merdumkaptan çok utanıyordu sayın yazarlar. böyle böyle alışacak.
devamını gör...

okuyup araştırıp kendi fikirlerini edinmeye çalışmak yerine başkalarının fikirlerini benimsemek,bu fikirlere körü körüne bağlı olmak.
devamını gör...

az önce, sözlüğün film-dizi kulübünde reklamını yaptığım dizi.
tam olarak şöyle yazdım;
------liar game veya ona benzer türde dizilere bayılıyorum. bugünlerde asya bize bir güzellik daha yapmış görünüyor. kanlı şiddet sahneleri ilk bölümden belli olan, +18 ,''kalamar oyunu'' şimdiden dikkatimi çekti. ilk bölümü ile beni sardı. şimdiden söyleyeyim netflix'te varmış.----
takibe aldığım yazarlar ne yazmış diye bakarken banu'nun diziyi çoktan izleyip bitirdiğini anladım.
maalesef ben daha birinci bölümdeyim. belki bitince buralara bir edit gelir.
gong yoo'mu konuk oyuncu etmişler, biraz içerlendim.


edit: çok sevemedim yaa, çok karanlık bir havası var bence... herkesin birbirini öldürmesi, ''oyun''luktan çıkarıyor her şeyi.. sevimli olmuyor o zaman. bence liar game kesinlikle bu diziye 10 basar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir miktar kırgınım.
devamını gör...

aslında türkiye’den ırak’a giderseniz 100 yıl geriye girmiş olursunuz, türkiye’den norveç’e giderseniz 30-40 yıl ileriye gitmiş olursunuz.
devamını gör...

çeken ben değilim ama kesinlikle olmak isterdim, yada yerinde olmayı*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

3 aralık 2019’da saat 19.30 sıralarında ordu ilinin altınordu ilçesindeki zaferimilli mahallesinde -ders verdiği bale kursundan çıkıp geldiği- evinin önünde ablasından aldığı apartman giriş kapısının anahtarıyla kapıyı açarken -1 aralık 2019’da cezaevinden firar eden ve 12 suçtan sabıkası bulunan- uyuşturucu bağımlısı özgür arduç tarafından arkasından bıçaklanarak öldürülen ordu üniversitesi müzik ve sahne sanatları fakültesi müzik bölümü 3’üncü sınıf öğrencisiydi.

[bu başlık, ölümünün yıl dönümünde kendisini anmak amacıyla sözlük bünyesine eklenildi.]
devamını gör...

müstakil bir anlamı bulunmayıp özellikle gaziantep ve çevresinde konuşma dilinde cümleyi bitirmek maksadıyla kullanılır, bir nevi sesli nokta.

- biber acıdır taman.
- gerçekler de acıdır taman.
- biber gerçektir taman.
devamını gör...

pili azalmış oyuncaklara benzettiğim insandır. yavaş konuşan bir insanı dinlerken; konuşmasının sonuna doğru 'cızzzttt' diye bir ses çıkartıp, bir anda yere yığılacakmış gibi bir hisse kapılırım.
devamını gör...

dadaizm, dünyanın, insanların yıkılışından umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan etkilenir. birinci dünya savaşı’nın ardından gelen boğuntu ve dengesizliğin akımıdır. yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin tiksinçliğini vurguluyorlardı.
toplumda yerleşmiş anlam ve düzen kavramlarına karşı çıkarak dil ve biçimde yeni deneylere giriştiler. kaynak
t. nasıl söylediğinin bir önemi yok, işte söyle bir şeylercilerdir.
devamını gör...

burayı ele geçirme çalışmalarım son gaz devam ediyor. bugün uyanıp biraz kendi kendime reggae çaldıktan sonra, neden bir kaçak yayınla radyo dinleyicilerinin de kulaklarına farklı tonlar katmayayım diye düşünüp, baskın basanındır diyerek bir anda yayına girme kararı aldım.

benim için biraz radyo software'ine ısınma turu olacak olan yayında az konuşup* sizlere bol bol rastalılık tattıracağım. malesef bu yayında robnaja'nın kahkahası sizlerle olamayacak, eğer uygun olursa ve ben ses ayarlarını yapabilirsem belki minik bir sürpriz olabilir ama o güzel kahkahalar için pazartesiyi iple çekmeniz gerekecek gibi görünüyor.

