yağmurdan zevk alan. yağmurlu havalarda neşe dolan.
devamını gör...

yukarıda yazar bir arkadaşımızında değindipi gibi o eve gidenlerden biri de bizdik. yaz tatillerinde mahalle çocukları ile sabahlara kadar oynardık. kızlar ve erkekler iki ayrı grup halinde saklambaç (grup ile oynakınanı küt küt) oynamaya karar verdik. gece de epey ilerlemişti, baktık bizi bulamıyorlar biz de evlerimize dağıldık. sabaha kadar aramışlar, bulamamışlar haliyle. sabah buluşma noktasında uyuklarken bulmuştuk hepsini.

çocukluğumuzun vazgeçilmez oyudur. hele o ebe ebe çığlıkları...
devamını gör...

en iyi erkek sinema oyuncusu ödülünü alan oyuncu uraz kaygılaroğlu'nun yapmış olduğu iki sayfalık konuşmadır. çocuk istismarına çok iyi dikkat çekip, farkındalık yaratacak bir konuşma olmuş. kendisini alkışlıyorum. buradan
devamını gör...

büyük buhran
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gitmek için yanıp tutuşanlar filistindeki örgütlere katılabilirler. giriş için şart aranmıyor.
türk askerinden yakından uzaktan alakası olmayan soysuzlar işlerine gelince türk askeri oraya gitsin buraya gitsin, tabi ki paşam şuan istediğiniz yere sevk ediyoruz...
devamını gör...

19a yaklaşan bir 18'liyim. artık ihitiyarladık:).
devamını gör...

kafa sözlük'e özgü bir ilaç, bir şifa, bir derman adeta.

evet evet! işbu satırların kendisine ithafen yazıldığı bu harikulade yazar; her türlü derde, tasaya, sıkıntıya, rahatsızlığa, hastalığa, ölüm haricinde hemen her şeye (inanabiliyor musunuz? her şeye!) iyi gelebilmektedir. üstelik herhangi bir yan etki göstermeden. bir mucize bu, tıbbın geldiği son nokta!

mesela ben. bu aralar herhangi bir şeye pek vakit ayıramıyorum. "sıkılıyorum sabri, bunalıyorum." pek de mutlu değilim ve bocalıyorum. eh, ölmedim ama hafif sürünüyorum. ne dedim ben?!

işte tam bu anda aklıma düşüyor. "ölmedim ama hafif sürünüyorum..." hemen profilinde hızlıca gezip bir doz alıyorum. bir yandan bilgiler şelale oluyor, bir yandan komiklikler şakalar gırla gidiyor. bir nikotin bağımlısının sigarasından çektiği ilk fırt gibi, bir ferahlık geliyor. vücudum serotoninle dolup taşıyor. bir bilgelik, bir mutluluk, bir huzur hissediyorum. böyle bir şey olabilir mi ya?

cümlelerimi de sözlükçe yoksunluk sendromu çekmeyelim diye hep yazmasını umarak ve kendisine mutlu ve huzurlu yarınlar dileyerek bitiriyorum.

bayilerinizden ısrarla isteyiniz!*
devamını gör...

"komik mi şimdi bu" diyerek hem muhabbeti baltalarlar hem de ortamın enerjisini düşürürler. tez elden tuvalet terliği ile kovalanması gerekirler. bi de tipleri aynı şöyle olur;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

beğeni yoluyla iletişimde olduğum bir başka yazarımız. şimdilik dumanla anlaşıyoruz* ama yazılar için de teşekkürler.
devamını gör...

paraponera clavata olarak da adlandırılan ve ısırığı'nın acısı 24 saat süren bir karınca türü. bu yüzden mermi karıncası olarak biliniyor. nikaragua, honduras ve paraguay'ın nemli ormanların da yaşıyor. işçi karıncalar 18–30 mm arasında bir boya sahipler.
mermi karıncalarını diğer karıncalardan ayıran en önemli özellikleri tüylü göğüs yapısıdır.
mermi karıncaları çeşitli nektar ve meyve özlerinin yanında, başka bazı eklembacaklı türlerini de avlayıp yerler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

twitter içişleri bakanı süleyman soylu’nun 30 ocak tarihinde attığı tweeti lgbti bireylerine yönelik nefret söylemi gerekçesiyle kısıtladı. ilgili habere buradan
devamını gör...

istanbul'da 8 mart feminist gece yürüyüşü'ne katılan çok sayıda kadın, 'cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla evlerinden gözaltına alındı.

taksim'de düzenlenen 19. feminist gece yürüyüşü'ne katılan çok sayıda kadın "cumhurbaşkanı'na hakaret" gerekçesiyle ev baskınları ile gözaltına alındı. gözaltına alınan 10 kadının istanbul vatan il emniyet müdürlüğü'ne götürüldüğü bildirildi.

çağdaş hukukçular derneği (çhd) yaptığı duyuruda, ev baskınlarının gerçekleştiğini ve kadınlara yöneltilen suçlamanın “cumhurbaşkanı’na hakaret” olduğunu kaydetti.

yapılan açıklamada, “8 mart feminist gece yürüyüşü’ne katılan müvekkillerimiz ev baskınları ile gözaltına alınıyor. henüz gözaltı kararını görmemekle birlikte müvekkillerimize cumhurbaşkanına hakaret suçlamasının yöneltildiği bilgisini edindik” ifadelerine yer verildi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
haber linki
devamını gör...

bu tür haberleri hiristiyanliga müslümanlığa ya da ateizme mal etmek yanlışın dik alasıdır. bu insan öğretmen doktor ya da çoban olsa yine aynı şeyi yapardı ki yapıyor da. burada insanlıktan nasibini alamama durumu var.
devamını gör...

sanıyorum metamfetaminden sonra en kolay bağımlılık yaratan uyuşturucu türü. oral yolla vücuda alıyor ve tüm kimyanızı bu şeyle allak bullak ediyorsunuz. etkileri çoğunlukla benzer olmakla birlikte kişiden kişiye değişmekte. bünyesi güçlü bir tip bu zıkkımı yuvarladıktan sonra en ufak bir ruh hali değişikliği yaşamadan sadece düşüşünü hissedebiliyor (evet yükselmeden alçalmak gibi, nereye böyle?) kalp ritmini arttırdığı için zayıf bir bünyeniz varsa ya da kronik bir hastalığa sahipseniz kalp krizi geçirerek ölme ihtimaliniz son derece yüksek. yine alışkın olmayan bir tip bu b**u ilk kullanışında fazla heyecan yapıp kaldıramadığında kusma ihtiyacı hissedebiliyor; bu durumda kusamayıp, kusmayı reddedip içinizde tuttuğunuz vakit kanınızı zehirleme olasılığı da son derece yüksek. (ben kusmak isteyip de reddeden ancak saatler sonra kustuğunda masmavi bir jöle kusan birinin kendine çektirdiği eziyete şahit olarak söylüyorum bunu)

piyasada türlü türlü üretimi söz konusu. merdiven altı denilen ürünlerden birine denk geldiyseniz içinde ne halt olduğunu bilmeden salak salak patlayıp durursunuz ortalıkta. ertesi gün zangır zangır titreyen eller, tuvaletten dışarı çıkamamaklar, yemek yiyememekler, içtiğiniz suyun tuzlu gibi gelmesinden mütevellit su tüketememek, fakat dehidrasyon sebebiyle yaşanan yine el titremeleri, baş ağrıları, günlerce rutine dönemeyen ruh hali, standarda inemeyen beden fonksiyonları, hafızadaki boşluklar; sabah yediğin yemeği unutmak gibi, iş yerindeki kasada 100 lira açık vermek gibi, çene kemiklerinin iki gün boyunca kasılıp durmasından mütevellit akıcı konuşma yetisini yitirmek gibi... bir çok zararı, açığı, yan etkisi var bu şeyin.

ortamın mı denk geldi, bir deneyeyim nasıl olsa bir şey olmaz diye düşünerek bulaştın mı bu pisliğe; ilkinin sana muazzam kafalar yaşatması hep aynı kafaları yaşayacağın anlamına gelmiyor. başka bir ortamda yine denk geldiğinde ilk deneyişinden aldığın cesartle bir kez daha patlarken yükselttiğin kafaya vücudun ya da hayal gücün yetişmeyebilir (evet bunu yaşayanı da gördüm, kulaklıkları takıp dinlediği müziklerle kafasını 7890000 fite kadar yükseltip bedeni bu kafaya yetişmediği için ağlama krizlerine girdiler) bu durum seni acayip bunalımlara sürükleyebilir. halüsinatif etkileriyle karşılaştığında üç gün ortalıkta paranoyaklar gibi dolaşır tik sahibi olursun. kafayı yedirtir sana sen fark etmeden.

en iğrenci de gerçekten güzel deneyimler yaşamışsan bu zıkkımı özleyecek olmandır. maksimum iki saat farklı boyutlarda gezindikten ve o an sahip olduğun tüm mutluluk hormonunu harcadıktan sonra gerçek hayata dönüş insanı üzer/üzecektir. bilirsin ama ''nooolur bir saat daha sürsün hemen çekip gitmesin'' diye mızıldanırsın. mutsuzluktan ölecek gibi olur ve hep bir daha istersin; bir daha ve daha fazla. aynı b.ktan bir tane alanla, dört tane alan aynı kafayı yaşar o an gözünün önünde; o eşiğin yükselmesi kolaydır çünkü. eşiği yükseltecek kadar bu b.ka battığında da yapman gereken kendini doyurmak değil arkana bakmadan koşarak uzaklaşmaktır. sana nasıl kafalar yaşatırsa yaşatsın yapay olduğunun, doğal olmadığının, kurcaladığın şeyin gerçek olmadığının farkına vardığın gün özlemekten vazgeçeceksin. o zaman tıpkı sevgilinden ayrılır gibi üzüntüyle, kederle, münakaşa ile ayrılacaksın ondan. bazı insanlar bu noktada ya bir gün bir yerde, bir barda, bir arkadaşımın evinde rastlarsam ona gibi endişeler taşıyacaklar (tıpkı eski sevgilinle karşılaşma telaşı gibi) o zaman da bir an kafan karışacak, allak bullak olacak, sana hissettirdiği şeyleri hatırlayacak tekrar bir araya gelmek; onunla yakınlaşmak isteyecek fakat neden ilişkinizin yürümediğini ve yürümeyeceğini kendine hatırlatarak oradan uzaklaşacaksın. en önemlisi de onu sana hatırlatan şarkılardan uzak duracaksın.

bu sebeple tüm bu eziyeti çekmek yerine en iyisi en başından meraka ya de türevlerine yenilmeyip hiç bulaşmamaktır buna. durduk yere hayatı perişan etmeye gerek yok. sağlıklı düşünceler, sağlıklı ruh halleri, sağlıklı ilişkiler, sağlıklı hayaller, sağlıklı müzikler insanın yaşamını kolaylaştırır. kolay yaşayın.
devamını gör...

doya doya yaşayabilmek için gerekli olan bilinçtir. bir sonun var olduğunu bilen kişinin hayatı daha anlamlıdır, daha tutkuludur; sevdiklerine sarılmadan önce bunun son olabileceğini bilir ve daha sıkı sarılır, evden çıkmadan önce annesini mutlaka öper, yeni aldığı elbiseyi giymek için özel bir günün gelmesini beklemez. ölmekten korksak da yaşamak ağır basmalı biraz da sevgili yazarlar*
devamını gör...

diğer platformlardan gelen insanların, ortak ve yüksek kalite standartına sahip bu yeni yeri daha çok sevdiğini düşünüyorum.

o eski platformlarda yer etmiş hastalıklı fikirlere sahip kişilerin, para için her şeyi yapabilecek reklamcıların, sahtekarların, aktrollerin olmadığı (henüz) bu yeni ortam, çok samimi geliyor bana mesela.

burada sanki herkes kaliteli zevkleri olan, kitap okuyan, müzik dinleyen, bencilliklerden ve egolardan sıyrılmış, kendilerini en az bir kaç senedir tanıyormuşum hissi oluşturan iyi yazarlar gibi geliyor.

daim olması dileği ile.
devamını gör...

genelleyici olursak ınsani yoran yine insandir. hal ve tavirlariyla,bencilligiyle,kotulukleriyle,kibir ve onyargisiyla. adaletsizligi ve kiskancligina hic girmiyorum bile...
devamını gör...

sonradan hatırlanıp gülünüp geçilecek olay.ulan ne salakmışız be.
devamını gör...

toplumcu dünya görüşü, yani toplumcu gerçekçi akım, 19.yüzyılın ikinci çeyreği edebiyat ve sinema alanında görülmüştür. italyan sinemasında yeni gerçekçi akım olarak karşımıza çıkar. bu akımın temsilcileri sanat toplum içindir amacı ile eserler kaleme almıştır.

türk edebiyatında da toplumcu dünya görüşü üzerine temellendirilmiş bir edebiyat akımıdır. köy yaşamındaki sorunlar, işsizlik, yoksulluk, köyden kente göç, toprak kavgaları, ağa köylü çatışmaları, büyük kentlerdeki işçilerin mücadeleleri, savaş gibi toplumsal meseleler konu edinilir. hikaye ve romanlarda, okuyanın anlayabileceği basit ve sade bir dil kullanılmıştır. toplumun alt kademesindeki insanlar gerçekçi bir bakış açısı ile incelenmiştir. 1950'li yıllardaki köy enstitüsü mezunlarıyla ön plana çıkarak köy ve kasabalarda yaşanan zorluklar yazıya dökülmüştür.

ince memed serisiyle ünlenen yaşar kemal, yapılarında insan psikolojisinin derinlerine inen sabahattin ali, en bilinen eseri yılanların öcü ile köylülerin günlük yaşamından kesitler sunan fakir baykurt, osmanlı tarihi ve toplum sorunlarına ışık tutan, devlet ana isimli eseriyle türk edebiyatının en başarılı ve üretken edebiyatçılardan olan kemal tahir, toplumcu gerçekçi edebiyatçıların en bilinen temsilcileridir.
devamını gör...

90’lı yıllardaki zenginlik belirtilerinden biridir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim