her köyde lakabı deli olan bir insanın olması
şehirlerde kalabalıktan fark etmediğiniz deli oranından köyün nüfusuna oranlanırsa 1 adet deli düşmesi istatistiğidir.
devamını gör...
covid-19’u 30 saniyede tedavi eden ilacın müjdesi
umut berat güneysu gel oğlum .d
devamını gör...
geceye bir şerefsizlik bırak
tuvalet terliğini ıslak bırakmak.
devamını gör...
reservoir dogs
tarantino'nun bir süre görünüp sonrasında öldüğü filmlerden'dir.
devamını gör...
zakkum
devamını gör...
ses kaydının normal sesten farklı duyulması
gerçek sesimizin aslında ses kayıtlarında olduğu gibi çıkıyor olması ve derin bir hüzün...
devamını gör...
ahmet hamdi tanpınar
ı.
kader celladına sessiz uzat boynunu;
acıma ne kendine ne de gelecek günlerine
yalnız bir düşünceye yum gözlerini
son darbe inmeden evvel, en son anda
bir çiçek, bir kuş, bir tebessüm ol;
düşüncen kurtarsın seni senden,
bil ! biraz sonra
ebediyen senindir
senden uzak olan her şey.
ıı.
ellerini yüzümde gezdir,
sil alnımdan yorgunluğu
gözlerimin altından,
yaşamak korkusunu al.
avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım.
sonra sen de gözlerini kapat,
bırak, ellerin sessizce düşünsün.
düşüncende yaşamak isterim ben senin:
bir gün en yalnız saatinde,
parmak uçlarından
ve avuçlarından
gelip konuşurum seninle.
ııı.
ayrılalım,
sen annen güneşe git, nur ol;
ben toprakta dağılacağım.
bir akşamüstü
ormanı tek bir saz yapan
en son dalda
son ışık ol,
gel, beni bul.
#avareilhamlar24ocak1962
ahmet hamdi tanpınar.
kader celladına sessiz uzat boynunu;
acıma ne kendine ne de gelecek günlerine
yalnız bir düşünceye yum gözlerini
son darbe inmeden evvel, en son anda
bir çiçek, bir kuş, bir tebessüm ol;
düşüncen kurtarsın seni senden,
bil ! biraz sonra
ebediyen senindir
senden uzak olan her şey.
ıı.
ellerini yüzümde gezdir,
sil alnımdan yorgunluğu
gözlerimin altından,
yaşamak korkusunu al.
avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım.
sonra sen de gözlerini kapat,
bırak, ellerin sessizce düşünsün.
düşüncende yaşamak isterim ben senin:
bir gün en yalnız saatinde,
parmak uçlarından
ve avuçlarından
gelip konuşurum seninle.
ııı.
ayrılalım,
sen annen güneşe git, nur ol;
ben toprakta dağılacağım.
bir akşamüstü
ormanı tek bir saz yapan
en son dalda
son ışık ol,
gel, beni bul.
#avareilhamlar24ocak1962
ahmet hamdi tanpınar.
devamını gör...
çocuk yapacaklara tavsiyeler
ruh ve beden hazır olmadan yapılmaması gerekir. bedeninizi çocuk yapmadan önce -ne kadar erken başlanırsa kadar iyi- sağlıklı bir düzene sokun. spor yapın, sağlıklı beslenin. evet, bunlar yumurtalık ve sperm kalitesini belirliyor. ruhen kendi çocukluğuzun yaralarıyla yüzleşmeden, içinizdeki çocukla barışmadan bu işe kalkışmayın. çocuğunuz olunca elbet geceleri ağlayacak, çünkü dünyaya yeni geldi ve alışamadı. bu onun suçu değil, ona kızamazsınız. fikrini almadık sonuçta, bizim kararımız bu. kendi kendine yeten bir birey olana kadar maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorundasınız. çocuğunuz bebekken bile bazı karakteristik özellikleri oluşmuştur. onu değiştirmeye çalışmayın ve saygı duyun. bol makale okuyun. başka ebeveynlerle konuşun. çocuk olduktan sonra hayatınız eskisi gibi olmayacak. rahatınıza ve özgürlüğünüze düşkünseniz hiç bulaşmayın. unutmayın çocuğunuz siz ne kadar kötü olsanız da sizi sevmeye devam eder. çünkü bu en iyi bildiği şeydir. elinde değildir sevmemek. lütfen çocuklarınızın da bu zaafını istismar edip onları kullanmayın. bir çocuğun en büyük ihtiyacı koşulsuz sevgidir. sevgisizlik öldürebilir.evet, somut anlamda. evet, bir gülüşleri için de ömür boyu çile çekilir.
devamını gör...
nickaltı
moralimin bozulduğu zamanlar açıp, baştan sona okuduğum ve gülümsediğim başlık.
devamını gör...
biz bu çağda sıkılıyorsak taş devri insanları ne yapıyordu sorunsalı
avlanma sorunsalı, av olma sorunsalı, salgın hastalıklar, barınma problemi... insanoğluna bu dünyada dert mi yok.
devamını gör...
yeğen sevgisi
çocuğu olmayan sevecen tabiatlı insanlarda tavan yapan çok özel bir sevgi türü. ömür boyu sürer gider. evlat sevgisinden aşağı kalmaz.
devamını gör...
mirket
kısacık ömrünün tamamında tek eşli yaşayan, eşi ölünce kendini aç bırakıp ölme eğiliminde bulunan, genellikle 30cm'e kadar uzayan sıcak iklimlerde görülen memeli hayvandır.
tek eşliliğe inanan ve boyu kısa olan herkes benim gözümde sevimli küçük bir mirkettir.
tek eşliliğe inanan ve boyu kısa olan herkes benim gözümde sevimli küçük bir mirkettir.
devamını gör...
illiyetilezilyet
yazdıklarını beğenerek takip ettiğim ve elazığlı olduğunu düşündüğüm değerli bir yazar.
devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
yine bir yerlerde benim türbanlı bacım mağdur olmuş dedirten olay. el alem güne kahvaltıyla başlar, biz türbanlı demogojisiyle. hiç bitmiyor mk.
üç üstteki yazar benden önce davranmış. bu ülkede kız çocuklarını okutmayanlar genellikle dindar denilen kesimdi. okuyacak da ne olacak, üniversiteye gitsin de komünist mi olsun, kötü kadın(küfür yasak anladınız siz) mı olsun fikirleriyle kızları okula göndermediler. tabi bir de nasılsa evlenip ele gidecek, yapılan masraf boşa yatırım fikri de vardı.
ayrıca hanımefendiye karşı tez olarak diyorum ki; bir ülkedeki kadınların yüzde 70'i başörtülü ise orada özgürlük yoktur.
üç üstteki yazar benden önce davranmış. bu ülkede kız çocuklarını okutmayanlar genellikle dindar denilen kesimdi. okuyacak da ne olacak, üniversiteye gitsin de komünist mi olsun, kötü kadın(küfür yasak anladınız siz) mı olsun fikirleriyle kızları okula göndermediler. tabi bir de nasılsa evlenip ele gidecek, yapılan masraf boşa yatırım fikri de vardı.
ayrıca hanımefendiye karşı tez olarak diyorum ki; bir ülkedeki kadınların yüzde 70'i başörtülü ise orada özgürlük yoktur.
devamını gör...
sözlükteki regl ve ped muhabbetlerinden ikrah gelmesi
rahatsız olan az ötede oynasın. ona laf, buna laf. yetti be! ped hakkında da yazarım, regl ağrım hakkında da. kime ne? doğal şeyler bunlar. sırf laf söylemek için laf söylemeyin.
eğer bu tarz başlıkları görmek istemiyorsan;
(bkz: başlığı engelle)
(bkz: engelle)
(bkz: bu kadar basit)
edit: ortada sürekli konuşulan regl ve ped durumu yok sözlükte zaten. aşırı rahatsız kitle neden bu kadar rahatsız onu da anlamış değilim.
edit2: bu konuda tepkili erkek yazarlara zamanında bu konular ayıp ve sakınılması gereken bir şey olarak öğretildiği için olumsuz yönden bakıyorlar regl muhabbetine büyük ihtimalle. bu kafa yapısından en kısa zamanda çıkmanız dileğiyle.