15:30'da baskın için hazırım. kahvemi içip geliyorum, dinleyecek olanlara şimdiden bol keyif ve özür dileyerekten.
devamını gör...

yetmiyor müdür, bunlara ibadet etmek yetmiyor sadece. tüm dünya hatta galaksi ibadet etmeli, etmeyen de saygı duymalı bunlara ibadet ederken.

tuttuğu tüm oruçların sevaplarını alıp götürecek türden abuk subuk, ayrımcılık içeren bir beddua. yine hoşgörüden geberiyoruz maşallah!
devamını gör...

bir süredir başucumda duran kitaptır. uyku öncesi bir doz nazım almak, meditasyon gibi geliyor. öneririm.

kitap hakkında kısa kısa bilgiler verelim ve sonuna bir soru ekleyelim.

-nazım’ın 1939 yılında yazmaya başladığı eserin ilk adının “meşhur adamlar ansiklopedisi” diye bilinir. ancak nazım, eserin ismini değiştirir ve ilk adını verdiği çalışma ise bu çalışmanın içerisinde anlatılan bir hikaye olur.

-5 cilt. ancak beşinci kitap tamamlanamamıştır. 66 bin mısra yazdığı bilinir nazım hikmet’in. o dönemin yasakları nedeniyle, arkadaşlarında bulunan bölümlerin bir kısmı yok edilir.

-1966 yılında mehmet fuat (nazım’ın oğlu) sahibi olduğu “de yayıncılık” tarafından basıldığında eser, 17 bin mısra içermiştir.

-başlangıç hikayesi, haydarpaşa garıdır. bir tren içerisinde köylü, asker, tutsak ve işçiler ile başlatır nazım yolculuğu.

-eser, ikinci meşrutiyetten ikinci dünya savaşı sonrasına kadar olan süreci anlatır. nazım, topluma bir ayna tutar ve yansımayı mısralara döker. gerçek bir başyapıttır.

eminim çoğunuz az çok bilgi sahibisinizdir. nazım’ın duygusal çözümlemelerini ve gerçekci bakışını mısralarında buluruz, memleketimizin insan hallerini anlatan.

aradan onlarca yıl geçti. nazım’ın büyük bir titizlikle yazdığı ve halkımıza armağan ettiği bu eser, artık sanki bugün ki toplumdan çok uzaklarda.

şu soruyu sormak sanırım yanlış olmaz. nazım bugün yaşasaydı nasıl bir “manzara” görürdü?

kaynak: bilimum net sayfaları
görsel kaynak: başımın ucu
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

orta asya türk geleneğinde hastalık sağaltımı yapan şamanlara kam adı verilir. kırgızlarda ve farklı bazı türk boylarında ise baksı ya da bahşı adıyla anılır. tengricilik öğretisine göre, kam'ın ata ruhlarıyla iletişime geçtiğine inanılıyordu. aynı zamanda ülgen ve erlik' le de iletişim halinde oldukları inancı hakimdi. tabi öyle pat diye kam olamıyorsunuz. evvela bir süre hastalanmanız lazım. onların kendilerine göre özel nöbetleri var. bu nöbetler kamların alameti farikasıdır. yuriy vasiliev'e göre kamlar bu nöbetler esnasında gırtlaktan garip sesler çıkarırlar. bu seslerin kam ile bütünleşen öte alem ruhları olduğuna inanılır. bu arada mevzu biraz ailesel miras olarak görüldüğü için kamın ailesinde, daha önceden yaşamış kamların ruhları da kendisi ile bütünleşmeye gelir. yani bu süreç bir nevi aile saadeti gibi bir şey. tabi şöyle bir noktada var; kam öldü diyelim ama onun mirasını taşıyacak kimse yok. eyvah ki eyvah! bu durum da o kamın işi pek zor. uhrevi alemde uygun kam adayını bulana kadar dolaşıyor. yani kimsesiz ve öksüz bütünleşeceği kam adayı için tabiri caizse 36500 takla atıyor. yine vasiliev'in aktardığına göre eski türkler'de kam'a yardımcı olarak gelecek ata ruhları anne tarafından gelen ruhlar oluyor. anaerkil bir yardımlaşma hakim. bu bahsettiğimiz süreç 5-6 yıllık bir süreci kapsıyor ve ortalama olarak 7-8 yaşlarında mevzu başlıyor.

tabi bu tedavi ve esrime işleri de enteresan. kam dansı (baksı dansı) diye bilinen dans türü sağaltmanın olmazsa olmazı ve bu dans bazen kapalı alanlarda yapılıyor. şahsen benim birkaç kere bu tarz bir ritüeli canlı izleme fırsatım oldu. ben o kıyafetlerin içerisinde -ki altay türkleri ve tuva türkleri kam cüppesine ''manyak'' adını veriyorlar.- cidden manyak olurum. burada 15 ile 20 kilo arası bir ağırlıktan bahsediyoruz. birde elinizde düngür var. aman ki aman! ben kesin otağda bulunan herkesi ezip geçerdim. şifa vereceğiz diye milleti hastanelik ederdim. o yüzden tuvalı arkadaşa büyük saygı duydum. o kostümle kimsenin kılına zarar gelmeden ritüeli tamamladı. birde ara ara esrime esnasında çok fena bağırıyorlar, tamam kötü ruhları kovmak için yapıyorlar ama size doğru adım atıp, ayağı yere vurup, düngürü de beraberinde gümbürdetince, kalp atışlarınız düzensizleşebiliyor. türkmenlerde ise adet çok daha farklıymış öğrendiğim kadarı ile. kam ayrı ayrı dört yöne doğru koşmaya başlayıp, bayılana kadar koşmaya devam edermiş. bayıldığı anda da etrafındakiler başına toplanır söylediklerini dinler ve ona göre hareket ederlermiş.

birde bu totem hayvanı olayı türklerde biraz daha farklıdır. kuzey amerika ya da güney amerika yerlilerinin inancı ile pek örtüşmez. kamların totem hayvanına iye kııl adı verilir. vasiliev onu da şöyle betimliyor;bu hayvan mızrak gagalı, keskin pençeli, üç kulaç kuyruklu, büyük bir kuştur. yani kam'a özel ayrı bir yaratıktır. kamlar bu kuşu iki defa görürlermiş, biri kam oldukları anda ikincisi de ölmeden önce. yani bu yaratık; ''haydi abbas, vakit tamam; akşam diyordun işte oldu akşam!'' demek için geliyormuş ikinci seferde. ama ilk seferde öğretmenlik vazifesini yerine getirdiği için kendisine gönül koymamak lazım. zaten her şeyi öğretmiş, seni adam etmiş, son nefesinde yanında olması iyi bir şey kanımca.

şimdi tabi kaplumbağa ve kam mevzusuna girmezsek olmaz * özellikle uygur kamlarının mezar taşlarında kaplumbağa motifi bulunuyor. bu figürün kâinatı temsil ettiğine inanılıyor. orada cheyenne kabilesiyle bizimkilerin arasında bir benzerlik var aslında. #398987 ölümdü mezar taşıydı demişken, şöyle ilginç bir alıntı paylaşayım;


ölüm günümde fırtınalar eserse geri dönmeyeceğim

matrena adlı kadın şaman (udağan) şöyle vasiyet etmişti:

benim ölüm günümde güçlü rüzgârlar eserse, fırtınalar koparsa, ben geri dönmeyeceğim. akrabalarım rahat edecekler.

ve dediği gibi olmuş. öldüğü gün güçlü rüzgârlar esmiş, fırtınalar kopmuş, ağaçlar devrilmiş, evlerin camları kırılmış, aynı gece bir inek ölmüş, cenaze gömülürken bir de at ölmüş, mezarın yerini de vasiyet etmiş, akrabaları da o yeri kazmışlar, fakat yer sahipleri gömülmesine izin vermemişler bunun üzerine mezar çukuruna bir köpek gömmüşler, kendisini de başka bir yere gömmüşler.

