ben çünkü oraya ait değilim .
devamını gör...

ben intiharı bir çözüm ya da cesaret belirtisi olarak görmüyorum asıl cesaret bütün problemlerin karşısına geçip yaşamaktır. ayrica eğer sizi intihara sürükleyen kişi ya da kişilerin bir gram suçluluk duyacağına inanıyorsanız kalkın şimdi öldürün kendinizi ama siz öldüğünüz ile kalırsınız. gerçekten konuyu bilmiyorum ama geçmiş olsun sevgili rimbaud, umarım hayat bir gün seni intiharına pişman edecek kadar güldürür.
devamını gör...

kışın görme şansına sahip olduğum muhteşem güzelliklerimizden biri. kışın yağışın bol olması sebebiyle üzerinde atla gezebileceğiniz kalınlıkta bir buz kütlesi oluşmakta.
bahar aylarında da ayrıca güzel olduğuna dair fotoğraf gördüğüm için pandemi sonrası tekrar gitmek istediğim yerlerdendir.


ek bilgi : hala oralardaysa atlarıyla meşhur tekin amca için ayrıca gidilesi yerdir. beraber göl üzerinde gezerken size eşine olan aşkını şarkılarla dile getirir. * ve neşeli anlatımlarıyla gezintiyi keyfe dönüştürür.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

genellikle bilgi veya zeka gerektiren esprilere gülüyorum. hatta bazen yapıyorum lakin anlayan çok olmadığı için yapmaktan vazgeçiyorum.
devamını gör...

yani mads mikkelsen hayranları tarafından fazla abartılan bi film..

en hoş yanı toplumsal eleştirinin belgesel soğukluğunda verilmiş olması.. av ve avcılık kavramlarının* toplumsal yapı içinde anlatımı ise zayıf.. hele ki son sahnede verilen mesaj oldukça yüzeysel. ayrıca tüm belirsizliğin kilisede ortadan kalkması, "tanrım yüce isa aşkına kalbimi aç'' kelamıyla beraber elemanın lucas'ın masum olduğunu anlaması ve lucas'a inanan tek kişinin de oğlunun vaftiz babası olması filme dini bi boyut katıyo.

gerçekliğin toplumsal inşasıyla alakalı, daha doğrusu gerçeklik dediğimiz şeyin kollektif bir inşa olduğu mesajı ise gayet hoş ve rahatsız edici. alın size toplum sözleşmesi der gibi godot'cuların suratına fırlatmış senarist. çocuk tacizi seçilmiş olması da gayet hoş bi detay çünkü bütün aydınlanmacılara en direkt ve radikal olarak şu mesajı veriyo : aydınlanma toplumları bağlı oldukları sözleşmelerle gerçekliğe sahip olma illüzyonuna terk edilmiş ve bu illüzyonda kendini avcı zannetsen de aslında avsın*. lucas'ın inşa edilmiş gerçekliği hem beraber yaşadığı ona inanmayan dostları hem de çocuk taciziyle itham edilmiş olması. her iki durumda da illüzyonun içinde ve aslında hep o iki durumun içinde yaşıyo. bu anlatım ve yansıtılan soğukluk fevkalade.
devamını gör...

bu test bile diyor ki bana; "kendinle ilgilen!"


--- alıntı ---

savunucu kişilik tipi çok ender görülmekte olup, nüfusun yüzde birinden azını oluşturur, ama yine de dünya üzerinde izlerini bırakırlar. doğuştan gelen bir idealizm ve ahlak hisleri vardır, ancak onları diğer idealist kişilik tiplerinden ayrı kılan kararlılıkları ve azimleridir; savunucular boş oturan hayalperestler değil, hedeflerini gerçekleştirmek ve kalıcı bir olumlu etki bırakmak için somut adımlar atabilen kişilerdir.

savunucular için dünya adaletsizlik dolu bir yerdir; ama böyle olmak zorunda değildir. başka hiçbir kişilik tipi, ne kadar büyük veya küçük olursa olsun bir yanlışı düzeltmek için hareket yaratmaya bu derece uygun değildir. savunucular sadece dünyayla ilgilenmekle meşgulken, kendilerine de dikkat etmeleri gerektiğini unutmamalıdır.

--- alıntı ---
devamını gör...

kadını da darladınız yeter ya.
devamını gör...

içinde bulunduğum durum, açıkcası pişman veya sıkıntılı da değilim bu halden...
nedenini bilmiyorum ama hiç bir zaman kendimi bir yere, bir şeye, bir kişiye ait hissetmedim...
dayatıldığı durumlarda da arkama bile bakmadan uzaklaştım o durumdan veya ortamdan.
devamını gör...

günümüz şartlarında dezenfektan ikramı olarak evrilmiş gelenektir.
devamını gör...

konuşarak anlaşabilmek, fikirleri saygı çerçevesinde tartışabilmek.
devamını gör...

saint-germain kelimesini söylemeyi, teleffuz etmeyi çok seviyorum. sen jermen demesi çok hoşuma gidiyor anlamsızca.
devamını gör...

geçenlerde çok saygı duyduğum biri, arkamdan hoş konuşmamış.
gücendim, onu allah'a havale ettim.
ona bir şey sormadım.
onun tanıdığı kimseye bir şey sormadım.
bundan sonra, onla arama mesafe koyarım.
ne sorarsa, ne de sormazsa sebebini söylemem.
bu da benim tarzım.
kurcalamadan soğurum, buz gibi olurum.
onuda, soğuduğum diğerlerinin yanına yollarım.
sonra hepsini de unuturum, niye soğuduğunu da unuturum.
bakarım önüme.
ağızdan çıkan kötü bir lafın, açıklamasını duymaya, hakkında dedikodu yapmaya gerek var mı?
devamını gör...

insanoğlu yaradılış gereği acı hissiyatına tepki vermeye programlanmıştır.
çok basittir denklemdir aslında, eğer bir şey acı veriyor ise, ondan uzak dur.
misal, eğer ateş elini yakıyor ise, bir daha dokunma veya yediğin bitki mideni ağrıttı ise bir daha onu yeme.
acı aslında vücudun bir koruma mekanizması olarak da düşünülebilir.
bir yerimizde sıkıntı çıktığında o bölge beyine sinyal yollar ve bu sinyalin karşılığı acı hissidir.
tabi bu her zaman fiziksel olmak zorunda değil, psikolojik ve duygusal kaynaklı çok ağır acılar da vardır.
can da öyle tatlıdır ki, insanlar acıdan korkmaya başlar zamanla.
fakat günümüz modern yaşam şeklinin getirdiği konfor insanları doğal yaşam alanlarından, doğanın içinden alıp betona hapis etmiştir. bunun yüzünden insanın fiziksel ve psikolojik gelişimi de değişime uğramıştır. şehir insanı yemeğini kazanmak için avlamak zorunda olmadığından veya göçebe bir hayat süremediği için ister istemez acının ne olduğunu unutmuştur aslında.
bu sebepten de, artık en ufak bir acı ihtimali bile strese sokar olmuştur onu. artık korkutuğu şey acının kendisi değil, acı yaşama fikridir. tabi burada bahsettiğim, nüfusun çoğunluğunu oluşturan şehir insanları.

bunların yanı sıra yine yaradılıştan gelen adapte olabilme/alışabilme güdüsü vardır insanoğlunun. bu da bizi evrim sürecinde ayakta tutan ve besin zincirinin en üstüne kadar çıkmamızı garantileyen bir hayatta kalma fonksiyonudur.

eğer birey yoğun ve sürekli olarak acı yaşıyor ise, adapte olma fonksiyonu zaman içerisine, yine hayatta kalma güdüsünden ötürü gelen acı fonksiyonunu baypas eder.
yani kişi elini ateşe götürdüğünde, bunun vücuda hasar verdiğini iletmek için uyarı veren, acı sinyalleri gönderen ve bunu koruma amaçlı yapan sistemin gönderdiği sinyali etkisizleştirir.
bunun nedeni ise aslında kişinin elini ateşe sokmaktan başka bir çaresinin olmadığını, adapte olma fonksiyonun algılaması fakat acı/uyarı fonksiyonunun algılayamamasıdır. kişinin akli sağlını korumak için, adapte olma fonksiyonunun, yine koruma amacı güden ama korumaktan çok zarar verdiğinin farkına varmayan acı/uyarı fonksiyonunu etkisiz hale getirmesi acıya alıştıran şeydir aslında.

bu yüzdendir ki zor günler geçiren,zor dönemler atlatmış, kayıplar vermiş insanlar, eğer hala ayaktalar ise kolay kolay yıkılmaz, etkilenmezler körpe acılardan.

üzerine kurulmuş felsefi bir okul da vardır bu düşüncenin stoa isminde.

