levhaya kafa atmak.
liseye gittiğim dönemde, yine bir gün servisten inmiş eve doğru yürüyordum. her gün geçtiğim kaldırımın yani 47291 kere geçmiş olduğum kaldırımın tam ortasına, benim boyutumda bir levha dikmişler. sabah geçtiğimde bile yoktu. çevre düzenlemesi bugün olduğundan çok daha kötüydü tabi, kulağımda kulaklık, şarkıyı mırıldanarak yürüyorum. kişisel bir kusurum vardır, bakan körlerdenim
bir an bir darbe yedim, çizgi filmlerde karakterlerin kafasında uçuşan kuşlar uçuştu kafamda ve yere düştüm. eczanede çalışan kalfa, kapıda sigara içiyordu, o koştu geldi, berber çırağı geldi biri sağ kolumdan biri sol kolumdan çekip kaldırdılar beni, sağolsunlar. ben neye uğradığımı şaşırıp, bir süre levhaya baktım ve dönüp “ abi bunu buraya neden koymuşlar ki?, yolun ortasına levha mi konulur?” sorusunu sordum. bana ne cevap verdiklerini hatırlamıyorum. 1 hafta sonra o levha oradan kaldırıldı. sanırım tek kurban ben değildim. memlekete gidince berber çırağına bunu soracağım, çok komik kafa kazalarına şahit olmuştur, muhakkak.
devamını gör...

hala eksiklerin kaldığı kampanya, ilk buluşmada masaya passat anahtarı koyangiller nerelerdesiniz?
devamını gör...

insanlar.
devamını gör...

"her türlü kârdayız kanka" durumu.
devamını gör...

ismini ağzınıza almayın.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

the saz collection “the key of trust “ belgeselinde mehmet kartalkanat’ın seslendirdiği

“ şu benim ağlayan gönlüm “

sazagider
devamını gör...

daralıyorum, bunalıyorum, isyan ediyorum isyan.

bak güzel kardeşim espri yapmak, insanları güldürmek ya da ortamın şakamatiği olmak zorunda değilsin. espri yapma demiyorum yap ama komik olmak için yapma. şakan komik olduğu için yap.

tamam az önce biri gerçekten güzel bir espri yaptı ve biz buna güldük. kızlar güldü, ortam şenlendi hatta herkesin sevip saygı duyduğu kişi "bak bu iyiydi" diyerek şakayıda övdü. ama şuan o saçma şakanın sırası değil. özellikle facebook dayılarının yaptığı kelime hatalarından üretilen şakaların zamanı hiç değil şuan.

şanzımana şasuman demiş olmana nasıl gülebiliriz ki? nasıl dopamin salgılayayım bu şakaya

anlıyorum komik olmak, diğer insanlar tarafından sevilip, insanların yüzünde gülücük saçmak istiyorsun. hakkındır, bir lafım yok. ama sırası değil be abi. aklına şaka gelince yap gülelim ama şakanın üstüne şaka yapma.

kızların suratı düştü, insanlar ayıp olmasın, çocuğa da azıcık gülelim diye iki sırıttı sana. ortam istemsizce gerildi bile. birbirlerine yakın olan insanlar gözleriyle "şaka komik değil" bakışı atıyor birbirine.

bak çok iyi çocuksun, hatta kız kardeşimle bile evlendiririm seni. o derece iyi kalpli, altın gibi insansın ama yapma be güzel kardeşim. yapma şu b*ku.

kızlar o şakaya güldü. evet biliyorum hoşlarınada gitti. ama o şakayı yaptı diye o çocukla akşam aynı yatakta yatmayacaklar. yada "selahaddin ne iyi şaka yaptı bu gece ya, keşke manitam olsa" demicekler. (16-17 yaşında değillerse tabi. 16-17 yaşında bir kadın herşeyi yapabilir) en fazla "selahaddin'de komik çocuk" diyecekler. bu kadar, yani selahaddin yerine senin adını söylemişler veya söylememişler çokta önemli değil.

ya da patronun selahaddin'in şakaları komik diye çocuğun maaşına %80 zam yapmayacak. maaşlar yine aynı kalacak, köle gibi çalışmaya devam edeceksiniz. bu kadar yani.

ama sen o saçma şakayı yapmasan, o ortamın sıcaklığına, munzurluğuna salsan kendini daha iyi hissedeceksin. ortamı domine etmeye çalışma, sal kendini ya. relaks ol. merak etme konu sanada gelecek. birisi seninlede konuşacak. belki hoşlandığın kız sendende hoşlandığı için sana hal hatır sorup işlerin nasıl gittiğinden filan bahsedecek. bu şansı neden saçma sapan bir şakayla heba ediyosun.

üzülüyorum sana. yapma etme bebeğim. gül gibi çocuksun. kendine yazık ediyorsun.
devamını gör...

sıla sen sus miko sen söyle allah'ını seviyorsan!
o nasıl ses ama ah kalbim!
devamını gör...

varlığı ayrı, yokluğu ayrı dert.
devamını gör...

sevginin bir anda nefrete dönmesinden kaynaklanan beyin yanması sonucu dönemin konjonktöründen yararlanıp sıcak sıcak intikam alma eylemi.
fıkra gibi gelse de yaşanan bir olay. 2016 senesinde aydın'da sevdiği kişi tarafından evlilik teklifine "hayır" cevabı almasından sonra hem sevdiği kadını hem aralarını bozduğunu sandığı kişiyi fetöcü diye ihbar etmesi .
buradan
(bkz: oysa herkes öldürür sevdiğini)
devamını gör...

en sevdiğim eserlerden birisiyle bugünü kapatıyorum. iyi geceler dünya.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel andrew wyeth - wind from the sea (1947)
devamını gör...

ne kimseyi etkilemek için , ne de kimse için yaşamıyorum. özgürlüğümün başladığı gün, kendim için parladığım gündür.
"kendim için en az iyi bir şey yapıp, yaşamaya geldiğimi unutmamalıyım"
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


anarşizmin ünlü düşünürlerinden biri olan kropotkin, anarşi, anarşizm ve anarşist komünizmin temellerini ve ilkelerini irdelediği bu çalışmasında, felsefesi ve idealleri üzerinde durduğu anarşi kavramını bütün boyutlarıyla ele alarak bilimsel bir temele oturtuyor. anarşinin bir düş değil, insanın doğal bir davranışı olduğu ve toplum yaşamında kendiliğinden ortaya çıktığını ileri süren kropotkin, uygar insanın, günün birinde yargıçsız, jandarmasız, gardiyansız kalıvermesi fikrinden korktuğunu söyler; ve bunu, eğitim yoluyla insanın kafasına yerleştirilen otoritenin vazgeçilmezliği zihniyetine bağlar:

"çocukluktan mezara tüm eğitimimiz yönetimin gerekliliğine ve yararlı etkilerine inançla beslenir. felsefi sistemler bu bakış açısını desteklemek için oluşturulmuştur; tarih bu görüş noktasından yazılmıştır; hukuk teorileri aynı amaçla dolaşıma sokulmuş ve tasarlanmıştır. tüm siyaset aynı ilkeye dayanır; yönetim gücünü ele geçirmek!"



- gerçekten de, iktisadi kölelik var oldukça özgürlükten söz etmenin nafile olduğunu günümüzde çok iyi bilmekteyiz. "özgürlükten söz etme-yoksulluk köleliktir." sözü boş bir söz değildir: bu söz geniş işçi kitlelerinin fikirlerinde yer etmiştir, dönemin tüm edebiyatına sinmiştir, başkalarının yoksulluğuyla yaşayanları bile peşinden sürükler ve geçmişte, sömürüye hakları olduğunu ortaya koyuşlarındaki kibri geri alır onlardan. sy 18

- halkın zihniyeti şunu da hissetmektedir ki eğer patronun işgücünü satın alma ve denetleme rolünü devlet üstlenmek zorunda kalırsa, bu da iğrenç bir zorbalıktan başka bir şey olmayacaktır. sy 27

-anarşistlerin geleceğe dair bir düş dünyasında yaşadıkları ve bugünün dünyasına gözlerini kapadıkları sık söylenen bir şeydir. belki de, bugünün dünyasını fazlasıyla görüyoruz, gerçek renkleriyle hem de, yakamızı bırakmayan bu otoriter önyargılar ormanında baltayla dolaşmamızın nedeni budur. bizler ne hayal aleminde yaşıyoruz, ne de insanları olduklarından daha iyi hayal ediyoruz, onları oldukları gibi görüyoruz. bu nedenle, insanların en iyisinin bile otoritenin uygulamalarıyla özde kötü kılındığını; güçler dengesi ve yetkililerin denetimi teorisinin, iktidara sahip olanların, aşağıladıkları egemen halkı, yönetenin kendileri olduğuna inandırmak için ürettikleri ikiyüzlü bir formül olduğunu ileri sürüyoruz. bu insanları tanıdığımız için, yokluklarında insanların birbirlerini boğazlayacaklarını düşünenlere şöyle sesleniyoruz. "sınır dışı edilirken, yoksul tebam bensiz ne yapar." diye haykıran kral gibi düşünüyorsunuz. sy 35-36

- ve onlar, değerden düşmüş insan metasını boğazlayanlar , katledenler, öldürenler, kamu esenliği için boğazlamak, kurşuna dizmek ve öldürmek gerektiğini öğütleyen özdeyişi din bellemiş olanlar, insan yaşamına yeterince saygı gösterilmiyor diye şikayet ediyorlar! hayır, bayan ve bay yurttaşlar, toplum kısasa kısas yasasına başvurdukça, din ve yasa, kışla ve adalet sarayı, hapishane ve sanayi zindanı, basın ve okul, bireyin yaşamını azami oranda küçümsemeyi öğrettikçe, isyancıların bu topluma saygı göstermesini beklemeyin! bu, toplumda asla rastlanmayan yumuşaklığı ve gönül yüceliğini onlardan beklemek olur.
siz de bizim gibi, bireyin tam özgürlüğüne ve sonuç olarak yaşamına saygı gösterilmesini istiyorsanız, hangi biçim altında olursa olsun, insanın insan tarafından yönetilmesini mecburen reddetmek zorundasınız, uzun süre şiddetle karşı çıktığınız anarşinin ilkelerini kabul etmek zorundasınız. bu ideali en iyi gerçekleştirebilecek ve sizi isyan ettiren her türlü şiddete son verecek toplum biçimlerini siz de bizimle birlikte aramalısınız. sy 50
devamını gör...


sorarlarsa, “ne iş yaptın bu dünyada?” diye, rahatça verebilirim yanıtını:

“yalnız kaldım. kalabildim! altı milyarın arasına doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...”


kinyas ve kayra - hakan günday
devamını gör...

nasıl oynandığını öğrenene kadar birçok kişinin yalnızca araba çalıp adam öldürdüğü, şifreleri girerek silahlar aldığı, ilk sürümünün 2004 yılında geldiği pc oyunu.

hatırlıyorum babam bize bilgisayar almış, yıl 2010. kardeşimle kavga dövüş oynuyoruz oyunu... geçenlerde tekrar indirdim, oynanışını bilerek oynadım falan da eski tadı vermedi. sanki iş bilmeden oynamakmış... hüzünlendim...

edit: oynun keyfi 4 yıldızda iken aezakmı şifresini girip polislere bay bay demektir.
devamını gör...

yazık yazık kimler söz hakkı sahibi olmuş akademisler dışında herkes boğaziçi için söz hakkı alıyor. boğaziçi sadece öğrencilerin ve öğretmenlerindir. kim ne hakında konuşuyor bunlarıda mı görücektik..sanki bahsedilen üniversite değil otel inşaatı bu kadar mı önemsiz bu beyinler, vay halimize..oradaki öğrenciler bir hak mücadelesine giriştiler çünkü o puanları alıp oraya tırnaklarıyla gelmenin ne demek olduğunu onlar bilir ,çalışmanın emek vermenin değerini onlar bilir ondan belki bu kadar mücadele ediyorlar haksızlık karşısında ondan boyun eğmiyorlar.ben bu kadar çalıştım burayı hak ettim sen nereden geldin ayıp değil mi bana benim emeklerime..en son noktada kimlerin konuya dahil olduğunu görmüş olduk ama hangi vasıfla, bu adam bilim insanı mı yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sonuna yetişsem de çok eğlendim. atanamamış van gogh gibiydik şahsen...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim