hayatı kaçırma hissi
şu an çok fena bu hisse kapıldım. en çılgın en korkusuz yaşlarımda olmama rağmen eve tıkıldım kendimi yaşını başını almış insanlar gibi hissediyorum ama değilim işte. benim şu an arkadaşlarımla deli danalar gibi gezmem lazım, yeni yerler keşfetmem lazım, sabahlara kadar eğlenmem lazım ama yapamıyorum. ileride gençliğimi ah ne çılgın yıllardı diye hatırlamak istiyorum ama çok stabil bir hayatım var bana göre değil ki bu. bilemiyorum altan. çok fenayım. sıkıldım bunaldım.
devamını gör...
hiç kazıklı maria izlememiş insan
1-kazıklı maria kim
2-izlemeyenin başı belaya mı giriyor
2-izlemeyenin başı belaya mı giriyor
devamını gör...
gurbetçi diyalogları
yaz aylarında otobüste, yolda, sokak ve uçakta hatta zaman zaman ailelerimizin içinde maruz kaldığımız güldüren diyaloglar bütünü. çoğunlukla o aksandan pek bi halt anlamıyoruz. genelde onlarda da "lan beni kandıracaklar mı acaba" düşüncesi oluyor.
devamını gör...
sıkça söylenen yalanlar
ben iyiyim.
devamını gör...
milena (yazar)
dakikalar içerisinde onlarca şarkı entrysi giren yazar. sayesinde yeni şarkılar keşfettim özellikle şu zhu - faded bi harika.
devamını gör...
18 mart 1915 çanakkale zaferi
çanakkale geçilemez. dedik ve bir tarih yazdık. ruhları şad olsun askerlerimizin.
devamını gör...
cinayet
bazılarınca sanat olarak sayılabilen insanın yaşamını sonlandıran eylem.
her ne kadar toplum henüz buna açık değilse de... toplumun her konuya kapalı olduğu gibi. nitekim nitelikli zihinler çok azdır. olsalar bile koltuklarına gömülmüşlerdir.
evet, doğru duydunuz. sanat. nitekim diyalektik bir süreç içerisindeyseniz ve doğru anda, doğru mekanda cinayet işleyebilirseniz, bazıları buna sanat der.
lakin günümüz portesin içinde böyle bir şeyin sanat olarak görülemeyeceğini biliyoruz... öbür yandan günümüz portesi dışında da sanat olarak görülmeyeceği kanaatindeyim. anlam arayan insanın gösteriş merakını andırır bu durum, bu soyutlama.
(bkz: güzel sanatların bir dalı olarak cinayet)
(bkz: thomas de quincey)
her ne kadar toplum henüz buna açık değilse de... toplumun her konuya kapalı olduğu gibi. nitekim nitelikli zihinler çok azdır. olsalar bile koltuklarına gömülmüşlerdir.
evet, doğru duydunuz. sanat. nitekim diyalektik bir süreç içerisindeyseniz ve doğru anda, doğru mekanda cinayet işleyebilirseniz, bazıları buna sanat der.
lakin günümüz portesin içinde böyle bir şeyin sanat olarak görülemeyeceğini biliyoruz... öbür yandan günümüz portesi dışında da sanat olarak görülmeyeceği kanaatindeyim. anlam arayan insanın gösteriş merakını andırır bu durum, bu soyutlama.
(bkz: güzel sanatların bir dalı olarak cinayet)
(bkz: thomas de quincey)
devamını gör...
bir anneye verilecek öğütler
senin çocuğun dünyadaki herhangi bir çocuktan daha kıymetli değil.
atomu filan da parçalamayacak.
akademik başarısı değil ahlaki başarısı onu yüksek mevkili insan yapacak.
atomu filan da parçalamayacak.
akademik başarısı değil ahlaki başarısı onu yüksek mevkili insan yapacak.
devamını gör...
yazarların hayattaki bahaneleri
sorular hep çalışmadığım yerden çıkıyor.
devamını gör...
tuhaf bakışlı insanlar
acaba dışarıdan ben nasıl görünüyorum sorusunu sordurttu bana.ben de bakışlardan hemen rahatsız olurum belki savunma olarak karşılık veririm ama net olarak o kişiyi algılayamıyorsam tırsarım.
devamını gör...
bu başlıkta kadınları ayrıştırıyoruz
bir çağrı.
bana karşı uygulanacak her türlü ayrıştırma yöntemine karşıyım. nedir bu yöntemler? mesela santrifüjleme, mesela diyaliz, mesela eleme, ayıklama, süzme... insan insana bunları yapar mı be!
proton ve nötronlarıma ayrıştırabileceğini iddia eden varsa onun yöntemini görmek isterim ama.
bana karşı uygulanacak her türlü ayrıştırma yöntemine karşıyım. nedir bu yöntemler? mesela santrifüjleme, mesela diyaliz, mesela eleme, ayıklama, süzme... insan insana bunları yapar mı be!
proton ve nötronlarıma ayrıştırabileceğini iddia eden varsa onun yöntemini görmek isterim ama.
devamını gör...
avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı
o sırada malum töreleri ve toplumsal değer yargılarını icat etmektelerdi kendileri.
devamını gör...
bir esnaf yalanı
hesap makinesine pat küt diye tuşlara basıp ardından istediği sayıyı yazması ve 5 saniye sonra gelen
'' x lira ama sana y olur'' cümlesi.
'' x lira ama sana y olur'' cümlesi.
devamını gör...
ekşi sözlük' te tanışıp sevgili olmak
sadece sözlük değil hiçbir sosyal mecradan yapılmaması gerek.en fazla arkadaş olunmalı diğer türlü saçma ve tehlikeli.
devamını gör...
kınadığın şeylerin başına gelmesi
işte bu benim. ancak bu sefer dersimi aldım ve mutlaka bilmeli, bilmeyenlere söylemeli...
"bu hayatta olmaz dediklerin olacak, yapmam dediklerini yapacaksın."
bir zeynep ergül atasözü der ki; "beni kınayan benim köyneğimi giysin, beni kınayan benim ateşimde yansın." *
"bu hayatta olmaz dediklerin olacak, yapmam dediklerini yapacaksın."
bir zeynep ergül atasözü der ki; "beni kınayan benim köyneğimi giysin, beni kınayan benim ateşimde yansın." *
devamını gör...
doların 1 lira olduğu bir güne uyanıldığında yapılacaklar
bütün paramla dolar alır cape town'a giderim. 1 dolar 16 rand.
devamını gör...
bülbülü öldürmek
okumaya çok geç kaldığım harper lee romanı.
ırkçılık, eşitlik konularında yazılmış en nahif, en insancıl kitaplardan biri. bu konuları küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatması bir yana anlatırken çocuk yetiştirme üzerine ipuçları vermesi ise kitabı çok başka yerlere taşıyor.
yaşlı ve hasta bir kadının morfine bağımlı olmamak için verdiği mücadeleyi anlatırken aşağıdaki ifadeyi kullanmıştır yazar.
mertlik, baştan bitik olduğunu bilip de çabalamak, olacakları göğüsleyebilmektir. binde bir kazanırsın ama kazandığın da olur.
ve günümüzün bence en büyük problemlerinden biri olan bireysel silahlanma hakkında söyledikleri ise şöyledir;
silah taşımak başkalarına vur emri çıkarmaktır
bu kitap verdiği toplumsal mesajlarla bana the life of david gale filmini hatırlattı. bazen inanmak istediğimiz gerçekler, en gerçek yalanlar oluyor ne yazık ki.
severek okuyacağınız akıcı bir kitap.
ırkçılık, eşitlik konularında yazılmış en nahif, en insancıl kitaplardan biri. bu konuları küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatması bir yana anlatırken çocuk yetiştirme üzerine ipuçları vermesi ise kitabı çok başka yerlere taşıyor.
yaşlı ve hasta bir kadının morfine bağımlı olmamak için verdiği mücadeleyi anlatırken aşağıdaki ifadeyi kullanmıştır yazar.
mertlik, baştan bitik olduğunu bilip de çabalamak, olacakları göğüsleyebilmektir. binde bir kazanırsın ama kazandığın da olur.
ve günümüzün bence en büyük problemlerinden biri olan bireysel silahlanma hakkında söyledikleri ise şöyledir;
silah taşımak başkalarına vur emri çıkarmaktır
bu kitap verdiği toplumsal mesajlarla bana the life of david gale filmini hatırlattı. bazen inanmak istediğimiz gerçekler, en gerçek yalanlar oluyor ne yazık ki.
severek okuyacağınız akıcı bir kitap.
devamını gör...
güne bir erkek yalanı bırak
ben böyleyim, sana özel bişey değil ve
kimse senin gibi hissettirmedi başı çeker.
kimse senin gibi hissettirmedi başı çeker.
devamını gör...