edit3: regl muhabbetini öyle lanse edenler var ki şaşırıp kalmamak mümkün değil. şöyle kanadım böyle kanadım mı diyoruz biz sürekli. gelmiş mastürbasyon muhabbetimi anlatmam da doğal o zaman diyor. konu bu kadar çarptırılabilir.
edit4: ben kime ne anlatmaya çalışıyorum sanki.*
(bkz: nato kafa nato mermer)
edit5*: başlığı açan kişinin de bilmesem yani nasıl biri olduğunu. neyseh.. kaos arayışı hep bunlar..
eğer bu tarz başlıkları görmek istemiyorsan;
(bkz: başlığı engelle)
(bkz: engelle)
(bkz: bu kadar basit)
edit: ortada sürekli konuşulan regl ve ped durumu yok sözlükte zaten. aşırı rahatsız kitle neden bu kadar rahatsız onu da anlamış değilim.
edit2: bu konuda tepkili erkek yazarlara zamanında bu konular ayıp ve sakınılması gereken bir şey olarak öğretildiği için olumsuz yönden bakıyorlar regl muhabbetine büyük ihtimalle. bu kafa yapısından en kısa zamanda çıkmanız dileğiyle.
edit3: regl muhabbetini öyle lanse edenler var ki şaşırıp kalmamak mümkün değil. şöyle kanadım böyle kanadım mı diyoruz biz sürekli. gelmiş mastürbasyon muhabbetimi anlatmam da doğal o zaman diyor. konu bu kadar çarptırılabilir.
edit4: ben kime ne anlatmaya çalışıyorum sanki.*
(bkz: nato kafa nato mermer)
edit5*: başlığı açan kişinin de bilmesem yani nasıl biri olduğunu. neyseh.. kaos arayışı hep bunlar..
devamını gör...
asla gitmem denilen ülke
laikliğin olmadığı hiçbir ülkeye gitmem...
devamını gör...
ülkemizde matematiğin sevilmeme nedeni
insan başarısız olduğu, çabasının takdir edilmediği, varlığının önemsenmediği alandan veya insanlardan uzak duracaktır. bu sorunun o kadar çok sebebi var ki, o kadar.
-matematiği sevmeyen, bilmeyen ve matematikten anlamayan öğretmenlerin matematik öğretmeni olması (bunu söyleyip buna neyin sebep olabileceği konusunda düşünmemek çok acımasızca lütfen yapmayın). insanların ilgileri, yetenekleri doğrultusunda meslek seçimi yapabilmelerine izin vermeyen ekonomik, sosyal, kültürel bir sistemin varlığından söz edilebilir diye düşünüyorum. matematik bilen, seven, ilgi duyan insanlar neden matematik öğretmenliğini tercih etmiyorlar bu önemli bir soru bana kalırsa.
-mezun olup da atanma şerefine nail olan (çünkü güzel ülkemizde bu da deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor) bir öğretmenin mesleğine dair heyecan duymaması, duyamaması. bir yığın derdi var insanın. bir öğretmeni, diğer kimliklerinden sıyırıp sadece öğretmen olarak düşünmek doğru değil. her şeyden önce bahsedilen kişi bir insan ve her insan üzerinde ülkenin refah düzeyinin etkisi var.
-eleştirmeye çoğu zaman izin verilmemesi. dolayısıyla eleştirinin öğretilmemesi, sözel becerilerin gelişmemesi. kitap okumuyor oluşumuz. okuyan adama da madalya takılmıyor zaten son 10 yıldır. okumak elbette içsel motivasyon gerektiren bir eylemdir ancak bir çocuğa bu alışkanlığı kazandırabilmeniz için zaman zaman takdir etmeniz, ödüllendirmeniz yani öncelikle dışsal motivasyon sunmanız gerekebilir.
-matematiği neden öğrendiğimizi bilmememiz, bunun anlatılamaması
-öğretmenin kullandığı öğretim yöntemleri, bir canlının nasıl öğrenebileceğinin anlaşılamamış olması
-kalabalık sınıflar
-teknolojik yetersizlikler
-ilgisiz ebeveyn. "hocam benim çocuğum matematiği bir türlü yapamıyor" genellikle bu cümleyi anne kurar (çünkü çocuktan kadın sorumludur). o da dönemde bir kez geldiği (yani geliyorsa) veli toplantısında.
çoğunlukla edilgen cümleler kurduğumun farkındayım ama bazı şeyleri bireysel çabaların insafına bırakmak bana doğru gelmiyor. "ülkemizde matematiğin sevilmemesi" bir sistem sorunudur. bu sadece matematiğin sevilmemesi değildir. fiziğin sevilmemesi, tarihin sevilmemesi, geometrinin sevilmemesi, türkçenin sevilmemesi şeklinde listelenip uzatılabilir ancak hepsinin kaynağı aynıdır.
bireysel çabalar için bir öneri; çocuğun yapabilirim hissiyatını geliştirmek fayda sağlayabilir. her insanın farklı bir becerisi olduğu fikrinden yola çıkarak, kişinin bir alandaki yetkinliğini geliştirirseniz diğer alanlarda da başarılı olabileceğine dair kendisine güven duymasını sağlayabilirsiniz ve bu inancı yıkmadığınız sürece, ilgi ve destekle matematikte başarılı olacak ve başarılı olduğunu hissettiği alanı sevecektir.
-matematiği sevmeyen, bilmeyen ve matematikten anlamayan öğretmenlerin matematik öğretmeni olması (bunu söyleyip buna neyin sebep olabileceği konusunda düşünmemek çok acımasızca lütfen yapmayın). insanların ilgileri, yetenekleri doğrultusunda meslek seçimi yapabilmelerine izin vermeyen ekonomik, sosyal, kültürel bir sistemin varlığından söz edilebilir diye düşünüyorum. matematik bilen, seven, ilgi duyan insanlar neden matematik öğretmenliğini tercih etmiyorlar bu önemli bir soru bana kalırsa.
-mezun olup da atanma şerefine nail olan (çünkü güzel ülkemizde bu da deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor) bir öğretmenin mesleğine dair heyecan duymaması, duyamaması. bir yığın derdi var insanın. bir öğretmeni, diğer kimliklerinden sıyırıp sadece öğretmen olarak düşünmek doğru değil. her şeyden önce bahsedilen kişi bir insan ve her insan üzerinde ülkenin refah düzeyinin etkisi var.
-eleştirmeye çoğu zaman izin verilmemesi. dolayısıyla eleştirinin öğretilmemesi, sözel becerilerin gelişmemesi. kitap okumuyor oluşumuz. okuyan adama da madalya takılmıyor zaten son 10 yıldır. okumak elbette içsel motivasyon gerektiren bir eylemdir ancak bir çocuğa bu alışkanlığı kazandırabilmeniz için zaman zaman takdir etmeniz, ödüllendirmeniz yani öncelikle dışsal motivasyon sunmanız gerekebilir.
-matematiği neden öğrendiğimizi bilmememiz, bunun anlatılamaması
-öğretmenin kullandığı öğretim yöntemleri, bir canlının nasıl öğrenebileceğinin anlaşılamamış olması
-kalabalık sınıflar
-teknolojik yetersizlikler
-ilgisiz ebeveyn. "hocam benim çocuğum matematiği bir türlü yapamıyor" genellikle bu cümleyi anne kurar (çünkü çocuktan kadın sorumludur). o da dönemde bir kez geldiği (yani geliyorsa) veli toplantısında.
çoğunlukla edilgen cümleler kurduğumun farkındayım ama bazı şeyleri bireysel çabaların insafına bırakmak bana doğru gelmiyor. "ülkemizde matematiğin sevilmemesi" bir sistem sorunudur. bu sadece matematiğin sevilmemesi değildir. fiziğin sevilmemesi, tarihin sevilmemesi, geometrinin sevilmemesi, türkçenin sevilmemesi şeklinde listelenip uzatılabilir ancak hepsinin kaynağı aynıdır.
bireysel çabalar için bir öneri; çocuğun yapabilirim hissiyatını geliştirmek fayda sağlayabilir. her insanın farklı bir becerisi olduğu fikrinden yola çıkarak, kişinin bir alandaki yetkinliğini geliştirirseniz diğer alanlarda da başarılı olabileceğine dair kendisine güven duymasını sağlayabilirsiniz ve bu inancı yıkmadığınız sürece, ilgi ve destekle matematikte başarılı olacak ve başarılı olduğunu hissettiği alanı sevecektir.
devamını gör...