matrena' nın ölümünden sonra, ikametgâhı olan köyügüye adlı yerdeki gölün buzunda üç ayının yattığını görmüşler. bu ayıların o şaman’ın ruhları olduğuna inanıyorlar. adamlar o şaman kadının ruhunun tunguz milletinden geldiğini söylüyorlar.

ulu şamanlar'ın ruhlarının üç defa dirildiği söylenir, küçük şamanlar’ın ise ancak bir defa dirildiği söylenir.

tarkaayı adlı yerde (nyurba rayonunda) alaca-oyuun adlı şaman oturmuştur. o bir zamanlar şöyle anlatmıştır:

''ben önce tunguz milletinin şamanı idim. bir gün kayıp olan geyiklerimi ararken tuzağa takılıp öldüm'' (tuzak mızrak idi).

sonra sakalar’ın ortasında ikinci defa doğdum. bu sırtımdaki delik ilk ölümüme sebep olan mızrağın deliğidir. gelecekte de böyle olacak ve ben köpeği çok olan bir milletin ortasında doğacağım.”

yuriy vasiliev, saha halk edebiyatı örnekleri s.146


kamlar öldükten sonra düngür geride bırakılmaz. ormana götürülür ve orada parçalanır. sonrasında bir ağaca asılır. genelde ilk tercih ardıç ve kayındır zira kamın gerek düngürü gerekse kopuzu bu ağaçlardan yapılır. sonrasında kamın bedeni doğa ile bütünleşmesi için bu ağacın dibine defnedilir. ekstra bir merasim yapılmaz. birde üç kere tekrarlanan bir aranas mevzusu var ama o daha istisna bir durum ve kısa bir ritüel barındırıyor.

mevzu uzun mevzu meşakkatli benden bu kadar. *
devamını gör...

sonra bunlara laf söyleyince homofobik diyorlar bana. eşcinselliğin normal bir şey olduğunu savunup da her fırsatta bir farklılıkmış gibi bundan bahsedersen anormal olduğunu düşündüğün anlamına gelir.
devamını gör...

üfürükçüye helal olsun diyorum artık.
en azından bu girenden sonra cin "yerim dar geldi" deyip çıkmıştır.



izmir’de yaşayan 21 yaşındaki 'üfürükçü', 'sende cin var' dediği kadını ve babasını yaklaşık 700 bin lira dolandırdı. elde ettiği yaklaşık 700 bin lirayı bahis sitelerinde kaybettiği ortaya çıkan şüpheli, 10 yıl hapis cezası aldı.

izmir’in aliağa ilçesinde yaşayan ve çevresinde 'üfürükçü' olarak tanınan ismail k. (21) iddialara göre, market işleten ve akrabası olan h.ç.’ye giderek psikolojik sorunları olan kızı v.ç.’ye yardımcı olabileceğini söyledi. h.ç.’ye “kızında cin var” dediği iddia edilen ismail k., dua okuma bahanesi ile ailenin evine zaman zaman giderken, bu durumun iyi geldiğini ve ilaç kullanmayı bıraktığını söyleyen v.ç. ise üfürükçü ismail k.'nın her dediğine inanmaya başladı.


bu süre zarfında v.ç.’den 15 bin liranın üzerinde para alan ismail k., sohbet esnasında evde yüklü miktarda altın olduğunu öğrenince altınların olduğu çantanın peşine düştü. v.ç.’nin gösterdiği yerden aralıklarla yaklaşık 700 bin liralık altın alan ismail k.'nın daha sonra bu paraları bahis sitelerinde kaybettiği ortaya çıktı.

'altınları şeytan aldı'
bir süre sonra altınların yerinde olmadığını fark eden h.ç., ismail k.'den “altınları şeytanlar aldı ama ben geri getireceğim” cevabını aldı. aileye bir çanta veren ve açmamalarını söyleyen ismail k., iddialara göre; “büyü bozulmasın diye çantayı 15 gün okuyup, üfleyin. sonra açacağız” dedi. bu süreçte gerçeğin ortaya çıkacağını anlayan ismail k., veda mektubu yazıp, “amcam sana üzülme diye yalan söyledim. hakkınızı helal edin. bu kağıdı okuyorsanız ben ölmüşüm demektir. sizden son isteğim aileme bu durumu birazcık hatırım varsa anlatmayın. benim acım onlara yetecek zaten” dedi. bu mektup üzerine dolandırıldıklarını anlayan h.ç. akrabası ismail k.'den şikayetçi oldu.

