ölüm denince ilk akla gelen şeyler
“insanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.”
-hz muhammed (s.a.v)
-hz muhammed (s.a.v)
devamını gör...
rektörü cumhurbaşkanının atamasının mantığı
1981 üniversite reformundan önceki yıllarda, türk yükseköğretim sistemi beş tür kurumdan oluşmaktaydı:
(1) üniversiteler,
(2) milli eğitim bakanlığı'na bağlı akademiler,
(3) bir kısmı diğer bakanlıklara, çoğu milli eğitim bakanlığı'na bağlı iki yıllık meslek yüksekokulları ile konservatuvarlar,
(4) milli eğitim bakanlığı'na bağlı üç yıllık eğitim enstitüleri,
(5) mektupla öğretim yapan yaykur
yükseköğretimin tüm düzeyleri için etkili ve koordineli bir merkezi plânlamanın olmaması, özellikle de altmışlı ve yetmişli yıllarda yükseköğretim kurumlarının sayısı, çeşidi ve öğrenci sayıları ile başka bir çok hususta gözlenen hızlı artış nedeniyle yukarıda belirtilen yükseköğretim sistemi bir süre sonra başarısızlık ve yozlaşma işaretleri vermeye başlamıştır. bunlara ek olarak 1960-80 arasında ortaya çıkan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar, yükseköğretimdeki kötüye gidişi daha da artırmıştır. bu nedenle yetmişli yılların sonunda köklü bir reform kaçınılmaz hale gelmiş ve sonunda 1981 reformu yürürlüğe konmuştur.
yükseköğretim, 1981'de çıkarılan 2547 sayılı yükseköğretim kanunu ile akademik, kurumsal ve idari yönden yeniden yapılanma sürecine girmiştir. bu kanunla ülkemizdeki tüm yükseköğretim kurumları yükseköğretim kurulu (yök) çatısı altında toplanmış, akademiler üniversitelere, eğitim enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürülmüş ve konservatuvarlar ile meslek yüksekokulları üniversitelere bağlanmıştır. böylece, söz konusu kanun hükümleri ve anayasa'nın 130. ve 131. maddeleriyle kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olan yükseköğretim kurulu, tüm yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş haline gelmiştir.
türk yükseköğretim sistemi 1982 yılı itibarıyla yirmiyedi üniversite ile bunlara bağlı fakülte, enstitü, yüksekokul, konservatuvar ve yüksekokullarından oluşan birleşik bir yapıya dönüştürülmüştür. bu meyanda, yaykur'un işlevleri anadolu üniversitesi'ne devredilmiştir.
ezcümle, üniversite meselesi 1960'lı yıllarda başlayan ve 1980 askeri darbesine kadar 20 yıl boyunca süren öğrenci hareketleri, akademinin siyasallaşması vb nedenlerle 1980 darbesinden sonra üniversitelerin raptı zapt altına alınması amacıyla çıkarılan 2547 sayılı kanunun cumhurbaşkanına verdiği yetkiye dayanır. (2547 sayılı kanunda defalarca değişiklik yapılmış ancak rektörlerin atanması konusunda herhangi bir değişiklik olmamıştır.)
rivayet odur ki, dönemin devlet başkanı kenan evren, rektörlerin atanması işinin cumhurbaşkanınca yapılmasını istememiş ancak etrafındaki "kraldan çok kralcı" olan tayfa, bu yetkinin cumhurbaşkanına ait olmasının uygun olacağını söyleyerek kendisini ikna etmiştir.
o gün bugündür türkiye'de rektörleri cumhurbaşkanı atamıştır. kanunun değişmediği sürece de rektörler bu şekilde atanmaya devam edecek, her (yeni) rektör atamasında (cumhurbaşkanı kim olursa olsun) siyasal biat/akademik liyakat tartışmaları olacaktır.
(1) üniversiteler,
(2) milli eğitim bakanlığı'na bağlı akademiler,
(3) bir kısmı diğer bakanlıklara, çoğu milli eğitim bakanlığı'na bağlı iki yıllık meslek yüksekokulları ile konservatuvarlar,
(4) milli eğitim bakanlığı'na bağlı üç yıllık eğitim enstitüleri,
(5) mektupla öğretim yapan yaykur
yükseköğretimin tüm düzeyleri için etkili ve koordineli bir merkezi plânlamanın olmaması, özellikle de altmışlı ve yetmişli yıllarda yükseköğretim kurumlarının sayısı, çeşidi ve öğrenci sayıları ile başka bir çok hususta gözlenen hızlı artış nedeniyle yukarıda belirtilen yükseköğretim sistemi bir süre sonra başarısızlık ve yozlaşma işaretleri vermeye başlamıştır. bunlara ek olarak 1960-80 arasında ortaya çıkan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar, yükseköğretimdeki kötüye gidişi daha da artırmıştır. bu nedenle yetmişli yılların sonunda köklü bir reform kaçınılmaz hale gelmiş ve sonunda 1981 reformu yürürlüğe konmuştur.
yükseköğretim, 1981'de çıkarılan 2547 sayılı yükseköğretim kanunu ile akademik, kurumsal ve idari yönden yeniden yapılanma sürecine girmiştir. bu kanunla ülkemizdeki tüm yükseköğretim kurumları yükseköğretim kurulu (yök) çatısı altında toplanmış, akademiler üniversitelere, eğitim enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürülmüş ve konservatuvarlar ile meslek yüksekokulları üniversitelere bağlanmıştır. böylece, söz konusu kanun hükümleri ve anayasa'nın 130. ve 131. maddeleriyle kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olan yükseköğretim kurulu, tüm yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş haline gelmiştir.
türk yükseköğretim sistemi 1982 yılı itibarıyla yirmiyedi üniversite ile bunlara bağlı fakülte, enstitü, yüksekokul, konservatuvar ve yüksekokullarından oluşan birleşik bir yapıya dönüştürülmüştür. bu meyanda, yaykur'un işlevleri anadolu üniversitesi'ne devredilmiştir.
ezcümle, üniversite meselesi 1960'lı yıllarda başlayan ve 1980 askeri darbesine kadar 20 yıl boyunca süren öğrenci hareketleri, akademinin siyasallaşması vb nedenlerle 1980 darbesinden sonra üniversitelerin raptı zapt altına alınması amacıyla çıkarılan 2547 sayılı kanunun cumhurbaşkanına verdiği yetkiye dayanır. (2547 sayılı kanunda defalarca değişiklik yapılmış ancak rektörlerin atanması konusunda herhangi bir değişiklik olmamıştır.)
rivayet odur ki, dönemin devlet başkanı kenan evren, rektörlerin atanması işinin cumhurbaşkanınca yapılmasını istememiş ancak etrafındaki "kraldan çok kralcı" olan tayfa, bu yetkinin cumhurbaşkanına ait olmasının uygun olacağını söyleyerek kendisini ikna etmiştir.
o gün bugündür türkiye'de rektörleri cumhurbaşkanı atamıştır. kanunun değişmediği sürece de rektörler bu şekilde atanmaya devam edecek, her (yeni) rektör atamasında (cumhurbaşkanı kim olursa olsun) siyasal biat/akademik liyakat tartışmaları olacaktır.
devamını gör...
yazarların bugüne kadar hissettiği en büyük fiziksel acı
işte benim başlığım.
hangisini anlatsam bilemedim. eşekten çifte yedim tam karnımın ortasına, parmak kadar sivri cam girdi ayağıma, üzerime duvar yıkıldı, ağaçtan düştüm, merdivenden tekerlendim.
evet küçükken biraz yaramazdım.
hangisini anlatsam bilemedim. eşekten çifte yedim tam karnımın ortasına, parmak kadar sivri cam girdi ayağıma, üzerime duvar yıkıldı, ağaçtan düştüm, merdivenden tekerlendim.
evet küçükken biraz yaramazdım.
devamını gör...
yanıcı maddeler
devamını gör...
yemek konusunda sorun çıkaran koca iticiliği
bir arkadaşımın eşi sürekli "annem daha güzel yemek yapıyor" diye kızı ağlatıyordu aklıma o geldi nedense. bir keresinde onlara yemeğe gittiğimizde kız o kadar yemek yapmasına rağmen gidip annesinden yemek getirip kızı yanımızda ağlatmıştı. hem herife hem annesine deli oluyordum. kıza sürekli kendini yetersiz hissettirmeye çalışıyorlardı. neyse ki kız kendini ondan kurtardı. şimdi doya doya anasının yemeklerini yiyebilir pislik herif.
devamını gör...
yks'ye 49 gün kalması
daha çok varmış. 49 günde her şey olur. belki turistler için sınavı bile erteleyebilirler.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
“yalnızlık insanlara çok şey öğretmiştir. ama sen gitme cahil kalayım.”
-nazım hikmet ran.
-nazım hikmet ran.
devamını gör...
kendine kendine konuşurken söylenen ilk söz
sözümü kesmeden dinle.
devamını gör...
sürekli gelecekteki güzel günleri beklemek
gelecekse neden olmasın. bekleriz.
devamını gör...
seni anlayan kimsenin olmaması
makinist ile son istasyon radyo yayınında kullanılacak başlıktır.
cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 00:00 da sözlük radyosunda. radyo.kafasozluk.com/
insanlar ile çevrilidir insanların çevresi, kalabalıkların arasında inşa ederiz kendimizi.
insanlar bazen ailemiz olurlar, bazen arkadaşımız, bazen sevdiğimiz, bazen ise nefret ettiğimiz.
kim olursa olsunlar konuşuruz onlarla veya onlar hakkında.
dinleriz, anlatırız, anlamaya ve anlaşılmaya çalışırız.
fakat tam anlamı ile anlaşılır mıyız?
insan kendini bile anlamakta zorlanır iken bir başkası tarafından anlaşılması gerçekten mümkün müdür?
gelin birlikte anlamaya çalışalım.
cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 00:00 da sözlük radyosunda. radyo.kafasozluk.com/
insanlar ile çevrilidir insanların çevresi, kalabalıkların arasında inşa ederiz kendimizi.
insanlar bazen ailemiz olurlar, bazen arkadaşımız, bazen sevdiğimiz, bazen ise nefret ettiğimiz.
kim olursa olsunlar konuşuruz onlarla veya onlar hakkında.
dinleriz, anlatırız, anlamaya ve anlaşılmaya çalışırız.
fakat tam anlamı ile anlaşılır mıyız?
insan kendini bile anlamakta zorlanır iken bir başkası tarafından anlaşılması gerçekten mümkün müdür?
gelin birlikte anlamaya çalışalım.
devamını gör...
ümitcan uygun'un gözaltına alınması
umuyoruz ki bu tutuklanmanın tek sebebi uyusturucan dolayı olmamasıdır. adeletin tecelli etmesini umut ettiren gelişme.
umut dünyası...
umut dünyası...
devamını gör...
kaya balığı
şu ana kadar keşfedilen en küçük balıktır. maksimum boyu yaklaşık 2 mm'dir.
devamını gör...
zor günlerden geçenlerin en iyi bildiği şey
bir gün mutlaka biteceğini çok iyi biliyorum.
her iniş beraberinde bir çıkışı getirir. tabi imkanını değerlendirebilene. keza her çıkışın da bir inişi olacağı unutulmamalıdır.
unutmayın hayran hayran baktığımız kimseye o imkanlar altın tepside sunulmadı. herkesin geldiği nokta için zor günlerden geçtiği, bedel ödediği bir gerçek. pembe hayatlara inanmayıp önümüze bakmak gerekiyor.
her iniş beraberinde bir çıkışı getirir. tabi imkanını değerlendirebilene. keza her çıkışın da bir inişi olacağı unutulmamalıdır.
unutmayın hayran hayran baktığımız kimseye o imkanlar altın tepside sunulmadı. herkesin geldiği nokta için zor günlerden geçtiği, bedel ödediği bir gerçek. pembe hayatlara inanmayıp önümüze bakmak gerekiyor.
devamını gör...
ilkokulun vazgeçilmezleri
son dersin bitmesine beş dakika kala öğretmenin montlarınızı giyebilirsiniz dediği an, ilkokulun en güzel vazgeçilmeziydi.
devamını gör...
günün sözü
devamını gör...
kombine antibiyotik kullanımı
birden fazla antibiyotiğin aynı anda kullanılmasıdır.
alttaki sebeplerde tercih edilir:
1.tedaviye direnç gelişimini önlemek
2. ilaç toksisitelerinin azaltılması
3. antimikrobiyal sinerjistik etki elde etmek
4. polimikrobiyal infeksiyonların tedavisinde
5. yoğun bakım ünitesinde yatan kritik hastaların ampirik tedavisi
alttaki sebeplerde tercih edilir:
1.tedaviye direnç gelişimini önlemek
2. ilaç toksisitelerinin azaltılması
3. antimikrobiyal sinerjistik etki elde etmek
4. polimikrobiyal infeksiyonların tedavisinde
5. yoğun bakım ünitesinde yatan kritik hastaların ampirik tedavisi
devamını gör...
kapı toplardamarı
karaciğer ile ince bağırsak arasında bulunur .normalde her organda bir atardamar bir de toplardamar vardır . ama karaciğer istisnadır .bir atardamar ,bir toplardamar bir de kapı toplardamara sahiptir . kapı toplardamarın asıl amacı ince bağırsakta emilen glikozu karaciğerden göndermektir . karaciğerden de karaciğer toplardamarı aracılığıyla kan dolaşımına katılır . glikozun fazlası karaciğerde glikojen olarak depolanır . tokluk durumunda kapı toplardamarındaki glikoz miktarı karaciğer toplardamarındakinden fazladır . açlık durumunda ise tam tersidir
devamını gör...
kızıl boyunlu tangara
tangara cyanocephala olarak da bilinen güzel enkleri ile öne çıkan bir kuş türü. yaşadıkları bölge güney amerika'nın doğusundaki tropik ormanlarıdır. kafasının rengiyle boyunlarındaki lekeye göre 3 alt türü bulunmaktadır.
kaynak

devamını gör...
5 şubat 2021 türkiye uzay ajansı'nın tweet'i
türkiye uzay ajansı'nın başlıca görevlerinden ve hatta kurulmasının ana sebeplerinden olan, milli uzay programı adını verdikleri uzay programımız henüz açıklanmamıştı. daha önce kurumun yetkilileri tarafından 2030 yılına kadar sürdürülecek bir dizi çalışma gerektiği söylenmişti. herhalde bu süreçte izlenecek yol haritası ve yapılacaklar halka tanıtılacak, açıklanacak.
kozmik anafor isimli youtube kanalı şimdiden bir canlı yayın oluşturmuş bile, ilgilisi için:
ayrıca ağlamıyorum, gözüme asteroit kaçtı.
kozmik anafor isimli youtube kanalı şimdiden bir canlı yayın oluşturmuş bile, ilgilisi için:
ayrıca ağlamıyorum, gözüme asteroit kaçtı.
devamını gör...
lord voldemort
talihsiz bir rinoplasti sonucu burun amputasyonu geçirmiş harry potter evrenindeki kurgu karakter. burnundan da bir hortkuluk yaptığı ve aslında ölmediği de rivayetler arasındadır. adının söylendiği yerde biter o nedenle buna bir iki sağlam şahıs hariç herkes "adı anılmaması gereken kişi" veya "kim olduğunu bilirsin sen" der. yancıları daha çok "karanlık lord" demeyi tercih eder.
devamını gör...