yaşamak sadece nefes almak değildir
"yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir. çoğu insan sadece var olur. " (bkz: oscar wilde)
devamını gör...
yazarların hayattaki en büyük yanılgısı
büyümek iyi bir şey sanırdım. tanrı yanımızda olacak sanırdım. meğer o bizim ona yüklediğimiz anlam kadarmış.
devamını gör...
yazarların ruh hallerini anlatan bir söz
"bilinmedik bir hüzün var içimde. bir gariplik...
anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde
ya da biri eksik..."
can yücel
anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde
ya da biri eksik..."
can yücel
devamını gör...
burçlara inanmak
burçların uzun vadeli* tahminleri, kişilik özellikleri bana olabilir geliyor olduğu için, zararsız gördüğüm için, içinde olduğum durum.
hayat istatistikler ve genellemeler ile anlamlandırılıyor ekseriyetle.
yarınla ilgili, öncelerden yola çıkmanın astrolojik adı burç, matematiksel adı istatistik.
hayat istatistikler ve genellemeler ile anlamlandırılıyor ekseriyetle.
yarınla ilgili, öncelerden yola çıkmanın astrolojik adı burç, matematiksel adı istatistik.
devamını gör...
ben iç güzelliğe önem veriyorum diyen insan
tabii ki iç güzelliğe önem veriyorsundur ama önce dış görünüşüyle senin dikkatini çekmiştir, yoksa iç güzelliğinin farkına varamazdın. dürüst olalım hepimizin dikkatini ilk çeken; dış görünüş, diksiyon gibi şeyler. kimse dikkatini çekmeyen biriyle ilgilenmez.
devamını gör...
köstebek
martin scorsese'nin filmlerine bu aralar doyum olmuyordu, buna ek olarak di caprio'da başrolde ise hemen izlemeliyim diye başladım seyretmeye.
film tabi ki daha önce yapılmış ancak içerde dizisini izleyen kişiler için çok benzer bir hikayeye sahip diyebiliriz. ben çok sevmiştim içerde dizisini buna da doğal olarak bayıldım.
mafyanın içinde polis, polisin içinde mafya.. ingilizce rat olarak farenin biraz büyük versiyonu türkçe'de köstebek olarak tabir ettiğimiz içteki ajan anlamında.
filmin sonuna doğru çok bomba anlar görüyoruz, gerçekten sonunda şaşkınlıktan kahkaha atmak bile olası.
filmin en sonundaki pencereden geçen rat ise tatlı bir mesajdı.
izlemenizi tavsiye ederim kesinlikle keyif alırsınız.
film tabi ki daha önce yapılmış ancak içerde dizisini izleyen kişiler için çok benzer bir hikayeye sahip diyebiliriz. ben çok sevmiştim içerde dizisini buna da doğal olarak bayıldım.
mafyanın içinde polis, polisin içinde mafya.. ingilizce rat olarak farenin biraz büyük versiyonu türkçe'de köstebek olarak tabir ettiğimiz içteki ajan anlamında.
filmin sonuna doğru çok bomba anlar görüyoruz, gerçekten sonunda şaşkınlıktan kahkaha atmak bile olası.
filmin en sonundaki pencereden geçen rat ise tatlı bir mesajdı.
izlemenizi tavsiye ederim kesinlikle keyif alırsınız.
devamını gör...
normal sözlük mayıs devrimi
yapılan her çalışma, bir emek karşılığıdır. sonuçta her düşünce daha iyiye gitmek içindir.
gitgide gelişen, geliştirilmeye çalışılan bu sözlük için verilen her emeğe teşekkürler.
gitgide daha iyi olacaktır...
gitgide gelişen, geliştirilmeye çalışılan bu sözlük için verilen her emeğe teşekkürler.
gitgide daha iyi olacaktır...
devamını gör...
ıslak ıslak
barış akarsu'dan dinlenip de eşlik etmeme olasılığının olmadığı müthiş enerjili şarkıdır.
devamını gör...
geceye acı ama gerçek bir cümle bırak
aklından çıkmayanın aklına dahi gelmiyorsun.
devamını gör...
murat soner
yorumları ve tanımları başarılı bir arkadaş, son videolarında her ne kadar sponsor reklamlarını videonun tam ortasına uzun uzadıya yerleştirmesi rahatsız edici olsa da o reklama girişleri videoya iyi yediriyor
devamını gör...
leopardus
geç miyosen* döneminde asya'dan amerika'ya bering boğazı'nı kullanarak geçtiği düşünülen bir kedi türüdür. geç miyosen'de bering boğazı iklim değişikliği sebebiyle köprü vazifesi gördüğü için kıtalar arası geçişi daha da kolaylaştırmıştır.
yaşam alanı orta ve güney amerika'dır.
yaşam alanı orta ve güney amerika'dır.
devamını gör...
az konuşan insan
bilim insanları arasında türüne daha sık rastlanan insan çeşidi.
meşhur fizikçi paul dirac, çok düşünüp az konuşan insanlardan biridir mesela. öyle ki, arkadaşları kendi aralarında bir birim bile icat etmişlerdir: 1 dirac = saatte ortalama 1 kelime. zira dirac, saatler boyunca evet, hayır, belki gibi tek kelimeler dışında pek cümle kurmazmış.
bence günümüz insanının en büyük sorunlarından biridir çok konuşup az düşünmek.
meşhur fizikçi paul dirac, çok düşünüp az konuşan insanlardan biridir mesela. öyle ki, arkadaşları kendi aralarında bir birim bile icat etmişlerdir: 1 dirac = saatte ortalama 1 kelime. zira dirac, saatler boyunca evet, hayır, belki gibi tek kelimeler dışında pek cümle kurmazmış.
bence günümüz insanının en büyük sorunlarından biridir çok konuşup az düşünmek.
devamını gör...
edebiyat dedikoduları
ataol behramoğlu askerdeyken bir subaya karşı geldiği için trabzon'dan malazgirt'e sürgün edilir ve askerî hapishaneye atılır. o sırada muş'ta askerlik yapan arkadaşı ismet özel ile mektuplaşırlar. ataol behramoğlu'nun yazdığı bir şiire ismet özel de şiirle karşılık vermek ister fakat askerlikte şiir yazmak hayli güçtür. hiçbir şikâyeti olmadığı hâlde ağzındaki üç diş kökünü çektirerek üç gün istirahat alır ama şiir üç günde bitmez. tedaviyle kurtarılabilecek iki çürük dişini de çektirerek üç gün daha kazanır ve şiiri bitirip gönderir. şiirine, arkadaşının şiirinin ismini verir. yıkılma sakın! iki şairden aynı isimle iki ayrı şiir...
ataol behramoğlu-yıkılma sakın
ismet özel-yıkılma sakın
ayrıca ismet özel yoklama kaçağı olduğundan askerliğini sürgün alayında yapmış ve yılmaz güney de aynı alaydaymış, ikisinin yan yana olduğu bir fotoğraf var. ismet özel'in anlattığına göre nebahat çehre yılmaz güney'i ziyarete gelirmiş o zamanlarda, askerlerin içine girmeden komutanların odasında beklermiş eski eşini.
ataol behramoğlu-yıkılma sakın
ismet özel-yıkılma sakın
ayrıca ismet özel yoklama kaçağı olduğundan askerliğini sürgün alayında yapmış ve yılmaz güney de aynı alaydaymış, ikisinin yan yana olduğu bir fotoğraf var. ismet özel'in anlattığına göre nebahat çehre yılmaz güney'i ziyarete gelirmiş o zamanlarda, askerlerin içine girmeden komutanların odasında beklermiş eski eşini.
devamını gör...
bakan eşinin içtiği meyve suyundan iğrenç bir cisim çıkması
(bkz: cappy canavarı) böyle birşey vardı. bir zamanlar cappy meyve sularının içinden çıkan canavarlara isim bile vermişlerdi.
devamını gör...
bahar candan'ın 5 bin tl maaşla arkadaş araması
5k'ya bile çekilmez ki bu şimdi neyse asgari ücretle sürünmeye devam.
devamını gör...
kıyı bölgelerimizdeki ormanların dağılışının farklı olması
karadeniz ve akdeniz bölgelerine baktığımızda ormanların dağılışı iç kesimlere çok giremiyor. ege bölgesi'ne baktığımızda ise ege ormanları iç kesimlere kadar hatta iç anadolu'ya kadar girebiliyor.
akdeniz* ve karadeniz'de* dağların kıyıya paralel şekilde uzanması iklimin iç kısımlara girmesini engelliyor. ege bölgesi'nde ise dağların denize dik uzanması denizel iklimin rahat bir şekilde dağların arasından geçerek iç kısımlara kadar etki etmesine sebep oluyor.
akdeniz* ve karadeniz'de* dağların kıyıya paralel şekilde uzanması iklimin iç kısımlara girmesini engelliyor. ege bölgesi'nde ise dağların denize dik uzanması denizel iklimin rahat bir şekilde dağların arasından geçerek iç kısımlara kadar etki etmesine sebep oluyor.
devamını gör...
ready player one
ernest cline'ın aynı isimli romanında uyarlama steven spilberg filmi. film uzak gelecekte, oasis isimli sanal gerçekliğin programcısı james halliday'in ölümünün ardından ortaya çıkan bir etkinliği konu almaktadır. halliday, oasis içine bir takım easter eggler koymuştur ve bütün bu bulmacayı çözene oasis'in anahtarını teslim edeceğini vaad etmektedir.
çok sevdiğim bir yapım oluyor kendileri. star wars efsanesini saymazsak (ki saymayalım) en fazla izlediğim ikinci film olma titrini taşıyorlar aynı zamanda (birincisi (gbkz: v for vendetta)) (yine, yeni, yeniden... star wars hariç).
filmin hitap ettiği, asıl doyurduğu nesil aslında 80'lerin çocukları. inanın bu filmden x3 daha fazla keyif alıyorlar. filmde o kadar çok gönderme, o kadar fazla referans var ki ben büyüüükk çoğunu bilmiyorum fakat benden yaşça büyük iş arkadaşlarım çok mutlu oluyorlar filmi izlediklerinde. 2045 yılında geçmesine rağmen müzikleriyle 80'lere götürmesi hoş bir detay.
ayrıca filmin logosu bir labirent, ve labirentin sonunda yumurta var (easter egg) bkz. logo. kitabı okumadıysanız okuyun. filmle hiç alakası yok, hatta filmden çok daha güzel diyebilirim. anlatılan 3 anahtarın hepsi filmde farklı yarışmalarla elde ediliyor, kitapta farklı. dungeons and dragons seviyorsanız kitabı mutlaka okuyun derim *
çok sevdiğim bir yapım oluyor kendileri. star wars efsanesini saymazsak (ki saymayalım) en fazla izlediğim ikinci film olma titrini taşıyorlar aynı zamanda (birincisi (gbkz: v for vendetta)) (yine, yeni, yeniden... star wars hariç).
filmin hitap ettiği, asıl doyurduğu nesil aslında 80'lerin çocukları. inanın bu filmden x3 daha fazla keyif alıyorlar. filmde o kadar çok gönderme, o kadar fazla referans var ki ben büyüüükk çoğunu bilmiyorum fakat benden yaşça büyük iş arkadaşlarım çok mutlu oluyorlar filmi izlediklerinde. 2045 yılında geçmesine rağmen müzikleriyle 80'lere götürmesi hoş bir detay.
ayrıca filmin logosu bir labirent, ve labirentin sonunda yumurta var (easter egg) bkz. logo. kitabı okumadıysanız okuyun. filmle hiç alakası yok, hatta filmden çok daha güzel diyebilirim. anlatılan 3 anahtarın hepsi filmde farklı yarışmalarla elde ediliyor, kitapta farklı. dungeons and dragons seviyorsanız kitabı mutlaka okuyun derim *
devamını gör...
geceye bir çelişki bırak
hepiniz cennete gitmek istiyorsunuz.
ama hiçbiriniz ölmek istemiyorsunuz..
ama hiçbiriniz ölmek istemiyorsunuz..
devamını gör...
balkon
çok önemli bir özelliğini yitiren ev bölümü.
eskiden hatırlar mısınız bir bekleme yeriydi bu balkonlar* . ebeveynlerin akşam üzeri çocuklarını beklediği yerdi. akşam karanlıkta okuldan dönerken yarı oranında insanlar balkonda eşini, çocuğunu bekliyor olurdu. bildiğin night watch gibi lan*
eve birisi geç kaldığında balkona çıkıp sokağın başına bakmak vardı. lan bu nasıl bir acizlikti ya. gelen kişi nerede, bir şey mi oldu, bir yere mi takıldı bilmiyorsun. sıfır bilgi ile balkonda tahmin yürütüyorsun. hele karamsar bir manyak isen haftada bir kaç kez bu ızdırabı yaşıyordun. bu telefonlar, internet ağları falan çok büyük olay. buzdolabından sonra en iyi icatlar bence telekomünikasyon sektöründe oldu. ben şimdi şimdi eve gelecek kişiye canlı konum attırıyorum eve tam girme saatini bileyim diye* sağındaki markete gir oradan şunu al diyorum. bütün bilgileri emiyorum. düşünmüyorum nerede bu diye. bu yoktu daha on beş yıl önce. balkonunun ne kadar çevreyi görüyorsa iletişim ağın ondan ibaretti. şaka gibi *mk.
eve geç kaldıysan da sorun. tam hoşuna giden bir ortam geliyor kalamıyorsun evdekilerin haberi yok diye. şimdi akıllarına kötü şeyler gelir endişesi çocuk yaşında içinde. balkonda seni bekleyeni düşünüyorsun. s**eyim böyle bir dert olamaz. o sokağa girdiğinde anneyi görüyorsun genelde balkonda. durduk yere can sıkıcı bir durum. niye beklettin bakışları balkondan. benim suçum yok dosti telefon geç bulunmuş olabilir en fazla.
birde balkondan seslenme var yakın mesafeye. eve çağırma. anneler bağırırken kelimeyi uzatıp sesin yönünü dağıtıyordu kafalarını çevirerek. kapsama alanını artıyor.* bildiğin bildirim gibi düşüyordu hayatına yemek hazır diye. ilkel iletişim aracıydı balkon. binlerce yıldır bağırarak iletişim kuruluyordu. son 15 yılda değişmesi ve her iki döneme de şahit olmamız nereden baksan şans.
eskiden hatırlar mısınız bir bekleme yeriydi bu balkonlar* . ebeveynlerin akşam üzeri çocuklarını beklediği yerdi. akşam karanlıkta okuldan dönerken yarı oranında insanlar balkonda eşini, çocuğunu bekliyor olurdu. bildiğin night watch gibi lan*
eve birisi geç kaldığında balkona çıkıp sokağın başına bakmak vardı. lan bu nasıl bir acizlikti ya. gelen kişi nerede, bir şey mi oldu, bir yere mi takıldı bilmiyorsun. sıfır bilgi ile balkonda tahmin yürütüyorsun. hele karamsar bir manyak isen haftada bir kaç kez bu ızdırabı yaşıyordun. bu telefonlar, internet ağları falan çok büyük olay. buzdolabından sonra en iyi icatlar bence telekomünikasyon sektöründe oldu. ben şimdi şimdi eve gelecek kişiye canlı konum attırıyorum eve tam girme saatini bileyim diye* sağındaki markete gir oradan şunu al diyorum. bütün bilgileri emiyorum. düşünmüyorum nerede bu diye. bu yoktu daha on beş yıl önce. balkonunun ne kadar çevreyi görüyorsa iletişim ağın ondan ibaretti. şaka gibi *mk.
eve geç kaldıysan da sorun. tam hoşuna giden bir ortam geliyor kalamıyorsun evdekilerin haberi yok diye. şimdi akıllarına kötü şeyler gelir endişesi çocuk yaşında içinde. balkonda seni bekleyeni düşünüyorsun. s**eyim böyle bir dert olamaz. o sokağa girdiğinde anneyi görüyorsun genelde balkonda. durduk yere can sıkıcı bir durum. niye beklettin bakışları balkondan. benim suçum yok dosti telefon geç bulunmuş olabilir en fazla.
birde balkondan seslenme var yakın mesafeye. eve çağırma. anneler bağırırken kelimeyi uzatıp sesin yönünü dağıtıyordu kafalarını çevirerek. kapsama alanını artıyor.* bildiğin bildirim gibi düşüyordu hayatına yemek hazır diye. ilkel iletişim aracıydı balkon. binlerce yıldır bağırarak iletişim kuruluyordu. son 15 yılda değişmesi ve her iki döneme de şahit olmamız nereden baksan şans.
devamını gör...