şikayetin ardından hazırlanan iddianame karşıyaka 2. ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edildi. mahkemedeki ifadesinde suçunu inkar eden ismail k., “h.ç., bahis oynamam için para verdi ama oğullarının korktuğu için benden bir kağıt yazmamı istedi. kağıdı yazdıktan bir gün sonra şikayetçi olmuşlar” dedi.

'evliya ile haşır neşirim'
mağdur h.ç. ise “ismail k., köyde çocuklara ve hasta kadınlara dua okuyordu. kendisi bana ‘ben aziz mahmut hüdai diye bir evliya var. onla haşır neşir oluyorum. ablamın okunması lazım’ dedi. bu altınların bir kısmı benim, birazı iki oğlumundu. ben hayatımda hiç kumar oynamadım” diye konuştu.
mahkeme heyeti, ismail k.'yi“dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçundan 10 yıl hapis ve 87 bin 500 lira adli para cezasına mahkum ederek tutuklanmasına karar verdi.


buradan
devamını gör...

çok sevdiğim bir sanat akımıdır lakin kendi hayatıma uygulamayı pek istemem.

gösteriş meraklısı felan da değilim ama aşırı sadelik de bayar bence bir süre sonra.
devamını gör...

daha önce iki yazar arkadaş daha yazmış ama bence de arapça, bu ülkede kutsallaştırılan en saçma şey. inanamıyorum işlerin bu noktaya gelmesine. mesela babam, chp türkçe ezan okutacak diye asla oy vermiyor. hayır vermezse vermesin de ne alaka (burada küfür)?
devamını gör...

"insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."
devamını gör...

namı diğer mühendis oktay. 14 aralık 1991 yılında beşiktaş-galatasaray arasında ali sami yen stadında oynanan maçtan sonra, boynunda siyah beyaz atkısı olduğu için galatasaraylı holiganlarca darp edilerek ve atkısından sürüklenerek öldürülmüştür. bu olay türkiye'deki tribün terörü açısından dönüm noktalarından birisi olmuştur. üç büyüklerin taraftar grupları bir araya gelerek, bazı noktalarda asgari müştereği bulmaya çalışmışlardır.

peki ben bu başlığı niye açtım? bugün ferhan abi ile ilgili haberi gördükten sonra mühendis oktay düştü aklıma. orada yazılan çizilen bazı yorumlar can sıkıcıydı. 4 tane kendi bilmez kalkmış bir halt yemiş. onların yedikleri haltın aynısını bu yorumları yapanlarda yiyiyordu. nasıl ki, mühendis oktay'ın katli, galatasaray camiasına ve tüm galatasaraylılara fatura edilemezse, üç beş kendini bilmezin yaptığı da beşiktaşlılara ve beşiktaş camiasına fatura edemezsiniz. orada tiner vesaire tarzı espri kasan arkadaşlara şunu söylemek isterim; kuvvetle muhtemel tevellütünüz, türkiye'deki tribün terörünü yaşayıp, görmenize imkan vermedi. espri yaptığınız, gereksiz duyar kasmaya çalıştığınız bu tarz şeyler yüzünden çok can yandı. bazı konularda 3 düşünüp bir yazmak lazım. aklı selim yazmaya çalışmak lazım. bu işlerin geyiği olmaz. yapılan yorumları görünce şunu da anlamış olduk; tineri biz çekiyoruz ama kafasını siz yaşıyorsunuz sanırım (!)

ez cümle, böyle sapkınlıkların ırkı, dili, dini, takımı vesairesi olmaz. psikopat her şekilde psikopattır. biz kimseye ,rambo okan ya da haznedar grubu muamelesi yapmıyorsak, sizde aklınızı başınıza devşirip ona göre yazıp çizmek zorundasınız. bu sözlükte yığınla beşiktaşlı yazar var. biraz özenli olun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim