yazarlara bir enerji patlaması bir öz güven gelmesi
hep bu havalaradan.. bahar geldi ciceklendik..
devamını gör...
mantı
açılın ben kayseriliyim (açılın ben doktorum havası yaratmasa da bu deyişi kullanabileceğim bir başlık görmek hoş). öncelikle mantının sadece kayseriye has bir lezzet olmadığı, çin mutfağından orta asyaya oradan da anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada tüketildiği ve patateslisinden etlisine üçgen şekillisinden yuvarlağına soslusundan sossuzuna pek çok çeşidi olduğu bilinir. fakat ne hikmetse bu mantı şahanesi doğudan batıya geldikçe küçülür ve iç anadolu'da minnaklığının mikroskobik halini bularak kayseri mantısına dönüşür (ya kıtlık görmekten ya cimrilikten olduğunu sanıyorum).
devamını gör...
koku hafızası
alınan koku insanı hızlıca duyumlara götürdüğünden, kişide birçok duygu geçişine sebebiyet veren hafıza.
yukarıda cenk'in arka bahçesi'nin de dediği gibi; bazı kokular insanı rahatlatırken, aynı koku bir başka kişiyi korkutabilir, üzülebilir, kızdırabilir. genetik olarak da gelebilir, mümkündür. daha önce burada korku koşullanması deneyi ile de bahsetmiştim aynı durumdan. başlığına gitmeye üşenenler için ucundan özetleyeyim;
••
denek faresine bir şey koklatılıyor ve koklatılır koklatılmaz ayağına elektrik veriliyor. aynı şey defalarca kez tekrarlanıyor, bir süre sonra farenin elektrik verilmediği zaman da o kokuyu alınca elektriğe uğramış gibi tepki verdiği gözlemleniyor. daha sonra fare başka bir laboratuvardan getirilen fareyle çiftleştiriyor. doğan yavrulara aynı koku koklatılıyor; yavruların çoğu kokuya karşı korkmuş bir tepki veriyor.
••
böylece kokulara verilen tepkinin genetik olarak da insan beynine yerleşebileceği görülüyor.
koku hafızasının sanırım en kötü yanı, hatta bana göre tek kötü yani bu. duyguları tetiklemesi. üstüne o kokunun nereden gelip de hafızanıza yerleştiği bilemeyince iş daha da çıldırmalık oluyor. *
yukarıda cenk'in arka bahçesi'nin de dediği gibi; bazı kokular insanı rahatlatırken, aynı koku bir başka kişiyi korkutabilir, üzülebilir, kızdırabilir. genetik olarak da gelebilir, mümkündür. daha önce burada korku koşullanması deneyi ile de bahsetmiştim aynı durumdan. başlığına gitmeye üşenenler için ucundan özetleyeyim;
••
denek faresine bir şey koklatılıyor ve koklatılır koklatılmaz ayağına elektrik veriliyor. aynı şey defalarca kez tekrarlanıyor, bir süre sonra farenin elektrik verilmediği zaman da o kokuyu alınca elektriğe uğramış gibi tepki verdiği gözlemleniyor. daha sonra fare başka bir laboratuvardan getirilen fareyle çiftleştiriyor. doğan yavrulara aynı koku koklatılıyor; yavruların çoğu kokuya karşı korkmuş bir tepki veriyor.
••
böylece kokulara verilen tepkinin genetik olarak da insan beynine yerleşebileceği görülüyor.
koku hafızasının sanırım en kötü yanı, hatta bana göre tek kötü yani bu. duyguları tetiklemesi. üstüne o kokunun nereden gelip de hafızanıza yerleştiği bilemeyince iş daha da çıldırmalık oluyor. *
devamını gör...
birlikte olsak çok iyi bir çift oluruz denilen kişi
şu an hayatımda öyle biri var, sevgilim değil sadece bir arkadaş. elimden gelse tüm ömrümü yanında geçirmek isterdim. fakat bir şeyler olmayacaksa olmuyor. yine de birlikte olsak çok iyi bir çift olurduk.
devamını gör...
sözlük kültürü
sözlüklerin olmazsa olmaz kavramı sözlük kültürü kavramadır . peki nedir ya da ne değildir ?
sözlüklerin temel amacı esasen bilgi vermek daha sonra da tecrübelerin paylaşılmasıdır . herhangi bir konuda özgün ve samimi olarak bu birikimin aktarılmasıdır . bu tarz mecralarda isterseniz en tanınır olun ama reel hayat bazında kıymeti olmayan bir durumdur çünkü yazmak başarı değildir, aslolan dilimiz döndüğünce fikir paylaşmak * . düşünün milyarlarca insan var yazıyor ,yaşıyor ,hayal kuruyor yani bizler gibi milyarlarca insan var kim ne yapsın senin yazıp çizmeni , milyarlarca insandan biriyiz işte . ister az cümle ile yazın ister çok cümle ile yazın klişe şeyler zaten kendini belli ediyor .
herkesin yazma sebebi de başkadır . açıkçası bu mecra henüz alacağı ciddi bir mesafe olmasına rağmen yenilikçi bir motto ile geldi . bu mecralar kişi bazlı değildir ben giderim ya da x gider ama o boşluk dolar . şuan bu mecra için en önemli nokta adım adım ilerlemek . bu tarz yeni oluşumlar için en büyük sıkıntı buraya vakit ayıran ve yazdığı ister uzun olsun ya da kısa bir şekilde yazıp zamanından feragat edip emek veren insanlara karşı beğenmediysen ne yapalım yaklaşımı . insanların fikrini söylemesinden doğal bir şey yok . herkes aynı olsaydı robottan bir farkımız kalmazdı.
buranın umarım temel mottoları hep korunur . misal sadece beğeni butonu var . yani beğeniyorsan basıyorsun ,basman için zorlayan da yok . eksi butonu ise öyle değildir , vay bu da hep beğeni alıyor bastım eksiyi ya da önce güldüm sonra bastım eksiyi muhabbetleri gırla gider . buraya klişe olan ve verimli olmayan bir özellik katmanın mantıklı olmayacağı da aşikar. zaman geçtikçe en polyannacının bile morali bozulur ve yazma motivasyonu gider çünkü amacı dışında kullanılır.
şunu okuyup ,okutunuz (bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları) buranın mihenk taşı budur . bu formata uyulduktan sonra gerisi kolay .
herkese keyifli sözlükler.
sözlüklerin temel amacı esasen bilgi vermek daha sonra da tecrübelerin paylaşılmasıdır . herhangi bir konuda özgün ve samimi olarak bu birikimin aktarılmasıdır . bu tarz mecralarda isterseniz en tanınır olun ama reel hayat bazında kıymeti olmayan bir durumdur çünkü yazmak başarı değildir, aslolan dilimiz döndüğünce fikir paylaşmak * . düşünün milyarlarca insan var yazıyor ,yaşıyor ,hayal kuruyor yani bizler gibi milyarlarca insan var kim ne yapsın senin yazıp çizmeni , milyarlarca insandan biriyiz işte . ister az cümle ile yazın ister çok cümle ile yazın klişe şeyler zaten kendini belli ediyor .
herkesin yazma sebebi de başkadır . açıkçası bu mecra henüz alacağı ciddi bir mesafe olmasına rağmen yenilikçi bir motto ile geldi . bu mecralar kişi bazlı değildir ben giderim ya da x gider ama o boşluk dolar . şuan bu mecra için en önemli nokta adım adım ilerlemek . bu tarz yeni oluşumlar için en büyük sıkıntı buraya vakit ayıran ve yazdığı ister uzun olsun ya da kısa bir şekilde yazıp zamanından feragat edip emek veren insanlara karşı beğenmediysen ne yapalım yaklaşımı . insanların fikrini söylemesinden doğal bir şey yok . herkes aynı olsaydı robottan bir farkımız kalmazdı.
buranın umarım temel mottoları hep korunur . misal sadece beğeni butonu var . yani beğeniyorsan basıyorsun ,basman için zorlayan da yok . eksi butonu ise öyle değildir , vay bu da hep beğeni alıyor bastım eksiyi ya da önce güldüm sonra bastım eksiyi muhabbetleri gırla gider . buraya klişe olan ve verimli olmayan bir özellik katmanın mantıklı olmayacağı da aşikar. zaman geçtikçe en polyannacının bile morali bozulur ve yazma motivasyonu gider çünkü amacı dışında kullanılır.
şunu okuyup ,okutunuz (bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları) buranın mihenk taşı budur . bu formata uyulduktan sonra gerisi kolay .
herkese keyifli sözlükler.

devamını gör...
güne bir şarkı bırak
devamını gör...
15 şubat 2021 oğuzhan uğur’un manalı tweet'i
oğuzhan uğur'u severdim, şimdi daha çok sevdim.
net adam, güzel söylemiş helal olsun.
şafak sezer döneği gibi, önce meydanlara çıkıp sonra cımhırbıskınımıııı çık siviyirim şlıp şlıp şlıp diye gezmiyor en azından ortalıkta.
net adam, güzel söylemiş helal olsun.
şafak sezer döneği gibi, önce meydanlara çıkıp sonra cımhırbıskınımıııı çık siviyirim şlıp şlıp şlıp diye gezmiyor en azından ortalıkta.
devamını gör...
insanları küçümsemek
birçok yerde karşımıza çıkan berbat bir davranıştır.
k-pop dinler aptal olur, camiye gider yobaz olur, okur çok bilmiş olur daha nice örnekleri vardır.
(bkz: insanları rahat bırakın)
k-pop dinler aptal olur, camiye gider yobaz olur, okur çok bilmiş olur daha nice örnekleri vardır.
(bkz: insanları rahat bırakın)
devamını gör...
kutsi
oyunculuk serüvenine “ben bu aşka olan inancımı kaybettim ela” repliğiyle giriş yapmış, tam adı ahmet kutsi karadoğan olan türk oyuncu ve şarkıcıdır.
devamını gör...
göbek bağını gömmek
bilmem kaç kuşaktır bizim sülalede göbek bağı denize atılır, toprağa gömülmez. sebep? bilen yok, zamanında biri başlatmış hâlâ devam ediyor, benimki izmir körfezinde, 2 oğlumun da öyle.. nasılsa anaları hiç ses etmemişti "ben denize atacağım, bizde böyle " dediğimde, ilginç..
evet, denizin ortasında ve içinde toprağın üzerinde olduğumdan daha rahatım, evet babam da öyleydi, evet oğullarım da öyle..
evet, denizin ortasında ve içinde toprağın üzerinde olduğumdan daha rahatım, evet babam da öyleydi, evet oğullarım da öyle..
devamını gör...
ayça_22 oturum açtı
msn zamanlarından kalan sosyal medya esprisidir. her genç duyunca görünce tebessüm eder.
devamını gör...
sürekli lambaları açık olan ev
muhtemelen bizim komşunun evidir o. hırsız girecek korkusu sanırım hiç kapattıklarını görmedim.
devamını gör...
tavşan ralph hakkında gizli mesajlar videosu çeken youtuber
tavşan ralph kısa filmi hakkında içinde gizli mesajlar olduğunu iddia ederek video çeken şahıstır.
hayvan deneylerine tepki çekmek için çekilmiş bu filmi zaten hepimiz biliyoruz. ayrıca bende yazmıştım üzerine: #759740
yeniden başlığa konu olan youtube kullanıcısına dönersem, şahsın ismi cem kuşçu. zaten kanalının adı da bu.
esasen ralph videosu benim de twitterda karşıma çıktı. cem bey, video başlığında ki fotoğrafa sauron'un gözünü koyduğu için görünce çok güldüm ben. dedim ki sauron'un gözünün orada ne işi var? tavşan ralph topal morgoht'un uşağı mıymış?
biraz güldükten sonra ya allah aşkına ne demiş acaba diyip baktım. bakmaz olaydım. cem bey sürekli şizofren değilim diyor ama ben kendisine bir doktora görünmesini insani sorumluluklarım gereği tavsiye ediyorum.
video'ya gelince nasıl desem, şöyle ifade edeyim , bu kadar deli saçması iddiayı ardı ardına duymayalı baya olmuştu. inanamadım.
örneğin videonun, renkli diş fırçası var diye eşcinselliği özendirmesi mi dersiniz, ralph kahvaltı ettiği için insanlara amerikanın kurduğu en büyük tuzak olan "kahvaltı alışkanlığını" dayatması mı dersiniz, bardakta dünyanın en büyük babası yazdığı için aslında kast edilenin papa (şaka değil evet papa) olduğu ve hristiyanlaştırma gayesiyle çekildiği mi dersiniz, video da vazelin var diye eşcinsellik ima ediliyor iddiası mı dersiniz... daha neler neler....
şöyle diyim komplo teorisyenlerinin deli olduğunda mütabıktım da islamcılık , homofobi ve sanrısallık konusunda böyle bir video daha görmemiştim...
ayrıca video çok öğreticiydi, mesela kahvaltı ettiğim için amerikanın ajanı olduğumu öğrendim videoda, bir de banyomdaki vazelin eşcinsellik propagandasıymış.(!) canım vazelin seninle "gurur" duyuyorum. ne yapsam hayatımdaki lubunyalara vazelin mi hediye etsem. asdfgh.
yani bakın nasıl bir straight-ally'im banyomda vazelin bile var. asfgasfhgjkl.
ama şaka bir yana videoyu çeken arkadaşın cinsellik hakkında bilgisi(zliği) de baya trajik. kendisi vazelinin kullanımı konusunda baya yanılıyor.
yani vazelini krem olarak kullanılmıyor sanıyor, ki temel işlevi budur, ve ne yazık ki kayganlaştırıcı jel diye bir şeyi hiç duymamış. bu yüzden videoyu çeken şahsa buradan bir haber tebliğ etmeyi kendime borç biliyorum. sevgili cem, biz normal insanlar vazelini vazelin olarak kullanıyoruz, inanmayacaksın ama eşcinseller dahil. ayrıca aklının sürekli takılı kaldığı "malum" konuyla da ilgili bu kadar takılma. valla gerek yok.
neyse arkadaşlar güldük eğlendik tamam. ben başlığı açtım, bundan sonrası sizde. videoyu şikayet edip dislike atarsınız artık.
buyrun link buradan
edit: bu başlığı açtım çünkü cem bey tepkiler üzerine yorumları kısıtlamış. ayrıca şaşkınlığımı siz tatlı sözlük mensuplarıyla da paylaşmak istedim.
hayvan deneylerine tepki çekmek için çekilmiş bu filmi zaten hepimiz biliyoruz. ayrıca bende yazmıştım üzerine: #759740
yeniden başlığa konu olan youtube kullanıcısına dönersem, şahsın ismi cem kuşçu. zaten kanalının adı da bu.
esasen ralph videosu benim de twitterda karşıma çıktı. cem bey, video başlığında ki fotoğrafa sauron'un gözünü koyduğu için görünce çok güldüm ben. dedim ki sauron'un gözünün orada ne işi var? tavşan ralph topal morgoht'un uşağı mıymış?
biraz güldükten sonra ya allah aşkına ne demiş acaba diyip baktım. bakmaz olaydım. cem bey sürekli şizofren değilim diyor ama ben kendisine bir doktora görünmesini insani sorumluluklarım gereği tavsiye ediyorum.
video'ya gelince nasıl desem, şöyle ifade edeyim , bu kadar deli saçması iddiayı ardı ardına duymayalı baya olmuştu. inanamadım.
örneğin videonun, renkli diş fırçası var diye eşcinselliği özendirmesi mi dersiniz, ralph kahvaltı ettiği için insanlara amerikanın kurduğu en büyük tuzak olan "kahvaltı alışkanlığını" dayatması mı dersiniz, bardakta dünyanın en büyük babası yazdığı için aslında kast edilenin papa (şaka değil evet papa) olduğu ve hristiyanlaştırma gayesiyle çekildiği mi dersiniz, video da vazelin var diye eşcinsellik ima ediliyor iddiası mı dersiniz... daha neler neler....
şöyle diyim komplo teorisyenlerinin deli olduğunda mütabıktım da islamcılık , homofobi ve sanrısallık konusunda böyle bir video daha görmemiştim...
ayrıca video çok öğreticiydi, mesela kahvaltı ettiğim için amerikanın ajanı olduğumu öğrendim videoda, bir de banyomdaki vazelin eşcinsellik propagandasıymış.(!) canım vazelin seninle "gurur" duyuyorum. ne yapsam hayatımdaki lubunyalara vazelin mi hediye etsem. asdfgh.
yani bakın nasıl bir straight-ally'im banyomda vazelin bile var. asfgasfhgjkl.
ama şaka bir yana videoyu çeken arkadaşın cinsellik hakkında bilgisi(zliği) de baya trajik. kendisi vazelinin kullanımı konusunda baya yanılıyor.
yani vazelini krem olarak kullanılmıyor sanıyor, ki temel işlevi budur, ve ne yazık ki kayganlaştırıcı jel diye bir şeyi hiç duymamış. bu yüzden videoyu çeken şahsa buradan bir haber tebliğ etmeyi kendime borç biliyorum. sevgili cem, biz normal insanlar vazelini vazelin olarak kullanıyoruz, inanmayacaksın ama eşcinseller dahil. ayrıca aklının sürekli takılı kaldığı "malum" konuyla da ilgili bu kadar takılma. valla gerek yok.
neyse arkadaşlar güldük eğlendik tamam. ben başlığı açtım, bundan sonrası sizde. videoyu şikayet edip dislike atarsınız artık.
buyrun link buradan
edit: bu başlığı açtım çünkü cem bey tepkiler üzerine yorumları kısıtlamış. ayrıca şaşkınlığımı siz tatlı sözlük mensuplarıyla da paylaşmak istedim.
devamını gör...
hatay milletvekili barış atay’ın polis tarafından tartaklanması
ülkede seçilmiş bir milletvekilini dövdürecek kadar arsızlaşmış bir hükümetle karşı karşıya olduğumuzu göstermiştir. ideolojik olarak nasıl baktığımızdan bağımsız olarak meclisimizde bizi temsil eden bir vekilin böyle muameleye maruz bırakılmasına tepki göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. görüntüleri izlemek için buradan.
ekleme; arkadaşlar, olayı istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz de bu kadar anlamsız yorumlar olmamış sanki. burada olay barış atay’ın samimiyeti değil, polis memurları tarafından tartaklanması. daha önce de dedim eğer bu gibi insanların terörist olduğunu düşünüyorsanız sahaya bizzat teşrif edersiniz. halkla beraber meşru protesto hakkınızı kullanırsınız. burada bir diğer mesele gencecik çocuklar sokaklarda linç edilirken onların seçtiği vekiller nerede? hadi hdp olaya karışsa protestoları illegal hale getiriyor diyeceksiniz. o halde hani iyi parti vekilleri? hani chp vekilleri? hem hiç bir şey yapmayıp hem de yapanları eleştirirseniz muhaliften çok iktidara payanda olan biri imajı çizmiş olursunuz. seçtiğiniz vekiller meclis lokantasında yemek yerken barış atay hiç olmazsa tarafını belli etmiş eleştirecekseniz onu değil katılmayan sözde muhalif vekilleri eleştirin.
gelen haklı uyarı üzerine ekleme; başlığı açarken kullandığım linç kelimesinin tam olarak gerçeği yansıtmadığını fark ettim. kusura bakmayın. linç edilmesi yerine tartaklanması daha uygun olur.
ekleme; arkadaşlar, olayı istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz de bu kadar anlamsız yorumlar olmamış sanki. burada olay barış atay’ın samimiyeti değil, polis memurları tarafından tartaklanması. daha önce de dedim eğer bu gibi insanların terörist olduğunu düşünüyorsanız sahaya bizzat teşrif edersiniz. halkla beraber meşru protesto hakkınızı kullanırsınız. burada bir diğer mesele gencecik çocuklar sokaklarda linç edilirken onların seçtiği vekiller nerede? hadi hdp olaya karışsa protestoları illegal hale getiriyor diyeceksiniz. o halde hani iyi parti vekilleri? hani chp vekilleri? hem hiç bir şey yapmayıp hem de yapanları eleştirirseniz muhaliften çok iktidara payanda olan biri imajı çizmiş olursunuz. seçtiğiniz vekiller meclis lokantasında yemek yerken barış atay hiç olmazsa tarafını belli etmiş eleştirecekseniz onu değil katılmayan sözde muhalif vekilleri eleştirin.
gelen haklı uyarı üzerine ekleme; başlığı açarken kullandığım linç kelimesinin tam olarak gerçeği yansıtmadığını fark ettim. kusura bakmayın. linç edilmesi yerine tartaklanması daha uygun olur.
devamını gör...
de ki işte
bir oruç aruoba kitabıdır.
yürüme üçlüsünün ikinci kitabıdır. ilk kitabı için (bkz: yürüme) girdiğim tanım için ise #1108937 .
kitap oruç aruobanın felsefi söylemlerinden oluşur. sayfalarca şiirsel metinler. düşünmek için bırakılan boşluklar.
kitap 4 bölümden oluşuyor.
anlama-
rayış
ölüm (de )
yaşam (ki)
felsefe (işte)
genel olarak oruç aruoba tespitleriyle öne çıkıyor. şu şöyledir bu böyledir şeklinde yazıları okuyucuya düşündürtüyor. her bölümden büyük keyif aldım.
tabi yaşam ve felsefe bölümlerine ayrı parantez açmak istiyorum özellikle felsefe yani işte kısmı müthişti.
felsefe kısmı bizle oruç aruobayı ayıran kısım. diğer konularda en azından bilgi sahibiyiz. felsefe kısmında büyük usta nasıl bir felsefeci olduğunu göstermiş.
zaten daha önce dediğim gibi türkiye'de felsefe hakkında konuşabilecek en yetkin kişilerden biridir kendisi.
okurken cidden öyle dediğim ve canımı yakan bol bol tespitler vardı.
hoşuma giden başka kısım ise oruç aruobanın büyük düşünürlerin söylemleri hakkında yorum yapması oldu. mesela bazı sayfalarda bir düşünürün düşüncesi ile ilgili kendi yorumlarını yapmış ve altına o düşünürün adını yazmış.
tabi bol bol oruç aruobanın etkilendiği felsefecileri görüyoruz. özellikle nietzsche, kant ve wittgenstein ağırlıklı şekilde düşüncelerini okuyoruz.
felsefe hakkında nedir ne değildir nasıl yapılmalı gibi sorulara cevap getirmeye çalışıyoruz hem de oruç aruoba yardımıyla.
büyük felsefecilerin hakkında hikayeleri sayfa altında ufak yazılarla okuyup öğreniyoruz.
ölüm ve yaşam hakkında nefis analizleri bize ders oluyor.
ölüm nedir yaşam ne değildir görüyoruz.
bazen başımıza gelen olayları yazdığını görüyoruz ve yutkunuyoruz. altta örnek vereyim hemen.
yaşamında şunları da yaşayabileceksin:
1 birisini, ona söyleyecek bir şey bulamadığın için aramak.
2) birisini, onu artık görmeyeceğini söylemek için beklemek.
3) birisini, onu görmeye dayanamadığın için terk etmek.
neler yaşamayacaksın ki ! )
mesela bunların yazılı olduğu sayfa kalbime tornavida soktu. hepsini yaşamış biri olarak boğazım düğümlendi.
ölüm hakkında dedikleriyle ölüme sarıldım. ölümden korkmamayı gördüm. her bölümden ayrı ayrı keyif aldım. herkese yürüme üçlüsünü tavsiye ederim.
ha bu arada kitap metis yayınlarından yayınlanmıştır.
yürüme üçlüsünün ikinci kitabıdır. ilk kitabı için (bkz: yürüme) girdiğim tanım için ise #1108937 .
kitap oruç aruobanın felsefi söylemlerinden oluşur. sayfalarca şiirsel metinler. düşünmek için bırakılan boşluklar.
kitap 4 bölümden oluşuyor.
anlama-
rayış
ölüm (de )
yaşam (ki)
felsefe (işte)
genel olarak oruç aruoba tespitleriyle öne çıkıyor. şu şöyledir bu böyledir şeklinde yazıları okuyucuya düşündürtüyor. her bölümden büyük keyif aldım.
tabi yaşam ve felsefe bölümlerine ayrı parantez açmak istiyorum özellikle felsefe yani işte kısmı müthişti.
felsefe kısmı bizle oruç aruobayı ayıran kısım. diğer konularda en azından bilgi sahibiyiz. felsefe kısmında büyük usta nasıl bir felsefeci olduğunu göstermiş.
zaten daha önce dediğim gibi türkiye'de felsefe hakkında konuşabilecek en yetkin kişilerden biridir kendisi.
okurken cidden öyle dediğim ve canımı yakan bol bol tespitler vardı.
hoşuma giden başka kısım ise oruç aruobanın büyük düşünürlerin söylemleri hakkında yorum yapması oldu. mesela bazı sayfalarda bir düşünürün düşüncesi ile ilgili kendi yorumlarını yapmış ve altına o düşünürün adını yazmış.
tabi bol bol oruç aruobanın etkilendiği felsefecileri görüyoruz. özellikle nietzsche, kant ve wittgenstein ağırlıklı şekilde düşüncelerini okuyoruz.
felsefe hakkında nedir ne değildir nasıl yapılmalı gibi sorulara cevap getirmeye çalışıyoruz hem de oruç aruoba yardımıyla.
büyük felsefecilerin hakkında hikayeleri sayfa altında ufak yazılarla okuyup öğreniyoruz.
ölüm ve yaşam hakkında nefis analizleri bize ders oluyor.
ölüm nedir yaşam ne değildir görüyoruz.
bazen başımıza gelen olayları yazdığını görüyoruz ve yutkunuyoruz. altta örnek vereyim hemen.
yaşamında şunları da yaşayabileceksin:
1 birisini, ona söyleyecek bir şey bulamadığın için aramak.
2) birisini, onu artık görmeyeceğini söylemek için beklemek.
3) birisini, onu görmeye dayanamadığın için terk etmek.
neler yaşamayacaksın ki ! )
mesela bunların yazılı olduğu sayfa kalbime tornavida soktu. hepsini yaşamış biri olarak boğazım düğümlendi.
ölüm hakkında dedikleriyle ölüme sarıldım. ölümden korkmamayı gördüm. her bölümden ayrı ayrı keyif aldım. herkese yürüme üçlüsünü tavsiye ederim.
ha bu arada kitap metis yayınlarından yayınlanmıştır.
devamını gör...
insanların yediğini,içtiğini,okuduğunu paylaştığı ya da ilgi görmek için türlü zırvalıkları yaptığı platform.sevgilisinden ayrılmak için story atıp anket yaptıran pelinsuları ile de meşhurdur. ayrıca çakma badboy berkecanlar da vardır onlarda ya araba içinde story atar ya da gece sokaktayken.kısacası insanların olmadıkları gibi görünmeye çalıştığı ve zırvaladığı sosyal medya platformu.
devamını gör...