hayatımda sadece 1 defa yediğim ve hayran kaldığım muhteşem yemektir.

onu da bir arkadaşımın annesi yapmıştı, hatta egeliydi ablamız. kendi çiftliğindeki fasulyeler ve kendi annesinin yaptığı zeytinyağı ile yapmıştı sağ olsun.

annemden de yapmasını istedim ama bir türlü ikna edemedim, kim bilir belki bir gün yapar.
devamını gör...

soledad bravo, violin de becho

devamını gör...

durmak imkansızdı, geri dönmek de, önümde mutluluk ve hayat kandırmacasından, ıstırap ve ölümün gerçekliğinden ve tamamıyla yok oluştan başka bir şey olmadığını görmezden gelmek de öyle.
tolstoy - itiraflarım.
devamını gör...

halay başı olsan nereye giderdin sorusu sorulası kişidir.
devamını gör...

oryantalizmi daha iyi anlamamız için 1994 yılında kenan doğulu'nun klibine bir göz atmamız gerekiyor. medeniyetler çatışması , çernobil patlaması,berlin duvarının yıkılması ve nihayet soğuk savaşın sona ermesi ile birlikte yeni savaş alanı doğu olmuştur. doğuyu anlamak için filmlere bakmayalım kliplere bakalım.*
devamını gör...

yerli üretim olmadığından mıdır, elin direksiyonu, tanımı?
el sürekli direksiyonda mıdır?
dünya durmadan dönüyor, direksiyon da dönünce elin başı dönmüyor mu?
togg üretilince, yerlinin, direksiyondaki en uygun pozisyonu da el tarafından tartışılır mı?
devamını gör...

"şimdiki maymunlar neden insan olmuyor" argümanı ile çürüttüğünü sanan yazar beyanıdır.
devamını gör...

patatesleri kalın kalın dilimleyip, ortasından kurabiye kalıplarını bastırip , kenar kısımlarıni da çıkarırsanız bıçakla oymaya gerek kalmaz.
yarım kesilmiş soğan, bamya, limon ve biber ile de baskı portföyünuzu genişletebilirsiniz.
devamını gör...

her duyduğum sesi ezan sanıyorum.
devamını gör...

arkadaştan kasıt selamlaşıp hal hatır sormaksa son yıllarda fazlaca edindim onlardan. mizacımın biraz yumuşaması nedeniyle eskisi kadar soğuk değilim. fakat bir şeyler paylaşabildiğim, birlikte eğlenebildiğim, yanında olduğum gibi olabildiğim kimse yok diyebilirim eşimden başka. zaten onunla evlenme sebebimlerim arasında ilk sırada yer alır bu durum.
elimde değil, sıkılıyorum insanların arasında. samimiyetsizlik boğuyor beni. onlar konuşurken içlerini görüyorum. onların anlatmadıklarını işitiyorum. bencillikleri karşısında buz gibi soğuyorum.
bu taşımak isteyebileceğim bir yük değil. bu yüzden yalnızlık tenhada büyüyen bir çiçek gibi kıymetlidir benim için.
devamını gör...

bununla alakalı instagram hesabımda attığım bir hikayeye eski bir arkadaşım "her şeyin mizahı yapılır." diye yanıt verdi fakat her şeyin mizahı yapılmaz.böyle şeylerin yani insanları tetikleyen şeylerin asla yapılmaz.buna gülüp (hem de türkiye gibi bir ülkede) "mizaj" diyen herkesin ciddi bir psikolojik yardım alması gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...

“senden daha kötüleri de var öyle düşün” cümlesidir.

şimdi ben, benden daha kötüleri olduğuna mı üzüleyim yoksa kötü olduğuma mı?
devamını gör...

sözlüğün meşhur yazarları sıraya girsin.
devamını gör...

tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen z kuşağının, her bakımdan yetersiz gördüğünüz yine bir z kuşağının sözlükte yazarlık etmesine şiddetle karşısınız ama diyeceğim olaydır.
devamını gör...

yabancı yazarların okunmaması gereken kitaplarından tam emin değilim çünkü genelde bilinen, okunmaya değer kitaplarını alıp okurum. türk edebiyatı için konuşacak olursam aklıma gelen iki tane var;

1- miraç çağrı aktaş'ın sen on yedi yaşımsın kitabı; anlatımı gereksiz anılar, anıların sonuna eklenen ve güzel olduğunu sanılan sözler, kişisel gelişim/aşk karışımı içerikler... inanılmaz bayıyor. fazla eksiği var. tamamen on yedi yaşındakilere özgü bir kitap. ben de ilk on yedi yaşımdayken okumuştum zaten, oradan biliyorum.

2- beyza alkoç'un * asansör, karantina gibi kitapları; yazarın hayal gücü muazzam geniş. yahu okulda cinayet işleniyor ve cinayetin peşine nasıl 4 kişi düşebiliyor? konular fazla kurgusal. gerçekliği pek yansıtmıyor. mesela bu yazarın 3391 kilometre isminde bir kitabı var; konusu bir yere kadar gerçek olabilecek türde, olaylar "ha, olabilir, yaşanabilir" denebilecek düzeyde. motive edici cümleleri, altını çizebilecek yerleri var fakat serinin ikinci kitabı olan sıfır kilometre'de yine saçmalamış.

3- iskender pala'nın şah ve sultan kitabı; adam tarihi katletmiş burada. kendi yorumunu katıp yeni yeni şekiller vermiş. bence bu yanlış. ne olursa olsun tarih çarpıtılmamalı. bunun boşluğunu ise yazım tarzıyla doldurmaya çalışmış. akıcı, sürükleyici anlatımıyla olayların aslında öyle olmadığını anlayamıyorsunuz bile. iyi bir şey mi kötü bir şey mi, bilemem lakin okuduğuma pişmanım, desem yeridir. tarih hocamız aşırı dalga geçmişti benimle "bunlara inanacak biri misin sen" diye. e ne yapayım? nereden bilebilirim yavuz sultan selim'in küpesini, şah ismail'in çok içki içen biri oluşunu?
--
yabancılardan ise jerzy kosinski'nin adımlar kitabı; ya cidden okunmaması gerekiyor ya da ben edebiyattan hâlâ tam olarak anlamıyorum. henüz karar veremedim. yazarın anlattığı şey feridun abininki gibi seks hikayeleri. orada onunla fingirdemiş, burada bununla. üstelik aşırı bayıcı kısımları da var. bakıyorum yazar hakkındaki yorumlara; adamı övüyorlar, okuyun diyorlar. e ben neden sevemedim yahu? *
devamını gör...

biliyorsun ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası

bir de yine sevgili çocuk
biliyorsun kişi tutkularıyla
yalnızlığını adlandırıyor
o kadar
devamını gör...

altyapıdaki yetenekli futbolcu
devamını gör...

bugün morgan freeman'ın belgeselini (bkz: inancın hikayesi) izliyordum. orada şeytan çıkarma konusunda görüştüğü bir rahibe şunu sordu:
-biri sana geldiğinde, akıl hastalığı değil de şeytan çarpması olduğunu nereden anlıyorsun?
devamını gör...

tam kapanma gibi olmadığından pek değişiklik yaratacağını düşünmediğim uzatmadır. evde durmuyorlar ki işe yarasın.

rekor kıran vaka ve vefat sayıları sonrasında kabine toplantısından 17 günlük bir tam kapanma kararı çıkmıştı. buna göre 29 nisan'da başlatılan süreç, 17 mayıs pazartesi günü saat 05.00'te sona erecek. bu dönemde birçok iş yeri faaliyetlerine ara verdi, muafiyeti olmayan vatandaşların sokağa çıkması kısıtlandı, şehirler arası seyahatler belirli koşullara bağlandı.

tüm bu önlemlerle birlikte tam kapanma sürecinin vaka sayılarını düşürmesi hedeflendi. herkes kısıtlamaların biteceği, hayatın normalleşeceği 17 mayıs gününü beklerken ortaya kimilerini üzecek bir iddia ortaya atıldı. resmi tatil olan 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramı'nın çarşamba gününe denk gelmesi nedeniyle, tam kapanmanın bir hafta daha uzatılabileceği öne sürüldü.


buradan
devamını gör...

aynen ya bende sabah okuyorum keyifli oluyo özellikle bazı bilgi içerikli paylaşımlar okumak çok zevkli oluyor. içimden iyiki bu platformdayim falan diyorum . en azından birşeyler öğrenmek mutlu ettiği için. ancak bazı başlıklar çok bunaltiyo . endiselenmeme neden oluyo. ya sözlüğün kalitesi bozulur da bişey olursa diye . özellikle sürekli yazarlar hakkında başlık açmak bana pek mantıklı gelmiyo k.bakmasin arkadaşlar sonuçta burası bir sözlük . sözlüğe giren halk napsın yazar ın zevklerini bilmem nelerini. tabi açılabilir en azından bazı konularda kendimizi ifade etme şansı buluruz ancak fazlası sıkar aga yaa.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim