her kafadan bir tanım
bayıldım.
ilk işim olacak.
sesimden daha çok özgüvenim iyidir elhamdülillah.
ilk işim olacak.
sesimden daha çok özgüvenim iyidir elhamdülillah.
devamını gör...
normal sözlük’ün giderek ekşi sözlük’e dönüşmesi
daha önce 50 kere konuşulan mevzu. arkadaşlar böyle düşünen herkes taşın altına elini koysa olmayacak olandır. herkes tanım yazmaya üşeniyor, başlık açmaya üşeniyor, beğenmeye üşeniyor! köy meydanı da troll ve eli şeyinde gezen bireylere kalıyor. uğraşmadan çözülemeyecek sorunsal.
devamını gör...
hobaaa3434
çok tanımıyorum ama mahlasından dolayı ne kadar samimi olduğu aşikâr.
devamını gör...
kafa sözlük renk modu güncellemesi
beğendiğim güncellemedir.
gri olanı kullanıyorum çok hoş olmuş.
ne beyaz ne siyah tam ayarında.
hem gece hem gündüz yaşayanlar için yapılmış gibi.
elinize sağlık.
ayrıca karma puan istemeden bu hizmeti verdiğiniz için teşekkürler.
aklıma grinin elli tonu esprisi geldi ama yapmayacağım.
gri olanı kullanıyorum çok hoş olmuş.
ne beyaz ne siyah tam ayarında.
hem gece hem gündüz yaşayanlar için yapılmış gibi.
elinize sağlık.
ayrıca karma puan istemeden bu hizmeti verdiğiniz için teşekkürler.
aklıma grinin elli tonu esprisi geldi ama yapmayacağım.
devamını gör...
normal sözlük kapansa olacaklar
yahu anamız babamız ölüyor da rutine bağlıyoruz bir süre sonra bura ne ki. iki güzel anarız arada o kadar.
devamını gör...
sarılmak
2. yastığa yüklenen görev.
birinci baş için, diğeri sarılmak için.
birinci baş için, diğeri sarılmak için.
devamını gör...
konu neydi radyo yayını
merhaba kafa sözlük,
adil ve hasan bu akşam sizlere sözlük radyosu üzerinden süpriz bir konuğu ile seslenecek.
konuların mehmet ali erbil’e saygılarımızı sunarak çarkıfelek çarkını çevirircesine sürekli değiştiği ancak asla ve asla sesli harf kullanılarak tahminlerin yapılmadığı bir program sizleri bekliyor.
siz değerli sözlük yazarlarını ve bizleri dinlemek isteyen herkesi saat 21:00’da sözlük radyoya bekliyoruz.
not: ekmeksiz yiyince doymam sanmayın, doyuluyor.
adil ve hasan bu akşam sizlere sözlük radyosu üzerinden süpriz bir konuğu ile seslenecek.
konuların mehmet ali erbil’e saygılarımızı sunarak çarkıfelek çarkını çevirircesine sürekli değiştiği ancak asla ve asla sesli harf kullanılarak tahminlerin yapılmadığı bir program sizleri bekliyor.
siz değerli sözlük yazarlarını ve bizleri dinlemek isteyen herkesi saat 21:00’da sözlük radyoya bekliyoruz.
not: ekmeksiz yiyince doymam sanmayın, doyuluyor.
devamını gör...
rehberde babayı kaydetme şekli
bazen baba bazen babam bazen siliyorum numarasını. değişiyor yani.
devamını gör...
yazarların uykuya dalma yöntemleri
kendimi dürüm gibi battaniye ya da yorganıma sarıyorum. arada bir de birazcık sallanıyorum. bazen de saçımla oynuyorum. genelde de kurgu olaylar düşünüyorum.
devamını gör...
kadınların evlenince iki soyad kullanması
evlenince hâlâ kadının aile adının değiştiğini gösteren demode bir uygulamadır(bence). kadın bir soya bağlı değil gibi evlenince soy adı değişir.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
gözlerin düşer aklıma
üşüyüp yorgun düştükçe yüreğim
kendime görünmez sıkıntılar büyütürüm.
ne senin o dilsiz uzaklığın
ne benim bu rezil gerçeğim
bir çift kanat kesilir gövdem
çıkar gelirim; esmerliğine senin
günışığı giyinmiş o sıcacık tenine.
akşam yüzüme yüzüm sulara
bir korku gölgesi gibi vurdukça
düşerine sığınırım senin, aydınlık
anılarına..
gözlerin düşer aklıma, kirpiklerin
saçların, avuçlarıma
alırım, tel tel sarınır
ısınır avunurum...*
gün geçmiyor ki sevdiğim şairlerin beni anlatan başka bir şiirine daha rastlamayayım. o zaman bu da bu günün şiiri olsun.
üşüyüp yorgun düştükçe yüreğim
kendime görünmez sıkıntılar büyütürüm.
ne senin o dilsiz uzaklığın
ne benim bu rezil gerçeğim
bir çift kanat kesilir gövdem
çıkar gelirim; esmerliğine senin
günışığı giyinmiş o sıcacık tenine.
akşam yüzüme yüzüm sulara
bir korku gölgesi gibi vurdukça
düşerine sığınırım senin, aydınlık
anılarına..
gözlerin düşer aklıma, kirpiklerin
saçların, avuçlarıma
alırım, tel tel sarınır
ısınır avunurum...*
gün geçmiyor ki sevdiğim şairlerin beni anlatan başka bir şiirine daha rastlamayayım. o zaman bu da bu günün şiiri olsun.
devamını gör...
bakire olmayan kadınla evlenmek
bakireliği kafasına takan erkek eğer müslümansa özgüvensiz veya zayıf değildir. çocuklarının annesinin zinadan uzak durmuş saf temiz namuslu bir kişi olmasını istemektedir.eğer müslüman değilse kendisi bakirelik arıyorsa kendi de bakir olmalıdır. müslümansa ve bakir olmadığı halde bakirelik arıyorsa allah'ın ayetlerinden habersizdir.
zina eden erkek ancak zinakâr veya müşrik bir kadınla evlenir, zina eden kadınla da ancak zinakâr veya müşrik bir erkek evlenir. bu müminlere haram kılınmıştır.
zina yapmışsanız sakın bakire bir kadınla evlenmeyin bu zulümdür kötülüktür ona.
zina eden erkek ancak zinakâr veya müşrik bir kadınla evlenir, zina eden kadınla da ancak zinakâr veya müşrik bir erkek evlenir. bu müminlere haram kılınmıştır.
zina yapmışsanız sakın bakire bir kadınla evlenmeyin bu zulümdür kötülüktür ona.
devamını gör...
beş büyük faktör kuramı
ing: big five factors of personality (ocean)
bildiğimiz gibi kişiliğimiz hem genetik faktörler hem de çevreyle etkileşimimiz ışığında oluşur. kişilik özümüzdür, bize özgüdür. tabii bir de persona'mız vardır. gerçek kişiliğimizi bu maskenin ardında saklar, ortama göre şekil veririz. ''ama ben vermem, neysem oyum!'' demeyin, siz de şekil verir, ortamdan ortama değişirsiniz.
en basitinden ''nasılsın?'' sorusuna hiç düşünmeden verilen ''iyiyim'' sözü bile aslında üzgün olan insanlar için bir maskedir. dışarıda çok düzenli gözüken biri evinde hiç de öyle olmayabilir. peki hangisi gerçek kişiliğidir?
persona'yı bir kenara bırakacak olursak, kişiliğin ne olduğu ve nasıl belirleneceği uzun süre tartışılmıştır. ortaya atılan ilk teoriler karmaşık olduğu gerekçesiyle kabul görmez. paul costa ve robert mccrea'nin geliştirdiği 5 faktörlü model, kişiliğin incelenmesi için uygun görülmekle birlikte günümüzde de önemli bir yere sahiptir. peki nedir bu 5 faktör:
- openness to experience (deneyime açıklık)
fazla olduğunda: yaratıcı, özgürlükçü, yeni şeylere meraklı
az olduğunda: pratik odaklı, rutinle ilgilenen, değişimi sevmeyen
- conscientiousness (sorumluluk)
fazla olduğunda: dikkatli, disiplinli, düzenli
az olduğunda: dikkatsiz, düşünmeden hareket eden, düzensiz
- extraversion (dışadönüklük)
fazla olduğunda: sosyal, eğlenceyi seven, sevecen
az olduğunda: çekingen, kasvetli, mesafeli
- agreeableness (uyumluluk)
fazla olduğunda: yumuşak kalpli, güvenen, yardımsever
az olduğunda: acımasız, şüpheci, yardım etmeyi sevmeyen
- neuroticism (nevrotiklik) / duygusal denge olarak da düşünülebilir fakat nevrotikliğin fazla olması olumsuzdur. duygusal dengenin fazla olması olarak düşünülmemeli.
fazla olduğunda/ tutarsız duygusal durum: kaygılı, güvensiz, kendine acıyan
az olduğunda/ tutarlı duygusal durum: sakin, güvenli, kendinden memnun.
bildiğimiz gibi kişiliğimiz hem genetik faktörler hem de çevreyle etkileşimimiz ışığında oluşur. kişilik özümüzdür, bize özgüdür. tabii bir de persona'mız vardır. gerçek kişiliğimizi bu maskenin ardında saklar, ortama göre şekil veririz. ''ama ben vermem, neysem oyum!'' demeyin, siz de şekil verir, ortamdan ortama değişirsiniz.
en basitinden ''nasılsın?'' sorusuna hiç düşünmeden verilen ''iyiyim'' sözü bile aslında üzgün olan insanlar için bir maskedir. dışarıda çok düzenli gözüken biri evinde hiç de öyle olmayabilir. peki hangisi gerçek kişiliğidir?
persona'yı bir kenara bırakacak olursak, kişiliğin ne olduğu ve nasıl belirleneceği uzun süre tartışılmıştır. ortaya atılan ilk teoriler karmaşık olduğu gerekçesiyle kabul görmez. paul costa ve robert mccrea'nin geliştirdiği 5 faktörlü model, kişiliğin incelenmesi için uygun görülmekle birlikte günümüzde de önemli bir yere sahiptir. peki nedir bu 5 faktör:
- openness to experience (deneyime açıklık)
fazla olduğunda: yaratıcı, özgürlükçü, yeni şeylere meraklı
az olduğunda: pratik odaklı, rutinle ilgilenen, değişimi sevmeyen
- conscientiousness (sorumluluk)
fazla olduğunda: dikkatli, disiplinli, düzenli
az olduğunda: dikkatsiz, düşünmeden hareket eden, düzensiz
- extraversion (dışadönüklük)
fazla olduğunda: sosyal, eğlenceyi seven, sevecen
az olduğunda: çekingen, kasvetli, mesafeli
- agreeableness (uyumluluk)
fazla olduğunda: yumuşak kalpli, güvenen, yardımsever
az olduğunda: acımasız, şüpheci, yardım etmeyi sevmeyen
- neuroticism (nevrotiklik) / duygusal denge olarak da düşünülebilir fakat nevrotikliğin fazla olması olumsuzdur. duygusal dengenin fazla olması olarak düşünülmemeli.
fazla olduğunda/ tutarsız duygusal durum: kaygılı, güvensiz, kendine acıyan
az olduğunda/ tutarlı duygusal durum: sakin, güvenli, kendinden memnun.
devamını gör...
sözlük yazarlarının çocuklarına vermek istedikleri isimler
vladivostok!
bir çocuğum daha olsa bu adı takarım, söylemesi dolu dolu lan, ne güzel?
vladivostok, gel oğlum, gidiyoruz!
edit : kız olursa da tiramisu!
bir çocuğum daha olsa bu adı takarım, söylemesi dolu dolu lan, ne güzel?
vladivostok, gel oğlum, gidiyoruz!
edit : kız olursa da tiramisu!
devamını gör...
gay algısı yaratan erkek isimleri
berkegül, berkenur, berkeley vb.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
sözlüğe katkısı yoldaş benjamin franklin'den daha çok olan yazar. * güzel tanımlarına, karikatürlerine devam etmesini dilerim.
devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
yıllardır hâlâ 1 mm bile ilerlemediğimizi kanıtlayan bir beyan.
bu arada, türkiye'deki kadınların %70'i kendiliğinden baş örtülü değil. bir kısmı ana babasının zoruyla kapanırken, bir kısmı da bazı yerlerde işe girme koşulu olarak insanlar buna zorlandığı için öyleler. siz önce çifte standart davranışları ortadan kaldırın, insanların 7 sülalesini araştırıp "bizden değilsin" diye işe almamayı bırakın da, sonra bakalım gerçek baş örtülü oranı neymiş.
kendiliğinden örtünene kimsenin lafı yok. çoğumuzun ailesinde de var anneannemiz olsun, babaannemiz olsun, annemiz olsun... ama bu ülke çok gördü baş örtüsünü provokasyon için kullananları da. normal insanlarla bunların ayrımını yapmazsanız böyle beyanlarda bulunursunuz işte.
ayrıca, bıkmadınız mı ısıtıp ısıtıp bu konuları ileri sürmekten? sadece iktidar değil, muhalefet de ülkede konuşulacak bu kadar şey varken durup durup böyle bir konuda bir laf atıyor ortaya, herkes o tarafa dönüyor. geri kalan sorunlar yine kalıyor öylece. resmen truman show içindeyiz, herkes rolünü oynuyor.
son not: 2001'de mezun olduğum ilk üniversitemde en yakın arkadaşımın başı örtülüydü ve öyle giriyordu okula. bu da böyle biline!
bu arada, türkiye'deki kadınların %70'i kendiliğinden baş örtülü değil. bir kısmı ana babasının zoruyla kapanırken, bir kısmı da bazı yerlerde işe girme koşulu olarak insanlar buna zorlandığı için öyleler. siz önce çifte standart davranışları ortadan kaldırın, insanların 7 sülalesini araştırıp "bizden değilsin" diye işe almamayı bırakın da, sonra bakalım gerçek baş örtülü oranı neymiş.
kendiliğinden örtünene kimsenin lafı yok. çoğumuzun ailesinde de var anneannemiz olsun, babaannemiz olsun, annemiz olsun... ama bu ülke çok gördü baş örtüsünü provokasyon için kullananları da. normal insanlarla bunların ayrımını yapmazsanız böyle beyanlarda bulunursunuz işte.
ayrıca, bıkmadınız mı ısıtıp ısıtıp bu konuları ileri sürmekten? sadece iktidar değil, muhalefet de ülkede konuşulacak bu kadar şey varken durup durup böyle bir konuda bir laf atıyor ortaya, herkes o tarafa dönüyor. geri kalan sorunlar yine kalıyor öylece. resmen truman show içindeyiz, herkes rolünü oynuyor.
son not: 2001'de mezun olduğum ilk üniversitemde en yakın arkadaşımın başı örtülüydü ve öyle giriyordu okula. bu da böyle biline!
devamını gör...
fazla arkadaşı olmayan insan
az ama öz seven kişidir. yığınla arkadaş yerine ; dertleşecek, eğlenecek, tavla oynayacak, kahve yapacak her an anlaşabileceği tek tük insanları seviyordur. tek bir yakın arkadaşım var ve bu durumu seviyorum. ne demişler 10 tane 10 kuruş da 1 lira eder 2 tane 50 kuruş da...
devamını gör...