ulan harbiden ayrıldık mı düşüncesiyle uyanılan şok içinde geçireceğiniz zamandır.

insanın içinde hala umut olur gerçekten ayrılmadık yok yav der ama sonra uçurumdan aşağı düşer çünkü ayrılmışsınızdır.

bir de beni bırakmaz düşüncesi vardır. içinizde döner durur beni bırakmaz yok yok ayrılmadık barışırız dersiniz ama gerçekle tanışırsınız.

sevdiğiniz bir insandan ayrıldıysanız allah rahmet eylesin yaşarken çok iyi bir insandınız.
devamını gör...

yağmurlu bir sabahtan günaydın sözlük. sabah sabah sarı yağmurluğumu giydim ve aynen aşağıdaki modda yürüdük servise.
edit: an itibari ile işe gelmiş bulunmaktayım. yağmurluğu çıkarttım, bir keyifsizlik çöktü üzerime. belki düzelir diye tekrar giydim ama işe yaramadı. istifa etsem keyfim yerine gelir mi acaba?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"aman, söylesem ne değişecek." diye diye konuşmayı unuttuk be hüseyin..
devamını gör...

cyberpunk bir evreninde görülebilecek sıradan bir türk vatandaşıdır.

*fiçuvvv* ışınlanır
"hasss aygazı kapatmış mıydım lan ben acaba? kapatmıştım aynen... lan! ya kapatmadıysam, off ya hep bu oluyo..."

*fiçuvvv* eve tekrar ışınlanır
devamını gör...

ekonomi, felsefe, edebiyat, tarih, sosyoloji, psikoloji ve antropoloji.
devamını gör...

beni terk etmiş olan duygu. pişmanlık duyan insanın huzur bulması çok zor zaten. hayattaki en kıymetli şeylerden birisidir.
devamını gör...

(bkz: karayipler)
devamını gör...

almanca kelimedir. kişinin iyi bir şeyler yapmaya çalışıp, olay/durum çözmeye çalışırken her şeyi daha kötüye dönüştürmesidir.
-tam olarak kendimi gördüğüm bir kelime anlamıdır. bazen iyi niyetli davranıp bir şeyler yapmaya çalışıp sonrasında berbat edip kenara çekilmem.
devamını gör...

süleyman demirel'in ülkeye attığı kazıktır.

süleyman demirel'in 1992'de verdiği seçim vaadinin sonucunda getirdiği erken emeklilik yasası ile o dönemde birçok insan 30'lu ve 40'lı yaşlarında emekli oldular. oy uğruna getirilen bu yasa türkiye ekonomisine çok ciddi zararlar verdi ve hala vermeye devam ediyor.

çok basit bir şekilde düşünürsek emeklilerin maaşları çalışanların maaşlarından kesilen vergi ile ödenir. bu yüzden sosyal güvenlik sistemlerinin mali sürdürülebilirliği için aktif/pasif sigortalı oranının 4 olması hedeflenir. yani her 4 çalışanın 1 emeklinin maaşını ödemesi hedeflenir. fakat bildiğim kadarıyla türkiye'de bu oran 4 değil 1,6. yani her 1,6 çalışan 1 emeklinin maaşını ödüyor.

bunu daha iyi anlatabilmek için bir örnek vermek istiyorum.

65 kişilik bir aktif ve pasif sigortalı (yani çalışan ve emekli) nüfusun olduğu bir ülke düşünelim. normalde istenilen 52 çalışanın 13 emeklinin maaşını ödemesidir*. fakat türkiye'de erken emeklilik sistemi yüzünden 40 çalışan 25 emeklinin maaşını ödüyor*.

her çalışana 5000 tl brüt maaş verildiğini varsayalım. eğer erken emeklilik ile aktif/pasif sigortalı oranı bozulmamış* olsaydı her çalışanın maaşından %15 gelir vergisi kesilerek her çalışan 4250 tl, her emekli 3000 tl maaş alabilirdi.

fakat aktif/pasif sigortalı oranı bozulduğu* için şu an çalışanlardan %15 gelir vergisi kesersek her emekli sadece 1200 tl alır. emeklilerin geçinebilmesi için gelir vergisini %30'a çıkarırsak her çalışan 3500 tl, her emekli 2400 tl maaş alabilir.

yani erken emeklilik yüzünden günümüzde hem çalışanlar hem de emeklilikler daha az maaş alıyor.

ayrıca günümüzdeki geç emeklilik de o dönemdeki erken emekliliğin bir sonucu.

aktif/pasif sigortalı oranını tekrar yükseltmek için işe yeni başlayan insanların 65 yaşına kadar çalışması gerekiyor. oysa süleyman demirel oy almak için erken emeklilik yasasını getirmeseydi çalışmaya hayatına yeni başlayan/başlayacak bizler 58-60 yaşlarında emekli olabilir ve hem çalışırken hem de emekli olunca çok daha yüksek maaşlar alabilirdik.

yani erken emeklilik yüzünden bugünün gençleri hem daha fazla çalışmak zorunda kalıyor hem de daha düşük maaş alıyor.

not: o dönemde erken emekli olan insanları suçlamıyorum. oy için erken emeklilik yasasını çıkararak ülkenin geleceğini satan süleyman demirel'i suçluyorum.
devamını gör...

çoğu zaman tercih etmediğimdir. özellikle mühendislik okuyan arkadaşlar, literatür araştırmasının ne kadar önemli olduğunu iyi bilirler ve bu konuda benim açımdan çoğunlukla kaynağı belirtilmeyen girilerin olduğu sözlük ortamları en son başvurulacak yerlerdir. o yüzden bir kitapta, bir internet sitesinde ya da bir tezde yazan şeyleri buraya kaynağıyla kopyalayıp yapıştırmak ya da aktarmak, bana anlamsız gelmiştir.

hayatta yaşamın birçok yönü var, yaşanmış birçok olay var ve alınacak müthiş dersler, kurulacak hayaller var, düşünmek için zaman var. brayton çevriminin ne olduğu değil de söz gelimi insanın boşanmakla ilgili tecrübelerini aktardığı üç beş paragraflık yazı bence çok daha faydalı oluyor. hayatta yaşamadığımız ama yaşama ihtimalimizin her daim olduğu bir meseleyi, yaşamış birinin ağzından dinlemek iyi iş, sözlüğü değerli kılıyor bence.

senelerce sözlükten aldığım en net fayda, yaşamı anlamlandırmakta bana katkı sunması oldu. insanı düşünmeye teşvik eden yazılar aklımda kaldı hep. bazı entryleri okuduktan sonra "vay canına lan, adam resmen döktürmüş" dedim, tekrar tekrar okudum, "şurada ne demek istedi acaba" diye sordum kendime. hayatın içinden bir konu, belki proust'un yazabileceği bir ustalıkla, hiç duymadığım kelimelerle adeta dans edilerek yazılmış. ağzımda müthiş bir tad, beynimde bir zevk şelalesi akar böyle durumlarda ve uzaklara bakarak, düşünerek sigaramı içerim. ben böylesini seviyorum.
devamını gör...

bugün şirkette ortakla haberleri izlerken ortağa ‘bak bu oxfor moxford yalan çıkacak milletten para koparmak için oltalıyorlar’ dedim. yatsıya dayanmadı.
devamını gör...

dün çaylaktı yanlış hatırlamıyorsam, bugün yazar olmuş. nickaltını açayım dedim.*
devamını gör...

''savaş istiyoruz!!!''
en önce vuruldu bunu yazan.

bertolt brecht
devamını gör...

art arda sıralanmış hareketsiz nesnelerin belirli aralıklarla tekrarlanması ile hareketli bir görüntü oluşturmasına denir. fenomen etkisi olarak da bilinir. algı üzerine deneysel çalışmalar yapılarak keşfedilmiştir.
devamını gör...

“sanırım ben dahil, bu başlığa yazan tüm yazarlar kanserden öleceğiz.”

-ozgur1ey

not: bu kadar abartmayın. aşk acısından ölen yok.
devamını gör...

asıl adı hamid hamidüddin'dir.
1331 yılında kayseri'nin akçakaya köyünde doğan hamidüddin, horasan erenlerinden şemseddin musa kayseri‘nin oğludur.
ilk eğitimini babasında almıştır. ilim alanındaki çalışmalarını şam, tebriz ve erdebil'de sürdürmüştür. daha sonra dini ve dünyevi ilimlerle ilgili irşad vazifesi için bursa'ya yerleşmiştir.

bursa'da çilehanesinin yanında yaptırdığı küçücük ekmek fırınında somun pişirip çarşı pazar dolaşarak fakire fukaraya “somunlar müminler” diyerek ekmek dağıttığı için kendisine somuncu baba denmiştir. 

yaptığı ekmeğin lezzeti ve bereketi dilden dile yayılınca yıldırım bayezid’in damadı emir sultan kendisini birçok defa ziyarette bulunmuştur.

zamanın padişahı yıldırım bayezid han, niğbolu zaferini kazanınca bursa ulu camii‘ni yaptırmış ve kaynakların ifadesine göre, hükümdarın damadı olan emir sultan kendisine yapılan hutbe okuma teklifini, “büyük veli şu anda bu şehirdedir, onların mübarek varlığı varken halka nasihat ve hitap etmeyi bize teklif etmek münasip değildir" diyerek reddetmiş ve bu görevin somuncu baba'ya verilmesini tavsiye etmiştir.
bunun üzerine ulu cami'nin açılış hutbesini şeyh hamid-i veli okumuş, hutbede fatiha suresini yedi farklı şekilde yorumlamıştır. bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemaat şeyh hamid-i veli'ye büyük bir teveccüh göstermiştir.

manevi kişiliği ve bilgelik yönü ortaya çıkan şeyh hamid-i veli şöhretten korktuğu için bursa'dan ayrılarak aksaray'a gitmiştir orada hacı bayram veli'yi dünyevi ve uhrevi ilimlerle ilgili eğitim verdikten sonra ankara'ya göndermiştir.
şeyh hamid-i veli, 1412 de darende'de hayatını kaybetmiştir. kabri şeyh hamid-i veli camii içerisindedir...
devamını gör...

2021 ekim ayı işsizlik oranı 12.7
devamını gör...

(bkz: alucard)
devamını gör...

beyin donması, dondurma ağrısı ve soğuk uyarıcı baş ağrısı olarak da bilinir.
genelde yaz aylarında çok hızlı biçimde dondurma yediğimizde ya da buzlu bir şeyler içtiğimizde, baş ve yüzdeki trigeminal sinir olarak bilinen sinirin harekete geçmesi ile başın içindeki kan damarlarının sıkılıp büzüşmeye başlaması ve ani bir genleşme yaşayarak uyarılmasıyla acıya neden olması durumudur. yoğun olarak ilk alında hissedilen bu acı hızla gelir ve ağrılıdır. sonrasında başın arkasına doğru yayılan ağrı migreni olanlarda bir zonklama şeklindedir.

beynimizin bize yavaşlamamız yönünde bir tepkisi olarak ortaya çıkardığı beyin donmasına, bazen dondurma yememiş olsak dahi yaşanılan bazı olaylar sonucunda maruz kalabiliriz. dondurmadan kaynaklanan donmaya nazaran daha uzun sürebilir hatta kör edebilir. bu da belki hayatın bize yavaşlamamız gerektiğini söyleme şeklidir. bilinmez..
devamını gör...

iki yıldır severek kullandığım aynasız ve ön izlemeli makine. aynasız olması hafif olmasını sağlamış ön izlemeli olması özellikle sokak fotoğrafçılığına ilgi duyanlar için ani çekimlerde adeta hayat kurtarıyor.

makinenin tek kötü yanı vizör'ünün olmayışı. vizörsüz makinelere daha önce rastlamadığım için özelliklerini incelerken özelikle vizörü var mı yok mu diye bakma ihtiyacı duymadım. mantığını çözemedim gerçekten bir makineye vizör neden koyulmaz. yani vizörü de olsun. isteyen vizörü kullansın isteyen ekranı. bu kadar da gömmeyeyim azcık da iyi özelliklerinden bahsedeyim.

çok kullanışlı bir kere. gövdeyi boğan düğmeler yerine bir deklanşör ve bir kontrol düğmesi var sadece. kontrol düğmesinde üç seçenek var: video modu, otomatik mod ve seçenekleri istediğiniz gibi değiştirebileceğiniz benim özgür mod olarak tanımladığım bir mod var. bu özgür mod; manuel mod, tv, av, p gibi modları ve manzara, portre gibi bir çok seçeneği bulunduruyor. ayrıca ayarların yapıldığı küçük bir panel ile dosya aktarım düğmesi var. kullanımı oldukça basit.

oldukça hafif. tek elle kullanılabilir ve tutuşu çok rahat. aslında daha çok küçük eller için üretilmiş gibi duruyor. zaten kadın makinesi ya da vloger makinesi olarak tanımlayanlar da var. erkek fotoğrafçılar tutmakta zorlanabilirler küçük olduğu için kavranması zor.

çok kolay bir şekilde çektiğiniz fotoğraflar telefonunuza başka bir fotoğraf makinesine ya da bilgisayarınıza anlık olarak aktarabilirsiniz.

he bir de çok kötü bir yanı daha var onu da söylemeden geçemeyeceğim. çok narin bir dahili flaş'ı var. çok kırılgan gerçekten. düğmesine basıp açıldığında süprizli kutudan çıkan palyaço kadar ürkütüyor insanı.

sonuç olarak vlog çekimleri ya da sosyal medya fotoğrafları için kullanışlı bir makine. ancak profesyonel fotoğrafçılıkta ilerlemek isteyen kullanıcılara hitap etmeyen bir makine.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim