yönetmenliğini martin scorsese dedemizin yaptığı 1995 yapımı filmdir.

scorsese filmi olduğu için 3 saatlik yoğun bir filmdir ve yine scorsese filmi olduğu için başrolünde robert de niro vardır.
aynı zamanda joe pesci, sharon stone gibi başarılı oyuncular filmin kadrosundadır.
filmde de niro abimizi renkli renkli takım elbiseleriyle görüyoruz ve karizmasına hayran kalıyoruz ben pembe takım elbise giysem kendimi berbat hissederim ama ona çok yakışıyor.

filmimiz las vegas ve kumarhane alemini anlatır bütün ışıltısını kötü taraflarını ne kadar ürkütücü bir dünya olduğunu gözler önüne serer.
bir kumarhanenin güvenliğinden sorumlu olan sam rothstein karakterinin gelişimini izleriz.
aşk , sadakat , dostluk gibi kavramların ne kadar gerçek olduğunu çok güzel yansıtmıştır scorsese.
mutlaka izlenmesi gerekir.
ayrıca filmde kullanılan müzikler nefistir övmekle tarif edilemeyecek kadar nefistir.



sharon stone karakteri o kadar başarılı bir oyunculuk performansı göstermiştir ki kendinizi kafasına uçan tekme atmak isterken buluyorsunuz. bir insan bu kadar karakter kanseri olamaz yahu insanı izlerken çileden çıkartıyor.
ayrıca robert de niro gibi soğuk profesyonel özgüvenli bir karakteri aşkın mahvetmesi bence çok tatlı bir detaydı ve aşkın ne kadar acı olduğunu anlatıyordu.
joe pesci abi bildiğimiz gibi ağzında kürdan kısa boyuyla millete saldırıyor ve yaşattığını yaşayarak acı şekilde ölüyor.
son sahnede dayak sahnesinde izlerken suratım çok kederli bir hal almıştı çok gerçekçi bir sahneydi.
devamını gör...

çok sevdiklerimden; orfeas peridis & lizeta kalimeri'den gelsin...

devamını gör...

dipnotlar,
küçük punto,
sürekli yuceltilen kahramanlastirilan ana karakter,
yeşilçam filmi gibi herkesin mutlu olduğu sonlar
ilkokul öğrencisinin bile tahmin edebileceği kurgular.
ahmet ümit kitaplari bunların çoğunda ipi göğüsler.
devamını gör...

(bkz: dady)

(bkz: kuzguncuktaki vişne)

(bkz: ucemak)

(bkz: suppotgirl)

(bkz: kürk paltolu piedra)

(bkz: türkleşmiş sovyet kizi)

(bkz: yaprak sarma fan kılap)

(bkz: larktwain_123_)

(bkz: aurora)

olamaaz olamazz ve tabiiki (bkz: uzat sarı saçlarını rapunzel)

oha birini unutmuşum utanç içindeyim (bkz: gezegen insanı)


ve daha nicesi... çok var sözlük çok!
devamını gör...

anlaşılmak istemek, herkesin içinde durduramadığı bir güdü. yazının icat olunduğu günden beri insanların anlaşılmak için seçtikleri yollardan biri. okunmayan şeyler yazılabilir ama anlaşılmak için yazılanların okunması elzemdir. okunanlara alınan dönütler daha iyi olmaya iter. bunun en kolay yolu bir burası olabilir. yazdıklarının sana ait olduğunun bilinmemesi bence en keyifli kısmı. kalbini açarken tereddüt etmezsin çünkü. bilmezler sen olduğunu, sevselerde kızsalarda ...
devamını gör...

kıskançlıktan ve sinirden boynumun yanındaki şu damarların çatlama sesini duymama ramak kaldı.

ben kıskanç insanım arkadaş! sevgilim, kuzenim, arkadaşım, babam, annem, kardeşim... hiç fark etmez! seviyorsam kıskanırım! bunu biliyorsun, o dötünü biraz da sinirden çatlamamam için kırpırdat be! çok mutluymuş, çok huzurluymuş. üç saatte tek kelime yazmamış bana ama konuşacak konusu da bitmemiş hiç? bak? *

mutluluk kelimesini kullandı diye ses etmiyorum şimdilik. kimse kalıcı değil sonuçta. sen de farkındasın parmağında oynattığının lakin yerimiz belli. çok karışamıyoruz. bağırıyorlar sonra!

şimdi böyleyim, al bu bilgiyi konuşma konusu yap;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok sürükleyici, merak uyandıran bir kitap okuyan kişinin başına gelmesi muhtemel olay. uykusuz kalmak biraz sersemletsede, büyük haz verir.
benim en son uğruna sabahladığım kitap
(bkz: şeytan yemini) (bkz: jean-christophe grange)
bir de, gecenin sessizliği ve karanlığıyla birleşince çok pis germişti.
devamını gör...

sizlere bol bol cem karaca dinlettiriymde görün müzik nasıl yapılırmış.
devamını gör...

-anne ben gidiyorum
+nereye evladım
-taumatawhakatangihangakoauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu'ya gidiyorum
-taumatawhakatangihangakoauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu mı gidiyorsun ?
+evet, taumatawhakatangihangakoauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu'ya gidiyorum
-tamam geç kalma
+tamam.
devamını gör...

ibranice eyob olarak geçen isim, kitab-ı mukaddes'de hiob arapçada eyüp olarak geçmiştir. harran bölgesinde yaşamış olan eyyub peygamber hz. isak'ın soyundan gelir. sabır denince akla gelen ilk isimdir. eyüp sabrı insanlar arasında örnek gösterilecek ve ibret alınacak bir sınavın adıdır. günümüzde insanlar hz. eyyub ismini yoğun şekilde kullanmakta, eyyub ile beraber sabrı hatırlamak için eyüp sabri olarak iki isim konulmaktadır.

eyyub peygamber'in yedi oğlu üç kızı vardı. deve, sığır ve koyun sürüleri olan oldukça zengin bir kimse idi. sonrasında gerek tabii âfetler, gerekse düşman kavimler tarafından çocukları ile bütün malı mülkü telef edildi, kendisi de ağır bir hastalığa yakalandı. ancak o, bu felâketleri büyük bir sabır ve tevekkülle karşılayarak allah’a secde etti. eyyûb, başına gelen bütün musibetlere rağmen şikâyet etmeyen sabır timsali olarak bilinen bir peygamberdir. hak teâlâ da onu sağlığına kavuşturdu, kendisine önceki çocuklarının sayısı kadar çocuk ve önceki malından daha çok mal verdi.

istanbul'da eyyub el ensari ile karıştırılmamalıdır. o hz. muhammed zamanında yaşamış medineli ensardır. peygamberimiz medineye göç ettiğinde mescid yapılana kadar eyyub el ensari'nin evinde misafir kalmış bu sebeple kendisine mihmandar denilmiştir. hz. muhammed'i evinde misafir eden eyyub el ensari'nin kabri'de istanbulu'un en güzel yerindedir.
devamını gör...

tarihte insan eliyle bir çok çevresel felaketle karşılaştı dünya. bundan tam 37 sene evvel bu felaketlerden en büyüklerinden biri hindistan'da yaşanacaktı.
hindistan bhopal'de union carbide isimli amerikan şirketi bir böcek ilacı üretim tesisi kuruyor. zaten fakir olan hindistan elbette balıklama atlıyor olaya. üstelik bu şirketin %49'u hindistan devletine ait olacak daha ne olsun.
fabrika zehirleri elde etmek için 1. ci dünya savaşından kalma gazları kullanarak metil izosiyanat(mic) elde ediyordu. inanılmaz derecede zehirli ve tahriş edici malzemedir, insan sağlığı için son derece tehlikelidir.

fabrika bu malzemeyi çok büyük depolarda muhafaza ediyor. 1980-84arasında firma krize giriyor ve her zamanki gibi önce işçi sayısı yarıya indiriliyordu. bu kazanları, basınç göstergelerini, şusunu busunu kontrol edecek işçi sayısının azaltılması demekti. mic bölümünde çalışan sayısı 12 'den 6'ya düşürüldü. bakım personeli sayısı ise 6'dan 2'ye...güvenlik eğitimleri ise 6 aydan 2 ay'a...
anlayacağınız gibi felaket geliyorum diyor. ama kapitalizm için aslolan ''kar''dır.

yıpranmış makineleri, kontrol panellerinin bakımını yapmayı ise yine maliyet sebebiyle es geçiyorlardı. 1984 yılındaki büyük felakete kadar irili ufaklı bir çok kaza yaşanıyor, bunların hepsinin üzeri örtülüyordu.
gazeteci rajkumar kesvani makalelerinde konuya dair bas bağırıyor ama kimse aldırış etmiyordu.
''bu uyarıyı kaydedin, bu şehir '' 26 eylül 1982'de
''bhopal bir yanardağın eşiğinde oturuyor''1 ekim 1982'de
"eğer müdahale edilmezse, hepiniz yok edileceksiniz"5 ekim 1982'de
şu linkte adamın çırpınışları hakkında detaylı bilgi var. en.wikipedia.org/wiki/Rajku...

velhasıl kelam; yaşanan bir sızıntı sonrasında 45 ton metil izosiyanat gazı çevreye yayıldı.. fabrikanın çevresindeki mahallelerdeki insanların hemen hemen hepsi aniden ölüp kurtuldu. aniden ölen sayısı 3787 kişi. haftalar içinde 3000 daha sonra ise
8000 kişinin öldüğü bildirildi. toplam ölümler 15 bine dayandı. yaralıların sayısının 500000 olduğu bildirildi. bunların 38 478’inin geçici engelli oldu. 3900’ü ise sürekli engelli hale geldi
toprak, bitki, ağaç, su zehirlendi. ikinci bir emre kadar balıkçılık faaliyetleri yasaklandı. gazın etkileyebileceği hiç bir gıda ürünü yenilmedi. büyük bir kıtlık oluştu.
greenpeace , amerika çevre koruma ajansı (epa) sınırlarını baz alarak, fabrika çevresindeki toprak ve suyu analiz etti.
kazadan 20 yıl sonra bölgede yapılan bir araştırmada, toprakta normalin 6 milyar katı toksik madde bulundu.
insanlar bu suyu halen içiyor.
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

en'lerimden değildir, severim yine de. şizofren ressam louis william wain'in şu* entel kedi tablosu;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

geçtim formatın içinden sözlüğü eyledim viran adlı çalışmam.

#1067333teyzeye deli denmez zırdelidir o.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
amacım tamamiyle hayatı öğretmektir küçük hanım. insana hep en yakınları çelme takar.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
canım yeğenim o günün video ve görüntüleri elimde. şimdi büyüdün yani yanlışlıkla falan okul gruplarına düşer maazallah ona göre yani sen yinede teyzem artık bizi kandıramıyor diye çok şey etme derim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
canım furkanım olmasa zaten bize ekmek çıkmıyor artık. bunlar abi kardeş büyüdü. yıldız tozu ve abisi* eskisi gibi kandıramıyor, uğraşmıyorum. oyun oynarken şakacıktan bam güm hırpalayamıyorum onlar benim canıma okuyor sonra bizzat teyzeleri tarafından mızıkçılık çıkıyor. canım furkanım iyi ki varsın. * bunlar hep tü kaka. *
biz de sizi seviyoruz hanımefendi. berhudar ol, seni seviyorum diyenlerin çok olsun. *
devamını gör...

radiohead - creep

"...but i'm a creep
i'm a weirdo
what the hell am i doin' here?
i don't belong here..."
devamını gör...

gülümsemesinin ardında bir acı saklayan kimse demektir.
devamını gör...

sürekli hata yapan insanların böyle olduğunu düşünmüyorum. bazen aşırı manipülatif insanlar sürekli özür dileyerek karşı tarafı olumlu veya olumsuz etkilemeye çalışıyor olabilirler. dikkatli olunmalı. iyi analiz etmeli.
devamını gör...

salyangozun özel hayatının ihlali
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

evrendeki çok yüksek enerjili bölgelerde ortaya çıkan uzay zaman dalgalanmaları. örneğin kara deliklerin ya da iki nötron yıldızının çarpışması yahut birleşmesi, süpernovalar gibi olaylar sırasında, kozmolojik ölçekte oldukça büyük enerjiler açığa çıkar. bu enerjiler, uzay zamanın yapısında kıpırdanmalar yaratır ve bu kıpırdanmalar tıpkı suya taş atıldığında yayılan su dalgaları gibi evrene yayılırlar.

bu dalgaların varlığı 1916 yılında albert einstein tarafından izafiyet teorisi ile beraber öngörülmüştü. 2015 yılında ise ligo'da varlıkları kesinleşti. aslında bundan daga önce, 1974 yılında pulsarlarla ilgili bir çalışmada da bu dalgalara ilişkin bazı izlere rastlanmıştı. fakat tam gözlemsel bir kanıtın gelmesi için 21. yüzyılı beklememiz gerekti.

olayın temsili görseli:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, gfycat. com'dan alıntıdır.)
devamını gör...

iki an var. birisi bana ilk hediyelerinden olan tatlı küçük bir anahtarlığın yanına evinin yedek anahtarını vermesi. artık senin de evin demişti. bana böyle güvenmesine aşık olmuştum. diğeri de üniversitede farklı bir şehirde okurken kardeşimden telefon geldi. annem rahatsızlanmış hastaneye kaldırılmış. o an hiç kimseyi değil de onu aramak istemiştim. aradığımda bu olaydan bahsetmememe rağmen kötü bir şeyler olduğunu anladı ve hemen yan yana gelmiştik. o an yüzüne baktığımda bana her zaman destek olacağını hissetmiştim. yanılmadım da. umarım hiç yanılmam.
devamını gör...

artemis artemis, andy weir tarafından yazılmış 2017 bilim kurgu romanıdır. roman 2080'lerin sonlarında geçiyor ve ay'ın ilk ve şimdiye kadarki tek şehri artemis'te geçiyor. kentin kontrolü için bir komploya yakalanırken kapıcı ve kaçakçı yasemin "caz" bashara'nın hayatını takip eder.
mutlaka okuyun çok sevmiştim
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim