bir yazarın cinsiyetini anlamak için gerekenler
özel mesaj atıyorsanız bol bol ''reis, başkan, müdür, abi, kardeş'' falan diyeceksiniz. eğer işbu kişi bir hanımefendi ise ''reis mi :d ihihi ben kızım ama'' diyecektir.
devamını gör...
sözlüğün seviyesini yükselten başlıklar
genellikle bilimsel bilgi içeren başlıklardır.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
aşşırı uzun bir anonsla canınızı sıkacağım bir yayından hepinize merhaba sözlük radyo dinleyicileri,
bu anlaşılması zor, karanlık günlerde milliyetçilik ve dini konular ile bizi ayrıştırmayı kendine görev edinenlere karşı mezopotamya'nın ve anadolu'nun ücra köşelerinden kopup gelen canım türküleriyle bizleri birleştiren bengaripsengüzeldünyaumutluya çok teşekkür ederim. bütün halklarıyla yekpare olan, türküleriyle birleşen bütün milletimize özlemle minnetle. türküler bizim, bizden ayrılamayan parçalarımız kültürümüzdür.
bu anlaşılması zor, karanlık günlerde milliyetçilik ve dini konular ile bizi ayrıştırmayı kendine görev edinenlere karşı mezopotamya'nın ve anadolu'nun ücra köşelerinden kopup gelen canım türküleriyle bizleri birleştiren bengaripsengüzeldünyaumutluya çok teşekkür ederim. bütün halklarıyla yekpare olan, türküleriyle birleşen bütün milletimize özlemle minnetle. türküler bizim, bizden ayrılamayan parçalarımız kültürümüzdür.
devamını gör...
yazarların paralel evrendeki alternatif nick'leri
kesinlikle kizil olacak.
devamını gör...
normal sözlük'te herkesin fakir olması
senin kazandığın paranın , bana ne faydası var? benim fakirliği min sana ne zararı var?
ikimizde aynı harf ve alfabeyi kullanıp yazıyoruz.
sen benden daha bilgi, daha edebî yazabilirsin, bu sana saygınlık kazandırır burda paran geçmez ...
hem edepli insan ulu orta parasını konuşmaz, birde sana nasihat paranın ve imanın kimde olduğunu kimse bilmez.
galiba çok ciddiye aldım ,şakacı arkadaşı..
ikimizde aynı harf ve alfabeyi kullanıp yazıyoruz.
sen benden daha bilgi, daha edebî yazabilirsin, bu sana saygınlık kazandırır burda paran geçmez ...
hem edepli insan ulu orta parasını konuşmaz, birde sana nasihat paranın ve imanın kimde olduğunu kimse bilmez.
galiba çok ciddiye aldım ,şakacı arkadaşı..
devamını gör...
how to train your dragon: the hidden world
2019 yapımı yönetmenliğini dean deblois'in üstlendiği animasyon, çocuk filmi.
berk adası artık hıçkıdık'ın liderliğinde devam etmektedir yaşamına. ejderhalarla içiçe bir yaşam sürüyorlardır. ejderhalarla kurdukları bağlar güçlendikçe başlarına çeşitli felaketler gelmeye başlamıştır. çeşit çeşit düşmanlar edinmişlerdir.
ejderhaları yakalayıp onları öldüren bir ejderha avcısı çıkmıştır şimdide ortaya. ve özellikle gecenin öfkelerini yakalıyor onları yeryüzünden silmeye çalışıyordur.
hıçkıdığa şunları söylemiştir ilk karşılaştıklarında.
'ejderhalar eşit koşullarda özgürce yaşasınlar istiyorsun. bu hastalıklı bir fikir oğlum. tarih bizim üstün bir ırk olduğumuzun ispatıdır. ya senin şu hastalıklı fikirlerin yayılırsa ne olur dersin?'
aklıma bugünün sokak hayvanları için kurulan cümleleri getirmiştir bu cümleler. bir gün sokağa mama döküyorum diye bir kadın onların doğasını bozduğumuzu ima etmişti. ' hangi doğa?' demiştim ben de. 'beton yığını haline getirdiğimiz ne bir ağaç ne bir gölge ne bir avlanacak alan bırakmadığımız doğa mı?' diye eklemiştim. sonra bir yerde tüm sokak hayvanlarının toplanması gerektiğini söylüyorlardı. avrupayı örnek gösteriyorlardı birde orada sokakta bir tane bulamazsın diyorlardı. avrupayı her fırsatta eleştiren canım halkım bir konuda takdir ediyordu ne hoş(!) buna benzer bir sürü cümleler kuruluyor bu canlarla ilgili. kapının önüne bir kap mama koymaktansa onları yok etmeye çalışmak daha işlerine geliyor. sonra biri diyor ki 'ölsün mü dedik efendim barınaklara toplasınlar' . siz hiç bir barınağa gittiniz mi? diyorum. susup kalıyorlar. tam üç barınakta gönüllüyüm ben bir can orada en fazla 1 ay yaşayabiliyor. ya bir hastalık kapıyor ya da diğerleri tarafından öldürülüyor. güçlü olan yine kalıyor 3, 5 ay ama nasıl kalmak. küçücük bir alanda birkaç köpekle bir arada. sadece kendimizin olduğunu zannediyoruz bu dünyanın sadece bize ait sanıyoruz. bizim için yaratılmıştı öyle değil mi bu dünya eşref-i mahluk bizdik ha pardon. işte bu cümleler aklıma bunları getirdi.
şimdi filme gelelim. bu yabancı gecenin gölgesinin peşine düşüyor ve elinden gelen her şeyi yapıyor onu yakalamak için. hıçkıdık ve arkadaşları bırakır mı bu işin peşini? detaylarını izleyin görün derim. film yönetmenin istediği gibi bir üçleme oluyor. filme başlarken zaten bu filmden bir üçleme yapacağını söylemişti.
ve sonu pek dokunaklı. umarım bizim sokak hayvanlarımızında sonu öyle olmaz. hoş ne güzel olur şimdi düşündümde belki biz onlardan mahrum kalırız ama onlar hiç olmazsa hür ve huzurla yaşarlar.
iyi seyirler...
seslendirme ekibi,
hıçkıdık (harun can)
valka (zeynep özden ayyıldız)
gobber (fatih özacun)
astrid (hazal erdal)
südüklü (ahmet taşar)
eret (umut tabak)
tersceviz (suzan acun)
sertceviz (mustafa oral)
balıkayak (ümit erdim)
grimmel (ıtri koşar)
zebella (hakan vanlı)
ragnar the rock (tarkan koç)
çocuk hıçkıdık (cem mürşitpınar)
berk adası artık hıçkıdık'ın liderliğinde devam etmektedir yaşamına. ejderhalarla içiçe bir yaşam sürüyorlardır. ejderhalarla kurdukları bağlar güçlendikçe başlarına çeşitli felaketler gelmeye başlamıştır. çeşit çeşit düşmanlar edinmişlerdir.
ejderhaları yakalayıp onları öldüren bir ejderha avcısı çıkmıştır şimdide ortaya. ve özellikle gecenin öfkelerini yakalıyor onları yeryüzünden silmeye çalışıyordur.
hıçkıdığa şunları söylemiştir ilk karşılaştıklarında.
'ejderhalar eşit koşullarda özgürce yaşasınlar istiyorsun. bu hastalıklı bir fikir oğlum. tarih bizim üstün bir ırk olduğumuzun ispatıdır. ya senin şu hastalıklı fikirlerin yayılırsa ne olur dersin?'
aklıma bugünün sokak hayvanları için kurulan cümleleri getirmiştir bu cümleler. bir gün sokağa mama döküyorum diye bir kadın onların doğasını bozduğumuzu ima etmişti. ' hangi doğa?' demiştim ben de. 'beton yığını haline getirdiğimiz ne bir ağaç ne bir gölge ne bir avlanacak alan bırakmadığımız doğa mı?' diye eklemiştim. sonra bir yerde tüm sokak hayvanlarının toplanması gerektiğini söylüyorlardı. avrupayı örnek gösteriyorlardı birde orada sokakta bir tane bulamazsın diyorlardı. avrupayı her fırsatta eleştiren canım halkım bir konuda takdir ediyordu ne hoş(!) buna benzer bir sürü cümleler kuruluyor bu canlarla ilgili. kapının önüne bir kap mama koymaktansa onları yok etmeye çalışmak daha işlerine geliyor. sonra biri diyor ki 'ölsün mü dedik efendim barınaklara toplasınlar' . siz hiç bir barınağa gittiniz mi? diyorum. susup kalıyorlar. tam üç barınakta gönüllüyüm ben bir can orada en fazla 1 ay yaşayabiliyor. ya bir hastalık kapıyor ya da diğerleri tarafından öldürülüyor. güçlü olan yine kalıyor 3, 5 ay ama nasıl kalmak. küçücük bir alanda birkaç köpekle bir arada. sadece kendimizin olduğunu zannediyoruz bu dünyanın sadece bize ait sanıyoruz. bizim için yaratılmıştı öyle değil mi bu dünya eşref-i mahluk bizdik ha pardon. işte bu cümleler aklıma bunları getirdi.
şimdi filme gelelim. bu yabancı gecenin gölgesinin peşine düşüyor ve elinden gelen her şeyi yapıyor onu yakalamak için. hıçkıdık ve arkadaşları bırakır mı bu işin peşini? detaylarını izleyin görün derim. film yönetmenin istediği gibi bir üçleme oluyor. filme başlarken zaten bu filmden bir üçleme yapacağını söylemişti.
ve sonu pek dokunaklı. umarım bizim sokak hayvanlarımızında sonu öyle olmaz. hoş ne güzel olur şimdi düşündümde belki biz onlardan mahrum kalırız ama onlar hiç olmazsa hür ve huzurla yaşarlar.
iyi seyirler...
seslendirme ekibi,
hıçkıdık (harun can)
valka (zeynep özden ayyıldız)
gobber (fatih özacun)
astrid (hazal erdal)
südüklü (ahmet taşar)
eret (umut tabak)
tersceviz (suzan acun)
sertceviz (mustafa oral)
balıkayak (ümit erdim)
grimmel (ıtri koşar)
zebella (hakan vanlı)
ragnar the rock (tarkan koç)
çocuk hıçkıdık (cem mürşitpınar)
devamını gör...
uzun boylular nasıl görünüyor sorunsalı
uzun boylu görünüyor.
devamını gör...
güçlü
90lı yılların ortasında ibo show’da olgun şimşek’in canlandırdığı tiplemedir.
oldum olası sevmem ibrahim tatlıses’i. şarkıları güzel olsa da abuzer kadayıf tavırları beni sinirlendirir her zaman. cinsiyetçi tavırları, eğitimsizliği matah bir şeymiş gibi gösteren sözleri, sahte kabadayı havaları ve rüzgarın eski yönüne göre eğilmesi ne kadar rahatsız edici bir karakter olduğunun göstergesidir.
programı da en çok izlenen programlardan biridir ama yıllardır nedenini anlayamadım. doğru dürüst bir sohbet edildiğine rastlamadım henüz. türküsünü söyleyen söyler, sohbet edilirken de ibo saçma bir espiri yapar ve herkes yalandan güler. ciddi bir konuşma olmaya başladığında da ibrahim tatlıses felsefik bir şappi ile konuşanın sözünü keser.

işte bu kadar olumsuz duygular beslediğim bu adamı ve bu programı izlemem nedenim olgun şimşek’in güçlü tiplemesi idi. programın belli bölümlerinde ibrahim tatlıses höykürerek güçlüüüüü der ve güçlü de cevaben “ ağbii” diyerek içeri girerdi. tamamen şive komiği üzerine kurulu diyalogları izlenebilir kılan tek şey olgun şimşek’in umut vaat eden performansı idi. ve büyük oyuncu bu umutları boşa çıkarmadı.
ağbi
oldum olası sevmem ibrahim tatlıses’i. şarkıları güzel olsa da abuzer kadayıf tavırları beni sinirlendirir her zaman. cinsiyetçi tavırları, eğitimsizliği matah bir şeymiş gibi gösteren sözleri, sahte kabadayı havaları ve rüzgarın eski yönüne göre eğilmesi ne kadar rahatsız edici bir karakter olduğunun göstergesidir.
programı da en çok izlenen programlardan biridir ama yıllardır nedenini anlayamadım. doğru dürüst bir sohbet edildiğine rastlamadım henüz. türküsünü söyleyen söyler, sohbet edilirken de ibo saçma bir espiri yapar ve herkes yalandan güler. ciddi bir konuşma olmaya başladığında da ibrahim tatlıses felsefik bir şappi ile konuşanın sözünü keser.

işte bu kadar olumsuz duygular beslediğim bu adamı ve bu programı izlemem nedenim olgun şimşek’in güçlü tiplemesi idi. programın belli bölümlerinde ibrahim tatlıses höykürerek güçlüüüüü der ve güçlü de cevaben “ ağbii” diyerek içeri girerdi. tamamen şive komiği üzerine kurulu diyalogları izlenebilir kılan tek şey olgun şimşek’in umut vaat eden performansı idi. ve büyük oyuncu bu umutları boşa çıkarmadı.
ağbi
devamını gör...
4 kasım 2022 izmir depremi
yani yatakta drift atarak uyandigim icin 4.9a asla inanasim gelmiyor. 20sn surmus deniliyor ama o da daha fazla gibiydi... kisaca ölücem sandim bi an. cok korkunctu. hisseden herkese gecmis olsun diliyorum......
devamını gör...
dünyanın en pahalı yemekleri
nusret'in altın kaplama steaki. görgüsüzlüğe doymayan arap itemidir bu ayrıca.
devamını gör...
cennette söylenecek ilk söz
"oh be dünya varmış."
devamını gör...
tanımı artı almadı diye sözlüğe küsen yazar
bu benim. tanımım artı almazsa sözlügü kapayıp bugün sözlüge küsücem yarın girerim diyorum, sonra dayanamayıp acıyorum. bir bakıyorum ki artı gelmis. ben de küsmekten vazgeciyorum. bunu tek ben yapmıyorumdur umarım yoksa cok utanıcam.
devamını gör...
kalbi kırılmış bir kadının yapabilecekleri
bir şey yapan kadından değil hiçbir şey yapmayan kadından korkulması gereken durumdur.
kalbi kırılan kadin önce inzivaya çekilir. kalp kırıklığını sindirmesi lazım. olayı, durumu kavrayabilmesi için bu şart. kavradıktan sonra işte o zaman yapması gerekenlere karar verir. ya bu kalp kırıklığını sindirip, köşesine çekilir ya da bu kalp kırıklığına sebep olan, durum ve kişileri düşünür. ya intikam ya ölüm! kısmı burda devreye girer.
benim kalbim kırıldıysa sizinki de kırılacak der ve çeker kuşanma kılıçlarını. hah!! işte bu kadının yapacakları sınırlıdır. bunun kalbi daha çok kırılır. çünkü keskin sirke küpüne zarar verir misali. yine en çok zararı kendine verir.
gelelim benim en sevdiğim kadın türüne. bu kadın var ya tek başına bin orduya bedeldir. kalp kırıklığını sessizliğiyle halleder. el altından, kimse görmeden, bilmeden, duymadan. karda yürür de izini belli etmez hatunum. bunun yapacaklarının sınırı yoktur. kalbini kıran kişilerden hep bir adım öndedir. sizi önemsemiyorum izlenimi verir. siz daha yaptıklarını anlamazken o çoktan üsküdar'ı geçmiştir bile. bedduası, ah'ları da tutar böylelerinin. kırıldığı, inceldiği yerden inceltir, kırar.
kalbi kırılan kadin önce inzivaya çekilir. kalp kırıklığını sindirmesi lazım. olayı, durumu kavrayabilmesi için bu şart. kavradıktan sonra işte o zaman yapması gerekenlere karar verir. ya bu kalp kırıklığını sindirip, köşesine çekilir ya da bu kalp kırıklığına sebep olan, durum ve kişileri düşünür. ya intikam ya ölüm! kısmı burda devreye girer.
benim kalbim kırıldıysa sizinki de kırılacak der ve çeker kuşanma kılıçlarını. hah!! işte bu kadının yapacakları sınırlıdır. bunun kalbi daha çok kırılır. çünkü keskin sirke küpüne zarar verir misali. yine en çok zararı kendine verir.
gelelim benim en sevdiğim kadın türüne. bu kadın var ya tek başına bin orduya bedeldir. kalp kırıklığını sessizliğiyle halleder. el altından, kimse görmeden, bilmeden, duymadan. karda yürür de izini belli etmez hatunum. bunun yapacaklarının sınırı yoktur. kalbini kıran kişilerden hep bir adım öndedir. sizi önemsemiyorum izlenimi verir. siz daha yaptıklarını anlamazken o çoktan üsküdar'ı geçmiştir bile. bedduası, ah'ları da tutar böylelerinin. kırıldığı, inceldiği yerden inceltir, kırar.
devamını gör...
kadın yazarlardan erkek yazarlara sorular
#743212
1-yanan bir plastik top, evet. aynen böyle.
2-yunus. zeki varlıklar biliyorsunuz. sadece içgüdüleriyle yaşayan bir hayvan olmaktansa hiç değilse azıcık zeki olmak bence daha güzel. bence dünyayı görmek, hiç görmekten daha iyidir. her ne kadar süper bir yer olmasa da.
3-öncelikle bilimden korkmayan, gerekli gören bir toplum. gerisi zaten fasa fiso.
4-bir simülasyon olduğunu zannetmiyorum. çünkü, öyle şeyler var ki bir insanın tasarlayamayacağı kadar eşsiz.
5-delilik bence kaybedecek şeyleri olmayan insanların düştüğü durumdur.
6-bir şey yoksa, ondan bahsetmek imkansızdır. siz hiç bilmediğiniz bir konuda ne diyebilirsiniz ki?
7-içinde bulunduğumuz durum bizi karamsarlığa itiyor. mesela dün iki tane çocuk taciz haberi geldi. böyle bir durumda, nasıl karamsar olmayalım insanlık hakkında?
8-delilik dediğim gibi kaybedecek bir şeyinin olmaması. dahilik ise, insanın sorunlara yaratıcı çözümler getirmesidir. bu iki kavram birbirine zıt değil, yani bir dahi deli de olabilir bence. mesela einstein ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı, güç bela bir işe girdi. kaybedecek sadece canı vardı.
9-ateizm bilime dayanır, ancak bu tamamen doğru ya da tamamen yanlış olduğunu göstermez. bu soru hakkında yazabilecek çok şeyim yok, din son zamanlarda içimde çok ölçüp biçtiğim bir konu.
bu kadar. sorulara saçma cevaplar vermiş olabilirim, kusura bakmayın. içimden geldiği gibi doldurmak istedim.
1-yanan bir plastik top, evet. aynen böyle.
2-yunus. zeki varlıklar biliyorsunuz. sadece içgüdüleriyle yaşayan bir hayvan olmaktansa hiç değilse azıcık zeki olmak bence daha güzel. bence dünyayı görmek, hiç görmekten daha iyidir. her ne kadar süper bir yer olmasa da.
3-öncelikle bilimden korkmayan, gerekli gören bir toplum. gerisi zaten fasa fiso.
4-bir simülasyon olduğunu zannetmiyorum. çünkü, öyle şeyler var ki bir insanın tasarlayamayacağı kadar eşsiz.
5-delilik bence kaybedecek şeyleri olmayan insanların düştüğü durumdur.
6-bir şey yoksa, ondan bahsetmek imkansızdır. siz hiç bilmediğiniz bir konuda ne diyebilirsiniz ki?
7-içinde bulunduğumuz durum bizi karamsarlığa itiyor. mesela dün iki tane çocuk taciz haberi geldi. böyle bir durumda, nasıl karamsar olmayalım insanlık hakkında?
8-delilik dediğim gibi kaybedecek bir şeyinin olmaması. dahilik ise, insanın sorunlara yaratıcı çözümler getirmesidir. bu iki kavram birbirine zıt değil, yani bir dahi deli de olabilir bence. mesela einstein ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı, güç bela bir işe girdi. kaybedecek sadece canı vardı.
9-ateizm bilime dayanır, ancak bu tamamen doğru ya da tamamen yanlış olduğunu göstermez. bu soru hakkında yazabilecek çok şeyim yok, din son zamanlarda içimde çok ölçüp biçtiğim bir konu.
bu kadar. sorulara saçma cevaplar vermiş olabilirim, kusura bakmayın. içimden geldiği gibi doldurmak istedim.
devamını gör...
rawhide
charles marquis warren tarafından yaratılan ve başrollerinde eric fleming, paul brinegar ve daha sonra bu tür filmlerin aranılan oyuncusu olacak genç clint eastwood’un oynadığı dizidir.
dizi tam dokuz sezon yayında kalarak türünün en uzun soluklu dizilerinden biri olmuştur. western tarzındaki dizi çok da orijinal olmayan bir senaryoya sahiptir. bir grup emektar, dürüst ve cesur sığır çobanının bölgeye adalet ve iyilik getirmek için savaşmaları anlatılır. kötü ve yozlaşmış insanları yola götüren bu kahramanlar elbette ki bembeyaz amerikalılardır.
bu kovboylar her zaman iyi kalpli ve yardımseverken bölgede yaşayan ve oranın asıl sahibi olan kızılderililer saldırgan ve vahşidir. kovboy dostlarımız bunların da hakkından gelir ara ara.
peki ben bu diziyi neden izledim? çünkü the blues brothers da kovboy bozuntularının müdavim olduğu bir bara giden kardeşler blues söylemeye kalkınca başlarına şişe yağar. onlar da kendilerini kurtarmak vahşi alkolikleri yatıştırmak için rawhide’ın açılış şarkısını söylemek zorunda kalırlar. john belushi ise bu durumdan hiç memnun olmaz. siz soluk benizliler için linki de bırakıyorum:
rawhide
dizi tam dokuz sezon yayında kalarak türünün en uzun soluklu dizilerinden biri olmuştur. western tarzındaki dizi çok da orijinal olmayan bir senaryoya sahiptir. bir grup emektar, dürüst ve cesur sığır çobanının bölgeye adalet ve iyilik getirmek için savaşmaları anlatılır. kötü ve yozlaşmış insanları yola götüren bu kahramanlar elbette ki bembeyaz amerikalılardır.
bu kovboylar her zaman iyi kalpli ve yardımseverken bölgede yaşayan ve oranın asıl sahibi olan kızılderililer saldırgan ve vahşidir. kovboy dostlarımız bunların da hakkından gelir ara ara.
peki ben bu diziyi neden izledim? çünkü the blues brothers da kovboy bozuntularının müdavim olduğu bir bara giden kardeşler blues söylemeye kalkınca başlarına şişe yağar. onlar da kendilerini kurtarmak vahşi alkolikleri yatıştırmak için rawhide’ın açılış şarkısını söylemek zorunda kalırlar. john belushi ise bu durumdan hiç memnun olmaz. siz soluk benizliler için linki de bırakıyorum:
rawhide
devamını gör...