şöyle güzel bir de sözleri vardır bu stoacıların;

"hayatın tamamı göz yaşları için ağlarken, kısımlarına ağlamak niye."
lucius annaeus seneca
devamını gör...

geçmiş yıllarda bir kondom firması, türkiye piyasasına girmeden erkeklerin penis boyutlarıyla ilgili anket yaptırır. ve çıkan sonuçlara göre en büyük boy kondomları piyasaya sürer. kısa süre içinde de iflas eder.
yine ortadoğu erkeğinin erken boşalma konusundaki ünü meşhurdur. bunun için medeni bir insan gibi doktora gidip terapi almaz. gerizekalı şekilde ski uyuşturan ürünler kullanır. hatta penisine dişinol sürmeyi düşünen andavallar bile tanıyorum.
yine bu bağlamda, cinsel olarak tatmin edemediği kadını fahişe ilan etme eşiği cok düşüktür.
zaten iğrenç ağzımızda, herkesin anası, bacısı, karısı "fahişe" değil mi? iki yetersiz cümlemizden birisi, kadını cinsel olarak cezalandırmak değil mi?

bakire kız arama saplantısını kadın sünneti meselesinden ayrı düşünemeyiz. o iğrenç yöntemleri burada şimdi yazmayı midem elvermiyor. lakin araştırmanızı öneririm.
özü itibariyle, kız çocuğu yetişkin olduğunda seksten zevk alamasın diye yapılan ilkel bir cerrahi işlemdir.
bakire kız takıntısı da biraz buna benzer. cinsel olarak yetersizliğinin farkında olan ortadoğu erkeği, gözü açılmamış kadın ister. iğrenç bir komplekstir bu.

ortadoğu kadınına çocukluğundan itibaren, cinsellikten zevk aldığını erkeğine göstermemesi yolunda gizli mesajlar verilir. zira seksten zevk alanlar sadece orospulardır.
lakin sağlıklı cinselliğiyle barışmış kadın yaşamda bütün kirli erkekliği yenmiş ve gerçek güce ulaşmış kadındır.
biz erkekler olarak biraz fazla korkağız. nedeni çok derinlerde vahşi kompleksler nedeniyle bu kadından korkuyoruz.
ve ömrümüz, aldığımız milyonlarca nefesle birlikte lumpenlikler bataklığında, bir gram toplumsal gelişmeden uzak kahrolup gidiyor.

not: zaten hayatımız devlet sansürüyle az batırılmış gibi bir de sözlükte sansür mantıksızlığı...
devamını gör...

"... ruhumda kopan fırtınaları
canlandırabilir misin hayalinde
yaşayabilir misin aynı acı ve üzüntülerimi
delice düşlerimi sorgulayabilir
misin içinde.
boşuna anlıyorum deme bana
içiçe yaşadığım bunca seneye rağmen
kendimi ben bile anlayamadım daha."
yaşar kemal
türk edebiyatı denilince ilk aklıma gelen isimlerden olan , eserleriyle ölümsüzleşmiş, kocaman yüreğiyle zihinlerde ve kalplerde yer kaplamış usta yazarı saygıyla anıyorum.
devamını gör...

en az bir o kadar başka yerlerde tuttukları paralar olmasa bu kadar kolay vazgeçebileceklerini düşünmüyorum.
devamını gör...

ben de yaşar.
devamını gör...

19 yaşında sınava hazırlanan birisi olarak, katıldığım tespittir. sözlüğün şuan ekşi sözlük'ten hiçbir farkı yok. bu konuyu birkaç defa tanımlarımda da bahsettim; karma puan konusunda enlerde olan yazarların girmiş olduğu girdi türleri:
- lise düzeyi başlıkta espri kasmak
- başlığa cevap entry
- aptal aptal duyar kasmak
hal böyle olunca yazma hevesiniz kırılıyor. aktif olarak ekşi'de de hesabım var, burada yazmak için herhangi bir artı yönünü göremiyorum kafa'nın. 100 tanıma ulaştığımda kısa bir mektupvari tanım ile uzaklaşacağım zaten.
devamını gör...

şu an en ihtiyacım olan şeyi bilen moderatör.
#251882
alırız anam.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu ablamızın derdi ne acaba. ilk zamanlar severdim kendisini de sonradan bişiler oldu. ne zaman görsem birileriyle kavga ediyor, milletin nickaltında durduk yere tartışma çıkarıyor falan. accayip agresif biri sanırım. sakin oooğğğlllll.

şimdi azıcık eleştirdim diye bana da özelden küfür etmez umarım inş.

edit: dayı mayı bişiler diyo. abi kim bu dayı?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim