kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

farkındalıktır.
yalnızlığın iyi bir şey olduğu farkındalığı.
devamını gör...

pirinç pilavı yapmak öyle zordur ki amazon ormanlarında bir kelebek kanat çırpsa pilavınız tutmaz. her seferinde farklı sonuç veren nadir yemeklerden biridir.
devamını gör...

dinlendiğine pişman etmeyen, gülmekten yere düşüren fıkralardır.
örnek bir tane hemen aşağıda mevcuttur. (herkesi yarmaya bilir)

bir gün bir hırsızla bir i*ne arkadaş olurlar. beraber yemeğe giderler.
hırsız i*neye "bana i*neliği öğretir misin?" der.
i*ne "sen bana hırsızlığı öğretirsen ben de sana i*neliği öğretirim." der
hırsız hızlı bir hamleyle yan masadaki adamın cüzdanını çalar.
"şimdi sen bana i*neliği öğret" der.
i*ne de "tamam o zaman" der ve yandaki adama dönüp
"amca bu adam senin cüzdanını çaldı." der
devamını gör...

ahmakane malca sarf edilen cümleler, o kadar saçma ve boş ki hafif baş ağrısı yapıyor.
ilk olarak domuz eti müptelası olunacak bir ürün değil öyle ki yağından dolayı, ilk olarak kokusu rahatsız eder midenizi bulandırır. iki domuz etinin müslüman olmayan yorelerce çok tüketilmesinin sebebi domuzun her şartlarda üreyebilmesi semizlemesi ve sayılarının çok rahat şekilde artmasıdır. bununla birlikte bakımları muazzam masrafsız ve fiyatları normal et fiyatıyla kıyaslanmayacak kadar ucuzdur.
üçüncüsü etin en kalitelisi seçici davranan hayvanlardan çıkar. yağ ve kas oranı vücutta dengeli dağılan hayvanlardan. bir yerde kuzu sığır ve keçi eti varken ağzının tadını bilen lezzet varoşu olmayan hiç bir insan tutup domuz etini tercih etmez.
son olarak aklı şuuru olmayan bir canlıya düşmanlık edildiğini düşünen beyin fukaraları için bir şeyin tercih edilip edilmemesi müslümanlığı yaşamaya çalışan kişiler için cenab i hakkın emirleri doğrultusundadır. ye deseydi yerdin yeme demiş yemiyoruz. bu kadar. geri kalan fikirlerin düşüncelerin hiç bir ehemmiyeti manasi yoktur.
bunu öven tipler öyle eziktir ki sırf bir kesim yemiyor diye kendini özel hisseder sırf kendini farklı hissetmek için böyle ucuz bir meseleyi övünç kaynağı haline getirir. düşünen bir insanın kıçıyla gülmesi işten bile değil. ama sorsan ineğe tapan hindistanlı, çüke tapan japonu anlatırken gözleri dolar ne mistik der buna.
bilim teknoloji ve kültür de avrupa der gelir domuz edebiyati yapar. toplumda prensipsiz ne idugu belirsiz var oluşu hiç bir şeye dayanmayan tipler vardır ya, dünyada sadece tüketir yer sıçar ve gider işte bunlara en güzel örnek.
devamını gör...

manolya anlamına gelen latince sözcüktür. isim babası fransız botanikçi pierre magnol'dur.
kaynak .
devamını gör...

(bkz: dondurma)

okuyorum ben o destan gibi tanımları merak etmeyin. yazamam ama okurum.
devamını gör...

hegel'in başat kavramlarından geist...

felsefenin muğlak kavramlarından biri. özellikle felsefeye yeni başlayan arkadaşları dumur edecek istliahi kullanımlar vardır. 'zihin, zeka, ruh, hayalet gibi anlamlara gelir bu almanca kelime*.

hegel bu kelimeyi ''yaşamın kaynağı olan ruh'' anlamında kullanır daha çok. tabi onun geist'i, hristiyanlığın 'kutsal ruhu' gibidir. tanrı ve ya tanrısal tecelli kastedilir. bazı tercümanlar 'geist' kavramını olduğu gibi bıraksa da bazıları buna mukabil olarak öztürkçeci bi yaklaşımla ''tin'' karşılığını tercih ederler*. açıkçası tercümenin mahiyeti ortadayken disiplinlerin merkezindeki kavramların olduğu haliyle aktarılmasını daha doğru buluyorum.
devamını gör...

bir gabrielle muccino filmidir.

chris gardner’ın gerçek yaşam öyküsünden hareketle yapılmış olan film will smith’e en iyi erkek oyuncu oscar adaylığını getirmiştir. will smith filmde oğlu jaden smith’le harikalar yaratmakla kalmamış sinemaseverlere müthiş bir karakter de armağan etmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

özetle; filmde başarısız girişimler ve özel hayatındaki başarısızlık yüzünden küçük oğlu ile beş parasız kalan chris’in azmi, cesareti ve karakteri ile ve iyi bir baba olmaktan vaz geçmeme onuru ile başarı basamaklarını tırmanması anlatılıyor.

beni filmde en etkileyen an ise filme ismini veren ve thomas jefferson tarafından amerikan bağımsızlık bildirgesine eklenen sözün yanlış yazılma nedenidir. bağımsızlık bildirgesinde şöyle bir bölüm vardır:


we hold these truths to be self-evident, that all men are created equal, that they are endowed by their creator with certain unalienable rights, that among these are life, liberty and the pursuit of happiness.


bu bölüm filme adını verirken aslında bir yazım yanlışı yapılmıştır. happyness diye yazılan sözcük aslında happiness diye yazılmalıdır. chris bu hatayı belirtirken “ there is no “ y” in happiness, there is “ i” in happiness” der ki biz bu cümleden şunu anlayabiliriz. mutlulukta neden yoktur, bir neden aramaya gerek yoktur. ( y = why ); mutlulukta “ ben” vardır. yani mutluluk insanın içindedir ve insanı kendine bakması mutluluk için yeterlidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

filmi izlerken özellikle chris’in oğluna nasihatlerini ve oğlunun ona anlattığı fıkrayı dikkatle takip edin. ve mutluluğu kovalamayı asla bırakmayın. çünkü bu sizin en doğal hakkınız.
devamını gör...

alman ressam, gravürcü ve teorist. anlatmaya nereden başlasam bilemedim gerçekten.
italyan rönesansını alman stiliyle karıştırmada en başarılı isim olmuştur ki bu da kuzey rönesansının başlamasındaki en büyük etkenlerden biridir.
dürerin zamanında reformdan dolayı kilise resimleri çizmede azalma olmuştu, sanatçılar da bu boşluğu portrelerle doldurmaya başlamıştı. dürerin otoportreleri de uzun yıllar sanatçıların ilham kaynağı olmuştur. aynı zamanda seri otoportre yapan ilk ressamdır.
isminin baş harfleriyle oluşturduğu logonun tarihteki bilinen ilk logo olduğu söylenir. ı. maximillan'ın himayesine girdiğinde de ondan imtiyaz hakkı talep etti, bunun da tarihte bilinen ilk telif hakkı olduğu söylenir.
dürer egzotik nesnelere ve hayvanlara epey düşkündü, meşhur gergedan çizimi bunun örneklerinden biridir. dürer hayatında hiç gergedan görmemişti, çizimi ise bir tasvirden yola çıkarak yaptı. sanat tarihinin en çok kopyalanan hayvan figürü olarak tarihe geçti. yüzyıllar boyunca insanlar gergedan hayvanını dürerin çiziminden görerek tanıdı.
dini resimlerinden ziyade gravür ve suluboya eserleriyle tanınır, zaten kendi de bu yöntemlere kafayı o kadar takmıştı ki bir tavşanın incecik tüylerini bile tek tek gösterebilecek bir teknik düzeye ulaşmıştır.

a rhinoceros (gergedan)

a young hare

self portrait at the age of twenty eight

kanuni sultan süleyman

blaurackenflügel
devamını gör...

yaklaşık 8 yılımı geçirdiğim ve halen sıklıkla olmasa dahi yazdığım, ekseriyetle okuduğum, pek çok şey öğrendiğim ve güzel insanlar tanıdığım internet mecrası.

bir refleks olarak da google’da bir şeyler aratacağım vakit kavramların sonuna eklediğim tamlama.

şuanda bu metni bu sitede yazıyor olmamın da başlıca mimarı. bir akşam klasiği olarak gezinirken “kafa sözlük” başlığına denk gelip birbirinden hiçbir farkı olmayan envai çeşit sözlük varyasyonlarından biri olduğunu düşünmemi sağlayan fakat girip de biraz vakit geçirdiğimde pek de öyle olmadığı kanaatine ulaştığım bu site ile bağlantımı kuran köprü.

elbette ekşi’deki entrylerimi tek tek buraya kopyalayacak değilim ancak bundan sonra gireceğim tanımları bu sözlükte girmeye dair bir istek oluştu içimde. buranın şuanda benim için en güzel yanıysa ergenlik döneminde kaydolurken aklımıza ilk gelen ve sonrasında asla değiştirme hakkına sahip olamadığımız için bir nevi üzerimize yapışan o itici kullanıcı adlarını bir kenara bırakarak yeni bir sayfa açabilmemize sağladığı imkan diyebilirim.
devamını gör...

yükseklikten korkan biri olarak kesinlikle yüksek bir yere çıktığım an. bir de tek başıma bilmediğim bir semtte gezmek..
devamını gör...

devamını gör...

eski işim gereği tüm terör örgütlerinin mensuplarıyla muhatap olmuş biri olarak, bana kalırsa en tehlikeli grup bunlardır. üyelerindeki adanmışlık ve inanmışlık beni dehşete düşürmüştü. devlete karşı oldukları için, sadece devlet memuru olman (polis asker vs olmana gerek yok) sana düşman olmaları için yeterli. 'dava'larında her yolu mübah gören bu teröristler, sana iftira atabilir, yalan söyleyebilir, fırsatını bulursa hiç acıma duymadan öldürebilir. meslek gereği herhangi bir etkileşimde bulunma zorunluluğu varsa çok çok dikkatli olunmalıdır. seni beni geçtim kendi arkadaşlarını, hatta bizzat kendilerini 'yakarak' öldüren üyeleri mevcuttur. tüyler ürperticiler.

2000 yılından bir gazete haberi

haber metni:

adalet bakanı hikmet sami türk, dün sabah saatlerinde çanakkale cezaevi'ndeki isyan sona erdirilmeden önce yaptığı açıklamada, mahkûmların, ‘bir bayan arkadaşlarını yakarak öldürdüklerini’ belirtti ve ‘‘bir çılgınlık yapmalarından korkuyoruz’’ dedi. türk dün şu açıklamaları yaptı: operasyonda ölen tutuklu ve hükümlü sayısının 17'ye yükseldi. çok ciddi bir direnişle karşı karşıyayız. aslında bir saatte bitirilir ama güvenlik güçleri can kaybı olmaması için titiz davranıyor. 17 kişinin ölümü örgütünün kendi kendini imha etme planının sonucudur. örgüt kendisini kanıtlamak, güçlü olduğunu göstermek istemektedir. herhangi bir çılgınlık yapmalarından endişe edilmektedir. bizi böyle düşünmeye sevk eden neden, bir bayan arkadaşlarını yakarak öldürmeleridir. bu da ne kadar acımasız terör örgütleriyle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. gençlerimiz, onların eline düşmüştür. devlet şimdi gençlerimizi kurtarmak istemektedir. bütün tutuklu ve hükümlü yakınlarının ya da insan hakları adına hareket ettiklerini düşünen insanların bu müdahaleye destek vermesi gerekir. sincan'a 259, edirne'ye 146 ve kocaeli'ye 19 olmak üzere f tipi cezaevlerine nakledilenlerin sayısı 524'e yükseldi. bayramdan önce f tipi cezaevlerinde kapalı görüş yapabilecekler. 2 kadın mahkûm kendini yaktı uşak e tipi cezaevi'nde, dhkp-c'li 2 kadın mahkûm kendini yaktı. hastanede tıbbi müdahaleyi reddedip yeniden cezaevine gönderilen kadın mahkûmlardan bazılarının durumu dün kötüleşti. jandarma kadınları hastaneye götürmek için koğuşa girmek isteyince ortalık karıştı. ölüm orucundaki dhkp-c'li berrin bıçkılar ile açlık grevindeki yasemin camcı, kolonyayla saçlarını tutuşturdu. vücutlarının büyük bölümü yanan kadınlar, ege üniversitesi hastanesi'ne götürüldü. vücutlarında yüzde 85 oranında yanık olduğu belirlendi.
devamını gör...

ekşi sözlüğü gereğinden fazla abartmayın. çok da süper bir yer değil. ne kadar din düşmanı varsa orada.
devamını gör...

güzel yürekli, oldukça bilgili hem de çok nezaketli bir insan.kafa sözlükte, iyi ki tanıdım dediğim yazarlardan birisidir.hoşsohbetiyle ve tabi bir de çokyönlülüğüyle sözlüğümüzün vazgeçilmez yazarı ve moderatörüdür kendisi. danıştığım her konuda bilgisi olan, her koşulda yardımcı olan ve oldukça da tevazu sahibi olan yüce gönüllü bir insan.yani tam anlamıyla bir alfadır*kendisi. dil-âgâh bir beyefendi ve tam bir sırdaştır. tüm tatlılığına rağmen kızdırınca tehlikeli olabilir tabi.* o yüzden üzmeyelim kendisini.
şşşş sakın sırrımızı kimseye söyleme :)) tamam mı?
devamını gör...

malum ilaçların kadınların hormonları üzerindeki etkileri düşünüldüğünde, biraz da erkeklerin hormonlarına müdahale edilmiş olur böylece diye düşündüğüm başlıktır.
devamını gör...

en sevdiğim tablo, evimde ve ofisimde* bulunmakta. analizinin zamanında şöyle yapıldığını gördüm.
''terbiyeci batıya yüzünü çevirmişken; yaşlı ve inatçı kablumbağalar* doğuya dönük şekilde duruyor. osman hamdi bey'in zamanında ne kadar çabalasa da bazı şeyleri değiştiremediğinin pasif agresif dışavurumu''
devamını gör...

“sanırım ben dahil, bu başlığa yazan tüm yazarlar kanserden öleceğiz.”

-ozgur1ey

not: bu kadar abartmayın. aşk acısından ölen yok.
devamını gör...

kafa dijital dergide ki röportajım sayesinde tanıştığım, mesafeli, saygılı, iş yükümlülüklerini yerine getirmek için üstün çaba sarfeden, kafa iznine çıkmasıylada üzmüş kıymetli eski modumuz. giden gidene ne oluyor? yapmayın böyle ama...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim