aynı mahlası aldığımızı görünce içimin ısındığı yazar. çünkü aurora olmak başkadır.
keşke mahlasimiz gibi resim yeteneğimiz de benzese, zira ben kendisi kadar yetenekli değilim.
devamını gör...

an itibariyla 500 küsür olan yazarlardır.
devamını gör...

kesinlikle death note'unki.


not:anime çizgi film değildir.*
devamını gör...

farazi kayranın muhteşem albümüdür.
albüm 14 parçadan oluşur.
cenaze,mevsim olmayan mekanlar’ yangın olarak üçe ayrılır.
farazi lezzetli beatleriyle kayra derin lirikleriyle bir bütün albüm ortaya çıkarırlar.
çıktığı günden beri her hip hop dinleyicisinin aşık olduğu albümdür.
dinlenmesi mühimdir.
bir başyapıttır.


seninle iftihar ediyorum böyle yangın görmedim ben.

ölen biriyle hangi dilde sence nerede konuşulur ?


resimag.com/p1/bf85af8dd0ed.jpeg
devamını gör...

muhabbeti saran, bilgili ve eğlenceli kişi. bir zamanlar twitch'te yayın yapıyordu. bir süredir ise hiç twitch yayını açmadı kendisi. sanırım ilgisi youtube'a doğru teveccüh etmiş artık. olsun ya, bir kere kadıköy insanıdır kendisi, adam gibi adamdır. youtuber veya streamer olsun farketmez. yine de severek izliyoruz kendisini.
devamını gör...

en büyük yüz ölçümüne sahip şehir.
devamını gör...

madrigal - seni 128 milyar dolar etmeler
devamını gör...

bir daha buluşamamayı ifade eden buruk duygu. ayrılıktan sonra kavuşulur ama vedadan sonra kavuşulmaz. ölüm de bir vedadır.
devamını gör...

mansur yavaş'ın yayınladığı mesaj şöyle:

"eşit eğitim, güzel bir gelecek her çocuğun hakkı. sosyal yardım alan ailelerimizin ve pandemide kapanan sektör çalışanlarımızın çocuklarının yks 2021 ücretlerini karşılayacağız. siz sadece hayal edin, çalışın ve başarın. biz daima yanınızda olacağız."
belki aynı görüşte değiliz ama helal olsun diyorum, gerçekten çok sevindim bu duruma. umarım diğer yerlere de örnek olur. sağolasın başkanım.
devamını gör...

kutsal roma cermen imparatorluğu hanedan ailesi olan habsburglar'a (bkz: habsburg hanedanı) mensup eski fransız krallığı'nın eski kraliçesidir. 1770 yılında bourbonlar'dan (bkz: bourbon hanedanı) louis ile evlenmiş, louis'in dedesi xv. louis'in hayatını kaybetmesiyle "xvi. louis (veya louis capet)" adıyla 10 mayıs 1774'te fransa'nın bourbon hanedanı'ndan beşinci kralı olmasıyla kraliçe olmuştur.
sanıldığının aksine orijinali "s’ils n’ont pas de pain, qu’ils mangent de la brioche" olan, "ekmek yoksa pasta yesinler" şeklinde çevrilen cümleyi söylememiş fransız imparatorluğu kraliçesidir. o dönem aşırı yoksul hayat geçiren fransız halkı, hanedanın sarayda lüks ve şatafat içinde yaşadığına dair bir takım sözler duymaktadır. aç olmanın verdiği huzursuzluk ile bu duyumlar birleşince halk galeyana gelmiştir ve bu efsane de bunların sonucu olarak versailles*'deki kadınların versailles sarayı'na yürümesinin sonucunda çıkmıştır. aslında kraliçe böyle bir söz söylememiş, o zamana dek çokça yapıldığı gibi halkın tepkisini büyütmek maksadıyla kraliçe'nin böyle bir söz söylediği iddia edilmiştir. bu ve buna benzer kışkırtmalar ve ayaklanmalar sonucunda 1789'daki meşhur fransız ihtilali gerçekleşmiş ve eşi xvi. louis ile birlikte başarısız bir kaçma girişiminin ardından 16 ekim 1793'te paris'teki concorde meydanı'nda giyotin ile idam edilmiştir.

daha fazlasını okumak isteyenler için hakkında stefan zweig'in kaleminden "marie antoinette: vasat bir karakterin portresi" isminde bir biyografi vardır.
devamını gör...

bitttiiiii!
bu saate kadar dinleyen ya da ucundan bucağından katılıp bizimle olan herkese sonsuz teşekkürler sevgili yazarlarım!
gecenin yıldızları, kalbimin sahibi güzel sesli canım insanlar iyi ki varsınız!
tanım ve mesajlarla yayın boyu yalnız bırakmayan canım dinleyenlerim, iyi ki varsınız!
hep olun, e mi?
son olarak herkese tekrar mutlu, sağlıklı bayramlar diliyorum.
haftaya görüşmek üzere!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

adblock sayesinde çok da gerek olmayan.

adblock hem ücretsiz hem de hiçbir şekilde youtube videolarında reklam göstermeyen bir chrome uzantısı.
devamını gör...

aynı karaktere etki eden genlerin çoğunda tam baskınlık, çekiniklik görülse de bazı durumlarda eksik baskınlık görülür. baskın gen tam olarak etkisini gösteremez. sonuçta ne baskın, ne de çekinik genin etkisi ortaya çıkar. son durum ikisinden de farklıdır.

örneğin: bir tür çiçekte kırmızı ve beyaz çiçek rengi eksik baskın ise, kırmızı ve beyaz çaprazlaması sonucu pembe renkli çiçekler oluşabilir.
bu durum çoğunlukla eş baskınlık ile karıştırılır. aynı örnek üzerinden gidelim. eğer bu çiçekte kırmızı ve beyaz eş baskın olsaydı, çaprazlama sonucu ele edilen yavruların çiçekleri kırmızı-beyaz olurdu diyebiliriz.
başka bir örnek: bir kuş türünde beyaz tüylü erkekler ile siyah tüylü dişiler çaprazlanınca lacivert tüylü yavrular oluşabiliyor. anlıyoruz ki, tüy rengine etki eden bu iki gen eksik baskın. eksik baskınlıkta illa ortası olacak diye bir kural yok. siyah ile beyazdan gri oluşmuyor bu örnekte. ikisinden de farklı bir durum oluşuyor, lacivert. turuncu da olabilirdi.
insanlardan örnek vermek gerekirse: saç şekli. düz saçlı ve kıvırcık saçlı ebeveyn çaprazlamasından dalgalı saçlı çocukların olması gibi.
devamını gör...

yeni video paylaşmış, iki gözümün çiçeği...
e: dakika 18:00 utançtan ölebilirim. maria o korkunç kitabı okumayı nasıl başardın?
devamını gör...

il buono il brutto il cattivo
''if you wanna shoot shoot don't talk''
devamını gör...

...
sus, kimseler duymasın.
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni, dişlerinde elma kokusu.
bir daha hangi ana doğurur bizi?
(bkz: ahmed arif-suskun)
devamını gör...

kendilerini koyun haline getirip çoban aramaları.
devamını gör...

hepsinin en büyük sorunu zaman içinde belirli grupların tekeline geçmesi.
şu anda bu genellikle ,
-sağ görüşlü kesim,
-bel altı muhabbeti seven kesim,
-ceviz kabuğunu doldurmayacak magazin sevenler grubu ,
-hanım peşinde koşan kesim,
-ergen kesim
olarak göstermekte kendini.
hayatın gerçeklerini görmeye ve bu yolda bir duruş sergilemeye nedense pek yanaşılmamakta hiçbir sözlükte.
ekşi de böyle, diğerleri de .
burayı da zamanla tanıyacağız ancak ilk intibam odur ki , buranın da pek etliye sütlüye karışır bir görüntüsü yok maalesef ...
devamını gör...


türk edebiyatı'nın en sevdiğim şairlerinden biri olan karakoç, türk şiirini metafizik bir esasa oturtan şairlerden biri olarak kabul edilir. kendisinin pek sevdiğim şiirlerinden biri olan "balkon" şiirine yaptığım tahlili, başta şiiri paylaşarak aşagıya bırakıyorum. bu vesileyle bana şiiri anlamlandıran, daha çok sevdiren tahlil olayının başkalarına da sevdirmesini temenni ediyorum.

-balkon-

çocuk düşerse ölür çünkü balkon
ölümün cesur körfezidir evlerde
yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
anneler anneler elleri balkonların demirinde

içimde ve evlerde balkon
bir tabut kadar yer tutar
çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
şezlongunuza uzanır ölü

gelecek zamanlarda
ölüleri balkonlara gömecekler
insan rahat etmeyecek
öldükten sonra da

bana sormayın böyle nereye
koşa koşa gidiyorum
alnından öpmeye gidiyorum
evleri balkonsuz yapan mimarların


başlıktan da anlaşılacağı üzere incelemiş olduğum şiirin konusu, balkon; teması, modern mimari anlayışın insan üzerindeki etkisidir.

şiiri, sezai karakoç’un şiir anlayışını tanıdığım için bütünden parçaya giderek şiirdeki anlamı ve duyguyu kısa bir tahlille ifade etmeye çalıştım.

şair, ‘’çocuk düşerse ölür.’’ cümlesiyle şiire başlıyor. burada, çocukların bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını anlatıyor. hemen devamında, ‘’çünkü balkon, ölümün cesur körfezidir evlerde’’ diyerek evi, çocuğu tehdit eden unsuru trajik bir gerekçeyle açıklıyor.
‘’yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların’’ cümlesiyle de dilinin varamadığı çocuğun ölümünü, -ölüm ifadesini hiç kullanmadan- ustalıkla anlatıyor.
hemen sonra, ‘’anneler, anneler elleri balkonların demirinde’’ cümlesiyle çocuğun ölümüyle şoka uğramış bir annenin kederini ifade ediyor.
şair, ikinci dörtlüğün hemen başında, ‘’içimde ve evlerde balkon, bir tabut kadar yer tutar.’’ cümleleriyle balkonun onun nezdinde bir tabuttan farksız olduğunu anlatmaya çalışıyor, hemen sonraki,
‘’çamaşırlarınızı asarsanız hazır kefen, şezlongunuza uzanın ölü.’’ cümleleriyle de çamaşırların kurumadan o balkonlarda hazır kefen anlamı taşıdığını ve balkona uzanıp dinlenmenin ise mezara girip ölmekten bir farkının olmadığını anlatmaya çalışıyor.
üçüncü dörtlükte şair, ‘’gelecek zamanlarda, ölüleri balkonlara gömecekler.’’ cümleleriyle karamsarlık
yaratan vurgularla, geleceğin dünyasında ölüleri balkonlara gömeceklerini ve hemen sonra gelen,
‘’insan rahat etmeyecek öldükten sonra da‘’ cümleleriyle de, insanın bu dünyada olduğu gibi öteki dünyada da rahat edemeyeceğini ifade ediyor.
son dörtlükte şair, ‘’bana sormayın böyle nereye, koşa koşa gidiyorum. alnından öpmeye gidiyorum, evleri balkonsuz yapan mimarları.’’ diyerek bütün bu olumsuzluğu yok etmenin evleri balkonsuz inşa etmekten geçtiğini, felaketin böyle biteceğini, bunu yapacak olan mimarların ise kutlanması gerektiğini ifade
ederek şiiri noktalıyor.
devamını gör...

sözlüğün ilk günü olduğu için heyecanlı.

dünyanın gidişatı için tedirgin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim