yazarların kimsede olmadığını düşündüğü alışkanlığı
telefonumda ilgimi çeken her türlü görsel içeriği biriktirmek.
film, dizi, video kesitleri ve bunlardaki araba, dekor, manzara vb. şeyler. ekran görüntüleri.
örneğin hidalgo filminin başlarındaki bar kavgası sahnesi.*
t: kendim gibi istifçileri tespit etmek amacıyla sızdığım başlık.
film, dizi, video kesitleri ve bunlardaki araba, dekor, manzara vb. şeyler. ekran görüntüleri.
örneğin hidalgo filminin başlarındaki bar kavgası sahnesi.*
t: kendim gibi istifçileri tespit etmek amacıyla sızdığım başlık.
devamını gör...
neanderthal ırkına yaptığımız soykırım
sapiensin kendi türüne yaptığı soykırımdır. dikkatimi çok çeken bir konu. şuanda hala devam eden ırkçılık aslında sapiensin, tek ırk kalsa bile soykırıma hala devam edeceğini gösteriyor. artan sapiens nüfusuyla ve bencilce harcadığımız dünya kaynakları hali hazırda diğer bir çok canlının soyunu tüketti ve tüketmeye devam ediyor. ekositemi, insanın egosistemi hızlıca yok ediyor. yani sadece neandertallere yapmakla kalmadığımız caniliktir.
devamını gör...
giyinmeyi bilmeyenler
kimsenin sizin zevkinize hitap etmek zorunda olmadığı gibi, insanların kendilerini iyi hissettiği şekilde giyinmesine görüntü kirliliği demeniz hoş değil. öyleyse ben de bu tanım için düşünce kirliliği diyeyim, olmuyor değil mi? insanları rahat bırakın artık cidden ya. beğenmek zorunda hiç değilsiniz elbette ama insanların zevklerine, tercihlerine karışmayın. "modanızı kendiniz yaratın" denmiş bir de dalga geçer gibi. belki de istediklerini giymek kendi modalarıdır.
devamını gör...
şehzade alaeddin
şehzade alaeddin ya da alaeddin paşa, bilinen ilk osmanlı sadrazamı’dır. osmanlı devleti’nin kurucusu osman gazi ile bala hatun’un oğlu,orhan gazi’nin kardeşidir.
bölge paylaşımı, tabii ki devletin teşkilat kanununun ve devlet idaresinin öncelikle islam hukukuna, hadislere, sünni kurallara ve dört büyük imamın ya da islam’ın dört mezhep kurucularının kararlarına ve orhan gazi zamanında, islam kanunlarında muhtemel boşlukları ve eksiklikleri, zamanın ihtiyaçlarına uygun olarak çıkartılan özel düzenlemelerle doldurmak ve kapatmak gibi, osmanlı devleti için çıkartılan bu türdeki ilk kanunlar, orhan gazi’nin ilk hükümdarlık yıllarına ait olup, kardeşi alaeddin’in eseridirler.
çok zeki ve siyasetle askeri alnda çok derin bilgiye sahip bir adam olan alaeddin, osman gazi’nin ölümünden hemen sonra, gönüllü olarak babasından miras kalan bütün paylarından feragat ederek, bursa yakınlarındaki kite ovasında bir köye yerleşmiş ve görünüşe göre kendini burada ağabeyinin gözleri önünde büyüyen devletinin amaca uygun olarak düzenlenmesine dair düşüncelere adamıştı. ancak izmit alındıktan kısa bir süre sonra, yapılan son fetihlerini kutlamak ve aynı zamanda devletin bağımsızlığı, sürekliliği ve genişletilmesi için önemli saydığı bazı debvlet kurumlarının gerekliliğine dikkat çekmek üzere, ağabeyinin sarayına geldi. dikkat çektiği konular, para basma, kıyafet ve ordu düzeniydi.
orhan gazi, kardeşinin fikir ve önerilerini derhal kabul etti. bunların yürütülmesi ve uygulanması konusunda kardeşinden yardım beklediği için, osmanlı imparatorluğu’nda ilk kez olmak üzere kardeşine vezir rütbesi verdi. alaeddin paşa’nın öncelikle para basma konusuna verdiği önemin nedeni, islam’da hükümdarın adının cuma hutbelerinde okunmasının yanı sıra, ilk sırada para basma hakkının geldiği egemenlik haklarına dayanıyordu. bu egemenlik haklarından biri olan cuma hutbelerinde, hükümdarın adının geçmesinin, selçuklulardan osmanlı’ya ne zaman intikal ettiği tam olarak bilinmemektedir.
1328 yılında alaeddin paşa’nın girişimleri ile orhan gazi’nin adını taşıyan ilk altın ve gümüş sikke basıldı ve osmanlı devleti’nin her yerine dağıtıldı. nasıl ki alaeddin paşa egemenlik hakkının önemli bir kısmını oluşturduğu için para basma hakkının kullanımına önem veriyorsa, belirli bir kıyafet düzeninin uygulanmasıyla ilgili çabaları da, muhtemelen yükselmekte olan osmanlı devleti’nin en temel direklerinden biri olarak gördüğü mevkilrin ve sınıfların sıkı ayrımı hakkındaki görüşleriyle bağlantılıydı.
özellikle kıyafet aracılığıyla harici bir ayrım ayrıca doğu geleneklerinde vardı ve alaeddin paşa muhtemelen rumlarla sık sık gerçekleşen temasların ve bizans imparatorluğu’nun görkemli başkentinin yakınlığının, halkının eski ciddiyeti ve sadeliği üzerinde olumsuz bir etki bırakmaya başladığı için, kıyafet düzenlemesinde o denli ısrar etmek zorunda olduğunu düşünüyordu. görünüşe göre zengin süslemeli, değerli bizans kıyafetleri, başlıkları osmanlılar arasında çok erken dönemde kullanılmaya başlanmıştı ve bu konularda yozlaşmayı önlemek için, alaeddin paşa muhtemelen sınıf ayrımına bir düzen ve ordunun kıyafetlerine bir birlik ve “yekdüzelik” getirmek amacıyla kıyafetlerde tam bir reform yapmak istiyordu.
alaeddin paşa, idaresi sırasında dikkat ettiği üçüncü ve belki de en önemli konu, unsurları açısından hala ertuğrul gazi’nin ilk zaferlerini ve fetihlerini borçlu olduğu eski göçebe topluluklarını andıran orduya bir düzen getirmesiydi. bugüne kadar bu vahşi askerlerin kaba yiğitliklerini amacına uygun bir düzenleme ile artırma, meydan muharebelerinde ve kalelerin kuşatılmasında düzenli bir savaş yönetimi için daha yararlı hale getirme çabası içine girilmemişti.
osmanlı ordusunun çekirdeği bu yüzden halen tımar hizmetlerinden ve ganimet tutkusundan dolayı birbirlerine çok zayıf bağlarla bağlı olup, şiddetleri kırsal halkın korkuya ve dehşete kapılmasına neden olan ama iyi tahkim edilmiş şehirlerin surlarına karşı çok az ya da hiçbir şey yapamayan hafif atlı sipahilerden oluşuyordu ve bu birliklerin kuşattığı kalelerin çoğu genelde açlıktan ya da susuzluktan teslim oluyordu. tamda burada alaeddin paşa, müstahkem mevkilerinin zabtının ancak iyi organize edilmiş bir piyade sınıfı ile mümkün olabileceğini kolayca fark etti ve derhal böyle bir teşkilatın kurulmasını orhan gazi’ye önerdi. orhan gazi bunu onayladı ve uygulama aşamasında daha da emin olmak için savaş konusunda çok tecrübeli bir adama, bilecik kazaskeri çandarlı kara halil’e de danıştı.
sonunda aynı silahlarla donatılacak ve iyi bir ücret alacak seçkin genç türklerden oluşacak bir birlik kurarak, ilk denemeyi yapmaya karar verdiler. çandarlı kara halil, bu teşkilatı yönetmeyi üstlendi. muhtemelen bunun için bizans piyadelerini örnek almıştı. aldıkları ücret adam başı 1 akçe olarak belirlendi. ama sadece aktif savaş halinde oldukları zaman ödeniyordu, zira sayıları 20 bin kişiye kadar çıkan bu birlikler, en azından sürekli olarak silah altında olmamaları açısından daimi bir orduyu oluşturmuyorlardı. sefer bittiğinde terhis edililerdi, ücretleri kesilirdi ve vergiden tamamen muaf tutulan topraklarını işlemelerine izin verilirdi. bunun yanında odu yollarının tamiri ve muhafazası, ordu erzaklarının ve eşyalarının taşınması gibi küçük hizmetlerde yardımcı oluyorlardı. bu durum onları daha kurulduklarında kendine özgü bir paralı asker teşkilatına dönüştürdü ve belki de içlerinde çok geçmeden tamamen tasfiye edilmelerine neden olacak direniş ve isyan ruhunun gelişmesine neden oldu.
zira görünüşe göre, teşkilat kurulduktan birkaç ay sonra, muhtemelen aldıkları ücretlerden dolayı cesaretlenerek, çok ağır taleplerde bulunmaya başlamışlar ve orhan gazi’de ne savaşta, ne de barışta yararlı kullanılamayacaklarına dair bir kanaat bırakmışlardı. bu yüzden tasfiye edildiler ama en azından gelirlerini yani tımarlarını işletmeye devam ettiler. ilk zamanlarda başarısız gibi görünen bu deneyim, yeniçeri teşkilatına bir örnek oluşturmuş ve avrupa da osmanlı şanını ve büyüklüğünü yayacak bir teşkilatın öncüsü olmuştu.
şehzade alaeddin ya da vezir alaeddin paşa net bilinmemekle birlikte 1331 yılında vezirliği bırakıp, 1333 yılında bursa, kükürtlü de vefat etti. naaşı osman gazi türbesine defnedilmiştir.
bölge paylaşımı, tabii ki devletin teşkilat kanununun ve devlet idaresinin öncelikle islam hukukuna, hadislere, sünni kurallara ve dört büyük imamın ya da islam’ın dört mezhep kurucularının kararlarına ve orhan gazi zamanında, islam kanunlarında muhtemel boşlukları ve eksiklikleri, zamanın ihtiyaçlarına uygun olarak çıkartılan özel düzenlemelerle doldurmak ve kapatmak gibi, osmanlı devleti için çıkartılan bu türdeki ilk kanunlar, orhan gazi’nin ilk hükümdarlık yıllarına ait olup, kardeşi alaeddin’in eseridirler.
çok zeki ve siyasetle askeri alnda çok derin bilgiye sahip bir adam olan alaeddin, osman gazi’nin ölümünden hemen sonra, gönüllü olarak babasından miras kalan bütün paylarından feragat ederek, bursa yakınlarındaki kite ovasında bir köye yerleşmiş ve görünüşe göre kendini burada ağabeyinin gözleri önünde büyüyen devletinin amaca uygun olarak düzenlenmesine dair düşüncelere adamıştı. ancak izmit alındıktan kısa bir süre sonra, yapılan son fetihlerini kutlamak ve aynı zamanda devletin bağımsızlığı, sürekliliği ve genişletilmesi için önemli saydığı bazı debvlet kurumlarının gerekliliğine dikkat çekmek üzere, ağabeyinin sarayına geldi. dikkat çektiği konular, para basma, kıyafet ve ordu düzeniydi.
orhan gazi, kardeşinin fikir ve önerilerini derhal kabul etti. bunların yürütülmesi ve uygulanması konusunda kardeşinden yardım beklediği için, osmanlı imparatorluğu’nda ilk kez olmak üzere kardeşine vezir rütbesi verdi. alaeddin paşa’nın öncelikle para basma konusuna verdiği önemin nedeni, islam’da hükümdarın adının cuma hutbelerinde okunmasının yanı sıra, ilk sırada para basma hakkının geldiği egemenlik haklarına dayanıyordu. bu egemenlik haklarından biri olan cuma hutbelerinde, hükümdarın adının geçmesinin, selçuklulardan osmanlı’ya ne zaman intikal ettiği tam olarak bilinmemektedir.
1328 yılında alaeddin paşa’nın girişimleri ile orhan gazi’nin adını taşıyan ilk altın ve gümüş sikke basıldı ve osmanlı devleti’nin her yerine dağıtıldı. nasıl ki alaeddin paşa egemenlik hakkının önemli bir kısmını oluşturduğu için para basma hakkının kullanımına önem veriyorsa, belirli bir kıyafet düzeninin uygulanmasıyla ilgili çabaları da, muhtemelen yükselmekte olan osmanlı devleti’nin en temel direklerinden biri olarak gördüğü mevkilrin ve sınıfların sıkı ayrımı hakkındaki görüşleriyle bağlantılıydı.
özellikle kıyafet aracılığıyla harici bir ayrım ayrıca doğu geleneklerinde vardı ve alaeddin paşa muhtemelen rumlarla sık sık gerçekleşen temasların ve bizans imparatorluğu’nun görkemli başkentinin yakınlığının, halkının eski ciddiyeti ve sadeliği üzerinde olumsuz bir etki bırakmaya başladığı için, kıyafet düzenlemesinde o denli ısrar etmek zorunda olduğunu düşünüyordu. görünüşe göre zengin süslemeli, değerli bizans kıyafetleri, başlıkları osmanlılar arasında çok erken dönemde kullanılmaya başlanmıştı ve bu konularda yozlaşmayı önlemek için, alaeddin paşa muhtemelen sınıf ayrımına bir düzen ve ordunun kıyafetlerine bir birlik ve “yekdüzelik” getirmek amacıyla kıyafetlerde tam bir reform yapmak istiyordu.
alaeddin paşa, idaresi sırasında dikkat ettiği üçüncü ve belki de en önemli konu, unsurları açısından hala ertuğrul gazi’nin ilk zaferlerini ve fetihlerini borçlu olduğu eski göçebe topluluklarını andıran orduya bir düzen getirmesiydi. bugüne kadar bu vahşi askerlerin kaba yiğitliklerini amacına uygun bir düzenleme ile artırma, meydan muharebelerinde ve kalelerin kuşatılmasında düzenli bir savaş yönetimi için daha yararlı hale getirme çabası içine girilmemişti.
osmanlı ordusunun çekirdeği bu yüzden halen tımar hizmetlerinden ve ganimet tutkusundan dolayı birbirlerine çok zayıf bağlarla bağlı olup, şiddetleri kırsal halkın korkuya ve dehşete kapılmasına neden olan ama iyi tahkim edilmiş şehirlerin surlarına karşı çok az ya da hiçbir şey yapamayan hafif atlı sipahilerden oluşuyordu ve bu birliklerin kuşattığı kalelerin çoğu genelde açlıktan ya da susuzluktan teslim oluyordu. tamda burada alaeddin paşa, müstahkem mevkilerinin zabtının ancak iyi organize edilmiş bir piyade sınıfı ile mümkün olabileceğini kolayca fark etti ve derhal böyle bir teşkilatın kurulmasını orhan gazi’ye önerdi. orhan gazi bunu onayladı ve uygulama aşamasında daha da emin olmak için savaş konusunda çok tecrübeli bir adama, bilecik kazaskeri çandarlı kara halil’e de danıştı.
sonunda aynı silahlarla donatılacak ve iyi bir ücret alacak seçkin genç türklerden oluşacak bir birlik kurarak, ilk denemeyi yapmaya karar verdiler. çandarlı kara halil, bu teşkilatı yönetmeyi üstlendi. muhtemelen bunun için bizans piyadelerini örnek almıştı. aldıkları ücret adam başı 1 akçe olarak belirlendi. ama sadece aktif savaş halinde oldukları zaman ödeniyordu, zira sayıları 20 bin kişiye kadar çıkan bu birlikler, en azından sürekli olarak silah altında olmamaları açısından daimi bir orduyu oluşturmuyorlardı. sefer bittiğinde terhis edililerdi, ücretleri kesilirdi ve vergiden tamamen muaf tutulan topraklarını işlemelerine izin verilirdi. bunun yanında odu yollarının tamiri ve muhafazası, ordu erzaklarının ve eşyalarının taşınması gibi küçük hizmetlerde yardımcı oluyorlardı. bu durum onları daha kurulduklarında kendine özgü bir paralı asker teşkilatına dönüştürdü ve belki de içlerinde çok geçmeden tamamen tasfiye edilmelerine neden olacak direniş ve isyan ruhunun gelişmesine neden oldu.
zira görünüşe göre, teşkilat kurulduktan birkaç ay sonra, muhtemelen aldıkları ücretlerden dolayı cesaretlenerek, çok ağır taleplerde bulunmaya başlamışlar ve orhan gazi’de ne savaşta, ne de barışta yararlı kullanılamayacaklarına dair bir kanaat bırakmışlardı. bu yüzden tasfiye edildiler ama en azından gelirlerini yani tımarlarını işletmeye devam ettiler. ilk zamanlarda başarısız gibi görünen bu deneyim, yeniçeri teşkilatına bir örnek oluşturmuş ve avrupa da osmanlı şanını ve büyüklüğünü yayacak bir teşkilatın öncüsü olmuştu.
şehzade alaeddin ya da vezir alaeddin paşa net bilinmemekle birlikte 1331 yılında vezirliği bırakıp, 1333 yılında bursa, kükürtlü de vefat etti. naaşı osman gazi türbesine defnedilmiştir.
devamını gör...
save ralph
her attığımız adım canice geliyor, güzellik uğruna hayvanlara zulm edilmemeli.
devamını gör...
reklamlardaki kült cümleler
çünkü biz buna değeriz.
l'oreal paris markasının, slogan kalıplarını da aşıp, dünyadaki bütün kadınlara hitap eden bir güzellik misyonu.
l'oreal paris markasının, slogan kalıplarını da aşıp, dünyadaki bütün kadınlara hitap eden bir güzellik misyonu.
devamını gör...
feynman tekniği
amerikalı fizikçi richard feynman tarafından çıkartılmış öğrenmeyi kolaylaştıran bir yöntemdir. zor konuların anlaşılması ve öğrenimini kolaylaştırmanıza yardımcı olan hatta hızlı öğrenmeniz sağlayan bir yöntemdir. feynman binevi öğrenmenin 4 adımlık algoritması oluşturmuştur. bu adımlar;
1-bir konu seç ve çalışmaya başla
2-konuyu bilmeyen birine bir çocuğun bile
anlayabileceği dilde anlat.
3-anlatırken tıkandığın yerleri tespit et.
4-daha iyi anlamak için dönüp tekrar çalış.
bu yöntemi defalarca tekrarlayarak öğrenmek istediğiniz bir konuyu hızlı bir şekilde her seferinde eksiklerinizi fark edip kolayca kapatarak hem daha kalıcı hem de gerçek manada anlayarak ve öğrenerek kendinizi gerek öğrenim gerek iş hayatında geliştirebilirsiniz.
1-bir konu seç ve çalışmaya başla
2-konuyu bilmeyen birine bir çocuğun bile
anlayabileceği dilde anlat.
3-anlatırken tıkandığın yerleri tespit et.
4-daha iyi anlamak için dönüp tekrar çalış.
bu yöntemi defalarca tekrarlayarak öğrenmek istediğiniz bir konuyu hızlı bir şekilde her seferinde eksiklerinizi fark edip kolayca kapatarak hem daha kalıcı hem de gerçek manada anlayarak ve öğrenerek kendinizi gerek öğrenim gerek iş hayatında geliştirebilirsiniz.
devamını gör...
insan neden okumalı sorunsalı
muhtaçtır. bir parça şiire, bir parça bilgiye, yoruma, düşünceye, fikre... insan her daim muhtaçtır, kitaptaki mürekkebe. ne demiştir ali şeriati : ''okuyun, mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.''
devamını gör...
bulgarların kökeninin türk olması
bu durumda victor krum türk oluyor. iyi bir haber dünyanın en iyi arayıcısını renklere bağladık.
lotte .
lotte .
devamını gör...
edebiyatçıların ilginç ölümleri
(bkz: sabahattin ali) öldürüldüğünde 41 yaşındaydı.
kendisiyle ilgili davaların olumsuz sonuçlanacağı endişesiyle türkiye'den ayrılmak istedi. bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden kişi tarafından öldürüldü.
kendisiyle ilgili davaların olumsuz sonuçlanacağı endişesiyle türkiye'den ayrılmak istedi. bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden kişi tarafından öldürüldü.
devamını gör...
armullah
bana bu saatte "sen bana aşık mısın?" diye mesaj atmış yazar. namusumu beş paralık etti. manevi tazminat davası açmayı düşünüyorum. sözlükte avukat varsa benimle iletişime geçsin.
devamını gör...
koronavirüs’ün erkeklerde daha fazla ölüme yol açması
kadınlarda bulunan östrojen hormonunun corona virüse karşı direnç oluşturduğunu ve bu yüzden erkeklere oranla kadınların hastalığı daha çabuk atlatmasına ve ölüm oranının daha az olmasına sebep olduğu da başka araştırma konusudur.
devamını gör...
ehliyet sınavı tüyoları
dur kalk noktasından sonra, yeşil ışık yandığında yani kısaca kalkışlarda vitesi bire almayı unutmayın. heyecana bağlı olarak en çok yapılan hatalardan biri. sonra araba laps diye yolun ortasında söner daha çok strese girersiniz.
devamını gör...
çocuk yaparak evliliği kurtarmak
çocuklarını yara bandı misali kullanarak minnoş geçirdikleri birkaç sene sonrasında, yokmuş gibi davranılan sorunlar tekrar gün yüzüne çıkarsa çiftler için çok büyük problem olacak eylemdir. olan çocuğa olur.
devamını gör...
dünya sözlük
istatistiklerde üçüncü müymüş ahaha bunun için whatsapp gurubu kurup kendileri görevli katip gibi yazıyorlar bilmiyorsanız öğrenin. başlıklara yazılan bir iki tanımla üçüncülük mü olur güldürmeyin . aynı akp hep vitrine oynuyor nitelik yok kendi arasında laf çeviren akrabalar gibi olmuş yazarları özgünlük yok. ekşi çöpmüş sen nesin acaba küfür yok diye ahlak abidesi mi oldun. bu arada başka sözlüklerle ilgili tanımlar eğer o sözlük övülürse sol frame getirilmiyor dünya çok cici diğerleri tü kaka yazman gerekiyor. keyfi uygulamalar yüzünden birçok iyi yazarı uzaklaştırdılar pamuk prenses ve yedi cüceler gibi takılıyorlar la la la la .
devamını gör...
a 101 çiğ köftesi
a 101 poşetinin yenmesinin daha faydalı olacağı yiyecek.
devamını gör...
avrupa'da olup türkiye'de olmayan şeyler
(bkz: tartışma kültürü)
devamını gör...
bir insana yapılabilecek en büyük kötülük
anlamak için uğraşmamak. en yakınlarınız yapıyorsa hele, ne acıdır ki dünya zehir zemberek olur. hislerimizle yapayalnız kalırız.
(bkz: empati)
(bkz: empati)
devamını gör...