyabilmelerini ve ağaç dallarına tutunabilmelerini sağlamaktadır. zaten duydukları insan sesini taklit etmeleri ve rengarenk tüyleri bu kuşun evlerde beslenmesinin başlıca sebebidir. farklı renklerde olsalar da genelde yeşil renklidir. çoğu kuş çeşidi gagalarının yarısını çalıştırabilirken, papağanlar kuşların aksine gagalarının tamamını çalıştırabilir. papağan ancak kafese tıkılıp tutsak hayatı yaşarsa o zaman insan seslerini taklit etmeyi öğrenir. o yüzden dünyada en popüler kuş olmaları da, insan gibi kelimeleri taklit etmesidir. bir papağan türü olan muhabbet kuşu da evlerde kedi ve köpeklerden sonra beslenen gözde evcil hayvanlardan olmuştur. papağanların insan sesini taklit yeteneğini ilk keşfedenler ise, tarihte antik romalılar olmuştur.
papağanların cinsiyetini anlayabilmek yumurtlama dönemi, ötüş şekli ve tüy yapılarına bakarak anlaşılabilir. bu yollar kesin sonuç vermeyebilir. bu durum ancak dna testi ile anlaşılabilir. dna testi, dişi ve erkek kuşların eşey kromozomlarına bakarak en net sonuca ulaşmaktadır.
papağanların cinsiyetini anlayabilmek yumurtlama dönemi, ötüş şekli ve tüy yapılarına bakarak anlaşılabilir. bu yollar kesin sonuç vermeyebilir. bu durum ancak dna testi ile anlaşılabilir. dna testi, dişi ve erkek kuşların eşey kromozomlarına bakarak en net sonuca ulaşmaktadır.
devamını gör...
seri katil psikolojisi
suç işlemeye iten bir çok etken var. biyolojik ve çevresel faktörler gibi. yetiştirildikleri çevrede şiddet nasıl algılanıyor mesela bu çok önemli.
çocuklukta yaşanan tramvalar örnek: ted bundy adlı seri katil annesi tarafından reddedilmesi. edmund kemper gibi bazı seri katiller ise anne tarafında işkence'ye maruz bırakılmış.
eğitim düzeyi de suç işlemeyi etkilemiyor. otokontrolü daha çok arttıyor. atalay filiz'in uzun süren çabalar sonucu bulunması bunu gösterdi. ve anti-sosyal kişilik bozukuluğu tanısı konuluyor bir çoğuna. ceza çekseler bile uslanma olmuyor. umursamazlık ve delilik arasında gidip gelen tavırları dikkat çekiyor.
işledikleri suçu haklı görüyorlar!
işlenen suçlarda kurbanların seçiminde savunmasızlık ve arzulunabilinirlik faktörleri ön sırada. arzulabilinirlik için yine ted bundy örneği geliyor buraya işlediği cinayetler de ilk kız arkadaşına benzeyen kadınlardan seçiyor.
richard adlı seri katil ise evlerinin kapılarını kilitlemeyenlerin onu evinde misafir etmek istediklerini öne sürerek işemiş cinayetleri.
enterasan bir bilgi daha, araştırmalar şunu gösteriyor. erkek seri katillerin, yabancıları öldürme olasılığının neredeyse altı kat; kadın seri katillerin ise tanıdıklarını hedef alma olasılığının iki kat daha muhtemel. erkekler suç aleti olarak daha çok silah kullanırken, kadınların çoğunlukla boğarak öldürdüğü tespit edilmiş. gel de yorumla verileri, neyin psikolojisiyse!
öldürmek çoğunda motivasyon olmuş. eksik olan güvensizlik duygusunu tatmin etme ihtiyacını psikolojik hastalıklarıyla birleştirip kabus yaşattırmışlar. empati duygusu sıfır. canavar olmak deniliyor buna. peki bir insan canavar nasıl oluyor? psikolojik bir hastalığın genetik miras ile taşındığını varsaysak bile bazı acıların insanın ruhunu zehirlediğini ve sadist bir karakter yarattığını söyleyebiliriz. seri katil listesine bakınca korkunç yaşanmışlıklarla karşılaşabiliniyor. özellikle çocukluk yıllarında cinsel istismara uğrayanlar (başta bahsettiğim gibi) şiddete maruz kalanların seri katil olup suç işleme eğiliminin fazla olduğu görüyoruz.
çocuklukta yaşanan tramvalar örnek: ted bundy adlı seri katil annesi tarafından reddedilmesi. edmund kemper gibi bazı seri katiller ise anne tarafında işkence'ye maruz bırakılmış.
eğitim düzeyi de suç işlemeyi etkilemiyor. otokontrolü daha çok arttıyor. atalay filiz'in uzun süren çabalar sonucu bulunması bunu gösterdi. ve anti-sosyal kişilik bozukuluğu tanısı konuluyor bir çoğuna. ceza çekseler bile uslanma olmuyor. umursamazlık ve delilik arasında gidip gelen tavırları dikkat çekiyor.
işledikleri suçu haklı görüyorlar!
işlenen suçlarda kurbanların seçiminde savunmasızlık ve arzulunabilinirlik faktörleri ön sırada. arzulabilinirlik için yine ted bundy örneği geliyor buraya işlediği cinayetler de ilk kız arkadaşına benzeyen kadınlardan seçiyor.
richard adlı seri katil ise evlerinin kapılarını kilitlemeyenlerin onu evinde misafir etmek istediklerini öne sürerek işemiş cinayetleri.
enterasan bir bilgi daha, araştırmalar şunu gösteriyor. erkek seri katillerin, yabancıları öldürme olasılığının neredeyse altı kat; kadın seri katillerin ise tanıdıklarını hedef alma olasılığının iki kat daha muhtemel. erkekler suç aleti olarak daha çok silah kullanırken, kadınların çoğunlukla boğarak öldürdüğü tespit edilmiş. gel de yorumla verileri, neyin psikolojisiyse!
öldürmek çoğunda motivasyon olmuş. eksik olan güvensizlik duygusunu tatmin etme ihtiyacını psikolojik hastalıklarıyla birleştirip kabus yaşattırmışlar. empati duygusu sıfır. canavar olmak deniliyor buna. peki bir insan canavar nasıl oluyor? psikolojik bir hastalığın genetik miras ile taşındığını varsaysak bile bazı acıların insanın ruhunu zehirlediğini ve sadist bir karakter yarattığını söyleyebiliriz. seri katil listesine bakınca korkunç yaşanmışlıklarla karşılaşabiliniyor. özellikle çocukluk yıllarında cinsel istismara uğrayanlar (başta bahsettiğim gibi) şiddete maruz kalanların seri katil olup suç işleme eğiliminin fazla olduğu görüyoruz.
devamını gör...
yazılı olmayan ilişki kuralları
saygı bitti mi ilişki de biter.
devamını gör...
kitle psikolojisi
basit bir örnek olarak; büyükçe bir salonda elektrik gittiği anda "höeaaaöaoooo!" şeklinde yaratıksal sesler çıkaranın başlattığı, sonra da o seslerin bütün mekana sirayet etmesiyle süren toplumsal bir olay.
devamını gör...
joker
2019 yapımı todd phillips'in yönettiği, başrol olarak joaquin phoenix'i ve onun mükemmel oyunculuğunu gördüğümüz film.
acı çekerken gülmesini isteyen bir üvey anne tarafından yetiştiriliyor arthur, yani joker. ağlamamakla birlikte normal insanlar için üzücü olabilecek şeyler için bile gülüyor. hiçbir zaman sevgi görmeyen, bir böcek gibi ezilen, haksızlığa uğrayan ve ağlaması yasaklanan birinin intikam alırcasına gülmesine kızabilir misiniz?
izleyiciler kızamıyor. hatta etik olarak joker'in yaptıkları yanlış da olsa onun dışlanmasına şahit olunduğundan bu çabası heyecanla izleniyor, belki empati bile yapılıyor.
acı çekerken gülmesini isteyen bir üvey anne tarafından yetiştiriliyor arthur, yani joker. ağlamamakla birlikte normal insanlar için üzücü olabilecek şeyler için bile gülüyor. hiçbir zaman sevgi görmeyen, bir böcek gibi ezilen, haksızlığa uğrayan ve ağlaması yasaklanan birinin intikam alırcasına gülmesine kızabilir misiniz?
izleyiciler kızamıyor. hatta etik olarak joker'in yaptıkları yanlış da olsa onun dışlanmasına şahit olunduğundan bu çabası heyecanla izleniyor, belki empati bile yapılıyor.
devamını gör...
yoldaş bizi pavyona götür
başlığı görünce gülmekten alamadım kendimi. yoldaş benjamin fraklin’den beklentiler gün geçtikçe artıyor. korkarım ki yakında son model araba, lüx villa isteyenlerde çıkacak. tek başına yoldaş bu işin üstesinden gelemez. elimizi taşın altına koyalım, yoldaş’ımıza destek verelim.
devamını gör...
yazarların gelecek hedefleri
almanca öğrenmek
devamını gör...
türkiye'nin en yakışıklı erkeği
kıvanç tatlıtuğ.
bir erkek olarak söylüyorum bunu; türkiye'de hanımlar biraz "doğulu" kafasıyla kara saçlı kara sakallı adamları beğenir ama tüysüz bir halta benzemez o tipler. kıvanç öyle değil, çok faça adam.
bir erkek olarak söylüyorum bunu; türkiye'de hanımlar biraz "doğulu" kafasıyla kara saçlı kara sakallı adamları beğenir ama tüysüz bir halta benzemez o tipler. kıvanç öyle değil, çok faça adam.
devamını gör...
kaz adımı
nazi askerlerinin geçit töreni esnasında dizlerini kırmadan atmış oldukları adım.
bu adım, bacaklardaki dış kasların işlevsizliğinden kaynaklı yürüme bozukluğu ile de ilgilidir. atlarda bazen görülen tırıs denilen yürüyüşü anımsatır.
bu adım, bacaklardaki dış kasların işlevsizliğinden kaynaklı yürüme bozukluğu ile de ilgilidir. atlarda bazen görülen tırıs denilen yürüyüşü anımsatır.
devamını gör...
ailesinden utanan insan
ne için utandığına göre değişiklik yaratacak bir durumdur. eğer ailesinde tacizci, tecavüzcü, katil varsa bence gayet mümkün olabilir ve bu yüzden utanan kişiyi suçlamakta çok doğru olmaz bence.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın yeni uyananlar, hiç uyumayanlar, yalnızlar, mutsuzlar, kırgınlar..
devamını gör...
bilinmeyen bir kadının mektubu
stefan zweig'in yazdığı, 1922 yılında yayınlanan ve sevmenin ağızdan çıkan birkaç kelimeden çok daha öte olduğunu bize gösteren ince bir kitap.
orijinal adı: brief einer unbekannten
eğer isminden dolayı kitaba ön yargı duyuyorsanız kesinlikle bu yargıyı yıkıp okumaya başlamalısınız. kitap adından da anlaşılacağı üzere bir kadının, kendisini bilmeyen birine yazmış olduğu mektuptan oluşuyor. ismini dahi bilmediğimiz bir kadının acılarına, umutlarına, hayal kırıklıklarına, sevinçlerine ve en masum hayallerine eşlik ediyoruz. zweig şu noktada zor bir işi başarmış bence, bir erkek olarak, karşı cinsiyetin duygu ve düşüncelerini gerçekten empati yaparak yazıya aktarmış. gerçi psikoloji bilgi birikimini bilmeyen yoktur. eserlerinde başarıyla kullanır.
kitap bittiğinde böyle güzel bir hikayeye eşlik ettiğim için büyük bir hüzün duymuştum. tabii sonlara doğru yeşilçam'a da bağlamadı değil fakat hoş bir acı his* bırakıyor okuduktan sonra.
fark ettim de kitabı tekrar okusam belki de basit bir platonik aşk hikayesi olarak görürüm. bu yüzden sanırım asla tekrar okumayacağım, okuduğum ilk zamandaki ilk hislerimi ve düşüncelerimi kaybetmemek için.
kendisine ''iyi olan şey unutulmaz, seni unutmayacağım'' denmesine rağmen hiç tanınmamış ve hiç hatırlanmamış bir kadının mektubuna bir şans vermenizi öneririm.
orijinal adı: brief einer unbekannten
eğer isminden dolayı kitaba ön yargı duyuyorsanız kesinlikle bu yargıyı yıkıp okumaya başlamalısınız. kitap adından da anlaşılacağı üzere bir kadının, kendisini bilmeyen birine yazmış olduğu mektuptan oluşuyor. ismini dahi bilmediğimiz bir kadının acılarına, umutlarına, hayal kırıklıklarına, sevinçlerine ve en masum hayallerine eşlik ediyoruz. zweig şu noktada zor bir işi başarmış bence, bir erkek olarak, karşı cinsiyetin duygu ve düşüncelerini gerçekten empati yaparak yazıya aktarmış. gerçi psikoloji bilgi birikimini bilmeyen yoktur. eserlerinde başarıyla kullanır.
kitap bittiğinde böyle güzel bir hikayeye eşlik ettiğim için büyük bir hüzün duymuştum. tabii sonlara doğru yeşilçam'a da bağlamadı değil fakat hoş bir acı his* bırakıyor okuduktan sonra.
fark ettim de kitabı tekrar okusam belki de basit bir platonik aşk hikayesi olarak görürüm. bu yüzden sanırım asla tekrar okumayacağım, okuduğum ilk zamandaki ilk hislerimi ve düşüncelerimi kaybetmemek için.
kendisine ''iyi olan şey unutulmaz, seni unutmayacağım'' denmesine rağmen hiç tanınmamış ve hiç hatırlanmamış bir kadının mektubuna bir şans vermenizi öneririm.
devamını gör...
defalarca pişman olunup yine de yapılan hareketler
yaşayan insan ırkının %10'u için (bkz: sigara)
devamını gör...
xapan
sözlüğün kaliteli yazarlarından. zaten kendisini uzun zamandır takip ediyordum. profilinde gezerken üstüme nahiflik çöktü resmen. bir süredir yoktu. hoş geldin xapan. existenz'i not aldım, izleyeceğim.
devamını gör...
karanlık
"aydınlığı fark edemiyorsak karanlık nedir ki?" diye sordu adam, önünde nesiller boyu sürecek bir insan karanlığı vardı, onlara ve onlarla konuşuyordu. "uzaklara gideceksiniz bugün, razı olmamak üzere" diye ilave etti sesini daha da yükseltip. "razı gelmediğimiz her şey bizi olmamız gereken yere, karanlığa daha da çabuk götürecek" dedi sonra, kalabalıktaki onay mırıltılarının yerini daha yüksek perdeden çıkan sloganlar almaya başlamıştı. onlara göre uğrunda ölecekleri adamın dediği her şey doğruydu, katıksız bir itaat eğitiminden geçmiş karanlık sürü izlerini ardında bırakarak oldukları yerden ayrıldı. rastladıkları diğer tüm insanlarla karanlık uğruna savaşıp yollarına sayıları nerdeyse hiç kalana kadar devam ettikler, öyle bir an geldi ki karanlık uğruna savaşan kocaman ordudan sadece iki kişi kaldı geriye, o ikiden biri diğerine döndü.
"aynıydık, karanlıktık zaten, şimdi aydınlığı ve kendimizi de sonsuza kadar öldürmenin vakti" dedi ve elindeki hançeri önce ordudaşının sonra da kendi kalbine saplayarak dünyada mutlak karanlığı başlattı.
"aynıydık, karanlıktık zaten, şimdi aydınlığı ve kendimizi de sonsuza kadar öldürmenin vakti" dedi ve elindeki hançeri önce ordudaşının sonra da kendi kalbine saplayarak dünyada mutlak karanlığı başlattı.
devamını gör...
anormal sözlük haber ajansı
evet değerli okuryazarlar; gönül ister ki, sizlerle güzel haberler paylaşabilelim. börtü, böcek, kelebek içerikli ruhu dinlendiren haberlerle karşınıza çıkabilelim. ancak ne yazık ki, gündem buna izin vermiyor. kaos sözlüğün iliklerine kadar öyle bir işlemiş ki, bizim habercilik anlayışımızı şişliyor. son günlerde sözlükte yaşananlardan sonra, normal benjamin butonun basın açıklaması gündeme oturdu. neymiş, kendisi tatile çıkıyormuş. inanmayınız efendim! külliyen yalan! muhabirlerimizin yönetimdeki haber kaynaklarından aldığı bilgilere göre, normal benjamin buton, iki gündür cereyan eden hadiseler sonrasında dün akşam itibarıyla bildiğiniz saksıyı kırmış. sözlüğün adının normalleşmesi ile birlikte yoldaşın da normalleşeceğini düşünen tüm yazarlara, ne yazık ki bu kötü haberi vermek durumundayız.
söylendiğine göre; üst üste gelen mesajları ve tazmanya canavarına dönen yazarları gören benjamin, ''yeter beeee!'' diyerek evinden fanilası ve çizgili pijaması ile fırlayarak, oturduğu sitenin bahçesinde erik dalı eşliğinde oynamaya başlamış. ''oh oh normalim, oh oh normaliz.'' şeklinde nidalar attığı söyleniyor. normal benjamin'in bu halini gören komşuları bir süre bekleseler de, yoldaşın durumunun değişmeyeceğini görünce kendisini şikayet etmek zorunda kalmışlar. polis ekipleri siteye gelmeden evvel, mükellef göbekli sarı pavlov yoldaşın yanına intikal etmiş ve onu arabasına attığı gibi kendi evine götürmek zorunda kalmış. burada yaptıkları durum değerlendirmesi sonucunda, yoldaşın sinirlerinin çok yıprandığına ve artık bu mevzuların butona fazla geldiğine karar vermişler. hal böylece olunca da, yoldaşı girdiği haleti ruhiye 'den çıkarmak amacıyla ''manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesi''ne yatırmaya karar vermişler. peki neden bakırköy değil de manisa? yoldaş tebdili mekanda ferahlık vardır diyerek, istanbul'dan uzaklaşmak istediğini dile getirmiş. orada izinin daha zor bulunacağını düşünmüş. dün tatile çıkıyorum basın açıklamasını yaptıktan sonra da, manisa'ya doğru yola koyulmuşlar. sanırım şu saatlerde 3. koğuştaki, koğuş arkadaşları ile tanışıyor olmalı. aynı zamanda misyonunu tamamladığını düşünerek dağılan, hunidaşlar kulübü üyelerinden bazılarının da yoldaş'a bu yolculuğunda refakat ettiği ve ilk kez böyle bir ortamda bulunacak yoldaşa moral destek vermeye çalıştıkları da sızan haberler arasında.
normal benjamin kendi çıkış butonunu bile bulamadan rüzgar gibi manisa'ya ışınlanmış anlayacağınız. herkesin butonu elbette kendine ama benjamin'in butonu sözlüğe her daim lazım oluyordu. inşallah butonu bozmamıştır. arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre hunisini turuncu renkte seçmiş. döndüğünde mesajlarının altında ''turuncu hunili benjamin'' ifadesini okuduğunuzda şaşırmayasınız diye bu bilgiyi şimdiden sizlerle paylaşmak istedik. evet değerli okuryazarlar bu sözlük alemi nice koçyiğitleri yere serdi. umarız benjamin bir an önce hunisini takıp sağlıklı bir şekilde aramıza döner.
kendisine acil şifalar diliyoruz.
açık mert korkusuz anormal sözlük haber ajansı özel ve gizli haber dosyasını okudunuz.
sürç-i lisan ettiysek af ola!
söylendiğine göre; üst üste gelen mesajları ve tazmanya canavarına dönen yazarları gören benjamin, ''yeter beeee!'' diyerek evinden fanilası ve çizgili pijaması ile fırlayarak, oturduğu sitenin bahçesinde erik dalı eşliğinde oynamaya başlamış. ''oh oh normalim, oh oh normaliz.'' şeklinde nidalar attığı söyleniyor. normal benjamin'in bu halini gören komşuları bir süre bekleseler de, yoldaşın durumunun değişmeyeceğini görünce kendisini şikayet etmek zorunda kalmışlar. polis ekipleri siteye gelmeden evvel, mükellef göbekli sarı pavlov yoldaşın yanına intikal etmiş ve onu arabasına attığı gibi kendi evine götürmek zorunda kalmış. burada yaptıkları durum değerlendirmesi sonucunda, yoldaşın sinirlerinin çok yıprandığına ve artık bu mevzuların butona fazla geldiğine karar vermişler. hal böylece olunca da, yoldaşı girdiği haleti ruhiye 'den çıkarmak amacıyla ''manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesi''ne yatırmaya karar vermişler. peki neden bakırköy değil de manisa? yoldaş tebdili mekanda ferahlık vardır diyerek, istanbul'dan uzaklaşmak istediğini dile getirmiş. orada izinin daha zor bulunacağını düşünmüş. dün tatile çıkıyorum basın açıklamasını yaptıktan sonra da, manisa'ya doğru yola koyulmuşlar. sanırım şu saatlerde 3. koğuştaki, koğuş arkadaşları ile tanışıyor olmalı. aynı zamanda misyonunu tamamladığını düşünerek dağılan, hunidaşlar kulübü üyelerinden bazılarının da yoldaş'a bu yolculuğunda refakat ettiği ve ilk kez böyle bir ortamda bulunacak yoldaşa moral destek vermeye çalıştıkları da sızan haberler arasında.
normal benjamin kendi çıkış butonunu bile bulamadan rüzgar gibi manisa'ya ışınlanmış anlayacağınız. herkesin butonu elbette kendine ama benjamin'in butonu sözlüğe her daim lazım oluyordu. inşallah butonu bozmamıştır. arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre hunisini turuncu renkte seçmiş. döndüğünde mesajlarının altında ''turuncu hunili benjamin'' ifadesini okuduğunuzda şaşırmayasınız diye bu bilgiyi şimdiden sizlerle paylaşmak istedik. evet değerli okuryazarlar bu sözlük alemi nice koçyiğitleri yere serdi. umarız benjamin bir an önce hunisini takıp sağlıklı bir şekilde aramıza döner.
kendisine acil şifalar diliyoruz.
açık mert korkusuz anormal sözlük haber ajansı özel ve gizli haber dosyasını okudunuz.
sürç-i lisan ettiysek af ola!
devamını gör...
kısa şiirler
"yüzüm kime dönük olursa olsun,
yüreğim hep sana dönük olacak.
ben senden başkasına kapı nasıl açılır bilmiyorum."
(bkz: cemal süreya)
yüreğim hep sana dönük olacak.
ben senden başkasına kapı nasıl açılır bilmiyorum."
(bkz: cemal süreya)
devamını gör...
günaydın sözlük
ya buraya birisi de yogaya yönelik bir içerik koymamış. kınıyorum hepinizi. güne yoga ile başlayan hiç mi yazar yok?*
vallahi buraya günaydın yazıp millete pozitif bir enerji vermektense yoga içeren bir tanım girin daha çok faydanız olur. her şeyi de ben mi söyleyeceğim?
vallahi buraya günaydın yazıp millete pozitif bir enerji vermektense yoga içeren bir tanım girin daha çok faydanız olur. her şeyi de ben mi söyleyeceğim?
devamını gör...


